1 Kasım 1942 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Son teihinat | Islanmış — gözlerini, buğulanmış Ppentereden ötelere, sisli bir tül altın- da yanan bulanık çehreli dağlara doğru çevirdi. Dört yaşındaki kızı, sanın üstünde, bebek.© lüyordu. Geçmiş günler Tüatiyle yaşlı güzlerini ufkundan ağır ağır geçiyordu. Onu ne kadar sevmişti? Ne derin, ne tapınırcasına sevgi idi o0?1. Hatırlıyordu: Ona karşı olan sevgisl, âdeta, tan- rıya tapıldığı ( galarda, &n temiz ruhlu ve Tanrı hakikaten inanan insanların duydukları göklere men- ! bültün tefer- Orhan Rahmi GÖKÇE Bügün ise onun vuru ve Bugünkü af yarışları Hangi atlar kazanebilir ? Sonbahar at yarışlarının altıncısı bugün saat 15 te Şehir Hipodromun. da yapılacaktır. Programda üç klâsik ilk yaralı katilesi içinde (..,..) Lanesine c.diğini — duyuyordu. Bir saattı “eri, yavrusundan — göz yaşlarını gizliyerek düşünüyordu. Evet, onunla hiç bir bağı, hiç bir yankınlığı kalmamıştı. O, — kendisi için yabancı bir erkekti.. Fakat ço- cuğunun babası olarak kalmakta de- vam ediyordu. — Yavrum?, — ÂAnneciğiği,. — Hiç babanı özledin mi?, h Ben onu tanimiyorum ki an- kızına yaklaştı. Hakkın var.. Fakat görmek de sup, yüksek ve bambaşka bir benziyordu. Yirtmi yaşına yeni gir- di aradan ancak beş sene geçmiş olmasıma rağmen, sanki uzun yıllar, felâke kasırga — başının üstünden aşmış gibi, şakaklarındaki saçlarden bir çoğu ağarmıştı. Daha tanıstıklarının llk günü, ruh- ları birbirine doğru, iki karsılıklı is- tikametten ucmağa başlamıştı.. Kısa bir tereddüt ve mücadeleden sonra, derhal birbirlerini kavramış - — Biz, birbirimizi seviyoruz.. Fakat bu bir do. 'k olmasın?. Hayır, eğer aşk hakikaten bir de- Hlik ise, o başka.. Fakat değilse, aşk bu olabilirdi. Bir sonbahar ag.şamı... Günesin u- zaklarda, üdeta göksünü hançerleyip ,kanlarını ensine akıttığı bir saat ve çamlığa çıkan bir patikada yan yana, buseler ve hümman'ar İçinde karar ver! " İ Ne güzel bir akşamdı 0?, Bir ak- gam ki, belki dünya kurulalı ancak bir defa dağmustur o, öyle bir ak - şam ki, ne gök yüzü, ne yer, ne su- Jar, ne dağ basları artık onun bir eşini görmiyecek... O, bir ticarethane — muhasebecisi idi. Kimsesiz, az kazançlı, yakışıklı, yi konuşan, göze çarpan bir genç. Kararlarının teferrüatını konu- şurken: Sevgilim - demişti - maaşımın az- lığı seni düşündürmesin.. Benim, iki tane evim, üç tane dükkânım, bir parça arazim var, Hiç sıkıntı çekmi- yeceğimizden emin olalım.. Dikkat etmişti: Bu genç, ahlâk ve ruh bakımın - dan da fenn değildi.. Yalnız bir gün, * 'yzesl ona: — Bir nokta var ki çok mühim- dir - demişti - bu gcacin kumara kar- f :: zâfından, iptilâsından bahsediyor- Fakat o, kumarın ne demek oldu- gğunu bilmiyordu/ Bazan Insanı yaka- layıp, parasiyle, haysiyeti He, rahatı, hayatı, ocağı, işl ve her şeyi ile bir hamlede ve bir tekmed: uçuruma fırlatan kumar hakkında hiç bir fik- Te sahip değildi. — Canım teyze, ne,çıkar?, Böyle Do bir alışkanlığı varsa, gün gelir, vaz 'Teyzesinden duyduğunu, o akşam, onunla açığa —4 tü O, biraz gariplesit ve kızarır gibi ol- muştu: — Büyütmüşler.. Herkes bir par- Ça oynar.. Fakat oynamak, mutlaka ve zaruri de değildir. Söz ve- - Fiyo ; bir daha oynamam artık.. Eh, buü da halledilmişti işte. Ku- | mâar oynamıyacaktı. Öyle yerlere git- İ i. Bunu evl leri takibet- mişti.. - Bir büçuk, iki yıl, sükün