28 Haziran 1929 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

28 Haziran 1929 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir münakaşa suf Ziya Beye BE damdard - güya - bana ce- vap olan fıkyanızı gördüm. Ben seciyeden, aklâktan bahsettim. Aptesaneden, o Miçodan » dem vuruyorşunuz. Buna karşı Ede ve terbiye huzurunda Vusaf Bar diye küçük bir eser- cik bazırladım. O yazılanı ga” zete sütunlarında bırakmamak için bir Broşür şekline koymak İz matbaaya vereceğim. Bek- < Ee günkü oİkdamda Celal Nuri Bey de Pşekistammın haricinde. Az, Öz diye yağnakta olduğu © kuru “#özler arasında Rusların sarf kaidelerini kaldı rip attıkları söylerken - çetre- il bir ifadeye sahip olduğumu, bumun bizdede tatbiki halinde Hazretim, Süleyman Nazif merhum siz üstadı tasvir için ii etmişti. Bunun bir Raşit mebusu Osmen zade Hamdi © Beyin yannda siz de tekrarla- muştınız. Binâenaleyh bir kıt'a hâline koymuş olduğum, mer- © bum, 6 teşbih ve zarsfetini © — şüraya kaydetinemde artık bir © malzur görmezsiniz, sanırım. Öyle bir limimizdir ki Celâl Nuşi Bay, edenlere ön ayak olduğun- dan dolayı polisçe nezaret k m alınan ve hayirhah, : ayukatının lütuf ve sahabe” tile kurtulan Yako kredi “bu Yako i © hususlarında ye © mekteyimi” , z r saydığım hareket- leri yapan Yako Şaul Ef. © bu Yâkö Şaul Et ise hissi © hareketin me olduğunu ben —, kendimce anlamış olâcağım. © bilmem bunu kimden öğre- © ne bilirim?... (İmza mahfuzdur) Vakıa bu mektup doğru- dan döğruya bize hitaben yazılmıştır. Fakât hakikatte ibtiva ettiği mühim sualler — iitibarile avukat Yâko Şaul Onun için herkesten evvel - mubterem kariimiz tarafın- a irat olunan suallere Yako Şaul efendinin cevap vermesi İâzımgölir, zanne- — Leylâile Neclâ açılırlar ve serbest kalırlarsa çehre zü- ğürdü olan zavallı büyük © ablanın kıymetini hiçe in» dirirlerdi. Ali Rıza Beydeki “Fikreti yanlış terbiye ettim. , fikri de artık değişmişti. Herşey gibi çocukların terbiyesine verilen emek de boş bir gayreti. Kanların mayasında doğuşta ne — varsa vekti saati geldiği gibi meydana çıkıyor, hiç bir şey onu değiştiremi- yordu. İhtiyar baba bu kanaati- ne rağmen bazı sükün ve ümit saatlerinde Neclâ ile Lelyâyı © karşılarına alır, bütün o yüreğini (o yakan şeyleri onlara (o anlatmıya © başlardı. Ah, bu çocuklara temiz: yürkeli bir. Türk | “Vakt,ın 28 Haziran 1929 tefrikası : 19 Vatşovada çok şayanı dikkat “bir muhakeme Akbaba sahibi Yu-|Sabık Maliye nazırı adalet huzurunda iken neler oldu ? Varşova, 28 (A.A) — Devlet mahkemesinde sabık maliye nazırı Mi Gzehowlez in muhakemsine başlanmıştır. İddlana- menin. kıraatini -müteteakip—M. Gzechowicz Fransız - İngiliz ve Alman parlâmentalarır tarihinden mfsaflar getrerek orada da'mali kanun “hililinda bareket ettiği halde mwehkemeye” sövkedilmediğini ye bu itbarla bir. nazırın mücrimiyetini tanımadığını beyan, etmiştir, Dahiliye. nazın, M. Sahaladkö- wski biludmüm mazırların M. pilsüdeskinin talimatı dahilinde çalıştıklarını söylemiştir. “Ticaret nazırının şehadetini müteakip şahit olarak