6 Haziran 1929 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

6 Haziran 1929 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Zavallılar! ün camide komaklı- miş bir m kafilesi N Bunun ne an aramızda hacir kafilesi ve “yürek” sizl olduğunu açılmış zehirli y Üç yüz seneden ren nekbet dev asır kaç bozgun v âli şurada silinmemi; eri duruyor, ieretin zehirini ( bir. milletiz. - Ondan bahsederken bütün kalplerin cılâr geçireceğine yoktur. dün, ben, ta yarı ba- NS çoluk çocuk r vardılar, E çakşır, beçva kadın- yan dedikleri geniş var ve yelek gimiş- | yaşlarında rehgi uç- rd. Çocukların rüzgüt vE güneş mesir püşklünc dönmüş k, bakımsız saç tutam. larından hiç birşey yoktu, Onları görür görmez, ha» nde Kendi yuvamı dağı anlı ve. kahpe bozgun canlandı. Varder kapılarında | başka ta içim ezildi. Konuşmak istedim, dil bil- rivorlardı. Alâkamı hissedin- Bosila! rlediler, Bos- Anlamak Mudak oda kasında bir kı olduğudur. Kim durup eli, Ocağını söndürür, aç mide, parlamış tsban ve kavrulmuş: göğüslere hicret iş sanki Hatta bir arakk onları; se, den okad idetli bir aza hissetdm ki elim ibtiyarsız Sonr& bu m, ken- perdeye uzandı. botkâmlıktan iğrendim. İşte ben onlüta v8 daha kendime © acıyor nemekten şifa dileniyor en evvelâ mra da dum. Hem de Onların gör ne çektiklerini sad mehteni, j sesine göre * geli Genelerimiz, Milli » bir makalelerinde “ge ğin tereddi,, ve “hezal,, den bahsediyorlar. Bu hk zal tereddinin sebebi gençliğin umumi harpte “Saman karışık hamur,la beslenmesi ve irfan kıtlığıdır. Yakup Kadri Beyeföndi hezal ve tereddiden ne kast- ve i ediyorlar? Hezal ve tereddi babsinde ölçüleri nedir? Yakup Kadri Beyfendi ölçülerinden hiç bahis buyur- miyorlar. | bir tereddidir. Katolik rönesans bir tereddi eseridir. : Acaba Yakup (Kadri Beyefendi gençlere - hangi rejime, hangi felsefe telâk- kisine göre hüküm veriyor» lar, Sarahat olmadığına nazaran bu iddia ölçüsüz, nereden başlayıp, nerede diadır. Yakup Kadri Beyefen- di eğer Türk gençliğinin gı- larımızdan daha yüksek bir seviyede olmadığını söyle- mek istiyorlarsa * tereddi ve. hezai , kelimelerini geri alarak söz söylemeli- dirler. Belki haklı olacak- ları bazı noktalar buluna- bilir, Bir Türk cemiyetile bir İngiiz ve ya Amerika cemiyeli arasındaki muasır ölçülere nazaran yapılacak mukayese bu cemiyetlerin gençlikleri içinde yapılabi- lir. Yakup Kadri Beyefendi eğer böyle bir mukayese yapmış iseler kendi kendi- ni teşkile çalışan gençliği harikulâde bulmaları lâzı di. Hangi memleketin geçliği bizim kadar ihti- mamsız (o yetiştide bizim neslin: verdiği “randmanı, verdi. Yakup Kadri Beyefendi mak istemiyorlar acaba? Yok maksatları bizim nesli bizden evvelki nesil ile mukayese ise baber verelim ki böyle bir şeye imkân yoktur. Bizim” nesil ile biz- den övvelki arasındaki fark fillerle kurbaalar arasındaki farktan daha fazladır. Has- ta Kurunu Vusta impara- 3 s z Ea ö / Pazvanf oğlu değil, kâfir; yezit oğlu imiş 1, Çetelerden deli Bekir, vani oğlunun sözüne uymuşlardı.... hücüm © ederken: öte; taraftan | | İstanbuldan gelen kuvvetler ar- kadan çevirserkler İnan buna » Hem vallahi “Hem Billihi . Firsat varken Wraçlı Kâzım, Paz- Yazan: Sadri Efem Eğkayalar bir kaç gün daha Mengende beklediler. Bu vaziyet önünde pazvant oğlu , kardeşinin. söylediklerin pek inanmak iste- miyordu . |Nibayet ,- vaziyeti iyice anlamak için şehirden d meselelerde öhtelerine dü cepheden bâkarak hangi ! bittiği belli olmıyan bir id- | da ve irfan itibarile muasır- ' i nakkale Yakup Kadri Bey efendi | torluğunun ufunetli kültürile yeni nesli tetkike çalışmak en basit ınanasile gülünç * bir iştir. Sene 1324 değil 1929 dur. nin hiç olmazsa 914 le 929 arasındaki farkları ha- tırlamaları lâzımdır. Biz bu hatıraları yaşatmak için kendilerine yardım edelim. 