| | Meraklı şeyler | J Çalgıcı maymunlar — 6 — VAKII 6 Mart 1930 Zampara Kıral “Siz olmasanız kabul etmezdim... İhtiyar oda uşağı güzel “Lanj,,in billör gibi gerdanından öptü. Ve yukarıdaki cevabi alınca ihtiyarı elden gitti “Dü Bari , bu ilk adımı Yüzsüz “saray halki Dübarriye atabilmesinden (dolayı (gayet | bu lakabı arr Mareşala mağrurdu. Riyasetine fazla e- | fi» veya iki i» bemmiyet vermek için matma- | sırası geldiğini söylüyordu; çoktan zel «Lanj,ıda yanına almakta | beri her türlü talimi görmüş ihmal etmedi. Kadın kıralın | olan küçük “Lanj, m her şeyde" baş boynuzlusuna takdim ettik- | bezmiş olan kıral e ten sonra dedi ki: “Onu yanı- | kalâde bir tesir yapacağını, bö da bırakacağım. Bakınız ve | nun için diğerleri gibi yatakta wi i yatarken bile kırala hürmet gös- Bu cazbant, çocukları gülmekten katıltır .... Dünyadaki o Bayvanların mukallidi olan maymun, — bantçılık da ediyor. Maymunlardan mürekkep, Gi güne cazbant i Los Ancelos şehrinde bir may. > çifliğindedir. Burası en faz, a çocukl fınd ye Maymunların — cazbant çel, muayene edinir, eğer ilâhi bir Ek 3 teşekkülde bir mahlük değilse | termek budalalığını irtikâp et mak için m namusumu kaybetmiye hazırım.» | miyeceğini anlatıyordu. — Eğer lara ei herifin bu moktal ne- | âni bir tesir pe v liz gülmekten bay, vardan biç korkusu olamıyaca'|sa bir gey e, dci er a galan A Havvanın he keli Ağaca konan tayyare dendi ile yalız kalınca evvelâ | içep ettiğini söylüyordu. vx y | G e mahcup bir tavır takındı. Bu , bugibi omesailde * Yara 5? n mahcubiyeti letafetini arttırdı; 23 sabibi olan Yözsüze bu | Bir Havva kızı elile | #öpbesiz, insan T haşin hakim bundan gayrı ibti- | işi biruktı. oğlunun icat yarı olarak bir tessür duydu. Tekrar ders alan Matmazel yapıldı ettiği o kuştur. Nihayet namzet güzel gözle- | “Lanj, artık talini denemeğe Kuş gibi uçan; rini “Löbel,, e atfetti ve gayri | karar vermişti. Kendisine gör- kuş gibi ka- ihtiyari bir hareketle mermer | terilen mev'idi mülakata gitti. natları olan bu gibi göğsü açıldı. Sa Kıralın bu yeni erdem ne uşağı (o dayanamıyarak o bi kadar memnun olduğunu hadi- aletin berhan- gerdana il yapıştırdı. | sat bize anlatıyor “Dü Bari, gi bir kuştan Dersini almış olan matmazel | nin hesabı doğru çıktı. Zati şa- eksik olan bir *Lani ,, ihtiyar herife asla mü- | hane için bu yeni zevk görül- tarafı © vardı. manaat etmedi. Sadece: “Ob! | memiş bir şey oldu. İlk defa Ağaçlara kon- eğer siz olmasa idiniz. ,, dedi. | olarak yorgun bavesatini tahrik sak. Gi titriyord DE Bari .. ve Me ni Köymen lerde bir kaza ği » min hak- i t h alduğuna ve müddeti ömrün- girdiğini li di z neticesinde bir de böyle güzel 3 .. ağ Filhakika kıraldan evvel bu tayyare ağaca diğini ikrara mecbur kaldı. kadınla yatanların hepsi en don- da O konmuş, “a tt lokmadan çi — muş hisleri uyandırmak için ne tam kuşa ben- pa eş are K da lâzımsa hepsine malik olduğunu zemiştir. — Bu age in am «Riştiyö | teedik ediyorlardı. Halbuki bu lal ye gitti ve “Löbel ,,in kadına gk rem > Şubatın sonlarında Londrada | kaplılığı saye- > e en matmazel “Lanj,, kadar malümatlı kadın ressamlar klübü bir sergi ni gr N K ve