ve saa- detle, evlerinin odalarını doldurmuş Dwe onlara bu kız çocuğunu da getir- mişti.. Hayat | üzeldi. Yuvaları endi- şeden, her tehlikeden uzaktı. — Bir gece. soğuk, karlı bir kış ge- | gcesi.. Saat 24 ü vurmuştu. Nerede kalmıştı acaba?. Biraz sonra kapı vü- hisse | i misin?. — Bilmem... Sen istersen.. - Demek ki çocuk, babasını görmek istemek duygusuna sahipti., Valizini hazırladı. Çarşıya indi. Sigara, şeker, bisküvi ve saire aldı. Öğle treni ile yavrusu ve o, (.....) yolunu tuttular.. Hastabakıcı, kocasını uzaktan güs- terdi. Yaralının başı da, yorganın dışında sargılar içindeydi.. Kalbi şiddetle çafpıyordu.. Kızına yolda bahb hafifçe yaraland nı söylemişti. Yaralı, onlar yaklaşın- €a gözlerini açtı ve kımıldamak, bir şeyler söylemek istedi. Hasta bakıcı yetişti: — Kımıldamayınız. Sakin olunuz — Geldiler, onlar geldiler... Şimdı rüyalarını görüyordum.. Çocuğumu, kaldırın da öpeyim... Yaralı, çocuğunu öperken hıçkırı- yordu. Karısının da gözleri yaşar- mıştı. Göz göze geldiler: — Sen de geldin, sen de... Karısı İçini çekti: — Evet ben de. Kızım, babasını görmeğe geldi. Ben de yaralı bir va- tan evladını.. Size geçmiş olsun, di- yorum. Ve mutlaka geçer. Çünkü bu yaralar, başka yaralardır, gövde- nin, dışının yaraları... * — Oh; haklısın.. Çünkü seni çok betbaht ettim., Bir şey söylesem.. Tek bir şey.. Bir daha kumar oynamıya- cağım, benli affet, desem... Karısı başını salladı. ve içini çek- ti; — Beh artik iyice anladım ki ku- mar, iİnsanı mezara kadar takibeden bir iptilâdır... — Yaklas.. şu yorganı aç... hafifçe Aç, göreceksin ki, artık oynamıyaca- ğım.. Kadın, yorganı acınca bir. cığlık attı ve sendeledi... Kocasinın iki ko- lü da harpte dirseklerinden kopmuş- tü. — Gördün mü, inandın mı karıcı- ğım!.. Artık oynamıyacağım.. Fakat bu yarım kollu adamı, bilmem artık ister misin?... Ş Karısı göz yaşları icinde eğildi. varalının solgun yüzünü —öpmeğe başladı. Günün mevzuları (Başı 2. gösterebilir, fakar şimal Amerika için zararlı olamaz. Aksine bu memleketle- re verilecek iki milyar dolar kıymetin- deki makinelerin yedek parçaları şi - mal Amerika'dan ithal edilecek ve bu suretle de şimalden cenuba mühim bir yedek parça ticareti başlıyacaktır. Demek ki şimal Amerika orta ve cenup Amerikasını — sınaileştirmekle hem bu memleketlerle siyasi ve iktı- sadi münasebetlerini sağlıyacak hem de buna karşılık bunları Avrupa mem- Teketlerinin iktısadi nüh dan uzak- karşı da iktı- imelf sayfada ) !"ruluıuıtu. Kocası, başını pal Oyakalarının arasına almış, | İiçeriye girmişti. — Geç kaldım, affet beni.. Arka- daşlarla biraz eğlendik., Onları kıra- Umazdım. Düşün ki, bana “kılıbık” di- Uyorlar.. Gel karıcığım, öneyim seni.. | — Zarati yok kocacığım, ayda. lemde bir bunu yapmak hakkındır. : de erkeğin zorla ve tamamen ve kapatılmasının aleyhindeyim er- T keğin ruhu buna pek elvermez.. — ÖOn beş gün sonra.. Lâpa lâpa kar- Uların savrulduğu bir gece.. Saat, bir j üç.. Koltukta uyumuş, kalmıştı. gürültü ile gözlerini açmıştı: — $Sen Mmisşin, geldin mi?. Fakat n bu kadar geç?. « Şey, iki misafirim vardı da.. _i <- Fakat niçin böyle' yüzün sol- süratle Çok acele gi.dim, belki de on- *-maştı... Tutlı bir dille, yal- grak önu tekrar —>»' -a çekmek » derin ve geniş bir sahır içinde. dür: dan #T>cmuşti. Kocasi bir iso gitmemişti. Sebep?. Bu müessesedeki arkadaşlarla iyotum vesselâm.. t bunun böyle olmadığı ve nn kumarcılığı yüzünden işten Taştırmak ve Avrupa'ya sek kak 4 üstakil. yapmak su- retiyle, dolayısiyle mihvere bir darbe vutmuş olacaktır. Görülüyor ki Amerika Birleşik Dev- letlerinin Lâtin Amerikası devletleri- ne makine satma programı siyasi ve iktısadi bakımtardan çok ivi düşünül- müş bir plândır... Amerika'da böyle işten çekilen makinelerden sınailesme yolunda olan diğer memleketlerin isti- fadesi imkâmı ise ayrıca tetkike de- Ber bir noktadır, TEĞERORARAP AT Kızılay, sulh içinde harp hazırlığı yapar Ona âza olunuz! Dünü ve yarımı düşün. Kızılay'ı benimse! l SND AA DİLSİZ Ucdç" dikap koşu bul do « quuıyıe yarış yeri sayılı günlerinden ,Pirini daha yaşıyacaktır. Bu koşula. rın en mühimi dokuz tane halis kan tayın gireceği Dumlupınar koşusu « dur. Buradaki tayların hemen hemen hepsi htelif da İ rini geçerek galibiyet kazanmışlar - dgr. Bugüz de hepsi iyi vaziyette - dirler. Bu sebepten netice merakla beklenmektedir. Simdi sırasiyle bu yarışlara ait tahminlerimi bildirmi - ye çalışacağım : Birinci koşu : Üç yaşındaki yerli yarım kan İn- 27 eser ve bir sergi (Başı 1 inci sayfada) banlarınm faciaları ile kıpkır- mızı yanmaktadır. 29 ilkteşrinde neşrolunan kitaplar ve 31 ilkteşrinde teş- hir olunan resim ve heykeller, yani ilim ve sanat, kafayı ve kalbi, aklı ve zevkı yuğurur. İnsan zekâsı bu iki terbiye ile _tım olur; ahlâk vasıfları ile, irade ile, iyman ile, yapmak aşkı ve şevki ile, feragatli ça- lrşı-ı_ıı fazileti ile, köklü, göv- de_lı ve_gürbüı ağacından ye- miş verir. , __Çıiımız dünyasında iki bü- yük hüzün vardır: ilim ve sa- ::bıg_lı_nıı memleketlerinin ; b ğ giliz erkek ve dişi taylara handikaptır. İkramiyesi 325 lira me- safesi 1800 metredir. Buraya üç ya. rım kan yazılmıştır. 1) Soydan (H. Ermiş) 63 kilo 2) Kader (T. İşbilen) 60 kilo 3) Yabangülü (M. Çak) 57 kilo Bu koşuda en ağır kilo almasına rağmen Soydan şanslı gözükmekte . dir. Büugün ilk defa olarak koşacak olan Yabangülü aradaki alti kilo farka rağmen bir şey yapacağa pek benzemiyor. Kader'e wxelince öonün da bu kilo ile Soydan'ı geçeceğini dü - Pşünmemekteyim. İkinci koşu : Uç ve daha yukarı yaştaki saf kan ingiliz at ve kısraklara mahsus handi- kaptır. Ikramiyesi 2(0 lira mesafesi Z4âVU metredir, bu koşuya yazılan ha. h kanıar şuniardır: 1) Dandy Wa. Alaküğ) 72 kilo 2) Komısarj (Dr. Sereror) 66 kilo 3) Sifkap (F. Ağan) 60 kilo 4) Rest (R. Kıray) öl kilo Büu dört halis kanın arasında ilk nazarda Dandy'i şanslı bulmak icü. bedeceği pek tabiidir. Buna rağmen Dandy ye en fazla rakip olabilecek halis kanın “eğer geçen haftaki gibi Jokeyi kendini kaybedip yanlış koşu b Rest olabi i dü « şŞünüyorum., Çünkü kilosu çok mü - salttir. Ve kardeşi olan Gonca gibi mesafe tutması da mümkündür. Bu- nunla beraber müvâffakiyeti koşu - nun cereyan tarzına bağlıdır. Üçüncü koşu : *Mebruk koşusudur. Dört ve daha yukarı yaştaki saf kan arap at ve kısraklara mahsustur. Ikramiıyesi 550 lira mesafesi 3500 metredir. Bu koşuya beş hayvan yâzılmıştır. 1) Tomurcuk (A, Ersan) 2) Bozkurt (N. Kurtay) 8) Alok (E. Alat) 4) va (İ. H. Tekçe) 5) Ceylânlek (N. Sümer) Günün mühim koşularından biri- Bi de budur. Memleketimizde yetiş- miş arap atlarının en güzellerini bir taraya getiren bu yarışta, şimdiye kadar yaptığı koşularda — kendisini tamıtan Tomurcuk'u daha şanslı bul- maktayım. Vakıa Sava, Bozküurt ve Ceylântek gibi üç tane çok mühim rakibi varsa da Tomurcuk'un bun - karı geçeceğini tahmin — ediyorum. ü, ir ve iy rın inin Bilmiyenlerin kendine inan- dan ve kendine i yanların bilmesinden, nihayet, şerefsizliğe, hüriyetsizliğe ve yurtsuzluğa düşmekten başka ne çıkar? Yaşımız binlerle ölçülür a- ma, dün doğmuş kadar genç bir milletiz. Yeşil yaprakları- miız arasında, sararmışlar, ku- rumuşlar ve dökülmüşler, ba- har tadını kaçırıcı bir manza- ra bozumu verecek fazlalıkta değildirler. Kökümüzü saldı- ğımız halk bağrı, ebedi bir öz- su kaynağıdır. Soğuk ve sıcak dalgaları, fırtınalar, sağanak- lar, dallarımızım - zayıflarını sarartıp soldurabilir; eğip bü- !n"ıp kırabilir; siz toprağın içindeki köke ve bütün dalla- rı veren gövdeye bakınız ve onu en iyi su ile, terbiye ile besleyiniz. Kökü ve gövdeyi, hiç bir ilâcı olmıyan, bilgisiz- lik ve karaktersizlik hastalı- ğından sakımınız. Bize 19 uncu yıldönümü için ilim ve zevk eserleri ve- ren aydınları selâmlıyalım ve onlara, şimdi en büyük vazife- n Ki Şehirlerarası ferdi boks müsabakaları (Başıi 1.inci sayfada) —( BİRİNCİ TUR )— Sinek siklet (51) kilo : Secaattin (G.B.) — Kemal Çelan (T.A.O.) na sayile galip geldi. Ha- lit Ergönül (İst.) — Cavit Durkal (Kırıkkale) ye sayile galip geldi. Murat Yaşar (Mersin) — —Rıdvan Yücel'e sayile galip geldi. Hulüsi Kaymaklı (H.O.) — İsmail Cavcı (İst.) u teknik nakavtla yendi, Horoz siklet (53) kilo : Adnan İzan (İst.) — Atiliâ Tol. gar (Çankırı) yı sayile yendi, İlha. mi Doğruman (Mer.) — İsmet Sert (Mer.) çıkmadığından hükmen ka- zandı. Oktay (A.G.) — Hamza Tez- can (İst.) u sayile yendi, Tüy siklet (57) kilo : Ziya (G.8S.) — Hüseyin (Kırık - kale) yi sayile yendi. İsmail Dövü. şen (İst.) — Kemal Şengül (T.A.O.) na teknik nakavut galip geldi, Necip (İst.) — İsmet (H.O.) nu teknik nakavtla yendi. Şevki (Mer,) — Ve- dat (G.S.), 1 teknik nakavtla yendi. Hafif siklet (61) kilo : Nihat (T.A.O.) — Hakkı (G.B.) ni teknik nakavtla, Mehmet (H.O.) — Vehbi (Kırıkkale) yi sayile, Cemal (H.O,) — Fethi (İstanbul) u sayile, Semih (İst.) — Fuat (Mer.) ni sayi- le yendiler. Yarı orta siklet (66) kilo : Levent (G.S.) — Seyfi (Mer.) i sayile, Hikmet (A.G.) Ahmet (Mer.) i sayile, Kenan (T.A.O.) — Halim (T.A.O.) nu hükmen yendi - ler, Orta siklet (72) kilo ç Vedit (Mer.) — Fikri (H.O.) nu sayile, Cevdet (İst.) — Şerif (İst.) u hükmen, Cevdet (İst.) — Muzaffer (H.O.) nu sayile yendiler. Yarı ağır siklet (79) kilo : Hamit (G.S.) — Nuri (H.O.) nt sayile, Cafer (Mer,) — Kâmil (A. G.) ne teknik nakavtla galip gel - diler. : Ağır siklet : İlyas (Mersin) — Fevzi (İstanbul) tek Büyük bayramımızın dış ülkelerde - yankıları (Başı 1 inci' sayfada) in ist partisi Heri hazır Çunking'te Çunking, öl âa. — Van hariciye na. zırlığı istihbarat subesi müdürü M. Şae Julin, Türkiye Cumhuriyetinin 19 uncu Milli Şefir İlü yabancı diHleyi reisleri aö a (Başı 1 inci f bugünd Ankıt ra, 8l ağı — .kb'u"nd“ ve İmparatoru Majeste Ş noel ile Cumhurreisi l”“'nf 'met İnönü arasında ( ko tebrik ve teşeln Başveki dün bulunarak demiştir. ki: Türkiye ve Cin hüriyet, müsavat için 19 uncu yıldözümü — m ları teati edilmiştir. e! ıi* et a Ankara, 31 .a. — Allgzün 4 İm ve tecavüzle vah$ete kaârğı 1 müşterek kinle hareket etmişlerdir. Bu iki memlek * hür Asya dünyasının iki büy”"" temeli olacaktır, Vichy'de Vichy, 31 a.a. — Anadolu Ajansı- nın hususi muhabiri bildiriyor: Şimdiki duruma röğmen, 29 teş- rinilevvel bayramı münasebetiyle se- faretimizde yapılan toplantıya işti - rak eden birçok Türk dostu büyük elçimiz Behiç Erk!n'e_dostmk ve ha- .) ile Cumhürreisi — Miliğlerin İnönü arasında Cumhurji iCin cu yıldönümü vesilesiylarımızın tebrik ve teşekkür tel;;:" edilmiştir. mwwuu * Ankara, 31 ı.