bati! TAİ loğum be ve: Nİ ve kz GN Ane papi un öl £ Umum Mis asal Bilgiler İnan'ın dün ya gelmiştir. £ dileriz. evler a siyah sokakları Eiki er. ire iştirâle et eriçin fırsaf üplere kayıtı güreşe çalış” ör. ağustosun nden itibaren mmaları tebliği ının 'lenler tetçidir Sai ; smleket o saat #rogram (PL) operasının 1m). eri, reti. an orkestra elimi Eevertürte Iga kayıkçıla- in kıyılarında; şarkısı; #ktupları; iyarı ve ajana . adyo salon or- kn dr nleket saat a- ti. ns orkestra, gin). yarı ve ajans a. şarkılı aati). şarkı ve tür- saati). £ - Bitmemiş iamunde den (PU) arı, ve konuş” ugün), arının netlee- Edebi Meslekler Suut Kemal YETKİN Fiyatı 150 karuş her kitapçıda bulunur GÜZEL SANATLAR E ZO Gelecek pazara okuyunuz Eyüboğlu: Otome- la alk 2 ice Kam ve Çocuk Sanat — Melâhat Özgü: Gerçek sanatçı ve Tonlo Kröger — Şiir, “Ceyhun Atuf Kansu: Hürriyete övgü Ne, 14 ULUS ” Edebiyat konuşmaları: I Tahlil ve tenkid Si yrano'nun aşkı — e YURUNAN YAZILAR İENSUR Sil İRC külah meselesi —— ÜZETİNE| sw Kemal, YETKİN | mm. o > Vi Mak Sun ÖRİK ANILMIYORSAM bizde m düm ki oradü. yalmz Y> yur gile tabirini İk data tabiatla ka ullanan ve ilk “Mensur | rd. Denizle, sema ile, Şlmler'i yazan Halit Ziya Uşuk. O Kalırdik.. Sade ikimiz kalırdık bali'dir. 1311 de küçük bir kiti Orada, yalnız, ormanda yaprak- 5 basılan “Mensur Şiirler: arle imliyen mütehemir. rilzydrın, daha önce İzmir'in Hizmet gaze (o uzakta dalgalarla met tesinde neşrolnmağa başladığı za- O huş denizin, gökte ek an, Şlrl ve kafiyede ar: (| gürliyen haşin yıldırımın sesiyle yanların, mesirle glrin birleşece. rdık... Sade iki ns bir bar va ardiramiyen: “Bade ikimiz, unutmuş, e karşılaş o tulmuş, her türlü kayıttan Azade mevcut gibi dak, Mk ân Bugün, mensur şiirin artık alay ır gibi yaşardık. Benim. ol- mevzuu olduğu zamanlarda deği * saydın felâketlerine, meraretleri- liz, Fakat bugün bile nesrin şüri w e inanmıyanlar çok- , vef bulur, hayatın sebebini anlar. dım; benim olsaydın Mi sever- (rehmet İn bir şiir anlayışında o aramalıdır. mi Rauf: Siyah şiirin çor da yeni: ciler) mesi pek de kolay olmıyan e m U iki örnek: “Mensur Şiirler e br miym i an hayalhanemde açılmış bir lerin güçiüğünden SA anne. takim nazik, narin fikirlerdir. An- e Meka riya © lar bence pek kıymettardır. Çün- Jar Mi irin veee alana kü giryelerimi, neşvelerimi mu- a Sk Soçagu © savverdirler. Ben onları tahdis e- iğ rn derim; çünkü hissiyatımı, müta- e sikile 4&b leatar tıktırlar., bu makalele- Ti tevlit eden fikirler şairane ol- özi lanan ili meş ir duğu için onlara mensur şiirler Eyi ımı vermek istedim.” diyen Ha. başlığı ile ni Berr ik bu Hit Ziya'nın tarifine de kitaba yazdığı önsi vi e emeller bey. | UYEUNİN Fanağimiz, büyük o Halbuki pu e eg ge, yak Mk hal, aa buga rl me dag reketlerine, hülyanın vücuda getirilemiye. v eği apaçık bir gerer f irana a ak bir ir. Şairane RR SEN değiş, yar fikirler diye bir şey de yoktur. Fi- ll da ai mi içide allıdarı a . le büyülenirler veya leriyle Ür ii büğinenmesler mensur şiirin bü- im ami tün irsi. e tnda, ancak. birkez a ları elde ettiği nispette bu muci- zeye yaklaşır. enleri de gil, kokuları ri de olan elimeler, alara bönzerlei rda uyukliyan ne sayısız ha- lar, ne unutulmuş çehreler, ne arı “kalmış melodiler yardır; ba- zan şalr bi i işim. gere haki rağmen, olm süylemeğe bilmem Hü- Fakat mütereimin Mir all e e Di hataya düşüldüğü, tiplerin yanlış anlaşıldığı, ca ie hi ii ir siz mukuyeselerl6 umumi mânanin Gi sadece eser- dışlı insan sıfa- Yazai Sabri Esat SİYAVUŞGİL aşkımı ayaklaraltına almak ölür.” e meydana ei yın münake ğa, müllitin mam si, yeme ya irani çok görmek- ve-hesabına, çeki düzen vermek- rakterini yanlış tir. işte yalnız Du düşüncedir ki, iğ mi aşk mitoloji- ti a im e e Gördüğümüz mütevazı, ka. miiş olan bir makale (1) üzerinde durmağa mecbur etti, vi arala Bi tn bek Ml lerine, benzetmiş olmasın? Fakat Cyrano'nun aşkı, her halde, bize divan ve mesnevilerin tasvir ett- Bi aşk olmasa gerek. Şark edebi- yatında Aşık, ekseriya, sevgilisi. in yüzünde tanrının. güzelliğine gün, kana benliğin wazzam, nurun lak v hiçe sayan anda ve onlira iie ei rirken, her geyi elinden alinsa da, e Mn gene lel buruşuksuz bir şey ün mülâhazasına cevap verelim. dah: akkld, Cyrano'nun ağzına gurur | bi e Kkolimesini bir. türlü 000 yor ve “aşkını ölesiye dığı, © vemet uyandırmadan, nehirleri az Dilrkma Pie iüranlu maasi, m laştıran kader gibi, her kadının önünde Cyrano, kul köle- ve her yerde hükmünü ie- dir. Sevdiği ve taparça saydığı bir ir. Kadına, ölürken, gururundan bah- O da, hay: raşık yollarında 0 giderek ikadder neticesine erişir. — (4) Selami Teret Sedes, Oyrano- a Çınaraltı No, 96. di Setmesi, her şeyden üstün tuttuğu “ hı ek silhşör gururu, işindeki fırt. sözle bir methiye ya: büyüğün önünde yerlere ka: gilen zarif, fakat sünepe bir salon e b “Cyrano, ne mu- ne de gurür- suz bir dalkavuktur. O, gururla ( Son: da iz 6 1mer sayfa Bir ulu ağaçtan bir ölü an düşse O anda acısın duyar iniler Katlansa acıya sakince gezse n rüzgârlara uyar iniler | GERÇEK MSIK. Çağlayıp akıyor kei su; “Yağan yağmurlardan zevk dik duya Geçer dolaplardan yeter arzuya Başını çarhlara koyar iniler i içi Dağlar çiçek e er ar e inden > de kanan el ir e Kez e Gerçek âşık olan le eee Yarılan pi gurbette kalan Derdini de? yayar in z 2 Geçen günlerini sayar inik Âşık VEYSEL , malik bulunmadığınız vatan ÖNCE İsmail Habip > ve kasabaları Se- kitabında meleri e, deli attığını, sonra da bum. vari nasıl anlattığım Böylüyelim. Eser, hayli kalın bir ollttir ve üç kınma ayrılmıştır. Bu üç kısmın her biri A eh, bahsedi ve uzuk hakkında da hakikaten bize hay- li şey öğrettiğini hemen söylemek isterim, 'NCAK, teslim etmek lâzım ki, maziye ait e > biyuni Hale verileri yer pek mahdut kalmı Har- isimli bir İkinci mukaddime ile kitap halinde li a Önsözünde, İsmail Habip, memle- eti uzun yıllardanberi gezip do- lerini, hep defterlere not helinde istiflemiş” bulunduğunu haber ve- ,n seyyah da özlü ve rip ererin bu motları,, eleyerek, a. o her ağızdan duyulmı yler yıkıyarak, biçerek” Cpurada bu göylemek, saruratindedir.. Su ME üç kelimenin üçü de elzem mi?) ( barla, meselâ N: Hafız Pa- şamp Mhteke'yi değil yeşil gelır vücuda getirileceğini bildiriyor. üç bölgeden 1. bahsi büyük şey ai ep e Yer tutmaktan. ŞAM yanlardan çekinerek niçin söylen Me mr Mi VA nedi diye düşündüm. Bunun gib > Killa Maraş, Ürgüp, (basta Fıratın Tercümel - hal İğde ve mihayet Jo, (isimli ve meşhur elı muhar- Mevgehir, Me ve maa yan. riri Emile Ludwlg'in (Nİ) Kitabı 2 — Zonguldak, (Pi dolayısiyle hatıra getiren İnebolu, ; Sinop, rçalık bir kısım var ki, vi sil Habi ik ' . Samsı rabzon, Rize A ae ksk ve Diclenin dişi olduklarım m dei ? asabasını re Dicle ık olan Fırat'ın a NE ine kavağmak mA tütüya, Kilameteeler. aynı söylüy kaş satırla söyleme Salli e en de ik Ka- yokağr 1edır; Hakı Elisde Rechus'ten ül Sarıkamış, Çıldır, Ar. duğu bildirilen bir fikir ve rtvin o görülmektedir. Hi tas uzun seyfada anla - ei Habip “önsöz”ünde mazi (o Ulmaktadır. Öyle ki, nihayet bu ile müşahedenin beraber yürütü. O bahis kapanınca, okuyucu adeta ylemişti. — ferahliyor. Muharririn 3: ia ancak vali, (Şaşırtan ve yoran bir hususiyeti ai a belediye relsini cümle sonlarında görülen de- kam veya belediye örülen de: Tesimlerini bası in larından başi ka bir “edebiyata” onu 6 ınci sayfada bir şairin e- ndiğini görmek küçük ahate dâ. merisur ân geriden (Seyi m en ei dugumuz zamani ifsiz, balirtiyo bu yanmak nası kadar şiirin ruhuna aykırı hiçbir şey yoktur. al iyot. “Mensur Şiirler"! et Kautun “Siyah İnciri © da sarar a, dilleri Tı arasında sararıp kalmıştır. miş olmalarından ziyade men: ie mensur şlir anlayışında, pir gn meri yamak Sint MOKAA yat ler) inde, Yakup Kadri'nin (Eren- ez Bam e lir Kia zannı yanlı duğu içindir. “Düşünüimeden israf edilen kelimelerle nazımda olduğu bir zam; anaya seçtiğin yk gine çıkça gösterecekti 5 GENÇ KIZ “Gözlerinde o kadar aşkperdas handelor görülüyor. idi il yairane umların: i Kp e Adan: star imin önünde e Şiir ağımın Rüyası) ndan şu küçük ahardan müteşekkil ve lew- — (Yalan) 1 almakla yetineceğii Mi teşkil etmekte idi. ül Mesüdane, çiçeklerin, — otların AN arasından bir kelebek gibi pervaz || — ağ yeni böyle darma- ederek geçti. Nazurum. Va asa, kayafetimdeki Mlenin gevap, veririm? ema da çekler. arasnda © — Göğsümde e de dak tablata tebessüm. izlerini görürlerse? » muhabbet ediyordu. al ekiz kelebekler etrafında yeran ediyordu. Bunun yeni açmış bir çiçek o- p Tup ol olmadığını lied idiler. lut yedim. dersin. Düyündüm Ki aşk bir vücut olay. — Ya yanaklarmdnki çürük. di böyle olurda lerden şüyhelenirlerse? Şitabetmek, e K — Kuşlar gapaladı, dersin yav. item, Alin karktm kü kamad- lek Eval Ge Halit Ziy rum, kuşlar gagaladı dersin. 5 i a: 3 Bü yazıyı' sanatçı Abdullah Şi- nasi Hisarın (Boğaziçi Mehtâp- 1) ndan alacağım bir örnek ile yfaları bir “Benim olsan, ah bü müm- «in olsaydı... seni tızak, usak bu aliya e türürdüm; öyle bir yere götü ne sığmı yu mehtaplar, “kay- (4) Huysmans'ın “A. Rebowrs” © bolmuş zamanın ardından koşan” ad romanının. Kahramanı bir ruh seyyahımn Boğaziçi'nde, Uyak ğe MAM içn delgi biri e 28.84. ış! İstemiye istemiye bı vazgeçtim. Beklediğimiz NATK ARIN atölyesinden çi- vak âergiye giren resmin a Şiz çemen Yazan £ emme e ll een klan Bali Kal al Refik EPİKMAN Me m Sanat eserini anlıyabilmek ve sevmek için şu iki kaldeyi dalma Çünkü, öğretici mahiyetteki bu önünde bulundurmak - ei dünyaca tanınmış öz dır; kendi görüşünü unutmak - sa- © eserleri göstermekle, anlamayı ko- len e yn Seyirci, ider ve eserinde ifadeye 3 eşi NE şeyden önce, in rik ib erle hal ik edem tam mak hak e pa yemem rin Du sapık olduğu ep oi bugünkü durum işinin e) İZ acağız. Bu büyük işte pi çlacak, yi Kâr alacakt e * 1872 denberi açılan sergiler, bi- ze devir devir bir şeyler anlatma ya çalışmıştır; fakat, aslolan ger- çek sanatı tanıtamamıştır. Bu ser- gilerden gimiiye kadar öğrendik: i al emmi ic Mr a ee bi ir istek ol * Büyük bir sanat hareketinin 0- cağı olan ve' yerli, yabancı 60.000 İik bir ressam kadrosu olan Paris za dan da teyldedilirken, sayı rolu ressamlarımızla ve azlıkla ko- buşan, az anlatan eserlerini top- hyan sergilerle, bir türlü üzerine eğilemediğimiz ve emeklerimiz çemediğlmiz bir Aleme, e İztimak. #evtitmek: it ce bir gayret mağ 1 angel diği açıl H olan, geniş fır, zamanda da rülmüş, ne insanın insana ve ne e sim de (kübik) tir. boys fakat uzağa ee a — GM * Gerçek bir sanat bilgisi fle şöp. Gayretlerimizi, hesiz ilgisi olmıyan bu kulaktan olmak üzere toplamak başta sergiler lazımdır. sergi dolma malümatın halk arasına ya- yılmamnda, sergilerimizin. öğreti yışının tesiri olmakla be- mi jmeğe engel bu çala halkın bı lanarak, geli li Cl irin aha” çok için dayamlacak mantıki sebepleri öğretmek bumu. sunda umduğumuz faydaları vere- sie lu öğretici sergilerin örnek re- ei dünya ölçüsünde bir değer olan büyük sanatkârların eserle- ri olacaktır. Yıllar boyunca ruhları bu eserleri hiç ha- a e zarlı ğı halka | tanıtmak için ik «adımlar atarken Jddlasız fakat bu işe inanla başlamalıyız. Bir eser, ismine lâyık olabilme- dt için, her şeyda oyval yapıma e Gi ve yıllara mukave- et etmesi lâzımdır. İşte biz bu mânada e eseri örnek olarak onu tanıyacaklara evvelâ yapısının malzemesi en sadesinden a, meyi ne gibi bir düşünce ile kul- da ö e bir if inna renkte (Delacrix) ve ir misal e iyii > sonra, defa daha si m b çe ör sergilerin açılmı gelmiş- tir ve bell ei de bu- dur, Saraç Ustası Çeviren: H. K. SÖYLEMEZOĞLU AKTİYLE bir saraç ustası varmış. Çah e ve bu “eyerler” da no eski kine ne Türk ne do Japon eyerine benzemiş. Yani modern şeylermiş. nan farttında değilmiş. O yalm, elinden geldiği kadar, iyi eyer yaptığın bilirmiş. e ustasının bulunduğu şehirde, garip bir gığır ” Temel gür in kullanılan eşyanın mutlaka modern şekil- yapn iekyormup.. bunu duyar duymaz yaptığı oyerlerden en iyi bir çığırın önülerlerinden birime giderek Bayın a kan değerli bir usta imiş. zamanların- den imiş - sizin isteklerinizi duydum, ben me bon de modern çalışmak istiyorum, a m midir, bana söyler misiniz? demi; Bunun üzerine profesör eyere diki aş ve sal ir konferans vermiş. Bu konferansı dinliyen wsta bn çi arasında boyuna “zanaatta sanat”, “gahsiyet”, “modem”, “Elermann hr”, “Raki, “tatbiki sanat”, ve saire e saire irelimelerini day, muş. Bütün bu sözlerin neticesi de: “Hayır, bu eyer modem değildir” ve mahçup bir halde profesörden ayrılmış. Dükkâna dönünce üşür, Sizin, VE şal ayar, ge düşün Hak. yer Dir gey balıyan usi pi ye yaptığı EE. yanima de canı sıkılan usta projesi cağızın yaptığı türlü pe ler ape maalesef sizin yaratmak kabiliyetiniz yok” dem t, vaziyet böyle imiş, Her ni . Yaratma Kabiliy. ti, heyhatf ustann eyer yapmak için yaratma kabiliyetine ihti yaç olduğundan o una kadar haberi yokmuz Ki! Şayet Böyle Dir ik ie ,eti olsaydı muhakkak Kİ o da ressam, heykeltıraş, şair yahut da zitör olmaz maydı? Zair profesör ona: “Yarın tekrar geliniz, bakalım sisin için ne ya- pabilirle, matem, Bizim hikmeti vloudumun. sonaata, diş yar- dim etmek, modern fikirler mii değil mi?” dem Profesör derhal talebesi arasında. şöyle bir müren açmış “Bir eyer projesi”. irtesi gün saraç ustası tekrar gelmiş. Profesör ustaya tam 49 tane eyer projesi göstermiş. Profesörün yalnız. ii lab varmış ama 5 ta- e e en e em icabedermiş. Zira heyecan ve neşe gizli imiş. Usta resimlere wet m bakmış, baktıkça gözleri fal taşı gibi dik- Kez MR ami Çiz SADUM Eiİeeür? eyer önler Ee a elim Melen, e Peek ile bular ca AĞ sizin kadar yaratma kabiliyetim olurdu.” Şimdi usta. edt memnun yaşıyor, eyer yapıyor. Modern ey Bilmiyor ki. Badec: er mi e e a Ve bü Adolf Loos'un bu fıkrasiyle başi (2) Bu çığırla A. Loos o zaman Almanya'da yeni bir sanat cereyanı yaratmak istiyen ve “ezeasion? işmini alan sanatkarlar. grupune işaret > Avusturyalı bir muharrir. 1888 de doğmuştur. Ruskin: 1819-1900 İngiliz. Sanat tenkitçisi.