101 kişi ile m mülâkat... Tenbelhanede Sri kai Üsküdarda Karacaahmet mezarir|paket te tütün.... ğımın göbeğinde avamca “tembelhane, dundan bahsetmiyoruz. — Beyefendi nerde? — Uyuyor. Derin uykuda. — Hiç saat 11.30 da uyunur mu? .... Bizim valide de: — Peki! oğ.İraz ettim. Ben itiraz ettikçe ©, israr! denilen miskinler ve cüzzamlılar yur-İlum; diyor; mahdum beyin her emriniletti. “ii ğ yerine getiriyor. Şimdiye dek ağabeyim — Bey hep uyur; âdeti uyumaktır.| şimdi bekârdır.... — Yay küçük bey? — 0, öyle... Ya sen niçin ba tem- — O bugün uykudan kalkmıyacak. |bellik denizinde yüzüyorsun? — Büyük hanrmefendi? — O, rahatsız, — Azizim, ne desen doğru. Sana hakikati düpedüz anlatayım: Tembel- sss. Şu sabık payitahtin 700 binlik pekmezden tatlı. Yaş kırk sekiz. ne mal yedi, bilsen! Dört apartıman.meb'us, bir. 1. bir... girkete bir emir! Bir hamam. Rumelide üç çiflik. Ve on|vermekle, bir isarette Ye. bin kızıl altın. Sekiz defa evlendi velmaksat hamil olur nüfusu arasında kaç tembel ve paşaza.| Şimdiye kadar ölmedim. Sayelerinizde kin üzerlerine flit tulumbası sıkılma-)üzüleyim? Neden kalenderliğe nihayet ğa lâyık paşazadelerin adedi gerçekten| vereyim? korkunçtur. Tip: Natık Bey: Şöyle'börle bir pa-dolu... Ah, şu mahalle kahvehaneleri! şazade, Üst, baş berbat. Gırizi sefalet-| Mahalle kahvehanelerinin onda biri ten çiroza dönmüş. Kirli ve hatta pisikadar fabrika ve tezgâhımız olsaydı! kokuyor. Genç olduğu halde dişleri tü-| Havayi nesimi morfin ve afyon koku- kenmiş; pislikten, sigara isinden ağzı-|yor, Uyku, o bir diktatör... nin etrafında pas ve lekeden bir hale Geçen gün bildiğim bir rumun hasıl olmuş. Diş enkazı yeşil, siyah, tir-İdükkânma girdim. Bir kahve ve sigara g, mavis... Ağzı bir lokomotif baca-|içtim. Orada bir muhasip (yani kasada sına dönmüş. Dış gömleği paçacınınloturan) ve bir tahsildar nazarı dikka- paçavrasmdan daha müleyves. Bir gö-İtimi çoktan çekiyordu. Sordum: zü çapaklı, kanlı. , — Natık Bey! ,. — Efendim. — Muhasip ne iş gürüyor? — Kasa. Senede 180-200 bin lira elin- den geçiyor. Dört lisanda muhasebe m Ankarada sana 96 liralık bir me-Jonun işidir. Türkçe defter tutar. Pek muriyet bulmuşlar da tayin edildiğin!çapraşık olan vergi ve demirbaş işleri gün kaçmış, soluğu İstanbulda almıs-/bütün bütün ona aittir. sın. Bü ne tembellik? — İlkin bana üç, beş sıgara ver de Sonra söze girişelim. — Bütün paketi al, — Maaşı? —T5 lir. Si — Ya öteki? 5 — 0, faturaları çıkarır. Her gün — Ha şöyle... 90 küsür liralık işildolaşıp onları tahsil eder ve yeni işler bana lâyık görüyor musun? Kl ağar elyak. Cebinde bir para n serseri i vi ii Gi rseri serseri dolaşaca — Hey gidi zaman! Babamın hâki dürmetine olsun... of, of, of, bizim ta uşaklık edenlerin çocukları bu- Kün vali olmuş... Bana hiç bir işi lâ Yık görmüyorlar. — Pek âjâ... Lâkin şu doksan küsür neden kabul etmedin? Beş kar. Beşiniz de sağlâm işsiz. Ağa- beyini eiji beş yaşında. En küçüğünüz de 431 Bugüne değin hiç bir mektebi Hiç bir işte, bir memuri- Yette bulunmadmız. Ananız, o görmüş, ,Seçirmiş hanımefendi aç. Misafirlikte - Yaşıyor. Beş oğul... Her biriniz bir bileteisi, yatmanı olsaydınız ae ammefendiyi sefaletten