Ankara yangını Eifaiye takviye ediliyor Bütün: vesaitin süratle ve intizamla işlemesine rağmen ateşin bir türlü sönmediğini gören Gazi hazretleri An- karada bulunan bütün kıtaatında yardım. etmelerini emrettiler. Saât dört buçukta asker yetişmişti. Başta Mu- hafız kitaâtı ile 189 uncu alay ve istihkâm bölükleri olmak üzre gelen kuvvet Balıkpazarında o meyvehuştan itibaren bütün dükkânları yıkmağa başladı, bu suretle kısmen olsun tehlikenin önüne geçilmiş oluyordu. O zaman bütün yardım kuvvetleri yanga sahasının cenup kısmında teksif edildi ve orada da yıkma âmeliyesi- me başlandı. İki bini mütöcaviz asker , jandarma, etfaiyâ yangını söndürmeğe çalışıyordu. Büyük Gazisini başında gören halk.. Gazi Hazretleri hep oradaydılar, mütemadiyen bir taraftan öbür tarafa gidiyor, emir veriyor, etfaiyâ nefer- İeri ile konuşuyor, onları teşvik ve teşci ediyor, dükkân- ları gezerek zarara maruz kalanlara teselli veriyorlardı Bu mahşer içinde Gale gören halkın göz- i mii ile dolu idi. mi e suretle bilhâssa Balıkpazan semtinde meş, kları sırâda Erkânı harbiye reisi Fevzi gi bazı kumandanlar da Hasan bey oteli “semtinde tehlikenin önünü almağa çalışmışlardır . pe Saat ona çeyrek kala Yangın saat 9,30 da söndürüldü, Artık tehlike kal. kalmadığını gören Gazi Hz. köşklerine avdet buyurdular, Zarar ve ziyan nekadar? Yangının itfası için muhtelif istikametlerde 30 kadar ev dükkân bedmedilmiştir. Yanan dükkânlar içinde Ankaranin bütün kasap, demirci, kalaycı ve 50 den fazla keresteci » dükkânı vardır. Büyük bakkaliyeler, içindeki Binlerce İiralık sebze ile birlikte sebze hali, hâmam, dört fırın, bütün kalaycılar, 3 büyük han; Meserret oteli yandı. Zarar ve ziyan (5) milyondan fazla tahmin edilmek- tedir. Yangın sahasının genişliği Ateşin harap ettiği sahanın bir haritasını çizmek İazım gelirse şimal cephesinde : Abdullah efendi lokantası ve Balıkpâzarı caddesi, şark cephesindâ : Adliye sarayı altı ve Bolu palas civari , cenup cephesinde : Hacı Doğan camii yakınları, garp cephesinde: Hasan bey oteli ya- kınları zikredilebilir. Bu sahanın içinde kalan dükkânlar kereste, manifatora, Haffafiye , kuyumcu, Demirci, nâlbur , yağtı, fincancı , tendkeci, dükkânlarıdır. Emanet binası kurtarılmıştır. Son- dakika rn 2 ME Tİ Yanan binalar kati adede göre 6ll dir Ankara, 19 (Vakıt. Telefonla) — Yanan dükkânların ve evlerin adedi kat'i olarak tesbit edilmiştir. 500 dükkân, 100 ev, 5 han, 3 fırın, İ cami, İ mes- çit, İ hamamın yandığı anlaşılmıştır. Dükkânlardan birçoz eşyanın çıkarılmış olması zarar ve ziyan derecesini hafifletmiştir. Zarar 5 milyon lira tahmin edilmektedir. Harikzedeler içi! Emlâk bankası 1000, Hilâliahmer 9000 lira vermiştir. İskân ve iaşe için tedbir alınıyor, AE . szamaşmzzızı i © Ötemin eden atelyeler açıldığı gün kumaşını hariçten getir. sek bile, şapka için Avrupa- erdiğimiz paranın 1,701 amam MEME “Wakt,ın 20 Temmuz 1929 tefrikası : 38 dizlerini bükerek yatmalar rından ve uyurken sağ el. lerini | şakaklarının altına koyarak uzun saçlarının bir tutamını üstünden aşırma- “larından başka" benzer bir yerleri yoktu. Böyle oldu- “ğu halde Ali Riza B: ken © “dini o sabahlarda buluyur © © ve daha garibi, içinde hiç © “biraci “ve ümitsizlik his setmiyordu. İhtiyar adem oğlunun başına dukundu: — Şevket, biraz uyan. Ben geldim ( oğulcuğum, dedi. Genç adam hafifçe silkinerek gözlerini açtı, ye- inde doğruldu. O da babası © © gibi hiç bir teessür alâmeti göstermiyordu. Elinin tersile ağazını ka. Payıp. esniyerek: ARR Sa e memlekette kalacaktır, Mamu- Jâvmız Avrupa mallarına na- raran *, 40 derecesinde ucuzdur, - dum baba, dedi, Akşam yaklaşınca ümi- dimi kestim. Uyuyup kal mişım. İki gündür bana bir fenalık arız oldu. Dur duğum yerde dalıp dalıp gidiyorum. Şevket başını arkasında- ki duvara dayıyor, karşı- sında ayakta duran baba- sına. dalgın dalgın gülüm- süyordu. Elile yanında yer gösterörek: — Otursana baba, dâdi, Genç adamın yüzündeki yorgunluk ve gerginlik geç. mişti. Yanâklarında bir a- gır hastalığın zehirlerinden yeni kurtulmuş insanlara mahsus hafif bir pömbelik dalgalanıyordu. Ali Rıza B. bastonuna dayanarak zahmetle otur- duktan sonra : Dostumun felefori eti ringvalidem biraderi: balli Vak'aya koşmuştu. Aşığıda duran bi muruna bana bir verilmesini ti. Su inerek polis merkezine kadar gittim. Validemle birader bera- berimde gittiklerinden hetnen tahliye olundum, Ertesi günü validemle birmü- nakaşadı daha bulunduk. Böyle hadiseler o Olmamasına dikkat etmekliğim icap ettiğini söyledi; tedavi çaresine kal'iyen teveş- sâl eylememi tavsiye etti, Eğer tedavi olursam müddeti ömrümce sâadete mazhar ola- cağımı temin eti, o Memaliki ecnebiye İle olan münasebeti mizi hatırlattı. İstersem bana aşka memlekete gitmeyi teshil edicek bir pasaport tedarili için ve mümkünse yapacağını söyledi, ve netice olarak dedi ki: Memaliki ecnebiyede yeni bir hayata atılır, Oralarda buradaki gibi muzır ülletler peyda etmezsin. Akrabamızın yardımı ile para kazanarak &- sude bir ömür geçirirsin. Bel- kide garbi Avrupada evle nirsinl» Bir hissi kablelvukun tebaan irat ettiği bu sözleri sarfeder- kon mağmum yüzünü bir te- besşüm kaplamışlı, Ahl içimdeki iyilik tohumla» ri henüz kurumamıştı. “Valide- min arzusunu tatbik edebilme- yi cani gönülden istiyordum. Hemen bir hastaneye götürün düm. Orada o müthiş günler geçirdim. Som zamanlarda * kullandı- Eun lazla miktarda kokaln- den sonra bütün bürün mah- rumiyet bana pek acı geldi! Bir müddet sonra bahçede gezinmeme müsaade ettiler. Kendimi - dahaç iyi bulü- yordum. Fakat dalma “iki gardiyan tarafından tarassut ediliyordum. Az sönra fikir çocuklar menfaatine verildn bir tiyatro müsameresine işti- rak edebilecek bir bal kesp- ettim. Müeş ringi de ikametimin & veya ikinci ayı, yalı Yapra NG olda sana” Oğul cuğum; diye sordu. Şevket: omuzların: silkti: — Ergeç böyle olacağını sen de her halde tahmin ederdin... Ne yapalım. al- nımızın yazısı... — Borçların için mi bu hal başına geldi ? Şevket evvelâ biraz te- reddüt eder, durduğu yerde biraz toplanır gibi oldu. Tekrar kendini bıraktı, Babasının elleri içine aldı, Gözleri pencerenin üs- tünden tavanâ vurmuş bir- kaç tel ışığa dikili sakin sakin söylenmiye başladı; — Maalesef & vaziyetim senin zannettiğinden biraz daha kötü... Bankaya sit ellerini mühimce | | Aleksandr Zubkofun hatıratı sadeşime mazhar soldum. Ba- veynimi #iyaret Yotdum. Bu müşadeler sa vi bir kadın benimle yaşamak için kocasından ayrilacağına söz verdi. Hayat bana daba tatlı bir şekilde gözükmiye baş lamıştı. Fakat bu sefer de, sef bir tesadüf eseri olarak hadise fenaya müncer oldu, Bir ikindi sevgilime tesadüf edememiştim. Bir koltuk ryeyhaneye girdim, Şarap ve konyak istedim «z zamanda zilgorna sarhoş oldum, Hal buki üzerimde henüz çok para vardı. Bu ise memnu idi, Kanun mucibince ipsun ü- zerinde beğ bin piri faz: Ja Soviyet patası bulundura- mazdı. Evyeli iki kadına ik- ram ettim. Sönra iki kadın daba geldi. Hepsi hesabıma bol bol içtilet Tam borcumu vereceğim “Sırada —cebimden püramı çıkârdi, Hükat biri- sinin de DENİ Marassut ertiğini farkettim; Kadın biri kula- ıma: *Polis memurları v Parayı saklayınız... dedi. Ne olduğumu birden bire arilıya- madım, Bulunduğum masaya, iki polis memuru gelerek be- ni karakola davet ettiler; Ce- bimde . iki milyondan fazla ruble vardı, Bu kadar parayı niçin taşıdığı veremiyordum. - Bulunduğum hastanenin. Adresini”. verdim, Ereşi günü bütün paramval- dıktan sonra benl oraya gö- türdüler. O sırada zabıta serta- biple uyuşmuştu. Sertabip muhkemece bir. karar veri meden benlijdışanı çıküramı yacağını" ve-şahsımdan mçs'ul olduğunu bildirdi. Bina Seylâp Trabzondan gelen son haberler Trabzon, 18 — Oltan üç gündenberi resmi ve busust esaslı malümat alınamamaktadır. Kara muvasalâsı kesik olduğun dan kayık ve motörle geliniyör. Gelenlerin verdikleri haberler çok korkunçtur. Yer yer heyö- lânlar devam”etmekte ve Ofun yüksek köylerinden bâber alır nâmamaktadır. Telefat miktarının & çok bir parayi harcadım... tek- rar yerine koymadan mü- fettişler « geldiler... hoş bu gidişle or beş sendde de yerine. koymıyacağımı bili» yordum ya.. İnsan bir kere şaşirmıyâ «görsün... Hasılı pis bir vaziyet oldü... Şevket. vak'ayı babasına Bütün tafsılatıyla anlatmıya karar vermiş görünüyordu. Fakat nedense birdenbire asabileşti. : Ali Rıza B. ©- nun hâlâ elini tutan par maklarının gerildiğini . his- sederek; Üzülme Şevket, dedi, insan olânin başina berşey gelir. Sözlü, değiştirdiler, Şevket ânasını, kardeşle. ribi sordu. Bilhassa Ayşeden uzun © uzadıya (o bahsetti. Ti sualine cevap /İ mer'iyâte girgcel kür tarifede. bazı eşya» nın resimleri arttırılmış olduğuna bakan bir kı sım'tüccar aradaki fark- tap istifade setmek için Avrupaya “fazla miktâr- da mal sipariş eetmek- tedir. Siparişler bu gün- lerde gelmiye başladı- ından İstanbulda bir anterpo buhranı çıkmış- tır, Aynı zamanda bu fazla siparişler İngiliz lirasının o yükselmesine dâ sebep olmaktadır. Acaba ihtiyaçtan fazla mal sipariş eden tüccar yeni gümrük tarifesinin her memleket için oldu» duğu şekilde tatbik e- dilmiyeceğini | bilmiyor- lar mi? Gümrük farkın: dan istifade edeyim der- ken zarar etmek ihtima- li de bulunduğunu göz önüne getiriyorlar mı? Filhakika Almanya, Ma- taristan ve saire gibi bazı memleketlerle ara- mızda mevcut olan mu- vakkat ticaret itilâfları- nin müddetleri henüz bitmemiştir. Binaenaleyh bu gibi memleketlerden getirilecek mallara bel ki yedi sekiz ay kadar dahâ eski gümrük tari fesi tatbik edilecektir. Sonra diğer memleket- lerle de hükümet ara- sında yeni ticaret İmua- hedeleri akti için müza- kereler cereyan etmek- tedir. Yeni ticaret mu- abedeletinde bazı eşya hakkındaki resimlerin bu. günkü tarife derecele- rinden aşağı tenzil &dil mesi ihtimali kuvvetli dir. Vaziyete nazaran ne vakta kadar depolarda, mağazalarda. - sarfedil- meksizin o bekleyeceği malöm olmıyan malları ağır faiz ve komisyon- larla celb etmekten te- vellüt edebilecek tehli- keleri hesaba katmak lâzım değil midir? müşkül ve çok uzun sürecektir, Halen ; bini mütecaviz insan binleri mütecaviz hayvan, mil yonları mütecaviz hasar ve zarar kaydediliyor. Sonra manzaman babasına söy- senelerdenberi za- lemiye karar verip de ce saret edemiyor gibi görün- düğü karmakarı- şık anlatmıya başladı. şeyleri — Çocuklarının arasında en çok bana güveniyordun. Halbuki en büyük tekmeyi benden yedin zavallı ba- bacığım. İhtiyar günlerin. de sana yardım etmeyi ne katlar isterdim. Yazık ki Bir kere nasılsa ayağım kaydı, bir daha kendimi — toparlıyamadım. Sanki, gibi adamın evlenmek o benim nesineydi? İşin “asıl şaşılacak tarafı hepimizin nasıl bir uçuruma yuvarladığımızı pekâlâ gör- düğüm halde bir türlü bir şeyler yapmıyordum. 5 Damga kanunu talimat- namesi yapıldı Maliye | vekâleince tanzim edilen kanunu talimat vamesine omazaran © senedalla damga mükellefiyeti 101 ku- ruştap başliyağaktır. 101 kurüğe tan (490 kuruşa kadar 2, 150) kuruştan 2490 kuruşa kadar 4, 2500 kuruştan 3499 kuruşa kadar 6, 3500 kuruşlan 4499 kuruşa kadar olan senetler için 8 kuruşluk damga pulu yapıştırılacaktır. Daha büyük kıymetli dönek lerden de bu minval üzerine damga pulu yapıştırılacaktır . Gelenler gidenler Sabık Mur nazırlarından Hilmi paşa İsa nilesile birlikte şehrimize gelmiştir. »* Cemiyeti avam memur. larından M. Poke berayi seya- hat şehrimize gelmiştir. # Şarkı karipte seyahat eden İsveç © gazetecilerinden mürekkep bir grup dün Suri yeden şebrimize gelmiştir ve Avrupaya hareket etmişlerdir. Doktorlar ve ilmi istılahlar Dektor Kemal Cenap B: (Türk. çede ilmi istılahlar meselesi ) mam; | #le bir risale yazmış ve bastırmıştır. | Kemal Cenep B. bü'tiknleside (müivellidülme ) manasına gelen ( Hydrogöne ) kelimesinin tasar » vutunu esas tutup beynelmilel im - llanı ozan" Hibara ölriyark (ldotojen Y) şeklinde yazanları senkit etmektedir. ae Tehir edilen içtima Dün eilli talebe birliği bina- sında Azerbaycanlı gençler ce. miyeti umumi bir içlima yapa caktı. Ekseriyet temin edileme diği- dhetle bu içtima başka bir güne bırakılmıştır. İ Üsküdar tramvaylar Ürküdar - Kısıklı hattnin bir İ senelik işletme hesaplarının netice. «ide varidat ve masarifin başabaş gelmesine nazaran gelecek sene kâr bırakmağa bâşliyacağı tahmin edi İiyor, Üsküdar semtinin şerefini ve kessletini. arttıran bu het Haydar - paşaya doğru temdit edilince. tabi hatt bamlaif!da"© niibtte eriği, Hani uykuda insana a- gırlık basar, her şeyi an- ladığı, bir gayretle. silkinip kalkmak istediği halde par- parmağını bile oynatamaz.. tıpkı öyle oldum. mısın baba, hiçbir şeyin farkında: değil gibi: görün- düğüm halde (o her pis- liği görüyordum. İlle se- İnanır ninle. göz göze geldiğim zaman ne ulanıyordum, kendi kendime ne lânetler ediyordum bilemezsin... Ali Riza B. elini. okşuyarak : oğlunun * Biliyordum © Şevket dedi , senin abhlâkından bir an şüphe etmedim, Vakıt geç olduğu için Ali Rıza B. oğlunun yanın- da daha fazla “kalamadı, etrafına bakınarak Şevke- ç mi Kirli paralar Malsandıkları tarafın» dan değiştirilecek Kirli paraların tebdili hak- kındaki kanunun talimatnamesi bitmiş gibidir. Yalaz mühim bir maddesi hakkında müzake- rat cereyan ediyor, Kirli paraların tebdili için doğrudan doğruya & bankalara salâhiyet verilmemesi © düşünül mektedir. Kare usilü de her türlü sut iştimale müsait görülmektedir. Bankanın biri paradaki yırtık miktarını meselâ yüzde beş nls- betinde görebileceği gibi diğer bir bankada ayas “paradaki aynı yırtığı meselâ yüzde 8 nisbetinde görebilir, Bubun için bu muamelenin doğrudan doğruya mal sandık- ları tarafından idaresi karar ol tına alınmak Gzeredir. Mal san- dıkları kendi varldatları ile yır- tk parayı tebdil edecekler ve sonra yırtık paraları o merkeze göndereceklerdir. Bir terkini kayt Defterdarlık tahsil tebliğ me- murluğuna tayin olunup iki ay- dır “vazilerine * başlamamış olan Osman Zeki efendinin. kejdi terkin edilmiştir. Az Şile kaymakamı Şile kaymakamlığına tayin edilen Köyceğiz & kaymakamı Vasıf B. yeni vezileşine başlar mıştır, Yunanlılar Lâhi divanına gitmek istiyorlar Atina, 18 — “İyi malü- mat alan mahafilde beyan edildiğine göre Türkiye ile Yunanistan arasında mev- fh mucip meselerin ve bilhassa saltanat devri pasaportile giden İstanbul Rumlarının. vaziyeti hak- kındaki o meselenin Lâhi Divanı Adaletine havalesi muhtemel bulunmaktadir. Atina, 18 — Başvekil M, Venizelos yarın Giride lele Hanyada Yunanistanın $i- yasi vaziyeti hakkında. bir nutuk irat etmesi muhte- meldi ..” 1... 24 okümü Yazan: Reşat Nuri tin nelere ihtiyacı olduğu- tayin “ettikten sonra ertesi günü gelmek kara- rıyla dışarıya çıktı, Ortalık kararmıştı. Günün en bah- tiyar insanları bile az çok gamlandıran nu bir saatidi. Kendi. etinden ve kalbin- den bir parça demek olan bir insanı ümit ve şerefin bir mezarı demek olan bir hapişanede bırakmıştı. Bütün bunların “bir araya gelerek ihtiyar adama çil © dırtıcı bir. ye'se. düşürmesi lâzını gelirdi. Halbuki o bu. dakikada pek fazla bir 18 tırap çekmiyor, “hatta bira# da ferahlık duyuyordü. Ayrılırlarken © Şevketi © balifçe esnediğini, kalınca tekrar kereyetin& uzanıp uyuyacağını görmüs” , di. Birmedi) 2sZ EBEILIİ GM yala” >