mahiri pek çoktu. Fakat hiç | açmıştır. Ee Gördüğünüz 1 sdeceğini haber veri. biri bildiklerini “tatbik edecek Mei Maamafih “Löbel ,, tamamen teshir edilmiş olmakla beraber, bir miktar vicdan (azabi duyuyordu. Yeni namzedi zatı şahanenin göreceği bir yer- de durdurmak vaadinde bulun- muştu ; ancak bu kadının hayatı maziyesi dolayısile kırala takdim edilmiye lâyık olmadığını anlı- ie Halbuki vaadi onu müşkül ir e a. On beşinci Luinin Matmazel “Lanj,, a dikkat etsede, ancak geçici bir hevesle kalacağını bükmediyordu. (Nihayet kızı kıra'a takdime riza gösterdi. İlk defasında kıral kıza dikkat bile etmedi. Matmazel “Lanj,, pezevenginden aldığı dersi tat- bik ederek “Löbel,, e Jütüflerini fazlalaştırdı ve daha göze çar- pacak bir yerde durdurulmasını rica ettti. Tali genç kadina vardım etti, Kıral onu farkederek dikkatle baktıktan sonra, © akşam, “Löbel,,eğbu yakışıklı kadının kim olduğunu sordu. “Löbel,,, mat- mazel “Lanj,, için beslediği mu- habbetin tesirile onu metetti ve kadının kıralla hnsusi bir mülâ- katta bulunması kararlaştı. “Dübarri,, sevincinden deliri- yordu; hemen mareşalı görerek muvaffakıyetini bildirdi. Mareşal da bu herifin nihayet emeline nail olacağı kanaati hasıl olmıya kadar pervasız ve hayasız değildi; &n zevkli zamanlarda kırala karşı bir nevi hürmet gösterirlerdi. Bilâkis, adamakıllı dersini almiş olan matmazel “Lanj,, kıralm kolları arasında da evvelden ol- duğu gibi tam bir kerhane oros- pusu halini muhafaza etti. Bu nevi sevişmeğe alışmamış olan kıral bundan o kadar mahzuz oldu ki, duk dö “Noay,a mem- nuniyetini söyledi ve bu kadının kendisine meçhul bir takım zevk» ler tanıttığını ilâve etti. O vakit dük dö "Noay,, bir medimde nadiren görülür bir doğrulukla şu cevabi verdi: “Efendimizin şimdiye kadar; keranelerde gez- medikleri görülüyor.,, Bu mucizeyi yapan peri kıra- an nazarında günden güne yük- selecek, mukaddes olacaktı. Geçici addedilen bu haves bir nevi iştiyak halini aldı. Eskimiş vöcutlu herif kadınla her yatişta yeni yeni zevkler keşfediyordu. Kıralı ancak yarım saat işğal etmesi İcap eden bir kadının kıral üzerinde böyle büyük bir tesir icra etmesi hayreti mucip oldu. Bu vaziyet karşında «Dubarri» nin başı faaliyete geçti; ondan sonra her ne olmuş ise hepsini tasarladı. M. “ Rişölyö ,, bile bu hadiseden hayret düşerek dün- yada her şeyin olabileceğine orada teşhir olunmaktadır. Avustralyada Oorman içine yapılmış bir evde atelyesini kurmuş olan Mis Edna Havley tarafından yapılan bu heykel ağaçtan yapıldığı halde bronz hissi veren bu eser Havvayı temsil ediyor. Bir heykeltraş Bu eserin sahibi bu sene 200 mark kazanmış! Bu heykel yeni Alman san'atkârlarından birisinindir. Bu eşe, pek ziyade beğenilmiş, muvaffakiyet kazanmıştır. Yalnız bu san'atkâr (o kendisile (o konuşan demiş ki: ! — Muvaffakiyet... Güzel, fakat biliyor musunuz ki ben korg «ir sene içinde 200 mark kazandım... bir gareteciy, kadına yapacağı gibi | muamejş ediyordu. melesi bir adi orospuya Kezşi olan muamele değildi. Mevkii | her gün yükselecek olan bir a ma... kanaat getirdi. Yeni gözdeyi ziyarete gitti ve onu gizlice paviyonunda gördü. Fakat mua- (Bitmedi)