— 4— VAKIT 25 Mart 1930 — M. Valkonun teşrifi münasebeti'e a vara m A ZE A WLAN EL ma MA Macarların menşevetarihi Viyanadan Belgrada kadar Tu- na nehrinin iki cihetine uzanan | ve eski zamanda (Pannoni) de- nilen ovalar İslavlarla bin sene evvel Asyadan gelip kendileri- ne (Macar) namını veren ve gö- çebe halinde yaşayan ırk tara- fından meskundu. reisinin adı (Arpat) tı. (1 | Müruru zamanla (Macarlar (Pannoni) nin ahalii asliyesi olan İslavları bükümleri altına a arak Belgrattan Karpat dağlarının şi- | maline ve Viyanadan Erdil tabir eltiğimiz ( Transilvanya ) ya ka- dar bütün memleketleri ellerine geçirdiler. Böylece kespi kuvvet eden Macar'ar 899 tarihinden Almanya, Fransa ve İtalyaya akınlar yapıp kasaba ve köyleri yagma ve tabrip ederler ve etrafa dehşet s#açarlardı. 907 de ( Arpat ) in vefatı üzerine oğlu (Zoltan ) yerine geçti. Mumaileyhin torunu ( İştvan ) milâdın birinci senesinde kıral sıfatile Macar tahtına çıkınca putperestliği terkle hristiyan di- nine girdiğini ilân etti. Bu ha- berden son derece memnun olan Papa ( ikinci Silvestr ) İştvana bir taç hediye etmiş ve onu azizler defterine ,geç'rmişti. Bi- paenaleyh (sen İştvan) ünvanını ibraz eden bu hükümdar Macar sa.tanatının hakiki müessisi ol- makla beraber milletinin de en büyük simasıdır. Arpat haneda- nmın avahbiri hükümetine doğru | (1240) Cengizhan o Macaristanı istilâ ve tamamile tabrip ey- Udi. Birçok zaman sonra inti- hapla ve sıbriyet alâkasile kıral taymi usu'ü kabul olunduğundan memleket Fransız sülâlesinden (Anju) ve bilâhare (Avusturya) (Polonya) ve (Jajellon) âileleri- ne intikal edip rakip hacedanla rın ifsadat ve entrikalari'e Ma- caistanda dahili harpler ve bit- mez tükenmez gaile'er tahaddüs eyledi. 1394 senesinde Papanın teşvik ve iğvasile Macar kıralı (Sigismond)un dahil olduğu mu- azzam bir ehlisalip ordusu yıl- dırım Bayezit tarafından (Niye- bo'u) muharebesinde külliyen mağ'up edildi. Macar asakiri bir panik neticesinde firar ettiğin- den onlarla harbe iştirak eden Fransız şuvalye'erinin o hemen cümlesi katlolundu. (Sig'smond) bir balıkcı kayığına güçbe'â canını kurtardı. 1521 tarihindede cülusunun tebrikine müsaraat edi mediği bahanesle Kanuni Sultan Sü- leyman Macar kıralına ilanı harp ederek © pek (Omühkem oan ( Şabaç ) ve ( Belgrat ) kalelerini fethetti. ( Jajellon ) hanedanına mensup olup kıral intihap edilen Yarımasır. eevelki : VAKIT 25 MART 1859 İzmit mutesarrıfı atufetlü Feyzi Beyefendi Hezretleri- nin Şurayı Devlette müuha- kemesi hitam bulmuş ve miri müşerünileyh Hezret- leri tebriyei zimmet eyle- miş olmakla keriben mehalli memuriyetlerine (gidecek- leri haber alınmıştır. * nezdine Macarların ! Yazan: Lütfi Simavi ve ayni zamanda Bohemya hükümdarı olan ( İkinciLui ) müzâkeratı sulhiyeye memuren . gönderilen o Osmanlı elçilerine sui muamele ettiğinden müşarünileyh padişah Macaris- tana hücum etti 29 eden muharebede Macar ordusu münhezim o'arak yirmi dört bin maktu' vermiş ve genç kıral da telef edilmiş olduğundan Maca- ristan istiklâlini kaybeyledi. Payitaht olan (Budin) şehr'nde Osmanlıların e'ine geçerek yüz elli üç sene paşaık merkezi | olarak kaldı. Bundan başka Os- manlı hükümeti muhtelif tarih- lerde Macaristan işlerine müda- bale ile daima fırsat bekliyen Avusturyalılarla harbederek Ma- | carları himaye etmiş senelerce Erdil kıt'asında (o fermanterma olmuştu. 1699da Avusturya, Po- lonya, Rusya ve Venedik ile ak- tedilen (Kariofça-Car'ovit) mu- ahedenamesile Osmanlı devleti- nin fütubat devri nihayet bul- duğundan Macaristan Habsburg hanedanının idareci mutlâkasina geçti. * Tarihi mezburdan itibaren Ma- caristan âdi bir cya'et muame- gördü. Yalnız Avusturya imperaloriçesi ve Macaristan kı- ralıçesı (Mari Terez) Macarlara tesi karşı bayirhahane bir siyaset ta-" kip etti. Fakat müşarünileyhanın halefleri Macarların medeni mil- letlerle temasını ve hatta Avru- pa erbabı kaleminin asarının memlekete girmes'ni menettiler, 1838 e kadar Viyana hükümeti- nin naşiri efkârı olan (Avgusbur- ger Zaytung)un gayri bir ecnebi gazetesinin Macaristana dühulü yasaktı. Harice seyahat için Macarlara pasaport bile verilmezdi. Vek hasıl bu betbaht milst demirden bir Bü kadar zulm ve tazyikatın ne- tcesi olarak çoşkun bir hale gelen Macarlar Avusturyadan fevkalâde nefret ettiler. çenber içine konulmuştu. binerek | gândan kont (Zeçini İştvan) (2) ve münevver sınıfına mensup arkadaş'arı kalem'erile ve nu- || tuklarile vatandaşlarını ikaza ve onlara milliyet fikrini vermeye çalıştılar. İeri gelen vatanper- verilerden (Koşut Layoş) 1841 tarihinde (Peşii Hirlap) isminde İ yana tesis ettiği ilk siyasi gazetede parlak ve müheyyiç bentler neşrederek avamı nası tahrike muvaffak oldu. 1848 de Pariste (3) ve Viya- nada (4) vukubulan harekâtı ihtilâliye Peştede efkârı gale- getirdiğinden Avusturya imperatoru ( Ferdinan ) Maca- rislana bir kanunu esasi bahş edip müntahap bir milet mec- | lisinin tesisine ve koni (Batya- vi ) nin riyaseti altında (Koşüt), (Zeçini) ve (Desk) gibi ta- nınmış ricalin dahil oldukarı mesul bir heyeti vüke ânın teş» kiline çar naçar muvafakat etti, Lâkin bir müddet sonra ( Fer- agustos | 1529 senesinde ( Mohaç ) şehri | | civarında bir kaç saat devam Zade: | Adliyede : Vazifteye davet! Bir mütekait vatandaş 16 aydır beş para alamıvor Gazetemize gönderilen oku- yucu mektupları arasında bir tanesi oçıktiki okuduğumuz zaman bizi hem hayrete, hemde teessüre düşürdü. Bu mektubu («Mersinde mukim Ayıntap tahrirat mü- dürlüğünden mütekait Ibrahim Etem Bey» gönderiyor. Bir buçuk senedir, maaş alamıyan bu vatandaş, perişan halini şu satırlarla anlatıyor: “Bendeniz on sekiz yaşımdan eli dört yaşıma kadar otuz altı sene hizmetten sonra 19 teşrinsani 928 tarihinde Gazi- ayıntap - vilâyeti tahrirat mü- dürlüğünden tekaüt oldum şimdiye kadar resmi ve hu- susi bir çok istirhamlarda bu- lunduğum halde hâlâ ne maaş senedi ve ne de Ayıntap-Mer- sin harcerabı emir ve hava- lesi geldi. Btabi bir para almak da müyesser olamadı. Esasen vazife “başında iken aldığı maaşla müşkülâtla ge- çinen bir memur, tekaüt olur ve on altı ay bir para alamazsa ne hale gireceğinin takdirini erbabı insaf ve merhamete terkediyorum. Cümhuriyet idaresi memleke- te, memleketin hidematı hayır- hahanesine güzel gözlerinden malül oluncıya kadar hasrı ha- yat eden alil bir ferdine hakkı meşruunu On altı aydanberi vermemeyi muvafık görmeme- lidir. Hatırımda kaldığına göre- herhangi bir evrakın,herhüngi bir-) dairede, bir masada yirmi dört saatten fazla kalmaması hakkın- da heyeti vekilenin bir kararı var idi. Acaba bu karar mü- tekaitlere şamil degil midir? Bu bayat babalılığında ma- lâl bir emektarın On altı ay ! maaş almamasinin nasıl bir felâket ve musibet olduğu düşünülmiyor ve hiç de insaf edilmiyor. Geçen bayramda yavrucuğunun bayram harçlı- ğını tedarik &demiyen bir mü- tekait zavallısının intihar etti- ğini gazetelerde gören arka- daşlar söylediler. Bunu işiten erbabı vezaifin ibret almama- ları taaccübe' şayan olsa ge- rektir. Elimizde bulunanları sattık. Artık satılacak bir şeyimiz kalmadı. Binaenaleyh şu za- ruret hayatından kurtulmak için intihar etmeyi bendeniz de düşünmüyorum değil amma ilkmektebin beşinci senesinde bulunan ve her akşam eve geldiğinde - yevmi (o maişetin nasıl temin edildiğinden ba- herdar olmayıp - baba mekte- bimi (Omuvaffakiyetle (ikmal edeceğim, beni İstanbul lisesine gönderecek misin-diyerek boy- numa sarılan on iki' yaşındaki biricik © yavrumun hali ma- sumanesi o husustaki kararımı vermekten beni menediyor.,, Hakkını istiyen bu vatan: daşı zarurette o bırakmamak makarı aidinin (borcudur. Onu bu vazifeye davet ediyo- ruz. i dinan ) terki saltanat eylediğin- İ on sekiz yaşında bulunan yeğe- ni ( Fransuajosef ) tahta çıktı. Genç (o hükümdar, vükelâsının İstanbul birinci ceza mahke- mesinde dün yeni bir tetbrsiz- likle ölüme sebebiyet davasının rü'yetine başlanmıştır. Dava polis müdürlüğü kâtip- lerinden Ahmet Hamdi Efendi aleyhindedir. : Ölen, kaynanası Fatma H. dır. OVak'a şöyle ol- DÜŞ: zamanki gibi işine gitmek üzere Ramideki evinden çıkmış. Va- pura bindiği sırada, cebini yoklamış, O tabancasın (evde unuttuğunu anlamış. Fakat (vazifesine (vaktinde yetişmemek ( endişesile eve dö- nüp tabancayı almaktan vazgeç- miş. “ Evde büyük çocuk yok, küçüklerde duvarda asılı bulun- duğu yere yetişemezler. Hem üstüne de havlu örttüm. Orada tabanca (bulunduğunu kimse farketmez ,, mülâhazasında bu- lunmuş. Fakat, kendisi iş başın- da iken, evde bu yüzden bir facia olmuş. Kaynanası Fatma H., çamaşır yıkamış, yıkama işini bitirmiş, leğen altındaki aleşı odaya götürmüş, mangala boşaltmış. Sonra ikindi vamazını kılmak üzere aptest almış ve kollarını, yüzünü kurulamak için duvardaki havluyu çekmiş. Havlu, arkasındaki tabancaya takılmış, silâh yere düşmüş; pât- lamış ve çıkan kurşun, Fatma Han hırkasının kolunu de'erek şakağına isabet etmiş, kadında- lanmış, etraftan koşuşmuşlar, feryat, istimdat. Doktor, polis, jandarma gelmiş, müddei umu- milik tahkikata vaziyet etmiş Fatma H. neticede ölmüş, ak- şam üzeri evine dönen Hamdi Ef., feci manzara ile karşılaşmış. Dün mahkemeye gelmişti. Riyaset mevkiinde bulunan Kâ- um B., kendisini isticvap etti. Hamdi EF, vak'ayı böyle an- lattı, kaynanası ile aralar iyi olduğundan, bu neticeden müte- essir bulunduğundan bahsetti, — Tabancanın emniyet tetiği kapalı değil mi idi? — Kat'i bir şey diyemem. Fakat ben kapadım, sanıyorum. Çünkü her zaman kapalı bulun- dururum. — Vak'a üzerine odaya gi- renler, kılıfı ve tabancayı ayrı ayrı yerlerde bu'muşlar, telkinatile, amcasının Kanunu esasiyi geri aldı. ( Bitmedi ) verdiği ——— UÜ) Macarların nesebi hakkında iki rwayet vardır Birincisi onların Finualerla hemcins olup ( vral - altayik ) ve diğeri | de “Türklerle ayn wktan neşet edip (ugro - Türk; olduklarıdır. Bu ikinci İsraziyenin başında meşhur müsteşrik (Vamberi) bulunuyordu. Filhakika Macar Psanı Türkçeye benzediği gibi iki mil- letin tabayiinde de çok müşabehet vardır. (2) Büyük Macar unvamı verilen bu zatın oğlu Kont ( Zeçeni Paşa ) memle- kerimize senelerce etfsive kumandanlı- gında bulundu. (3) Fransa kiran (Luvi Filip) 25 şubar 1848'de terki saltanata mecbur oldu. (4) Uzun senelerden beri Avusturya- nın siyaseti dahiliye ve hariciyesini idsre eden Şansöliye meşhur Prens döMecternih Viyana ibtildli esnasında bir çemaşırcı arabasile firar ederek İngiltereye“ iltica etti. gız kanlar içinde yere yuvar- | Kaynananın ölümü Damadı Ahmet Ef. bu sebepte! muhakeme ediliyor Kılıf, s'lâhtan nasıl ayrılmış — Ben, silâh kılıfı olar! aşmıştım. Lâkin kılıf, yıpranmış! On senelik kılıf, tabanca. Bel havluyu çekerken sıyrılmış, koj muştur, Müddei umumi Ragıp B., kö İşi | şunun nasıl isabet ve seyretti ir gün Hamdi Ef, her anlaşılmak üzere adliye dokto! Hikmet B,in davetini, kendisit den izahat alınmasını, ayni 4 manda maznunun evinde bulunâ tabancanın da getirilmesini # tedi. Talebi muvafık görüldi Muhakeme, nisana bırakıldı. Avukatların içtima kaldı İstanbul barosunda avukatla dün toplanacaklar, tesisi tekat rür eden teavün sandığı tali matnamesinin, mecmua mesele sinin müzakeresine devam ede ceklerdi. Fakat, ekseriyet ol mamış, içtima kalmıştır. Use len içtima on beş gün sonri yen çtimaa odavet (ilânlarınds martın 24 üncü günü pazarte olduğu halde, yanlışlıkla sa) olarak yazılmış, bu, alâkadaris" rın tereddüdünü mucip olmuş dün baroya pek az avukat gelmiştir, eJiA4 Kazalar çoğalacak! “A damın biri okuyup Bitirdiği gazeteyi katlayıp cebin? yerleştirdikten sonra arkadaşın! döndü: — Azizim, dedi, İstanbuldi kazalar çoğalacakmış | Beriki; meş'um bir habef| duyan insanlara mabsus bir te lâşla: — Aman birader, ağzını hay” ra aç, dedi, zaten her tramvaya, otomobile bu kadaf| kurban veriyoruz. Bu yetişmiyo" mu ki daha fazlasını temi eder gibi söz söylüyorsun. — Canım, Vilâyet ve Eman birleşince kazaların adedi art#” cak! diyorum. Bu söz de anlayışı kıt mub#” tabından şu cevabı aldı: — Hakkın var. Evelce bf taraftan Emanet, bir tarafta Vilâyet uğraşır da önüne geç” mezlerdi. Şimdi e birleşiyorla” Kazalar da artar mı artar, aklı” erdi... Topla İğne “VAKIT INTAK Vi Salı Mart 1930 ie Sandr yortesu ( Kat, ) Güneşin doğuşu: 5,56 — bahışı: Ayın doğuşu: > 4,28 — bakışı * memeliler - Sabab Oğl İkisi Akşam Yam 432 1220 1549 1826 Mese