Mm SITUNLA YA Saray lafı! İskalabımızın bir cephesi | de saraylara karşı ku- muştur. Türle hugatinde | İimenin acı ve uzun hikâyeni vardır. Tari- (Seki kanlı macerası ise Mn, beyinleri tutuştura- Kkadar büyük ve kor tar, ay, Bastil gibi bir zu- » Yuvasından başka ne- Altın kakmalı mer kubbeler, somaki sö- de gibi kalın ve iş dıvarlar arasında hi sorguçları ürperen ârlar dolaşırdı. Bu İk başlarda -pek azları NA edilirse- memleket taban sevgisi yoktu. ği — kalpleri de sa- Bi gibi mermerleşmişti. | setli havuzları va- yiların göz yaşlarile MX» pencerelerinden ta- Karaş naralarına, va- Yaralı göğsünden ko- iler cevap verirdi. rem, selâmlik daire - €şikleri, döşemeleri rae yumuşak, ipek Ayp Kaldırın, kararmış tay inların koyu leke - 4, , görürsünüz. Asırlarca süslü, bu ihtişamlı yer- tan, vine kazanı kaynadı, a , “aş kanı döküldü hat- mrdeş İardeği; bübe ve evlat: babayı | emele Le inkilâp, işte bu zu- iç “İN halkta uyandırdığı i mi doğmuştur. Zul iy ir teke iyiliği varsa yatan milletlere, n kavımlara amonyak yapmasıdır . Onun ile cemaatın vicdanı ay“ yatanlar silkinip Bı lar, b |“ bizde de böyle oldu. halde biçim halâ bur kelime dillerde do- *? Nasıl oluyorda ad- Mrayı, çocuk sarayı, SE sarayı gibi terkip- İ it işlerini gören e, Pihaların lâvhaların- alıyor? İnkılâp, kendi İh, ODU kendi elile ba- ig bilir mi? Sarayın im, farkı yoktur. Şu ayy? Kelimeyi kamusla- n bile defetmeliyiz. <. Seyyah ilin meydanı in yan | t kışın devam Si, edecek! . ka emaneti Tak, ek, «im meyda- Mitat, deva kaş mevsiminde bab, “medi ve meyda ki, kadar tamamlanıp Elini almasına kat'i h lak garaj binasına la, Mwamelesi son İki, celenmiş olduğundan | m bu binanin da Ra boşlanılmıştır, ” hş meydanı teşkil İN ve büy a iç, “ir, çı, > sizilmiş bulun ir, içindeki Di e tramvay». Tdür meydana tir, ie . Bundan. başka NM eng, 7dana doğru yap 5 otomobil. yolu e Mı gizemi Ayran ai İZ/ yolu de möydene idir. Bi ya 4 öğ si ii a om “ İki makinist ve bir makasçı öldü, kazaya sebep olan makasçı intihar etmek istedi. Zagrep, 4 (A.A) — İstanbuldan Parise gitmekte olan Şark sürat katarı Rafgenbourg istasyonunda. makasın yanlış kullanılmasından dolayı bir yük tireninin loko- meotifine çapmıştır. Sürat katarının imakinisti ve makas- çısı ile yük treninin makinisti ölmüş, birkaç yolcu hafif surette yaralanmıştır. Kazaya sebep olan #nakasçı intihar teşebbüsünde bulunmuştur. "Zeni Fransız kabinesi hakkında “Tan, ın mütalâası Paris, 3 (A.A)— Temps gazetesi yazıyor: Meb'usan meclisinde başlıyacak mücadelelerin neticesini emniyetle beklemeğe müsait başlıca iki sebep vardır. Bunlardan biri M. Tardiyönün şahsi kiymeti, faaliyet ve gayreti diğeri de şimdiki şerait dahilinde yeni bir buhran çık. masına mahal vermemek zaruretidir. Paris, 3 (A.A) — Posta