WAR Geri alınan bütçe ükümet 1930 senesi büt- çesini B. M. meclisinden geri aldı. Bunun sebebi muhtelif vekâletlerin bütçelerinde yeni- den tasarruflar temin etmektir. Malüm olduğu üzere hüküme- tin teşrinisani iptidasında mec- ise verdiği bütçe lâyihası hazır- lanırken buzün bütün devlet teşkilâtını meşgul eden tasarruf, istihsal mücadelesi henüz mevzuu bahis değildi,Tabii bütçenin esası da ona göre tanzım edilmiş idi. İşte bu suretle hazırlanmış olan bütçe Meclis bütçe enci- menince tetkik edilmekte iken acil ve zaruri bir şekilde tasar- ruf ve istihsal mücadelesi açmak lâzmgelmiş, bu mücadelenin muvaftakiyetle yürütülmesi için de 1930 bütçesine 15 milyon liralık bir fazla tahsisat ilâvesi İcap etmiştir. Binaenaleyh tabii olarak şim- di hükümet bir taraftan istihsa! programının teferruatını tesbit etmekle beraber diğer taraftan bu prozramın tatbiki için icap eden 15 milyon liralık tabsisatı tedarik etmekle meşguldür. Fakat mevcut bütçe 'âyihasının ibzarından sonra birdenbire o- taya cıkan bu fevkalâde ihtiyaç için başka bir varidat bulmak mümkün olmadığından 15 milyon lirayı eldeki bütçenin içinden bazı masrafları kaldırmak suretile temin etmek zarureti vardır. Onun içindir ki hükümet sene başında meclise verdiği bütçeyi geri almıştır. Şimdi muhtelif vekâletlerin bütçelerinden ne gibi masrafları kısmak kabil ola- bileceğini araştırmaktadır. Bu itibar ile esasen B.M. Meclisinin bütçe üzerinde yapa- cağı tas rıf vazifesini, tasarruf ve istihsal programının tahakku- kunu temin için bizzat hükümet deruhte etmiş demektir. Binaenaleyh hükümet ne yapıp yapıp mevcut bütçedeki masraf- ların bazılarını bir tarafa bıra- kacak, bunlara mukabil olan varidattan 15 milyon lira kadar para toplıyacak, bunları kâmilen yeni sene içinde tatbik edilecek lan ii tahak- | olan istihsal programının tahak- | Gö öyle wğlallka di. Yarım asır evvelki VAKIT 4 Şubat 7680 öl kn LK mcelik öğlene de dü Rusyada hürriyeti vic- danın fıkdamna nümune olmak üzere oGerson eyaletinde protestanlığa karip bir mezhepte bu- #unanlar aleyhine icrayı mezalim olunduğu Pe- #ersburgfan yazılan bir mektupta beyan Olun- muştur. Hükümet, pepasların muayenetile merkumları cebren ortodoks etmeğe kıyam eylemiştir. Öro- doks olmak üzere imza vermiyenlerin alenen darp ve badehu dahi idam olunacakları bildirilmiş ve bin kişi kadar hazır oldukları halde ortodoks olmıyanlar hakkında iş- kence icra kılınmıştır. Bır kadın saçından tutu- lup darbediimişiir. ! tulmuş n İ müesseseleri mevcut devlet bi- MESİ GÜZEL Bir kedinin seyahatı B:> bu sütunda fıkra çıka- rabilmek için bazı hadise- lerin gülünç tarafını ararız. Bazan da öyle hadiseler olu- yor ki üzerine hiç bir. kelime ilâve etmeksizin nakledilebilecek kadar tohaftır. Meselâ: Yeni postahaneden Kütahyaya gönderilmek Üzere hazırlanan bir posta çantasının içine bir kedi girmiş ve orayı sıcak bu- larak güzel bir uyku kestirmeğe koyulmuş. Çantada böyle bir misafir bu- lunduğundan Oo haberi olmıyan memur, çantayı kapamış, mühür- İemiş. Çantanın içindeki yolcu açlık- tan imanı gevriye gevriye Kü- tahyaya kadar gitmiş ve o za mandan beri oralı olmuştur. Bereket versin, oradaki memur bu canlı koliyi adressiz ve pulsuz diye iadeye kalkışmamış! Toplu Jene ———— —— —— — kukuna tahsis edecektir. O halde acaba o hüümet evelce bütçeye ithal edilmiş oan ne gibi işlerin icrasını tehir edecektir? Ne gibi yeni tasar- ruflar temin edebilecektir? Bu hususta muayyen bir for- mül tesbiti şüphesiz doğru ola- maz. Yalmz diyebiliriz ki geçen sene bütçesinde mevcut olan ve tabii ahval ve şerait içinde de- vam etmesi icap eden birtakım masraflar kaldırılacaktır. Meselâ resmi (müesseselerin verdikleri kira para'arı bu cümledendir. Daha 10, 12 sene evel İstan- bul, Osmanlı, İmparatorluğunun merkezi idi, İmparatorluğun be- men bütün merkezi teşkilâtı res mi binalarda bulunüyordu. Şimdi yeni Türkiyenin merkezi Anka- radır ve bütün merkezi daireler oraya gitmiştir. İstanbulda mah- dut istisnalardan maada yalnız İs- tanbul vilâyetine ve Şehremane- tine tabi olan müesseseler kalmıştır. Böyle iken bu teşkilâtlara İmpa- ratorluktan kamış olan resmi binalar kâfi gelemiyor! Hariçten hususi binalar kiralanıyor! Her sene Dev.et bütçesinden asgari 400000 lira kira parası veriliyor! Elbette hükümet böyle bir miyecektir. Hariçte kira ile tu- olan binalardaki resmi naları dahiline toplıyacaktır. Ay- ni tedbir Ain da tatbik edilecek, hatta diğer vilâyetle- re de teşmil olunacaktır. Binaenaleyh (o bükümet 1930 bütçesini azami tasaruf prensi- pi üzerinden yürüyerek bir ke- re daha gözden geçirecek, müm- kün olan tenkihatı yaptıktan ve bu suretle elde edeceği 15 mil- yon liralık tasarrufu istihsal prog- ramının tatbikine tahsis ettik- ten sonra Meclise tekrar gönde- recektir. Onun için 1930 bütçesi yeni- den meclise geldiği zaman bu- pun üzerinde artık tasarruf poktai Omazarıodan yapılacak fazla bir iş kalmıyacaktır. Bu itibar ile her sene Meclis bütçe encümenini aylarca işgal eden uzun tasarruf tetkikatını bu sene kısa bir zamanda bitir- mek mümkün olacaktır. Gene bu nektai nazardan bütçenin Meclis heyeti umumiyesinde tet- kiki de kolaylaşmış bulunacaktır. Mehinct Asım Venizelos sulhperver olmuştur ! Yunan başvekilini ziyaret eden Emil Lüdvig, Venizelosun İsmet Paşadan tam bir takdir ile bahsettiğini söylüyor. Meşhur Alman mubarriri Emil | Lüdvig. Yunanistan bâşvekili i'e mülâkatının intibalarını neşret- miştir, Emil Lüdvig, Venizelosun en çok, hiç olmazsa yaş itibarile Bemar Şova benzediğini; ve onun bir az da mizahçı olduğu- nu söyliyerek eski ve yeni Yu- nanlılar arasındaki müşabehet- lerden babsolunurken şu mülâ- hazayı serdettiğini anlatıyor: “— Muhakkak ki biz eski Yunanlıların fena o taraflarma tevarüs ettik. İyi taraflarma ge- bnce, onları alabildik mi? İşte mesele budur.,, Venizelos maziden bahseder- ken, bilhassa sulhperverliğini müdafaa etmiş, Balkan harbinin fena bir niyet eseri değil, fakat bir sürpriz olarak geldiğini söy- liyerek şu sözü söylemiştir: «— Balkan bharplerine ben başlamadım, ben yalnız onları kazandım!» Lüdvig, daha sonra kıral Kos- tantinle Venizelos arasında ge- çen maceraları izah ederken kıral Kostantinin, iş başında iken söylediği şu sözü hatırlat maktadır: « Venizelosun İzmiri istilâ emeli bir rüyadır. İngiliz- lerin yarım yamalak bir sözü ile Yunan sürü'erinin Anadolunun altın meralarda , otladıklarına zahip oluyöt Ve iktibam oluna- cak müşkülâlı onutuyor.» Spor Atinadaki maçlar Yunan milli takımı Yugoslavyayı (2 1) yendi Alınan malümala göre, Yunan ve Yugoslavya milli takımları Atinada karşılaşmışlar ve Yu- nan takımı neticeyi 2-1 kazana- rak beynelmilel futbol aleminde ilk galebesini kayda muvaffak olmuştur. Müsabaka geçen pazar Atina- da yapılmıştır. Oyun mütevazin hücumlarla geçmiş, ve ikinci haftaymın ortalarma kadar ta- rafeyin sayı kaydedememişlerdir. Fakat bundan sonra Sırplar bir sayı yapmışlar, büna karşı Yu- nan takımı arka arkaya iki sayı kaydına muvaffak olmuş ve oyun bu netice ile kalmıştır. Salı günü ikinci bir beynelmi- lel temas Belgrat ve Atina muh Yeni tefrikamız Montekarlo rezaletleri Pek yakında (Vakıt) sütunlarında Buna mukabil Venizelos şu mukabelede bulunmuştur: “Kos- tantin, bir parti reisi idi. Bir kıral öyle olmamalıdır. Kostantin Almanların muvaffakiyetine ta- raftardı. Çünkü onların galebesile kıralcılık, kuvvet kazanırdı, Ken- disi ise otokratlık taraftarı idi. Bunun o neticesi olarak bana; “Dahili işlerde halkın sesini dinleriz, “fakat milletin hayati işlerinde, ben Allah ile istişare ederim,, demiştir, Bunun üzerine Venizeloz umu- mi harp esnâsindaki hattı ha- reketini uzun uzadıya izah etmiş, daha sonra İzmir macerasından bahsetmiş, ve Anadolu barbinin gayri müsait bir şekil alması üzerine onu durdurmak istediği- ni, batta kıralın gelişi üzerine felâketi haber verdiğini anlat- mıştır. Venizelos, büyük bir Yunanis- | tan fikrinden vaz geçmiş midir? Emil Lüdvigin bu sualine kar- şı Venizelos şu cevabı vermiştir: «Siyasi bir adam kendini şeraite intibak ettirendir. Fakat memleketim, bugün işe başla” dığım güne nisbetle daha zen- gindir. Bugün bütün Yunanlılar, Yunanistandadırlar, denebilir.» Demekki Venizelos, tecrübe neticesinde, sulhperver olmuştur. Venizelos sabık muhasimi “İsmet etmektedir. telitleri (arasında (yapılmıştır. Sırplar bu maçta ilk mağlubiye- tin acısını çıkarmışar ve İ e karşı 3 sayı ile galip gelmiş- lerdir. Yunanlıların Yugoslav futbol- cuları karşısında elde ettikleri galebe onlar “hesabına şayanı takdir bir neticedir. Bu netice ile mütemadiyen çalışan Yunan futbolunun Balkan futbolunda esaslı bir mevkie sahip olduğu tahakkuk etmiş oluyor. Futbol Heyetinden : 7-411-930 İstanbul Muhtelitleri maçları : 1 — Esamisi idmancıların spor İevazımatını hamilen (gösterilen saatlerde Taksim Stadyumunda hazır bu- lunmaları tebliğ olunur. aşağıda yazılı 2 — Gelmiyen idmancılar iki resmi müsabakadan menoluna- caklardır. Saat 12,30 da: Şevket; Zeki; Şevki (Altunordu - Hilâl); Bahri, Lütfü, Kâmil (Kumkapı - Topka- pi); Sabri, OMüeyyet, Murat, Davut ( Süleymaniye ) Mahmut; Neşet, Ferit (Kasımpaşa - Eyip); Enver, Şadi (Beylerbeyi). Saat 14,30 da: Rıza, Kadri, | Fikret, Alâettin (Fenerbahçe); | Rasim, Suphi, Burhan, Nihat, Mehmet Salim, Kemal, Şefik ( Galatasaray ); Nafi, Hüsnü, Hayati (Beşiktaş); Refik, Hayrı Ragıp ( Vefa), paşadan tam .bir takdirle. bahs-, 7 4. — VAKIT 4 Şubat 1930 SÜTUNLAR? SEYAHA! Kim vahşi * Vebsilik ve medeniliki mem piçin şu son larda bir renk meselesi bi telâkki ediliyor. Derisi olan insana kudret değil, bugünkü medeni dün” vurduğu bir damga Vahşilik | Esirciliği beyazlar gene bu melün ticarette © gın ve en kızıl cinayetleri yazlar işlemişlerdi. Soğuk tarih sayıfalarında bunlari © görmüş, oderimizin / utanmıştık. Acı bir gönül kırıklığı İf görüyorduk, ki bütün da! rağmen medeniler, her W vahşilerden bin kere dahs * daha merhametsiz birer “ taşıdıklarını ispat etmekte kinmiyorlardı. Onların yap" rına baktıkça «Bengal» larını kuzular kadar görmek lâzım geliyordu. Eski devirlerden şahit miye ne lüzum var? Dünkü zetemizde Amerikanın « Ö şehrinin sahne olduğu cinayeti, hüküm vermek için” fidir. Bir siyah insanı, beyaz kızı öldürdğü zannı ile sok parçalamışlar, bu kanlı ve h€ feci seyirmelerle titriyen lar üstüne gaz dökerek yal lar. Asıl felâkete bakınız, Ki kaplanlığı seyreden polis vetleri yerlerinden kımıld bile lüzum görmemişler. Amerika, ihtiyar kürenid son çocuğu, keşifleri, hizmetlerile omağ üksek kürsüye a A da cümhur lerine “linç,, adını verir ve? zadan affeder. Şimdi insaf ile. düşünelirns! zenci, bütün beşerde eksik! mıyan âzgın öfkelerden tutulabilir, Bu öfke dekliği © de kan dökebilir, Fakat bu tün bir şehir halkının cellât nasıl ve niçin haklı gösterebi Bir de utanmadan bu cil ajanslar bir marifetmiş gibi b cihana yayıyorlar. Bu cinayet 9 rinden çıkan bir netice oda hakiki vahşinin kara © lerden değil, beyaz ve niliği hiç kimseye vermi; sanlar (olduğudur. Medefi insanların derilerile değil £ lerinde çarpan kalplerin ile - ölçülür. Bu basit b anlamıyanlar, bilmem ki kendilerine medeni sıfatın 7 Güneşin doğuşu: 7,09 — bel” Ayını doğuşu : 9,29 — beli” hava ıl Bugünkü yele NN Hars ekseriyetle bale'lr temel, rüzgâr cenep 'et kase! indr gi