kurtarırdı- — Kabahat kendisinde. İ — Neden? ga her dediğini yerine Retiriyor da ondan: — Anne git bana dan kasaptan bir lira bul On Pasta al, Pahuçalarımı da boyat — # “ VAKIT ın tefrikası Bü KADIN getirir. Günde en aşağı on saat koşar. Dükkânı temizlemek, açmak, kapamak, camekân, posta, bankaya para yermek ve almak onun işidir. — Aylığı? — 60 lira, Lâkin biraz arttıracağız. kendisinden memnunuz. Aradan bir kaç gün geçti. Bir eski aşina bendehaneye teşrif etmişti. Lokma ettik. Kendisini dört beş sene- dir görmediğim bu zat afiftir," müsta. kimdir, namusludur, fakat esaslı ca- hillerden ve sayılı budalalardandır. — Emriniz? — Meb'us beyefendi, kulunuz ma. Tümu ihsanımız, devri Hamidide... Evet) Bilirsiniz, 50,000 kuruş maaşla (....) idim. Hiç bir sui İstimalim görülmedi. meb'us beyfendi. Vaktaki 10 temmuz. Of.... evet, işte o gün.... O gün, bugün açıktayım, Meb'us beyefendi; delâleti. nizi rica ve istirhama geldim. Bu bey bir ecnebi şirkette iş istiyor, Bu kumpanyalar elim ri için Türkten direktör, memur alıyor. larmış ta, onun için. Ecnebi şirketi hiç bilmiyorum. İti- 55 TENE KATİL DEĞİL 'an Daya . Yüzbaşıyı dışarı « kapısıdıktan son- sessizliktir çöktü. Ko- Markam, gözleri ta- 8 ; | : ; | bir # ; H şi in gömülen kuman Vansa “Üokmakla meşguldü. ucuyle ie lr Ğ — u. Her ü- üm Vasi de muhtelif ak başladı: ye fnamenin B€ kadar gü- lünç olduğunu anladınız, değil mi Bizim kahraman ve mağrur yüzbar ba-imediler. Yoksa bizim Nakleden: Ömer Fehmi şımız hakikatte beceriksiz bir ya. lancıdan başka bir şey değil. Ha.) birçok şeyler var. Mücevher kutusu. yatımda bir çocuğun bile bu Kiler Elektrik düğmesinin yeri... acemice yalan söylediğini görme- dim. Leakok bizim kendisini müc-| Alven'in evi eskidir. Tesisat sonra” arkasında rim bilmemizi istiyor. Ne acınacak! dan yapıldı. Salonun biricik elek- hiddetli, yarı şaşkın cigara içi- hal, Zannediyor ki imza ettiği ifa-|trik düğmesi kordon ile avandaki Ko deyi yafta gibi yap: derhal darağacına gönderecekşi. niz. Zavallı o kadar şaşırdı ki Ben- sonun evine nasıl girdiğini bile an. latamadı. Burun buruna geldiği a- . YüzbaşıIdamın kıyafetini söyliyemedi. Bir)verini da yolunda, tertibinde söyle be a-iledi. elin dam! Kendisine ihtar ettim. Şa- par tahir ma yin na şırdı. Bensonu, misafiri varken yu-| verdim, Sözünü döndürdü dolaştır-İğma emin değilim. Pisikolojik karıya soyunmağa yollattr. İyi kildeve şarjörü sonradan bizzat kendi yüzbaşınm ?İ gazeteler takma saç işinden bahzet|sinin doldurduğunu ilâve etti, Bü- oİtün bu yalanların sebebi aşikâr. dır. Fakat gene psikolo; sssss. Dolu, dolu, memleket tiplerle!dürünün verdiği cevap, aynen: ve onulavizeye açılmıştı. Komüni:(€ mevkufların tahkika- tıma devami edilmektedir. Teş- kilâtı idare! ettiği tesbit olunan Hasan Âli beyle berabe Cemal | isminde bir genç daha tutul- uştur. Hasan Ali beyin ekse- riya Nezir isznini taşıdığı da tes- bit edilmiştir! a e — İ Komünistler | | ' Eyi saatte olsunlar bir deli- — Efendimiz, zati sentyeniz gibi biz — Öyle zannetmiyorum. — Mahviyet buyuruyorsanuz —— 3. VAKIT 7 Eylül Gülmeli mi, ağlamalı mı ! 1990 es ? . kanlının dilini bağlamışlar Sonra mezardan aşırdığı taşı yerine koyunca Kurtuluş yok. 'Taysiyeden de ürkü-| “© yorum. Şöyle bir teklifte bülanmak mecburiyetinde kaldım: — Şirketi bilmiyorum. Fakat onun) de vardır, bilir misiniz? Mr. Jacar'ın|geçindik. Bundan sonra 90-100 lira için | direktörünü tanıyan bir arlıdaşımdan istatistikleri bundan bahsetmiyor. LA'lâmirlerin niçin kahrmı çekeyim? Niçin|bir tavsiye alıp size vereyim. — Allah ömürler versin, efendim. ai beyi şirketinize almak 2has- Si amalimiz idi; zaten Türk uDSUTUD*| men borçluyuz. Bundan başka efendi- mizin emrini yerine getirmek bizim için bir zevki mahsus olurdu. Lâkin... Ee Ne asil, mazlk, terbiyeli, müstakim, a-| i£ olmakla beraber (Hatiyen arzediyo- rum) yeni harflerle yazı yazmağa muk | tedir değildir, Müşavirimiz kendisini eki yazıdah imtihan etti. Maatteessüf| behresi bir ilk mektep merununü pek! geçmemektedir. Cemi, tarhı biliyorsa) da, diğer ameliyelerde'acemidir. Emir-| namelerinde Fransızca bildiği de mu- sarrah ise de fransızcası 200400 keli- me arasında ve kırk 'senedenberi bul yekünu geçmemiştir. Halbuki şirketi mizde üç lisan bilen, yilksek tahsil gü- a alâkadara gösterdim: — Fesüphanahlah! dedi. Eski devir- de filân işte bulunduğumu olsun naza- ra almadılar m? Hengimiz fasih yazı yazıyoruz? »ss. Öbür taraftan, Türkçesi pürüz- süz, raktilegrefi, stenografi, defter tutmak usulü bilen, fransızcsya aşinn bir genci geönderdik, 60 lira ile kabul ettiler. Üç ay sonra aylığı 75 i buldu. Direktör söylüyormuş: — Gönderdiğiniz efendinin iktidarı azdı. 60 ı hatırımız için verdik. Lâkin kendisinin dehşetli bir meziyeti var: son derece çalıskam. Yalnız işimizi gör- mekle kalmıyor, iş ve dil öğreniyor. Şirketi hem bir iş yeri, kem bir mektep addetmiştir. Hiç Almanca bilmiyordu.! memurlarımı *ac, üç ayda iki? senelik Usan tahsil etti. Böyle gider, huyunu değiştirmezse beş sene sonra tekaütlü- Zümü istediğimde kendisini 1500 lira maaşla yörime teklif ve tavsiye edebi- Mirim, Celâl Nuri na da bir kkulp takmıya uğraşırdı. Kendisine Bensonun yukarı çıkm- ça saçlarını boyadığını söyledim. Bir şey anlamadı. Kumandan, kar- deşiniz takma dişleri ağzmda ol- madığı zamanlar peltek konuşurdu, değil mi? — Evet, tabii! ben meseleye der| şüphem bal intikal ettim. — Evet bu noktada çok aldandı. — Çok doğru. Manhaza onun en büyük hatası silâh bahsinde ol- du. Ben bu meseleye geçince derba! bütün foyası meydana çıktı. Rüvel içindeki kurşunlrdan biri ek avsiyeyi tedarik ettim. Şirket mü-l; * dan daha fazla müstahdem almağa res-| 38 taj nazardan öldürmesi için bircok sebepler var- iv NX i Hadisenin kahramânı Kumkapı Nişancasında kahveci Abbasın yanında çalışan Alinin başından çok garip bir vak'a geçmiştir. Söylendiğine bakılırsa Ali bir gece kahvedeki odasında yatar- ken iyi saatte olsunlar tarafından kaldırılmış sokağa atılmıştır. Sa- bahleyin erkenden kahveye ge- lenler Aliyi (o kapının önünde taşlar üstünde baygın bir halde bulmuşlardır, Dili tutulduğu an- laşılan ve yüzü gözü şişen Ali doktora, hocaya götürülmüşsede iyileşememiştir. Nihayet Ali bir gün evvel gittiği Edirnekapı mezarlığına, arkadaşları tarafın» dan götürülmüş, pekez (bir müddet sonra dili çözülmüş bo- ğazınm ve yüzünün şişi inmiştir. Başından bu garip vak'a geçen Aliyi dün bulduk. Bize şunları anlattı: “Dört, beş gün evel kahveye gelen arkadaşlar bana “baydi, kalk, mütekait Ali beyin cena- zesine gideceğiz, dediler. Edir- rekapıya cenazeyi götürtük. Me- zam başına dikilecek bir taş arandı. Bulunmayınca ben on adım ilerde eski bir mezarın başında dikili bulunan taşı çıkar- dım, getirip yeni mezarın başına diktim. Bundan sonra dönüp kahveye (geldim. o gece saat ikide kahvedeki odama çekildim, yattım. uyku arasında boğazımın sıkıldığını, beni sürükliyerek 80- ğa attıklarını hissettim. Fakat Yüzbaşı Mis Senklerin mazmun ol- duğunu düşü: ham edilmesini istiyor. — Benim anladığım da bu. nımı sıkan karışıklıklar var. O, ci” nayete burnunu sokuyor. yok. Meselâ madem ki ma- Jsurdur. silâlımı ertesi gün arar — Yüzbaşının görmediği dahajsakladı? Nişanlısının peşine düşen ii İİ kutuna | adamı tehdit etmiştir. Bu tehdidi- ni icraya ü raber katil o yetin uzun müddet hazırlandıktan sonra fiil sahasına konulduğunu bi- liyoruz. Halbuki yüzbaşıda böyle bir şeyi uzun müddet düşünerek yar kuvvet, kudret yoktur. Lea-i pacak i » kudrei istiyordu. Müddei umumi kısa bir kok kafası sbit bir fikre saplanmış Dy En sonra telefonu kapat iŞ değildir; çünkü bırakanm bizzat yüzbaşı olmadı Benson'u edip tekrar çözmüşler ! kahramanı Ak le be Ostrander, Markam * ile birlikte sesimi çıkaramadım. Daha doğ- rusu sesim çıkmadı. Sabahleyin arkadaşlarım beni sokakta yattığım yerden kaldır mışlar. Fakat boğazım şişmiş, dilim tutulmuş, konuşamıyor Jum, Arkadaşlarım beni Omezara götürdüler. Yolda Fatih tram- veyında arap bir efendi arkada» şım Haydara beni göstererek: “Buna ne oldu? diye sordu. On larda başımdan geçeni anlattılar. Mezarlığa girdik. Arap bana, “eski mezardan aldığın taşı gene git yerine koyl,, dedi. De diğini yaptım. Dönüyorduk. Bir- denbire konuşmak istedim sesim yavaş yavaş açıldı, dilim çözüldü, konuştum. Araba iki lira verme” istedim almadı. Fatihte bizden ayrıldı. Dün akşam kahveye geldi, nasılsın diye halırımı sor du. Otur bir kahve iç dedim. Sonra gelirim diyerek aynkiı, gitti, Başıma gelen bu vak'anın sebebini bir türlü anlıyamadım. Her balde iyi saatte olsunların hışmına uğradımsa da ucuz kur” tuldum.,, Şehitlikleri imar cemiyetinde Şehitlikleri imar cemiyeti dün Hakkı Şinasi Pş. nın riyasetinde toplanmıştır. Çanakkale yapılan gezinti herapları ve yapılacak Abidesi için hazıla- nan projeler tetkik edilmiştir. zardan o bu cinayeti yapmamıştır r ve kendisinin it|Bu vaziyet söylediği karışıklığı vü cuda getiriyor. Nans bir cigara yaktı. Havada uçan dumanlara bakarak devam et: ti: — Leakokun evinden Bensonu öldürmek kararile çıktığını fakat mahalli cinayete gelince maktulü ölmüş bulduğunu iddia edebilirim. Bu iddiam tahakkuk ederse Püf kendisini görmesi ve hâdiseden sonra yüzbaşmın silâhını nişanlısı" nm evine saklanması meseleleri: rışıklık ta kalmaz. Bu sırada telefon çaldı. Miralay konuşmak Nans'a: — Eğer henüz tevkif edilen yok» sa bize mühim malümet ve i Wi Ze atzkilaşiin ve ip uçla (Devamı var) â iie, Kepli Aİ İLE) einen ei Mila 2 a Sağ ği He vE sell ie Dale gi ABİ İğ 15 ünlem x b 2 kilise 252 lal e yk ar ey i j İ