ı—u— 19 üncu yıldönümi Fransa Devlet BGîl(i: E“S Kai reşal F, Petain ile çizgi ve miet İnönü arasında kar$ellik raretli dir. Pek muvaffak olan ve geç vakte kadar devam-eden bu toplantıya bir çok resmi ve siyasi şahsiyetlerle ga- zeteciler ve yüksek tabakaya men - sup birçok kimseler iştirak etmiştir. Amerika'da Nevyork, 31 aa. — Türkiye Cumhu- riyetinin 19 uncu yildönümü günü —©- lan 29 ilkteşrinde K ve ür telgrafları hınt H eçirmekte miştir. * bir an içi Ankara, 81 a.. — C medeniye 19 uncu yıldönümü dolayıdım yürü ya İ u Maj ile Cumhurreisi İsmet İzta b da tebrik ve teşekkür te! alıyor ati edilmiştir. sonra gö! * Türk 5i Ankara, 31 a.a. — Arghüba rah H M amertkan şahsiyetleri radyoda nutuklar söyliyerek kardeş cumhuriyeti tebrik ey- Jemişler ve nutuklarında dünyanın en genç fakat her bakımdan — muzaffer cumhuriyetine sempatilerini ve — büyük hayranlıklarını izhar etmişlerdir. 'Türk Milhi Marşı çalındıktan — sonra spiker dünyanın hayranlığını — üzerine çeken asil Türk milleti için hususi bir neştiyat yapılmasına Kkarar — verilmesi dolayısiyle bütün amerikan — milletinin mesut olduğunu söyliyerek demliştir. ki: Eskiden “hasta adam,, namı altında tanılan Türkiye terakk! — yolunda — dev adımlariyle ilerliyerek büuğzün — hesaba katılması gereken bir devlet olmuştur. İlyas ilk ravudun ilk daki d nik nakavtla kazandı. —(İKİNCİ TUR )— 51 kilo : Hulüsi (H.O.) — Secaattin (G.B.) çıkmadı dan hül galip geldi. lerinin, içinden geçtiğimiz ağır imtihanda yol gösterici, —ışık tutucu ve başarıcı olmak oldu- ğunu hatırlatalım. Falih Rıtkı ATAY 8) Hasba (A, Atman) 9) Pınar (A, Aynagöz) _Yammııı başında dâ — bildirdiğim gibi günün en mühim ve karışık ko- şusu budür, Zamaza zaman her biri diğerini geçmiş olan bu — tayların hepsi de idmanlarının en iyi yerin. dedir, Bu sebepten ufak bir hatanın en Ümitli olanlardan birinin mağlü. biyeti ile nihayet bulmasına sebep olması işten bile değildir. Bununla beraher başta Pulat olmak üzere Hü- mayun, İz ve Varadin'in bu koşuyu k ili taylar olduğ dü . Bununla beraber hiç bir yüzde yüz kazanılabileceğini evvel « den kestirmenin mümküzn olmıyaca. ğını düşünerek kendisini geçebile « cek hayvanların ancak Bozkurt ile Ceylântek olabileceğini zaanediyo - rum. Dördüncü koşu : Üç yaşındaki saf kan arap erkek ve dişi taylara mahsus handikaptır. İkramiyesi 300 lira mesafesi 1600 metredir. Bu koşüya Üç tay yazıl « miıştır. 1) Dubi (C. Böke) 60 kilo 2) Can (M. Bayram) 55 kilo 8) Rind (A, Ersan) 583 kilo Geçen hafta jokesinin hatası yü - zündez ikinci olan Dabi bugün taşı- dığı müsait kilo dolayısiyle şanslı gözükmektedir. Kendisinin en kuv- vetli rakibi geçen hafta sonuncu ge- len Can'dır. Beşinci koşu : Dumlupınar koşusudur. İki yaşlı saf kaz İngiliz erkek ve dişi tay - lara mahsustur. İkramiyesi 1500 lira mesafesi 1250 metredir. Koşuya ya- zılan taylar şunlardır : 1) Hümayun (H. Sait) 2) İz (C. Apayık) 3) Varadin (F Atlhı)- 4) Pulat (F. Simsaroğlu) 5) Destegül (F. Simsaroğlu) 6) Zehrimar (F. Atlı) 7T) Nilüfer (İ. Aytac) SAHİT rıldığı, çarçabuk — duy! u. , bir girdap halinde, kocası « ö boğacaktı. Yalnız onü I, kendisini ve yavrusunu da yü- tı. Mücadele, gayret, sabir, göz yalvarma ve nihayet isyan.. t Snranın yerinde yeller rmüştü.. marın, iyi, bir insanı bile nasıi ini, şimdi/ bütün — dehşeti dyatında görüyordu.. Ara- 1 bağ. o akşam kopmustu. n bir safihsin!. Karının ve hak'ım calan - bir. sefih âdi bir mahtıu! aldün sen. ne hissizlikti © — öyle?. bembeyaZ garları kar- ir put gibi - karşısında Kkotmyetı, gürürü, İzzeti nefsi ne öl- Kumar, örlari mı silip “etü: bizi © ık.. Git, düştüğün da, geberlüciye kadar ©. gene hiç bir ,Sey sövleme - ekın Dü CA n eldiş.. tönre, onu asköre aldıkla, yehi. Demek ki koöcası ilk Ve dnağruca ates hattına sü- | gediı '>r ararndavdı. Kalhim Fakat kalhi. Glmüş ve “hiç bir cevap :ermemiş- Yazan « AGATHA CHRİSTİE Çeviren : ( e0i . A 'Tefrika No : 58 Kadın başını eğdi. *Evde oli “Evet, ben, ben,,, “Emrinize âmadeyim.,, Misis Tanlos cevap vermedi. Dimdik bsutrmuş, mütemadiyen — parmağındaki yüzüğü çevirip duruyordu. "Evet, madam?,, Yavaş yavaş hemen istemiyormuş gi- bi başını salladı. “Hayır Cesnret edemiynrum.., dedi. “*Ceosaret edemiyor Mmüsunuz, ma- dam?,, “Hayır. Bilecek olursa — O — benim başıma bir sey gelehillir.,, “Haydi, haydi, madam bü saçma bir Hikir., “Beyir, saçma değ! hiç façma de- ğIL SİZ Otu bilmezsiniz... *O dediğiniz kocan.z mi, madam?" “Eyvet, tabli , y Puaro Diİra? sustü, sonra: “Kocanız dün bana geldi, madam , cok Kadinın yüzünde bir korku belirdi. “Ona söylemediniz. değil mi. * tabtt söylemediniz. Benim nerede olduğumu Benim deli söyledi?” Puaro ithiyatla cevap vendi: “Çok sinirli olduğunuzu söyledi.,, İnanmıyarak başını salladı. “Hayır, deli olduğumu yahut delire- ceğimi söyledi. Beni kimseye bir sey söylemiyeyim diye hapsetmek istiyor.., * “Bir kimseye ne söylemek?,, Başını salladı. Parmaklariyle oynıya- rak: *Korkuyorum ... dedi. *“İyi ama madam bana söyleyince ar- tik tehlike kalmaz. Sırrın ortaya çık - ması sizi korumağa kâfidir.., Fakat Bella cevap vermedi. Yüzüğüy- le oynamağa devam etti. Punro yavasca: *“Bunu siz kendiniz idrak — etmelisi- hiz.,. dedi. Bella solur gtbi bir ses'çıkardı. “Nereden bileyim.. Aman — Allâhığ ne feci şey. Öyle makul görünüyor Ki Hem de doktor. Herkes bana değil ona imanır. Bünün böyle — olacağından em'nim şünmekteyim, Altıncı koşu : Ziraat Bankası koşusudur, Üç ve daha yukarı yaştaki yerli saf kan İngili zat ve kışraklara mahsustur. İkramiyesi 2860 lira mesafesi 2400 metredir. Bu koşuda beş tay koşa « caktır. 1) Gonca (A, Atman) 58'4 kilo 2) Dayalaciro (S. K. Osman) 53 kilo 8) Buket (F, Simsaroğlu) 51*4 kilo 4) Demet (F. Simsaroğlu) 514 kilo 5) Gongadin (F. Atlı) 5174 kilo Ankara yarışlarındaki kolay mu - vaffakıyetleri dolayısiyle — Buket'in bu koşuyu kazanacağı düşünülmek - te ise de 2800 metrelik koşuda ol « duğu gibı Gozgadin'in bu sefer ko- lay kolay ele geçmeyeceğini zan - nediyorum. Yani Gongadin kaçar, ev- velce olduğu gibi Buket — beklerse düşündüğüme göre Buket'in kendi - sini yakal ihtkmilk 1 Çünkü Gongadia noksan olan idma. nını Bu b bu Kkoşuda çok sıkı olacağa benziyor. Eğer Buket - Gongadin birbirleriyle boğuşurlarsa Gonca belki bu arada bir iş yapabilir. Aksi halde koşunun Buket ve Goöngadia ıu.