Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
| Büyük Atatürk'ü İlk üç famim, K TATÜRK'ün fâni vücudu A toprak olalı, bugün, tam dört yılı dolduruyor.. O- nun ölümü Üzerinden geçen her yıl da onun gönüllerimizde min- net dolu hâtırasının biraz daha derinleştiğini duyuyoruz.. Yalnız büyük bir Başbuğ olarak değil, yalnız bir Devlet adamı olarak da değil, bunların hepsi ile bera- ber büyüklüğü dünyayı saran bu en Büyük İnsan'ın yüksek vasıf- larmdan, derin — meziyetlerinden bahse kalkışmak benim gibi —bir insan için belki bir haddini bilmez- lik olur.. Ben O'nun binbirleri geçen menkıbelerinden yalnız bir Zerresi Üzerinde durabilirsem, ne mutlu!. — Derlet ki: "Başbuğluk sana- Matı, normal zamanlarda — yapıla- mıyacak ve yapılmasına hiç bir kimse tarafından imkân — görüle- Ekyeeek işleri yapabilmek sanatı- B — Derler ki: “Harp sanatı, han- gi kuvvetlerden ne kadarının, ne- Yelerde, ne vakıt ve nasıl kulla- mılması lâzımgeldiğini — araştırın bulma ve yapabilme sanatıdır.” — Ben de bu deyişlerden ilham alarak diyorum ki: İi sanatı; - (Türk milleti bi N İuagarp, Balkan ve Büyük Harp gibi biribiri ardısıra tam 8 sene &üren ve hepsinden de gıkarak nihayet başarısız, H Mondros Müta- $ ATATÜRK Hâkimiyeti Milliye (Ulus) u okuyor Yazan : üç kurultay, ATATÜRK ve İNÖNÜ Onuncu Cumhuriyet Bayramında n dördüncü ölüm yıldönümünde döri zaler A. R. Erem eresesercerAR tekesi gibi bir ilam hükmünü kendi eliyle imzalamak bahtsızlı- fına uğrıyan ve bu mütarekeye da- yanarak) - ordusu dafıtılan, her ye- Ti tutulan, her yanından sarılan, ve nihayet eline (Sevr) gibi kendisini Daramparca edecek bir siyasi idam kararı verilen, ve milli vicdanın- daki herkese görünmez, fakat bit- mez tükenmez mânevi kudret haz- nesinden başka, elinde hemen hiç bir vasıta ye kuvvet bıra we bu haliyle kurtuluş iç ümitlerin yabancı yardımların lüt- funa bağlandığı, yani esir olmaktan başka kurtuluş yolu kalmadığına #nmanıldığı bir zamanda, O milleti #evvelâ şuuruna erdirebilmek, son- ya mill! gaye etrafında toplıyabil- mek. Kurtuluş hedefine — yönelte- bilmek ve nihayet onun yoksul, bezgin ve bitkin denilen varlığın- dan, koca bir milli ordu yaratın, bütün dünya düş lığının çepe- gevre, kıskıvrak e dunun hariminde düşman ordula- yını boğup yurdun ve milletin is- iklâlini kurtardıktan sonra, bu Safer üzerine, yepyeni, — tertemiz we müstakil bir Cumhuriyet Dev- Jeti, bir İnkılân Türkiyesi kurabil- mek sanatıdır.” Atatürk; işte böyle büyük bir harp sanatının ehli, ve böyle bir Başbuğluk vasfınımn sahibi olduğu- nu yâra da, ağyara da tasdik et- tirmiş, tam anlamiyle bir dâhi idi.. * Bir milletin kadrini korumak veya, bizde o zaman olduğu gibi, kurtarmak vazifesini Üüstüne alan bir Şef, bir Başbuğ ilk önce ken- disine şu ana üç sorguyu sorar: 1 — Nasıl bir durum içindeyim ve bu durumda güttüğüm maksat ve gâaye nedir? 