31 Mayıs 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

31 Mayıs 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— VAKIT 31 Mayıs 1J30 ————— AKIN Kıymetli bir eser | Mer Vekâleti talim ve terbiye heyeti azasından ( Ali Haydar ) Bey Rus avam muharriri ( Grigori Petrof )un ( Mefküreci muallim ) isminde yeni bir eserini lisanımıza nak- letmiştir. Ali Haydar Beyin da- ba evvel gene bu müelliften tercüme ettiği ( Beyaz zambak- lar memleketinde ) namındaki eserini büyük bir zevk ile oku- muş olanlar biç şüphesiz (Mef- küreci muallimi ) tehalükle ara- yacaklardır. Filhakika ( Grigori Petrof ) un bu eseri de kıymetçe evvelkin- den aşağı değildir. Ve halkçılık mefküresinin tahakkuku için çalışan münevverler bu eserin mütaleasından büyük bir zevk duyacaklardır. Büyük Rus muharriri ( Mef- küreci muallimin )de kıymetli bir köy mualliminin bir millet için ne büyük hizmetler yapa- bileceğini gösteriyor. Bu suretle bir memleketin mekteplerinde halkı tenvir etmek vazifesini ifa eden muallimlerin ne büyük bir inkılâba rehber olabilecek- lerini anlatmış oluyor. (Ali Haydar) Beyinde eserin mukaddimesinde söylediği gibi dağlarda dolaşan çobanlar, or- manlarda gezen oduncular ve yahut ömürlerini şayanı teessüf bir boşluk ve atalet içinde ge- çiren bazı kasabalılar ve köylü- ler arasında büyük adam olmıya müsait kim bilir nekadar insan yardır? Nekadar yazıkki bu kıymetli istidatların hepsi iyi terbiyeci © eline ogeçmemekten dolayı sönüp giderler. İşte ( Mefküreci muallim ) bu haki- kati büyük bir vuzuh ile ifade etmektedir. Yalnız çok arzu ederdik ki ( Grigori Petrof )un eserinde mevzuu bahsettiği muallim Ra- çinski yerine bir Türk muallimi bulunsun. Eserde tavsif olunan Rus köylüsü yerine Türk köy- lüsünün hayatı tahlil olunsun. Bir Türk mualliminin bir Ana- dolu köyü içinde halkı uyandır- | mek gayesi uğrunda ne gibi muvaffakiyetli işler görebileceği teşrih edilsin. Bu tarzda yazılmış bir eser bir tercümeden ziyade bir telif olurdu. Acaba önümüzde O nümune olarak ( Mefküreci muallim ) gibi eserler var iken doğrudan doğruya memleketimizin ve hal- kımızın ihtiyaçlarını ifade ede- cek bu cins eser yapmak müm- kün değil midir? Zannediyoruz ki Maarif vekâleti bu yolda bir mükâfat ihdas etmiş olsa her halde Türk muharrirlerinden buna eserlerile hak kazananlar | çıkacaktır. Harf inkılâbı rubundaki işletmek kıymetli madenleri için elimize geçmiş kıymetli bir vasıtadır. Fakat bu | vasıtadan istifade © edebilmek için icap eden sahalardı Il sak lâzımdır. Mx Mehmet Asım lunmaktan Ekmel B.i ten zih etmek isterim. İşte gazetelere bu sebeple de inanmam. Bu dava bükümetin siyasetine taallük ediyormuş ve artık müz- minleşmiş. Bu davayı açtıran Mahmut Esat B. açan Ekmel | Türk milletinin | Bey. Dava Mahmut Esat Beyin şbıs hakkında, Mabmut Eset Beyin şahsının icraatı hakkında- dır. Bir kabinede bir mücrim çıkmca o memleketin siyaseti ondan müteessir olmaz. Bilâkis o cürmü meydana çıkaracak ©- lan Adliye mübeccel olur. Ka- bineye girmiş olmak lâyubtilik mi verir? Verse bile işte Mah- mut Esat Beye vermemiş, ben onun muhti olduğunu biliyorum ve ispat edeceğim diyor ve is- patlarımın da tekmilini mabke- meye vermiş bulunuyorum. Ar- | tak bunun dallandırılmasına lâf- lar arasında örtülmesine imkân olmadığı nihayet lütfen takdir edilmeli, şahitlerim nasafet ve adalet dairesinde dinlenmelidir. Hizmet ve vazife budur ve se- lâmet yalnız bundadır. Ben müd- dei umuminin mahkeme bhuzu- runda siyasetten bahsedeceğine ve ilk ve nihayet ikinci celse- nin ilk dakikasından itibaren verdiğim ve artık elimi çektiğim şahit ve delil bahsini yürütmek dürüurken benim naçiz ve fani şahsiyetim ile meşgul olmıya ak- ım ermez. Yürünecek yol meydandadır ve başka çare yoktur. Buna zih- nimizi (o alıştırmak hakkımızda hayırlı olur ve bunu Ekmel Be- yin de takdir edeceğine şüphe edilemez. Ben Ekmel Beyin Ad- liye vekiline kuvvet vermek üzere dünyada siyasetle, hükü- metle zerre kadar alâkası olmı- yan ve adliye vekilinin sırf şah- sına müteveccih bir işte siya- setten bahsetmesine ve iki celsei muhakeme aktetmiş olan mah- kemenin (omüzminleştiğini ileri sürerek muhterem mahkemeye nabak yere tariz etmesine ibti- mal vermem. Dünya bilsin ki ben Mahmut Esat Beyden fazla hükümet dostuyum. Fakat benim dostluğumda * kurnazlık, riya- kârlık, yalan düzen olamaz. Bun- lar aranırsa bisut bir emek olur. Benim dostluğum kuvvetim gibi ihlâsımdadır. Esasn siyasete ak- ım ermez, yalnız adliyeden ko nuşurum, O şimdi sevinecek bahtiyar olacak işte, işte bana mubalif imiş, Ben fırkanın erkâ- nındanım. O halde fırkaya da muhalif, demek Başvekilimize de muhalif, demek hükümetin şat- siyeti maneviyesine düşmandır, aman yarabbi ikrar da etti, d- yecek. Zımnında bir kimseyi memnun görmek için aleyhime iftira edilmesine de katlanırım Dava müzminleşmiş. müddei umumi Ekmel B. bunu söyleme- miştir. Çünkü bir kere daha ilk günden beri Basatın tahliyesine Mahmut Esat B. tesir yaptı de- dim hiç aradı mı? telkin var de- dim, bu, dosya da apaşikâr du- rurken bakıldı mı? bunun mevf kuflardan tahkiki kolayken kı- | mıldandı mı?Nakli“Temyiz sure- ti işara göre, terviç etmişken bu işardaki vahamet ve umum Türk hâkimlerine tahkire sebebiyet veren mes'ul aranıp aranmadığı tetkik olnundu mu? İmdi Ekmel B. bunu da söy- lememiştir. Davayı o yanlış bir surette açan ben miyim? Ben ne demişsem ve ne diyorsam ka- nunun bir maddesine temessük edetim, Ekmel B. bunu farket- miştir. Sonra Ankarada hazır bulunmank külfetinden vareste tutulma mı istedim, buda madde 226 ya muvafıktır. Ekmel beyle aşuk maşuk mıyız ki mahkeme- den beni ihzar ile getirtmek is- tesin ; bakusus ortada musad- dak bir rapor varken...bir müd- dei umuminin böyle şeylerden hazer edeceğine şüphe etmem; bahusus istidamda başka şahit başka vekil göstermiyorum. Bunla# dinlensin tetkik edilsin, ! öldürmüştü. a <A bir celse arasında yapılabilir € ennet, Şeyh minberden iner inmez hazırlanan sofranın başına geçti, ve ogün bayram günü olduğun- dan her kesin zevkü tarap, işü nuş, lehvü laip ile meşgul olma- sını emretti. Sonra bugüne kiya- met bayramı namım verdi. Bunun sebebi şu idi: İnsanlar bu dünyada bir takım tekâlife tabi olmak mecburiye- tinde idiler, fakat kıyametten sonra ahlâk ve kanun tekâlif mürtefi olur. İşte kiyametin ma- nası budur. Kiyamet ilân olunma- dan ahlâki ve kanuni rusumu tekâlifi kaldırmağa imkân olma- dığndan imam bu içtimai ha- zırlamış ve kıyamet bayramını ilan etmişti, İsmaililer, bu bayramı, bütün tekalifi ilga ettikleri obuğünü Hazreti Alinin şehit edildiği güne tesadüf ettirmişlerdi. Bu- nun sebebi de şu idi: — Bu dunya evi melâl evidir. Kâmil ruh sahibi olan in- sanlar için bu melâl evin- den göçmek ebedi lezzet ve nimete (kavuşmak (demektr. | Hazreti Alinin de bu dünyadan bu felâket ocağından çekildiği gün hem kendisi, hem onu se- venler için bir bayram olmak gerektir. Bunun için Aliye mer- but olanlar, onu takdis edenler önun şehit düştüğü günü bir se- vinç bayramı olarak tes'it etme- lidirler.,, Hant Hasanın bu hareketi neticesinde İsmaililer için herşey mubah olmuştu. Bunlar hiç bir kayde, hiç bır (kanununa tabi değiller. Bunların sâiki yalnız bırs ve yalnız şehvett. Dini, ablâki, içtimal, hiç bir zabıta kalmamış- | tı. İrz ve namus ortadan kalk- mıştı. Hant Hasan hicretin 56 ıncı senesinde Büveyhilerden Hasan ibni Numur tarafından katlolun- muş, onun yerine oğlu Hant Mehmet Şeyhül Cebel olmuştu. Babasının izinde yürüyen Hant Mehmet, babasını öldürenleri bularak onları çocuklarile ve a- ilelerile birlikte mahvetmiş, da- ha sonra oda bir çok ekâbiri Hasan oSabbahın dahiyane icadı ile İsmaililik, her tarafa dehşet sahyorken, onun adam- ları ve daileri her muhite yeni- den kök salıyor, ötede beride münasip mevkiler bularak onun hattı bareketini takip ediyor- lardı. Bu hareketin en muvaffak olduğu mubitlerden biri Suriye idi, Ehli Salip askerlerinin bu sırada Kudusu zaptederek Suri- ye ve Filistinde birçok yerleri işgal etmeleri, İsmaililerin bu taraflardaki hareketlerini kolay- laşbırıyordu. Bunlar bu havalide mevkilerini temin için birçok defalar Ehli Salip ile birlikte hareket etmişlerdir. usu üne muvafık bir surette ted- vir olunsun, müdafaamı yapa;ı n, bitireyim diyorum. Başka ne tür- lü nasıl olsun isterler?. Şayet bu yol en münasip olmadığı fikrinde iseler ben bunun ken- dileri içinde en selâmetli olduğu fikrindeyim. ğ OKDANI MN edayileri s , Muherrini : Ömer Rıza Şeyhül Cebelin Kıyamet Bayramı Şeyh bütün tebaasını kayitlerinden azat ede- rek her şeyi irtikâp etmelerini emretmişti —. Hasan Sabbah mezhebi üzere olan ve onun usulü dairesinde bareket eden bu İsmaililer bütün Suriyenin Frenklere geçmesini | temin edecek hareketlerle iste- dikleri yerlerde yerleşmişler ve bir takım kalelere sahip olmuş- | lardı, Bu suretle İsmaililik, Şarkın en uzak noktalarından Mısırda hükümran elan İsmaili halifelerin ülkelerine bitişmiş ve bunların faaliyeti yenileşmişti. Fakat bu yenileşmeyi bir in- kiraz takip etti, Hicretin 567inci senesinde Sultan Nurettin namına Salâhattin fet- holunan Mısırda, İsmaililerin son Halifesi olmuş, iki yüz yetmiş iki seneden beri saltanat ve hilâfet sahibi olan, Meymun za- deler inkiraz bulmuşlar bu su- rştle İsmaililik, bütün islâm ale- mine teşmil etmek istediği dev- letten mahrum olmuştu. Gerçi iki üç sene sonra Mr sırda gizlenen İsmaililer başlıca daileri bir sui kast ter- tip ederek münkarız Ismaililiği ihya etmek istemişler, bunun için Mısırda bir sürü adam top- ladıktan başka Süriye ve Pistin deki ekli salibin ve Siçilyadaki hıristiyanların yardımını temin etmişler. Bu suikast tam tatbik olunacağı sırada Şalâhattin sui kastin bütün mürettiplerini ya- kalamağa muvaffak olmuş ve bunları idam etmişti. Suriyeden harekete hazırlanan ebli salip Mısırdaki sui kastçılarin yakalandıklarını ve cezalarını bulduklarını haber aldıklarından geri dönmüşler, fakat Siçilyeden bareket eden donanma İsken- deriyeye muvasalat ederek karaya asker çıkarmışlar ve ancak kanlı mubarebelerden sonra defedik- mişlerdir. Bununla beraber İsmaililer, Suriyede bir takım kalelere hâ- kim olmakta devam etmişler ve saltanat ve devletlerini imha eden Selâhattine karşı sui kast- ler tertibine devam etmişlerdi. 591 de Selâhattin, kumandan- larından birinin çadırında iken İsmaililerden biri ona hücum ederek elindeki bıçağı onun başına saplamış, Selâbatlin ba- şındaki migfer sayesinde ölüm- den kurtarılmıştır. Bu mütecaviz öldürüldükten sonra, ikinci bir İsmaili, onu müteakip üçüncü bir fedayi aynı hareketi tekrar- lamışlar, Selâhattin hayatını müş- külât ile kurtarabilmiştir. Bu sırada, İsmaililerin bu ha- valideki şeyhi, Hasan Sabbahın | İ bazırlıyan bir kırma yolunca yürüyen ve Onun usulü- nü tatbika devam eden Sinandı. Yani, Endülürtem gelen iki ! kardeşin, Zeydun ile Haldunun, Cebel casuslarından bir kadının, yani Mesrurenin yardımı ile ka- lesine nasıl kabul olunduklarını gördüğümüz, adamdı. SN Sİ NYN Ne yazık! . Bsiktaşın pek işlek bir ©ç, desinden geçiy' ir yolda fabrikamsi bir yer va her sabah e en, önünde bir kaç © durur içimi sıcak ve temiz b gurur dalgasiyle kabartan zarayı seyrederim, P bert” Kapısından, camsız Lu DA v lerinden motör sesleriyle ber toz bulutları fışkıran fabrikamsı yerde beygirleri 1 işler. Erken saatlerde orası ŞE raz kayışlı, yüksek çizmeli * ağır mahmuzlu süvari askerleri dolar. Yüzlük arpa çuval” kuştüyü yastıklar gibi kak rak, motörün oluklarına gali tan o dev vücutlara bak! doyamam. Biribirleriyle şaka” şırlar, esmer yüzlerinde i dişleri çakarak gülüşürle durmadan çalışırlar. l Bir kaç “akika seyredi 5 | geçerim. Geniş omuzlarınd& “4 mirle kaplanmış hissini ©. | katı, kocaman az ve zorlıyan kalın PR. arında gözlerim gurur ve © yetle ener bu erkekler. tanın dört köşesinden mış yiğitlerdir. Onlarm kabarık yeleleri, köpürmüş atlar üstünde düşman iri çaplı gülleler gibi receklerini (o düşünmek parıl parıl bir zihin şenliği tır, Türk neferinin içindeki rubunu kaç kerre görmül 4 adamım. Kaç kerre bu b” ruhu, gönlümün karanlıklar! bir alev bayrak gibi Kaç kerre o alev bayrak vatandan zulüm geceleri, tarihten alın lekeleri silin Onları düşünen baş ve #4 nasıl sevgi, hürmet ve dolmaz? <A Bunun için değil midir ki ği gördüğüm manzara, bana #4 bir bıçak gibi işledi. Gör şudur : 7 Vakit akşam. Fabrikams! de gene ses, toz ve dev dg balığı var. Yürüyorum. ri giden iki çınar gölgesi yor: — Hadi bizde girelim. © — Vaz geç canım... Bir dakika sonra, işi pr Kahvelerden birinde kuyt şeye çekilmiş bir sokak 7“, ayarttığı Mehmetçiklere * bil oynuyordu. ğ Bu oyunun sular sonra, nerelere kadar yi nn) aşikârdır. O dev vücutls! burnu am zn bu m aslan başları yere iğii Bu) mek yazık değil mi? önüne geçecek bir a” mudur? 4 EN Mayıs 1930 Güneşin doğup 4,32 — Mİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: