— 8 — VAKIT. 29 Mart Hindistandan İngiltereye uçan Hintli! İayyareci 1930 Hintli tayyareci Çavla Hindistandan hareket ederek İngiltereye kadar uçan ve Lu havai seferi tam bir muvaffakiyetle yapan ilk Hintli tayyareci Çavladır. Çavla İngilterenin tayyare karargâhı olan Kroydonda fev- kalâde merasimle ve Kroydon belediye reisi tarafından karşılanmıştır. Bir Hintli tarafından ilk olarak muvaffakıyetle yapılan bu uzun ve mühim sefer şarklıların da asrın bütün techizatını en mükemmel surette idareye muktedir olduklarını isbat etmiştir. Çavla, resimde sağda duran zattır. Kadın mı, erkek mi? 29 sene kadın gibi yaşamış, halbuki erkekmiş! İngilterenin hastanelerinin birinde hasta bakıcılığı ile meşgul olan-29 yaşında bir kadının, son günlerde erkek olduğu anlaşıl- mıştır. Bunun anlaşılması, bir ameliyat neticesinde erkeklik uzvi- yetinin meydana çıkmasile değildir. Bilâkis bu erkek kendi arzu- sile kadın kıyafetine girmiş ve tahsilini ikmal ettikten sonra kadın | kıyafetinde hastanelerde çalışmış, hiçbir kimse onun halin- | den zerre kadın şüpbe etmemiştir. Matild namını olan bu erkek, kadınlar ve erkekler arasında çalışıyor, hiç bir kimse onun kadın olduğundan şüphe etmiyordu. Fakat Mis Matild son zamanlarda evlenmek istediğinden erkekliğini ifşa mecburiyetinde kalmıştir. Onu en son olarak evinde mürebbiye diye istihdam eden kimse, gazetelere vuku bulan beyanatında şu sözleri söylemiştir : «Mis Matild bir senedenberi evimde çalışıyordu. Onun kadın ol- madığını gösterecek hiç bir hali yoktu. Onun ber hal ve her hareketinde kadınlık göze çarpıyordu. Kendisi evlenme memuruna müracaat ederek erkek olduğunu ve evlenmek istediğini tesbit ettiği halde hâlâ kadın elbisesile evinde çalışıyor. Kendisi hakika- ten mükemmel bir mürebbiyedir. DÜŞKÜNLER: 3 Oğul Yazan : Sadrı Etem dik ve arkası bize dönük bir adam gözüktü... Bu adam Güzel armonik ça- lan Çerkesin ta kendisi idi na- Dünkü kısmın hülâsası : ( Sacidin acaip arzusuna ram olmak istemiyen hizmetçi kız köyden İstanbula r bir havli elden alış verişe hedef a su; Geldiği yer İstanbula 25 günlük bir mesafe ili, Onun için çarnaçar Suci. | maz kılıyordu.. Bizim girdiğimi- din arzısunu kabul eu. Ben zin farkında olmadı. Sacit hızlı, sinirli ve İafanlamaz bir halde gördüğüm | hızlı seslendi: in aşağıya indim. Biraz sonrada Sacit © ği < i e vi Ali karli Bazlm EİNİ «— Rüstem ağa... Biz sine- için uşağın odasına girdik. Sacidi sokağa maya gideceğiz... ancak uşak relakarinde gönderirlerdi. Sine- Rüstem ağa hızlıca: mâ Vakti yaklaşıyordu; halbuki Rüstem «— Allahüekber dedi... Fakat odada namazla meşguldü. | Sacit biraz daha ilerledi, öbür odanın kapısını açtı... Anlâdım ki uşak odasına aşçı başının oda- sından geçiliyormuş ! dönüp kimseye bakmadı... Rüs- tem, fosur/fosur söyleniyordu. Sacit hemen geri döndü ve aş- çıların odasına girdi ve çabuk- ça çıktı geldi. Meraklı Ş | nin içinde de sıcak, sıcak kes- Bu kapı açılınca içerde dim | ( Elinde bir tepsi vardı. Tepsi- Kurular mem- leketinde İçki memnuiyetinin onuncu yıl dönümü... İçki yasağının kaldırılıp kaldı- rılmaması mes'elesi Amerikada zaman zaman münakaşa edilir. Bügün « Kurular memleketi » denilen şarapsız, birasız ve şam- panyasız Amerikada geçenlerde içki senesi idrak olundu. bir Amerika mecmuası müttehit hükümetlerden yirmi tanesinde bir anket açmıştır. Neticede bu- nlardan yalnız bir tanesinin halkı yasağın devam etmesini şiddetle ileri sürmüşler, diğer hükümet- lerin ahalisi de kısmen bu ka- nunun tamamen kaldırılmasını, kısmen de değiştirilmesini iste- mişlerdir. Fakat ekseriyet yasa- ğın tamamen kaldırılmasını iste- mektedir. yasağının onuncu Bir teleskop | Üç milyon lira sarfile yapılıyor İnsanlar ta eski zamanlardan beri kikten zevk alır- taneler... Tepsiyi usul usul yürü- | yerek Rüstemin ayaklarının di- bine bıraktı. Rüstem namazını kılmakta de- vam ediyordu, derken ettehiya- | tiyi okumak için yere oturdu, oturması ile kalkması bir oldu.. Eli arkasına gitti. Derhal iki te- | rafa selâm verdi, yüzüne dikkat ettim ateş kesilmişti, gözleri kan çanağı gibi idi, sarı bıyıkları dimdik olmuştu. Hiddetle başı- nı çevirdi, tesadüfen beni gör- dü.. Onun gözlerinden ve bakı- şından korktum .. Büzüldüm tabii rengim men- gim atmıştı... Onun yallah Edip bana bir tokat aşk etmesi pek mümkündü. Hemen küçük şeyler düşündüm. “ — Sacit Bey dedim.. kaldık galibal.. Rüstem (Sacit) sesini duyunca derhal yumuşadı ve ona döndü. “ Yavrum... ne yaptın. Yandım. dedi. Fakat bilseniz bu ses ne kadar tatı ne kadar munis ve ne aklımla bir Geç Bu münasebetle | ir. İçinde yer yer yıldızlar pa- eyler o © | Ehramların içinde İlk defa olarak bu dehlizif g9 pa Büvük ehramın içinde bir dehliz Maziden kalmış. eserler içinde ii dır. Bunların en başında, hiç şüphesiz Mısırdaki büyük Ebr Malüm olduğu veçhile bir rivayete göre en büyük ramlar takriben bundan 5000 sene evvel yapılmış ve Fıra geir. ebedi ikametine tahsis olunmuştur. Dercettiğimiz resim, ve bir İngiliz mecmuasında intişar rıldıyan namütenabi gök kubbe beşeriyete esrarengiz görünmüş- tür. Fen âlemi hâlâ semayı tetkik için bir çok aletler, vasıtalar vücuda getirmekten hali kalmı- yorlar. kadar içten gelen bir sesti.. Bu ses ancak bir babanın hançere- sinden bir babanın ağzından böyle çıkardı. Ses okadar yürekten, okadar derinden gelmişti. “ — Hey.. Bana bak.. Uşa- kmusın, nesin... Ben senin yavrun değilim... Ağzını topla pis çer- kes. Babama söylersem senin haddini bildirir.. Hadi önümüze düş te sinemaya gidelim. Adam cevap vermedi, yüzün- deki hatlar hiddetten başka çizgilerdi. Yarabbi bu adamın hakaret önünde yüzüne Mesihin sevimli ve affeden bir yüzü vardı. Eski seyisin yüzü- nün yanında, o bir ifrit gibika- lırdı. Uşak o kadar tatlı, okadar sevgi ile baktı ki, insan bu manzara karşısında şaşırır, kalır. Halbuki Sacit, boyuna söy- leniyor, asabileşiyor, hiddetleni- yor : “ — Sen görürsün.. ben sana yavruyu gösteririm diye seyise, yumrukları indiriyordu. güzel bir resmi al bu ehramın odasına müntehi olan yolu göstermektedir. Bu resim ilk defa olarak bir Amerika âlimi tarafından alın! itibarile dört misli büyüktür. — ındı v N nsanı hayretlere düşürenler içersinde Firaunun me etmiştir. Dercettiğimiz resim 6,000, dolar (o sarfedilerek (OOhyo yapılacak bir teleskopun mof lidir. Bu teleskop şimdiye kat yapılmış olan en büyük dürf nün kutur itibarile iki s4 Yumrukla vurduğu kâfi medi. Rüstemin baldırlarını € meledi durdu. Ben Rüste yüzüne dikkat ediyordum. O merhametle ve sevgi parlıyan gözler birden yaşi Bir an gırtlağı lâf söylem hazırlar gibi hareket etti ağımdan bir şey kaçırmı olmak için yutkundu, dişlefiğ » sıktı, Dişleri gırç diye birb kenetlendi. Ben bu sımsıkı panan ağızın, gırç diye birbi çarpan dişlerin arkasında sedilen korkunç bir şey his€ gibi oldum. Zannederim içini, kendi hissini, kendi nun hamlelerini zaptetmek * böyle bir yalçın kale yaptı “ Ben blokhavz gördüm. ler gördüm, hapisaneler gör“ Hiç biri, biç biri Rüst ruhunu hapsettiği hislerini, şüncelerini bapsettiği yer # kuvvetli değildi. Tahmin © rum Rüstem bütün hayatınd? sırrı kimseye söylemedi, m sunu kimseye teslim