1914 da harp başladı. Bu bir afetti; babalarımızı ver- dik, kardeşlerimizi verdik, kolumuzu verdik bacağımızi verdik ve nihayet sıkhatimizi.. Cephe gerilerinde kalanlar Yakup Kadri Beyelendinin dedikleri gibi samanla ka- rışık hamur bulsalardı bay- ram yapacaklardı. Onu da bulamadılar; bir çokları aç- lıktan öldü. Sağ kalanların kursaklarındaki mısır ko- çanı Kâhlane toprağı bâlâ erimedi, hâlâ midele- rinde taş gibi.. ve Biraz ileri gidelim, İstan- bulun kapılarında bir Ça- macerasi geçti , Orada zalerin işçisi kimdi? Biraz daha ilerliyelim? İnönünde harp eden neler. lerinin kasaturalarını tüfek- lerinin ucuna gömleğinden yırttığı parça ile bağlayan ve böylece süngü hücumun- da kazanan takım kuman- damı kimdi? Biraz daha ilerliyelim Dumlupınarda günlerce uy- umadan; yemeden, içmeden at sırtında Murat dağını arkadan çeviren saz benizli suvari zabitini Yakup Kad- ri Beyefendinin hiç olmazsa işitmiş olması lâzımdır. Biz £ söyliyelim ki bunları yapan- lar cephe gerilerinde yep- ; yeni bir inkılâbın müteva- bunları niçin hesaba kat. | zı işçiliğini eden delikan- lılar evlerinde francala fı- rınları olan insanlar değil. di.. Onlar Kâhtane çamuru ile beslenilen ve sırf bunun için mütereddi denen ço- cuklardı. Bu nesil böyle yetişti; kan içinde doğdu, inkılâp saflarında çarpışa çarpışa osmanlı terbiyesinin külün- uzaklaştı , * Pazvat oğlu yüksek bir ağa- cın üstünden ovayı seyretti : Bütün ova öbek, öbek çadır «ilâh çatlarile örtül idi kara bulut gibi askere kümeleri görünüyordu, Arabalar, cepane arabaları süvari beygirleri, ve hele koşul mağa amade duran o kocaman kocaman © ağılı toplar ovaya ve dehşetli bir hal veriyordu. Kocaman ve yemyeşil bir çiçek denizi halinde uzayıp giden mesafelerin bu kadar heybetli olduğunu kimse bilmez, hiç bir zamanda, ve hiç bir devir de buraya bu kadar asker “ i du. Yakup Kadri Beyefendi: | İ kalabalığı görünce Türk gençliği ne yaptı? ai da emi alada ei cadelede ve memleketin hayatile alâkadar bütün işen vazileyi canla başla yapım den tuleyli seciyı kurtuldu. O ferağati bilen, feragatin © içinde yep yeni bir adam olarak doğ- Bunun için osmanlı pındaki adamlara benze- miyorsa inkılâpçı Yakup Kadıj Bey bundan memnun olmalı, Yeni nesil ölüinki raz nesline benzemedikeç hükmedebiliriz ki — gençlik yolunda aksamadan ilerliyor demektir, Bizden olmıyanların baş- ka bir cinse mensup olan- sl ların bizi beyenmeleri ye - nilik mücadelesinde boz - gunculuğun ilk alâmetidir. Çunkü onlar Asyalı Osman- lı, Biz Avrupalı Türküz. Yakup Kadri Beyfendi- nin ikinci iddiaları gençli- ğin mektep görmemesidir. Bu çok acaip bir iddiadır. fareler bile güler, oOon ların istikrar devrinde ye- tişmiş olmalarına ragmen neleri vardır? İstikrar devrinin insanları ne yaptılar? İlim namına bize ne getirdiler? -Zindanda ilim yapan Ziya Gök Alp İki gençliğin mukayesesi |: — Yakup Kadri beyin makalesi münasebetile — Gazetemiz şembe günleri gençlik r. Bu sayıfada Türk ve gençliğin y erini. tesbit edeceğiz çünkü sayılamızda Tür Darülfünumu gençlerinin milli mücadeleden it ne kadar gösterdikleri fi yet ve hareketleri, hulâsıtan kaydediyoruz. ber haf per- olmak üzere sayıfası açmak- binin hararet ve hayatiyetini İspat etti. O sabah Şehzadebu kolu nöbetçilerinin fe srette parçalandığı mişti. Darültünun bah dersler AL Kemalin, meyin, siy öğrenil. talebesi O sa- gitmediler, ve yapmayın, et- hadise çıkar, neslin neşesi sahte, elemi sahte, sükunu sahte, sükü- tü sahte, yalnız züppeliğin- de samimi ebebiyatı artık bir fes kadar müstekreh ve fes kadar bu memleke- te aykırıdır. Halbuki onların Yüksek- kaldırım ve Tepebaşı ara- | sında geçen hayatlarına şüphesiz önlardan değildi.- Ziyayi ortada ne kalır? Bize kendi nesillerin- den darülfünun değil lise şehadetnamesi olan kaç Profosör gösterebilirler? Fikir ve felsefe diye söy- leseler söyleseler *“Tasav. vuf, ve tekkeden bahsede. bilirler. Bu Şarklılığın da. niskasıdır. bundan gençlie ne? Gençliğin öğreneceği ne vardır? Halbuki bugün da. rülfünun muhtelif fakültele. rinde selabiyetle çalışan ve Türk garülfünunu inşa et- mekte olan genç Profesör. ler Kâtane toprağıla bes. lenenlerdir. Bu günkü yüksek seviyeli darülfünunlu dün sütsüz ve şekersiz büyüyen köçan ke- miren çocuktur. İlimleri böyleydiyya edebi- yatları! gençleri o Onunlamı utandıracaklar? o Gençlere nicin mütereddi edebiyat yapmıyorsunuz? niçin hasta inkiraz edebiyatından zevk almıyorsunuz dem&'ner . malin zıddi bir şeydir En uzun seferleri Yük. sekkaldırımla Tepebaşı a- rasına inhisar eden bu hasta atmammıştı. Pazvant oğlu ay bu heybetli Kâfdeğinin sözlerini hatırladı, Gerede ve Adaköyde geçen — hadiseleri hatırladı. Esmayı Duduyu bir tarafa, üzerlerine dağ gibi as ker gönderen devleti bir terala koyda Fimayı Dudüyü” idam sehpasına koşa, koşa gelen ve iplerini kendileri | boyunlarına takan dilber gibi görünüyordu bu hisle ağaçtan indi. Kır atına atladı. Ve “Mengen “yolunu tuttu. Arkadaşları Pazvanf She: nu dört gözle bekliyorlardı. O Mengenden ayınlrken çok yakın dostlarıma; mukabil: en alil, en kötü. rüm genç bir markopolo sa- yılır. mütereddi denen nesil bu memleketi at sırtında ve akın yollarında tanıdı. Mütereddi denen nesil mem- leketi müstevli hapısanesinin penceresinden seyretti ve bu. memleketin dertlerini orada öğrendi. Mütereddi denen nesil bu memleketi darağacının gölgesinde gördü, ve bu toprağın kokusunu orada tattı. ve nihayet Türkiye bir kaç senede bir çok a- sırların kısır kalacağı bir hareket, Ve bir büyük hamle yaptı. Bu asırlardan asırlara yapılan akında Türkiye bu mütereddi (!) neslin omu- zunda aksamadan ilerledi. Gençlik az zamanda çok şey gördü. En cahilinin ha- fizası üçyüz senenin id- rakinden daha geniştir. Bu kadar büyük işlerin işçiliğini yapan neslin için- de elbette yaralılar, hasta- lar da vardır. Onlar inki- lap yollarında delikdeşik olmuş bayraklardır. İdealin barabelerine hörmet edelim. Sadı Vaziyeli yakından göre- ceğim, gözletimden bile şüphe ediyorum, her şeyden şüphe ediyorum demişti. Ertesi sabah Mengen kapı. larından çıkan züllikar ordusu skerlerini herkes, biraz ilerde, karargâh kurmuş olan devlet kuvvetlerin — baskın © edecek zannediyordu. Zülfikar ordusunun önünde sağa, sola selâm vere, vere ilerliyen Pazvani oğlu züllikar ordusunun o adeta | inandığı, kudretine iman getirdiği bir in- sandı, o adeta Alinin istihalesi i om deni i şuna dizerler, tehdit- kulak asmadılar. Ve Darüllünün . koridorunun bir cep mer dilinin içine köptü fişlerini, kırmızı yüz paralıkları top- lidılar, Bununla, rengi bilhasta “o Türk neferlerinin kanına ben- zesin diye, kızıl çiçeklerden bir demet yapurdılar ve sü- küt içinde aziz şehitlerin baş- lari ucuna koydular, Türk orduları Akdeniz kı- miş, Marmare İstanbul etekleri Ordu kumandanları- iy r. Büyük n oraya gelmesi melhuz- lerine Bir sabah Darülfünm ge ük bir çatana tut tu ve 20-30 Kişi Bursaya gi- edildi, Bursanın Hacivat köprüsü bir daha i i böy görmiyecektir : köyden ötome inunlu genç- ler O nu burada karşıladılar. O esnada Bursada Brot ote- linde it n ü in genç- liği Ali alir göreceği cezanın - ilk ak onu (İlkbahar) berber. dük- kânının önünde çürük yu- yağınurunz Milk ordunun ilk müfre- lerinin Trakyaya geçmek Istanbula muvasulatleri esasında yapılan muazzam tezahüratta Darülfünun genç- liğinin büyük” bir vardır. lozan. muahedi üzre hissesi nı evendiyet miştir. Hukuk talebesi iki sereden- beri 24 temmuzda Lozan sulhünü “tesir mev y büyüklüğü mekredir. meclisinin Musul diği maldm katar Dari n gençliğin de büyük bir teessir uyao- dırmiş, bü münasebetle Da rültünun könlerans salonunda aktedilen Ja haraetli tezahürat ya li idi . Onu şahsen de Aliye ben- zetenler pek çoktu . Kasabadan üzaklaşıken onu devlerle edildiği günün ında Akvem bakkında Ni bir kahraman gibi görüyorlar, Esatiri kahramana şarkta verilen şekli şemaili derhal © pazvant oğluna yakiştnyorlardı esalirt Çenesi, top sakalı”, ensesi | upki , Ah. — Mübareğin yüzüde'ne vurlu — Efendimizin soyundan gelesese böyle heybetli olur mu > — Oğurun açık olsun > Kılıcın keskin olun 1 — Biriniz bin görünsün 4, i tokular. | i orada durur; gö Bu benden gün şifahen bi e bir lüzumu Matbaada kari. benim bir katürümü niş, fakat bu simde bu siya noktayı sol yas nağıma kondurmuşla, Evvelki günkü Akşan» da edebiyatımız hakkındaki dikir. | lerimi yazan Hikmet Feridun Bey, üç dafa bu miş: Üç defa sağ bet bunu şahadet parmağı lirim, zaar değişmiş parın bu siyah noktaya Koymuş, dü- im. Bu zümdeki üzerine basılında bütün bir dümağ Şe eten bir elekirik ic benzettim . Tuhaf ma gitti. Böyle bir tasvire mz- ruz kalacağımı bilseydim, genç arkadaşa: Benden derdim, “asviri ol yürica eni, bahsetmeyinizi Bir toz mevsimi, ki üç günlük tarafına geçti i Hemen Adınıla ve Ktışı bulduk. Arkadaşımın cam si hilâfet ve saltana Darülfünun ve mem- miş vE Hilmişti, Hz. lerine karşı İz mirde hazırlanan mâlüm sut Darülfünun yapilan mudz- kast dola meydanında zam «miüngtc Türk gençi nin haklı feveranma bütün dünya takdirle şahit olmuş tür. Dariltünun gençliği meni lekette “Türk vatandaşlarının yakınız. Türkçe konuşmaları çin. teşebbüslerde bulunmuş, mahallere ( Vat on kullanılması için da konferans tertip ce du hususta e Yapılmıştır. Dacültünun ge harilerin temir — Bastığın yer nur okun! Seni doğuran mekânı cennetlir — ananın — Ne mutlu böyle bir yiğit gününde yaşıyanlara .. — Bin yaşa | var cl pazvanı oğlu 1. Bin yaşa pazvant oğlul, Yaşa var ol1, Zülfikar ordusu ahalinin ak kışları rasında kasabadan çıktı, Pazvant oğlunun» askerleri na- mazgâbi terkedeli bir olduğu halde alkış sesleri işidi- İiyordu * Yaşa . Bin yaşa. Pazvant oğlu var olsun hayli ordusu. KBizredi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: