Tefrika 91 asker 10 — VAKIT 13 Kânunsani 1930 ——— Meçhul Şakir Bu ne müthiş bir souktu ... Dışarıdaki souğun şiddetini görünce kardeşim Nazımı beraber almadığıma nekadar sevindim.. Hüzün ve teessür. tamamen boş şeydi. Ne olursa olsun yürümek ve işleri yürütmek Jâzumdı. Si- perlere kadar gitmek ve Mubit- tin beyle Rasim beyi görmek icap ediyordu. Nazımın ısrarına rağmen onu köşkte bıraktım. Çünkü, soğuk ve rüzgâr okadar müessir idi ki onun has- talanacağı mubakkaktı. Kar ve tipi, yolları tekrar kapatmıştı. Çadırlara güç gidebildim. Hazır bulduğum erzak arabasına bin- dim. Siperlere, ancak öğle vakti gelebildim. Keşki gelmeseydim.. Siperler, tamamen karla dol muştu. O Yarımşar saat nöbet beklemek Üzere ber bölükten birer takim ayrılarak taburu ih- tiyat mevkiindeki zeminliklere çekmişlerdi, Her tarafa en acık- lı bir hiizün ve matem gölgesi çökmüştü. Bütün efradın çehresi, paşlı bir bakır rengine dönmüş- tü, Hele bu gice, beş neferin donduğunu söyledikleri zaman, kalbim bun oldu. Siperlerde, yakacak odun da azalmıştı. (O Civardan (tedariki mümkün ise de nakledecek va- sıta çok azdı. En küçük bir zeminlikte kırk, elli asker barı- sıyor.. Üşümemek, donmamak için birbirlerine daha fazla soku- Vuyorlardı. Çay kaynadacak suda yoktu. Matraların içine kar dolduruyor ve onunla çay pişirmeğe çalışı yor Muhittin beyin ozeminliğine girdiğim zaman Fahri ve Rasim beyleri de orada buldum. Bir saat kadar oturdum ve konuş- tum. Onların da kalbindeki hüzün ve elem, simalarındaki derin ve gölgeli hatlardan okunuyordu. Vaziyet. ve manzara feci, cidden çok feci idi. Bu hâl ve vaziyet o karşısında, artık ber felsefe eriyor, iflâs ediyordu.. * Köşke avdet ettiğim zaman, avdetimden tamamen ümidi kes- Melâller ve ırtırraplar!a malâ- mâl olan bu günü de, geçen felâ- ketli günlerimizin üzerine gömmek için incecik pöstekinin Üzerine u- zandığım zaman, kalbim insafsız bir cendere altında eziliyor. Kartal tepe istikametinden gelen düşman mermileri, yılan ıslıkları çalarak üzerimizden geçiyordu. 12 Şubat 328 Artık, mes'ut günlerimiz geçti. Yeni gelen her gün bir felâketle mahmul olarak geliyor. Bu sabahda gözlerimizi açar açmaz gözümüzün önünde feci bir sahne canlandı. Sabri Bey, erkenden erzak taharri komisyonundaki vazifesine gitmek için hazırlanıyordu. Ka- pınm önünde; ağlaşan, sızlaşan bir kalabalık peyda oldu. Nazım, yerinden fırlayarak kapıyı açtı. Aman yarabbi,. Ne facia.. Lim lime oörlüleri içinde ie uryan vücutları görünen kadınlar... Çıplak ayakları mosmor kesilmiş yavrular.. Harap ve bitkin sima- lar,. Etrafı siyah halelerle karar- miş.. çukura batmış, fersiz gözler., Çocuklar, ellerini koltuklarının altıma sokmuş ağlaşıyor.. Kadın- lar, uçlarını ağız- larında ısıtmağa çalışarak sızla- şıyorlardı. Bu zavallılar; yurtları bucakları, bugün düşman çizme- leri altında çiğnenen zavallı köy- lülerdi. Buradaki bir hayır müessese- si, bu kabil mubacirlerden en muhtaç olan otuz, kırk aileye haftadan haftaya birer miktar para verirmiş, ve bu işe de Sah- ri Bey memur imiş. Sabri Bey, hemen kalktı. So- baya birkaç odun daha attı ve sonra, kapının dibinde, ağlıyan ve çocukları birer birer kollarından tutarak sobanın ke- narma dizdi. Kadınları bir kena- ra oturttu, tevzi edeceği parayı hazırlamağa başladı. Bu esnada, Nuri ile Niyazi | geldi. Bugün hava biraz müsait olduğu için Niyazi (Hızırlık) a, telsiz telgrafa gidecekti. Nuri de Zeki Beyden haber getirmiş- ti konuşulacak mühim şeyler ol- lermiş... Üç kat çuvaldan yapılan do- lakları alta ve hâki dolaklarımı- zı da üste sardıktan sonra çarık- larımızı çektik ve yola düzüldük. Yollarda, itlâf edilmiye götürü- len mekâre kafileleri görülüyor- | du. Barı kafilelerde bu acıklı ameliyatı bitirmiş dönüyorlardı. Neferlerin o omuzlarında, kanlı baltalar, uçlarında kan pıhtıları birikmiş deri ve koyuklar vardı. Hana geldiğimiz zaman, odamı- zn açılmış, sobamızm yakılmış ve Zeki Beyle Kahraman Beyi de sobanm başında çay içiyor bulduk. İkisinin de tıraşları uza- mış çikisinin de gözlerinde acı A ümitsizliğin gölgesi vardı; Her zaman şen vezinde olan bu se- vimli arkadaşların bugün bir bezginlik altında ezilmekte oldu- ğunu bissettim ve titredim. Ufak tefek bazı afaki şeyler konuş- duktan sonra, sözü esasa getir. diler. Epice uzun süren bu müşterek beyanatı aynen kaydetmek uzun süreceği için yalmz onların söz- lerini ve fikirlerini hülâsa edi- yorum; (Mubitin telükkisine göre ar- tuk; her şey bitmiştir. Ordumuz mağluptur., Gelibo'u ordusu an. cak, Geliboluya iki saat mesa- fede olan Kavak mevkiine ka- dar ilerliyebilmiş. oÇatalcadaki muzafferiyet ancak, (Yesudiye) arhlısının ağır toplarile istihsal edilebilmiş. (İşkodra) ve (Manya) kalelerinin muhasarayı refettik- duğu için bizi banda bekliyecek- ! 12 Kânunsani 1930 Borsalar 1 Türk tiras Dinar İl * Çervonaç Knrsş Nukut , eni ei 1 Florin (Felemeak) a Kuron (Çeköslavak)| * 1 Sihag LAvosterya 1 Pereta Jİspanya) 1 Çevgimeç | Bevver” Alın j Mezidiye Başknot o Tahyviller Borsa hr |, İkramiyeli dersiryolu İstan bal tramrsy şirketi, İRihtam Dok ve Aatrepol İstanbu! anoslm sa$r. Hiane seneeriri İs bankası Osmanlı baki Ticaret ve zahire #atlar Ticaret börassı kötiblamumilığ” tarafından verilmiştir Buğday Yumuşak Kızılca Son Dönme — Zahireler — Çavdar Tütün düşmanları Milyoner Vafs şehrimizde de propaganda yapıyor Londrada tütün düşmanlarının kıralı doktor Vats (şehrimiz ve müeşsesatına tütün aleyhinde yazılmış kitaplar göndermekte- dir. Bu zet sYni zamanda tü- tünü (bırakmak için bir usul tavsiye etmekte ve tütünü dünya yüzünden kaldırmak için milyon- luk servetini sarfedeceğini söy- lemektedir. A leri yalanmış. Mademki ordu bu zamana Kadar düşman hatlarını ezerek buraya gelememiş, bitta- bi bundan sonrada gelemiyecek- miş... Binaenaleyh: Şu hallere nazaran açlık yüzünden kaleyi teslim etmek bir mecburiyeti kat'iye dahiline girecekmiş...) Fakat... Bunlar, bu, işidildik- ten sonra söylenen bu laflar, öy- büyük kalpli Türk evlâtlarının budutsuz bir aşk ile kalplerinde taşıdıkları vatan muhabbetinden biraz şüpheli olsaydım, kısaca şu cevabı verirdim: (Biimed ) le bir tarzda söyleniyordu ki: Bu PA a AŞ il GÜZEL m MÜSABAKASI VE PİYANKOU İkinci devresi, yani asıl müsabaka ge'ecek perşembeye başlıyor Gazetemizin tertip ettiği gözel gözler müsabakası bu (16) no perşembe günü başlıyacaktır. Bugünden itibaren şimdiyi kadar resimlerini bastığımız sinema artistlerinin yalmz gözleri n'# rolunacaktır ve bu gözerin basılan resimlere bakılarık kimlref ait olduğu her (VAKIT) karime sorulacaktır, Bu suallere doğrü cevip verenler arasında kur'a çekilerek kıymetli hediyeler dağr" blacaktır , Bundan başka müsabakamız ayui zamanda bir piyanko olacak” tır. Yani (16) perşembeden itibaren gazetemizin ber nüshasına edilecektir, Kur'a ile takdim edilecek bediyelerin başlıcası şunlar” dan mürekkep olacaktır: Yazı makinesi, gramofon, fotograf maki" Desi, sinema bileti karnesi, krom Muson, muhtelif kokular, kolo#“ yaar, İsrem ve nefis tuvalet sabunları... Suriyenin atisi (rin Du di dan başlıyan ve Dizfula kadar w ği a nci Cülubaiiyekeik; Krallık nn? AM ” | Tâymisten: Fransanın Suriye | Diğer taraftan Hazer denizi fevkalâde komiseri M. Ponso, Bzerinde ki Bendergazdan beni Suriyede manda altındaki ülke- | lıyan ve Saride nihayet bulan lerin murahhaslarm; kabul ettik- | sım geçen teşrinisanide açılm ten sonra Ali Haydar Paşa ile | © Jan şahı Rıza han hazretleri görüşmüş, neticede Ali Haydar | en büyük eseri olan bu hatt Paşanın Suriye kırallığına nmzet | nihayete 24 milyon İngiliz lirasın gösterildiği anlaşılmıştar. malolacağı anlaşılmaktadır. H. Halbuki Suriye milliyetperver» | tn cenulii kısmı bir Ameriki leri cümhuriyet lehindedir. Mil- | Alman grupu tarafından yap lyetperverler tarafından hazir” | mıştır. i lanan kanunu esaside Suriyenin ş cümhuriyet olduğu tasrih edilmiş, Vapur ücretleri fakat bilâhare bu kanun tadil TE olunmuştu. Bununla beraber şerif Haydar paşanm muvaffak olması ihtimali çok kuvvetle muhtemeldir, Haydar Paşa, bir çok şahsi meziyetler sahibidir. Kendisi, sakin bir muhakeme sahibi, afif ve intir” kaya alet olmıyacak bir zattır, İranda demiryolları 'Tahrandan Taymise verilen malümata göre, Basra körfezin- den başlıyarak Hazer denizine kadar imtidat edecek olan de- miryolunun o cenubi kısmı İran şabı tarafından © açılmıştır. Bu hattın cenubi kısmı Şapurda hi- tam bulmaktadır. Hattın Dizful Tarife komisyonunun faaliyeti ne safhada ? Tarife komisyonu ticareti bah riye müdüriyetinde, Ticaret mü dürü Muhsin, Ticaret odasınd Zeki, Rifat Kâmil beyler Haliç; Liman şirketleri ile. Ş keti Hayriye mümessillerinin tiraki ile içtimalarına devam mektedir. Bu içtimalarda şirket” lerin masrafları tetkik edimekti ve bupa göre ücret tesbit ed mektedir. Bu perşembe günü 1 da yeni bir içtima daha yap caktır. İ Vapurcular top'en'tılar | Vapurcu'ar birliği azası, Tica reti bahriye müdüriyetinde bil | içtima aktederek fiatlar ve tari üzerinde görüşmüşlerdir. gösterilen himmet neticesinde hat daha büyük süratle ilerlemiş ve Basra İstanbnl posta ve Telgrai ve Müdüri T. Ba etinden: Posta ile gönderilecek mektup, kart ve sairenin yukand nümune veçhile - pulların zarfın üst köşesine yapıştırılması gideceği yer isminin behemehal aşağı tarafa ve okunaklı yazıl sürati temin eder ve yanlışlığa mahal bırakmaz Ef. Vilâyet Umumi meclis azasın4 Makamı vilâyetten: Vilâyet umumi meclisinin 15 kânunsani 1930 çarşamba ş saat on dörtte içtima: adi gününün tayini için fevkalâde 08” toplanması lâzımgeldiğ nden azayı kiramın teşrifleri rica olunur / İÇİLECEK RAKİ A