mare- şal Pilsudeski dinlenmiş. ve mareşal uzun bir nutuk söyliyerek bir: çok noktaları arasında tenaküsu bulunan devlet mahke- mesi kanununu tenkit etmiş M. Gzechhowicz in kendi verdiği talimat dahilinde hareket tttiği için diyet. meclisi! tarafından M. Gzechowicz e-kaçşı vaki ittibamın gayri ahlâki olduğunu söylemiştir. Mareşal 'pilsudski Gzeehowiez in ittibam edilme sini ahlâkt bir çinayet olarak tavsli etmiş ve aazırın mun zam krediler hususunda diyet meclisine bir Jâyiha-hazırlamiş Olduğunu ilâve etmiştir Mareşal kendi talebi üzerine M. Czechowicz in kendisi. ne 8 milyon ziötilik bir hususi hesâp âçuğını, esasen bürün mazırların kendi Şahsına karşı emniyet beslediklerini ve ken- disinin hiç bir zaman bu emniyeti sul istimal etmediğini beyan ile demiştir ki Benim ellerim diyet meclisnde Se. Jatınki gibi değil, temizdir. Bu beyanatından sonra mareşal Pilsudski zl biç bir susle maruz kalmaksızın salonu, terketmiştir“Mareşal çıktıktan sonra müddei'umam! meb'uslardan La&bian mare- Şalin diyet meclisi hakkındaki beyanatını, mahkeme meclisi protesto etmiştir. İngili iltere susuz kalmak tehli- kesine “maruz! Lodra, 26 (A.A) >“ İngilterede. yağmurların az.“ yağış olinası memlekeğm bazı noktalatında endişe — tevlit etiiektedir. “ Orülarda menbaların şularınm | ükenmesinden korkuluyor” Çünkü bu tekdirde nehirler kuruyacak ve netiöed€ mabsüllt tamamen değilse bile kismen mahyo- ondrödâ tuhaf ve dedikodulu ğ bir hadise oldu Köndrd, “27 (AA) — Müstemlikât nazırmın o zevcesi Mes'Webb in kocasının baton sınıfına terfii neticesi olarak hak kazanmış olduğu 'lady Passefieli o unvanını kabulden iratina etmiş, burada tuhaf bir vaziyet hasıl olmuğünc. Amerika hükümeti endişe içinde Nev-York, 26 (A.A)— Yeni gümrük tariteleri aleyhinde bir çok devletlerin protestoda bulunması, hata bunlardan bazılarının mukabele bilmisil tetbirleri almağı düşünmesi tves'ul mahafili endişeye düşürmektedir. Amerikalılar Rusyayı tanımıyacaklar Washington, 26 (A.A)— Royter ağnnsinn muhabiri Amerika bükürüetinin M. Makdonaldın teşebbüsüne imtisal etmiyeceğini ve Sovyet hükümetini tanımamak siyasetinde devam edeceğini zan- neltiren bazı emareler mevcut olduğunu bildirmektedir. - Yunanistanda komünist beyannameleri Selânik, 27 (A.A.)— Hükümet memurları komünist teşkilâtnı 1 ağüstesin kargaşalıklar çıkarmağa davet maksadile üçüncü enler- vasyonal tarafından gönderilmiş bir kaç tamim ele geçirmiştir. Prusya diyet meclisine yıldırım düştü Berlin, 26 (A.A.)—. Şiddetli bir fırtına esnasında Prusya diyet meclisi binasına yıldırım düşmüş , meb'uslar arasında büyük bir korku ve telâş yapmı med hasarat ika etmiştir. bir parça kendisin: anlat- mak mümkün olsaydı! Ya- zık ki buna hiç çare yok. tur. Nekadar bağırsa sesini onlara işittirmiye muvaffak olamıyacaktır. El ile doku- nulacak kadar yakın görü- nen bu başlar en uzak yıl- dızlardan yabancı dünya- lardır. Ali Rıza bey bu saatler- de kızlarını kurbanlık ko- yunlar gibi gönlü, içi kan- ağlardı. 14 Cehennem!,. İlk defa Leylâ ile Neclânın kullan. dığı bu kelime tutmuştu, Küçük Ayşeye o varıncıya kadar bütün âile şimdi e- ve “cehennem, diyordu. Maamalih bu cehenne- min her gün yarım saatlik bir mütarekesi vardı: ak- şam yemekleri... Yarım sa- at esnasında - boğuşmalar, göz yaşları durur, yemek odasında eski zamanlari hatırlatan bir sükân ve muhabbet havası eserdi. Bu mucizenin sebebi Şev- ketti. Nedense bütün aile onu sevmekte ve saymakta devam etmişti. Bu belki kavgalara karışmadığı için- di. Yahut da kendileri için sabahtan akşama kadar di- dinip harap olmasına ac yorlardı O sofraya oturduğu za- man bütün çehreler deği- şir, yemek devam ettiği müddetçe hörkes birbirile güzel güzel konuşurdu. Ma- amafih bir zamandanberi Şeykette de bir değişiklik gan, katil kastını Aliye F (Üst tarafı inci sayıfamıyda 7 müteakip söyledikleri mü- lâhaza edilerek, her hangi bir — kastın ; mevcudiyeti iddiasını reddettiği, hele katil © kastın (© kat'iyen kabul. . etmediği, istidlâl olunabilir. Mm, mannik- le omünakaşasının o ha- raretlendiği bir -lahzada cebinde bulunan elinin, ru- bi teheyyücünün — tesirile şiddetlice hareket ettiği ve parmaklarının; tesadüfen tetiğe dokuomasile. taban- canın. kendiliğinden ate$ elverdiği tarzında müdafa- ada bulunduğu mim 0- luhmaktadır. “Hatta istic- vap “netilesinde tevkifine lüzum görülmemesine naza” reddet- tiği muhakkâk gibidir. Aliye H. mın, M. Bergerle tanışmasının — sevgi mahi- yetini aldıği ve Mm. Man- pikle karşılaşmasında kıs- kançlığin tesiri olduğunu da esassız olarak tavsif ettiği anlaşılmaktadır. Yal- nız Mm. Manniki ziyaretine ve onunla: kızışan bir mü- nâkaşaya “girişmesine s6 bep olarak neyi - gösterdi- gi, meçhul kalmıştı. Kendi- sinin ziyaretin sebebini, bir ders alma teşebbüsü şeklin- de gösfermekte israr etmiş olması mühtemeldir. Müstaptiklik, dün Mm. Manniken,eyn oturan zevci Kigork B..i ve Sinem Ef. isminde. birisile. başka bazı şahitleri dinlemiştir. Kigork. B. den zevcesile mütekabil vaziyetleri. etra- fında malümat alındığı ne- ticesine varılmıştır. Muma- ileyh, zevcesinin namuslu bir kadın olduğunu söyle- mektedir,” “Tahkikat, bir hafta, on- güne kadar bitirilecektir. Mar he azl Yeni muallimlerimiz Ankara, 28 ( Yakıt) — Muallim “mekteplerinin son sınıflarında 970 talebe var- dır. 1 temmozda imühelara e vardı. Eski neşesini, can- lılığını kaybetmiş gibi idi. Salad, eksi gibi gülüp söylemiyor, ara sıra çene- sini eline dayıyarak ağır düşüncelere dalıyordu. Ali Riza Bey onun ren- gindeki -uçukluğu, gözleri- geceden ve petrol lâmba- sının fena ışığından ileri geliyor sandı. Fakat. çocuğun konuşma tarı da değişmişti. Her zamaki © âteşli, heyecanlı sesile ümit verici (o şeyler söylerken birdenbire yorul- muş gibi duruyor, hiç se- bepsiz bedbinleşiyordu. Acaba “oğlu çok fazla mı yoruluyordu. Bir kaç defa bu korkusunu karısına aç - mak istedi. Fakat cesaret Yiyana mektuplari mektuplari | Konsular ikademi İHammerin. Türl Türkçe öğ rdndiği mektebi ziyaret Viyanada evvelce büyük Avusturyanın şehbenderterini yetişürmeğe mahsus (K lar akademi 7 denilen muh- teşem bir-mektep vardır, Bu konsular âkadıni bu memle- kette 170--senedenberi mev- cuttur, : Şimdi burada daha birçok : şeylerle beraber bir de aynca, mevcut alan 'bina lisan şubesinde . şark “we garp lisanlarından 18 i tedris olun- maktadır. Mektebin müdürü vaküle Türkiyede uzun müddet şeh- benderlik etmiş güzel Türk- çe bilir bir zatur. Bir gün göstermek, gez- dirmek için beni mektebe davet eni —Size şayanı dikkat bir ta- lebe göstereceğim, diye beni Macarca Fokunan dersaneye götürdü.. Ve orada talebe olarak Macarca tahsil eden bir mütekait avusturya “bi- rinci ferikine takdim etti ki müşarünileyh geçenki muba- rebede iyi hizmet eden ce- merallerden biridir. Bunu görünce düşündüm » Avrupalıların sa'yü' gayretle- rine hiç haddü nihayet yok- tur ,, Bu insanlar tememile Çuilübül ilme minel mehdi ilel Jahd ) hadisinin ahkâmını tatbik ediyorlar. Beşikten me- zara kader çalışıyorlar. mek- tebi mezkürda asıl şayanı dikkat gördüğüm şeyler içinde birde şu vardır: Bu mektep esasen bundan 170 sene evvel imparatoriça Maria Teresa devrinde burada mabza "Türkçe okudulmak için alıçılmş bir mekteptir.. Türkçede A- rapça ve Açemce ; lisanların- dan kelimeler bulunduğundan bu dillerde “programa - ilâve edilmştir. Mektep müdürü- nün kapısının üstünde gayet güzel. süslü bir yazı ile (Bis- millâhir o rehmanie rahim 5 yazılmışlevha bulunuyor; Sonra mektep devairinden birinde bütün bizim eski osmanlı padişahlarile eski sadrazamların resimleri asılmış bulunuyor ki bu salon Türk salonudur . Bundan sonra da diğer bir salonda AYARBIYA Yaprak Dökümü edemedi. Hayriye hanım yanına yaklaşılmiz bir ka- dın olmuştu. Kocasının endişesini his- sederse inadına aksi bir şeyler söyler, onu büsbütün telâşa düşürürdü, Maamafih Hayriye hanım daha evvel açıldı. $ Bir kış gecesi Ali Rıza Bey ölinde bir kitapla mangal başında uyukluyor- du. Hayriye Hanım kapıyı aralıyarak: — Daha yatmadın mı? diye sordu; içeri girdi. Riyakâr bir çehre ile: — Oda çok soğuk... Üşümüyor musun? dedi. Mangalı eşeledi, rüzgâr giren bir pencere aralığını sonra meşabirinin resimleri asılıdır. - Ma reşal Pilsudski Leh meclisini ahlâksızlık ve hiyanetle itham ediyo İL karı mektunu | Otomobiller Kadıköy yollarını harp sahası kadar tehlikeli bir hale koydu Son günlerde Kadıköy ve Kr zıltoprak civarında sayısız oto- mobil kazaları olmaktadır. Her türlü kayıttan ari olan şoförler arabalarını alabildiğine sürmek- te ve birbirlerile yarış etmek- tedirler. Gece fenersiz dolaşan- ların, ruhsatnamesiz şoförlük edenlerin taksisi bozuk olanla rm haddi hesabı yoktur. Birbi- rine rakip iki otobüs şirketinin mevcudiyeti yollardaki, teblike- yi bâsbütün artırmıştır. Rakip arabadan ileri giderek daha fazla müşteri alabilmek bursile otobüs şolörleri arabalarını ce- betnemi bir süratle sevketmek- tedirler, Esasen yollan dar olan Kadıköyünün. biçare halkı her gün ezilmek ve parçalanmak tehlikesine maruzdur. Son gün- lerdeki müteaddit kazalar ve otoimobiller tarafından. çiğhe- merek yollarda bırakılan insan cesetleri bu civar. halkını tethiş etmiş ve sokağa çikmak harp cepbesinde siçer haricinde do- laşmak kadar tehjikeli bir hal kepetmiştir. Bu cümleden olmak üzere pazar“günü akşami İsveç grupu mühetidislerinde M; Holberğe ait otomobil Selami çeşmesi mevkiinde biçare bir - çobana çarpınış ve belini kırarak ağır turette yaralamıştır. Meselenin asıl feci noktası şoför yaraladığı) adamı Dir hastaneye götürecek sürüklemiş veeline bir lira sıkıştırarak oradan sivışmışlır. Otomobillerin Kadıköyün bir harp sahasına girdiği bir za- manda acaba seyrüsefer me murlar me işle maşguldörler ? işte biz Kadıköy halkının 6X revmek istediği budur. Memur beyefendiler bir Cu- ma veya Pazar günü bir saafçik olsun sokaklarda dolaşınak zal- metini ibtiyar edecek olsalar Seyrüseler mizamnamesine mü- halif binlerce barekete tesa- düf edecekleri şiphesizdir. Bu salonda “mükemmel bir osmanlı terihi yazmış olan ve memleketimizde o İsmi pek meşhur olan Hammerin resmi asılıdır ki Hammer Türkceyi esasen bu mektepre tahsil eyle miştir . Bu konsülar akademide bugün dahi Türk- çe okudulmaktadır. van vo Yazan: kâğıtla tıkadı. Sonra Ali Rıza Beyin entarisindeki sökükleri gördü: — Onu biraz çıkar da ver dikeyim... dedi: Fakat kocasının entariyi verip fanile ile kaldığını görünce üşümesinden yi kork- tu, minderin üstündeki bat- taniyeyi çekerek omuzları- na attı, Ali Rıza bey bu iltifat- ları hayra yormadı. Karısı- nın bu gece sinsi sinsi et- rafında dolaşması, her han- gi sertliğe, aksiliğe muka- bil yaltaklanırcasına bir tat- lıhk göstermesi o beyhude olmıyacaktı. Aklına vaktile iyi zamanlarda kullandık- ları hizmetçiler geliyordu. Hayriye hanım bu kadınlar rı mütemadiyen azarlar, hır- B fizı kurşunla öldürülmüştür. yerde © civardaki bir bostana İisarnmmsın sezer Selinik,25 tapa Bulgar Di İl moğa karar vermiş Sip ve Yunan hududu i ii £ ei taraltan hudut yakınında Ya” Yuğoslar — arazisinde vuku 4 bulduğunun, binsenaleyh ba diseyi yalnız Yoğoslavya me” kamatının tetkike ealabiyetiğf $ olduğunu ilâve ediyor. Belgrat,26 (A. Bul gar - Yugoslar hududu dr” rında bir Sırp hudut mubs* Yarım asır evdi VAKIT 187 Jâyefi Treni diva: nı temyizi riyaseli- le San'a vii şer'iyesinden bilis- ifa Dersaadete ge ip deavi vekâleti silkine dahil oldur ğundan görüşmek ve işini fevdi eyle- mek murat edenle rin tramvay yolum da ve Çarşı kapısı civarında — Sinekli medresesi ittisalinrr de 103 öncü numâ ralı haneyi teşrife rağbet buyurmala rı ilân olunur. Ai Ruse n Nuri palardı. Derken bir ge y birdenbire muamele deği” şirdi: bir yumuşaklık, bir iltifat, bir nezaket... metçi o gece adeta hatırl! bir misafir muamelesi rürdü, Hakikaten de öyle” di... Çünkü ertesi mutlaka o bohçasını verip evden kovmağa vr rar verilmiş bulunurdü. Ali Rıza bey ör yordu ki bu gece kendi” sinden büyük, çok büyük © bir fedakârlık rr İhtiyar kadın. iki kadar dikişle uğri sonra: — Ali Rıza Bey pu konuşacak çok senmi bir şeyim var, dedi, si” başımda yok... Şimdi şe ketin odasından geliyor e Uzun uzun konuştu Pİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: