l gmat mii Öalle a EE sozipEEiEEz Z Mecl iste Neler Kon — $ — vAKır 30 Eyi 1930 uşuldu ? B. M. Meclisinde geçen hararetli münakaşaların zaptıni neşre devam ediyoruz | (Dünkü nüshamızdan mabeat) Yok Türk parasının bugün, yarm ve istikbaldeki vaziyeti- ni ifade edici bir şekil ise bunun doğru olmadığı itikadında- yım, Çünkü bu kanun malömu âliniz pıramızın kıymetini yük. seltmesine karşı alınmış bir tedbiri iht va ediyor, esasen para- mızın sukutunn evvelce ittihaz e ilmiş tedbirlerle bu su- kut tevkif edilmiş olduğundan birden yükselmesine karşı da bu kanun kabul edildikten sonra pararuz sabit bir kıymeti ha- iz olmak İâzim gelir. Halbuki hepiniz bilirsiniz ki paramız müstakar değildir. Paranın kıymetiniı müstekar olabilmesi yani istablize olabilmesi demek, altın *sası üzerine müstenit olması demektir. Altın esası üzerine tesbit edilecek olan bu kıymetin dahil ve hariçte herkes tarafından bilâşüphe tanm- ması demeklir, Ve herhangi bankaya ve ya şubesine irae ettiğir niz zaman mukabilinde altın alınabilmesini temin etmek de mektir, Binsenaleyh paramızı ihraç eden bankanın depolarm- da; tedavülde bulunan paranın muayyon bir miktarına tekabül edecek altın bulunması İktıra eder. Vaziyetin bu merkezde ol- madığı cümlenizee malüm olduğu için bugünkü tedbirin para- mızın kıymetini daimi bir surette müs'akar kılacak bir tedbir olduğunu xannetmemenizi rica ederim. Paramız müstakar de- ğildir. Bundan naşi bir memlekette mistakar olmıyan para- dan tevellüt edebilen bilcümle mahazi” elyevm memleketimiz- de mevcuttur. O mahazir nedir? Evveli paramızın iştira kabi- İiyetinin azalması, saniyen bugünkü k:ymetinin yarın ne ola- cağı malüm olmaması, Halkın ekseriyeti böyle bir parayı bi- maya ve yahut daha emin bulduğu yeilere vazetmek mecburi- yetini hissettiğinden halkta tasarruf stmek imkâni münselip olmaktadır, Para müstakar olmayıncı bittabi bilümum eşya fintlarında da kararsızlık olmakta ve undan nasi memleketin umumi ticareti, zararlar görmektedir. İşte bütün bu mahzurlar memlekette iktisadi inkişafm yürümesine, yükselmesine mâni olmaktadır. O halde mevzuu müzakere olan bu kanun ne gibi bir maksadı temin etmek için Meelise yetirilmiştir? Memleke- timiz gibi ziraat memleketi olan yerlerde malümu âliniz mah- sulâtı ziraiye muayyen aylarda kemale erer ve o aylarda ih- racat başlar. Bu aylar senenin iki ve nihayet üç ayına münhasırdır. Ni- hayet kısa bir devre aittir, Kısa bir devrede memleketin en mühim ihracatı iera olunmak mecburiyeti vardır. Bu meeburi- yete mukabil, ithalât ticareti senenin bütün aylarına inkısam «diyor. Bu ihracat dolayısile memlekete vürud eden İngiliz ve ya ecnebi paralarına tekahil edecek kadar ihtiyaç gösterme- mektir. İthalât ticareti on iki aya mün<asem olduğu halde üç ay zarfında memlekete girecek olan bi tün İngiliz İirasımm ve ecnebi dövizin (absorbe) olmasına imkin yoktur. Binaenaleyh İngiliz lirası fazla miktarda piyasaya arzolunmakta ve buna mukabil olarak ta nz talep edilmektedir. Arz fazla olunca, tâ- Tep az olunca, bittabi fiatlarda kararsızlık hasıl olancktır, Bu suretle İngiliz lirasınm kıymeti azalır, ve yahut daha Türk lirasının kıymeti ziyadeleşmeğe başlar, bu hadise mü- JüMunuzdur ki yalnız bu seneye münhasır bir Nudise değildir. Çünkü bütün seneler zarfında tekerrü” eden bu hadisenin bu sene başka bir netice tevlit etmesi nedon ileri gelmiştir. Muh- terem Maliye Vekili Beyin buyurduğu gibi İngiliz lirası tazyi- kinin altında kalmaklığımızın esbab: velerdir? Bunu izah et- mek isterim, Evvel emirde malümunuz ki bu sene milli parayı koruma kanunu mucibince döviz mübayaa etmek serbest değil dir. Yalnız ticaret erbabma münhasırdır. Onlar da yalnız ya- pabilecekleri muamele üzerine İngiliz dövizi almakla mükel- leftirler. Bu kayit dolayısile memleketimize dahil olan İngi- Miz liralarına mukabil kâfi derecede telep olmadığı için Türk lirası yükselmek mevkiine düşmüştür. Eğer bunu serbest bi- rakacak olursak, bittabi İngiliz lirala'ınm kâfi miktarda alı- yecek buna mukabil Türk liatst kesbi kıymet edecek ve binnenaleyh bugün bir İngiliz lirasına mukabil 1030 kurus et tmeyi düşünen bir müstahsil, bu serbesti neticesin- de Türk lirası (900) e yükseldiği takdirde bir İngiliz lirasma mukabil ancak (990), (950) kuruş elde etmiş ve bundan naşi Mmüistahsillerimiz mutazarrır olacaktır. Bu itibarla Hükümetin düşündüğü tedbir, mustahsillerin mefaatine ve paramızın muvakkat bir surette istikrarına hadirı olduğu İçin, fırkamız tarafınadan tnsvip edilmiş olduğundan vu kanuna fırkamız re- yini esirgemiyecektir. Kanunun maksadı nedir? Nasıl ifayı vazife edecektir? Ma- Yima âliniz fersudeleşen ve ya herhanri bir suretle tebdili ik- tıza eden evraka mukabil, Osmanlı Bar kasında 120 milyon lira kadar - rakamımı pek iyi bilmiyorum - para mevcuttur. Bu mevcut olan paralar bu defa az olan İngiliz lirası talebini zi- yadeleştirmek için tedavüle çıkarılacâx ve tedavüle çıkarılan Türk paraları yerine bankanm sardığıma İngiliz liraları konacaktır, İstihsalât ve ihracat zamanı olan üç ay zarfmdaki bu arza mukabil diğer aylarda İngilize olan ihtiyaç yavaş ya- yaş kendini hissettirecek ve binaenaley'ı gerek hükümet, gerek tüccar ihtiyacatı için İngiliz mübayarsına mecbur olacaktır. Mübuyaa edildikçe hasıl olan Türk lirası İngiliz liralarının ye rine girecek ve İngiliz Jirast mübayaa etmiş olanların elinde kalacaktır. Binaenaleyh kanunun mek“nizması bu suretle de- Yam ettiği takdirde bazılarının zannet-iği gibi, bu kanun kar- şılıksız evrakı naktiye çıkarmak ve (enflasyon) dedikleri ame- İlyeye katiyyen müşabil değildir. Bunu karsı fırkanın reisi ol mak sıfatile efkârı umumiyeyi tatmin etmek mecburiyetini his- settiğim için arzediyorum. Tamamen Lu gibi endişeler zaittir. Bu çıkarılan paralar sandıkta mahfu olan paralarm muka- bilinde çıkarılmış olduğu için hiç bir “ndise ve tehlike varit olmaz. Bunu efkârı umumiyeye bu ki rsüden söylemek İste rim, (Bravo sesleri, alkışlar) Bu kanun ne kadar bir istikrar temin edebilir ve bu istikrar ne kadar bir müddet devam ede- bilir? Bunu ta etmek; bundan sonraki aylarda gerek Hü- kümetce, gerek ticaret erbabınca ecnek' dövire hasıl olacak ih. tiyaç miktarını tayin etmek demektir. unu ise burada tahmin etmek mümkün değildir. Fakat her ha'de bu kanım tahminnta göre allı, yedi ay kadar paramızı müstakar bir halde tutmağa kifayet edecektir. İşte efendiler, bu fili istikrar zamanımda Hükümetin yapacağı en mühim vazife; paramızın âlim esasat üzerinden istikarar ettirmek için ciddi ve sasalı tedbir almak- tir. Bendeniz o iddiadayım ki Hükümet bu tedbiri almakta pek çok geç kalmıştır. Bu tedbiri bundan iki sene ve belki her- halde bir sene evvel almak kabil idi, Daramızm bu suretle ta- havvülüne set çekerek umumi ticaretimizin kararsızlığını mu- cip olmak caiz d , Buna mâni olaoilirdi. Vakta bazı ufak tefek tedbirlerle Hükümet paramızın istikrarını temin için ba: zı çarelere tevessül etmiştir. Tevessül ettiği bu çarelerin en başlıçasi bazı mütehassıklarım fikir ve mütalensnı almaktır. Bundan iki bucuk sene evvel İs Bank: sı tarafmdan (Fiserig) namnda bir mütehassıs celbedilmiş ve om meselenin tetkiki ken disine havale edilmişti. Son tetkikattan Fiserigin tetkikat ve mesaisi neticesi yaptığı raporun ne ne iceye müncer olduğunu bilmiyorum ve zannediyorum ki efkârı umumiye de bundan bihaberdir. Bu rapor bu suretle hükümsüz kaldıktan sonra Mösyö Mülle- namında Almanyadan bir mütehassıs celbedil- ve umuru maliyemizi tetkik ederek ıslah etmek n: gibi te dabire mütevıkkıf ise bunları Hükümete bildirmesi kendisine teklif olunmuştur. Mösyö Müller üzün zaman Maliys vekâle- tinin bütün vosaikini tetkik etmiş ve daha memleketin tetkiki ienp eden bilimle vesaikına mürnenat etmiş, gayet dikkatli bir rapor tanzim eylemiştir. Bu rapor ne oldu efendiler? bu raporun tanz mi tarihinden sonra ne kadar zâman goçti? her halde şunu biliyorum ki rapor bittikten ve Hükümete tevdi e- dildikten son”a gayet mahrem bir sürette masalarda saklan- muştır. Her nasrİsa gazetelerden birinin eline geçen vu rapor neşrolunduktın sonra, Hükümet bı efkârı umumiyeye bil dirmek mecburiyetini hissetmiştir. Böyle gazetelere vorilebile- cek ve bunda mahzur görülmiyecek olan bir raporun bir sene evvel hatta Meclis azasından mahrem tutulması neys hamle lunabilir? Mösyö Müllerin raporu zannolunduğu ve muhte rem Başvekil n Sivasta irad ettiği nutukta buyurdulları gibi yalnız masar:fi harbiye ile şimendifer masarifini tetik etmiş bir rapor değildir. Efendiler, bu rapor bütün iktısaci bünye- mizi tamamile tetkik etmiş, tahlil etmiş, hastalığımızı meydana koymuş ve bu hastalığı ntedavi çarelerini ileri sürmüştür. Bu raporun dikk”tle ve ehemmiyetle bütün arkadaşlar tarafımdan okunması pek istifadeli olur mütaleasındayım. M. Müllerin bu suvetle hasır edildikten sonra bazı ar - meclis müzskeratmmdan hasıl ettiğim intıba üzerine söylüyo- rum - İlükümete vaziyetin vehametini söylemekte, E ükümeti ikax etmekte «usur etmemişlerdir. Fakat o zaman Hi kümetçe bütün bu mü'alea reddedilmiş, paramız gayet sağlarıdır. Siz bir takım ecn*bilerin, haricin propazandasma kapılıyorsunuz. Bunlar hükürsüzdür paramız şöyle kuvvetli, böyle kuvvetli yolunda beyanatla bütün bu endişeler izale edilmel İsteni- iştir. Halbuki bu sözler kavaidi iktisadiyeyi durlurmağa kâfi gelmemi, aylar paramızın sukutu ziyadeleş meğe başlam:; ve tam 1140 kuruşa kadar inmiştir. Efendiler, tam bu zamanda hükümet harekete gelmiştir, ve malOmunuz olan hal paranızı koruma kanununu meclisinize kabul ettirmiş tir. Paramızım maruz olduğu tehlikeyi görmekte çok zecikmiş olan Hükümetin basiretkârlığna inanmak benim için biraz güçtür. Bu gibi basiretsizlikle idare olunan mali siyasetimizi bir mavaffak yet harikası gibi göstermek te müşküldür. Efendiler! vu muvaffakiyet harikası istatistiklere ve rakam- lara müstenit olmak lâzımdır. İddiayı mücerretle bunun mu- vaffakiyet ve ya ndemi muvaffakiyet olduğu isbat edilemez. Vakıa Milli parayı koruma kanunu paramızın panik balinde sukutuna mâwi olmuş ve bir İstikrar tevlit etmiştir. Bunun fay- das pri kabili inkârdır. Fakat diğer cihetten bu kanunda münderiç olaı bazı ahkâm kredinin eksilmesini de ba's olmü; tur ve ici günde faizin resmi bankalar tarafından ©; 19, “e 20 ye de çızarılmasına sebep olmuştur. Dün Hakimiyeti Mil liye gazetesinde intişar eden bir refikimizin makalesiri dikkat- Je okudum. Orada diyorlar ki paranın bu derece ağır ve paha- lı faizlara tabi olması yalnız bizim memlekete münhasır değil dir. Etrafrmızdaki komşuları da nazarı dikkate alırsak ezcüm- le Romanyadı “4 20, e 30 derecesinde faizle para verilmekte- dir. Muhtererı refikimizin bu rakamları nereden aldığını ve bu rakamların Fomanya ahvali maliyesinin hangi devrine ait ol- duğunu bilmiyorum. Mahmut 3. (Siirt) — M. Ristin raporundan... seri B. (Gümüşane) — Demek ki istikraradan evvel ola- tır. Mahmut 7. (Siirt) — Islahat esnasında, Fethi B. (Gümüşane — Demek ki istikrardan evvel ola- verdiği rapor la bu rakamlar bulunabilir. Çünkü; o zman Ro manyanın vaziyeti maliyesi ve vaziyeti Iktısadiyesi bugün bi- zim vaziyeti maliyemizin ve vaziyeti iktınadiyemizin aynidir. İşte benim iddiam; bizim içinde bulunduğumuz bugünkü vazi- yetlen kurtul namız için esaslı tedbir almaktır. İstikrurı temin etmek için cirdi ve esaslı tedbirler almak lâzımdır. Her halde mahterem refikimiz, Romanyada bugünkü faizin ne kadar ol. duğunu öğrer mek isteseydi, telefonla bir bankaya rüracaat ederler ve tal kik edebilirlerdi. Her halde resmi iskonto dedik- leri gibi ©, 20 değil 94 9 raddesindedir. Binaenaleyh emniyetli bankalar her vakit © 9 la kolaylıkla para edebilirler. Variyet öyle değildir. Efendiler; bu kanunu geçirmek için Hükümetin Meclisi fev- kalüde surette içtimnaa davet etmesini de basiretkârlikları için pek büyük bir delil olarak görmüyorum. Çünkü, efen'liler! bu kanunu mucip olan hadise; fazla miktarda piyasaya İngiliz li rasının gelmesi hadisesi her sene tekerrür eden bir hadisedir. Bunu, tekerrirü zamanına kadar beklemek icap etmez 3-4 ay evvel bü hadise pek âlâ kolaylıkla tahmin edilebilirdi. Böyle bir hadisenin tekevvlin edeceğini Maliye Vekili Beyefendinin pek âlâ tahmin etmesi iktrza ederdi. Çünkü, buradaki kanaat. lerinden anla-ulacağı veçhile ithalâtrmız geçen seneye nisbetle fevkalâde ve mühim miktarda tenakus etmiştir, Yeni gümrük kanunu mucibince ve ihracat dolayısile memleketimize dahil olacak İngili; lirasına ecnebi dövizi (absorbe) edecek kadar ihracatımız yoktur. Bu Maliye vekâletince malüm olan bir key- fiyet idi. Malüm değilse gümrük istatistiklerine bakmak kâfi gelecekti. Fillrakika ithalit ticaretimiz 1925 senesinde 241 mil. yon 6 yüz birl ira kesirsiz yuvarlak rakam arzediyorum, 1926 senesinde 234 700,000 lira; 1977 senesinde 211,/400,000 lar; 1928 senesinde 223 500,000 lira; İ929 senesinde gümrük kanununa takaddüm ed-n aylarla onu müteakip aylarda 256,0)0,000 Ji- radan ibarettr. Binsenaleşh buyutdukları gibi o sene yüz mil- yon bir fark görülmektedir. 1929 senesinde 256 milyonluk it halât yapıldı. 1930 senesinin ilk altı ayı zarfında tabii tekmil sene için ista'istik almağa imkân yoktur. 68 milyon ithalât ticareti olmustur. 1929 senesinin ilk altı ayı zarfında buna mu- kabil 121 milyon 400 bin lira ithalât yanaps Bintenaleyh gecen senenir ilk altı ayı ile bu senenin ilk altı ayı zırfındaki ithalât asarırda 52 milyon 900 bin liralık bir noksan vardır. Bu noksan itıalâtta elbette gümrük tarifesinin tesiri olmuş tur. Fakat bena âmil olan yalnız bu mudur? bu cihet de şaya- ni tetkiktir ve zannederim ki; halkın iştira kabilinyetinin azal mış olması da, bu ithalât ticaretinin azalmasını mucip olmuş- tur. Vakıa itbalâtın azalmış olması tediye müvazenemizi temin edeceği itibmile şayanı memnuniyettir. Fakat acabı geçen sene İle hü sene zarfında, dahildeki fabrikalarımız ve yahut dahil! masauatımız 52 milyon liralık bir iş yapabilecek kadar piyasaya mal çıkarmış mıdır, yoksa halkın ithalât yapmak hu. susundaki işlira kabiliyetinin azalması, bu suretle ithalât ti £aretinin aza'masına mı sebep olmuştur? Bunu da tetkik et- mek lâzımdır Bunda zannederim ki: her iki cihetinde tesiri olmuştur. Bilhassa halkım iştira kabiliyetinin azalmıs olması buna en büyük bir âmildir. Bu meydanda iken efendiler; yani ba seneki ithalâtımızm bu kadar az olacağı meydanda iken, bunu haziran ayında Meclise izin verilmezden evvel tetkik e. imkân yok muydu? | Markar Dlütit Bey (Denizli) — Mektep talebesi değilik le 4 Peki 5 lümüşane) — Atfedersiniz o maksatla söyleme. dim. Öyle bir sul maksat hatırımdan geçmemiştir. Ondan ra efendiler Hükümetçe de pek âlâ malümdur ki haziran av da konsorsiyom vardı, milli paramızı koruma kanunu w Binaenaleyh mahsulât zamanında memlekte girecek olan nebi dövizi kolaylıkla absorbe edilmiyektir. Bu itiabrla ve e © zaman derpiş edip kanun yapmak daha muvafık olurdu. İl kanun için meclisi fevkalâde bir surette içtimaa davet etmek ve halkı vi kale za mı çıkarıyor gibi bir talat di irmek midir » ÜN Saip 5. (Urta) — Bu vesile ile zatı âlinizi dinlemiş ek duk. Fethi B. (Gümüşane) — Biraz daha bekliyebilirdimiz. Arkadaşlar; biz bu kanuna rey vereceğiz. Üç noktai ft dan rey vereceğiz. Evvel emirde bu kanun bir istikrar eder. Muvakkat te olsa paramızın istikrarını temin eder. Şo mızın prensiplerinde paramızın istikrarını temin için edi esaslı tedbirler almak en esaslı bir mesele olarak pe dir. Bu itibarla bu kanunna rey vereceğiz. Faks kanuna rey vermemiz, Hükümetin bütün siyi itimat ettiğimizi ifade etmez. O manada telâkki bayurmam$” nızı rica ederim. Efkârı umumiyede bu kanunun paramızı hiç bir suretle tehlikeye düşürmediğini alenen göstermek için fırkamız fırkar nızla beraber biri ık Tey vermeyi de memleketin menfaati” ne muvafık görmüştür. O noktai nazardan da rey ve et Sonra efendiler yaptığımız muhalefet şuursuz bir muhalefi değildir. Memleketin menfaatine muvafık olan tedbirler Zi gaman fırkamız bu tedbirleri her türlü muhalefet azade olarak kabul eder. Bunu da efkârı umumiyeye mek için bu kanuna rey vereceğiz arkrdaşlar. Mütaleat” bundan ibarettir. Maliye Vekili Saraçoğlu Şükrü B. (izmir) — Muhalif parti lideri Pethi Beyefendi Hükümetin istifa edeceği şayiasma is tinaden, Hükümet mademki istifa edecektir, onun için esasi ları hakkında söz söylemek zaruretini hissetmiyoruM” bir daha Hükümete programlarını görüp icraatmı ondan sotr$ tenkit edeceğim, buyufdular. Zannederim ki bundan kastlari* Hükümet istifa ederse, bütün kusurları bundan ibaret, yerde dere. bir mesele kalmıyacaktır demek olacaktır. Çi biz arkadaşlar, samimi kânaatlerimizi son gün dahi icra ed& riz. Ve #amimi kanaatlerimizi düştükten sonra dahi kadar müdnfaa etmek cesaretini kendimizde gör (Alkışlar) Kanunu bittabi Fethi Beyefendi her aklı selim S8 hibinin söyliyeceği sözlerle takviye ettiler. Bundan doalyı kem > teşekkür ederim. Hakikaten kanunumuz nadir kanu Ve efküfi ümümiyede muhalif, müvafık, dahilde VE, Me riçii, hatta maheelir. cereyanlari tabi muhtelif bankalar nezdinde ayni müşahede ve ayni zaviye altında görünüyor Yalnız kanunun hututu âsliyesine böylece temas ederken, öY“ le tahmin ediyorum ki bu kanuna Hükümetin lüzumundan far la bir kıymet ve mahiyet atfettiğini Fethi Beyefendi isti eder gibi olmuşlar. Biz bukanunla, geçen sene huzurunu! teklif ettiğimiz gibi giriştiğimiz uzun ve çetin bir mü nihayet ikinci safhasında bulunuyoruz. Arkadaşlar, iktasadi meseleler öyle meselelerdir ki; bunları bir darbeli kalemle bif tek maddei kanuniye İle, bir emir ile, bir işaertle tebdil etme nin imkânı yokutr. Bütün harekâtı iktısadiyede muhtelif te& rübelerin verdiği mahsulleri birer birer gördükten senradır hedefe doğru yaklaşmakta olduğumuz kanaati bizlerde teke” vün eler, Ve safha safha mücadeleyi hedefe kadar götürmü$ oluruz. Fethi Beyefendi pek âlâ bilirler ki: dahili bünyesi çok az hırpalanmış ve harpten munzffer çıkmış ve muzafferiyetin bir çok semerelerini de tevali eden seneler zarfında toplamıŞ olan Fransa, kuvvteli iktısadiyatına rağmen harpten sonrâ tam on sene zarfında yani bundan iki sene evvel parasında İS tikra yapabilmiştir. Fethi Beyefendi, bizde bu istikrar bundan iki sene evvel yapılabilirdi, fakat tedbir alınmamış, hükümet bu vaziyetle on sene mücadele etmek mecburiyetinde kalmı tir. On seneden sonradır ki parasını istikrar yoluna sev! ve kantnen istikrar yapabilmek kuvvetini kendisinde bulmü$” tur. Çok daha kısır topruklar üstünde, çok daha cılız şerait iktısadiye altında çalışan arkadaşlarının ise, seneler zarfındâ kaybettikleri neticeyi çok ümit ediyorum ki takdir buyuracak” lardı. Bunu bizden esirgediler. Rakamlar arasındaki münak , gelince: Filhakika arkadaşlar huzurunuzde, dört ay k# az bir zaman zarfında yüz milyonluk fazla mal geldi sö zünü tekrar etmiştim. Burada bulunan ve memleket harekât! iktisadiyesini yakından takip etmiş olan arkadaşlar pek bu sözümün hakiki manasının ne demek olluğunu tamamen anladılar. Ren demedim ki, bir sene içinde yüz milyon Ji fazla bir mal aldık. Ben dedim ki, dört ay içinde yüz milyon liralık fazla bir mal aldık. Bu cereyana memleket efkârı umu” miyesi müteaddit defular temas etmişti. Bunlardan birisi t8 rife kanunu yapılırken muhtelif tüccarlarımız, muhtelif mü tehassıslarımız aceba hacim ve siklet üzerinden alınacak olan resim kıymete nisbet edilirse, aldığımız resmin kıymetine naz ran nisbeti kaç derecededir. Uzun hesaplardan sonra vari kanaat bittabi biraz ihtimali olmakla beraber ©, 10 ilâ 11 kıy” meti arasında değişmekte olduğu şeklinde idi. Hatta tarifeye ait kanunan en kuvvetli esbab mucibesini bu nokta teşkil edir yordu. Bidayeten “; 19, 9 20 arasında bir nisbet dairesinde T€* sim almak için, hacimler üzerine sıkletler üzerine konmuş olan resmin bu defa ayni nisbete vasıl olmak için beher okkasind. beher hüaemine ne kadar resim koymuş olalım ki tarifeyi ilk yaptığımız zaman almakta olduğumuz resmi bundan sonra d8 almış olalım, Çünkü hiç bir surette istemedik ki memni kâr bir sahaya geçelim ve dünya ile rabıtamız ve al keselim. Asla böyle bir düşüncemiz yoktu, o kadar yokta ki nihayet tarifemiz için düşündüğümüz hedef kıymetini ga “» 19 ve ©» 20 üzerinden bir vergi alalım vaziyetinden idi. Bittabi bu (9; 19) ve (7; 20) yi tesbit ederken memleket mamulâtı hahiliyesini himaye edebilmek için bazı yerlere hiç zam yapmadık. Bazı yerlerde hatla tenzilât yaptık. Bazt yer lerde de kâfi miktarda zam yaptık. Bu resimlerin yekünu W mumisidir ki (©; 20) derecesinde resim alır vaziyetine yeniden bizi geçirdi. İşte bu fikir konuşulurken anlaşıldı ki bu memle kette resim olarak gümrüklerde naldığımız verginin Y* kıymetinin (©; 10) u nisbetindedir ve Maliye vekâleti dört 89 zarfında tahsil ettiği vergilerin yekünu umumisine nazaran on buçuk ilâ on bir milyon lira kadar bir fazla varidat almış tı. Yani sadece dört ay içinde rüsum şeklinde gümrüklerce milyon liralık kadar bir ithalât olmuştur. Bununn yekünü W mumisi de hiraz evvel arzettiğim nisbet göz önüne getirilirse (Yabacdına yarınki nilshamızda devam edilecektif)