ıflındın ka - Bügünkü ÇİFTE BAHİS üiçüncü ile beşinci koşular arasındadır. Hikmet YAZICIOĞLU Nasıl in. lar?,, kimse Halit (İst,) — Murat (Mer.) i sayı ile yendi. 53 kilo : Oktay (A.G.) — İlhami (Mer.) i nakavtla yendi. v 57 kilo : Şevki (Mer.) — İsmail — (İst.) Şevki müsabakayı terkettiğinden İs - mail hükmen kazandı. Necip (İst.) — Ziya (Ankara G.S.) ya ittifakla galip geldi. 61 kilo : Cemal (H.O.) — Ali (İst.) u itti- fakla, Mehmet (H.O.) — Semih (İst.) u ittifakla yendiler. 66 kilo : Kenan (T.A.O.) — Levent (İst.) u ittifakla, Cevdet (İst.) — — Doktor raporiyle müsabakaya çıkmıyan Ve- dü'ye hükmen galip geldi. 79 kilo : Cafer (Mer.) — Hamit (İst.) u nakavtla yendi. —(ÇÜÇÜNCÜ TUR )— 66 kilo : Nihat (T.A.O0.) — Cemal (H.O.) nu ekseriyetle yendi. na ekseriyetle galip geldi. —( SON TUR )— , 51 kilo : Halit (İst.) — Hülüsi (H. O.) nu sayile yendi, 53 kilo : Oktay (A.G.) — Adnan (İst,) u sayile yendi, * 57 kilo : Necip (İst.) sahaya cıkmadığın - dan İsmail (İst.) hükmen kasandı. 61 kilo : Nihat (T.A.O.) — Mehmet (H.O.) nu sayile yendi. 66 kilo : İ Kenan (T.A.O.) — Hikmet (A.G.) nü nakavtla yendi. —( UMUMİ TASNİF )— 51 kilo : A — Halit (İstanbul) 2 — Hulüsi (Ankara) 53 kilo : 1 — Oktay (Ankara) 2 — Adnan (İstanbhul) “Bir cek misiniz?,, Puaro'ya bulanık bir nazarla baktı. “Nerden bileyim? Siz de onun tara- fından olabilirsiniz?,, *“Ben tarafgirlik etmem, madam. Ben - her zaman- hakikatin tarafındanım.., Misis Tanlos ümitsizlikle : “Bilmiyorum, ah bilmiyorum." dedi. birbirindin ge- lerek devam Gtti: “Öyle feciydi kl: senelerdir böyle, Bir çok şeyleri gözümle gördüm. Bir şey » bilir şey a Çocuklar vandı. Bütün bunlar uzun bir Kkâbus gibiydi. Ve şimdi de bu... Fakat artık ona dönmiyeceğim. Çocukları ö- nun almasına manl olacağım. Onun be- ni bulamıyacağı bir yere gideceğim. Minni Loson bana yardım edecek, Bana © kadar iyilik ettl ki, Hiç kimse bun - dan iyi olamazdı., Durdu. — Puaro'ya baktı ve sordu: *“Benim /hakkımda ne söyledi? Sac . maladığımı söyledi mi?,, *“Ona karsı olan müamelenizin değiş- miş olduğunu' söyledi. madam." Kadın başını salladı. “Ve saçmaladığımı söyledi, değil mit,, dedi. Evet, madam, açık söylemek — Mâzım gelirse, öyle dedi.., “İşte böyle zannedilecek. Elimde de- MI, işe yarar bir delil yok... Punro 'Tekrar de etmiye- söyledi. — Bunu şimdi A- merika'da bulunan Amerika'nın Türki- ye'deki büyük elcisi M. Laürence Ctein- hardt da demeçte bulunarak — şunları söylemiştir! Hüriyet ve istiklâHi için actığı kah- ramanca —mücadeleyi — muvaffakiyetle sona erdiren Türkiye — rekor 4 lu Mehmet YEİ Cumhuriyetin 19 uncy Aha münasebetiyle Reisici nitel gönderdiği telgrafla tebriden müuş ve Milli Şef karşı! lerini bildirmiştir. Azıkara, 31 aa. — İngi ve İmparatoru — Majesi George ile Reisicumhur met İnönü arasında Cuml uncu yıldönümü vesilesii lıklı tebrik ve teşekkür teati edilmiştir. Ankara, 31 — Cü 19 uncu yıldâı vesili rika Birleşik Devletleri lâns Franklin Rooseyelt İ reisi İsmet İ2önü arasil ve teşekkür telgrafları miştir. * Ankara, 31 aa. — Yu; ralı İkinci Pier ile Reisil met İnönü arasında Cuf derecede kısa bir zaman içinde yalnız medeniyet yolunda en tleri ve tarakki- perver bir memleke! olmakla kalmamiş, aynı zamanda siyası, iktisadi ve askeri sayılı biri | 19 uncu yil dolayifi şılıklı tebrik ve teşekkür. teati edilmiştir. Ankara, Si