VAKTT 1 Eyi 1930 — — ile Parise viden muharrir'mizin mek'unları "3 avadan....... Parise Kuş Sofya ve Belgratta Tayvarede dağ tutması neye derler? Sofyadan sonra.. — “Şimdi öteki tayyareye ge- çeceksiniz. Bir az “retar,, yap- tk amma hava çok fena idi. Geliniz, sizi götürecek olan pi- lota takdim edeyim.,, Bu sözleri İhya Bey söyliyor. Geldiğimz tayyarenin ayni bir başka tayyare ilerde bekliyor. İhya Bey bize doğru koşarak, sıçrayarak gelen Fransiz pilotu- nu bana takdim etti; çok neşeli ve tam “Fransız, bir Fransız. İhya Beyin omuzuna vurarak: — Bu Türk arkadaş şirketi- en iyi pilotlarındandır, Amerikalı kızlar, iner inmez tuvalet salonuna gitmişlerdi. Gülerek yanıma sokuldular ve pasaportlarını sordular. Pasa- portları elimizden kapıp kaçan adam, yüz metre yarışına çıkar gibi biraz ilerdeki binadan ko- pup geldi, pasaportlarımızı verdi, tekrar tayyareye binip havalan- dık. » Sofya ile Belgrat arasında, fırtı- na daha fazla idi, Mütemadiyen in'p yökseliyorduk. Arazi de burada daha dağlık olduğu için sarsınlı o nisbette fazla idi, Çünkü arızalı yrler havada cereyanlar yaparlarmış. Bu sarsıntılara “dağ tutması ,, tabir ediyorlar. Önümüzde çok sarp ve tepesi bir kale duvarı gibi wzun ve düz bir dağ var. Kale duvarı gibi diyorum çünkü tıpkı kale duvarları gibi kireçli, beyazım- tırak ve tek tük, yer yer, çalı larla beneklenen yalçın bir dağ Aman o ne dağa çarpacak gibi gidiyoruz. Eyvah! işte çarpıyo- ruz... Oh ne ise kurtulduk. Tay- yare o kadar yerden gitti ki az kalsın tekerlekleri dağa çar- pacaktı. Sonradan #ğrendim ki Fransiz pilot, o dağın başında her zaman duran bir bekçiye selâm olsun diye bu kadar ya- kından geçermiş. Dağın öbür tarafı yemyeşildi. lerde yaylada Tuna ve beyaz Belgrad görünüyordu. O“ Tunamn kirli sularına yapış" mış tuhaf biçimli vapurlar" var- dı. Pencereden bakarken birden bire yer dönmiye başladı. An ladım ki tayyare inmek Üzere “viraj, yapıyor. Filhakika beş dakika sonra, aynen Sofyadaki gibi pasaport muamelesini yap- mış, bu sefer Foker sistemi © kişilik ve içinde tüvalet söâlonü da olan bir başka tayyareye bi- merek Budapeşte yolunu tut- muştuk, ; * Bitmiyen bir düzlük. Her ta- raf ekilmiş. Tarlalar muntazam © çizgilerle ayrılmış bir ova: Macar © ovası, Pek nadir şehir var. Fakat pek muntazam köyler. Birkaç büyük fabrika, bem beyaz mezarlıklar. Bir kireç ocağı ya- nında, toprağın üzerine kireçle yazılmış ve tayyareden pek gü- zel okunan “NEM,, kelimesi var. Bu Macarca “Hayır,, demektir. Biraz sonra geniş, yayvan, mü- rabba ve müselleslerle ayrılmış, ortsından gene Tunanın geçtiği Budapeşte. Bu aşina şehirde tanıdığım © yerleri © arıyorum. İşte .F. T..C. nin stadyomu Futbol meydanının kireç çizgileri ne güzel görünüyor, Kübik bir tablo. İşte Margrit adası, meşhur plâj. Kaleleri ile eski Buda, daha ötede sahilde büyük .parlâmento, biraz daha bu tarafta “Düna palas, , kar- şısnda Gel'ert banyoları... Ve tayyare İstasyonu. Bizimle beraber bir tayyare daha iniyor. Tayyare istasyonu çok munta- zam, Ortasına kocaman (yazılarla (Budapest) yazılı Tayyare vira- Jıpı yapıyor. Tekrar dünya altüst oluyor zannediyorum ve ıslak me m 7 EA Süreyya Pş. S. C.E. ya giriyor (Üst tarafı 1 inci sayfamızda) Çarşamba günü buraya nakle başlanarak umumi merkez ocağı ! ve vi'âyet merkezi ilân edilecek- tir. Nuri ve Ahmet beyler Yalovava gittiler Fırkaya dün İstanbul meb'us- larından Süreyya Paşanın da il- tihak ettiği söylenilmiştir. Sürey- ya Pa. Yalovada bulunmaktadır. Yalovada * bulütan Fethi B.le görüşmek üzere umümi kâtip Nuri ve Ağaoğlu Ahmet B. ler dün akşam Yalövaya gitmişler” dir. Bugün orada bir içtima yapılacak ve nizamname, teşkilât gazete işlerile İsmet Pş; Hz. nin Sivasta söyledikleri tarihi nutka cevap meseleleri konuşulacaktır. Zider çarşamba günü Izmire gidiyor Fethi 8. bu akşam veya yarın Yalovadan dönerek © çarşamba günü İzmire gidecektir. Mumai- leybe bu seyabatında Nuri ve TabsinB. lerinde refakat edece- ği tahmin edilmektedir. Tezat var mı? Ağaoğlu Ahmet B. dün bir muharririmize şunları söylemiş- tir; — Bazı mahafilde benim bir beyanatımla muhterem - liderim Fethi Beyefendinin beyanatı ara- İ sında tezat olduğu zannı basil bir yere iniyoruz. Çünkü biz ba- i vada ikin buraya yağmur yağmış. Amerikalı kızlar «Gutbay» diye- rek ve bütün dişlerile sırıtarak ay- rılıp gidiyorlar. Oh. kurtuldum. Bu yolu ötekilere nisbeten daha rahat geldik. Havada rüzgâr gittikçe azalıyordu. Tayyare İs- tasyonunda yemek yiyip memiye- ceğimi sordular. Yemek diyince aklımıza lokantadaki yemekler gelmesin. Durmağa vakit olmadığı için C.LD.N.A. küçük. sepetler yaptırıp içine soğuk şeyler koy- durmuş. Yalnız bunlar Buda- peşte, Viyana ve Strazburg -is- tasyonlarmda var, ve çök da ucuz. Meselâ Viyanada 5 şilin Pejtede 2,20 pengö, ki, “bizim para ile 75 kuruş kadar bir şey. Ben,-ihtiyata riayet“ olsun diye havanın da fenalığını düşünerek yemekten Vaz geçtim. Tıpış tıpış ve bu sefer yalnılz başıma tay- yaröye bindim. Kalktık. : Fikret Âdil Casus ayy. Bir Macar zabiti zehir içerek ö.dü Peştede erkânı harbiyel umumiyete mensup bir zabitin Romanya hükümeti hesabına Casusluk yaptığı - tesbit edile- rek » tevkif Gunmuştur. Zabit .tevkifhanede zehir içmek #- retile intihar etmiştir. Mısır prensleri Mısır ailei kıralisinden prens Abbas Halim paşaile prens Mehmet Ali, prens İhsan Hasan, prenses Hadice Abbas Hanım prenses Nebile Abbas Hanım ve prenses İffet Hasan H. Loit Triestino . kumpanyasının Stella d. Italya (o vapurile © şehrimize gelmişlerdir. Abbas Halim paşa bir mu- harririmize seyahatinin tamamen hususi (mahiyette © olduğunu, Istanbulda bir ay kadar kalaca- | ğını söylemiştir . İ olmuştur. Ben demiştim ki: “biz ekseriyet peşinde koşmiyacağız. Esas gayemiz kontrol temin etmektir. Bu. ise sağlam iki dürüne oarkadaşia da olur., Muhterem Üiderim demişlirki: “Ekseriyet teminine ve iktidar mevkiine” geçmeğe çalışacağız... Bü iki. beyanat atağında güya tezat varmış; halbuki tezat değil yekdiğerini tamamlıyan fikirlerdir. Ben demek istedim ki biz hükü- met mevkiine gelmek bhırsile mubtarıs olarak berçibadabat o makamı elde etmek arzusunda değiliz. Bizim asıl gayemiz Cüm- huriyetin istilzam ettiği müraka- beyi fi'len tahakkuk ettirmektir. Bu da iki düzine arkadaşla temin olunabilir. Liderim de bunu ta- mamlıyarak demek istemişler ki: Bu fırkanın aldığı yol ve tut- tuğu usul balkça makbul ve umumun tasvibine mazhar olarak ekseriyet “bizim tarafı iltizam ederse tabiatile iktidar mevkiine geleceğiz ve gelmeliyiz. .. Bunda tezat' aramak beyhu- dedir. Aradaki faşk Malatya meb'usu Dr. Hilmi B. İzmitte çıkan “Hür Fikir, arka- daşımıza beyanatında iki fırka- nin kardeş olduğu yolundaki sözler münasebetile şunları söy- lemiştir: — Iki fırka "arasındaki fark | Gazi ile Makbule Hf. arasındaki fark gibidir. — Size yeni, fırkaya girmek teklifinde bulunmadılar mı? dıramalardır. Çatalcada Yeni fırka Alaığım'z mek aş fur: S.C, Fırkasınm Çatalca mer- kez teşkilâtım yapmak üzere Çatalcaya gelen meb'us Naki Beyin merkür fırkanın mümes- sillik vazifesini tevdi ettiği Ab- dül Bey zade Mehmet Beyin icrası mukarrer olan belediye intihabatı veya firkanın bey'eli idaresi için tertip ettiği namzet listesinde rıza ve muvafakatimiz “ Avönü Belg ,, den: Türk - Iran münasebatı ecne- den fazla gergindir. Hadise yal gaddar ve kurbanlarına işkence eden yol kesicilerinin tenkili de- gil 150 ilâ 200 bin kişilik bir kuvvet teşkil eden göçebe kürt- lerle hakiki bir muharebe icra- sıdır. Bu Kürtler mukaddema bildirmiş olduğumuz veçhile A- rarat dağının yamaçlarında Türk kuvvetleri tarafından muhasara edilmiştir. Ankara hükümeti İran ile hadise çıkarmak fikrinde de- ğildir. Fakat İran hükümeti Ira- nm garp ve cenubunda iskân eden Kürtlerle olan münascba- tında gösterdiği zaaftan dolayı mes'uldür. Oyle bir zaaf ki Tab- ranın nüfuzu ancak büyük şehir- lerde tahıliyor ve bunların hari- cine çıkılınca İran hükümeti zaif bir siyaset kullanarak haydutla- ra silâh ve cephane verip onlara | güveniyor. Emin bir menbadan aldığımız malümata göre badisalı tasvir ve hulâsa edelim. Mukaddema yazmış olduğumuz veçhile garbe Kürtlerin derebeği idaresi Gazi Mustafa Kemal Paşanın iradesile | nihayet buldu. “Kürt halkı iki kısma ayrıldı: Kuttai tarik Kürtleri, bunlar öldürür, yağma eder, yakar, vah- şet yaparlar, bir degöçebe Kürt- ler vardır ki bunlar dâima sey- yahdırlar, ve Türkiyenin dağlık arazisidde Iran kududunda yaşar- lar. Bu hunhar akvam İngiltere- n'n iki yüzlü siyaseti ile teşvik Yüzme müsabakamızZ lÜst tarafı 1 inci sayfamızda) Bu davaet özerine biz 'eylülün haftasında yapmak istediğimiz müsabakanın gününü ve mesa- fesini tesbit etmek üzere, son- radan bir itirazı mucip olmama- sı ve yeni bir bahaneye yol aç- maması için Mecdi Hüsam be- yin verdiği cevabı beklemek- teyiz... Fakat mumaileyh henöz ne bizim davetimize he de yüzücü Talât beye bir cevap vermedi. Öbür taraftan bu manidar sü- kütü devam ederken kıymetli bir yüzücümüzden daha müsa- bakamıza iştirak (için bir mek- tup aldık. İki sene evvel uzun mesafe üzerinde yaptığımız mü- sabakaya iştirak eden tecrübeli | hilafında © isimlerimizin edildiğini haber aldık. Biz elyevm Cümhuriyet Halk Fırkasına mensup ve mukayye- diz. Bu rabıtamızı şimdi olduğu gibi bundan böyle de muhafaza edeceğimizi beyan ve gazetey- lede ilânmı rica ederiz. Davavekili Reşat, üncü Hafız Halil, fakeikatör Salim, eczacı Lâtfü, Nesliçli Şerif, bakkal Hasan, Nasliçli Faik, Langazh İskender, Ferhat, uncu Şevket, uncu Şerif, Eir fehmin Ankara; 31 (Telefon) — Fethi Beyin, Bern sefirliğine tayin olu- nan Camal Hüsnü Bev yerine tesbit cağı tahmin olunuyor. bi memleketlerde zannedildiğin- | nız birkaç dağlı haydut Kürdün | İ da iptidai halde 200,000 Bir belçika gazetesi Kürtlerin isyana nasıl teşvik edildik” leri hakkında mühim izahat veriyor Lavresin bir seyayati asilele 200000 tüfeek V€ züzlerce silâh teüarikine kâfi gelmiş, olunarak İrakta dahi serseri 8“ ziyorlar. o Muayyen bir raks” verelim, İranın cenubu garbisi” deki vahşi kürtler takriben bir milyondur. Irakta Musul civarıB” yaşar. Bu seyyar ve tehlikeli halka, Kürt isyanının boşa git mesinden gayri memnun olan Y Kürtlerin isyanları ile vahşet b& reketlerine iştirak eden Adan* mıntakasındaki 100,000 Arap “9 bir okadar Çerkezide ilâve ef melidir. Nihayet bir de Kürt köylüleri vardır ki derebeylik esaretinde kurtulmuşlar ve arazilerine sahip olabilmişlerdir; bunlar Kürdistar halkının ekseriyetini teşkil eder” ler. Türk. hükümeti kendilerini tensik ve teçbiz etmiştir. HaleP erkânı harbiyesile İranlılards” para mukabilinde. silâh ve mü” bimmat alan âsi kabileler büyük hasarı mucip oluyor. Bu mıntakada İngiliz. siyaseti şudur: Türk ve iran hududu boyunca bir Kürdistan teşkil et mek ve buna Iraktaki Kürdista"” kısmını ilhak etmek. Bü ye" memleketle Ermeni Cümhuriyeti Iran ve İraktan ayrdacak 8 Ru kasabası 8 Türk kasabasi 3 İra eyaleti 1 Irak eyaletinden terek” küp edecektir. Bu fevran halindeki mıntak5” lar Miralay Lavrensin bir sey#” hati âsilere ikiyüz bin tüfek ve yüzlerce mitralyoz satılmak için kâfi gelmiş, Bu kadar €* liha bu vahşi kafalılar eline teslim olunmuştur. a yüzücülerimizden Kasımpaşa kur; lübünden Kasım B. müsabakâ” mıza hazır olduğunu bildirmek” tedir. Kasım bey bu mesafenin Ks” vaklar - Büyükada: veya . EyüP Büyükdere © olmasının kendi” since daha şayahı arzu olduğu” nu ve zaten Talât beyin de uzun mesafe istediğini kaydet” mektedir. Biz evvelcede işaret ettiğimif gibi müsabakamızın esas hatls” rı şu suretle çizilmişti: 1 — Müsabakamız uzun bif mesafe yüzmesidir. Ve tecrübeli müsabıklar kabul olunur. 2 — Eylülün ilk: hâftasınds yapılacaktır. Bu esas hatlardan sonra te ferruatı, yani nereden merey€ olacağını ve gününü kararlaştır” mayı Mecdi Hüsam beyin ceva” bna tealik ((oDettik. Dabs bekliyoruz. emmi Yunan çocukları Ecnebi mekteplere giremiye” cek, bu hususta isrer ediliyor Yunan hükümeti kendi tabasında olan çocuklarin © ectiebi » mekteplef€ girmelerini menetmiştir. Bunun üzeri” ne bazı sefirler Yunan Hariciye tezi” retine giderek bu kararın geri alınms* sın istemişse de Nazır Yunanistan ba hususta Almanyanın yaptığını jers” meb'es'uğa pamzetliğini koya | dan başka bir yol takip etmediğini be yan etmiştir.