sile WANRIUI M. Grandinin nutku jtaive hariciye nazır M. Gran- dinin meclisi meb'usan bütçe müzakeresi (oesnasında oabiren irat ettiği nutuk cihan siyaseti ile alakadar olan bütün maha- file derin akisler uyandıracak ehemmiyet Ove mahiyettedir. Çünkü Londra konferansına İtalyan murahhası olarak iştirâk eden M. Grandi bu nutkunda bah- ri teslihatın tahdidi e devletler arasında bir itilâf hu- sulüne mani olan esbabı bütün laklığile teşrih etmiş ve umu- mi harbten sonra mağlüp mil- letler sıfatile adeta insanlık çer- çevesinden harice çıkarılan bü- yük bir beşeriyet kitlesine kar- artık galipler tarafından yeni ir vaziyet almak, sulh işlerine galipler ve mağlüpler diye muh- telif milletleri ikiye ayırmaksızın tetkik ve mütalâa zamanı gel- miş olduğunu şayanı dikkat bir medeni cesaretle söylemiştir. M. Grandinin söylediği sözler yeni keşfedilmiş hakikatlerden mürekkep değildir. Bilâkis bu sözler daha evvel muhtelif devlet adamlari tara- fından çok kerre tekrar edil miştir; fakat itiraf etmek lâzım- dır ki şimdiye kadar mağlüp memleketler namına söylenen bu sözler galip memleketler ara- sında mühim bir mevkii olan İtalya hariciye nazırının ağzın- dan çıkınca tamamen ilk defa * duyulan yeni hakikatlar tesirini göstermiştir. Bizim anladığımıza göre M. ü Grandi yalnız şunu istiyor: İtalya “ranşa. arasında herşeyden. |. evvel hukuki noktadan müsavat esasinın kabul edilmesi. Bir kerre prensip itibarile böyle bir hak kabul edildikten sonra filiyat sahasında onun tahakkuk edip elmemesi İtalyanın arzu ve te- şebbüsüne ait bir mesele olur. Ancak Fransa tarafından İtalya için böyle bir müsavat esası bul olunduktan sonradır ki her iki taraf birbirine karşı her türlü emellerden feragat etmiş addedilebilir. Filbakika her devlet kendisi için bir müdaffaa ihtiyacı ta- savvur ederse ve bu ihtiyacın hududunu gene kendisi çizerse devletler (arasında (teslihatın tahdidine hiç bir vakit imkân kalmaz. Eger dünya yüzünde hakikaten sulh ve asayişin tees- süsü matlup ise bu maksat sadece her devlet için kendini müdafaa edecek harp vesaitini tayin et- mekle değil, her memleketi di- ger memleketlere tecavuz ede- miyecekg bir hâle getirmekle mümkün olabilir. Bu vaziyete gre İtalyanın Fransaya karşı tes- hat noktasından müsavi olmak iddiası tamamen yerindedir ve gene ayni noktai nazardan İtal- Yarım Gur ercelki ; * — VAKIT 17 MAYIS, 1880 İtfeiye alayı muallimi Kont Zeşiniye Mirilivalık O rütbei refiası tevcih buyurulmuş olduğunu La Türki yeziyor . * Belken şiblceziresinde bir heyeti müttefika teşkiline dair Gladstonun teklifine derecei nihayette muhale- fette Almanya ve Avustur- ya müttefiktirler . 4 —VAKIT 17 Mayıs 1930 — Günün siyaseti İspanyol karğaşalığı Mösvetin jeneral “Primo dö Ri- vera,, diktatörlükten çekildi çe- kileli İspanya isyan ve iğtşaş dalgaları arasında Madritte, Barsölonda, Valansiya da, Saragosta tezahürat yekdiğerini takip ediyor. Bilhassa Madrit Darülfünun talebesi arasında mülrit fikirlere saplanmış olan- lar kanlı hadiselerin vukuuna sebebiyet vermektedirler. Başvekil jeneral Beren- gerin “ bertürlü vasıtaya müracaat ede- yek ,, süknu muhafaza hakkındaki azmı- nın boşs çıkmak ihtimali günden güne ziyadeleşiyor. İspanyol halkının hükümder ailesi aleyhine dört beş senelik | diktatörlüğün devamınca biriktirdiği kin ve garaz hissi arbedelerde akan kan ile şiddet peyda esti, Saltanat hanedanı ile millet arasında açılan o uçurumu doldurmak (o ihtimali günden güne azalıyor güneşin hür ve müstakil bir cumhuriyet İspanyası Üze- rinde doğacağı gün gerey gibi yaklaşıyor. Filhakika bükümdarlık taraftarı olan- ların miktarı günden güne azalmaktadır. Müfrit komünizmi istiyenlerin mahdut olmakla beraber cümhuriyeti özliyen- lerin adedi gün geçtikçe fazlalaşıyor. Vaktile hükümeti mutlaka taraftarı olan- lar bile Oşimdi meşrutiyete temâyül etmişlerdir. Cümhuriyetçiler, teşkilânni tamamla. maktadır. Bunların - başında Darülfünun profesörleri o bulunuyor; talebe müessir bir propagan'a (o yapmaktadır, kısmı ise harekete hazırlanıyor. Jeneral “ Berenger , vaziyetin ne kadar endişeli olduğunu ihate eylediğin- den İnübabstı 1931 senesi iptidasına talik etti Fakat acaba İspanyol milleti o zamana kadar sabredebilecekmi? Hunhar Vest- gollarla, osteşin Arapların kanı katışık evlâtları o hareketlerindeki ( itidalsizlikle tanınmışlardır. Bindenalayh eğer intiha- battan mukaddem büyük bir kargaşalık İspanya şiphi ceziresini kana boyarsa hay- amele ret edilmemelidir. Bövle bir halin vukuunda kıral « Alfons » un kendisini kurtanp kurtaramıyacağı keyfiyeti ise şimdiden kestirelemiyecek bir kaziyedir. | ©“ Me Gayır Tan gazetesi Dayinlerin bir tebliğ neşretmesini istiyor “ Ajans Finansiyer ve Eko- nomik,, in verdiği habere göre 20 milyon dolarlık bir istikraz akti için Türkiye ile Kreuger and Toll grupu arasında başlamış ol- an müzakerat çok ilerlemiştir. Diğer İngiliz menabiinden gelen haberlere göre Türkiye maliye- sinin tanzimi için Osmanlı ban- kasmın müzahereti ile dayinler meclisi tarafından hükümete 460 milyon Türk liralık bir istikraz teklif edilecektir. Bu istikraz ha- sılının bir kısmı borçların gele- cek üç senelik mürettebatının tesviyesine hasredilecektir. “Tan,, gazetesi bu hususta muhtelif menabiden gelen haber- lerin yekdiğerini nakzettiğinden bahsederek Düyunu Umumiye Dayinler meclisinin bu hususta bir resmi tebliğ neşretmesini tavsiye etmektedir. Pa ya gibi büyük bir devlet değil en küçük bir memleket bile o hakkı istemek salâhiyetini haiz- dir. Maalesef şimdiye kadar tes- lihatın tahdidi maksadı ile top- lanan konferanslarda daima bü- yük devletler teslihat hakkını ve müdafaa ihtiyacını kendi in- hisarlarına almak, bilâkis küçük devlet'eri müdafaa hakkından ve teslihat ovesaitinden tecrit etmek maksadını takip etmişler- dir. Harp hakkını yalnız bir kı- sım devletlerin inhisarma ver- mekle milletlere sulh ve mü- salemet / getireceklerini (o iddia eden diplomatlar acaba kendi- leri gene kendi sözlerine inanı- yorlar mı? Mehmet Asım Zavallı Boğaziçi! NE zaman Kızkulesini p Boğaza doğru açılsam, dimi Cennete giden bir yolda sanırım, Hele Kandilliden sonra manzara © kadar dilberleşir ki, dünyayı menşur arkasından sey- reder gibi olurum. Her yer oka- dar renk ve ışıkla dolu görünür. Kızıl, mor, yeşil kavisler. yumu- şak çizgilerle ta ruhlara kadir inen dağlar araya bir ruya ül- Evet güzeldir ve çok gezmiş- lerin dediklerine göre de Boğaz- içi cihanda eşsiz bir yaradılış bediasıdır. Şöhreti dillere destan olan bir yeri, bir kere de benim methetmeme ne lüzum var? Bazı manzaralar vardır ki ha- tıralar gibi, uzaklaştıkça, güzel- likleri artar. Onları yakından görenler inkisar denilen aci şe- yin tadını tadarlar. Bizim zavallı Boğaziçi de böyledir." Ama bu, dikenliklerini, delik deşiklerini mesafelerin peçeleri altında sak- lıyan dağlara benzemez. © Boğaz içinin uzaktan güzelliği, kendi kusurundan ileri gelen bir şey değildir. Onu bu hale koyan biziz, bizim nankör ih- malimizdir. O canım kıyıları gaz, benzin, kömür depoları ile del- durduk. Bebekten Kuruçeşmeye kadar yayılan yerlerde oturan- lar, sandıktaki - çamaşır katla- rında bile kömür tozu bulduk- bu lütfü başkalanna yük etmek- teki acemi kurnazlığı anlıyamı- yoruz. Zaten şirketin fiatiarı pek nisbetsizdir. Köprü ile Üsküdar ve Kalamış aralarındaki mesafe ve fiyat farklarını tetkik etmek yeter. Milli bir teşekkülü milletin t dilberi altınları görünce kocasın!” Feoluyi Muharriri : Ömer RıZ9 İbni Meymunun torunu 1 muradına nasıl ermişti * Güzellikte eşi bulunmıyan Yah XD leri yasını unutmuştu eN 10 İbni Meymunun torunu İbni: Meymunun ölümünden sonra onun oğlu Ahmet, Ah- metten sonra oğlu Mehmet, Meh- metten sonra iki oğlu Mehmet ve Hüseyin, büyük babalarının kurduğu cemiyeti idare edi- yordu. - fi) Şiinin, Afrikâ ve Mağrpta çalıştığı ve muvaffak olduğu sıralarda, İbni Meymunun torunu Hüseyin Homs bavalisine gel- mişti, Seyahatin sebebi, Homs bavalisindeki büyük babasına ait malları, mülkleri, köleleri almak ayni zamanda dailerin faaliyetini kontrol etmekti. İbni Meymu- nun malları Homsun, Selemye tarafında idi. Hüseyin buralara kadar gelip bu malları almasının sebebi bu sırada onun imam tanınmasın- dan ve bütün dailerin onun ida- deki dailer onunla muhabere ederlerdi. Hüseyin bu seyahate çıkmadan evvel Irakta, Şamda ve Yemen- deki adamlarına haber gönder- miş, hepsi de muayyen yerlerde onunla görüşmüşlerdi. Bir sey- yah kılığına giren Hüseyin ce- nubi İrandan Şama, Şamdan Homsa kadar gelmiş, Abbasile- rin başlıca şehirlerinden geçmiş, her yerde birçok adamlarla gö- rüşmüş, fakat zamanın hüküme- ti bunların birinden haberdar olmamıştır. Hüseyin, Selemyede iken ya- hudi bir demircinin karısı olan ve gözelliğile o beldyi hayran eden bir yahudi dilberini gör- müş ve ona gönül vermişti. Kadının demirci kocası yeni ölmüş bulunuyor ve genç yahu- di onun yasını tutuyordu. Ya- hudi kızı o kadar güzeldiki, yer yüzünde bir naziri görülmi- yen müthiş bir cemiyeti el al- ından idare eden, istediği za- man tahtlar yıkan ve saltanat- lar kuran, muhakkak devrinin bütün mutlak hükümdarlarının hepsinden satvetli olan Hü- seyin, bu Yahudi dilberinin üf- | tadesi olmuştu. Hüseyin bu Ya- hudi dilberile evlenmek istiyor- du. İsmaililer için imamın bu em- rini yerine getirmek bir fariza idi. İmam için herşey mubah ve onun bir arzusunu yerine getir- memek en büyük cürümdü. Bunların içinden bir kaçı ya- i budi dilberine meseleyi açmışlar, kadın matem içinde olduğunu ileri sürerek bu teklifi dinlemek bile istememişti. Fakat imam, bu mazereti kabul | etmedi. | Dailer bir adım daha ilerledi- | ———— (1) Ibnül Esir, Sekizinci cik, Sa. (3 (8) İbnül Esir cik & Sa 13 işi ler ve yahudi dilberine “ altın teklif ettiler. Altınlar” mu bile güzel yahudiyi yumu yy ve yas müddetinin sonra muvafakat edeceği? lemişti. | Efendilerinin bu m memnun olacağını tahmin "4 dailer (o aldanmışlardı. | bunları tersliyerek hı ii | kovmuştu. Dünyanın biri: 4 mı bir kadın istemişti de bu yaşlı başlı adamlar ik mışlardı. Böyle adamları */ lara ve onlara paye verei / zıkl Bunlar, hâlâ, imam”; demek olduğunu öğrenmesi, | çarelerdi. Bir aciz kadını ' dırmağa muvaffak olmuş zavallılarla mı iş görülecek, ; kat yükselecek ve nihayeti devlet kurulacaktı!!... gi Dailer, imamın bu j hamlesi (o karşısında göğü dört açmışlar ve ne gi rını düşünmüşlerdi. Bu Wi kızını hemen getirmek Onu kaçırmak icap” kaçırmalı, yahut başka” Di resi varsa onu o yapmalidi. lerden biri şu teklifi ileri # — Hazinede mücevher tın mı yok, hepimiz biref alalım ve Yabudi kızının J ğına atalım. Elbette ra# ve gelir... Bu çok musip bir Hemen hazine açıldı ve * y den her biri yüklenebildiği dar yüklendi. Sonra bunla” hudi kızımı bulmuşlar, # rının dibine mücevherlerle ları yığmışlardı. , Yahudi, bu kıymetli vi ve altınların karşısında t nin yasını unutarak dailerif ne düşmüş, Hüseynin girmiş ve İbni Meymunun nu muradına ermişti. Dailer, kâmil ve kımı tanır adam old suretle ispat ettiklerinde “4 yin onlardan hoşnut olmuf, ların ilimlerini artırmış v€” lerini yükseltmiştil... celerini yi esi Cumartesi Mayıs 1930 wi Güneşin doğuşu: 4,41 — bak” Ayın doğuşu : 2440 — © Namaz vakitleri pe” Sabah Öğe İkindi Akşam “a v İİ as4 izle vede 1821 | — Bugünkü have Bugün rüzgâr muhtelif fe yeli lerden esecek hava hil olacıitır;Yağmaır munlie ,