: 2 — VAKTT 30 Haziran Şarktaki hadise | Üsr tarafı 1 inci sayılsmızdı Yazın kar bulunmaz. Arazisi bür- kâni olup lâv akıntıları ve ban patlama eserleri bellidir. O tara- fın Ermenileri Nuhun gemisinin el'an dağın tepesinde bulundu- ğuna ve bunun için oraya kimse çıkamıyacağına itikat (Oederler ise de bazı seyyahlar ve hususile bir Rus erkânı harbiye heyeti ta tepesine kadar çıkıp bazı rasat oameliyatı (yapmışlardır. Dağın altındaki arazi Kürtlerle meskündur. ,, ( Anadolu ajansı ) nın dünkü tebliğinde denildiği gibi Ararat (Ağrı) dağı ötedenberi şark hu- dutlarımıza ara sıra tecavüz eden eşkiyann tabassün ettiği bir mevkidir. Bazı eşkiya çeteleri fırsat buldukça İran hududu da- hilinde techiz ve ihzar olunarak vakit vakit Ağrı dağına gelir ve hudut üzerindeki köylerin sürü- lerini İrana sürmiye çalışırlar. Ağrı dağı fevkalâde yüksek ol- duğu gibi özerinde yollar da yoktur. Burada tahassün etmiş olan eşkiyayi takip etmek çok müşküldür. Bahusus Ağrı dağı- nın yansı Türkiye hududunda diğer yarısı da Iran hududu da- bilinde olduğundan Türk jan- darmaları tarafınban takip edi- len eşkiya dağ üzerinden kolayca İran hududuna kaçabilirler. Ni- tekim bu defa haziranın 10 uncu günü ile müteakip birkaç gün içinde Ağrı dağı üzerinde bulu- nup bhuduttaki köylerimiz üzeri- ne sarkıntılık eden Kürt eşkiya- sı bombalarla takip edilince İran arazisine iltica etmişlerdir. Bunumla beraber gene tebliğ- den anlaşıldığına göre haziranın 10 uncu, İl inci ve 12 inci günleri tayyare bombaları ile Ağrı dağındaki eşkiya İran hu- hudu dahiline iltica etmişlerse de bir hafta sonra, yani 19 ha- ziranda Ararat dağının ve Be- | yanıt vilâyetinin cenubundan Van hududu üzerinde köylerimize kuv- vetli eşkiya çeteleri taarruz et- miştir. Bu taarruzlardan biri (Hanik) köyüne vuku bulmuş, bu taarruz defedilerek eşkiya tekrar İran hududuna girmiştir. (Gevirişaman) civarından hududu geçen ve maktul Kör Hüseyin oğulları ile Yusuf aptal gibi ta- kibimizden İrana iltica etmiş eşkiya rüesasının idaresi altında bulunan çetelere mensup olduk- ları (Haydaranlı) aşiretinin Tür- kiyede bulunan akrabaları nez- dine kadar ilerilemişlerdir. İran- ia Yöpan torlıbata göre ser 17 |YAK Sr, ın n TELGRAF Emanet - Vilâyet Tevhit kadrosu hazırlanıyor Ankara, 29 (Telefon) — Şeh- remanetiniz muavini Hâmit ve memurin müdürü Samih beyler şehremanetinizle vilâyetin tevhidi kadrosunu hazırlamak için Da- hiliye ile temas ediyorlar. Arnavutlukta bir hadise Tiran, 28 (A.A)— Motosikletle İş- kodraya gitmekte olan bir İtalyan mül&- zim, meçhul Dir şahıs tarafından revolver kurgunfle öldürülmüştür. Romadan alınan bir telgrafla göre bu katil haberi duyu- lor duyulmaz Amavurluk hariciye nazırı İtalyan sefaretanesine giderek Arnavut- duk hükümeti beyan etmiştir. Nazır ayrıca İtalya hü kömetine de gönderdiği bir telgrafta Arnayuduk ahalisinin bu çinayetten pek namına teessür ve teessüf ziyade müteessir olduğunu ve İtalyan teşkilâtçılarının Arnavutlukta vücuda ge ördikleri büyük eserlerden dolayı Arnâ- vedarın derin bir minnettarlık duymakta olduklarını bildirmiştir. ogerdelerin (Zilân) elrafında bir irticai hareket uyandırıp tevsi etmeyi düşündükleri elde edilen vesaikten anlaşılmıştır. Bir haftadan beri eşkiya Zilân etrafında harice yayılmışlar, ve jandarmadan, rasgeldikleri kara” kollar karşısında muvaffakiyet elde oedemiyerek jandarmanın İ ve kıtaatın bulunmadığı köylere satkıntılık ve cebren “taraftar tedarikine tevessül etmişlerdir. Ittihaz edilen takip ve terti- bat eşkiyanın tekrar rana ilti- casına mahal bırakmıyacak ma- hiyettedir. (Anadolu Ajansı) nın (Ağrı dağı ) hadisesi hakkında verdiği malümattan © anlaşılan vaziyet bundan ibarettir. Hatırlarda ol- duğu üzere birkaç gün evvel (VAKIT) bu hususta bazı ecne- bi gazetelerinin Tahrandan alıp neşrettikleri malümatı yazmıştı, Bu yazılar arasında şu sözler vardı : “ Tahrandan bildirildiğine gö- re Şark hududumuzda Ararat (Ağrı) dağında bir zamandan beri iltica ve tahassün etmiş olan eşkiya döküntülerini kat'i surette temizlemeğe karar ver- | miş ola olan Türkiye — dağın on ER a OE ELLİE MAN a İJMUHARRIRI: SELÂHATTIN ENİS — Biliyorsunuz ya askere git- niştim.. Canım İbrahim Bey, şu sizin karşınızdaki tahini evdeki komşunuzum. Neden sonra ihtiyar adam kar- şısındakinin hakikaten senelerce evvel kapı karşı komşusu olan Rüştü olduğuna kani oldu: — Yahu Rüştü Beyl.. Bu ne değişiklik.. Kırk yıl yanyana otursak eğer aşnalık etmeseydin, tanıyamıyacaktım. dedi, Rüştü, müteessirane söyledi: — yeri aa biliyor- “sunuz değil mi??. İbrahim Bey onun hayatının büyük faciasından haberdar de- ğildi; — Müteessir olmal.. Diye te- selli etti O müşterek bir felâ- ketti; hepimiz geçirdik... O vakit Rüştü izah etti: Istanbula geldiği zaman nasıl evinin yerinde bir yangın enka- zından başka bir şey bulamadı- ğını bunun için o kadar gam yemediğini, fakat asıl karısının jve çocuğunun izlerini bulamadığını içindir ki bir deli gibi meyus olduğunu söyledi... Bunları anla- tırken gözlerinden yaşlar akıyor, sesi derece derece titriyordu. teati edilen mektupların asılları berveçhi atidir: Ankara, 10 haziran 1930, Baş- vekil Efendi; Türkiye ile Yunanistan ara- sında muallâk bulunan ve nakdi mahiyette olan meseleleri #üreti kat'iyede tasfiye eden itilâfna- menin imzalandığını zatı âlinize bildirmekle ( bahtiyarım. — Zatı asilânelerinin oiki (Otümhuriyeti bağlıyan iyi komşuluk münase- batını inkişaf ettirmeği ne kadar arzu ettiğinizi bildiğim için bu mes'ut vak'amn sizi ne kadar memnun ettiğini tahmin edebi- lirim. Bu iyi itilâfın tahakku- kunda zatı asilânelerinin pek mütessir bir ral oynamış olan şahsi (Onüfuzunuzu pek ziyade takdır ediyorum. Bu işin ikmali, Türk - Yunan münasebatında, muhakkak ki mühim bir dönüm noktası teşkil edecektir. Zatı asilâ- nelerinin, bana yakında Anka- rada icra edeceğini vait etmek lütfünde bulunduğu Ziyaret, is- tikbalde iki memleketimiz mü- nasebatının mülhem olacağı sağ- lam ve samimi dostluğun temel- lerini atmak için bize daha vasi bir mikyasta çalışmak (fırsatını bahşedeceği cihetle ayrı bir tarih teşkil edecektir. Ihtiramatı fa- ikamı lütfen kabul ediniz reis efendi, Ismet M. Venizelos da İsmet Paşa Hazretlerine şu cevabi mektubu göndermiştir: Atina 19 faziran 1930 Başvekil Paşa hazretleri; Mektubunuzdan ve iki memle- ketin münasebatı hakkında Millet meclisi huzurunda vaki olan be- yanatınızdan dolayı samimi kal- bimden teşekkür ederim. Bu beyanat, kalbimde, en samimi bir makes buldu. Mem- leketlerimizi ayıran son ihtilâfları olunmuştur. tarafına kaçmalarına mani ol mak üzere Iran hükümeti de kendi hududuna asker tahşit Vakit akşama yakm Güneş ! turuncu ile eflâtun renklere bo- yayarak ufka iniyordu. Şimdi iki aşına, köprünün Ha- liç tarafındaki küpeştesine da- yanmışlardı. Rüştü, mustaribane Ibrahim Beye sordu: — Biliyor musunuz?... Onun ağzından çıkacak ceva- ba sabırsızlıkla muntazırdır.İbra- kim Bey müteessirans : — O gece. dedik.. Dünkü gibi hatırımdadır, Rüştü Bey Allah öyle bir faciayı düşmanım- da bile göstermesin. Koca saha, kıp kızıl bir renk içinde idi. Koca koca evler beş dakika içinde yerle bir oluyordu. Çoluk çocuk, genç ihtiyar binlerce in- “sanlar, felâketten şaşırmış bir ve TELEFON | HABERLERİ Başvekiller arasında Atina, 28 — İsmet Paşa Haz- , retlerile M. Venizelos arasında | ortadan kaldıran itilâfın imzalan- | ——— bin kişilik bir kuvvet sevketmiş | ve ilk hamlede eşkiya tenkil | Bu eşkiyanın İran | Eyip sırtları üzerinde bulutları | | görmüyordu... Şimdi genç adamın gözlerinin | Nİ a İtilâfname münasebetile teati edilen mektuplar masını derin bir memnunyiyetle karşıladım. Bu itilâfı bir münteha değil, fakat şarkı karipte yeni bir devrin başlangıcı addediyörum. Fima- bat Türk - Yunan teşriki mesa- isinin ni ve inkişafatı seri olacağı ve aktini istihdaf ettiğimiz itilâfahı sairesinin keyfi- yeti akti ciddi müşkülâta tesadüf etmiyeceği fikrindeyim, iki milletin birçok defalar elim olan maziyi sureti kat'iyede unu- tarak durendişane olduğu kadar cesurane bir siyasetle kendilerine sulh ve müsalemetle beraber bir çok faideler temin edecek olan bir vaziyeti istikrar ettiren zi- mamdarlarına minnettar kalacak- larının payitahtına gelmek niye- tindeyim. O zaman Ankara iti- İâfnames'nin imzasını takip eden bu dört aylık müddet zarfında Türk-Yunan münasebatı dosta- nesinin inkişafını birlikte ölçerek haklı bir gurur ye iftihar hissi duyacağımızı ve memleketlerimiz için birbirimizi tebrik edeceğimizi ümit ederim. Ibtiramatı faikamı lütfen kabul ediniz Paşa hazretleri. Venizelos italyada askerlik bütçesi Roma. 29 (AA) Nazırlar meclisi askeri bütçeyi tamamlamak için muzdan itibaren mübadeldrtan alınacık olan zesmi. bir buçuk liret nisbetinde arturmıya karı 1 tem- vermiştir. 1930 senesim- de harbiye bütçesi 300, bahriye bütçesi 100, tayyarecilik bütçesi 80 ve milis kuv- veteri bütçesi 90 milyon raddesinde tez- vit edilecektir. ğ İspanyada grevler Bazselone, 29 (A.A.) —Yaualada beledi- ye reisi çimento tâş ve alçı ocuklarında çalışan işçilerin grev ilân ettiklerini vali- ye hildirmiştir. Sarayosse, 20 (A.A)-— Ortaya çıks- nlân bazı şarıalara göre Sâragoste'da Vali po- Hs kavvetlerinin bir noktada toplanması. yarın umumi grev yapılacaktır. MI emretmiştir. Bilban, 29 (A.A.) Evvelce grev yap: mış olan kalhane smelesi tekrar işe bap lamışur. Ebniye amelesi'ile müreahhideri | arasında çıkan ihcilâfın yakında hallolu- / racağı ümit halde sığa Tl ME . O gece kimsenin gözü kimseyi önünde muhatabının tarif ettiği yangın gecesi, bütün debşetile geçiyor, kıpkızıl lâvhaların bir ateş hortum halinde göğe kadar yükseldiğini ve sonra cehennemi kızıl ziyalar içinde sağa sola ileriye geriye koşuşan şaşkın şaşkın insanlar arasında kucağın- da yavrusu ile bir kadının koş- luğunu görüyor ve sonra bu zavallı kadının karanlık sokak- ların müntehasında kucağındaki çocukla birlikte gaip olduğunu düşünüyordu... Rüştü, Ibrahim Beye döndü. Halicin sağlı sollu sırtlarını dol- duran evleri göstererek şaşkın ve meyus bir halde sordu: Yalan! | İki Bulgar gazetesi neler yazmış? Ankara, 29 (Telefon) — Buk garistanda çıkan nimi resmi (Sabodna Ref) ve müstakil (Zar- ya) gazetelerinde, Silivriye tabi (Korfallı) köyündeki Türk teb- ası Bulgarların tazyik gördükleri, dini âyinlerden menedildikleri, kiliselerinin kapandığı, çan kule* sinin yıkıldığı ve kızlarının kaçı” rılarak zorla ihtida ettirildiği ve Türklerle evlendirildikleri, mülk- lerine Türk muhacirlerinin yer leştirildiği yazılmaktadır. ? Bu neşriyat üzerine alâkadar dairelerce (yaptırılan tatkikat neticesi hakkında verilen malü- mata yöre bu husustaki neşriya- tın, zaman zaman Rumluk ve Bulgarlık (o iddiasında bulunan mezkür köy halkından bir kıs- mina mensup ve askerlik çağına gelmiş olmaları dolayısile mem- leketimizden Bulgaristana kaçan bazı firarilerin iftiralarından te- vellüt ettiği anlaşılmaktadır. Halbu ki bu köyde bulunan kilise açık olduğu gibi buradaki Bulgarlar © da klisede âyinlerine muntazaman devam etmektedirler. Klisenin çan kulesi Türkler tarafından değil, hezimet ve ric'atleri sırasında Yunanlılar ta- rafından yıkılmıştır. İ Klisenin çanı hâlâ mevcuttur ve muhafaza edilmektedir. Bun- ların köyde kapatılmış mektep- leri yoktur. Köydeki mektepte Türk ve Bulgar çocukları bir arada ders görmektedirler. Bulgarlara ne halk tarafından, ne de hükümet memurları tara- fından fena muamele yapılmamış ve kimse müşkülât göstermemiş" | tir. Kaçanların şahsi malları yok- tur. Mallar tamamile ebeveya- lerine aittir ve muhacirlerimiz bunlara müdahale etmemektedir- ler. Bu itibarla neşriyatın tama- men yanlış ve memleket firari“ lerinin iftiralarından ibaret oldu” ğu anlaşılmaktadır. m Gama Dahiliye M. müdürü Ankara, 29 (Telefon) — Dahi- liye memurin müdürü Fazıl bey İkinci sınıf mülkiye müfettişliğine tayin edildi. VAKIT Tabrişlerinizi yapar. — Söyleyiniz bana di ne- rede İbrahim Bey?.. Şu binlerce sürü sürü evlerden hangisinin | içinde. Yahut hangi mezarlığın toprakları altında.. ee bilmiyorum, miş ol gi Biz bu şehrin i gibi bi olduk; İbrahim Bey. senelik ömrümüz bu şebrin icinde geçti. Sonra kafam öyle bir hal- de ki.. Başım düşünmek kabili- yetini kaybetti, Bazan düşünü- yorum: Kaldırıp kendimi şu par- maklıklardan vü denize ata- yım diyorum. Fakat derhal onla- rı, çocuğumu, karımı düşünüye- rum, bir gün onları bulacağımı tahmin ediyorum ve vaz geçiyo” rum.. İçimde bir ümit var ki on ları bulacağım ben... Tıpkı bir gün size rasgeldiğim gibi bir gün onlara rasgeleceğim.. (itmesi