10 Kasım 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

10 Kasım 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

aye : : | Kâşif, kaptan, maşa Modera memlekette de, istiridyeye tapan İptidal insanlar arasında da si- zaset ve devlet teşkilâtmın göze çarp. tığı her yerde şu üç tip insan, arka, ar kaya görünür. Başta devlet andmı, onun arkasında siyaselçiler, daha arkadan sürüşsürü, politisiyenler.. Bu nizam, siyasi hayatın tabii tekni-| Zidir. Devlet adamı kimdir? Devlet adamı siyasetin dehasmı bu ian insanlardır. siyaset dahisi pomat dehasi gibi yok olan şey değil herkesin gezdiği fakat dil veremediği Şeye Şekil veren insandır. Cemiyetler başlarında tehlike rüz. gârları dolaştığı zaman, bu cins adam- ların etrafında toplanırlar. Onlar her zaman canlanmış, tek insan şekline giri miş bir cemiyettirler. Muhammet bir devlet adamıdır. Ro- bespiyer bir devlet adamıdır. Büyüb Petro bir devlet adamıdır. Lenin bir dev let adamıdır. Mustafa Kemal bir dev- let adamıdır. Devlet adamı her zaman İş başında değildir. Çünkü cemiyet her Zaman, her ân yaradıcı bir devlet ada- mı doğuracak kadar velüt olamaz. Bu-| nün için devlet adamlarının arkasındar onu tefsir eden, muhtelif fikir cereya: lar çıkar. Devlet adamı umumi hası Siyetin bir ifadesi iken siyaset adam: fikir zümresinin başında bulunur Büyük yaratıcı adamm çizdiği yolda müfbasirlik eder, Ayni sistem üzerinde, biribirlerine Zit neticeler çıkaran İnsanlar tabiatile| birer fırkacıdırlar, Onlar çizilmiş olan Yolda makineyi sevkederler. Mevkii iktidardan inen yerinden kal kan, düşen siyaset kurtları bu seriye gi revek insanlardır. Klemanso, Briyan, Stalin ve emsali adamlar siyaset adam dır, Büyük devlet adamı büyük ve meç. hul kıtalar keşfeden kâşifler gibi ye- Ni ufuklar keşfeder sırtladığı ülkeyi a- “rlardan, asırlara bir top gibi atar. | t adamı bu yeni istikametlere| doğru dümen tutar. | Fakat bir de, siyaset adamın fikir. dev hayata geçerken elinde tuttuğu bir adı peliiniyendir; olitisiyen idealist değildir. Çünkü Politika onun maişetini temin eder. Fakat ne siyaset adami gibi mutahas- & ne de onun kadar otariteye sahip. Siyaset bezirgânlığı ile gecinir. Her a hizmet eder. dr, lerle hayat arasında bir maşa- * Hiçbir fırka bu maşayı elinden bi- İyi fırka devlet adamına, siyaset a- Amına ye az miktarda maşaya sahi olan firkadır. el : *na fırka, devlet adamı olmıyan, t adamı kıt bulunan, politisyeni olan fırkadır, d Türkiyenin inkılâp fırkası devlet a- iy 4, siyaset adamına maliktir. Po. rini ıslah zaruretindedir. de ahaliğ fırkanın kendine mal olmuş! let adamı yoktur. Heç yaset adamı yoktur. Bir kabine) de buy me Yazılacak bir düzüne İsim bi- Fakat sonsuz denecek Si. mebzul politisyeni var. arayı fırka askeri fırkaların aksine kine saflarmı neferlerden değil er- Kndeggı Peren teşkil etmek meeburiye r, S.E kardan çıkmamıştı. Ama dan hangi kıymet Mükmleri çıkarılabilir. 4 İni; , dâhi yetiştirmez, de- izah eder. Büyük çaplı Onları” yaratılışın barikalarıdır. Mek bir şehadetname ile ölç- mdiye kadar hiç kimsenin geçmemiştir. Hem, sözü, imtihan davası ile Yarım. allahlar arasında ne var? Niçin böyle sa- dolaşıyor? | » her asrın yeni vası- | tığı bir yuvadır. | son nesillere devrin elediği müsbet mütalealar dundan daha tabii de ne vardır? lin 7 i Hadisenin kahramanı Mosigli Geçen gün Pariste çok garip ir hadisa olmuştur. Sabaha karşı “Vensen,, civarında bir caddeden evine avdet eden bir şoför bir adamın zıplaya zıplaya kendine doğru yaklaşdığını görmüş. Adam şoförün hizasına gelince “beni Polis merkezine götürünüz,, de- miş. Elleri ve ayakları zencirle bağlı olan bu adamı otomobile almış ve ilk merkeze götürmüş. Masigli ismini taşıyan bu adam merkezde demişki: — Dün gece işimden avdet ederken bir otomobil yanımda durdu. İçindeki adam bana bir fabrika adresi sordu adresi ta- niyorduni; “Söyledim: “O vakit : otomobile binerek yolu göster- mekliğimi rica etti. Bu ricasını kabul ettim. Otomobilde tanıma- dığım bir erkekle bir kadın vardı. yanlarına oturdum. Oto. mobil yola düzüldü. Fakat şehir barıcına çıkınca ben sola gidil mesini söylediğim halde otomobil sağa döndü. Erkek bir tabanca çekerek gövsüme dayadı. kadında bir mendille ağzımı tıkadı ve gözlerimi bağladıktan sonra bi- leklerime ve ayaklarıma zincir- ler geçirdi. Otomobil durmadan gidiyordu. Nihayet bir noktada durduk. Beni aramadan indirerek gözlerimin bağını çözdüler. Bir ormanda bu unuyordum. gece idi. muarızlar beni çalıığa sürük- lediler ve yere oturduktan sonra ——— nn bir devlet memüriyetine girmek için şehadetname lâzım olduğu- mu söylemiyor mu ? Diyeceksiniz ki şehadetname her vakit ehliyet ve Jiyakatin sigortası değildir. Evet bazan | onların da yalancı şahitlik ettik- leri olur. Fakat dünyada mutlak ne varki? Mesele, hayrı şerrin- den fazla olmasındadır. Zaten bilmem ki çoktan halle- dilmiş böyle bir meselede fazla durmağa da lüzum olmasa ge- rek. Sukut kanunlarını tekrar keşfe kim çalışır? Bu satırların gayesi imtihan- | ların lüzumunu ispat değil, mek- tepliyi tehlikeli gafletlerden ko- rumaktır. İmtihanları kaldırmak, mektepleri kahveye çevirmekten başka bir netice vermez. Çocuk, sade tecessüs hissine bırakılarak mektep inzibatı kal dırılırsa yeni bir felsefi meslek meydana gelir ve ona en yakışan i isimde “Yangeldizm,. olur. Seyyah Misal mir, hakiki mı ? | Bir orman içinde zincirle bağlanan adam kimdir ? Kadın ve erkok bp lela: cali babasının vasıyetnamesini almışlar ! kendi kemerimle bir ağaca bağ- ladılar. O Üzerimden pederimin vasiyetnamesile cebimdeki 365 frangı aldılar, Bir şey söyleme- den çıkıp gitdiler. Hava 80 uk ortalık karanlıktı. £ Imdad bağırdım işiden olmadı. bin zah- metle beni ağaca bağlıyan ke- meri dişlerimle kopardım. Karan- hkda ayağa kalkarak sıçraya sıçraya ilerledim. böylece orma- nn ucuna kadar varabi'dim. Nihayet beni buraya getiren otomobili bularak geldim. | Zabıta Italyanın bu sözlerini çok garip bulmuş ve Italyan ile beraber bağlandığını iddia ey- lediği yere kadar gitmiştir. Bu- rada kemer parçası biri Fran- sızca diğeri Italyanca iki gazete ve küçük bir tezkere bulunmuş- tur. Bu tezkerede şu kelimeler yazılı idi: “bugün sana taarruz etmiş isem kabahat senin değil- dir. Senin bir diplomanı ve ba- banın vasiyetnamesini almıştım. onları iade edeceğim 365 frangı inde etmem, eğer ölürsen bu | para ile sana bir çelenk alacağım yine görüşelim!,, İtalyanın iddi- asınca otomobille dört saat kadar gezdirilmiştir. e Halbuki götürüldüğü bir ilk otomobile alındığı yere yakındır. Zabıta bu manasız gezdirmenin sebebini anlayamıyor ve yak'anın Italya- nın muhayyelesinde busule gelmiş İ pirsefsane -olması ibtimalini pek- | de müsteit görmiyor. Ve maamafih bu son günlerde Paris ve cıva- rında birbirini takip eden esrsr engiz vak'alar Fransız zabıtasını fazlaca alâkadar etmektedir. ————— — m Sulh abidesi uz 1 A werikanın merkezi hükütneti o.sn Vaşington şehrinde nebatat bahçesine çiban sulhü namına bir abide dikilmişti. Bu abide Reisicümburun ikametine mahsus olan Vayt Havz civarında ve Kapitol'ün karşısında bulunmak- tadır. mak nl S1 v, verüldbedeyi temsiileri İSTANBUL BELEDİYESİ İ Ni | demeci ANNAN | 3 perde 2 tablo tarihi piyes Yozan Musahipzade (elği Sık günü akşamı saat 2130 da Yanız mual- lim ve dale belere mah- sus, m m m | suretle. kazazede olduğu bak- Nobel mükâfatı Amerikalı edip S'nklarlevis e verild. Sinkler Levis, Amerikalı bir muhar- rirdir, 1585 inde -Sank Centr de doğmuş, 1907 Yale darülfünunda tah- silini ikmal ettikten sonra muhtelif ga- zetelerde muharrirlikle ve hikâyeler yazmakla mesgul olmuştur. Levisin ilk eserlerinde bilhassa Velsin tesiri görülür. Onun şöhret bulmasına ve her yerde tanmmasma hizmet eden ©- Sinkler lenis seri 1920 de intişar etmiş “Ana Yol” atlı eserdir. Levisin 1902 de çıkan “Ba- bit” atli eseri son zamanlarda en çok münakaşa edilen ve çok mevzubahso- lan eserlerden biridir. Daha sonra Le- vis “Ökçu” atli eserini neşretmiş ise de bu eser daha evvelki eserleri derecesin- de rağbet görmemiştir. R. 101balonu ha vada nasıl yandı, tahkik ediliyor R.101 balonunun kazaya oğra- ması üzerine İngilterede bir tahiki- kat komisyonu teşkil edilmişti. Bu komisyon kazadan kurtulanla- rınifadelerini alarak kara-sebe-. bini”tesbit ile mükelleftir; Kaza- nın vukuu esnasında civarda bü” lunup hadisenin muhtelif safha- larına şabit olan Fransızlar da a- biren Londraya davet edilmiş ve ifadeleri alınmıştır. Bunların ifa- deleri alınırken kazadan kurtu- labilen altı kişi de hazır bulun- durulmuştur. Tahkikat komisyonu riyasetine sabık Hint komisyonu reisi sör “ConSinon, memur edilmiştir. Tabkikat O hâkiminin yanında R. 101 balonunun küçük | modeli bulundurtulmaktadır. Hâ- kimler bu modele makaralarla mühtelif meyiller vermekte ve şa- hitler böylece Balonu ne vaziyet- te gördüklerini söyleyebilmek- tedirler. Şahitler doğru söyleye- ceklerine yemin ettikten sonra bir mikrofon önünde şehadet ediyorlar. Gazeteciler bir opar- lör karşısında bulunduklarından şahitlerin ifadesini tamamen işi- tebilmektedirler. ifadeleri evve- ! lâ alınan iki makinistten biri yan- İ gının balonun merkezinden baş- ladığını iddia etmiş isede, diğeri daha seyahatin iptidasında Balo- nun fazla ağır olduğunu ve üç 5— VAKIT 10 Teşrinsani 1930 — Teslihatı tahdit meselesi Tahdidi teslihat konferansının ihza- ri komisyonu O toplanmış ve mesaisine başlıyarak bazı meseleleri müzakereye başlamıştır. Komisyonun, bu son içtima ile işlerini tekmillemesi beklenmekte dir. Fakat komisyonun iyi ve müsait şe rajt altında toplandığını iddiaya imkân yoktur. Dünyanım birçok yerlerinde si- yasi huzursuzluklar ve askeri hazırlık- lar devam edior. Teslhatın tahdidi için en kuvvetli esas, milletler arasında em niyet ve itimadın teessüsüdür. Bu te melin atılmış olduğunu gösterecek ema reler çok zaiftir. Devletlerin birçoğu es kisinden fazla teslihat ile meşgul olu yorlar. Bu şerait altında ihzari komisyonun toplanıp çalışmasından bir faide gelip gelmiyeceğini düşünmeğe bile değmez, i Fakat toplanan konferans yalnız ihza- ri mahiyette olduğundan, asıl konferan sın içtimaa davet edilip edilmemesi, onun vereceği neticeye bağlıdır. İhzari konferansın hedefi, teslihatı tahdit ve tenkis için bir rapor kaleme almakta ve bir plân tavsiye etmektir. Bu plân mücibince her devlet teslihatı nı diğer devletlerin tahdidatile mütena sip bir şekilde tenkis edecektir. Fakat bu plânı hazırlamak, hakika- ten müşkül bir iştir. Çünkü her memle ketin teşkilâtı, başka memleketlerin tah didatından ayrılır ve başka bir surette telâkki edilir. Meselâ, Taymisin dediği gibi, “İngiliz ordsunun kuvveti nedir?,, diye bir sual varit olsa, bu suale dört beş şekilde cevap verilebilir, Verilecek cevapta, ingiliz ordusunun kuvveti, Hindistanda kullanılan kuvvetleri de hesaba katılabilir, Yahut bunlar hesa- ba katılmıyarak Hindistana ait sayrla- bilir. Bahri kuvvetleri hesap etmekte de buna mümasil birçok müşküller vardır. Ihiari komisyon şimdye kadar bu meselelerin bir kısmma cevap vermiş bulunuyor. Bu seferki içtima geride ka lan meselelere cevap verecektir. Ö. £. . pi Amerikada intihabat Cemahiri müttefika geçen hafta şe dit intihabat sar'aları ile sarsıldı, Mü- messiller meclisinin 434 azası İle S4.a-.. yan ve 32 hükümet valisinin intihabı mevzuubahisti, Cemahiri müttefika gi- bi her şeyi ifrata götüren bir memle- İkette bu kadar mühim bir intihap mev siminin ne derece asabiyetle geçeceği kolaylıkla anlaşılır. Amerikada intntihap mücadelesi sırf yaşlar ve kurular yani içki taraftarları ile aleyhtarları arasında cereyan edi- yor. Filhakika bu intihabatta iktisadi İmüşkülât ta oldukça rol oynamış ise de asıl cidal yine yaşlık ve kuruluk me salli etrafmda vukua gelmiştir. Eski kongrede ayan ve meb'usanda ekseriyet cümhuriyetperverlerde idi, Filhakika ayanda 49 demokrata muka- bil 56 cümhuriyetçi ve mümessiller meç lisinde ise 164 demokrata karşı 261 ciim huriyetçi vardı. Yeni intihabatta demokratların mama mile galebe etmeseler bile büyük bir mu vaffakıyet kazandıklarını şimdiden alı. nan neticeler gösteriyor. Filhakika mü- meselesi de hallonuluyor denebilir; bir fazla olacağı tahmin ediliyor, Ayni zamanda (kuru) luk (yaş) lk meselesi de hallolunuyor denebilir bir çok hükümetlerde yaşlar kurulara nis petle iki Yey almışlardır. Eğer demek ratlarım galebesi zandan fazla olassx olursa reisiciimhur (Hover) in müşkül bir vaziyette kalacağı muhakkaktır. Me maliki müttehidede kuruların ve ya ya ların galebesi memleketin harici siyase çuval sâfra atmağa lüzum görül- düğünü bildirmiştir. Fransadan gelen şahitler arasında birisi | izinnamesiz bir avcıdır, bu ada- | ma reis: — Kaza gecesi dışarda ge- ziyordunuz öyle mi? Dediği za- man O fütursuzca: — Kaçak avcılık yapıyordum! demiştir, Gerek bu şahit gerek- se diğeri balonun ışıklarının iki defa söndüğünü ve üç infilâk olduğunu söylemişlerdir. Tah- kikat neticesinde balonun ne İre meyil göstermesini icap ettirmiştir ti noktai nazarından tesir icra edesi bir mahiyeti haiz değildir. Manmsfi” demokratların cümhuriyetçilerden si 1 de Alman taraftarı oldukları kanssti Avrupa müttefiklerinin cumhuriyetçile Eğer demokratlar ekseriyeti elde ede bilirlerse 1992 riyaseticüümhur intihabın da demokrat fırkasınm esbak reisieüm hur Rozveltin oğlu Mösyö Franklen Rozvelti namzet göstereceği şimdiden söylenmektedir. O takdirde meşhur (Wolstat) kanunu kalkacak ve içki ya 5 sağmın kalkması le beraber kaçükcılığa da nihayet verilecek demektir. Bunun mümkün olup olamıyacağını intihaba- tın neticesi alınmadan kat'i surette kestirmek mümkün değildir. kında bir fikir peyda edilebilece- ği kanaati henüz mevcuttur. Son telgraflar iki fırkanın ayni mik. tarda aza intihap ettirebildiğini işaret etmektedir. 4 | | i i , | | ua İğ eni. <a Silen kn ik eği | j Ni

Bu sayıdan diğer sayfalar: