Dünkü Şehreminletinden bugünkü Şehreminine ———; —— in BR : * Cemil Pş. ile Operatör Emin B. Muhittin beyin tarizlerine cevap veriyorlar İl Pş. “ Ben yaptığım işleri seydım. Siz de ioraatınızı söyleyiniz !,, diyor Şehremini Muhittin B. esbak Şehremini Cemil paşanın Wir işleri hakkındaki beyana- işli w mukabele ederken Emane- | “elyevm gelmiş geçmiş Şeh- Yeminlerinin miras bıraktıkları Pürüzlü işleri ve borçları temiz- | elde uğraştığını söylemişti. Dün! i. Şehreminlerinden operatör | e Ee at ederel ittihama ne diyeceklerini sorduk. Operatör Emin B. şunları söyledi: Emin B. ciyor ki — Muhittin B., Emanet şim- Wye'kilar ve bundan sonra da- | Kü üzük zamanlar bugün bize rehberlik iddiasında bulunanların Yaptıkları işlerin bedelini ve borçlarını ödemekle meşguldür ve olacaktır, demişler Ben kendi e bu iddiayı reddederim ndi zamanımda borç badiğım gibi temiz işler lar 4 Zamanımda eski borç- Paşa dei ediyordu ve Cemil di ler aldı ise bunu ken ten na sarfetmedi yal. za- husug ie belediye olmaz; ba- stanbulda?,, Cemil Pş. diyorki: i ei Muhittin Bey- makaşaya © girdiğimden peri ve müte- Şehi endilerini © severim. | ir i hakkında söylediğim söz- Mevlğaşi için ve kendilerinin Md& gözüm olduğu için Miyorum. Bundan emin ol. ar. Allah beni Şeh ini 0| ehremini aktan muhafaza buyursun, e bir. şehirli olmak sıfatile aka Ketimin halini, © perişan y gördükçe muztarip olu- iye metin Şişlide elyevm e- Kada İnan cesim arsa hak- | i Muhittin Bey “Erbabı Demi kahaatine göre Şişli- ii > verem hastanesi Miyop, A uygun gel- w— m doktor sıfatile kendile- İ Söylerim ki: sanatoryom ol- he Avrupada olduğu gibi e hastanesi tesisi lâzım Yer en sıhhi, en münasip Nd, arsadır. Cerrahpaşa ci- i, aki © bostanlardan yüz e at müreccahtır. Zannet- ki İ m İ Bördük, hiç kir doktor bu arsayı ten sonra oraya «hastane i5 desin. Halen bu civarda üç hastane vardır. Arsanın yanı başında Etfal has- tanesi var. Bu hastaneyi kaldı- rip atalım mı? Asri fırmlar açmak, Sihhi ahırlar gibi işleri ne için yaptır- madığımı sual buyuruyorlar! Şehremanetinde bulunduğum zaman hükümet her yapacağım işe bin şekilde çelme vuruyordu. Arzu ettiğim hiç bir işe muvaf- fak olamıyordum. Mezbaha kanununu gildmük İ için aylarca uğraştım ve mez- baha ücreti için etin okkasına 20 para zamma muvalfak ola- madım, Bugün hükümetimiz şehrema- netine olanca kuvvetile müzahe- ret ettiği halde İstanbulumuz Avrupa köylerinin en adisinden | bile daha bakımsız haldedir. En garibime giden şey nedir bilir misiniz? Matbuatta bir iki defadır vaktile şehir namına yapılan is- tıkrazlara telmih ediliyor ve “bu borçları ödemekle meşgulüzl» deniyor.. Evet kendilerine göğsümü ge: | © re gere söyliyebilirim: Zamanı emanetimde bir defâ bir milyon, bir defa da üç yüz bin lira alınmıştır. Bu üç yüz bin lira ile bugün şehre senede bir buçuk milyon lira varidat geliren mezbahayı başlattım. Bir milyon lira ile o vakit selef- lerimden intikal eden bir takım borçları verdim. Üç senelik büt- çe açığını kapattım. Aksaray, Fatih semtlerinin istimlâki para verdim. Beş park vücuda getirdim. Borsa hanını, Kadıköy rıhtımını satın aldım. Şehre yüz binlerce lira varidat temin ettim. Muhittin beyefendi acaba ne yaptılar? BBeu birşey yapma» dımsa kendileri ne için bir Şey yapmıyorlar? Turing kulüp Kongre murahhaslarını istikbal 30 mayısta şehiimizde topla- nacak olan beynelmilel Turing kulüpleri ittihadı kongresine iş- tirak etmek üzere İstanbula ge- lecek olan murahhasları istikbal etmek üzere Polis dördüncü şu- i Şeker fillar Artmak tehlikesine maruz» değil. Bir istihsal inhisarı vücuda getirilmesi düşünülüyor Şeker fiatları inhisarın lâğvın- dan sönra artacağını pek geç de olsa düşünen ticaret odası ev- velki gün iktisat vekâletine buna mani olması hakkında bir telgraf i çekmiş, dün de uğun bir rapor ! gönlermiştir. Diğer taraftan haber aldığı- | mıza göre hükümetçe şeker sa- | İ nayiimizin süratli bir inkişafa yürümesi içim bip (Şeker istihsal inhisarı) esası hazırlanmaktadır. Bu şekilde memlekette yapıl- miş ve yapılacak olan şeker fabrikaları ve Pancar zeriyatı bir elden idare edilecek ve bu İs- tihsal işini iki milli bankanın be- raber olduğu bir şirket idare edecektir. Bu formülle şeker fi- atlarının artmasına meydan ve- rilmiyecektir. i Belediyeci erkes biliyorki her gür H bir az daha insan olmak için üzerinde çırpındığımız şu kara topraklı arzın çamurundan kafamıza, ruhumuza kadar Sıç- rayan lekeleri silecek, gözleri- mizi yerden ayırıp göve çevi- recek, ruhumuzun öt:sine bak- tırâcak kovvet güzel san'attır. Bu ihtiyacın maalesef bizde he- nüz esaslı bir hareketi yoktur. Ufak fakat yerinde bir resim | galerisi, bir konser salonu ve bir şehir tiyatrosu nümunesi yaptırmak şehir meclisinin baş- hea vazifelerinden olmasi pek tabiidir. Bugünkü bedii zevkimiz ne dir ve bunu ne ile ölçebiliriz?. Misafir o ecnebilere < yüzlerce — Cuma günlerini nasıl geçirmeli: 6 Boğazın Anadolu sahilinde gezme ve eğlence yerleri Anadolu kavağıra gidenler ne mas- raf eder ve ne yaparlar ? 79 riya Kavaklara uzaktan bakış Besi anadolu sahi- inde mesire yerleri mü- teaddit olup Anadolukavağından İ başlar ve sirasile şöyle uzanır: be müdürü dün Romanyaya git- İ miştir. 1 Anadolu kavağında : süt- lüce, Abıhayat, Yuşe tepesi, 2— Beykozda : beykoz çayırı, beykor körusu, kaymak dondü- ran, Alb'bada soğuk su başı | deresine giden kara kulak suyu. 3 —'Paşu bahçesinde : sulta- niye çayırı, polonz köyü, 4 Çubuklu gazinosu, 5— Anadolu hisarında ; gök su ve küçüksu Gayırları, hayat korusu. 6— Veri öyünde: rasatane ve icadiye tepesi. 7— Üsküdar yolile: çamlıca- ler, libadi suyu, alemdağı mesi- releri. Anadolu kevağı Köprüden “13/70 mil mesr- fede olan bu köy karadeniz boğazının methalinde ve boğazın hemen sonundadır. İki tarafı mürtefice iki dağa dayanan” köy bü dağların ara- s'ndaki vadide kurulmu tur. Bu- ratan birinci hususiyeti sularının gayet tatlı olması ve havasının mülâyim bulunmasıdır. Şirket | vapurları Köprüden doğru kosta buraya 1,15 dakikada gelirler. Vapur ücreti Kavağa gidip gel- me birinci mevki 46,5 ikinci 41,5 kuruştur. Cuma günlerinin tarifesi şudur: Kavaktan Köprüden | Köprüye Kavağa 6,55 8 7,38 9,5 8,32 10,5 11,35 12 14.05 13,15 16,30 14,5 17,30 155 19,30 18 20,30 18,30 Anadolu Kavağını gidenler iskeleye çıkınca Boğazın hemen hemen en sakin ve sessiz bir | noktasında kulunduklarını kisse- derler. Burada etraf tenha ve çıplaktır. Gelenlerin o ekserisi Yuşa lepesine doğru uzanır veya Sütlice sahilinde eğlenirler, Yuşa dağı yalçın sehil üzerin- deki kireç ocaklarına nazırdır, Dar bir patikâ ile yarım saatte çıkılır. Gazino yoktur ve buraya yakın bulunan (Abıhayat) suyu bun başı cumaleri çok ka'abalık olur. Herkes hiç mastaf etmeden burada kendi halinde eğlenir. İ rişli İ aylarca uğraşıyor ve neticede — 53 — VAKII 2 çoMa Nİ efendiler sizden ufacık bir baraka isteyoruz! . Biz genç san'atkârlar resimlerimizin çerçeve- lerini bile güçlükle tem'n ederken onları asa- cak münasip bir duvar yaptırabilir miyiz ? Yezen : Muhittin Sebeti sene evvel Sinan ve talebeleri- nin bıraktığı Asarı mimariyeden başka ne gösterebiliyoruz?. Mevcut asârı mimariyenin bir çoğu da zamanın tahripkâr eline terkedilmiş ve sanki bu faciayı görmemek için de etrafina zevksiz evlerle birer tahta perde çekilmiştir. Vücudumuzu dinlendirdiğimiz kendimizi dinlediğimiz ve dü- şündüğümüz oda nerededir?. çi- çek zamanı sokaklarında marul satılan İstanbul oturacak salonu olmuyan ibtidai bir eve benzi- yor. Memlekette palastik san'at hareketi o başlıyalı ““yirmivöbeş otuz sene oluyor. Haniya 'kâpı- sı umuma - açık olan ufak bir salon? Yirmi beş senede seyr edilebilecek yirmi tane Olsun resim yapılmadı mi? O halde çiçeklerle ( süslediğimiz £ güzel san'at mektebi ne iş görmüş oluyor?. Yirmi beş yaşındaki bir ağaçtan niçin meyva almayı düşünmüyoruz?. Her türlü yoksulluk içinde kıvranarak bir şeyler yapmağa uğraşan genç san'atkârlar resim- lerine takcakları çerçiveyi güç- Tükle temin ederlerken nasıl o resmi asmak için muvafık bir duvar yaptırabilirler?. Azası bulunduğum müstaklı ressamlar ve heykeltiraşlar bir- # İ liği şimdilik senede biri Anka- rada, diğeri İstanbulda olmak üzere iki san'at sergisi açmağı bir vazife edinmiş olduğu halde her iki şehirde de sergiye elve- bir oda bulabilmek için yapmak istenilen hareket çok basit ve adi bir ihtiyaç gibi si- İnip gidiyor. stanbulda eylülde açacağımız sergiyi nerede açacağız? Bu se- ne de gecen seneki gibi vilâyet ve emanet erkânı sergiyi ziya- rete gelmiyecekler mi?. Şehir meclisinden ehemmiyetle © rica ediyor ve istiyoruz: Bize bir saray değil şimdilik şehrin merkezinde tahtadan bir baraka l : * * a. | bir resim galerisi yaptırsın. Biz asacak resim bulamazsak bile ecnebi san'atkârları davet ede- rek musikide ve tiyatroda yaptığı- mız gibi bu sahada da beynelmilet san'at eserlerile bu rubi ihtiyacı mümkün olduğu kadar tatmin etmiş Oluruz. vi Muhit Sebati