aa, — f 19 uncu yıldönümü vesi . Türk devlet 1 zamn- nımızın bu kadar güç bir devrinde bü- tün e rağmen ve doğru hareketleriyle en takdire — değer den biri olarak evvelâ Ebedi ve gonra Milli Şefleri tarafından idare edilmesi Lozan den sonra 29 iikteşrin 1928 te kurtuları Türkiye Cumhuriyetini tebrik eylemiş- tir. M. J, Grew bundan sonra genç Tür- gönderdiği bir telgrafla t6? lünmuş ve Milli Şef İnön şılık teşekkürlerini bild yiy * Ankara, 31 aa. — Majeste İkinci George |i hur İsmet İnönü arasını riyetin 19 uncu yıldön! siyle tebrik ve teşekkür ları gönderilmiştir. * böyle * Ankara, 31 aa. — 19 uncu yıldönümü vesilefi metlü Vasi Emir Abdülilâh h iİnönü ge kiye ile uştığı 1 zamanını hatırlatmış ve bu dos#t mem- lekette o0 zamandamberi yapılan — işleri takdirle övmüştür. Almanların Atlantik'te batırdığı gemiler v Hğn_ğnl aa. — Miülletler arası gö- re alman denizaltıları Atlantik'te ye- fazla düş- 1 — İamaji (İstanbul) 2 — Ziya (Ankara) 61 kilo : 1 — Nihat (Ankara) 2 — Mehmet (Ankara) 66 kilo : 1 — Kenan (Ankara) 2 — Hikmet (Ankara) 72 kilo : 1 — Cevdet (İstaabul) 2 — Vedii (Mersin) 79 kilo : 1 — Cafer (Mersin) 2 — Hamit (İstanbul) Ağır : 1 — İlyas (Mersin) 2 — Fevzi (İstanbul). İsmet hklhı tebrik ve teşekkür D Ankara, 8l a. — £ vi Emiri fahametlâ Emir ç Reisictumhur İsmet İnönü Hde V Cumhuriyetin 19 uncu Ylemisi | münasebetiyle tebrik ve -| telgrafları teati edilmiştir. | * Ü Ankara, 31 aa. — Sovyüretfeile list Şuralar İttihadı Y Kalinin ile Reisl İnönü arasında Cumhuriy'! cu yıldönümü münasebe! liklı tebrik ve teşekkür gönderilmiştir. . * Ankara, 31 aa. k mizin 19 uncu yildönümü Macar Kırallığı Naibi Serenissime Amiral Nikö ile Reisicumhur İsmet İ! da tebrik ve teşekkür ati edilmiştir. PN e Ankara, 81 an. — 19 uncu yildönümü m Romen Devleti Kondukatü şal Antonesco tarafından £ tebrik telgrafına Reisicumli İnönü teşekkürle mukabel muştur. * Ankara, 31 aa. — Çin Devlet Reisi Ekselâns T R İsmet İnöhü Misit Tanlost başınn - salladı. “Bir seye ihtiyacım yök.,, Halsiz hal- siz gülümsedi. çi yanına Ba- “Bvet ama bu o kadar kolay değil; hayır, hiç kolay değil... “Onu nasıl öldürdü?,, “Pek bilmiyorum ama onu öldürdü.” “Bu işi nasil yaptığını bilmiyor mu- sunuz?,. “Hayır, Bunun o son pazar yaptı.,, “Onu görmeğe gittiği pazar mi?, “Evet.,, “Fakat nansıl — olduğunu — bilmiyor musunuz?,, “Hayır.” “Affedersiniz ama o halde nasıl bu kadar emin olabiğörsiniz, madam ?,, “Çünki-" Birden durdu sonra yavaş yavaş, "eminim.,, 5, “Pardon, madam, ama — sakladığınız vulları açsınlar diye otelde bıraktım. bir şey var. Bana daha bir şey mi?,, “Evet.,, “O halde. söyleyin.., Bella Tanlos birden ayağa kalktı. “Hayır, Hayır. Bunu yapamam, Co-, cuklar. Babaları. Yapamam. Elimde de DN “İyi ama, madam-,, Bü söon sözü hemen hemen — ba gibi söyledi. Kapı açildi. ve Mit N bir başını - konustuğu zaman hattı hareketi tama- men değişmişti. Gavet kuru Hir işten bahsediyormu Ben de olsam öyle düşünürdüm. Bana gibİ. konuşuyordu. miş, içeri girdi. '" Mo8 fısıldadı: " hayır, Misis Tınk_rü:;:“ Söylemem.., Eeldiğimi NI gördüğünü; #öylemeyiniz. Hayir, hay Tlemeyiniz , F” AF0 ve ben oömii Ber ( Tmizi Kü tefasla taktı 'ar İ Tuk, SÜ n YEmek odasında Cumhuriyetin 19 uncu münasebetiyle tebrik ve telgrafları gönderilmiştir. ve Si Hlhassa : Mehiijz ! “Nayir <f y”ete

Bu sayıdan diğer sayfalar: