DAledar Mustafa poşa —» AY İl > 21 Cümleten Asifaneye hareket ait haberi teyit ce Al lp ml la eğ Ya görür, ayağı --Akçatedarikinde ne nertebelerde nusret ols duğu malüm. Ordunun Edirnede kalmasından fayda yok, « Süddei yeye » hareketin küllismenfaatı vardır. Dediler. Mecliste ek- seriyet hasıl olmuştu. Arkasından sadraza- ma soluk almıya vakıt bırakmadılar. Mep bir- den; — Bilittifak cümle- miz birden (Asitaneye) keyfiyeti rikap ricaline ve Padişahımıza arze- deriz. Sulh olursa fe- biha. İstanbuldan mü- himmat — noksanımızı telâfi ederiz ve güza- Si didarım görürüm. A- yağı tozuna yüzümü sürerim...» Dedi. Rus- çuk yaranı Alemdarın. “teklifini — alkışladılar. Fakat, sadrazam Çele- bi Paşa itiraz etti: — Ordunun hareke- “tini Padişalımızdan is- tizan elmek lâzımdır. Cevabım verdi. Mee- lise nihayet verildi. Ruscuk yaranı Edirne- ye düştüler. Sadraza- nın ordunun hareke- tini İstanbula. bildir- mesi tehlikeli idi. İti- raz edileceğine şüphe yoktu. Rusçuk yoran -her ihtimale karşı İş- tanbul zorbalarının reisi (Kabakçıyı) giz- lice öldürtmeye karar verdiler, (Pınar Hisar) cüyanı. Haer Aliyi 300 süvari ile (Rumeli Ka- “Vakt) i in 18 Kânunusani 1929 telrikasr 82 tozuna yüzümü sürerim .———— vağına ) saldırdılar. Hacı Ali-yanma-( Ke- tenoğlu )nu aldı. Gece yarısı hareket elti, Hacı Aliden sonra, Refik Efendi, gizlice sadrazamı gördü.. Çe- lebi Paşaya koltuk verdi: İstanbula gidip dev- letin nizamını iade et- mesinden Sultan Mus- tafanın memnun ola- cağımı söyledi. — «Bu bendeleri mütekeflil ve zaminin. » Diye evhama düşen sadrazamı yola getirdi. Artık mesele kalma- masın diye Edirneden İstanbula gideceklerin seyabaline mâni ol- dular. Ayrıca, yollara mu- başirler diktiler, İstan- bul yolunu beş men- zile ayırdılar, Ordu bütün ağırlık- larını Edirnede. bıra- “ kacaktı. Çabuk yol al- mak için ( sebükbar ) bulunacaktı. Ertesi gün, 1223 se- nesi cemaziyel eveli- nin yırminci perşembe günü idi: (1) Gün doğmadan Edir- neden hareket edildi : Hareket gizli tutuldu- ğundan, ordu zabitleri şaşkına. döndüler. (2) Alemdar tam kurnaz -bir.derebeyi gibi dav- ranıyordu. Edirnedön kendi as- kerini ayrı vere kon- durduğu gibi, İstan- “bula yürürken de en arkada kaldı. Sadra- zanıla eee Ali ve Namuslu O tar Muhavrwriz Hüseyin Rahmi — Ben de sana ayni selâhiyetle yakında haddini bildireceğim... Enver Rrgip bir kah- kahaylar — Hanımın: yüzün- deki. istiskalden hiç anlamıyorsun., — Sen de beyefen- dinin çehresindeki istis- — Senmi bana had- | kale hiç aldırmıyor- dimi bildireceksin has- ta çocuk? — Evet sağlam 'a- dam. j sun, Bu. muhavereyi sa- lon kapısının arkasın- dan dinleyen Kölon- Efgan izm Mekieplerde konferans vere-. klet halka tablo dağıtacaklar| ü ediyor Londra, 1 İngiliz teki —İleşmi hân lehime feragat ettiği ve bünu mütealap Knderhara > “gittiği » bildiril. ir, ai İstanbul Filim yeniden çevrilecek İstanbul. filmini yapan Alman şirketi bu. filim beğenilmediği için yeniden Emanetin nezareti alında bir filim çevirmeğe talip olmuştur. Bu talep tetkik edile - cektir. m A A Acı bir haber Gazetemizin itlare memuru het Can beyin iki buçuk wdaki ; kızı “ Gönül Lü dün, ebediyen kaybetmek felâ- ketine uğradı. Bücün (VakıÖ silesi bu hazin . ölümün acı sında müşterektir. Arkadaşı- mizı taziye ederken kendi mizi de tiyeye o muhtaç görüyorüz. lerini önüne düşürdü. Kendi arkasını emni- yete almış oldu. Üc gün sönrâ (Çorlu) lebi Mustafa Paşanın hâlâ bir şeylerden ha- beri yokuu, — ; Çorlu sahrasında mo- la verilmişti. Sadra- sam Çelebi Paşa A- lemdarın. yanına. gel- mişli, Alemdar ( Ketenci oğlu) nün geldiğini haber verdi. Ketenci oğlu çadırdan içeriye girdi. Elinde bir (yem torbası) vardı. Torba- yi Sadrazamla Alem- darm önlerinde silke- ledi: (Bitmese) (2 Temmuz 1808, (2) ( Vakayi selimiyede ) her- kesin elinde kahvesi kaldiğina dâir filân gülünç fıkralar vardıf. * bina. hemen koşarak eski. yeni iki aman arasında ateşlenen bu Mn ii Yeşil hilâlciler gi pe ilabilal Gemiveti . sıhhi ma aküdecektir. Bu. içtimada müsenleleb faaliyet Tecekğiğmeşie - - Bu faaliyet aylık ala tespit edi» esatatı kon- meşriyat, — gençlik il hilal teşkilâ- i, verilecek et fe vanalar tadır. idâre: | konferans. Tis Bilhassa mekteplerde azla könlerans « verilecektir. Yakmdü, Kuleli lisesinde Fah- renin Kerim, “Cevat Nüzhet ocaktâ- &çmiyet . azalarmdan biri, taralımdan ve bundan başka diğer mekteplerde içki aleyhinde konferans verile- cektir. Cemiyetin Azası 2500 zc baliğ olmuştur. Ceza resi Hası bir astisizlk gördü? 1 Üs rafi birinci Sağılamıtdadır | B. tarafından başlamıl- dikili, Sö Beyin aynı işe memur edilmesi ve dalia son- ra dâ-hirinei ceza aza- sından Hikmet, Beyin adliye. Vekâletince ka- nunu mahsus müci- binee ve kaza salâhi- yeti haiz olarak bu tah- kikâta' memur edilme- si. nokjasından neşet etmektedir. m nen an Anonim. şirketler Anönim şirketlerin umumi ietimaları baş- e. Bir cok şir- sermayelerini tezyit edecekleri, buna mukabil bazı otomobil şirketlerinin de. tenzil edecekleri “ Sölerimek- tedir. dökülmüş Enver Rağıp-Zavalh cocük aklında cismin dil döellesini Şehnaza / ibi, Zaif., sana acıyo- haber verdi. Hanım. vakıt vakıt ikisini de sinesinde yatırdığı ve ikisini de aşkının kevserile mes'- ut etmiş olduğu ve şimdi hissen birbiriyle itilâfları kabil olmıyan buciki gencin araları- nı nasil hulabileceğini düşünerek hemen sa- lona. giriverdi.. Bir müddet kapı arkasın- da durdu. İçeriyi din- ledi. Münazaa şu şekle TM Afif Hüsnü sesini dikleştirmeye uğraşa- — Bana acima .. senin merhametine muhtaç değilim. — Muhtaçsın.. Sana açıya: yalnız. ben de- Zilim.Hanım da acıyor. beyelendi de acıyor. Pam ancak bu m matin saye side gidip gelebili- yorsuh, —tiç “merliametin Avrupadan gelirilen leshalurdan biri Aza adedini bazı kara cektir. Mekteplerdeki hilâlin Jik teşkil edile İçi şanin ihsi etiği içki fenalıklarını gösteren Iehalar tetkik” olü- nacak ve bunlardan bazıları teksir olunarak her yere tevzi tezvidi. için ittihaz edile- Yeşil tevsi Besim Ömer pi- getirerek Avru; "nı olunacaktır. Bu jevhular fazlaca teksir. Olunacak. İstanbuldan waada Anadoluya da gönde rilecektir. cemiyet beynelmilel teşekküller» ile temasını tez: yide, çalışacaktır. Son. günlerde Paristeki içki diişmanları cemiytile de mü. habereye başlamışur, Şenda Me zaman gelecek ? Şehremini Muhiddin B.in 10 gün icin izin aldığı, binaenaleyhan- cak carsamba günü alinmistir. tüzumsus masraf yapılıyormüş! , Ticaret müdüriye- tine omenba suları şirketi hissedarların- dan bazıları müracaat ederek şirketin. bazı lüzumsuz sarfiyatla bulunduğundan sikâ- yet etmişlerdir. Tica- ret müdüriyeli ciddi tetkikala başlamıştır. Köprü biletleri Emanet “köprüden geçen Wamyaylarda köprü bileti Kontrulunu yapan memurlar kad- rosim feshe karar ver- miştir. Radema Köprü biletlerine tramvay kontrolörlari bakacak- Çok tuhaf kara cümle,. Evsahibi hanımla bey efendi beni lütfen ka- bul odiyorlarmış.. pe- kâlâ fakat şu senin merhametine — neden muhte oluyormuşum.. onu. anlıyamıyorum.. O iki. merhametten seninkini tarhedeniez- miyim? — Edemezsin., — Nelen? — Çünkü benim ri- zam olmadıkça sen bu eve ayak atântazsın... | boru y — Vay! A Vayı mayı. yok.. | lerek müstehzi bir Ki kikat budur. Si ein erip gi ogi “Mater” 1 Tuzda & Çün Alâmettir Sükün ( Osttarah birinci sayılamızdadır. “— Eski fakülte horcalafı gibi venileri de ayni usul ile kendi lerini müdafaa ediyorlar, onlar da meslektaşlık tesanğdü diyor - lar ve bu tesanüdü ancak Ken - dilefi Yenki edildiği vakıt hatır” lıyorlurdı. Burada aym ayrı. iki mesele yardır, Tap fakültesi demek Türk tababeti, demek değildir. “Türk *Türk mah wababetinin bir cüz'üdür. tababeri malesef #aküke tinden ziyade hariçte daha yük. selebilmiştir. Türk tsbabeti gerek höslane: lerilü Ve gerek 'taşray giden bir çok, hekimlerile, asıl lim men- bamız olan bu Kaynaktan müş- tekidir, vrmi senedenberi kurak- Jığından bahsedilmektedir. Bunu fakülte. içinde; olanlarda itiraf ediyor. Fakülteyi o müdsfas "Türk hekimlerinin o memlekete Yaptığı. hizmetlerden. bahsediyor ve bu. hizmetleri Kendilerine mal ediniyorlar. Taşa! edenler Vatanın her & hudut. boylarında reiki feda edenler, mektepten çıktığı vakit müksesep maldmatile hayata karak aylanlar ve nihayet hasta. başında kendi Kendine yetişenler fakülte hocaları değil, o Türk hekimleridir. Şahsivata girişmek istemiyoruz. 20 senelik fakülteyi biliriz. Si hiyye vekillerinin de nasıl şikât yet esikleri de maldmumuzdur. Biz. fakülteyi |, yaşatamayız, dedik. “Bunda Sen, ben. Mmuatap değidir; Bütün muhit hazerlarmamışuır. Burada iyi bir: hoca yesişmez, dikkat buyarulaım, iyi hoca di - yorum, iyi daksr demiyorum. Hamdolsun, Avrupada tahsil ve hastanelerimiz. ve ecnebi. lisana vukuf sayesinde pek, iyi düktor- larımız vardır, fakut fakülte; gibi bir, müesseseşi idare edecek bir Usendımız var mi? Ben bilmiyo - rum, Bir fakülte için büyük bir bütçe; gavet yüksek. şahsiyetler, klinik. ve İsboratuvarde çalışacak Kıymetli - eleman. ister, - koça bir kütüpane ister. Fakülte hocalarının abbi terak- Miyati takip etikleri iddiasını, da doğru. bulamam. Bedava gelen denlere © karışmak ev sahiplerine mhsus bir baktır... lum Müscalaya bergüzarmdır benin, kımı, ebli şüunat ol, Eşrefi bergüzar 7. medarı Wüibarımdır.. benim, iy evle hizmetkâr, İsrar ediyor reklâm gazetelerile nihayet bir Presmodikal* ve ya; kl Kaç kirabı alanlar ike bir CıFsyant sikip. ediyoruz seviyorlar, Bakan hükümetleri ve İtalyanın. bir çok şehirleri fakülte vapmağı özen- mişler, fakat yaptıklarını Kendi- leri de beğenmiyorlar. İlim mer- Kezleri merkezi | Avrupanın “bir kaç şehrinde toplanmışur, . Hatta bu bile kâfi gelmiyor, Amerika: rin çok zehgin İaboratıvanı eski dünyanın ağızın suyunu akıayor. Böyle yarım yamalak. bir fa- kültedense, bufava şarlettiğimiz Para ile. gençleri Orçara yön“ dersek ne kadar iyi olur. Vakül- teyi de sonfa düşünürüz. Eğe mutlaka bir bbiyemiz olsun deniyorsak, onu fakülaüf idare edeceğimize daha mahdut bir bütçeli: bir. mektep. haline sok- malı, hocaları Jayenazil yapmıya- rak, çalışmağa ve çalışmıyanları çekilmeğe mecbur ederek talebe yetişstirmeli ve gene Avrupa mü- esseselerinde bir iki sene tehsil etörilmelidir. Bu bir içtihat, bunu o yene ilimle reddetmek icap eder, Fakat Dank hastalığında olduğu gibi asabiyet ve o hiddetle mesleki nezaketi — Kaybetesek; daha iyi olur. Fakülte. hocaları de bilir- ler ki karşılarındaki arkadaşla rinın de bu işlere Kendileri ka- dar akılları. erer, Yarım asır evelki 18 könunusani 1879 Şehremaneli icraatı Üsküdar - da pazarda sehzeci, Vasilin altı buçuk İeyye prasada bir. kyye Pi yüz dirhem noksan satmış ol - naki ahzi ile beraber 24 saat hapsadilmiştir. * Samatyoda kuru kahöcci Mu- sik nam İmse kuru kahdeye kalıp satmak üzre nohut kavur- meg olduğu pamir mahanan Jurnalı. ve olunan tahkikat üze merkuumdan bir 100 lak kame ahsile beraber kendisini 24 sa al haps ve nohudü zepledil - mişlir Bem hanımın lunu celbettim.. Afif Hüsnü helecan- — İşte ben de onlar | dan incelmiş bir sesle: tarafından o vekâleten söylüyorum.. ye sen- den soruyorumz. - bu eve niçin devam edi- vorsup? — Sen hangi sebep ve illeile devam edi- yorsan ben de o saik- İe geliyorum... Enver Ragıp. iki av- cunu karşı o karşıya “kavislendirip ellerini rakibinin kulağına eği- -— Ben de öyle... Enver Ragıp. iki eli iki kalçasında ileri geri sallan sallana gülerek: —Sendemi öyle? bu sararıma suratla ha? — Evet işte. bu su- ratla hanımın muhab- belini celbettim... mah- bubu, mergubu oldum. — Mahbubu, mergu- bu, ne soğuk tabirler. — Soğuk sıcak hı