telgraf, telefon ve ticsreti bahriye idarelerinin nazarete kalbi matbuat tarafından umumiyetle tasvip edilmektedir. Bazı müsteşarlıklar bil- hassa müstemlekât nezaretinde bir müsteşarlık ihdası hakkında henüz çok mütalâa yürütülmemektedir. Radi- kal meb'usların kendilerine teklif edilen bazı nazırlık. emelerine rağmen yeni kabinede ayan e LR cenah demokratlarından 3 nazır Büke: maktadır. M. Briyan, harici meselelerin müstaceliyeti karşısında fırka mücadeleleri haricinde kalmak istedi. ğini ve bunun içindir ki hem M. Daladier ve M. Cle mentel e hemde Tardieu ye kendileri ile birlikte çalış- mak vadinde' bulunduğunu söylemiştir. Fransada kabine teşekkülünden sonra muhtelif fırkaların müzakerat Gannat, 3 (A.A) — Allicr departımınının radikal sosyalist kongresi bugün açılmıştır. M. Herriot ile bir çak parlamento azası kongerede hazır bulunmuştur. İç timaım sonünda verilen bir ziyafet esnasında bir çok meb'uslar M. Herrioyu fırkanın müstakbel reisi olarak selâmlamışlardır. Gannat, 4 (A.A) — Allier radikal sosyalist ziyafe- önde bir nutuk irat eden M. Herriot, fırkalarından çoğunuh parlymanterizmin muntazaman icrayi faaliyet etmesine mani olmasına teessüf etmiştir. Mumaileyh, fırkanın Iâik bir siyaset takibine karar vermiş olduğunu söylemiş, M. Briyanın siyasetini methüsena etmiş ve sosyalistlerin o hükümete iştirakten imtina etmelerinden i a n ilâve eylemiştir. iyim e m tedörü- yonu tarafından tertip edilen siyasi bir nümayiş esna- sında bir hatip, İngiltere, İtalya ve küçük itilâf ile ittifak etmenin Avrupada sulhun hüküm sürmesini temin ede- ceğini ve mülevali feragatler ve yeni zaaflar devrine hi- tam vereceğini beyan etmiştir. M. Marin, muahedelerin tatbik edilmemesi yüzünden zuhur edecek muhataralardan eergini ve hudutların ü ı, içtimai ıslahat ve dini sulb lüzumuna işaret Seni” Slumnileyk; mubtelit tedrisat alayhinde bu- lunmuştur Paris, 4 (ALA) — Fransanın Brüksel sefiri M. Herbet ölmüştür. z Mösyö Herbetin vefatı Mösyö Herbet Fransanın sabık Moskova sefiri idi. Kendisi Fransız ricali siyasiyesinin en kıymetlilerinden addolunurdu. *Vakıt,, Pele yanardağı endişeyi mucip oluyor Port de France, 4 (A.A) — Pele volkanı sükün bulmuştur. Abhalinin başka bir yere nakli ihtimaline mebni azg olan yolun inşasına faaliyetle devam olunmaktadır. Romanyada bir Bolşevik yıl dönümünde Yaş, 4 (AA) — 30 kadar komünist, bolşeviklerin yıl dönümünü tes'it maksadile toplanmağa teşebbüs et- mişlerse de polis tarafından o dağıdılmışlardır. Sekiz kişi tevkif edilmiştir. Amele fırkasında Hint meselesi Londra, 4 (A.A) — Hindistanın hukuki vaziyeti hak- kında Lord İrwin tarafından neşredilen beyanname ame- 1ö fırkası azası arasında hoşnütsuzluğa sebep olmuştur. Amerikan adli zabıtasında bir teceddüt hareketi Londra, 3 (A.A) — Nevyork tan Deyli Meyle bik elim yolunda yeni bir adım atan Amerikanın adli zabıtası canilerin fotoğraflarını çıkarmaktan ve. ifa- delerini zaptetmekten ibaret usulü terk ile, yerine müc- rimlârin divar ve dvzaıı ve seslerini sedalı filimler üze- rinde tesbit etmek sistemini kabul öylemiştir. i İtalya tasrih ediyor MAN e eman İtalyvda doğan Amerikalılar harp zamanı 3 askerlik edecek Vaşingtön, 4 (A.A.) — İtalyada doğan Amerikalıların İtalyan ordusunda hizmete tabi tutulacaklarına dair şayi olan haberler hakkında İtalya hükümetile mükâlemeye girişmek için Amerikanın Roma sefirine bazı talimat verildiğine -dair çıkan rivayetler üzerine İtalyanın Vaşing- ton sefiri neşrettiği bir beyannamede İtalya hükümetinin keked doğup Amerikan tâbiiyetini iktisap etmiş olan- ların . zamanı müstesna olmak üzere İtalyan ordu. sunda etmelerini Halep etmiyeceği tasrih olün- ark sur'at katarı U am Sinemalar 4 Beyeğl ) Elhamra » Parisli şarkıcı Melek Babaların Opera 3 Aşk zambağı Majik 3 Cenbazhane prensi Ekler 1 Namus öelâsi Asrt 1 Dâztaban anar forcu Lr : Mahkümler ge ünsi 1 Aksayı şarkla vahşet Lüksemburg 1 Ben babamı isterim detanbal) 1 Casus kadın Mili i Beyaz esire Alemdar 1 Gelin düvağı Kemal Bey : Cinayet veceza Kadiköy) Süreyya Pş. : Ankara postası Büyük M. mec- lisinde ( Ünarah Birinci sayfamızdadır | Arzuhal Kemalettin Kocaeli, Mü- nür İzmir, Ziyaettin İstan- bul, Nafiz Amasya, Halit Ferit Ankara, Emin Balı - kesir, Nafiz Erzurum, Ali Ulvi Eskişehir, Ferit Gazi- antep, Şevket ( Giresun, İbrahim Hakkâri, Hâzım Kırşehir, İbrahim Kocaeli, Nuri Muğla, Şevket Ordu, Akif Rize, Ziyaettin Sıvas, Ali Becil Trabzon, Mustafa Tokat, Münip Van. Etuval Şık Alkazar Ferah Rasih oAnkarı Elâziz, Emin İçel, Kâmil iravabalini EŞ Sayılı 8 .EOEpAŞLI Bu ne acıklı bir tezat... Zabitanın bir kısmı tavla oynarken diğerleri siperlerden o çıkamıyor, Edirnenin yüzünü bile görmiyordu. Hep aym şahıslar... Hak buki siperlere gidip gelir - ken birçok kıt'alarn zabit- lerini görüyoruz ki zaval- kların üstü başı çamur içinde, sakalı dört parmak uzamış.. büyük bir tevek - kül ve firagatla dünyanın ber zevkini unutmuşlar bir dakika bile vazifeleri ba - şından ayrılmıyorlar. Daha siperlerden inipte Edirnenin yüzünü bile görmemiş za- bit olduğuna eminim... Acaba mevkii müstahkem veyahut merkez kumandan- ğı bu kahveleri göz önün- de bulundurmiyor mu, bu efendileri vazifeye davet etmiyor mu ? İçinden çı- kılmıyacak sualler... * — Vay azizim Kahra * man Bey... — Vay Kaya Bey. Derhal yanındaki göz- lüklü zabite takdim etti. Ve zabiti de bize tanıttı. — Kırkkilise taburu bö- lük kumandanların(an yüz- başı Zeki Beyi. (1) Ellerini sıkarken cevap verdim: — Zeki B. efendiyi gı- yaben tanımakla müftehi- İzmir, Ahmet Hilmi Kay» İrim. Biz Mezartepede harbe- seri, Fuat Konya, Reşit Saf- | derken kendilerinin de(Hek fet Kocaeli, Şevket Kırk- lareli, Mitat Maraş. Mah- mut Nedim Malatya, Şefik Trabzon. Neclis hesapları Galip Niğde, Hakkı Van, Mazhar müfit Da mal Adana, Mehmet Cavit Balıkesir, Ziya | Çankın, Cemal Kastamonu, Mustafa Konya, Ragıp Kütahya, Rifat Ankara. Kütüpane vacıdere) ve bilhassa (Ya- nıkmeşe) de büyük kahra- manlıklar gösterdiğini işi- tirdik. Biz kendilerini (Ya- nıkmeşe) kahramanı olmak Üzre tanıyoruz : ve iftihar ediyoruz. Ankara, Fahrettin Balıkesir, İsmail Kemal Çorum, Tah- sin Erzurum, Sait Eskişehir, Hacim. Muhittin Giresun, Baha Tali Kars, Zühtü Samih: Rifat Çanakkale, | Konya, Vasıf Malatya, Ali Halil Nihat Gümşane, Besim| Münif Mersin, Atıf Rize, Atalay Aksaray, Velet Kas- tamonu, Necip Ali Denizli, Nafıa Encümeni Etem Samsun, Osman Manisa, Ragıp Zonguldak, Asaf Bilecik, Ziya Gevher Çanakkale, Hakkı İçel, Hay- dar İstanbul, Hasan Ferit Kayseri, İsmail Hakkı Kü- tahya, “İbrahim Kütahya, Akif Manisa, Halit Niğde, Ali Saip Bursa, Dr. Asım Samsun, İlyas sami Bitlis. Sıhhat ve İçtimai mua. venef Dr. Ahmet Fikri Erzu- rum, “Bakteriyoloğ | Refik Bursa, Dr, Cemal Antalya, Dr. Salın Manisa, Dr. Re- şit Galip Aydın, Senih Bur- sa, Dr. Emin Cemal Bolu, - Dr. Mustafa Çorum, Dr. Kâzım Denizli, Dr. “İsmail Besim Pş. Eskişehir, Dr. Burhan Kayseri, Dr. Halit Kayseri, Dr. Hilmi Malatya Hüsöyin Hüsnü Tokat, Dr. Refik Urfa. Dahiliye Cemil Tekirdağ, Hilmi Adana, Abdülmuttalip Ma- latya, Halit Kars, “Esat Amasya, İ. Hakkı Amasya, İ Emin Fikri Aydın, Talât Esat Rize, Avni Samsun, Faik Tekirdağ, Halil Zon- guldak, Rifat Zonguldak, Ata Niğde, Mitat Manisa, Divanı muhasebat İsmail Hakkı Balıkesir, Kâzım Aksaray, Hüsnü Kon-| ya, Kadri Adana, M. Ali Artvin, Hayrettin Balıkesir, Yusuf Denizli, Asım Erzu- rum, Tahir Giresun, Hâkim Rıza İsparta, Ali Rize, Arif Trabzon, Hüseyin Elâziz, Şefik Beyazıt, Rifat Çankırı. İkirsat Mustafa Şeref Burdur, Âli Riza Mardin, Hüsnü Zonguldak, Zamir Adana, İzzet Afyonkarahisar, Ziya yi Emin Aslan De- nizli, Faik Edirne, Emin Eskişehir, Hüseyin | İzmir, Hüseyin İstanbul, Hamdi İstanbul, Edip Servet İş tanbul, Oo Ahmet Hamit Konya, Hakki Mersin, Nu, ri, Mardin, Kâni Mani, Yaşar © Manisa; © Geç” det İzrap' Kütahya, Ea san Cavit Rize, Yusuf Ke. mal Sinop, İsmail Şebinkâ- rahisar, Dâniş o Trabzon, Talisin Yozgat, © Mustafa Rahmi İzmir. Ben bunları söylerken, Zeki B. ellerimi mütema- diyen sıkıyor, ve müteva- ziane hareketlerle, cidden şayanı iftihar olân kahra- manlığının osenasini işit Kahraman Bey... Kadikö- yün ve bihassa kadınlar aleminin en meşhür bir simasi İdi: Genç, gözel, şık ve bilhassa çok tatlı sözlü olan Kahraman Beyi biz evvelce yalnız bir salon zabiti olmak üzre tanırdık. Faka o, kalbinin cevherini (Mezartepe) har- binde (göstermişti. Onu, ük defa gördüğüm zaman çarnurlara garkolmüş elbi- selerle düşmandan iğtinam ettiği silâhlar arasında onu kim görse tanıyamazdı. — Biraz Rumeli gazino- sunda oturamaz mıyız. — Aman Kahraman Bey affinizi rica ederim. Orası, en nefret ettiğim bir yer... Zeki Bey imdada yetişti... — Hacı Gançonun hanı» na gitsek. orası tenhadır... Zeki Beyin Bulgarlardan iğtinam ettiği ve (Eleono- ra) tesmiye eylediği ufak tefek kısrakla Kahraman beyin hayvanını seyis ne- ferleri aldılar. Hana doğru gitmeğe başladık. Hanın kahvesi hakikaten tenha idi. Bir köşeye çekildik ve konuşmağa başladık. Biraz dereden, tepeden bahset- tikten sonra tabil söz vazi- yetimize ve kalenin Yazi yetine intikal etti, Biz ne düşünüyorsak.. biz neden korkuyorsak, onlar da ayni şeyi düşünüyorlar ve kor. kuyorlar... Bütün fikirler, dönüp dolaşıp bir noktada toplanıyor (Bu idare heyeti ile bu kale müdafaa edilemez.) Çünkü.. evet; (çünkü) dedikten sonra bunun önü- ne namütenahi noktalar dizilmek lâzım geliyor. — Pek alâ ne yapmalı. ne yapılmalı. ne yapabi- liriz?... İşte cevabı o birdenbire verilmiyen bir önal. Saatlerce süren hasbihal, hepimizde mühim intıbalar bıraktıktan sonra kalktık, Ellerimizi sıktık ve ayrıl dık... Fakat. pek çok mü- him noktalarda, kalben. ruhen.. hissen birleştikten sonra... : * Bombardöman hasebile bugün Şükrü Paşa dairei aikeriden kışlaya nakli me- kân etmişl, (15 Teğeiüyani Abalide ve askerde asa- biyet gittikçe artıyör. Eğer muhtelif cephelerde müh- telif © zamanlarda o yapı lan ufak tefek harplar ve Büyük kadehi iyi şa- raplara saklıyorum... * Tufeyliliği ile meşhur şair Kitarak Filoksenis bir gün Siçilya kral “ Dönis, in sofrasında yemek yiyordu. Sofraya Kefal balığı getirildi. Hizmetçiler kralın önü- ne büyük bir kefal koy- dukları halde şairin ö- nüne küçük bir kefal koydular. “ Filoksenis ,, önündeki balığı aldı ve kulağına tuttu, Kral “Dönis,, sordu : — Ne yapıyorsun? — Efendim uzun de- niz seferine gitmiş bir arkadaşım vardır. On -- dan bir haber olup ok madığını şu balığa sor- dum. “Ben pek küçü- ğüm, çok seferim yok- tur, Bu senin dediğini bilse bilse kral hazret- lerinin önündeki iri ba- hık bilir., dedi. Şairin bu sözleri kralın hoşuna giderek önünde- ki iri balığı ona ver - dirdi, müsademeler olmasa tesir bir kat daha artacak. Bereket versin ki asker, biraz bunlarla re Bir ili günden beri ordusunun takerrüp et mekte olduğuna dair bir rivayet var. Bu havadis ri- vayetin ana hattının etra- fındada tali hatlar var. Rivayete nazaran Avrupa devletleri (üç, gün zarfında ne yapçaksanız yapınız) diye hem bize bem Buk garlara nota e, fail yada ordu rl tişiği seryacar, binbaşı Zeki Bejdir SİN İle Sok e, ha MİDİ alani vd sü