2 — Bu ma sat ve gayeme en- gel olmak için iç ve dış düşman- lar neler yapabilirler? Ve bunla- rın yapabileceklerinden benim ır-!n en kötüsü ve zararlısı sun'a çıktığının haftasında 28 ma- yıs 1919 da Havza'dan yazdığı ta- Bunda, O, milli vicdanı tutuşturup kükret milletine içine d tehlikesinin zifiri yurdun düşmanlar tarafından çev- rilmiş ve her Önemli yerlerimizin Ne nefesimizin mimdir.. tutulmuş, kesilmiş bulunduğunu anlatıyordu heyecanlı mitingler yapmağa, mill! tezahür- leri artırmağa ve canlılaştırmağa Millet dünya “Büyük ve ve bunu tekmil memlekete yatı, katlanılması 3 — Bunlara karşı ben ne )ıp— malıyım? Yani maksadıma ermek için hangi kuvvetleri ne için, ne U sorguların cevaplarını, tatürk'ün istiklâl ilk günlerde yap- tamim He ilk ordu em- * vakit, hıyım?, ;_lı!şlış_ı tığı ilk rinde görebiliriz: O'nun nerede ve nasil kullanma- A- SAVaAŞINA evk ve İdare ettiği (Kur- tuluş Savaşı)nın da, devrim uğra- şı)niın da bugün eşsiz ve çetin şart- ları ile, yükseldiğini sezmemek kabil ğildir.. Bu üç tamimden birincisi, Sam- bu iik üç tamim Üüştünde de- yaya yay dine geliyor, ve Türk Ü milli ölüm ve bütün yay- mağa” teşvik ediyor ve “MiHi ha- milli istiklâli sarsan ve ilhak) gibi olayların bütün mil- lete kan ağlattığım, zaptedilemez bir hal aldığını, medilmesi, mıyan bu hallerin önemilisi”ni bek- lediğimizin telgraflarla bütün dün- bildiriyordu. İşte bence yurdun ve ulusun en kara gününde yıldırım gibi çakan bu ses iledir ki milli vicedan ken- içine düştüğü tehli- (Cişgal millf ıstirabin haz- kabil ol- 10/11/1942 | BİRKAÇ SATIRLA Dördüncü ölüm yılında Yazan : Sabaheddin SÖNMEZ Fâni Atatürk'ü kaybedeli dört yıl oldu. Ebedi Atatürk yaşıyor. O, bütün bir mil- letin şuurunda ve kalbinde, bir ideal ve sevgi olarak yaşamaktadır. O, bü- tün gönüllerde Türklüğün bugününü ve yarınını aydınlatan bir meşale ola- rak yanmaktadır. Bu toprağın üzerinde eserde O'nun damgası vardır. Genç- liğin gözlerindeki azimli ışıkta, mil- let ruhundaki başarıcı hamlede, fikir veya madde halindeki her Cumhuti- yet eserinde ve şanli Türk Bayrağın- da O bir mâna halinde ebedileşmiştir. Bütün hayatı boyunca her mücadeleden başarı ile çıkan, her zoru ve imkân- sızı yenen Atatürk; ölümü de yen - miş bir milletin kalhine ve kafasına sinerek, o milletin nabzı attığı müd- detçe yaşamanın, uçsuz bucaksız. bir AAAAAAAAAR , övünülecek — her hayatın sırrına ermiştir. x4 17 milyonun gözü hâlâ nemlidir, acısı hâlâ tazedir. O ilk intibam şidder ve Jchşeum değil dört yıl, da silemiyecektir. Türklük insanlık dünyası ve tarih, O'nun yok- dört yüzyıl dünyası, luğu ve boşluğu ile daima boynu bükük kalacaktır. Bıı 'Türkler O'na karşı duyduğumuz son- suz minnetin borcunu ancak bir şart- la ödeyebiliriz. O'nun eserlerini dâ - valarını dimdik ayakta tutmak — ve O'na verdiğimiz namus sözünü bir an bile aklımızdan çıkarmamakla... O büyük ruhun bizden tek — isteği de budur. Gözlerimizin yaşla dolduğu, kalblerimi- zin acıyla burkulduğu bu dördüncü ölüm yılında O'na verdiğimiz bu na- mus sözünü bir daha hatırlıyalım, O'nun dâvasını ve eserlerini yaşat - mak andımızı bir daha yeniliyelim, B O, öldüğü gün dipdiri ve yeni bir ruhla yuğrulmuş ileri bir milleti bir barış dünyasında — arkasında — bırakmıştı. O'nun dörtdüncü Ölüm yılında bugün, dünya harbi dört yaşına basmış bu - lunuyor. Fakat Türk milleti kanla ve nteşle kuşatılmasına — rağmen, — gene dipdiri ayaktadır ve gene barış için- dedir. O yaşıyor ve İnönü başımızdadır. Türk milleti, başında Milli Şef olduğu halde yer yer göçen bir dünya orta- sında barış içinde yaşıyor. O'nun her başarısında şeref ve iş ortağı - olan İnönü'nün bu büyük bâşarisiyle bera- ber Atatürk'ü bir daha saygı ve min- netle analım..., Yarıya inen Bayrak ve O'nun sözü Atatürk için: Milyon .milyon vicdanda dikilidir o heykel ! Atatürk, insan gövdesinin çerçevesi içinde çok büyük bir kuüdretti. O koca Türk milletini kendinde toplamış - bir örnekti. Türkün tarihte görülen bütün büyüklükleri onun yüce varlığında be - lirmişti. O bir, (tek) değil, (hep) idi... O bütün insanlar için dahi en geniş ışık saçan bir meşale demekti. Nihayet her insan sayılı ömrü içinde yapacağını yaptıktan sonra sönüp gitmek zorundadır; fakat madde dağılır, kud - ret ve eser kalır. Atatürk de ölmezleşmiş ve Tanrılaş- mış bir kudret olmasına göre Türklerin hattâ insanların ruhunda yaşamaktadır, yaştyacaktır. * O'nun yüce şahsiyetini, yüce ruhunu, bundan tam on yedi yıl önce (1925) te çizmiye çalışmıştım, sonra büyük fâninin millet gönlündeki yerini de göstermek istemiştim. Kendisine (17) yıl önce oğ- lum tarafından okunmuş olan bü - şiiri olduğu gibi aşağıya yazıyorum : BÜYÜK HEYKEL Güneşlerden süzülen Altın ışık saç olmuş, Derin, nafiz gözlere Dehânin nuru dolmüş. Gözüne göz bakamaz Farzet ki baksa biraz Orda görür bir umman Yahut sonsuz asuman. Kudret, şiddet orada Sevgi, şefkat orada Bazan şimşekler çakar Sonra menekşe açar. Başı bir şan iklili.. Alnındaki çizgiler Belâgatli, kudretli Bize bin mâna söyler! Sözüyle gözündedir Müncimizin sihiri, Bunlarla irşat eder Millet yürür ileri. Keskin dişi zamanın Her bir şeyi kemirir, Mermer, çelik, tunç, demi> Hepisini devitir. Milyon milyon vicdanda Dikilidir bu heykel, Asırlarca duracak Dokunamaz ona el! Cumhuriyet, milliyet, İnanımızdır evet, Buna candan inandım Medeniyet bir cennet. Büyüklüğe tapınmak Benim için emeldi, Bu heykelin önünde “Gültekin” dize geldi Gazi! sanma bu çocuk Öz çığırdan sapacak; Hayır, daim o aziz Varlığına tapacak ! Ankara : 4 24 - İlkteşrin - 1926 Büyük Atamız! Sen Türklerin gön- lünde yaşıyan en kutlu bir varlıksın, Se- win açtığın yoldan en derin inanla, göz | kırpmadan yürümek Türkün en büyük işi olmuştur. 'Türk milletinin gönlünde sizin sev - | ginizin hâlâ gelincikleri açıyor, Türk | milletinin gözünden sizin acınızın hâlâ İincileri, papatyaları saçılıyor ve bunlar- 8| | dan koskoca bir miller sizin İçin hâlâ 240 | saygı iklilleri örüyor.. Bunu böyle bil- İ melisin Atam! Hakkâri Mebusu İzzet Ulvi AYKURT kenin derinliğini bu sestekl ışık ile görüyor... Bence Büyük Partl programı- AZİN tecelli: on gün önce bü- mızın esasları arasında en mühim yeri alan “dil birliği, ülkü birliği” dayanan “Türkçülüğümüz” de ilk kesin kaynağını ilk temiz ateşini Bi, gibi üç buradan almıştır. Birinci tamimi gün sonra (Sonu 4 üncü sayfada) işlerine dair verdiği .. m: direktiflerden kültür birli- temele yaptıktan — bir yış 1919 tarihiyle H yük millet bayramını kutladık; bugün, milletçe yas tutuyoruz. Fakat bu bayram ve bu yaş günü, bini- birlerinin tamamlayıcısı gibidirler. Bi- rinin engin neşe ve gruru içinde, di- limizde gene Atatürk'ün adı, gözü - müzde O'nun hayali vardı. Öbürünün yasında, Atatürk'e ve eserine lüyık evlâtlar olmanın abdini tazeliyoruz. Ülk ayrılış günümüzde, gözyaşla - rımızı “son kanlı damlasına — kadar” O'nun yoluna akıttık. Yattığı toprak, sonuna kadar nemli kalacaktır. Her 10 sönteşrin sabahı, ilk iç - sızısını, olanca şiddetiyle duyuyor ve anlıyo - ruz ki ,hâlâ O'nunla dopdoluyuz. Atatürk, dört yıl önce, yaşayan in- san olarak aramızdaydı. Bugün, ol - guntlaşmış bir “şuur” olarak gene içi- mizde ve aramızdadır. “Atatürk öl -« mez” diyenler çok haklıdırlar. Atatürk'ü sevmenin tek şartı ve tek vecibesi, O'nun eserine bağlı kal- mak ve sadık olmaktır. Mustafa Ke- mal'in müsterih uyuyabilmesi de bu- na bağlıdır. Cumhuriyeti -kurdu ve teslim etti, Onu yaşatmak ve yükselt- mek, Atatürk'ü sevmek ve anlamış ol maktır. Her milit toplantı. - vesilesinde, İnönü, gençlik ve halk yığınlarının dilinden, bağlılık ve sadakat sözü aldı. İnönü, cephe ve devlet idaresi arkada- şının yerini, yalnız devlet reisliğinde doldurmuş değildir. Rejimin baş dâ - vacısı ve baş koruyucusu olarak — da Onu görüyor, onu tanıyor ve ona İna- niyoruz. Mi srzfı Kemal, düva ve şuur olmuş, İnönü adını almıştır. Atatürk'ün karşısında nasıl bir ve beraber idiysek, şimdi de, İnönü'nün Bayrağı altında gene bir ve berabe- riz. Fert ve millet olarak, ışkımııdın n a bir gey “kaşb değiliz. Atatürk'ün her ölüm yıldönümü, bizi ondan uzaklaştırmaz; belki, daha taze bir heyecam ye daha olgun bür şu- Ahdimizi tazeliyoruz Yazan : Kemal Zeki GENCOSMAN ura inkılâbetmiş sevgiyle O'nun ese- rine kapanmak f 1 verir. Bugün o fırsatlardan biri ö yiz. Biribirimize başsağlığı dilemek ye- rine, parolamızı tekrar edelim: O'na lâyık evlâtlar olmanın şartını yerine getirelim. “Sönmez meş'ale olarak tuhları - mızı daima uyanık ve ateşli tutan aziz hâtırası önünde” avuçlarımızı — göğe açarak veya gözlerimize kapıyarak de- gil, bütün gücümüzle eserine sarıla - rak yemin edelim: “Şanlı Bayrağın, İnönü'nün elinde, biz onun ardında - yaz, Yolundayız; yolunda kalacağım,” #TOCTLLOLDLLL L "Cumhuriyelimizin damgasını bu yıla da mutlak vuracağız. Çünkü bütün dünya biliyor ki Türk £ milleti her ihtimâl için hazırdır, Atatürk yaşıyor, İnönüye de candan bağlıyız. ŞÜKRÜ SARACOĞLU_ 4 üncü 10 sonteşrin O günkü “bugün” ün — üzerinden geçen zaman, bu sabah saat dokuzda dört yılını dolduruyor. Büyük acımı- zan yıldönümünü anarken her zaman © günün o acı saatini de hatırlayınız: çünkü Ebedi Şef'in en son fani lâkır- disi şü olmuştur: — Saat kaç? Odun yattığı son yatağın yanı ba- şında işliyen saat, dursaydı da O'nun içine bütün bir milleti, bütün bir va- tanı, hattâ bütün insanlığı alan büyük kalbi durmasaydı... O'nun ölümünü ilk öğrendiğimiz ve inanmadığımız, inanmıyarak gök- lere öfkeyle, öçle bakuğımız zaman içimizden geçen duygu bu — olmuştu. Fakat O, o kadar büyük bir yaradılış- geçmişle peleceğe aynı zamanda hâkim olmuş öyle eşsiz bir varlıktı ki en kü- çüğünden en büy e kadar bir mil- letin het çocuğunu ağlatan bu ma - temin tesellisini de - hayatta — iken « vermişti: “Benim nâciz vücudüm, bir gün elbet toprak ola - caktır;fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet pay- dar kalacaktır.., Büyük vazifesini yapmış, seçme sayfalarına kendi - heykelini kendi eliyle dikmiş ve "Cumhuriyet” adlı, ölümsüz emanetini tüm ve bü - tün, O zamanın “yirmisine — yaklaşan Mustafa Kemal"” lerine emanet etmiş olarak güzel ve kudretli gözlerimi ölümlü hayata yummuş olan Musta - fa Kemal'in ebedi ve manevi alanda öldüğünü, ölümünün dördüncü yıldö- nümünde, O'nun emrinde yıllarca ça- lışmış. genç bir arkadaşının kelimele- riyle yalanlıyoruz: — Atatürk yaşıyor! Bugün, O'nun her şeyden — fazla sevdiği, her şeyden üstün tuttuğu aziz milletinin, dünyanın bu — kapkaranlık çağında, etraftan yükselen ateşe, dü. manâ ve ıstıraba rağmen, tıpkı O'na olduğu gibi, Milli Şef'i İnönü'ye olan bağlılığı da bu “ölmez" liğin, bu “yaşayış” n en parıldar bir tanığıdır. Bu dördüncü yas günümüzde de bütün hayatını ulus hizmetine ve in- sanlık sevgisine vermiş eşsiz kahra- manı bizden alan ölüme karşı dolu gözlerle bakıyoruz. Fakat O'nun daima yaşıyan, dal- ma diri ve dirik olan ülküsiyle bera- ber; O'nun savaşta ve barışta, devrim- de ve hamlede arkadaşı ve kardeşi olan Şef'imizin emrinde bulunduğu - muzu hatırladıkça içimizden ve başı- mızdan hiç kimse ölmemiştir; hiç bir şey ölmiyecektir pibi geliyor bize. * Bugün dünya tarihinin bu karan- lık çağında O'nun bir ay gibi parıl » dıyan türbesi önünde ve yahut uzak. larda O'nun bir güneşi andıran yüce hâtırası önünde eğilenler, vicdan ku- lağiyle O ölümsüz Türk büyüğünün ölmez sözlerimi duyacaklardır. Tevazu, o0 ölmez sözler Aarasın « dadiır: “Ben, bu vatana ve bu millete, ne medyun oldu- ğum vazifeden, ne de di- ğer millettaşlarımdan faz- la bir şey yapmış deği - lim.,, * O, kendisine dünyanın en büyük eserimi ilham eden kaynağı şöyle an- latmıştır: “Bizim ilham menbar - mız, doğrudan doğruya, büyük Türk milletinin vicdanı olmuştur ve dai- ma da öyle olacaktır..,, tarihin ALULUĞUKUAKAKULULURUU d ğ 1Ax'rı;pn İSiyetler hünü İsulhüni PHfaada | leşik sini &ğ “Atı rin en bile ay mi dayanı ler İknsanlı iri kor m ün yü zetede | miyor Nuşmi; rikulâ nuştu meml gittiği ? 4 ; 193 Hazin an: saat 9 u 5 geçiyor — yoeki Yazan: Tastla ğ . sİZe 1 Eurettin ARTAM diye SÖYÜL biri 4 O'nun Türk anasına gösterdiği say- - giyi bir daha dinleyiniz: A “Büyük muvaffakıyet - Ve ler güzide anaların yetiş- —| — * .e ” a ü ey”, tirdiği güzide evlâtlar sa- — mi? yesinde olmuştur.,, gibi: * Ğ O, kuüdretli gözlerini Türk evlât- KA larına ve Türk vatanının — geleceğine k"':' büyük bir iyman besliyerek kapanmış- ?—PI'S.( St &i . * SA ) * * dakı *“Türk milletinin istik - t. bali bugünkü evlâtlarının İ isabetli nazarı ve yorul - e çifti mak istidadında olmıyan — seyi çalışmak azmiyle büyük — Çab ve parlak olacaktır.,, mec * bala rine AdeDaa Arni tatürk'ün 19 mayis 1881 baş- mi İayıp 10 sönteşrin 1938 de fani Ü duk ömrünü son dakikasına kadar vatan leri ve millet emrine veren Ebedi Şef, Wi kurtarıştan — kurtuluşa, — kurtuluştan süp Cumhuriyet ve devrime, Cumhuriyet- ton ten de çağdaş medeniyetlerin üstünde fiki bir yer almıya koşan bir meşale, bir bi şimşek, bir yıldırımdı. O hayatında —— Çat da, hayatından sonra da medeni olma- 3 yı kendi milletine bir öğüt ve bir va- Paj siyet gibi bırakmıştı: tarl “Medeni olmıyan in - — Çi sanlar, medenit olanların — ma ayakları altında kalmıya ea mahkümdurlar..,, bel Va * yü Bü dünya ateş ve kan tçinde « yo dir. Dördüncü yılımı süren bu kot - ke kunç çağ içinde barıştan ayrılmıya - &Ö, rak şeref gönderinde İstiklâl Bayrağı ze dalgalanan Türkiye'nin bu mazhariye- ce tini, Aratürk'ün sandukasını — tavafa ka giderken ve orada kahramân nöbetçi- N nin tunç çehresini görürken gene d O'nun sesini duyarak, hedendir, an- ı İıyacaksınız: ,: “Ordumuz Türk birliği- ta nin, Türk kudret ve kabi- hi liyetinin, Türk vatan - : severliğinin çelikleşmiş a bir ifadesidir.,, T * n n Aziz okurlarım, bu acı günümüz- de hasta hasta yazdığım bu satırları şöyle tamamlamak istiyorum : Birer birer başınız ve başımızda Baş'ımız sağolsun! Bugünküihtifaâl töreni ( Başı 1 inci sayfada ) yapılacaktır. Şehrimizdeki tören Bu sabah saat dokuzu beş geçe şehri- miz Halkevinde bir tören yapılacak ve Ebedi Şefin adı saygı ile amılacaktır. Bu törene bütün Ankaralılar davetli bulun- maktadır. Halkevimizin hazırladığı tören prog: ramını aynen aşağıya koyuyoruz: L Açış: FAİK REŞİT UNAT (Ankara Halkevi Reisi adına)./ 2. Fbedi Şef'in awnevi huzurunda 5 da- çi kika saygı ve ihtiram. Atatürk'ün hayatı: CEVDET KERİM İNCEDAYI (Sinop Mebusu). Nöbetçi millet (Şiir): BEHÇET Ke- MAL ÇAĞLAR. . Ebedi Şef Aratürk'ün üfulleri dolayı- siyle Millf Şefimiz İsmet İnönü'nün Türk milletine beyannamesi: (BAHA- DIR DÜLGER). Atatürk'ün 10 uncu yıl hitabesi (si- nemada), İhcifalde hazır bul P P Ebedi Şef Atatürk'ün ımıvdduıx kabir- lerini ziyaret.