v z z Resimlerle dersi ibret ymm Ğİ A ime Kırala zevcesi'e nasıl muanakada bulunarağınıöğ” ek için tablolar yapılarak gö'eceği yerlere konuyordu ear SEE Nİ Seçen fefrikalar hulâsası a on beşinci eli» Kardinal dö Madam dö “Tuluz, un Ram- buyede fazla bir mukarenet hü- aga eriyen altında pek mabcup ve İsulüne meydan vermiyeceğine ka: Bilg müctenip olarak yetişmişti hal, 2 wlünine geldiği zaman kendi ya” e piller onu baştan çıkırmağı İdam onlarla olan münasebete kadin. “9 tün bükün soğumasını mucip oldu. tig“) aranır Ranbüyede kendine vak 8 olan Kontes dö Tuluzun Bider gelirdi. Ziyaretlerinin birinde vazı hamil sanom tuttu. cerrahı ebelik edebileceğini Kıral ile kurta eden matmazel » İtiraz eti, Cerrah başı işittiği ve gayet kaba bir söz söyledi uyan © matmezel dö Şarole hid- kırmızı kesilerek dışarı kaçtı. adamı kabalığını daha s#özlerindeki patavatsız- tağ anlamıştı, Bütün zekâsına du, ne yapacağını bilmiyor- teh Mahcubane krala baktı ve pol a, sim ettiğini gördü. Bunun Ğ N hp atmazel dö “Şarole, | K l adayi iz / Le ve k nine biraz sükün buldu. a tmazel dö “Sans, da kıra” bar yi veçhile gülmeğe mec nin er Sip aleminde irşada olması adeta muhakkak- izl on yedi yaşında iken Delay” şehveti tahrik edici sah- İt bel bezendirilen bir meclis doğru unduruldu. Meclisin sonuna k Matmazel dö “Şarole, Bana cebine şu mealde bir T, Ga? pek dargın fakat “kun alana vardı. amafih kıralın s*ammi bir Range edan fazlaya gitmediği De yordu. Başay Matmazel dö “ Şarole » tat, Yerde keyfini tem ne çâre öp . * çok aşıklara hem bez ik gibi kuala da kadın Gü mex'elesi de çok muvaf- La Me » bir türlü kadınlara ya iyor olara karşı hilki bir Ytik gösteriy rdı. ya: nda idi. Kerdisini kı, aralı *Staniz'a: Le'çioki,n'n KT a" Le çinka ile «ven b, E- Vezafi zevciyey benü” tüy, şiire ka” kanas mev "ay Kardimal daha çoçut iken ep, #ucte yet stirmişti ki on bir yaşnda ken;ren & tildiği ven şanlandıkla'ı tap, > © akş mdan onınla ya 8 m, ! Zannederek hüngür bön ağlamıştı. ğ skıte ka'ar kendisnde he EN hiç bir hş uyanmamıştı. Yet yi * “aşöys, gece k d, “v0 gö hapsne bulun: ; di & 'dözlirde yaşı ve ke haa lena ders veremiyerk Way, erin refakatında gezdiri Y Alnız genç asılzadelerin giyi- Bay 7 enduğu suada yanında Mar arı malümdur. ha, >ezel dö “Şarole, ile olan Raya, batı çocukça şakalardan addediliyordu. bıraktı, Gnl naati olduğundan, Kardinal dö Flöri, on beş yaşına gelmiş olan bu delikanlının izdivaç vazilele- rini henüz bilmediği zannını bes liyordu. Zaten delikanlı kadın- lardan bucak bucak kaçmıyor mi di? “Fiöri, kırala muamelel zev. | ciyeyi resimlerle öğretmek have- sine düştü. Çıplak sesim yap” mekla şöhret kazanmış olan genç bir ressam kadın saraya çağırıldı. Bu genç kadın müne sebatta bulunan bir erkekle bir kadını, muhtelif vaziyetlerde göt teren tablolar yaptı Bunun kâfi O gelemiyeceğini tahmin eden “Flöri, faz'asına giti Kıral kadar acemi ve mah» «up olan prensesin geldiği zaman genç zevcu jevcenin elleri ile yok: layarak (gözlerini açabilmeleri için müstehcen heykeller yaptı nldı. Mabir ressam kadın tara” fından tersim edilmiş olup mua: nakanın ( iptidasından sonuna kadar safhalarını gösteren on iki tablo prensin yalnız olduğu bir zamanda £seyredebileceği (o bir mahalle asıldı. Bu tabloların bi- rincisinde çobanla çoban kızının masumane oturuşlari gösteri'İyor du. İkincisinde çoban, heyecana geliyor, “vücudunun vaziyeti de ğişiyor kıza ateşli nazarla bakı- yordu. Üçüncüsünde ilk temaslar başlıyor, dördüncüsünde çoban başka şey arayor ve böylece on ikinelde gaye tasvire edili- yordu. Bu ze ciyet der«', kendisi için ver len kadın yeni, Mar Lehçio ka, sade ve mal cıp bi: kızd. Be ei şeylere ka'şı 8on de recs lakayt di. Fransa i#htuna çıkma” üzre da vet ediriğ saman yem 87 bi göm'eği tile olnıyen bü kadın “iscı dünyeviyenin tacı uhreviyi kavbe'tirmesinden , (fe aâle korkuyordu. “Mari, hılkaten şer gen, mürüvetlcâr, naik d. Fa- kat “Lui ,zevcesinin bu h sailin hiç bir vakıtt- tanıyamamıştır. O, *"Mari,y”, yüksek meskin'n yükü slunda ezimş, ikri teşe» büsten mahium, ftaa tan buşka bis şey b meyen. izdıvacı vez't- asine has zerafe* telâkki eden, ci ve cazibeden binasip bir mahlük ularık tenırdı. Bu tebepten dolayı zevcü zev- ce iptidasında mütekabilen ka- lar ve birbirlerine karşı ga yet resmi davrandılar. Uşakların iddiasınca kıral ve kraliçe busü- si hayatta da gayet çekingen du Kral' muanakaya ait harekâtı bilmekle beraber hiç bir kadın kendini celbetmiyordu. Daha izdivacının m badisinde, mukaddema etrafında teşekkül etmiş olan heyete avdet etti. Tam böyle bir hayat süre.ken dö “Mayyi, nazarı dik- çındı adınları ce2 N onlara cesaret veriyor- disi mahcubiyetini tavırları k Tatlı bali du, Fakat ken: 15 Kanuşsvvel 1929 Dorsalar Kambiyo 1 ingiliz Hirası Kr, “TL mukabili Dola Ee Yt 1 Türk Ilrası Dinar * Çervoneç Kuruş Nukut (İsterin o (İngiliay 1Dolar (Amerika) Frank (Fransız) 20 Liret (İtalya| o Frank Belçika) © Drahm! (Yunan) 0 Frank (İsviçre) İ2öLeva (Bulgar) 1Elorin (Felemenk? $0 Keron (Çekoslovak İğ (Sike (Avusturya) 1 Pazetz fisparya) 1 Rayşmarkf Almanya) 1Zioti 'Lebirtan| 1 Pengö | Macaristan, (20 Ley (Roinanya) 20 Dinar IYuposlovyaj iÇevoreç |Seryet! Vahviler İstikrmz dahili “vadeti, Düyunu mwvahade İkramiyeli demiryolu İstanbul tramvay Şirkeçi İRuhtem Dok ve Antrep İstanbal #DORİM Su Şe. Hisse senebtiri İş bankasi | Osmanh bankası Bugün bu gece Ferah sinemada İd büyük film Mujik kalbi: Lon- şapey İntikam: Jakkoksi mükemmel varyete. Tepebaşı tiyatrosunda Salıgünü akşamı saat 21/30 de yalnız muallim ve talebeye ŞEHREMANE bna. “ Kadın, polis lurd. iperde Yazan: Vedat Nedim bey ZAYİ: Hirkalşerit askerlik şu- besinden aldığım 8skerlik vesikamı zayettim. Yerkiri çıkartacağımdan eskisinin hükmü yoktur. Aksaray Şekerci sokuk No. 11. a m bırakamıyor ve teşvik edenlere “Zevcem kadar güzel değil! di- yordu - Diğer taraftan “Flöri, “Mari Lehçinka, dan onu ayır mak istiyenleri uzaklaştırmağa muvaffak oluyordu. a Ç Bitmedi ) “5. — VAKIT: 16 Künmövvel 1929 ( çocuk sütunları ) Yangın yerlerinde Şehremaneti Kdtiplerinden Ahmet Bey bir akşam üstü yangın yerinden geçiyordu. Haydut kıyafetli birinin peşine takıldığını görerek adımlarını sıklaş- tırdı. Fakat arkasından gelen büsbütün hızlanmış, adeta koşmıya başlamıştı. Ahmet Beyin korkudan birbirine dolaşan ayakları bir su mecrasının kapa- ına takıldı. Kapak kalka ve Ahmet Bey yere yuvar” landı. Ayuğa kalktığı saman ilk işi arkasına bakmak oldu. Hayret... Kimseler yoktu. Zekâsı biraz kıtça olan Ahmet Bey vehme kapıldığını zannetti, Siz işin iç yüsünü biliyorsunuz. Sorarsa arkasından gelm haydudun ne olduğunu kendisine anlatabilirsiniz dığilmi £.. — gg Sümüklü böcek ile Hanım böceği Bir Hanım böceği üzerindek güzel mantosuyla gezerke: sü müklü böceğe tesadüf et, Ks- buğundın çıkmış olan sümüklü böcek Harım böceğine hitaben : “Haydi çahların altına gidelim baş başa konuşalm dedi ve hasbuhal ne cevam etti Arkan- daki mantoyı hsyran oluyorum. Sanı pek yakışıor. Herkesn seni beğenmes ni adeta kı kanı yorum. Zavallı bana gence neler çekiyorum, kimse beni sev- miyor, her zaman fena lakıdıar işidiyorum. Çocuklar sana bağıiyo'ar; Lâkin benden iğreniyorlar. Se bebi ise gayet basit; çünkü : ben yürüyemiyorum, yerde sürünüyo- rum. Rica ederim bu haksızlık değil mi 2... Bunda benim kaba- hatim ne?.... Hanım böceği bu #özere cev p vedi:— Senden iğrenme erinin sebebi senin ve arkadaşlarının evlerinizden çıkar çıkmaz her geçtiğiniz yere salya- larınızı akıtmanızdır. Tukrüğün dehşetli tehlikeleri olduğunu bilmiyor musun ? Bizim gbi akıllı hayvanlar insanlar pasıl yerlere tükürmeyorsa biz de on'ar giti hareket ediyoruz. Ar kadaş! gimi neden sizden kaç- tıklarını, iğrendiklerini anlamak istermisin iş e bunun sebebi her geçliğ'niz yere tükürmenizdir; bü kötü adetten vaz geçmiye gayret e'niz ki ağaçlar üzerinde bize de yiyebilecek bir kaç temiz yaprak kalsın. Seni sevmele İni, hörmet etmelerini istiyorsan sen de temi:liği sev; mademki sal- yalar mikropl dur ordan sakın- mak lâzımdır. Şu halde sende namuskâr bir vatandaş olmak istersen ne yere, nede bahçenin yaprakları üzerine tükürme |. Çocuklar; Hamam böceğinden örnek alınız! ve onun nasihat: larını yapınız !.. böyle yaparsanız bir çok hastalıklardan sakınırsr- niz. Yerlere Tükürmeyiniz!. Bu sizin için bir vazifedir.