23 Haziran 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 1

23 Haziran 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sesi yal say14473 Pazartesi 23 61 ay | Haziran | 1930J Darülfünunda fırtına BehçetSabit B., Eminden emin değiliz! diyor Neşet Ömer Beyin cevabı: “ Ben müderrislerin bana olan nın zail olmadığını görüyorum. ,, Neşet Ömer B. Tıp faktiltesindeki ihtilâf gün geçtikçe şiddet kesbetmektedir. Dün “fakülte ( muallimlerinden Rasim Ali B. bir mektupla Darülfünun emini Neşet Ömer Beyi şiddetle ittiham etmiş,bütün bu buhrana, o anlaşamamazlığa ir Hintli hâkim Tarihi bir tetkik seya- hatine çıkarak şehri- mize geldi Ba zaf, Hint kıvamının neticesiz olduğuna kanidir Hindistanın Haydarabat şehri mahkeme reisi Alim Ali Bey dün Toros ekspresile şehrimize gelmiştir. İki ay evvel memleketinden çıkan ve İranda tarihi tetkikat- | ta bulunduktan sonra Suriye ve Irak tarikile © şebrimize gelen Alim Ali B.dün kendisile konu- Hâkim Alim Ali Şan bir muharririmize şunları *öylemiştir: — “ Sadece tetkikat için se- yahat ederken güzel memleke- tinizi de görmek istedim. Şeh- rinizde tarihi yerleri gördükten 8oüra yine tarihi tetkikatta bu- lunmak üzere Yunanistana gi- deceğim,,, Âlim Ali Bey Hindistandaki ARL Muhakememiz bugün l Ali CenaniB. “ Ben kaç- madım!, diyormuş! lan itimatları- Behçet Sebit B. Neşet Ömer Beyin sebebiyet verdiğini iddia etmiştir. Rasim Ali B. mektubunda diyor ki: “ Neşet Ömer B. Tıp fakülte- si müderris ve muallimlerinin iti- madını selbetmiştir, çünkü ken- disine mevdu vezaifi ve-salâ“-| hiyetini büsnü istimal edeme- miştir... Kendi mevkiini muha- faza etmek için herkesi fena göstermiştir. Tıp fakültesi mec- lisinin son içtimalarından birin- de kendisinin yanlış yaptığı iş- leri Vekil Beye atfetmiştir. Hiç yoktan bir Darülfünun meselesi ve gere hiç yoktan bir Kâzim Esat Bey meselesi ortaya çı- karan Neşet Ömer Beydir. Ma- | vekili B, nezdinde kendi arif — Reisi Cümhur Hazretleri dün akşama kadar sarayda dairele- rinde meşgul olmuşlar ve akşam üzeri maiyetlerinde bulunan ze- vat ile Ankara motörüne rakip olarak Boğazda bir; tenezzüh icra buyurmuşlardir. ————— çive bahsi iki edip arasında açılan bir - münakaşa Ediplerimizden Uşşaki zade Halit Ziya B. le Kemal zada Ali Ekrem B. arasında bir müna- kaşa açılmıştır. (Ali Ekrem B. Darülfünundaki dersinde Halit Ziya B.in edebi eserlerinden bahsederken “ Şiveye mugayir » yazı yazdığını iddia etmiş, Halit Ziya B., “yaptıklarım,şiveye mu- gayeret değil, yeniliktir, de- miş, mötekabil moktai mazarlar ortaya atılmıştır. Bu mevzu etrafındaki bir ce- vabında “Halit Ziya B., “ Ali Ekrem B. in şiveye mugayeretle karşıladığı yeniliklerin bugünkü edebiyatta eskilikler menzilesine indiğini görmekle tabi! mütesel- liyim.,, diyor. Ali Ekrem B., izahatı evermiştir * “Sizi şiveye. mugayeretle itti- ham etmedim. Töhmetiniz yok ki ittiham olunabilesiniz. Siz de her müceddit gibi bazı ifratlara düşmüştünüz. İşte ben bu ifrat- ları gösterdim. ,, bunada şu ! Hint - Afgan hududunda Peşaver, 2 (A. A)— Havs rinin yapukları hareketler nihay kuvvetle- « bulmuş” tur. Muhalif fırkaların taraftarları müte madiyen dağılmaktadır. Rivayet olundu tuna göre Hacı Torangazi sulh teklifin ak üzere mükâleme memurları mevkiini temin için arkadaşları- | © | camiasını nın aleyhinde hareket e eden Neşet Ömer Beydir. Neşet Ö- | mer B. diğer taraftan Maarif | Beye karşı Darülfünun | yanlış tanıtmış, ve bugünkü halin tahaddüsüne se- bep olmuştur. Neşet Ömer B.in daha bu meseleler yokken «Da- rülfünundan çekilirim amma, yı» | kar da çekilirim » dediğini ço- ğumuz pek iyi biliriz., Neşet Ömer B. muharririmiz dün Neşet vekili Bir | Ömer Beyi Darülfünun : emane- tinde ziyaret ederek, Rasim Ali B. in mektubu hakkında ne diyeceğini o sormuştur. (Neşet Ömer B. kısaca şu cevapları vermiştir: «— Ben Darülfünunda ve Tıp fakültesinde müderrislerin bana karşı olan itimatlarının zail ok duğunu hissetmiyorum. Darülfü- nun ve Tıp fakültesini yanlış | (Alttarafı 6 ıncı sayılamızda) vaziyetinin müsbet bir bugün: için da ilâve et- Totlat netice vermesinin şüpbeli olduğunu miştir. Bu zat burada birkaç gün kaldıktan sonra Yunanistanı ve diğer Avrupa şehirlerini de do- laşacak, bir müddet sonra mem- leketine dönecektir. Lisanımızda eski bir darbı mesel vardır: Hem suçlu, hem güçlü, derler. Meşhur Mısır se- yahati hakkın- daki neşriyat- tan dolayı (VA- KIT) aleyhinde dava açan s8a- bık Ticaret ve kili ve Gazi Ayintap meb'- uşu Ali Cenani beyin © vaziyeti düşünülünce derhal bu darbı mesel (o hata geliyor. Filha- kika Ali Cena- ni beyin seya- hatinin © icrası tarzı tetkik e- dilince bunu 2- lelade sıhhi se- bepjler üzerine ya pılmış bir söyahat OoOgibi telâkki etmek “#efesden çirtimiştir. | mümkün değildir. Bu seyahatin tamamen “firar mahiyetinde olduğu ,, zabıta (kayıtlarından başka Adliye desyelerine de p : Yünanistanda afet | Atina, 32 (A.A)— Gayet şiddetli su yağın yağmurlar bütün memleket te, bilhassa buğday mahsulü için bakkt bir afet şeklini almıştır. (LA)— Selino ile Kan: zelzeleler olmuştur. Bir Kandiye, 22 danoda şide İ çok ev yıkalımıştı Gençlerimiz Macar gençlerile beraber ! Istanbul Gençler muhlelit takımı Şehrimize gelen Macar takımı kâmilen Macar gençlerinden teş- kil edilmiştir. Bunlar Fenerbahçe ile oynadıkları bir oyunda 2 « 1 galip gelmişlerdi. Dün aynı takım, Istanbul gençleri muhtelit takı- | m'le müsabaka yapmışlar, bu maç neticesinde 2-2 berabere kalmış- lardır, Bu maç hakkındaki tafsilâtı ve mütaleaları üçüncü sayıfa- ' mizda bulacaksınız. Bugün İ Bu resim Yozgat mab'um Avn! Bey te sayıfa O halde Suriyeden, Mısırdan geçe- rek Viyanaya mı gidecekti ? geçmiştir. Bu hususta elimizde mevcut olan vesikaları sirasi gelince bem mahkemeye, bem we de efkârı umu- miyeye arzede- zeğiz. Bu itibar ile Ali Cenani B. için yapıla- cak şey bu meşbur Mısır seyahatinden geldikten sonra kendi o suçunu bilerek (o süküt edip — yerinde oturmak, işi unutturmaktı ; fazla olarak iş- te (VAKIT) bile dahil (olduğu halde kendisi - nin bu hareke- tini kendi nok- tai nazarından tabif ve mazur göstermiş, bü- tün müdufaalir bütün teessür ve teessüflerile birlikte, yani aynen kendi gaze“ telerimize de geçmişti. Halbuki o böyle yapacak yerde, her hangi bir hakaret kastına mu- karin olmıyarak sırf mavakaı hikâye için yaptıkları neşriyattan dolayı bazı gazeteleri ve bilbaş- sa bunlar arasında (VAKIT)ı Adliye kuvvetile tehdit etmeğe kalkmıştır. Şu küçük mukaddimeden son- ra Âli Cenani Beyin Mısır se- yahatindeki gayritabiilikleri gös termek o maksadile dün verdiği. miz malümata bugün de devam edelim: Ali Cenani bey Mısır seyaha- tinden evel giriştiği ticaret iş- lerini idare etmek için ( Afyon- karahisar ) daki Osmanlı banka- sna bu banka müdürle olan ! eski aşinalığından istifade ede- rek bazı senetler iskonto ettir- miş, bonolarına bu banka mü- dürü vasıtasile mahalli tüccar. dan bazılarının isimleri ikinci imza omakamında (konmuştu. Bunların vadesi Ali Cenani be- yin Mısır seyahati arefesine te- sadüf ediyordu. Tabii banka bonolara imza Okoymuş olan tüccara tebliğat yaptı, Bonolar vadesinde ödenmediği icin ken- dilerini tediyeye davet etti. Bu- nun Üzerine gene Afyonkarahi- sarda bulunan tüccar Ankara- da bulunan Ali Cenani beye telgraf ile müracaat ettiler. İm- zalanan senetlerin vadesi geldi- ğinden bankanın; kendilerini sıkış. tırdığını haber verdiler. Büyük sabırsızlıkla Ali Cenani Beyden cevap beklediler. Niha- yet bu zevatın bekledikleri ce- vap geldi. Ali Cenani Bey ce.

Bu sayıdan diğer sayfalar: