) | JIngilterede mühim Hindistan muhtariyeti GELE Mukabele bilitisilt..:| Göreksiz bir soğuk dak gosmdan sonra tatlı bahar havası devam ediyor. Buna kabil değil gibi görünür. İnsana elbise, kalın palto hamal lığı ettiren karlı, rüzgârli sert günleri özlemek, pek tâbii bir his sayılamaz. Fa- kat ben bir tek sebeple o şiddetli kışın gelmesini iğ tiyorum. Sonbaharın etrafa verdiği ılık güzellikleri gör» miyen bir adam değilim. Bu tebehhursus günlerin duru maviliği, göz kamaş- tırmaz yumuşak aydınlığı baştur. Evet, böyledir ama, pençereler halâ açık duru- yor. Âlemin açık pencere- sinden sana ne? demeyin. Bizde henüz başkalarının haklarına hürmet hissi yer- leşmedi. o Vaktile komşu haklarına okadar titiz bir itina ile toz kondurmıyan gene bizdik, şimdi. gece yarısından sonra gramofon çalan ölâlemi yataklarından fırlatan da biziz. sevinmemek İşte bu gramafonlar ve kendi âşık olmuş bazı saygısızlar yüzünden kışın çabık gelmesini, pen- cerelerin kapanmasını dört gözle bekliyorum.“ Dün bu hasretimi bir dosta açmış- tım, Kızdı ve : “kendi ac» zinden ötürü ne diye bütün balkin kış kıyamette kalına» sını istiyorsun? Benim gibi yap ve gramofon belâsın- dan kurtul, dedi. Bulduğu çareyi ; sordum, anlattı: "Tıpkı senin başındaki belâya uğramıştım. Zoraki ort gibi yatıp amele gibi kalkıyordum. — Uykusuzluk” tan bir hafta içinde beş kilo kaybettim. Bu. gidişle zok geçmeden hastalanacak dertten değilse bile işsir likten ve züğürtlükten gö berecektim. Düşündüm, can kaygusu ile bir çare bul dum. Ben de bir gramofon aldım, Ama bu gramofon pek ucuzdu. 17,5 kuruşa mal olmasına rağmen kıya- sesine meti koparması için plak masrafına da hacet bırak- mıyordu. Akşam eve gel- diğim vakit komşuların çal | gıları nâraya başlamışlardı. Bizim on yedi buçukluk gramolonu cumbaya tabiye ettim.,, — On yedi buçuk kuru- şa gramofon nasıl olur? dedim. — Tam on yedi buçuk kuruşa, pırıl pırıl, yepyeni vz plâksız da çalar, bir > Nadet güz tenekesi... Cum- | “baya yerleştirdikten sonra, tbaha inip havan elini ladım ve başladım kA şuları bombardömana., l «um one görülü idil, Gakika içinde komşu e nı iskât- etmiştim, > m. kızgın suratlı artı, Hiç aldırmaz ©ncere fal, MA Be oldağünd sordul Amele kabinesinin vaziyetini sarstı ' Baldvin fırkasına danışmadan hareket ettiği için ... Londra, 1 (A.A) — Sabık Hint vali umumisi Lort Beading Lortlar kamarasına verdiği bir takrirde lâhik İ önemi valinin Hint hükümeti için dominyonlara mahsus kanun ve nizamlar yapılması hakkındaki beyannamesine dikkat celp etmektedir. Lort Reading şimdiki umumi valinin “Simoh komisyonunun fikrini ve raporunu alma- dan böyle bir beyanname neşretmeğe ve fevkalâde bir .usul ittihaz eylemeğe sevkeden sebepleri sormakta, bu beyannamenin - şümulü hakkında izahat istemektedir. Bu takririn hararetli müzakerelere sebep olacağı muhak- kak görülmektedir. Londra, 1 (A.A) — Daily Mail yazıyor: İngilterede ansızın gayet vahim ve mühim bir siyaset buhranı zuhür etmiştir. Bu buhran doğrudan doğruya İngiltere tarafın- dan idare olunan Hindistan aksamile ancak İngiliz nüfu- zana tâbi ve hemen büsbütün müstakil yerli Hint hü- kümtetleri arasındaki münasebatın şekil ve mahiyetinin bir konferans vasıtasile tespiti mes'elesi ile Hindistan valii umumisinin neşrettiği bir beyannameden doğmuştur. Rüştü siyasiye varmış olmaktan henüz pek uzak ok duğu için kendi kendini idare etmekten âciz bulunduğu bir çok Hint münevverlerinin bile tahtı itirafında bulu- nan Hindistana karşı amele hükümetince daha şimdiden bu derece mühim bir toahhüde girişildiği haberi muha- fazakâr ve hatta liberal mahafilinde büyük bir heyecan mucip olduğundan parlâmentoda ekseriyeti haiz olmıyan şimdiki kabinenin nasıl olupta Britanya imparatorluğunun mukadderatı üzerinde müthiş tesirat icrasından bali kalmiyacak olan böyle bir kararı diğer iki büyük fırka reisine “danışılmaksızın ittihaz ettiğine dair haber üzerine derhal salahiyettar zevat nezdinde tahkikat yapılmıştır. Bu tahkikat neticesinde beyannamenin Hindistana Şim- diden “muhtariyet verilmiyeceği kanaatinde bulunan libe- ral titkası reisi. M. Lojd Cotç ile “Hiçdistari “Komlyonü reisi Sir Con Simon nun ve sabik Hindistan valisi Lord Riding in itirazlarına rağmen ve fakat muhafazakâr reisi M. Baldvin nin inzimamı muvafakati ile neşrolunduğu kemali hayretle anlaşılmıştır. Kendi reylerini almaksızın M. Baldvinin böyle bir şeye rıza göstermesini bidayette akıllarına sığdırmıyan arkadaşları derhal meseleyi tenvir için kendisini ziyaret edetek izahat istemişlerdir. M. Baldvin cevabında parlâmentonun tatil devresi es- masında amele fırkası reisleri tarafından kabinenin Hin- distan siyasetini tasvip ve iltizam ettiğini temine her nasılsı. ikna olunduğunu fakat ozaman. bu teminatın bu derece mühim neticeler tevlit edeceğini bilmediği için şimdi bu hareketine nadim bulunduğunu ve bunun ha- kikaten büyük bir hata teşkil ettiğini itiraf eylemiştir. Muhafazakâr rüesası bunun üzerine bir müddet isti. şere ederek fırkanın malömeti olmaksızın Baldvin tara- fından girişilen taahüdün hiç bir kiymeti haiz olmıyaca- , müttefikan karar vermişlerdir. Bu suretle açılan büyük buhranm inkişafından neler çıkacağını şimdi kestirmek mümkün değildir. ; Londra, | (A.A) — Muhafazakâr fırka reisi M. Bal duyin ile mumaileyhin parlâmentodaki taraftarları âra“ sında daha sıkı bir temas temin etmek için hericiye, İ ticaret, sanayi, maliye dairelerine ait işleri daba ziyade dikkatle takip etmek üzere muhafazakâr azadan mürek- kep müteaddit komiteler. teşkil edilmiştir. Bu komitele- rin reis ve rcisvekilleri her hafta M. Balduvin'in riyase- tinde toplanacak ve komitelerin faaliyetleri arasında bir ahenk ve intizam husule getirmeğe çalışacaktır. mm İL Rusya ile münasebet meselesi Londra, 1 (AA) — Muhafazakâr fırkanın mümtaz azasından M. Baldvin, M, Ostan Cemberlain ile M. Lo- eker Lapson gelecek salı günü hükümetin Rusya ile si. yasi münasebata yeniden başlanılmasına müteallik karan bakkında şu takriri vereceklerini “ bildirmişlerdir. “Avam kamarası Rusya ile siyasi münasebatâ yeniden başlamak için riayet edileceği Başvekil ve Hariciye nazır tarafi. dan beyan edilen şartlara hükümeti kıfeliye tarafından riayet edilmemesini teessüfle karşılar ve mevzuu bahâolan şeraiti iptidaiye tahakkuk etmedikçe Sovyetlerle siyasi münasebata yeniden başlanılması kabul etmiyeceğini İ Beyan eyler. ———— | ler. Nihayet kafesi sürdüm: Böyle işte dedim eğer gece uykusunu bana haram ederseniz hep Böyle yapicuğım, deki eğ ağ ul i etle Tedbir elhak-güzeldi ve İogundu, F'nkat he çare ki te- peko,, gürültüsüne «benim © hayat kanunlarına. pek uy- | ir 4 Bayoğlu ) : Parisli şarkect Babaların günah: * Ak zambağı 4 Canbazhane prensi roİlahi kadın 1 Düztaban ana forcu rine düşmen 5 Mahkümlar ge- #ülai * Düztaban yam- Lüksemburg : Yavrucuk tanka) $ Casus kadin 3 Volga mak kümları Alemdar (o: Gelin davağı Kemal Bey : Kirk kalpler Kedi) Süreyya Pp. : Ankara poslası Hâlâ onağmel! Yunan gemileri, boğaz- lar ve Akvâm meclisi Atina, 2 (Anek.) — An- kara Yunan maslahatgö- zarı Boğazlardan geçen Yunan vapurları meselesi hakkında yaptığı teşebbü- se Tevfik Rüştü Beyin ver- diği cevabı buraya bildir miştir. Yunan vapurları mücehhizleri dün, burada toplanarak (o Boğazlardan geçen Yunan vapurlarının uğradığı müşkülân Boğaz lar komisyonuna mufassa- lan bildirmeğe karar ver mişlerdir. Yunanistanın bu mesele hakkında Cemiyeti Akvam umumi kâtipliğine müracaatı gelecek hafta tevdi olunacaktır. Fransız kabinesinde Kimler nazır oluyor ? Tardiyonun “kabineyi teşkile memur edilmesi nasıl karşılandı ? Paris, 1 (A.A) — M. Tardicu. M. Dowmergue ile yarım Saat görüşmüştür. Müşaverelerine yarın - sabah devam edecektir. Meb'üsan meclisindeki radikal sosya- list grupu öğleden sonra teplanmışsa da hiç bir karar kle sp. irlendan hiç birinin. yarın sal at'i kararını verecek ol ini yeni kabineye girmemesi De e Mei gen ei Paris; 1 (A.A) — Meb'usan meclisindeki radikal sosyalist grupa bu sabah M. Daladier ile M. Montingoy M. Dementel e müzaherette geri durmala- rının sebeplerini izah etmişlerdir. Grup âzâsından biri aş — takrirde Spa mensup ban ricalin, mensup ulundukları grupün fikrini ii di kında bir Lr de ilke nm dan dölayi teessüf etmekte ve âbi i kabinertin. radikal “sosyalist) er. 2 limen haritine çıkardığını" beyan etmektedir. M. Daladier, bu | tari kabul çil lde fırka riyasetiniden: çekile- eeğini" söylemiştir.” Şiddetli bir münakaşadan | e müdahelesi sonra parmeni ei liseli > |” Bağ (AA) — M: Tardiyö. âma mek'us M. İs- | kapiniyi kabul etmiştir. Mumaileybi tatmin ve parlamen- i toda - ekseriyet. temin — eyleyeceğine . kani. bulunduğun | Elhamra Melek Ah, kahpe Asri Etuval Şık Alkazar Ferah Milk İdöman edeceği aklıma geldi. Bu, gayet tabii bir şeydi. Olsa olsa, biraz rahatımızı kaçıracaktı. Fakat mermi; söylemiştir. Paris, 2 (AA) — M. Tardiyö solcenah Cümbüriyet- | ilerinden M. Maginot, .M. Foujere M. Ricolfiyi |. sl radikllerinden. M. Manautyi kabul sü and > Paris, 1 (A-A) --M. Tardiyö öğleden sonra müşave- relerine başlamış, bilhassa M. Durand, Cheron;: Sarraut, | “Chesitemps,: Onenille ve-M. Hesse 5 kabul etmiştir. Paris, 1 (AA) — M. Tardiyönun M: Brand, Cherön Lowchusun; Maginot; Martin ve Mi Eynac tan yeni kabi” | meye dahil olmalarını -istiyeceğine ihtimal “veriliyor. -M. Tardiyönün bir bahri ticaret, bir de sıhhat işleri neza- reti ihdas vedeceği ve Alsas Loren müsteşarlığını yeni. | den tesis edeceği rivayet olunuyor. Paris, 2 (A.A) — Ga büyük “bir kısmı Me vTardiyönüm kabine teşkiline “Emir edilmesini bek müsait. surette karşılamakta mumaileyhin İ-nufur ve kudier sahibi olduğu inkâr edilen yeceğini byum eylemekter ve takip” ettiği müşavere usülümü tasvip. lerin ve efkârı umumiyenin! herif, ah!. Topa, gülleye ve dünyanın en dayanılmaz ateşlerine göğüs germeğe müheyya hiz var- dık ve bu toplar, gülleler hep bizim için. fırlamışlardı. Herkesin gözü havada idi. Şayet bu mermi üzerimizde patlasaydı, bu- cektik, Fakat mermi üze rimizden geçipte Edirneye doğru yollandığı zaman, herkesin yumrukları sıkıldı, dişleri kenetlendi. Ve tar- | rakayı müteakip her ağız dan şu feryat yükseldi: — Ah kahpe herif. ah. Evet, bu birkahpelikti... topa, gülleye ve dünyanın en dayanılmaz ateşlerine göğüs germeğe müheyya olan biz vardık ve bu top- lar bu gülleler yalnız bizim için. bizim çelik | sineleri- | miz için. ancak ve ancak bizi mağlu etmek için ge tirilmişti. Niçin bize atık miyordu? niçin bize atıl muyorduda hiçbir cürmü günahı olmıyan zavallılara... aciz. kadınların , masum yavruların başına ateş yağ dırılıyordu. Bülkülden kebap Üs Hüseyin Bey, verdiği bir konl feransta £ öl *Arhk Gül, ancak 'yağ çıkarmağa.bülbül ise kebi olmağa yarar! , yollu gümle sar'stmiş,B, Toplu İğne ! Hatıra gelenler; ——— — Cinaslı tarizler Oh dokuzuncu asır üde, basından “Rivarol, cınaz. tarizleri ile meşhirdur. Bir gön asil bir madı, tarafından davet edilmişti. “Rivarol, müsafirlerin yük, sek tabakaya memup o. *dibin nüktedan olduğunu herke, bildiğinden kendisini söz söyletmiye uğrasıyorlardı. Nihayet saçma bir söz snrfetti, Etrafındakiler. — Bü ne manasız şeyi, Diye bağırıştılar. Ova. kit“Rivarol, dediki: — Çok tahaf! ne vekit manasız bir şey söylesem İİ her kes hırsız var! diyeba- ğırıyor! $ “Rahip Vosel,, bir çok dini hitabeler kaleme al mıştı. “Rivarol, rahibin we- Ah kahpe düşman .. | mertlikle sinemizi deleme- diğin için namertlikle kal bimizi yakmak © istiyorsun öyle mi?.. pek alâ görüşü rüz.. 9 Teşrimsayi Elim bir matem içinde | yiz. Boğuk bir hışırtı ile sinsi bir yılan gibi üzeri: mizden geçerek şehre düş: | meğe başlıyan mermiler, kalbimizde patlıyor ve kal: ! bimizi yakıyordu. Bu gece, ahenk yapmak şurada dur- sun, hiç kimse me güldü ve ne lüzumsuz bir söz söyledi. Bütün aklımız, fik- ları aksıracakmış gibilmü. temadiyen gıcıklanır. S. de böyle. mütema- diyen, zekâ sarfedecek- miş gibi oluyor! * İhtilali kebir rüesasın- rimiz.. şehirde.. şehrin za- | valh sakinlerinde... Üç gündenberi * Maraş we Kartaltepede harbolu- yor. Allah kahretsin; Kar- | taltepeyi Ogene düşmana | vermişler... Üç gündür o | | havalide, bazen artan; ba- | zen de tavsayan harbolu- İ yordu. Fakat bugün saba | ha karşı, tasavvur edilmi- yecek kadar şedit “bir top- neş'et eyliyor.» * *Taleran,, öldüğu zaman | Rusyanın Paris sefiri olan zat dedi ki: N Muhakkak M. dö “Talerân,i çu ve piyade ateşi hepimi- | zi heyecan içinde uyandır. | dı. Ne oluyordu; düşman | müdafaa hattınımı yar- | bahriye N denizcilikle biç bir ali