amin a 4 — VAKIT 9 Teşrinevel 1930 ie tarihinde yeni) &areler: | WA II v— bir devir O tarafın listesi —menanaannann nana kpmmmammnn, Dai Dİ öğe Üste, sımma ne liste. ; : lurnal gazetesinin siyasi mu- Renk, renk, hiyanet, cinsi, cinsi bile Icra ve iflâs işleri | salar ariel Yrm Adliye Vekili Yusuf Kemal BF.| limanını KIZIL ç bir kaç gündenberi İstanbuldadır. «ağ pm ur ag (—11-| G Ö M Ni E K öğrenmek isterseniz şöyle bir okuyowe Nü lir Hiç güm daba kal i ye ad bir makalede di- Yusuf Kemal Bf.nin burada bulun- Yezidin döndürmek istediği enti- rika anlaşılıyordu mak fırsatından istifade ederek ie.) |, © SAN Çine iadesi birçok Bunun Üzerine Osman evine | tefit davradığım gözünden ka- ira 3 ler hatırlatır. Çinliler Bahri ra ve iflâs kanununun tatbikatı et-) 9” tufnda tetkil k| Asfar cihetinden Pekini muha- tedir. Ni yapı aplaa faza için Peçili körfezi metha- Bu tetkikatın hedefi şudur: Borç linde iki istihkâm vücuda getir; : z yapıyorlar... Medeni memleketlerde tole- için hapis usulünün iadesi mevzu- mişlerdi, rans vardır. Bırakınız vatandaşlar mukad. des haklarını istimal etsinler. | © bahis olmamakla beraber alacaklı- ların hukukunu daha kolay, daha çabuk temin edecek çareler araştır! K mak, ticaret hayatında emniyet ve intizamı muhafaza etmek için mev- cut adli teminatları daha ziyade takviye etmek... Dün ticaret ile meşgul bir zat ile görüşüyorduk. Muhatabımız| musahabe esnasında bu mevzua © temas etti ve hali hazırda tatbik! edilen usulde ne gibi zorluklar bu-| lunduğunu kendi noktai nazarına göre anlattı. Bu musahabeden ha- sıl ettiğimiz intibaa göre icra ve iflâs kanununa ait tadilât sırasında nazarı dikkate alınacak bir madde © meselâ İstanbulda bulunan bir ala- © da olan bir alacaklı tüccar caklı tarafından diğer vilâyetlerde borçlular aleyhinde yapılacak icra muamelâtındaki tebliğat müşkülâ- tıdır. Bilfarz ticaretanesi İstanbul- İzmir- de, yahut Adanadaki bir borçlunun vaktinde ödemediği bonodan do- © Jayı İstnabulda icra dairesine mü- li racaat ediyor, Tabiatile bu iş İs- tanbul adliyesinden İzmir ve ya © Adana adliyesine yazılıyor. Filâna ib ru vermemiş olan filân ada- © ma şu tebligatı yapınız, deniliyor. | i İ “bu emval ve emlâklere müracaat Orada bu tebligatı yapacak olan m übaşirlerdir. Eğer borçlu olan ki mübaşir ile anlaşırsa borçlu Sl lunamadı bahanesile mübaşir i- > tebligatı yapmamaktan kolay şey yoktur. Netekim bu yolda bir çok misaller bulunduğu söylen- nektedir. O kadar ki bazı tebligat- lâfim seneler geçtiği halde yapıla” .madığından şikâyet edilmektedir. Eğer alacaklı borçlunun bazı em- valini ihtiyaten haczettirmiş ve borçlu da alacaklıyı izrara karar vermiş ise tebligatı geciktirmek su- retile haciz altındaki malların bo- zulmasına, sebep olur ki bu da ayrıca dikkat edilecek bir noktadır. Borçlunun emvalini haciz te- #bbüsünde kırk sekiz saat evvel hbar vuku bulması usulünün kal- rılacağı malâmdur. Bu suretle orçlumun mallarını (o alacaklıdan taçırn menedilmiş olacaktır. Bu dı daha esaslı bir surette te- min etmek için tatbik olunacak bir usul daha vardır. Buda geceleri ticaretanelerin umumiyetle kapalı olduğu yerlerde herhangi bir tüc- car geceleyin mağazasını açmak - isterse evvelemirde zabıtaya ha- İm. vi fiattan o düşmesineled ber vermeğe mecbur tutulmasıdır. Zira komşu ticaretaneler kapalı bulunduğu bir zamanda ticari va- ziyeti meşkük olan bir adam her- kesten habersiz mağazasma gire rek alacaklılarından mal kaçırabi- Tir. Böyle bir ihtimalin önüne geç“ mek için arzettiğimiz tedbirin bü- ük bir yardımı olur. Ticari vaziyeti şüpheli olan kim- r hakkında ittihazı icap eden er bir tedbir daha vardır. Bu er ekseriya mesele mahke- intikal etmezden evvel elle- de bulunan emval ve emlâki zev rine, çocuklarına, yahut diğer akrabalarına devir ve temlik edi- yorlar ve haklarında iflâs kararı ildikten sonra alacaklılar için imkânı bırakmıyorlar. Halbuki ti- caret hayatında bir adama kredi açılırken onun yalnız işini ve şah- sını değil, malik olduğu servetin ve emlâkin kıymeti de az çok na- zarı dikkate alınır. Omun için elin- deki emlâki başkaları üzerin dev- — Bunlardan şimaldeki Porartür ve cenuptaki Vey Hayvey idi. Bundan otuz beş sene evvel Çin ve japonya arasında barp zuhür etti Japonlar bu iki istibkâmı zaptettiler ve Por Artürü ala- koymak iddiasında bulundular. O vakit, 1870 senesinden beri ilk defa olarak Fransa Almanya ile birleşti ve Rusyanın talep ettiği müdahaleyi yaptı. Simona- zaki müdahalesi Üzerine Por Ar- tür Çine inde edildi. Şiman uzun müddet Çinlilerin elinde kalma- dı. Üç sene sonra Almanya mi- siyonerlerinin katli intikamını al- mak vesilesile “Şantunğ,, un büyük limanı olen “ Kiyasças,, ? yerleşti. Ruslar maverayı Si- erya battınm bir şubesini ilsak etmek istediklerinden PorArtürü al- dılar. Inglizlere gelince rehin o- larak Veyhay Veyi işgal ettiler, Zaman geçti; çok hâdiseler zuhüra geldi. Evvelâ boksörler isyan etti, Rus - Japon muhare- besi bunu takip etti ve Rusların ümitlerini omahvetti. OJaponlar Rusların yerine Por Artüre tek- rar yerleştiler. Çin ihtilâli ve daha sonra Çinin büyük harbe iştiraki ona inzımam etti. Por akıbeti çoktan karar- laştırıldı. Almanlar çoktan Ki- yacçeoyu tahliye ettiler. Yalnız Ingilizler Veyhayveyde kalıyor. | Onlar da orasını tahliyeyi ni- hayet kararlaştırdılar, Çin bun- dan dolayı İngiltereye minnettar kalmıyacaktır. Zaten böyle bir minnettarlık mevzuu obahso'sa hangi Çin hükümeti bunu izbar ecek? orasını tayin kadar güç bir şey olamaz. Herhalde muhakkak birşey varsa oda Çinlilerin ken- dilerine iade edilen fevkelâde tesisattân fazla istifade etmeleri imkânının azlığıdır. E Kıyaoçeu da tesis eikle lük sünek > man halihazırda bir mezbelegâh halinde değil mi? Veyhayvey limanının iadesi k namına bir muvaffakiyet ise de siyaset namına büyük bir manayı haiz değildir. Tapu idaresi Mübadele hayetine müşkülât mı çıkarıyor Tük-Yunan mübadele muka- velenamesinin (tatbikatı O husu- sunda Heyeti vekile bir karar almış ve bu karar mucbinceiti- lâfname mevaddının tatbiki için mübadele komisyonu Türk heyeti murahhasasının taleplerini bütün devairin isaf etmesi için bir ta- mim de gönderilmiştir. e Halbuki ,| tapu dairesi mübadele Türk he- yeti o murahhastsına Omüşkülât göstermektedir, Haber aldığımı- za nazaran mübadele Türk he- yeti murahhasası heyeti vekileye şikâyette bulunacaktır. rettikten sonra iflâsını ilân eden bir adam alacaklılarını iğfal etmiş demektir. Binaenaleyh tüccarlar a- rasındaki kredi emniyetini tesis ve takviye edebilmek için iflâs hadi- selerine takaddüm eden emlâk ve arazi ferağlarının hükmünü iptal edecek kanuni tedbirler almak ta lâzım gelir, Mehmet Asım Hayır efendim, hayır... İş biçte böyle değildir... Unutuvermişler.. Biz, intihap müca- delesinden evvel bir hayat mücadelesine girişmiştik galiba Mukaddas intübap omücadelesinden bahsedenler scaba © zaman nerede idi- ler? Bizimle hayat mücadelesine girmi- yenleri, bitarsf Kalanları bir tarafa bıra- kalım. Onların bitaraflıkları bile bizim için bir cephe idi Çünkü hiyanet ve cinayet etrafımızı o kadar sarmıştı ki düşmanlarımıza yardım etmiyenleri bizim saflarımızı dolduran tabil kuvvetlerimiz. addediyorduk. Fakat bakıyorsunuz bir gün bir ada mın ismini işitiyorsunuz.. Bu adamın halâ yaşadığına bayret ediyorsunuz Er tesi gün elinize bir liste veriyorlar bu adam hemşebriler meclisinde İstanbulu temsil edecek. Hayret ediyorsunuz. Hilâfet ordusunu silâhlandıran nazır... Severi imzalıyan sdım.. . Türkiye Büyük Miller Meclisini asi ilân eden kabinenin azası. Karşı cepbenin casus ve emperyalist uşağı, hükümetin neşteri, esir tüccar, vatin oharitasimi kıyma gibi doğrayip, düşmanlara bahşeden insan bu listede. Hür vatandaş, Lâyık ve Cühuriyetci.. Sonra Bizsns muharebesi için silâhla- nan adamların kumandanı da hür vandaş, Lâyik ve Cümhuriyetci.. Buda... Bizi şehir meclisinde temsil edecek, vesaire, vesaire... Vahdettin, Ferit paşa, Aznavor. Nemrut Mustafa, Kuvayı inzibaliyeciler nerelerdeğinir - gelinir. Toplamnız. Yüz etiiikler sizletde Mizterde bunlar kadar Lâyik, bunlar kadar Cümhuriyetcisiniz. geliniz. Hırısantoslear, geliniz Hınstosto- moislar.. Geliniz. Sizlere de rer vere. him... Haydi Boşo, haydi Venizelos elendi. « İnönünde ölenler, Sakaryada ölenleri inkâr etmeden, Severle Lozan arasındaki mesafeyi kapamadan bu adamlara” rey istemenin oimkâyı varmıdır? Mekaddes Hayat imdhanında bizi arkudan vuran ların mukaddes rey ve mükaddes mü cadele hakkımı anlıyamiyor. Knunlar bu adamları afletse bile Bunlarin yanında Ali Kemale namoslu diyeceğim “geliyor. & E Güve cinler Beyezitta ki kuşlara yem serpilmâsi menedilmiş Haber aldığımıza göre Beya- zt belediyesi Beyanıtta kütüp- hane önünde bulunan güvercin- leri öradan kaldırmağa karar vermiş ve bü meme halktan topla. sadaka ile bu kuşlara ön — dını bu işi yap- maktan menetmiştir. Bu karara sebep kuşlara yem veren kadını kadınla o civardaki bir dükkân sahibi arasında çıkan bir münazaa üzerine dükkân sa- hibinin o hiddetle ve yem veren kadından hıncını almak için be- lediyeye müracaat ederek “gü- ve 5 a daimi bir i meni te ediyorlar, ii şikâyette bulunmasıdır. Üç gündenberi tatbık edilen bü karardan haberdar olan hay- vanları koruma cemiyeti güver- cinleri oOburadan uza a mecbur edecek ve belki nesilleri- ni de inkiraza götürecek olan bu kararın kaldırılması için be- lediye nezdinde teşebbüsatta bu- lunmağa karar vermiştir. Rum spor klüpleri reisi.. Yani İstan- | bulu Bizanlaştracak milis kuvvetlerin başı!.. Sevr muahedesini hazırlıyın nazır ilâh. Bu ikisi bir fikir vermeğe kâfidir. Biz yazdıkça, diyorlar ki: — Vatandaşlar, intihap (mücadelesi dönmüş, Mehmet ibni Mesleme, Sait ibni Zeyt, Cübeyr Hakim, ve bunlara mümasil 30 kişiye baber göndererek bunların er- kenden Ali ile birlikte hareket ederek Mısırlılar vesaire ile ko- nuşmalarını ve onları geri dön- dürmelerini emretti, Emevilerin Mervan, Sait ibni As gibi başlıca ricalide bu heyetin içinde idiler. Heyet sabahleyin Alinin evinde toplanmış, onunla müzakere et- miş, sonra onunla birlikte hare- ket etmişti. Bunlar Mısırlıların bulundukları mevkiye giderek onlarla konuşmuşlar, onların şi- kâyetlerini o diplemişler, sonra onlar cevap vermişlerdi. Heyet namına Hz. Ali ile Mebmet ibni Mesleme söz söylü- yorlardı. Müfsitler bu heyeti gördükten sonra Medine halkının hükümet- le beraber olduğunu anlamışlar- dı. Çünkü heyet bütün Medine balkını temsil ediyordu. Bunlara mukavemet kolay değildi. Müfsitler, oMedinelileri iğfal etmek istediler ve onlara muta- vaat eder gibi göründüler. Bunlar heyete verdikleri ce- vapta: v € — Mademki bizim geri'dön- memizi istiyorsunuz. Biz de size güvenerek ve sizin yardımınıza ve sörünüze itimat ederek geri döneceğiz. Fakat bir zarara uğ- rarsak “siz mes'ul olursunuz. Siz bizden yana müsterih olunuz. Demişler, heyet geri dönerek Hz. Osmana vaziyeti bildirmiş, oda bu meticeden memnvu ol- muştur. Heyete refakat eden Mervan heyetle birlikte Hz. Osman gö- rerek vaziyeti ona bildirdikten sonra konağın içinde dolaşırken kendisine misafirler geldiği ha- ber verilmiş, Mervan bunları karşılamak için koşmuş, ve Ley- lânın babası Yezit ile Leylâyı görmüş ve onları kabul etmişti. Mervan Leylâyı harem düiresi- ne teslim ettikten sonra onur babasını kabul etmiş, onun Me- dineyi bu sıralarda ziyaretinin maksadını anlamak istemiş, Ye- zit Mervana maksadın anlat- aştı: — Efendimiz, kerimem cari- yeniz yetişti, Mısırda, Şamda Sadattan bir çok zevat ona talip oldular, fakat merhum valdesi Medinede yerleşmek istediğinden onu burada evlendirmek ve bu- rada kalma istiyordu. Ben de hayatımı burada geçirmek ve efendilerimize hizmet etmek is- tediğimden buna muvafakat et- tim, Artık sizin civarınızdan ay- rılmak istemeyiz. Mervan bu sözleri dikkatle dinledi. Sonra: — Pek âlâ, dedi, maksadınız, inşallah hasıl olur. Bu cevap Yezidi son derece memnun etmişti Çünkü Mervanın, kızına ne kadar dikkatle baktı- ğını ve ona karşı ne kadar mül- çırmamıştı Şayet kızı Mervan huşunet ettise devlet kuşu onun başına konmuştu. Ondan sonra her şey onundu. Çünkü Mervan devletin en ileri gelen ricalinden, aynı zamanda en ze ve mü- Killer erkândandı. . Yezit bu bulyalara dalıyorken Mervan kalkmış, içeri girmiş, ve Osmanın zevcesi Naile tara- fından kabul olunmuştu. Naie çok dirayetli bir kadındı. Hat- ta Mervanın bazı taşkınlıkları onun hoşuna gitmez, Naile onun bir çok fikirlerini tenkit eder ve Osmanın ona ittiba etmeme” sine çalışırdı. Son günlerin bütün buhranla- rım derinden yaşıyan Naile va- ziyetin son safhasını anlamak istiyordu. Onun için Mervanın ziyaretini memnuniyetle kabul etmiş, ondan malümat almıştı. Fakat bu malümat onu teskin etmemişti Bu akılı kadın işin bu kadarla bitmiyeceğini hisse- diyordu, variyet daha mühim tedbirlerin alınmasını icap edi- yordu. Mervan obu teskin için: — Merak etme obhala, biz derhal bütün ordu kumandan- larını davet edecek ve müfsit- ete karşı koyacağız, dedi. — Fakat bunlar ne zaman ge- lecek, ne zaman bize--yardım edebilecekler... Mervan bu mülâhazayı istihfaf ile kar , kadını teskin, da- ha doğrusu kendi maksadını te- min için bu sözleri ilâve etmişti: — Halacığım, vaziyet o kadar emindir ki bugün senden bir kızı istemeni rica edeceğim. —Tam da vaktini buldun Mer- van, — Benim bu hareketim size vaziyette hiçbir tehlike olmadı- ğim göstermeğe kâfi değil mi. — Sen vaziyeti bırak ta mak- sadımı anlat.. Sana kimi istiye- ceğim. — Bugün bize bir misafir geldi. Emevilerden Yezit. Onun Leylâ namında çok güzel bir kızı var. İkisi de yanıbaşımızda ki rüp bana istemeni rica ediyorum. Sen Leylâya benim kendisine taliç olduğumu söylersen mubak- kak ki sizin sözünüzden çıkmaz. Esasen babası da onu evlendir- mek maksadile buraya getir mişti. Bana bu iyiliği yaparsan ben de senin bir emrinden çık- mam, Naile, Mervanın bu arzusuna muvafakat etmiş, o da onu bıra- karak çıkmış, kızın babası Yezidi ondan kızını istemişti. Mervanın Leylâyı istemesi Ye- sit için en böyük nimeti. Yezit yerlere kapanarak ve türlü türlü dalkavukluklar yaparak bu arzuy© isafa amade olduğunu bildirmiş kızın o muvafakatini (o almaktan başka bir şey kalmamıştı. Leylâ birkaç saat istirahatten sonra uyandığı zaman babasını yanında görmüş, (babası ons