16 Haziran 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

16 Haziran 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 -— VAKTIT 16 Haziran | | lemlieket haberleri |! -skişehirde kuduz Sakarya refikimizde okudu- İ ğumuza göre geçen Cumartesi | günü Eskişehirde peyda olan büyük bir kuduz köpek, Temyiz mahkemesi oazasından Kâzım beyi, bisikletli bir genci ve bir atı ısırmıştır. Bu kuduz köpek öldürülmüş ve Kâzım B. tedavi için İstan- bula gelmiştir. iki Şevh Adananın Kadirli kazasının Papaklar köyüne gelerek orada köylüyü kandırmağa uğraşan iki şeyh jandarma tarafından yaka- lanmıştır. lis merkezi memurları Neclâ Ha- mına bu cerihalarını haber alınca Dr. Nizamettin Beyin yatuğı odaya gelerek kadını isticvap etmişler, Neclâ Hanım, onlara da ayni cevabı vermiş, Fakat po- Hisler ısrar ederek Neclâ Hanımı karakola O kötürmüşler, ondan sonra da Neclâ H. Nizamettin beyin kendisini yaraladığını idia- ya başlamış. Dr. Nizamettin bey böyle söylüyor. — Bu iddia özerien Neclâ Hanımı muayene ettirmek üzere tabibi adli Enver Beyi alıp ka- rakola getirdim; Kadını tabibi adliye (göstermediler, nereye gittiğini (o bilmiyoruz, dediler, halbuki kendisile aram öteden- beri açık olan polis tabibi İhsan Beye göstermişler, hastaneye göndermişler | ,, diyor. Dr. Nizamettin B. Kendisinin Taksim merkezinde yedi saşt alıkonulduktan sonra polis me- murlarile Beyoğlu sulh ceza mahkemesine sevkedildiğini hâ- kimin kendisini derhal serbest birakarak evrakı müddei umu- miliğe gönderdiğini ilâve ediyor. Dr. Nizamettin Bey, bütün bu işlerin kendisini teşhir ve bir kini tatmin maksadile yapıldığını id- dia ediyor, Doktorun müddei umumiliğe 0319 | YAKIT TELGRAFYTELEF 2 dale V. ——— Esbak müsteşar Kenan B.e cevap veriyor Ankara, 15 (A.A) — Haydar Rifat Bey davasında müdafaa şahitlerinden esbak Adliye müs- teşarı Kenan Beyin cümhuriyet gazetesinde oçıkan beyanatına cevaben Adliye vekili Mahmut Esat Bey bir muharririmize aşa” ğıdaki izahatta bulunmuştur: “Eski bir müsterarın efkârı umumiye muvacehesinde resmi muamelâta ait suallerini cevap- sız birakmak caiz değildir. Ke- nan Beyin Adliye müsteşarlığı 13 aydır. Bu müddet zarfında vekâletin talebi ile 39 dava nak- ledilmiştir. Bu adet baş müddei umumilik ve vekâlet kayitlerine mutebıktır, Demek ki Kenan Beyin müsteşarlığının her on gününde bir dava nakledilmiştir. Görülüyor ki “müsteşarlığım za- manında tek bir dava nakledil memiştir,, demesi hilâfı hahikat- tir. Kenan Bey Kadriye Hanım ! aleyhinde şahadette bulunmadım bu yalandır Kadriye Hanım da- vaşinda şahit sıfatile dinlenen Kenan Beyin ifadeleri arasında şu beyanatı vardır. «Bu kadın dejenerdir. Akla gelen haltı ir- tikâp edebilir. İzmir ağır ceza mahkemesinde okunan bu ifade dosyasında mahfuz ve mezbut- tur, Ben bu resmi hakikatleri söy- lemekle değil, Kenan B. bunları telâşla inkâr etmekle yalan söy- lemiştir. o Görülüyor ki Adliye vekilinin kafasına giren her ha- kikat olduğu gibi asıl rengi ile çıkar. Hakikatin rengini Kenan Bey tatsız buluyorsa ve bulacak- sa biz ne diyelim., recede yakın olduğunu bilmiyo ruz. Bu iddiların dağruluğu de- recesini Obükümetin (tahkikatı vekâletlere, Obaşvekâlete gön- derdiğini söylediği şikâyetname- sindeki iddiaları hülâsatan key- dettik, buplarin pilikşte m n i Mektubu alan merkez memuru işteki tezviri farketmekte zah- met çekmedi: Mevki memuru Hayri Efendi, aklı başında, erbabı namustan bir adamdı. Memer Bey, komi- serin ağzma rakı değil cigara bile koymadığına kanidi, Bittabi bu ihpar karşısında yapılacak . iş, mektubu büküp bir sepete atmaktı. Numan o ve Yunus ağalar, mektuplarının bir tesiri doku- nup dokunmıyacağını boş yere günlere beklediler; fakat hiç bir şey çıkmadığını görünce me- yus oldular. Yeni bekçi ile eyi eçinmek lüzumunu bir kere daha tastik ettiler. Rüşü “Efendi, iki (bekçinin kendi aleyhinde çevirdiği dolap- lardan bihaberdi. Esasen bu işi sevki talile üze- rine almıştı. Hatta her şey ola- cağını hatrma getirmiş, yaşamak- “ota olduğu müreffeh hayattan bir gün bir kaza darbesile zarurete düşeceğini, sokakta giderken bir otomobil altında kalarak ölebile- | neticesi gösterecektir. Dün aldığımız malümata na- zaran Neclâ Hanım da hasta- ; neden çıkmıştır. | ceğini, yahut ayağı altındaki toprak tabakasımn yarılabilece- ğini kökteki yıldızların bir yağmar balinde yere döküleceğini, her şeyi, her şeyi mümkün görmüş, fakat içinde doğup büyüdüğü şehrin kendisi için meçhul bir semtinde bir gün bir mahalle bekçisi olacağını, eline kalın bir sopa alarak gecenin karanlık saatlerinde (e sopasının demirli ucunu okaldırımaların tepesine vura vura sokakları devredece- ğini asla hatrına getirmemişti. Evinin yanması, zevce ve ço- cuğunun hayat ve mematların- dan habersiz kalması suretile uğradığı muazzam facia, onda sadece bir hzimet değil, beyninde bir nevi durğunluk hasıl etmişti, Tıpkı bir sairi filmenam halinde yaşıyordu . O, artık gündüzün adamı de- gil gecenin, zifiri karanlığın adamı idi. oGecenin nemini teneffüs eden zifiri karanlığın zulmetini içen bir baykuş, bir yarasa gibi oda güneş batıp toprağın Üzerine gecenin karan- i miş derhal, büyümüş, Dün gece Saraçanebaşında bir adam bir adamı öldürdü Dün gece sarhoşluk yüzünden Taraçane başında bir cinayet olmuştur. Carih Arnavut Ham- di, maktul Arap kadridir. Saraçanebaşında Aziz Ef, nin meyahanesinde kafalarının eyi- ce tütsülüyen bu iki adam ara- sında hiçten bir mümaaza çık- münazan bir müşatenre halini almış ake- binde iş bıçağa dökülmüş ve nihayet Hamdi bıçağın kadrinin yucüduna daldırmıştır. | Mecruh evvelâ eczaneye o nakledilmişse de yarasının vehameti hasebile hastaneye (nakli vefaat yolda (ölmüştür. Nisanda hayat Marta nazaran daha ucuzlamıştır Ticaret odası Mart ve Nisan aylarına mahsus geçinme indek- sini oda mecmuasıle neşretmiştir. 1914 senesinin ilk altı ay vasa- tisi 100 itibar edilmiş olduğuna göre bu senenin Mart ayı zar- pinbeeti 1327, Ne ğe bögieliktir. gündüzün görül“ tüsü ve velvelesi yerini seşsizli- ğe terkettikten sonra sokakları devre çıkıyordu . Bu sokakları devrederken zaman zaman işittiği ses; uzak mahallerden uzak mahallere ak- seden sokak köpeklerinin ses- leri.. Zaman zaman duyulan sar- hoşların naraları. Evine geç kalmış adamların kaldırımlar üzerinde bıraktıkları acul ve mütelâşı ayak sesleri.. Ve yahut çocuklarına ninni söylüyen anne. lerin titrek, sıcak sedaları idi, Ab, bu ninni sesi.. Dinlerken kendisinden geçtiği bu ses... Bu sesi dinlemek hayatının son ve yegâne tesellisi idi. Kaç kereler bu sesi dinlerken ağarmış saç- larına rağmen bir çocuk gibi ağlamıştı. Bü ses ki kendisini maziye çekiyor, kendisini hayatının fa- cialarından o evelki zamanlara; evine karısının ve çocuğunun bulunduğu saadet günlerine sü- rüklüyordu. Bugün o evin yerinde kalan bir yangın enkazı, karısı ve çocuğu namına ortada bulunan, bu geceler kadar muazzam ve hudutsuz bir karanlıktı. Neden mame. e ” ir aku zn ağlar İN HABERLERİ Türk - Yunan itilâfı dolayısile Roma sefirimiz tarafeyne yaptığı dos- tane tavassuttan dolayı M. Musoliniye| teşekküre memur edildi Ankara, 15 (A.A) — Hariciye vekâletimiz tarafından nezdinde bulundukları devletlere malümat verilmek üzere Türkiye - Yunanis- tan mukavelenamesinin imzasından büyük ve orta olçiliklerin haber- dar edildikleri, Moskova büyük elçimizin Moskova hükümetine bu mukavelenamenin son şeklini iblâğa, Peşte, Sofya elçiliklerimizin de| ayni beyanatı icraya ve Roma büyük elçimizih mezkür mukavele- namenin müzakeratının safhalarında her tesir etmiş olan dostane tavassutlarından dolayı Musolini lanna teşekküre memer edildiği öğrenilmiştir. Dün“Roma elçimizin İtalya hükümet reisi tarafından kabul edil- diği istihbar edilmiştir. Bu mülâkata ehemmiyet atfolunuyor. İcap etmiş, | İl ile geçinebilmiştir. "yığını halinde yunca göz döndürüçü bir imtidat | ea ip İİ 4 — ———— a | iki tarafa karşı hüsnü cenap- Romanya kabinesi Kimlerden teşekkül etti? Bükreş, (4 (AŞA) Kabine kırala sadakat yemini etmiş ve dün öğleden sonra meb'usan ve Ayan meclislerinde isbat vücut eumişsir. Yeni kabine şu sw- rede teşekkül etmistir Başvekil Maniu, Hariciye Mironesco, Dahiliye Yalda Voevod, Ziraat Mikalache Nafha ve münakalât M. Maoüllesco, Ma- nilesho, Maliye Popovici, Maarif ve me- zahip Caraskeszo, Harbiye Ceneral Jan- desco, Sanayi ve ricaret ei Adliye Juniar, Mesai THalippa Paris, 14 (A.A) — Jowrnal gazetesinin Bükreşten aldığı bir habere göre dün ak- şam Cotroceni şatosunda vetilen bir zi- yafette yeni kıral ile eski zevcesi prenses Helene kıraliçe Marlenin tavassylu üze rine e benşimışar. san > zarfında 1261 dir. Bu iki ay nispetine göre mart ayına nazaran nisanda hayat ol- dukça ucuzlamıştır. Ucuzluk bil- hassa yiyecek ve içecek, yakma, temizleme, aydınlatma, madde- lerinde görülmektedir. Giyecek eşya, ev kirasında ucuzluk olma- mıştır, Ana, baba ile biri bir buçuk diğeri yedi, üçüncüsü on beş aşında üç çocuklari bulunan ba kişilik bir aile mart ayında 154 lira 4 kuruş ile geçinirken bu aile nisanda 148 lira 37 kuruş. | zaman durarak kaldırmlarına sopasının demirli ucunun vurduğu evler- den birinin içinde karısı ve çe- cuğu yoktur. Binlerce aileye ait binlerce facia veyahut müthikeyi örten damlara ve kiremitlere karşı ruhunda derin bir kin ve infial Damarların şu kırmızı tuğlalı sekafları ve evlerin şu tahta kaplamaları idi ki içindeki es- rarı harice tam bir vuzuh içinde göstermemek için karşısında ısrar ve taannüt ediyorlardı. Filhakika bu mahalle, bugün kendisi için dünkü meçhul âlem değildi. Mescidin ittisalindeki şu pem- be boyalı konakta kim oturu- yor, onun yanındaki kâgir evde kim bu'mıyor, bakkalın bitişi- ğindek bodur evin kiracısı kimdir? ” Bunları biliyordu. Fakat mu- hakk olan bir şey, varsa o da, bilgili, semtine inhisar ettiği i Fakat içindeki esrarı, kendi- sinden saklıyan tuğlalı sakıflar, tahta kaplamalar, kâgir duvarlar, semtinde nihayet bulmuyor, yek- diğeri üştüne mış bir ta: : di bn b | Dün şeför Mehmet Tav Dayak hakkında Vali muav'n' ne diyor. k isminde birinin karakolda Ge yediği ideiasile müdddmi ali müracaat ettiğini yazmıştık. girt muavini Fazlı Beyin gaze yi gönderdiği tezkerede a * Gazetenizin 15-6- 3 çü ve 4464 No. lı nüshasının di sayıfasının dördüncü nd ( Gene dayak ) serlâvhasi ei münderiç fıkra üzerine ii ririlen tahkikatta 1623 b | otomobil şoförü Mehmet T: Efendinin 12-6-930 ta müsadif (o çarşamba günü ig derece sarhoş olduğu held mobil ile “Temirgânda pe İlyasın dükkânı önünde is aliye hakkında tefevvühatı niyede (bulunmasından merkeze celbedilerek hi tutulan evrakı tahkikiye ile iğ eni ağ e ılındığı ve işkence oi a vaki . olduğu A şılmakla neşriyatı vakıanın © hihi mütemennadır sen İsi mV me —1930 - bal şampiyonu m Daktilo is “ sabakasının icra sureti ve zaman yapılacağı bu mü: kayı idare ile iştigal eden” | yet tarafından kararlaştı; tır. Kararlaştırılan esasat lardır: 1 — Şampiyonluk nis bakası Ticaret mektebi âli” de icra edilecektir. e” 2 — Müsabaka temmu” ilk haftasında yapılacaktır. 3 — Müsabakaya işti edenlerin hangi makine yazmıva larını kaydettirmeleri lâzımdır. al) l eğ ME yy yg a yy ay 1 ys 4 — Müsabaka günl saati bilâhare iştirak e bildirilecektir. 5 — Müsabakaya erki tirak edebilir. er memlekette v şampıyonu müsabaka ile af” | şılmıştır Memleketimizde nun tesbiti için ilk teşe! eden “ VAKIT,, şamp luğu kazanacak olana ve i er muyaffakıyet göst birer kıymettar hatıra çektir. yy de gg yg yg a aş e uzanıyor ve şayanı bir genişlikle yayılıyordu. Bütün bununla beraber hakkındaki o bilgisi o balâ basit ve iptidai idi. Rüştü efendi, gece devrettikten sonra kal alışkın gözlerile mescidin YE daki sokaktan geçerek il geliyor, kapıyı açıyor, "4 kime (O devredecekse- yi ağaya mı, yoksa Yunus J mı » Kapıyı vuruyordu . | Senelerden beri bekçi yatına alışan bu adamla haniki bir hareketle dab# " gelmeden uyanmış San onları uyandırmak guç du. Birbirlerine nöbeti ederken nöbetleri bitenden yekdiğirini ! ediyorlardı. Ondan sonru Rüştü geçiyor, cıgarasmı yâ , gun vücudunu yatağını" pi atıyor, kendisini keder ur * şüncelerinin derin, hudut# | manlarına bırakıyordu. i Ne düşünüyordu? mu, karıslnı mı? Yari kafasının içinde ağır “ bir tazyik o İn, ta57” tında gözleri sabit bir» dalıyay, kendinden iL K | Silgi b

Bu sayıdan diğer sayfalar: