29 Ağustos 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

29 Ağustos 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ie— 2 — VAKIT (ÖM aazırlıyan, kelime kelime'yazan biz- vi 29 Ağustos 1930 men daima siyasi bir mes'uliyet davet'sa yaratılışın bana gösterdiği bütün| Dr reimekr Bepehed | Askeri Terfiler Muhtelif sınıflar arasında | Yeni rütbe alan zabitlerimizin listesini neşrediyoruz fil Bit ben olduğumu haber vermekle ik-|eder, siyasi mes'uliyet, mevkiini başka- hakiki faikiyetlerle tarih ve hadisele-| m Hifa edeceğim. iki am arasmda) sına terketmek mes'uliyeti değil midir?| rin, hatta tesadüflerin çizdiği iHibari Mfark yok mu? var: | . ve simdi fethi beyin birdüzüye is-| tefevrukları olduğu gibi kabul ve hü- i 1) siz masrafları kısıp vergileri amet paşa kabinesine tevcih ettiği mes-|kümlerine mutavaat etmektir. görürüm | Mi Zaltncnğız vadinde balünuyorsunuz. |uliyet ilk hamlede bu siyasi mes'uliyet| ki tarihi perişan, insanları bihuzur &- 2) siz imar ve ihya yükünün külfet-| yoksa bu siyasi mes'uliyetten başka| den sen - ben kavgaları bu takdirsizlik:| lbrine gelecek nesilleri de teşrik ede-| mıdır? lerini yiyip bitirmiş, hem milletin tekâ- ceğiz diyorsunuz. ben ki halk fırkasındayım; ismet! mül seyrine engel olmuş neler, neler 3) siz devleti iktisadi işlere sokmak| paşa ki bu fırkanın relsi ve başvekili-| var! istemiyor görünüyorsunuz. 4) siz “halkçı, değilsiniz. halk fırkası ben vergiyi artırmak! İçin sasrafları artıracağrım mr demiş) & tir? halk fırkası kabule şayan şartlarla) Ni yara verilmiş de almamış midir? halk fırkası ferdi teşebbüslere en- gel olmak azminde midir? hihayet halkçılıktan rie'at, müdafa-| ası kabil bir siyaset midir? siz yalnız vergiler ağırdır, diyip ke- dir. yarın mecliste ve hariçte ismet pa- şaya tevcih edilecek sualler ismet paşa» nım 'fırkasını muhatap saymıyacak, is- met paşanın fırkasından cevap almıya- cak, muzafferiyeti firkanın muzafferi- yeti, mes'uliyeti - yani siyasi mes'uli- yeti - firkanm iktidar mevkiini rakibi- ne birakmak şeklindeki mes'üliyeti ol- myacak mıdır? kabine relsini İtimat- larile teşci, reylerile takyit etmiş olan bir fırka, akalliyette kaldığı zaman hiç bir mes'uliyet tatmamış, ekseriyet Bi siyorsunuz, ben vergileri ağırlaştıran| kazanan fırkaya kârşı elkirı umumiye sebepler var: vergilerin belki nisbetle huzurunda hesap vermemiş mi olur? ri ağır değil, fakat vergiyi ağır bulan| bu hesap ve mes'uliyele inanmamak fır bir vatandaşa verdiğimiz İtiraz hakkı) ka işinin hele yeni bir fırka kurulduğu Onu tatmin, onu ikna etmek kabiliyetin-| sırada ruhuna tagafül etmek olur; fır- den uzak düşmüştür. burada kanunu) kaların taaddüdünü iltizam eden bir hazine gayretkeşliğile mükellef aleyhi-| fırka lideri, cümhuriyetin siyasi hayatı ne tatbik eden memurun bu hareketinin) bir fırkanm öbür fırkaya hesap verme- MW tnikikine, temyizine sevkettiğimiz ma-| sinden başka bir mahiyeti olmadığını kam o memurun âmiri oluyor. hurada! daha bitaraf eller, bilfarz umumi mah- kemeler lâzım! diyorum. : benim firkam bunun aleyhinde mi? Kim biliyor? siz maddeten ne yapacak- Mw sınız? onu kim biliyor? bunlar o kadar! teferruat işleridir ki hiç bir zaman| ME bir fırkaya teşekkül temeli olmamıs- tır. 7 İşte bunun için, bunu böyle gördür| Züm için gördüğümü açıkça söyledim; © muhakemesinin mihveri bunlar olan bir meb'us - ve kabineye girmek arzu- süundan uzak, sâde bir meb'us - için bu Yırkadan o fırakya geçmesi yeniden ik- tidar mevkiine gelmiye çalışmaktır, abestir, demiye hakkım yok mu? beyanatınızda asıl ilişmek istediğim noktaya şimdi geliyorum: “fırkaların $ birbirlerinden hesap arıyacaklarına bir meb'usun inanmasını istemezdim,, bu- yurmuşsunuz. evet, he yazik, işte ben buna hakikar! ten inanıyorum ve siz buna İnanmıyor- sanız, aslâ bir cemiyet, bir fırka ad mı değilsiniz. fethi beyefendi. “meb'ns meb'usa sunl soramaz,, meddesi malü- munuz, bir müzakere usulüdür. meb'us- İar reylerinden ve meclisteki işlerinden mes'ul değildirler de teşkilâtı esasiye- nin ceza kanünlarına karşı koyduğu bir masuniyet siperi... fakat fethi be- yefendi gibi bir devlet recülünün bir bahis kazanmış olmak pahasma, bir W fırka mes'uliyetini “ter” geçmesi nasıl eniz olabilir? izah lâzım mı? hükümette bulunan; Mar evvelâ meclise karşı mes'ul olduk- arı kadar bunlardan birer fırkaya W bağlı olanlar da kendi fırkalarına he- Sap verirler. bu hesap meclise karyı teslim ile işe başlamazsa, hakiki, canlı, meş'uliyetini anlar ve kıymeti kuyruk- tan, merdivenden ibaret olmıyan bir fır ka kurmak İstediğinde şüphe verebilir. bir fırka yeni doğmuş olabilir. lâkin bu hakikatler çok yaşlıdır. mektubumda, gazi hz.ni ben bir tek sebeple zikvettim. fırkanızm teşkkülü, programının neşri, gazetelerdeki izah- larla beni halk fırkasına bağlıyan fi- kir, içtihat esaslarında bir değişiklik lüzumu sabit olmadığını anlattıktan, karşı fırkanın en galip vasfile bir fet- hi bey fırkası olduğunu bildirdikten sonra « mademki bir fikir saikası yok-| bizim siyasi tarihimizin son sayıfa- larında da buna misaller buluruz. ben fethi bin mevkiini bildiğim gibi, gaziyi takipte onu da biraz geri bırakabile- cekler olduğunu söylersem bu, kendile- rine bir tariz değil, nihayet milli kabi. liyetimizin kemali İçin bir iftihar vesi- tesi olmalıdır. sözüm epeyce uzadı; halbuki sivas bayramında bulunmak için trene git- mek zamanı geliyor. fakat gaziyi halki fırkasında görmüş ve göstermiş olma- ma karşı doldurulan satırların çevabr- nı da vermeliyim: bana boyuna gazi filen fırka reisliği yapmıyorum buyurmuştur, diyorlar. bunun aksini iddiaya kim cür'et edebi: lir? fakat reisiciümhur oldukça filen fırka relsi umumiliği yapmıyan ve bu- nu da teşkilâtı esasiye menettiği için değil (7 muhtelif fırkalar mesaisini kolaylaştırmak için, kanun mecburi- yetile değil, kendi yüksek tasvip ve ih- tiyarlarile yapmıyan relsicümhur hz. bir gazetede nakledildiği gibi: “ben halk fırkasının reisi değilim; ancak relsicümhur intihap edilmezsem fırka- cılığa döneceğim.,, dememişler de “ma- lâmdur ki resmi vazifem dolayısile ben bugün cümhuriyet halk fırkasının w- mumi relaliğini filen ifa etmemekte. yim. fili riyadset ismet paşa tarafından ifa olunmaktadır, relsicümhurluk vazi- fesinin hitamında bizzat teşkil ettiğim cümhuriyet halk fırkası relsliğini filen Ankara, 28 (Telefon) — Yeni askeri! Naili ve Ali Hikmet Paşalar evvelce terfi listesi yüksek tasdika iktiran et-ferikliğe terfi etmişlerdi. miştir, Bu listeye göre ordu müfettiş Fırka kumandanlarından Mustafa lerinden İzzettin Paşa birinci ferikliğe İzzet, Hakkı Murat, Mustafa Galip, Ali kolordu kumandanlarından (Derviş, Galip, Mümtaz, Ali Rızn, Bürhanettin Naci, Nazmi, Abdurrahman Nazif, Fu-|ve liva kumandanlarından Musa Ki- at Sedat ve Salih Paşalar ferikliğe ter.İzım, Fuat, Mehmet Nuri, Ali Muzaffer fi etmişlerdir. ve Halil Kemal Beyler mirayliktan li- Kolordu kumandanlarından Şükrü|/valığa terfi etmişlerdir. near sasmnasanarsuman amasra siami*| Baytar kaymakamı Salih Bey ole halk fırkası olmak müsammem bulun'| çaymakamlıktan miralaylı terfi etmiş duğunu göstermez mi? tir. son nokta: zatı âlileri “hiç bir fikir icabı olmasa gene gaziyi takip ederim; halbuki gazinin fikri ve manevi rabıta» sı da halk fırkasında!,, deyişimden hiç te kgstetmediğim bir manaya intikal buyürmuşsunuz; “gazi fırkasının umumi reisliğinden kat'i olarak çekilmiş olsalardı, beni is- met paşa ekseriyetine rapteden bağlar gevşemiş olacaktı,, kanaatini edinmiş- siniz. böyle bir şey düşünmedim, böyle bir bahse temas o mektubun mevzuu ile de alâkadar olamazdı. mademki bu kana- at hasıl olmuş, fırsat düşmüşken halk frrkasından bir meb'usun siyasi bir ka- naatle değil şahsi bir teslimiyetle ha reket ettiğini iddia eden bu satırları » gaziye teslimiyet başlı başına bir mef. haret olmasına rağmen - tashih ve tas- rih edeyim: gazi hz.nin halk fırkasından büsbü- tün ayrıldıklarını anlasaydım, kendi- tur - “eğer siyasi hayatın gidişinde ba-| ifa edeceğim: tabildir.. demiş bulunur.|lerine, pesaret edip sebebini sorardım. na düşen en son vazife, alelitlak, bir)larsa halk fırkası mensuplarının gazi| - bu sebep ya bugünkü gibi firkanm şahıs izini takip etmekten ibaret kal.|hzmi - evet, filen değil - fakat hükmen) umdelerine, faaliyetine, şekil ve sureti- mışsa ben bunun en şereflisini gaziyi) halk fıtkasında « ve gayet tahit ola-| e değil de yalnız gazi hz.nin relsiciim- takipte görürüm!,, dedim, rak - başında bulması yanlış görülür, hurlukta bitaraf kalmak ve ya herhan- kendi fikir ve hislerimin asla mües-İhele tezvir ve ifsada mevzu alınırsa Si bir sebeple fırka hayatından çekil sir olmadığı ve aslâ mümessil bul) gülünmez mi? siz ki firka hükümetinin!mek arzularından ileriye gelebilir madığı yerlerde bana takibinde muhtar icraatından fırka O meb'uslarını bile|Yahüt bu fırkanın kendi mevcudiyetine kalacağım bir insan izi gösterilse “din-|mes'ul tutmiyorsunuz; teşkilâtı esasiye taallâk eden bir saikin neticesi olabi. -İdarane,, kelimesile ifade edilebilecek) de mes'uliyeti hududu'apaçık yazılı bir li bir teslimiyet ve inkıyat ile bu iz benim) makam mümessili bir fırkaya alâkadar; ( birinci sürette, yani fırkanın hüvi- için iz gazinin izidir demek belki fethi| gösterilirse” bündan benini hükümeti yetine dokunan hiç bir nokta olmadı. beyle gazi arasında bir mukayese ta-İmes'uliyetine reisictimhuru da teşrik| IR! gördüğüm zaman gene gazinin bu zammun edebilir ve bu mukayese deletmek gibi vah vahlarla karşılanacak) Kenadi binası içinde çalışmakta devam elbet fethi bey de benim söylediğimi| bir iş yaptığım manası çıkar mı? ederdim. söyler; fakat benim bu sözüme “reisictimhurlukta bulunmasaydım. dimle fethi bey ve ya herhangi bir kims-| yendi teşkil ettiğim cümhuriyet halk eğer, fırkanın asli hüviyeti mevzu- bahsoluyorsa, fikirlerini dinler ve o se arasında bir mukayese münasi koy- duğum nerden çıkarılmış ki bana “garl;| yi muazzam inkılâp işlerinde takip et- mek mevzubahsolursa hakkı tarık b. ba| yolda benden biraz geri kalır itikadın- dayım.,, demiye Jüzum görmüşsünüz. 8-| caba fethi b.bu inkılâp yollarında daha bir de mana inkılâbı mı yaptılar? fikirler, şimdiye kadarki emsalile mü- fırkasının bağında bulumurdum. del eyyettir, gene bizim fikirlerimiz olaca- mek bugünkü bitaraflıklarını İfade eti â, z gene güzi bizim fikirlerimizi, ve ka- tiği kadar bir gün fırka mesaisine dön| saatlerimizi zapt ve teshir, tenvir ve mek arzusunu izhar etseler bu fırkanın| hih, sevk ve idare edeceği (için (*İ dün bir gazete bundan bahse-| gene onunla beraber olurdum, ve İsmet derken bir de teşkilâtı esasiyeye. mu-|paşa ekseriyeti diye koyduğunuz halk halefetten dem vurmuştur. bü da mo-|fırkası gene o zaman gazi İle beraber HAVA SINIFI Binbaşı olanlar: Çelâl (Sürmene), Abdullah (Van), Ata (Manastır), Arif (Erzurum), Mel met Muhsin (Kassam çeşmesi) Beylet, Yüzbaşı olanlar: Muammer (Beşiktaş), Tahir (Sarı- güzel), Naci (İzmir), Ali Seyfettin (Be giktaş), o Nürettin (Fatih), Kâzım (Byip), Osman Ilüsnü (Saraçane), Seyyit (İstanbul), Selâmi (Üsküdar), Hasan Tahsin (Çırçır), Bahri (Niğde), Tevfik (Yan), Naim (Ezine), Seyfullah (İstanbul), Zühtü (Bursa), Ömer Zeki (Galata), Bahri İsmet (Preveze), Zeki (Odabaşı), Galip (Prizrin), Kadri (Arapgir), Umran (Bingazi), Şeref (Edirnekapı) Beyler. » Birinci mülâzi molanlar: Basri (Edirne), İbrahim (Topkapı). Eşref (İzmir), Asım (Selânik), İhsan (Halep), Hasan Lütfü (Üsküdar), Mü- nir (Üsküp), Rifat (Naslıç) Beyler, SUYARI Binbaşı olanlar: Ahmet Kâzım (Diyarbekir), Hüse yin (Kara kilise), Rasim (Zile), Meh- met (Şam), Tahsin (Selânik), Mehmet Zeki (Bağdat) Beyler, -.Birinei mülâzim olanlar; Hamdi (Gürice), Salâhattin (Us küdar), Necmettin (İzmit), Mecit (İs- tanbul), Hamdi (Basra), Halit (İstan- bul), Mustafa (İstanbul), Beha (Ma- nastır), Ferit (Koçana), Hamdi (Edir- ne), Muammer (Sivas) Beyler. DOKTORLAR Binbaşı olanlar: : Mecit Akâh (İstanbul), Ahmet Hik- met (İstanbul), Necati (Üsküdar), Na- zım (İştip), Mustafa (Kroviçe), Meh- met (Diyarbekir), Ziya (Servi), İsmas il Mehmet (Rsene), Abdulhadi (İstan- bul), Ahmet (Babaeski), Mehmet Zeki (İstanbul), Necmettin (Istanbul), Nüz- het (İstanbul), Mehmet Asım (Istan- bul) Diş hekimi AN Şadan (Bursa) Beyler, fethi bt. satı Afileri benim kendi dere)da oldu. halbuki istinat ettikleri 48 in. mali, cezai bir mes'uliyet zımnında ol- Ko duğu kadar ondan fazla ve hatta he- VAKıT In tefrikası: 70 MAHALLE SELÂHATTIN ENIS t MUHARRIRI : ğ Paşanın ölümü haberini alınca © hastalığına ve yüksek derecei hararetine © bakmıyarak Numan Ağa bile yatağından doğrulmuş, — Ne olacak, burada yata İğıma orada ölünün odasında yal rım... Hem paşanın odasındaki kanepeler benim yatağımdan daha| yumuşaktır... Deyerek yürümek istemişse de oda kapısma zor varmış ve orada! gözlerinin kararması üzerine bir çuval gibi yere yığılmıştı. Aksi şey» tana bakındı, bu akşam Yunus ta nöbetçi idi. Ah, Rüştüye, şu habis herife gün doğmuş demekti. Bu kadar senelerdenberi paşa ölme- mişti, ölmemişti de tam kendisi hasta döşeğinde yatarken mi öle- ceği tutmuştu. Bu ne affedilmez, aksi tesadüf- lerden birisi idi. Kendisi yatakta yatalıberi mezar kazmak hususu da arada sirada bizzarure Rüştüye kalıyordu. Şu herif olur talili ada- ün biri değildi. Kendi zamanında Bazan haftalar geçer de mezarlığa ! İ i cesini pek iyi bilenlerden olduğumu bi) ef madde şu “vekdletlerin adedi kanı. lirsiniz. benim şayet bir faziletim var.İnz mahsusla tayin olunur,! değildi. i bulunduğu mahalledeki vezaifi cümlesindendi. Halbuki Numan ve Yunus lar için iş, bambaşka idi. Bu iki a- dam, senelerdenberi mezar kazıp pe 1 ölü bekliye bekliye artık bu işi, mezarlığa ölünün gelmediği hafta! kendilerine zevkli bir san'at ad- olmuyordu. detmişlerdi: Bir Yunus nereye yetişsindi.| o Ölü haberi geldiği zaman, heri Sonra mezar kazmak, her babayi-liki bekçinin göz bebekleri parlar- ğitin harcı. değildi. Kendisi halildı. Crgaralarından keyifli keyifli! sıhhatte iken iki hemşeri, kendisi ve bir nefes çekerlerdi. Çünkü bu Yunus, bu işi aralarında su sızdır |işten alınacak para, harici madan görürler, paraları, nizasız, bir nevi ikramiye mahiyetinde gürültüsüz paylaşırlardı. Bir kaç| (o Kimi ay, işler tıkırında g zaman vardı ki, alınacak paradn| yor, bir tabutu iki tabut takip edi- bir de Rüştüye hisse çıkarmak icap) yordu. Bazan da o kadar kesat ve ediyordu. Eh ne kadar olsa kazma| durgun oluyordu ki günler geçtiği sallıyor, kol oynatıyordu. Elbette| halde bir cenazeden haber alınmı- paraya o da ortak olacaktı... yordu. Bu zamanda bedavasına, boğaz Hem mahalleyi beklemek, hem tokluğuna kim, kimin için kazma|de ölü beklemek mümkün olmıya- sallamak şöyle dursun burun siler cağından Yunus Ağa, Halil Paşa» i? nin ölüsünü beklemeği arkadaşı-! Mezar kazmanın mali kısmı ile ha terke mecbur olmuştu. Yalnız! yani alınacak para işile hali sıh-|bir teselli noktası vardı: hatte iken kendisi meşgul olur, | O da Paşanın sadık vekilharcı| Yunusu bu işlere dı.| Tayyip Efendinin bu vazifeyi ya| Ayni köyden olmalarına rağmen| kendisi yapması, yahut paradan ta- Numan Ağa gene arada #ırada,sArrufen buna lüzum görmemesi İ- imkân buldukça arkadaşma küsldi. lâh giydirir, üç alıp bir gösterirdi. Yunus Ağanın temennisi maale- ie yürürdü. yani hep beraber yürürdük.' fikrimizle, hissimizle, ruhumuzla pe. şinden sürüklenir, giderdik. bütün ev halkını konağın üst katına toplamıştı. Bütün kadınlar şaşkın bir halde bekleşiyorlardı. Aksi gibi Tayyip Efendi de ezan olduğu ha de hâlâ kahveden gelmemişti. Yatsı doğru eve geldiği zaman, ev hal- İş onu bir halâskâr gibi karşıla” ar. girmek cesareti yoktu; sanki içerde meği yenmiş bir insan değil, bir hortlak, bir canavar ölüsü idi. Ta; Efendi: — Bizim burada yapılacak bir i- şimiz yok. Bekçiye haber verelim. diyerek çıkıp gitmişti. Rüştü, yatsıdan sonra meseleden haberdar oldu. Rüştü, âskerken, muharebede pek çok ölüler görmüş, son zaman» larda da 20 - 30 ölü gömmüştü... Rüştü, konağa geldiği zaman, a konak, derin bir sükün içinde 5 Vekilharç müteessir görünüyor- du, Merdivenleri çıkarken: — Nekadar zahmetse de... Diye Rüştüye söylendi.. Bize bu gece bi- raz yardım edersin değil mi?... Ben kendisini beklemek isterdim. Fakat yüreğim kalkıyor. Beraberce yürüdüler ve doğruca ölü gelmezdi de işmdi aksi gibilmak, ölü beklemek hoş işlerden'na doğru ölmüştü. Paşanın ölümü,'vardılar... Fakat Tayyip Efendide odaya'id yatan, bu kadar iyiliği görülmüş, ek! (Terfi listesinin mabadını yarın tak- dim edeceğiz.) tZelerafların derami 5 wa sapifad| | Kapı açıldığı zaman, burunları» !na sert bir ilâç kokusu geliyordu. Oda, eyice karanlık olduğu için içe- risi lâyrkile görülmüyor, yalnız ka ranlık arasında haricin ziyasile par- lıyan bazı madeni parçalar göze çarpıyordu. Bu, Paşanın yatmakta lolduğu karyolanın pirinç aksamı idi. Paşanın, ölümündenberi bir kaç Isaat geçtiği halde hiç kimse odaya girememişti. Koca Kanağın sahibi o lan ihtiyarı, gözlerini kapatır kâpat maz herkes terkederek kaçmıştı. Birinci Hanım, hizmetçi ile dört şamdanla bir haber göndermişti; Zinhar cenazenin odasında elek trik yanmıyacak, baş ve ayak uçlar rına bu şamdanlar konacaktı. Hizmetçi kızın, kapi dışarsında şamdanları birakmasile kaçması bir olmuştu. O zaman Rüştü, dışarı çıkarak şamdanları aldı ve odaya avdet e derek yere çömeldi. Cebinden çı- karttığı kibritle ilk mumu yaktı. Mum, evvelâ bir saniye yandık- tan sonra yavaş yavaş söner gibi ol du ve sonra tekrar parladı. O vakit duvardaki gölgeler acip bir râks i- le harekete geçtiler. Bu gölgeler mumlar yandıkça, ziyanın hücum ve savletinden korkarak biribirini İ Rüştünün nazarında mezar kazisef tahakkuk edememişti. Paşa, eza Paşanın yatmakta olduğu a e kapıya kosuyo»lar, (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: