Gi ıl meselesi | yn Ss asma köprü meselesi fi- kirleri işgal etmekte devam ediyor. Zahirde bir liman mese lesi olan bu münakaşa hakikatte bir İstanbul meselesidir. Biihassa umumi harptenberi İstanbulun ber gün biraz daha artan iktr sadi ıstırabıma çare ararken ba- nları bunu asma köp!üde gör- düler, Bu zevatın noktai nazarlarına göre İstanbulun düştüğü iktisadi buhran sırf limansızlık- tandır; İstanbu un en tabii lima- nı Haliç olduğu halde köprüler burasını büyük gemilerin kolay- lıkla girip çıkmasına mani ola- cak surette kapatmıştır. Binaen- aleyh bugün dubalar üzerinde kurulmuş Olan köprüler kal- dınlır ve bunların yerine as- ma köprü yapılırsa Haliç dün- yanın en mükemmel bir limanı haline gelir; ondan sonra İstan- bul limanı da birdenbire canlanır. İstanbul limanının can'anmasıda bütün şehrin yüzünü güldürür. Mademki İstanbulun derdine yegâne çare asma ki halde Gazi köprüsünü asma olarak yapmak daha doğrudur. Asma köprünün duba köprüden fazla paraya mal korkutmamalıdır. on zamanlarda çıkan bir içine rüdür, o olması bizi Acaba hakikaten asma köprü İstanbulun bütün dertlerine deva olacak bir ilâç mahiyetinde mi- dir? Bizim fikrimizce asma köprü meselesi İstanbul için bugünlük bir hayalden başka bir şey de- | ğildir. Asma köprü İstanbul için bir istikbal, fakat uzak bir istikbal meselesi olarak düşünü- lebilir. Bugün ise asma köprü yapmıya şehrin takati olmadığı gibi faidesi de yoktur; çünkü İstanbulun O bugünkü ( iktısadi buhranı limanın kifayetsizliğin- den ziyade son (15), (20) sene zarfında vuku bulan büyük siya- si hadiselerden müteve littir. Bir kere İstanbulun iktisadi hinterlandı Osmanlı imperator- luğunun inhilâlinden sonra çok daralmıştır. Vaktile İstanbuldan iş yapan bir çok yerler ile ara- mızda ecnebi gümrükleri girdik- Yarım asır evvelki VAKIT 7 Şubat 1680 Men'i esaret ahidna- mesi mucibince süfeni harbiyeden maada Os- manlı sularında seyrâ seyahat eden ve içnde ösera bulunduğuna şüp- he edilen İngiliz ve O.- manlı sefaini ingiliz ye Osmanlı karakol sefaini faramdan muayene edi- iecektir. Tutulacak üserayı zen- ciye en yakın bulunan Osmanlı hükümetine tes. iim olunarak orada azat ile azainameleri ita kılı- nacaktır. Mezkür üseranın mem- lekelerine iade edilmesi için #edabiri Jâzimeve teşebbüs olunacak ve ü- sera tüccarı tedıp oluna- cahlardır. | da kendi Bır serlâvha jikdam refikimiz Feyziati yan- gınından babseden yazısına şöyle bir serlâvha koymuş: “ İs- tanbul yeni bir afetten kurtul - du. , Ümit ederim ki refikimiz bu- nu o mektebin bir afet olduğunu kasdederek yazmış değildir. Öy- leyse bir lisan hatasıdır. Nerde- sin Orhan Seyfi Bey! * Cennetten çıkmış özellik kıraliçesi Mübeccel Hanım hakkında hakem heyeti reisi M. Valef: “Mübeccel H. ağız ve yüz itibarile cennet- ten çıkmış huridir ,, demiş! Ah, keşki yer yüzü güzellerinden deseydide Yunan güzeline ver- diği reyi bizimkine verseydi | Tuplu ten sonra alâkalarını kesmiş! dir. Sonra Rusyada idare tebed- dülü üzerine bu memleketin ha- riç ile ticari münasebatı durmuş, bunun neticesi olar k İstanbulun transit faaliyeti azalmıştır. N:- hayet İstanbul Osmanlı impera- torlağumın merkezi iken “Türki- ye merkezinin Ankaraya intika- linden sonra bu sıfatı da zail olmuştur. Bu itibar ile de İstan- bulun iktısadi vaz yeti mütcessir olmuştur. Şimdi şayanı dikkat olan bir nokta daha vardır: Samsun, Trabzon gibi Karade- nizdeki limanlarımız şimdiye hariç ile olan ticari İstanbul mühim kadar münasebetlerini vasılası ile yapararken bunlar başarına Avrupa ile meyil göstermekte- bu limanlar “İstanbul iş yapmıya dir. Tabii ile ülâkalarını kestikçe büradaki faaliyetin derecesi: üzerine tesir İ yapmaktadır. Eğer bir gün Sam- sunda asri vesait ile mücehhez bir liman yapılırsa bunun İstan- bul limanına mühim bir rakip olacağını unutmamalıdır. Hülâsa bugünkü barici ahval ve şerait hep İstanbul limanının aleyhindedir. oHalici (o kapıyan duba köprülerin kaldırılarak ye- rine asma köprü yapılması - mu- cip olacağı büyük masrafiarı karşılamak mümkün olsa bile - bahsettiğimiz ahval ve şeraiti değiştiremez. Binaenaleyh İstan- bulda asma köprü yapılması da maksadı temin edemez. Esasen yalnız asma köprü yap- makla iş bitmiyecektir. Sonra İ Halici taramak, derinleştirmek delâzım gelecektir. Bundan son- | ra Halicin ik: tarafına rıbtımlar ve büyük liman tesisatları yap- mak icap edecektir. Bütün bu işler öyle (25), (30) milyon lira- ya olabilecek şeyler değildir. Belki birkaç yüz milyon lira sarfma lüzum gösterecektir. İstanbulun o bugünkü (haline | göre bu kadar ağır masrafları göze almak nasıl kabil olabilir? Kaldı ki İstanbu da asma köprü yapmak için bugünkü Galata | köprüsünün kaldırılması, bütün Seyrisefain ve Şirket: Hayriye iskelelerinin (Obaşka (taraflara İ nakledilmesi hemen bütün İstan- bulun iktisadi ve içtimai vaziye- tini altüst eder. Bu hal ise belki İ yni buh ranlara kadar gider. Bununla beraber İstanbulun iktisadi derdine deva bulmak gene kabildir. Bu cihet hakkın- daki fikrimizi yarınki makalede | teşrih edeceğiz. Melinet Aşım Ticaret hayati Muamele vergisi Kâzım Pş. Hz Miui sanayi birliği murahhas arile konuştu Şehrimiz Sanayi birliğine ait bazı (temennilerde (o bulunmak üzere İstanbul meb'usu Süreyya Paşanın riyasetinde Nazmi Nuri ve Haydar Beylerden mürekkep bir heyel dün sabah 10,5 ta Dolmabahçe sarayına giderek B.M.M. reisi Kâzım Pş. Hz.ni ziyaret etmiştir. Bir (buçuk saat süren bu ziyaret esnasında bilhassa muamele vergisi hak- kında izahat verilmiş ve bu verginin (Sanayi (o müesseseleri üzerinde ağır bir yük olduğu ve her ne sürette olursa olsun alınmakta devam edildikçe sanayiin terakki Oedemiyerek neticede yerli malların inkişafı gayesine vasıl olunmıyacağı o arzedilmiş- tir. Pş. Hz. bu mesele ve diğer meseleler hakkında verilen izahatı büyük bir dikkat ve a'âaie dinliyerek yakında Ankaraya avdetlerinde bu hu- susta lâzım gelen tedbirlerin alınması için teşebbüsatta bulu- nacaklarını söylemişlerdi. Belgrat sefirimiz Şehrimize geldi ve Ankaraya gitti Evvelki gün mezunen İstan- bula gelen Belgrat sefirimiz Haydar Bey dün akşam Anka- raya gitmişti. Hâ eketnden evvel kendisini #yaret eden bir muharririmize Haydar Bey demiştir ki: “İstanbulda bulunan oğlumu görmek için mezünen geldim. Bu akşam Ankaraya gidiyorum. 10-12 gün sonra avdet edeceğim. Şimdilik başka bir söy iyeceğim yoktur. (M. Tadiç) in yerine sabık sefir M. Popoviç Sırbistanın An- kara sefaretine tayin edilmiştir, yakında (memleketimize gele- cektir. ,, Pamuk fiatları düş üyor Son günlerde piyasada pamuk fiatlarında bir tenezzül başla” mıştır. Bundan bir ay evvel ok- kası 90.95 kuruşa satılan pamuk fiatı 81-82 kuruşa inmiştir. Paralarını almadılar Bu sene Yugos avyaya mühim miktarda ihracat yapan tuz ta- cirleri el'an paralarını alamadık- larından Obükümete müracaat etmişlerdir. £ Hariciye vekâleti keyfiyeti Triyeste şehbenderliği- ne yazarak paraların temini için o tavassutta £ bulunulmasını bildirmiştir. Ticaret odasında Geçen Cumartesi günü top- lanan ticaret ve Sanayi oda kongresi mukarreratı dün tel grafla İktisat vekâletine arzedil- miştir. Kongre pazar günü sun defa tekrar toplanarak ticacateti bahriye ile diğer ihtiyaçları mü- zakere edecektir. Leh sefiri Mezunen bulunduğu memle- ketinden evvelki gün şehrimize avdet eden Lehistan setiri M. Olszovski dün akşam Ankaraya hareket eylemiştir. Borsada: ingiliz 1037,75 İngiliz lirası dün borsada 1035 | kuruşta açılarak 1037,75 kuruşta kapanmıştır. Bu fiat İsterlinin tidir. Altın fiatları artıyor Son günlerde borsada Altın lehinde başlıyan harareti mua- mele devam etmekte ve fiatlar yükselmektedir. Bir hafta evvel 900 kuruş olan altın dün 928 kuruşta kapanmıştır. İstetlin alıcıları İsterlin ihtiyaç listelerinin tet- kikine dünde devam edilmiştir. Petrol inhisarı umum müdür mu- avini Abdülkadir ve Nurullah Beyler borsada büyük bir kala- balık arzeden bu müracaatlarla meşgul olmuşlardır. Yunan sefiri Dün Ankaradan geldi İtilâfa kat'i nazarile bakılmaktadır Yunan sefiri M. Polihronyadis dün sabah Ankaradan şehrimize muvasalat etmiştir. M. Polihron- yadis dün Yunan konsolosane- sne giderek, (o evelki gün Ankaradan şehrimize gelmiş olan w übadele komisyonu Yunan baş- murabhası M. Fokas ile bir müddet görüşmütür. Ankara müzakeratı hakkında Yunan mahafilinden aldığımız malümata nazaran, esas itibarile bir itilâf zemini bulmuş; “hatta bu münasebetle birde metin ihzar edilmiştir. Yunan mahafi- linde hükümferma olan kanaate nazaran, müzakerat filen hitam bulmuş olup, bundan sonra me- sele yalnız Türk ve Yunan hü- kümetlerinin tasdikine kalmıştır. Bize verilen ma'ümata naza- ran, Ankarada hazırlanan proje- yi hâmil Yunan baş murahbası M. Fokas, yarın Ati- naya hareket ederek, itilâfname- nin bir gün evvel tasdikini te- min için Yunan hükümetine şi- fahi malürat verecektir. Sefir M. Polibronyadise ge- lince, M. Fokasın avdetine ka- dar İstanbulda kalacaktır. M. Fokas dün mübadele ko- misyonuna giderek Nebil Beyi ziyaret etmiştir. Başmurahhasımız Tevfik Kâ- mi! Beye gelince, bugün Ankara- dan obhareket ederek yarın şehrimize muvasalat eyliyecektir. Hülâsa Beyoğlu mahafilinde bulunan ve tasdik edileceği ümidi umu- midir. Mübadele komisyonunun lâğvı lar henüz nabemevsin eddedil- mektedir. Bona sebep olarak da, Ankara itilâfnamesinin mübadele komisyonu (O marifetile (tatbik edileceği gösterilmektedir. Sefir M.Polihronyadis şerefine Yunan dün konsolosu tarafından bir öğle ziyafeti verilmiştir. G.mübadillere tevziat Gayri (omübadiller (o cemiyeti dünde tevziaata devam ede- rek akşama kadar otuz bin küsur lira tevzi etmiştir. Tevziat listeleri cumartesi günü tekrar gözden geçirilerek (o mütebaki matlubat eshabınada tevziat yapılacaktır. bir aydanberi en yüxsek vaziye- | bu defaki itilâfın kat'i olduğu ! bakkındaki şayialara gelince, bun- | Zincirin manasi! on günlerde salonlâr! Ss cebli dedikodusu ei zinciri, , isimli bir mevzu etf# dönüp dolaşıyor. Saadet sne nedir? diye sorup öğre Omları dinledikten sonrs, ais dım ki bu zincir, mektup e lerinden örülmüş bir şaka boyunlarımızı çökertecek haki ve ağır bir zincirdir. | Öyle sanıyorum ki bu teş” büse atılan adam, dokto « Deliler artıyor! » feryadile talığı ovelveleye (o verm cesaret almıştır. İşin iç yüzü bakılınca, bundan başka bir # bep bulmak güçleşiyor. Saadet zinciri denilen bu b” lânın mevzuu şu: Bir gün size bir mektup ge yor. Dokuz tanıdığımza bire mektup yazarak zincirin dev mına çalışınız. Eğer ir zin elinizde koparsa, başın felâket gelecektir. Diyorlar, ta bu günahı işledikleri için lâkete uğramış talisizlerin isi lerile akibetlerini bildiriyorlar. Felâket ve saadeti manasızlıklar (o içinde arıy olanların, dünyada en büyük en kara bir felâket m ahmaklık içinde yuvarlandıklar şüphe yoktur. Bana kalsa arif onlar için korkacak hiç felâket ve tali tehlikesi kalmf” mıştır. Yalnız bu mektubun tavsiy€ sindeki bir rakam behi der derin düşündürdü.Doküzle baf. lıyordu. Bu sayı daha ikinci & de seksen bire yükseliyordu. Y. tarikin meşhur ilzamlarından lan şatranç hikâyesini de göt gede bırakıyordu. Üşenmedim, onuncu ele a şındaki rakamı buldum. Bu " kam tam On O rakamlıdif 4,022,632,350... Onuncu elde © rilyonlara fırlıyan bu adedin “ birinci eldeki kıymetini rakam ifade etmenin imkânı yoktu” Meğer ki ulu denizlerin damla haline getirilsin. İşin oyuncaklı tarafı bu. a birde iç yüzü var ki ii acılıkların en kötüsünü, en #f hirlisini tattırıyor. Kim bilir, hani kâğıt (o fabrikasının bayanl doladığı bu zincir her moni” kette onar kadar yükselse a yonlarca lira heder olup gide” İktısat mücadelesinde paha” lk © devlerile boğazlaşığı bir devr için bu gaflet ne Vİ yük ayıp, ne ağır günahtır! 1930 Fazla soaklar Göneşin doğuşu: 7,05 — balışi * Ayın doğuşu : 17,02 — dal * iftar .17,34 R AN AN nf v Namaz vakitleri Sabah Öğle İkindi Akşam YA Ber 1220 ile anma WE Bugünkü hava Hav» ekseriyetle bulutlr hafif temal Füzgii cenep "at kametinde