10 Kasım 1942 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

10 Kasım 1942 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

N j f b ' Y L U S 10/11/1942 Atatürk'ün hatıraları önünde - ugün, Türk ulusu, dört yıl önce kaybettiğli Ata - türk'ün kutsal hâtıraları önünde derin bir saygı, sonsuz bir acı ile bir daha eğiliyor. Bugün, O'nun adını taşıyan dev- re erişecek kadar bahıtlı olan biz- ler, vatanımızın istiklâlini, rejimi- mizin temelini, ulusal varlığımı - zan sebebi olan milli ruh ve milli heyecanımızı ona borçlu olduğu - muzu tekrarlıyacağız. Bugün, beş kıtasını ateşler sar- miş dünyanın bütün milletleri, bir kere daha hür vatan, kuvvetli re- jlm, inkılâpçı ruh ve heyecanın sem- bolleştirdiği, Türk mü' adını da taşıyan, inkılâbımızın k.ıru:-u—u için hayranlığını haykırmak fırsa- tını tekrar bulacaklardır. Bugün, yurdumuzun hür sema- ları altında, z, başları kalbleri burkulu, kadın, çoluk, çocuk; genç ve ihtiyar taş kafileleri O'nun bir h heykeli olmıyan yerde bir büstü veya bir portresi karşısında esati- rin efsanelerini andıran hayatını dinliyerek Türk inkılâbının doğu- şunu işiteceklerdir . Atatürk ve Türk inkılâbı, Türk Bayrağının ay yıldızı gibi ulusal varlığımızın bir mâna anlatan ikl sembolüdür. Birini anmak diğerini tanımaktır. Atatürk, büyük eseri olan Türk nkılâbına başlamadan önce, nemli işler başarmış ve ıuımvn sayfalarına adını silinmez - ola birakmiıştı. O'nu, 1919 dan — önc uzün yıllar zarfında, çökmekte o- lan Osmanlı İmparatorluğunun en- kazırdan Türk milletinin şeref ve haysiyetini kurtarmak için türlü ©ephelerde, çetin düsmını:ırln sa- vaştığını görüyoruz. 1911 de Trabluszarp'te, bir isi- JA ordusu karşısındadır. Bir avuç arkadaşiyle bu orduya Afrika ç lünde emsalsiz bir cehennem ya- ratıyor. 1915 te Anafartalardadır. Cihan harbinin mukadderatını Türk s larında ve topraklarında istiyen dünyanın iki bi ratorluğuna karşı Tür:! Türk azmiyle, aşılmaz bır k impa- Üc ölüm barajı yapıyor. Dünyanın başka ta- raflarında kazandıkları toprakları- nn genişliği arz ve tul derecele - Yiyle ölçülen düşman — devetleri, Anafartalar kahramanı karşısında ilerlemelerini adım ile metre ile ölçüyorlar. ve neticede, tarihlerine gecen şahane bir ricat ile çekili - yorlar. 1916 da, K:—ı[kneyuh 1917 de Suriye'de, 1918 de Yıldırım ordu- larının başındadır. Her yerde, dai- ma çok güç şartlar içinde ve dalma üstün kuvvetlere karşı yılmaksızın dövüşüyor. 14 mayıs 1919 da yeni bir istilâ ordusu batı Anadolu'ya ayak ba- sarken küçük bir vapur Mustafa Kemal'i İstanbul'dan — Anadolu'ya getiriyor. Mustafa Kemal, 19 Ma- yıs 1919 da Samsutt'dadır. O gün vatan ufuklarımızda arzın emek - tar güneşi ile Türk ulusunun kur- tarıcı güneşi birden doğmuş olu- yorlar. Kurtarıcının — gelmesiyle kurtuluş savaşı başlamıştır. Mustafa Kemal, kurtuluş sava- Şının eşiğinde devletin, — milletin, ve memleketin içinde bulunduğu tabloyu çiziyor. Osmanlı İmparatorluğu Umumi Harpte yenilmiş ve ağır şartlı bir mütarekename imzalamıştır. Os - manlı İmparatorluğunun mukad- deratını idare eden padişah ve sad- razam düşkün, korkak; yalnız ken- di şahıslarını düşünen kimseler - dir, Millet fakir ve yorgun düşmüş, memleket yer yer düşman istilâ - sına uğramış ve uğramaktadır. Bu durum karşısında O, bir tek” kurtuluş çaresi görmektedir. Milli hâkimiyete dayanan ka - yıtsız ve şartsız bir devlet kurma- hdır. Bunun için de düşmanlar kimler olursa olsun onlara karşı harbetmeli, icabederse — vatanın son kâayasına kadar çekilerek har- betmeli ve neticede ya istiklâle ka- vuşmalı yahut da istiklâl uğrun- da hayat kadar canlı ve şerefli bir ölümle ölmezliğe ulaşmalıdır. Fa- kat harbetmek mümkün mü idi? Yedi yılda üç harp yapmış, her türlü felâketler ve acılar tanımış bir milletin, dünya semaları a da ilk defa kurulmuş olan bü bir ittifaka karşı harp yapma - sından ne beklenebilirdi? Niye gü- wenilerek harbin neticesine ümitle bakılacaktı? u sualin cevabını Mustafa Kemal bir gün şöyle ve- recektir: (Ben 1919 yılı- mm 19 Mayısında Samsun'a çıktı- ğim gün elimde maddi hiç bir kuvvet yoktu, yalnız Türk mille- tinin asaletinden doğan ve benim wiedanımı dolduran yüksek — mü- nevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu milli kuvvete bu Türk milletine güvenerek işe başladım.) Hayatta gzalip olmak — mağlüp elmamak esastır prensibini kabul etmiş olan Mustafa Kemal, milli kuvvete, Türk — milletine bütün ömrünce inandı. O'nun Milli Sava- şın başında, kutsal düvanın başlan- gıcında millete ve tarihe karşı şah- si mukadderatını, mücadelenin ne- ticesine bir yeminle bağladığını gö- rüyoruz: (Gayel istiklâlin istihsa- line tamamiyle milletle - birlikte fedakârane çalışacağıma — mukad- des&tam namına yemimn ettim, Be- nim için Anadolu'dan hiç bir yere Manevralarda Yazan : : Prof. Enver Ziya KARAL ; gitmemek katidir.) Mustafa Kemal, istiklâl ve kılâp yolunda milletle birlikte lışmağa başladığı andan itiharen im- pek çok tehdit ve tehlikelere maruz kaldı Dünya matbuatı O'na küfür yağdırırken, İstanbul hükümeti de açıktan aç m kendisine karsı gösteriyordu. Bü: bir aralık memle- et efkârı umumiyesinin bile ken- leyhine dönmesi ihtimallerini gözönüne aldı ve beraberinde olan- lara şunları söyledi : (MHH gaye için bugün atılacakların imhasını düşünen y zin saray, hükümet ve ecnebiler- dir. Fakat bütün memleketin iğ - fal edilmesini ve aleyhe çe sini de ihtimal dahilinde zamdır. Pişva olacakların her ne olursa olsun gayeden dünmemesi, memlekette barınabilecekleri - son noktada son nefeslerini x——ımn e nunsuzluk ik kurtarıcı, ortaya Bir aralık İstanbul I'ııkılmn'l * M nin tehditleri o kadar arttı tafa Kemal, padisahın rütbe şanlarından kurtularak bir fert bi vatan yolunda ümeği dü dü ve bu düşünce i de şu satır- larla millete bildirdi: (Mübarek vatan ve milleti par- çalamak tehlikesinden kurtarmak Yunan ve Ermeni âmâline kurban etmemek için Aaçılan — mücadelei milliye uğrunda milletle beraber yest sürette — çalışmağa - sifatı resmiye ve askeriyem artık mani olmağa başladı. Bu el mukad- des için milletle bir nihayete seri kte kadar çalışmağa mukaddesatım na- mına vermiş olduğum cihetle pek aşıkı bulunduğum silki celili askeriyeye bugün veda ve istifa et- tim. Bundan sonra gayel mukadde- set milliyemiz için her türlü feda- kârlıkla çalışmak Üzere sinei mil- lette bir ferdi mücahit suretiyle bulunduğumu arz ve ilân eyle - rim.) Mustafa Kemal'in millete, mil- letin Mustafa Kemal'e inanı neti- cesi olarak Erzurum ve Sivas kon- greleri, Büyük Millet Meclisinin Atatürk bai b İnönü'nün millefe hifabesi Yazan : * Şüpbe yoktur hi bu- gün istikrar — bul - muş bir milli var lıktan ve feyizli & kılâplarla — teşekkül etmiş yeni cemiyetin emniyet ve buzu - rundan bahsedebil - c 15 senelik ATATÜRK idaresi vin müspet olarak mümkün ol - neticesi maktadır. İNÖNÜ * Atatürk'ün ebedi adını bep yüreklerimizden ta - şan sevgi ve — tüzim hisleriyle yâdedelim. O'mun bâ sına kar beraber 1 samimiyet teza - hürlerimizle yeryüzü göklere — kadar bir taba çınlasın!. İSMET İNÖNÜ * muhtelif cephelerde müh- düşmanların yenilgeye — uğ- başarıları elde — edildi. son taarruzun ari- ar kesin zaferden şüphe »nler oldu. Düşmanlarımızın çok- unu s*talarımızın azlığını ile- irerek milli dâvada tereddüt terenlere, kurtarıcının — cevabhı şu İdi; (Gittiğimiz yol bir iman yo dur; evet biz on milyonluk ve yorgün bir milletiz. T rımız ise pek çoktur ve dir. Vakıa riyazi düşünülece lursa galebe çalmamız m Fakat bizde olan sşey onlarda yok- tur. Bizde iman kuvveti — vardır. Zaten bu mücadele bir iman işidir. Biz bin bir tü şmanlarımı - açılışı, telif zın kuvvetine rağmen — muvaffak olacağız.) Yıldırım zaferiyle son bulan Kurtuluş Savaşından milli tarihimiz bir ri poli ve diplo- matik zafer ve bir çok inkılâp hamlesi İle :ı:'i'nd Bütün bu imkilâpların başa türk'ün sihirli milletine olan Bu sebeptendir ki Atatürk'ün ölü- mü günü tarihte benzeri olmıyan bir matem günü oldu. Yalmız Türk mülleti değil, yer yuvarlağı hartasının bütün millet- leri O'nun ölümü ile derin acı duydular.. Dünyanın kuruluşun - danberi binbir ihtirasın zoru İle birbirlerine saldıran insanların bir- likte duyduklari bir tek acı Ebedi Şef'in ölüm acısıdır. Milletimizin Atatürk'ün ölümü ile duyduğu en büyük acısında en kuvvetli tesellisi. O'nun inkilâp hamlelerindeki ortağı İsmet İnönü oldu. Vatan ve millet dâvalarında saçlarının her telini ağartan Mil- li Şef'imiz milli birliğimizin kah- ramanı ve sembolüdür. Türk mil- leti kalbinde taşıdığı Atatürk sev- gisine yaslanacak ve Milli Şefi- ne karşı duyduğu İnanla yüksele- cektir. Yükselecektir ve Ebedi Şe- fimizin bir gün millet kürsüsün- den ilân etmiş olduğu gibi Türki- ye Cumhuriyeti mesut, bahtiyar ve ilelebet payidar olacaktır, Milli Mücadelede Ordusunu selâralıyan Gazi Mustafa Kemal Mareşal Çakmak'la Vasfi Raşit SEVİG ATATÜRK Meclis kürsüsünde tatürk'ü Aanlatacak kalem A veya fırça, tasvir eylediği *an,, ile “imtidadı”, bü iki zıddı birleştirmeğe mechurıhır. Yani Atatürk'ün varlığının seçtiği anından, aynı varlığın başka anla- rını anlattırması lâzımdır. Ata« türk'ü anlatırken veya resmeder. ken ona en ziyade yakışık alacak, onun beşikten mezara kadar ge- Ççen anlarını anlatacak vaziyeti ve jesti nasıl intihap edebilmeli? A- tatürk Fatih'i hayal ederken ona, İstanbul'un fethi esnasında denize at sürerek donanmaya kumanda e- der vaziyeti pek yakıştırır ve o *“an,, ile Fatih'in bütün “an,, larını ışıldatırdı. Tacüt-tevarih müellifi Hoca Sadettin'in şehit Hüdavendi- gâr Murad'ın hayatını “Cündü is. lâmı bekle mehlikeden - Bunca yıl sây-ü-içtihadımızı » Gazevat içre yahşi adımızı . Etme Yâreb, kahrin ile tebah.,... Râhh din içre feda olayım - Siperi askeri hida olayım.,, yalvarışında tesbit eyle- mesi gibi büyük Hâmit de Fatih- teki imtidadı İstanbul fethinin kendisine nasip olması icin sec- delere kapanark yaptığı yalvarma anlariyle tesbit ediyor ve “Hâlâ gelir zeminden tekbir-ü zârü za- rın - Şayestedir denilse dünya genin mezarın,, beytinde Fatih'in bütün hüviyetini ifade eyliyor. Foto Etem'in eşsiz sanatı Ata« türk'ün Kocatepe'deki bir anını tesbit eyledi. Onu Taksim'deki â« bidenin tunçları da ebedileştirdi. Atatürk, “uzun boylu değildi fa. kat vücudu salonu dolduruyordu,, şeklinde tasvirini yapmış olan ka- dın bana “Leonard de Vinci,, nin “kalıba ruh, şekil ver sözünü hatırlatıyor ve Atatürk'ün kalıbhı. na o büyük ruhunun verdiği faso. nu, şekli anlatıyor. Portre, iktid rın en büyük imtihant ve en bü- yük delildir. İbni Kemal'in Se - Hm'in ve Bâki'nin — Süleyman'ın portrelerini çizerken gösterdikleri iktidarın eşini eşsiz İnönü Ata « türk'ün psikolojik tarifini ya « parken göstermiştir. Atatürk'ü çizecek kalem ve res- medecek fırca kalrbı şeffaf kılmak ve o şeffaf vücuttan ruhu göster- mek mucizesini yapmağa; vücuda ruhun verdiği şekli vermeğe mec- burdur. O ruh Atatürk'e verilecek vaziyet ve jesı ile anlatılabilir Kocatepe'deki © vaziyet o ruhu anlatabiliyor mu ? Atatürk kadar mükemmel adam az bulunur. Mükemmel adam ka. dar mürekkep adam yoktur. Va- tandaşları ile, hemcinsleri ile olan münasebetlerine kalıp veren Ata- türk; hayatı saf halde tecelli et. tiren ve hayatın ilk atılışlarını saklıyan başka bir Atatürk'ün Üs. tüne geçmiş ve kaplanmış bir yüz. dür. Atatürk'ün Anafartalar, ve vatan müdafaası milli mücadele ve inkılâp nizamları arasındaki şahsi- yeti bütün vatanı ve insaniyeti â lâkadar ediyor. Fakat bu nizam rüyasımnı, aşkını, hakikatlerini ve cennetini vücüude getiren gizli bir nizam daha vardır. Portre buü giz- h nizamı meydana vuracak bir kudret eseri, yani Atatlirk'ün psi- kolojik bir tarifi olmalıdır. Has. sasiyetin fikir iİle olan münasebe- tini anlatmalıdır. Atatürk'ün nasıl düşündüğünü çıkartabilmemiz için, bize onüun nasıl duyduğunu öğretmesi lâzımdır. Atatürk'ü tasvire sürükliyen duyguya, Atatürk'ten kaynıyan ışık düzen verir ise tasvir. vahdetini bulur, Tasviri yapanın fikrindeki sırları meydana vuracak olan şey ise hacim ile renkler veya ifadeler arasındaki uygunluktur, ahenktir. Bu itibarla Atatürk'ün en güzel muvaffak portresini onu tari- hif yalnız tezyini bir görünüşü o- larak kabul etmiyen, vatan ve in- sanlık semasında meteor gibi gec- miş bü büyük varlığı halıları süs- liyen çehrelere hakkiyle e$it tut. mıyan İnönü; rüyaları rüyası olan İnönü: yarattığı nizamda ona şe- rik olmuş büyük İnönü yapmış- tır ve onu emsalsiz kudretiyle an- latırken bizleri, bizzat kendi bü- yük ruhuna ve duygusuna da sır- daş kılmıştır. (Başı 2. inci sayfada) Kolordularına verdiği bir emirle de: Düşmanlarımızın çeşit çeşit ha- reket ihtimallerini birer birer a- raştırıyor, inceliyor, ve bunlardan bizim için en tehlikelisi, doğudan, şimalden ve batıdan ve hattâ ce- nuptan aynı zamanda istilâ hare- ketine geçmeleri olduğunu belirt- tikten sonra, böyle bir harekete karşı tutacağımız müdafaa siste- minin. (gerillâ) yani az kuvvetle geniş cephelerin müdafaası zaru- reti karşısında halk çete kuvvet- lerinden azami istifade —ederek muntazam kuvvetleri elden geldi- ği kadar derli toplu kullanmak sistemini tavsiye ediyordu.. Nite- kim dikkat edilirse, (Birinci İn- önü) meydan muharebesine yani garp cephesi kuruluncıya — kadar tuttuğumuz müdafaa sistemi he- men her cephede bu olmüştu.. Birinci tamimden, bir hafta son- ra da 3 haziran 1919 tarihli ikinci tamimi yaptılar.. Son Osmanlı hü- kümetinin Osmanlı haklarını mü- dafaa ve (Sevr)i imza için (Pa- ris) e çağrıldığı haberi üzerine yaptığı bu tamimde de O: Türk milletinin içinde bulundu- ğu vaziyetten kurtulmak için var- mak istediği gayeyi şöyle tesbit ediyor: “Bütün milletin milli haklarını idrak ettikçe, onu çiğnetmemek için tek vücut olarak fv-d1kâra_ne harekete devam ettikçe “galiple- rin” milletimize daha ziyade hür- met edeceklerini, haklarına daha ziyade Tiayet eyliyeceklerini ve milletçe kesin olarak “müdafaası behemehal" gereken hakların: 1 — Devlet ve milletin tam is- tiklâli, 2 — Asıl vatanda çoğun aza fe- da edilmemesi.” bulunduğunu, ve konferansa gidecek heyetin bu esasları müda- faa etmesi lâzım geldiğini ilân edi- yör ve İistiyordu.. Bu ilk iki tamimden birincisi ne düştüğümüz felâketin de- rinliğini millete gösteriyor ve mil- N? vicdanı ateşliyor., İkincisi ile de ateşlenen mllli vicdanın yöneleceği hedefi işaretliyordu.. —Atatürk'ün bu ilk iki tamimi, karanlık Türk dünyasının semasında yıldırım gi- bi çakınca, 8 haziran 1919 da Ata- türk'ü İstanbul Hükümeti İstan- bul'a çağırdı.. TATÜRK İstanbul'dan gelen davet tezkeresine — değili, milletin sinesinden. gelen Havza'dan İstan- bul'a değil, (Amasya) ya gitti.. Oradan 21/22 haziran 1919 tarih- H üçüncü tamimi yazdı. Bu tamim- de de O: milletin ne ile ve nasıl kurtulacağını gösteriyor, ve di- yör ki: “1) Vatanın tamamı ve mille- tin istiklâli tehlikededir. 2) İstan- bul hükümeti üstüne aldığı mesu- Tyetin icaplarını yapamıyor. 3) Milletin iklâlini gene — milletin azim ve kararı Kkurtaracaktır. 4) Milletin hal ve vasfını derpiş etmek, sadasını cihana işittirmek icin her türlü tesir ve kontrolden âzade (milli bir heyet) in vucudu lâzımdır. 5) (Anadolu) nun en e- min yeri olan (Sıvas) ta milli bir koöngrenin bir an önce kurulması kararlaştırılmıştır. 6©) Tekmil — vi- lâyetlerin her sancağından milleti- nin itimadına mazhar olmuş Üüç murahhasın hemen yola çıkarıl- ması.. Her ihtimale karşı keyfiy tin bir (milli sır) olarak — tutul- ması lâzımdır. Şark - vilâyetleri namına 10 temmuz 1919 da Erzu- rum'da bir köngre toplanacağın- dan o tarihe kadar öteki vilâyetle- rin murahhasları da Sıvas'a va- rırlarsa Erzürum kongresinin üza- sı da (Sıvas umumi kongresi) ne girmek.üzere hâareket edecek- lerdir.” diyordu. İşte, (Millt İstiklâl Savaşı) mı- zın da, (Millt İnkılâp Uğraşı) mı- zın da üstünde yükseldiği ilk üç temel plân, 1) milli vicdanı ateş- leyip sşuurlandıran, 2) millit gaye ve maksadı belirten, 3) bu gayeye vardıracak — vasıta ve kudretin Türkün azim ve kararı bulundu- Bğunu aydınlatan bu üç tamim ile kolordularına — verdiği 29 mayıs 1919 tarihli ordu emridir.. Bütün istiklâl savaşını rı birer birer incelensin, * kılâp uğrasının neticeleri birer bi- Fer gözden gecirilsin, bu plânın sasmazlığından başka hiç bir iz görülemez. yüce sese koştu.. * bt İstiklâl savaşımızm '!k ana plân- İki arkadaş, iki Şef: ATATÜRK ve İNÖNÜ larımı teşkil eden bu üç tamimi üç ' takibetti; Erzurum Kon- gresi.,, Sıvas Umumi — Kongresi... Anlmm Büyük Miliet Meeclisi... Bu üç Kurult an da dört zafere doğru Birinci, İkinci İnönü, Sakarya ve Dumlupıinar zaferleri, bu zaferlerin üstüne kurulan, Cum- huriyet Devleti İse -bütün istiklâl şartları ile dünya — milletlerinin saygılı gözleri önünde dimdik du- ruyor. Bunlar üzerinde, durmak lüzumunu duymuyorum. Herkesin Erzurum günlerinden bir tabloyu n ağzından dinleteceğim: k Erzurum'a — vardıktan sonra, arkadaşlarını topluyorlar ve onl:ıra diyorlar ki: *.. Milli gaye için ortâya nıı!'ı- cakların ımh'mnı düşünenler, (- gözü önündedir. Yalnız Kongrpq, Fakat bütün ve bize meti ve ecnebilerdir.. memleketin aldatılmasını karşi çevrilmesini de ihtimal dahi- lHinde görmek lâzımdır. Öne düşe- ceklerin hı:r ne olursa olsun ga- den bu minnettarlığı ebedidir, e- lay anlaşılır.. ZİZ ve Büyük Atatürkl. Rahat ol!. 'Türk milletinin kadir bilir gön- lünde öyle minnetle dolu bir yerin var ki, 0 yer, senin ölümünden geçen her gün, ancak biraz daha gen işlemektedir. k milleti biliyor ki: — Eğer 25 nisan 1915 te 19 uncü 'Tümen Komutanı olarak, hiç bir yerden emir almadan kendiliğin- den verdiğin kararla — mesuliyeti üstüne alarak, — (Conkbayırı) nda düşmanı karşılamasaydın ve kar$l saldırışa geçmeseydin, Çanakkale Boğazı daha o0 günlerde düşman- larımız. tarafından — geçilmiş ve dünyanın gidişi değişmiş olurdu.. Evet Türk milleti biliyor ki, — Eğer 7-10 ağustos 1915 gün- leri Anafartalarda gene Anafarta- ler Grupu Komutanı olarak © grupu sevk ve idare etmeseydin, yeden di Sİ, te barınabilecekleri son noktada son nefeslerini veri kadar gaye uğrunda fed. devam ede- cekleri işin başında karar ver- meleri icabeder, yüreklerinde bu kuvveti duymıyanların — teşebbüse memeleri evlâdır,. Zira bu tak- dirde hem kendilerini, ve hem de milleti aldatmış olurlar..” Bir de bu vazife, resmi makam ve üniformaya sığınarak el altın- dan idare edilemez.. Bu tarzın bir derecesi olabilir. Fakat artık o de- vir geçmiştir. Alenen ortaya Çık- mak ve milletin hakları namına yüksek sada ile bağırmak ve bü- tün milleti bu sadaya iştirak — et- tirmek lâzımdır.” te istiklâl savaşına baslıyan büyük ruhun ikiliği burada görü- nür. Üzerinde durulup, onun yüre- gindeki inanın derinliğini; onun dimağındak| görüş enginliğini, onun azmindeki yüksekl son- suzluğunu belirten bu tel ö - nünde minnet ve hayranlı do- nup kalmamak kabil mid Şimdi, bir o zamanki Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışı tablosu- na, bir de bugzünkü Cumhuriyet Türkiye'sinin durumunu gösteren tabloya bakınna, Türk milleti ne- den Atatürk'e minnettardır, ve ne- İEaRiKİSe Bağl’lım!?n GAZI MUSTAFA KEMAL larımızın da tasdik ettik- leri gibi, gene en tehlikeli yerimiz- den Gelibolu Yarımadası >“düşmüş olur, ve o zaman dünyanın alacar ği manzarayı kimse düşünemezdi.. Gene Türk milleti biliyor ki: — 1918 yaz ve sonbaharında (Fi Jistin) ve (Trak) cepheleri sayıca çok üstün düşman ordularının sal- dırışları Zam bozuldukları an, biricik bozulmıyan — ordu; senin emrindeki 7 inci ordu idi. Ve bugünkü cenup sınırlarımızda düşman ordularını durdurup (Mil- H Misak) hududumuzu sağlıyan, senin kumandandaki yıldırım or- duları artınlıları idi.. karşısında — Sonra biliyoruz ki, (Mondo- ros) mütarekesinin ve bu müta- rekeye dayanık düşman — işgalle- rinin, Türk mijleti için bir milli ölüm tehlikesi olduğunu ilk gören ve bunu o zamanki Osmanlı hü- kümetine belgeleriyle birlikte ilk bildiren ve bu suretle (Milli Kur- tuluş Savaşı) nın ilk temel taşıni atan sen olmuştun.. - Kurtarıcı ve kurucu Atatürk. müsterih ol!.. — 1918 de bütün Filistin cep- . hesi çözülüp bozulduğu bir demde bozülmıyan 7 inci ordu içinde bi- Intizamh ve çözüntüsüz çe“- kilerek bugünkü cenup hududu- muzda düsmanı durdurmak için efi| kuüvvetli destek teskil etmiş olan 3 Kolordunun o zamaki Komuta- nı İsmet İnönü başımızda.., — Türk İstiklâl Savaşına baş- lamak kararı yerdiğin zaman, ik güvenip | konustuğun, — ilk anlaşıp berahber karar verdiğin ve ilk ön- ce İstanbul'da vazifeli — kıldığın, sonra ilk Büyük —Mlillet Meeclisi Hükümetinin —ilk Genelkurmay Başkamnı yaptığın İsmet İnönü ba- şımızda... — İstiklâl Savaşımnın en sıkışık bir deminde, en tehlikeli ve en tesirli Garp Cephesi için Komutan seçtiğin ve senin de buyurduğun gibi Birinci ve İkinci İnönü mey- dan muharebelerini emrindeki or“ du ile kâazanarak milletin mâküs talihini yenen, ve Baskomutan o* larak, (Sakarya) ve (Dumlupmar) büyük zaferlerini, onun emrinde- ki p Cenhesi orduları ile kar zandığın; (Mudanya) 've (Lozan) siyasi meydan muharebelerinin de muzaffer Komutanı olan İnönü başımızda... — İnkılâp Savasında dd kendi- sine en güvendiğin baş, ve Başve- kil olarak, bütün siyasi, — içtimald, | iktısadi ve kültürel — inkılâplari plânlamasını, Hertiplemesini, — ve Başarmasını en iyi bilen, ve her inkılâp eserinde senin damganın yanında damgası bulunan, en sa” mimi inandaşın, ülküdaşın ve de“- hadaşın İsmet İnönü başımızda... | — Sana nasıl inandık, nasıl gü- | vendik ve nasil bağlandıksa, şimdi | O'na öylece, bütün — gönlümüzle| inandık.. Bütün başımız ve canı” mızla güvendik.. Ve bütün var yö- ğumuzla bağlandık.. (İstiklâl Vlü'î cadelesi) ruhu İle onun etrafınd8 | som bir kütle halinde bir (millf | birliki kurdü O sayededir kl.] dört yıldır, dünyayı kasıp kavuran harp kasırrasından uzak, inkılâP hamlelerimize devam etmek bah” tb'arhıhnn v.-n'llk... Rahat ol Aziz Büyük Ater ızu. Cü ee o Mi üüü GİXe KdT ORE'S —-

Bu sayıdan diğer sayfalar: