VAKIT 15 Nisân Muharriri : Iki kıymetli at büyük bir ganimetti ! Fakat bu atları getiren Arapta »nların parasını almadan onları bırakıp gitmişti. Demek oda cebel casuslarındandı!.. ii ağ Cennet Fedailerinin hülâsası : ( Saliharinin yeğeni Hurremi kaçıran Bedil, memleketi Endülüse giderek orada bu kızla evlendi Salâhetrin, yeğenini istirdar etmek için çalışıyordu. Fakat Hürrem bir sene sonra ölmüş ve bir kız çocuğu birakmışı, Salâhatin bu kızı istirdada çakışıyor ve muvaffak olamıyor- du. Nihâyet yirmi sene sonra Salâhattn, Endülüse bir beyet gönderdi. Bu heyet Hurremin kızı Melikeyi kaçırdı ve bir gemiye bindirerek götürdü. Buna karşı Bedilin iki biraderzadesi Beruta gittiler e ve ornda bir hana indiler. Han, esrarengiz bir kadın tarafından »dare olunuyordu. İki kardeş bu kadının yardımını temin #derek cebele çıkmağa karsr verdiler. Cebel Şeyhinin yardımile Melikeyi istir- dat edeceklerdir.) Mesrure müdahale etti: — Bu atlar yüz altın değeri. Bu parayi verebilir misiniz?.. Haldun ile Zeydun birbirle- rine baktılar. İstenilen meblağ hayli büyüktü. Fakat bu atlar onlara lâzımdi. Bu parayi ve- rirlerse zarar etmezlerdi. Mesrure iki kardeşin düşün- düğünü görerek: — Merak etmeyiniz, dedi, paranız kâfi değilse atların bede- lini ben veririm, sonra siz ödersi- niz.Sizin herhalde bir takım mücev- herleriniz vardır, bunların bir iki parçasını bana bırakırsanız me- sele kalmaz. batta şu sizde gördüğüm yüzük bile kâfidir. Zeydun derhal atıldı: — Hayır paramız vardır ve kâfidir. Atların bednlini ödiye- biliriz. Mesrure Araba baktı ve: — Alıyorlar, dedi. Fakat Arap bu sözle kan- madı: — Alıyorlar ve hayvanların bedelini ödiyorlar, fakat acaba binebiliyorlar mı?.. Bu atlara herkes binemez, bu gençler bir kerre bu atlara binsinler, tecrü- be etsinlerde ondan sonra karar versinler, oşayet binemezlerse beyhude yere para vermesinler. Arabm bu sözleri iki gencin Yarım dsır evvelki : VAKIT 15 NİSAN 1880 ş.m einen Londrada aklına hiffet getirenler ile hilkaten deli olanlara (omütaallik olup bu defa neşrolunan bir istetistik cetvelinde İngilterede 411 nüfustan birinin ve Fransada 412 ve Prusyada 644de bi- rinin ve Rusyada 501 de hirinin (velhasıl (umum Avrupada her 59 kişide birinin deli olduğu mün- deriçtir. Bu halde yainız Rusyada yüz altmış bin deli mevcut olduğu erla- 1930 Ömer Rıza izzeti nefsini yaralamıştı. Bütün hayatlarını at sırtında ve erlik meydanında geçiren bu gençler seslerini çıkarmadan ilerlemişler, | atların sırtlarına (o atlamışlar - dı. Hakikaten bu atlar değme binicinin zaptedebileceği şeyler değildi, Bu tecrübedide süvariler bile biraz müşkülâta uğramışlar, fakat netice muvaffak olmuşlar, ve onlarla istihza etmek isteyen arabın gözünü doldurmuşlardı. Atlar alınmış ve paralar ha- zırlanmıştı. Fakat Mesrure baş- bir şey düşünmütü. Bu kadar para vermiye ne lüzum vardı?.. Bu atlar muvakkat bir zaman için alınmiyor midi?l.. O halde bunlardan muvakkat bir zaman için istifade ederek bir ücret vermek ve atları sahibine iade etmek daha doğru olmaz midi? Mesrurenin bu teklifi, şüphe- siz, daha musip idi. Atların sa- hibi muvafakat ederse bu hattı bareketi takip etmek daha iyi olurdu. Mesrure bunu Araba tektif etmiş, şayanı hayret olan nokta Arap hiç itiraz etmeden bu teklifi kabul etmişti. Acaba bu Arap ta onun emri altında çalışanlardan biri midi?.. Onun ilk vehlede onlara ödünç para vermekten maksadı ellerin- deki yüzüğü koparmak idi?... Birinci teklifteki hilekârlık ile ikinci otesviyedeki hayrihahlık arasında mütehayyir kalan iki | kardeş bu kadın hakkında bir karar vermiyorlardı. Arap, Mesrurenin teklifini kabul ettikten sonra atlarına veda etmiş ve gitmişti. Bu ada- min Cebel Şeyhile bir alâkası olmasa atlarmı böyle bırakır ve gider midi?... Haldun ile kardeşi bütün gün- lerini atlarile geçirmişler, bin- mişler, inmişler, onları kendileri- ne alıştırmışlar, akşam üstü yataklarına bitap düşmüşlerdi. Ertesi gün Cuma idi, iki kar- deş dini farizalarını ifa için bey- hude yere cami aradılar. Beyrut, ehlisalibin eline düştükten sonra orada biç bir cami kalmamıştı. Fakat Mesrurenin kölesi onlara aradıklarını bulmuştu. Şehrin en tenha köşesinde bir zaviye var- dı. Şehirde kalan Müslüman- lar burada toplanır, dini fariza- larını ifa ederlerdi. O gün hatip pek mücessir bir hutbe irat etmişti. Vakur ve heyecanlı bir ibtiyar olan hatip Hilâl ile Salip arasında yaklaşan harpten babs- etmiş, Selâhattin bu harpte halâskârlik vazifesini ifa ettiğini söylemiş, eli silâh tutan her İ müslümanm ona iltihak ettiğini ve herkesin fedakârlık göstere- rek beklenen halâsa yardım Hariciye vekili —— Harici siyasetimizin ana |Bir şiir mma okurken hatlarını anlatıyor Dürüst bir sulh ve intizam! Hariciye vekili Tevfik Rüştü B. harici siyasetimizin ana hat- ları üzerinde şu beyanatta bu- Yanmuştur : — Herkese ayan olan dürüst ve açık sulh ve intizam siyase- timizin tarif ve izahma artık hacet kalmamıştır. Geçmişten kalan işlerin çoğu halledilmiştir. Şimdi Obakiyesinin O tasfiyesile meşgulüz. Be sene zarfında bun- larında nihayete yaklaştıklarını | yahu - Bide iaiiilasmşizr- Bip de göreceğimizi ümit ediyoruz. Her yeni dostluğun mevcut dostluklara ancak ilâve olarak teminine çalışmak ve mevcut dostluklarımıza daima itina ile vefa göstermek ve her işimizde samimi ve açık... işte harici ça- lışmaklarımızın faaliyet izleri ve muvaffakiyet sırrı bundan iba- rettir. ——— —— Bu nasıl iş! Talebesine zorla terkos suyu içiren mektep Dün işittik ve hayrette kaldık: Kumkapıdaki Fransız mektebin- de talebe içecek su bulama- maktadır. Dahilde bulundurul- madığı gibi hariçten getirilme- sine ve para ile satılmasına da müsaade edilmemektedir. Talebe aptestane omuslukları o başında nöbet - bekliyerek | susuzluğunu gidermetedir. Mektep idaresi bu hususta şimdiye kadar yapı” lan bütün şikâyet ve müracaat- ları nazarı dikkate almamıştır. Talebe içinde bu yüzden tifoya yakalananlar ve bu kabil birçok hastalıklar geçirenler vardır. Bu nasıl iş, nasıl mektep? Alâka- darların nazarı dikkatini celb- ederiz, Teşekkür Refikamın irtibali Odolayısile © gerek bizzat gerekse tabriren taziyette bulun mak suretle elemimize İştrak öden akraba ve ehibbaya maa sile arzi teşek- kürat ederiz. Bakırköyünde Hatboyu caddesinde: Merhumenin zevci: Bağdadi Kâmil Kızı: Muazzez Oğullar: Emin ve Ali | nünün pek yakın olduğunu teb- şir etmişti. Bu iwtbenin bütün cemaat üzerinde tesiri pek derindi. Haldun camiden çıkarken karde- şine dönerek : — Birader!. Herkesin cihat için bazırlandığı bu zamanda bizim Cebel macerasile meşgul olmamız doğru mu?.. demişti. Zeydun da onunla hemfikirdi, Bu doğru bir iş değildi. Bu dakikada onlara yakışan at- larile, silâhlarile mücahitlerden bir kafileye iltihak idi. Melike dayısının yanında ve tam bir emniyet içinde bir müddet ka- labilirdi. Harp bittikten sonra bu mesele ile meşgul olmak da- ha doğru olurdu. Bunun üzerine Haldun şu tek- lefte bulundu. — O balde biz evvelâ harbin ne zaman vuku bulacağını tah- kik edelim ve ona göre hare- ket edelim, Harp yakınsa he- men Şama hareket edelim, de- ğilse Cebele çıkar, onun şeyhile tanışır, onun ne gibi yardımda bulunacağını anlar ve ona göre hareket ederiz. üküfe Nihal Hanıma Şiirler ve kitap isimleri ilham eden rüzgârla Şair Halide Nusret Hanımın arası iyi değil. Halide Hanımın “ geceden taşan dertleri ; ni okurken rast geldi- gim “ rüzgârlı geceler, şüri bana bu hissi verdi. Çünkü şair Çamlıcada yazdığı bu man- zumede : « Haydi git, mel'un diyarlare gi » diye rüzgârı koğmuş. İnsaf etmek lâzım değil mi? Eğer Çamlıcada rüzgür ve su kalmazsa Çamlıcanm ne manası kalır ? Çamlıcanın havasını, su- Seyyaha #orabilirsiniz, o daha iyi bilir. * Selânik bonmarşesi sahipleri, mağaza camına isimlerini «İpekçi kardaşlar» yazmışlar da «kardeş- ler» yazmamışlar diye sinirlenir- dim. Halide Nusrat Hanım bu şiir kitabının 16 ıncı o sayıfasında « kardaşım » demiş. Artık « kar- daş» edebiyata geçti. Selanik Bonmarşesine sinirlenmiyeceğim. » Nüfusumuzu artırmuğa uğra- şan teşekküllerin elinde madalya olsaydı, bunlardan bir tanesinin Halide Nusrat Hamma verilme- sini rica ederdim. Çünkü “ Ev kadını ,, isimli şiirinde diyor ki: “Hiç eksik olmaz onun etrafında be bekler ,, “ Biri koşap atlarken ötekisi emekler, A. Bu kitabı okuyordum. Bir arkadaşım dinliyordu şu mısrar okudum : “Ben ağlamak istiyordum kahkahalarla, * Arkadaşım, buna bir aruz mısraile mukabele etti: “ Gülerim ben sana hüngür hüngür! .. * Halide hanımın alay gok “ Çamlıcada akşam , hı şiirini Şüküfe Nihal ve ithafından anladım. * Bu kadar lâtife yeter. Şairin “ Geceden taşan dertler ,, inde öyle güzel ve ince parçalar var ki okurken kendimi tutamadım ve Halide hanım gibi: — Evlâdım! dedim. ? Bozuk sütler Ş" süt meselesi gazetelerin ağıma düştü düşeli ne ağız tâdile bir malebi yiyebili- yorum, nede tiksinmeden bir fincan salep içebiliyorum. Şeh- remaneti, bundan bir müddet evvel bir süt şirketi yapıp, gü- ğümlerin ağzımı kapattığı zaman gazeteler açık satılan sütlere mikropların nasıl hücum ettikle- rini yana yakıla an'atmışlar ve halka temiz süt hakkında uzun uzun dersler vermişlerdi. Bu şir- ketin ömrü vefa etmedi. Gü- ğümlerin üzerine takılan kapak da bir an içinde ortadan kalktı. O gün bugündür, İstanbul halkı açık süt içiyor ve eski neşriyata göre bunlar gayet muzur ve mikroplu sütlerdir. Eskiden şehremanetinin neş- riyatı yetişmemiş gibi şimdi de sütçüler cemiyeti, köylerden ge- len sütlerin temiz olmadığını söyliye duruyormuş... Her halde şehremaneti de daima bozuk giden şu süt işini kimin sütüne havale edeceğini şaşırmıştır | ma NeziheMuhiti İkinci bir mit miting tertip ediyor? Kadın birliğinin tertip mitingten sonra, başta Muhittin H. olmak üzre, muhalif bazı hanımlar ti ikinci bir miting yapılacağ! olmuştur. Bu hususta bir caat yapılıp yapılmadığı eki Fazlı Beyle şb nir vekili İe gö: lı Bey dedi ki: a — Bizden miting için # istenmemiştir. Eğer mü vaki olur ve programları na muvafık bulunursa tinge müsaade müsaade edilebilir. Şevket B, Valâ Beyi v vur istiyen genç tıbbı adiide | Akşam gazetesi rinden Valâ Nurettin "beğ mak isterken Şevket Efendiyi ağırca yaf?ğ Remzi paşanın oğlu Şevkti tevkifaneye konulmuştu. B. tevkifanede cinnet leri göstermiş, bunun tıbbı adliye nakledilerek hede altına alınmıştır. vala Slam Emanette: Belediye meclisi, Cemiyeti belediye yi lanacak oktruva tarifesi ikmal edildiği için encü gelen oktruva mazbatasi / saklır. Yeni sene bütçe ridat kısmı tanzim eğ”. Masraf kısmı Muhiddin mutaleası içinalınacaktır. Ziya B Tekrar yalaveya gi İki gün evvel Yalovadi” Emanet fen heyeti mü Bey dün tekrar Yari miştir. Ziya Bar Millet çiftliği inşaatı g olacaktır. k Borsada: İsterlin İngiliz | lirası dün 1032,5 kuruşta açılmış kuruşa yükseldikten #09“ ka; tar, Coberlikten istifi; Borsa ile muamele 9 ber Alber Sabat efendi # ettiği dün borsada kas larak ilân olunmuştur: 4, | Doğum İstanbul Ticaret mümeyyizi Nuri Beyin | dünyaya gelmiş, ismi * konulmuştur. Uzun masını dileriz. f Sabah Öğ, İkindi 362 1214 1558 idare