pasa Avrupada i mevkiimiz |: pp eyselmilel siyaset noktai na- | zarından günün en mühim meselesini bir müddet evvel Fran- | sız Hariciye nazırı Mösyö (Briyan) tarafından bir ( Avrupa birliği) teşkili hakkında muhtelif Avru- pa hükümetlerine gönderilen muhtıraya karşı bu hükümetle- rin verdikleri cevaplar teşkil edi- | yor. Muhtelif devletlerin bu mes- ele etrafında aldıkları vaziyetler | kendilerine mahsus umumi siya- setile sıkı bir surette alâkası bulun- duğundan Briyan mubtırasına kar- şı verilen cevaplar Avrupanın bugünkü siyasi manzarasını gös- termek itibarile hakikaten kıy- metli birer vesikadır. Ayni za- manda bu vesikalarn Türkiye içinde ayn bir kıymeti vardır. Çünkü Fransız siyasisinin dü- şündüğü Avrupa birliği içinde Türkiye ile Rusyaya - Cemiyeti Akvama dahil olmadıkları beha- nesile - yer vermek İstemiyen Briyan muhtırasının düştüğü ha- ayı bazı devletler sarahaten ce- vaplarında ifade etmişlerdir. İtalyanın Briyan muhtırasına cevapta, Avrupada vücude getirilecek her hangi bir birlikte Türkiye ile Rusyaya yer veril- memesi doğru olamiyacağını pek ESER lanma MK TESS Bü) 00 Ml SMA EEE LA LE sarih bir şekilde bildirmiştir. li Bunu evvelce yazmıştık. Atina- | dan gelip dünkü gazetelerde neşredilen telgraflara nazaran Yunanistan da ayni noktai na- zarı iltizam etmiştir. Diğer ta- raftan Almanyanın verdiği ce- vabın da tamamen bu şekilde olduğu ( anlaşılmaktadır. | Hiç «şüphesiz . Türkiye ile Rusyayı | Avrupa birliğinden tecrit etmek isteyen Briyan mubtırasının bu açık hatasını göstermekte Italya Almanya ve Yunanistan yalnız kalacak değillerdir. Avrupada- ki mevcudiyetlerini sadece Fran- | sız siyasetine peyrev olmakta gö- ren memleketlerden maada her devlet açık, veya kapalı bir şe- kilde bu hakikati ifade ede- ceklerdir, Tarih sahasında altı asırlık hayatı olan Osmanlı imparator- luğunun O Avrupadaki (O hududu Tunalara kadar Avrupa içlerine girdiği zamanlarda bile Garp devletleri Türkiyeyi bir Avrupa devleti değil, bir Asya devleti telâkki ederlerdi. Bu suretle Avrupa devletlerine mahsus olan hukuku düvelden Türkiyenin istifadesine tahammül edemez- lerdi. Halbuki Avrupadaki hu- dutları Tunalardan Meriçe ka- dar çekilmiş olan küçük Tü kiye cümhuriyetinin resmen ilânı ke- müz altı seneyi bulmadı. Böyle iken bir Avrupa birliği yapmak isteyen Fransanın bile Türkiyeyi bu birlikten uzaklaştırmak için gösterdiği sebep “Avrupa dev- leti olmamak, sıfatı değildir. Yalnız Türkiyenin henüz Cemi- yeti Akvama girmemiş olmasını bir behane ittihaz etmektedir. Fakat buna karşı Cümhwiyet Türkiyesini açıktan açığı Avru- pa camiası içinde görmek iİste- yen devletler bugün ekseriyeti teşkil etmektedir. Bu devletler bu husustaki arzularını nazari bir cemile şek- linde değil, resmi müzakereler esnasında, resmi notalar içinde pek açık surette ifade etmekten çekinmemektedirler. Donanma Piyankosu 15 temmuz 1930 Tarihinde Donanma tahvilinin icra edi- len 13 çüncü keşidesinde ikra- miye ve amorti isabet eden tabvilâtın tertip ve sıra numa ralarını gösterir liste, Tahvilâtın ferfip numaraları 5308 5511 8037 919 9186 9225 9929 Ikramiye isabet eden numaralar Tertip numarası 9929 5308 8919 8037 9929 30 8919 10 180 1 180 70 5511 70 9929 74 9225 75 5511 71 9225 b) 9186 7 9186 40 8037 42 9929 sl 5308 88 Balâdaki tertiplerin bhizala- rında gösterilen numaralardan mütebaki sıra ve tertip numa- ralarına kâmilen amorti isabet (ii etmiştir. Ikramiye ve amorti i bedeli 22/Temmuz/1930 tari #) hinden itibaren tediye edilmiye £ İ başlanacaktır. Amorti bedeli H beheri bir lira on kuruştur. EMME AE ANEY ZEZE REE kadınlar Yalovaya gidecekler Kadın birliği idare heyeti dün toplanmış, 30 ağustosta ya- pılacak olan vapur gezintisi için unmarası 100 89 52 » unuumunmnY | hazırlıklarda bulunmuştur. O gün i saat l0da Yalovaya gidilecek, gece saat 24de köprüye dönü- lecektir, Malatya afyonu Ticaret odasına gelen malü- mata nazaran memleketimizin en belli başlı afyon istihsal mın- takası olan Malatyada bu sene afyon rekoltesi çok iyidir. olan haberler yalandır. İngiliz lirası İngiliz lirası 1034 açmış, 1035 e çıkmış, 1034,5 kuruşta kapanmıştır. Davetler | A Nihac Be — Hak- rica olunuyor. Tim Mus Bigi nin Avrupadaki mevkiini tahlil ederken birkaç (sene evel ile bugün arasında fark olduğundan fa bu farkın aley- himize olduğunu söliyordu. Biz bu fikirde değiliz Türki- bahsediyor ve Yeni vül etmiştir. Fakat bu tahavvülü aleyhimize değil bilâkis lehimize olarak kaydetmek lâzım gelir. Nitekim yukarıda (yazdığımız veçhile Briyan notasına karşı İtalyanın, Almanyanın ve Yuna- nistanın verdiği cevaplar Türki- yenin Avrupadaki mevkiinin na- Geçen gün bir arkadaşımız yazdığı makalede yeni Türkiye sıl (o kuvvetlenmekte olduğunu gösteren birer delil değilmidir? Başpapas Eyip mahkemesine galecek mi ? Kanuna güvenmek cürüm müdür ? Kuşadası sabık Yuvakim efendinin veresesi tara- fından Fener başpapaslığı aley- hine açılan emniyeti sui istimal davasının rü'yetine Eyip sulh ceza mahkemesinde bugün de- vam edilecektir. Dava hakkında aldığımız malümat şadur: Kuş adası metrepolidi Yuvakim, bun- ölmüş, kardeşlerinin ifadesine nazaran birkaç kıymetli eşya, mücevher ve para bırakmıştır. Verese o mirası almamışlar, Fener başipapaslığı terekeye vaz'ı metrepolidi dan on bir sene evvel zaman bu 8) yet etmiştir. Bilâhare müteveffa metrepolidin Overesesi Ohukuk mahkemesine müracaat ederek bir miras davası açmıştır. Bu dava uzan müddet sürmüş, tem- yiz mahkemesi heyeti umumiyesi İ Fener başpapaslığının imtiyazatı ilga edildiği için despot tereke- lerinden hisse alamıyacağına ka- rar vermiştir. Bunun başpapaslık OYuvakim öldüğü zaman beş parası kalmadığı cevabını vermiştir. Halbuki verese müteveffa metrepolidin muhtelif Avrupa bankalarındaki mevdua- Üzerine tanın ilmühaberlerinin Fener baş papaslığı onezdinde olduğunu, hatta başpapaslığın bu dava Üzerine bir taraftan mahkemeye | karşı demi malümat beyan eder- Rekoltenin az olacağına dair | rettir, ken bir taraftanda Avrupa bankalarındaki bu mevduatı tahsil| ettiğini iddia etmektedirler. Bu sebeple vöressresmi makamlarda hilâfı hakikat beyanatta bulun- mak, mali gayri bilerek gasp ve temellük etmek cürümlerin- dex Evip sulh ceza mahkemesinde yeni bir dava açmıştır. Şimdi rü'yet olunan dava budur. Mah- keme bugükü celsede başpa- pasın celbine lüzum olup olma- dığı tesbit edecektir. Bu dava münasebetile Rumca garetelerde bazı garip neşriyata tesadüf © ettik. oApöyevmatini gizetesi bu meseleden bahse- derken sanki başpapas kanunun few'cinde bir adammış gibi onun makamı aleyhine dava açılmasını pek büyük bir cüret olarak tavsif etmekte, böyle bir davaya kalkışanların hıristiyanlık hayatı içtimaiyesinden ( çıkarılmalarını teklif eylemektedir. Müteveffa metrepolidin vere- sesi haklı mıdır haksız mıdır,bile- meyiz, fakat bu meselede vazi- yetleri Kanuna ve cümhuriyet adliyesine iltica etmekten iba- Apoyevmatini o gazetesi kanuna ve cümhuriyet adliyesine müracaatı bir cürüm mü sayıyor? Mübadele M. Yapılmıyan toplanma M. Mübadeie komisyonu dün İ mühim bir içtima yapacaktı, Fa- yenin dunya nazarındaki mevkii | birkaç sene içinde şüphesiz tahav-| pülmsmiğtir. kat bitaraflardan M. Henderson rahatsız olduğu için içtima ya- Radyo başliyor Ayın 20 sinde ahizeler ha- ! zır olsun! Haber aldığımıza göre İstan- bul radyosu idare heyeti dün akşam üzeri bir içtima akdet- miş ve bu içtima neticesinde tel- siz telefonun temmuzun yirmisin- den itibaren neşriyata başlaması Mehmet Asım ! kararlaşmıştır. dolayı başpapaslık aleyhine | İyerek FE FEDA EDAYİL İLE Rİ < bir Fakat buna skiş pek kiymetli bir tela edil i Haldun ekli salibin korkur raları arasında bur mu yâ bi yerinden i ve onun yerine önündeki tepeden tr. Bir lahza sonra ra erleri toplanmı larm içlerinden biri selam ğını tepeye dikmişti. Tepenin eteklerind r, fezayı titret rindeki silahları he mamış olan ehli salip beki dakikada semavi bir muci semaya bakm: gök yüzünden bir mel ni görerek derin bir hı » silahlarını bıral teslim olmuşlardı. İslâm askerleri bir & silahlarından tecrit taraftan Zeydun i ile lerden bir zür ile meşgul l Ed yarası fazlaca" al ölmeden evel tepede e zam hâdi kelimes diğini görmü;, tekbir seslerir! Haydar ihti geçiriyordu. Şanlı u çağırtmış, veonuc müş, askerinin kumandasını bıraktığını söylemiş, a “Huldun'a ih ların ikisi arasnda k ve kur'a kime ? evher ona verilecekti. sakip Emir Hİ aydar dakika sonra te Onun ces speden indiril ötürüldü. Selâhattin büyük bir zafer ka-|* pek €MniY l < “İlçin ona su getiri fakat pek kıymetli, büyük bir arkadaşını zâyi etmi ir Haydarın son ha den fazla bir zaman valide at ovnatan ehli se fa olarak hasımlarınınn ezici mütl niş | bir darbesini yiyo orlardı. I > kaç kere şiddetli darbeler indirmiş, nihayet 1 bu prens İbunu kabul ede y. detiniş, Sökme y olmak. Frenkleri bu taraflara tan kör bir taassuptu. Fakat but ğına ve garet iler m Inımdan ö>- şahsiyet su ne bir hareket başla nüslümarı keçi an geçirmi ş“ 3inu müteakip ehli sa vusal! v tepesinde yemişlerdi. DEN SONRA ehit düşenler arasında ndan son derece müteessir onun son vasiyetini ; getirmiş, kurra Zey- nden bu kıymetli Bu swher etrafı elmasla müzeyyen şehitler ni merasim yapılmış, Salâ- Du merasime dei yevii gttik- r ona teslim olmuştu. nrüttü. Daha sc en nların başın- esir« an'a bürmet âdetince onun çinde olduğ € nesini emretm an Lusignan arkadaşı Pre zamanı Cünkü bu Prens addar bir adamdı. F- bunun kadar hâbis slümanlara görüle âhattin, bir- etmiş, ona al cu sulh istemiş, Salâl sk onunla daha mucibin yik'ket eden müs! İk 5 a r'da hi ikümran olan İsmai- 5 İlursa o > da onu i dan dolayı Salâhattin bu gad Tiler Selçuk devle ne n günden gü- sında Enr-j uk lerin Ga ze'ye kadar Şam etmeleri üzerine endişeleri büsl n artmış») k k kur mandanlarından Et İlerini ve bu suretle nasraniyetin be- şiğini ve en mukaddes hâtıratile dolu yerini zaptetmek için teş lerde bulunmuşlar, bu suretle çükilerle aralarında bir Za ı temin etmek asen o sıralarda Hiri bu- l lık âleminde İslâm âlemine karşı er birer soyulmus, aye “öze n hepsi öldürülmüş ve- işti. Büna a verilmesinden memnun olm ve ve şu sözleri söylemişti: bitmedi) n Cen Hayriyesinden: Istanbul “Radost,, Bulgar kadın Cemiyeti Hayriy: ekkül eden cemiyete ait ilmü- i ünvanile te- er mucibince heyeti idaresi Kira Aleksandrova, Katina, Mariya Lina Hanımlar ile Nikola Dönçef ve Yovan Kojuharof Efen . Korneliya, İstoyanova ve