20 Ekim 1942 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

20 Ekim 1942 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Milli nizam - Milli disiplin - Milli tesanüde dayanır. — “— Bu milletin geniş zamanları- mı ve dar zamanlarını kendi. hak- sız zenginlikleri icin bir marifet fırsatı bilen soysuzlara — nefretle, iğrenerek bakınız..” : (19-5-1942: MİLLİ ŞEP) — .4 Belki istenilen — tertipler birden bulunamaz. Ancak tecrübe- . ler en tesirli tertipleri bize -bildi- v recektir. Temel sart elbirliğidir. Herkes tecrübesini birbirine ekle- "Vurgunculuk - bozguncülük İkizi ile savaş,, Yazan: A. R. Erem mesidir.. güve- nini devam ettirmesidir.. Vatanda huzur için vatandaşların birbirine lJeri en önde gelir..” İzmir: 17-3-1942.(MİLLİ ŞEF) *kk Harplerde veya harp tehlikesi devirlerinde: ihtiyacından fazla is- tihsal yapan en gürbüz, en genç ve randımanlı yüz binlerce ve hat- “ tâ milyonlarca' insanın silâh altı- na, ve bunların en aşağı (9, 35- 40)1 kadar da sen kuvvetli, en genç istihsal ve nakil vasıtası olan hayvanın ve motörlü vasıtaların ordu emrine alınması yüzünden doğan Cistihsal azlığı), (nakliyat — zorluğu) ve Cistihlâk — çokluğu) - luğu artıyor.. Evvelâ — kendilerini güç belâ geçindirirken, sonra bu geçim, yalnız karınlarını doyura- cak dereceye iniyor; nihayet ona da yetişemez hale düşüyor.. t Böylece vurguncu — ve bozgun- cuların haksız refahları ile az 'ge- Hirli fakir halk az aylıklı me- mur, emekli, dul, yetim ve bunla- rın alış veriş ettikler! küçük esnaf zümrelerinin yoksullukları arasın- daki çukur derinleştikçe derinle- şiyor; siyasi ve sosyal sarsıntılara kadar yol açıyor.. Onun içindir ki Büyük Milli Şef 19 Mayısta Türk gençliğine hita- bederken, bizde de bu çeşit vur- guncu ve*_bozgunculaxa karşı nasıl — nun vücuda getirdiği 4 darlıklar, birçok — memleketlerde, birçok insanlar için haksız kazanı — ve haksız zenginlik fırsatı oluyor. Bilhassa bugünkü. harpler gibi u- . zun sürenleri, 'yaşamayı ve geçi- mi güçleştirdikçe, başlıca Üüç çe- $it vurgunculuk baş' gösteriyor: A) Birincisi: - varlıklarına ye- ni ve haksız bir zenginlik daha katmak için, bu harp tehlikesi devrinin yarattığı ekonomik dar- Olığı, bulunmaz bir fırsat bilen ve bunun için devlet kanunlarının ve © kanunlara dayanık hükümet ka- rarlarının kurduğu (milli nizam) ağlarından kaçacak bir delik bul- mayı bir marifet sanan vurguncu tüccarlar beliriyor. Meselâ: pirinç, yağ, zeytinyağı, kasaplık -hayvan, kuru sebze gibi halkın zaruri gıda maddelerinde, fiyatlar biraz İnin- Ce veya duraklayınca, sanki nor- mal zamanlarda yaşıyormuşuz gi- hi, “fiyatlar düştü.. mal yollama- Oyın!” diye istihsal — bölgelerindeki — adamlarına telgraflar çekerek, za- pahalı olan hayatın darlığını artlıran vurguncu — komisyoncular gıkıyor. Gene meselâ:- bir taraftan Hü- ' kümet ve halk fiyatları eksiltme ve hayat pahalılığını hafifletmek garelerini araştırıp dururken.. ö- te taraftan başkalarından önce, < yailhk ihtiyacını toptan istihsal bölgelerinden satın almak hevesi- ne kapılarak piyasanın sarbestli- — ğinden istifade suretiyle köylere - kadar saldıran ve bunun hayat — pahalılığı üzerinde oynıyabileceği Zzararlı rolü ölçemiyerek, oralarda âdeta (fiyat arttırma yarışı) na girişen ve dolayısiyle bir neyi vur- gunculuk rolü oymyan fert ve " Mmüesseseler.. ortalığı sarıyor.. e B) İkihcisi: bunları görerek, o — zamana kadar hiç ticaret yapma- mış, fakat bir nevi kolay kazanç sıtmasına tutulmuşa nerede ne bu- lursa, kaça bulursa toplayıp sak- hyan ve fiyatların yükselmesini, hayatın pahalılaşmasını — bekliye- ş | Tek: eğer devlet fiyatları tesbit et- ü miş ise, gizli karaborsa pazarında; b — yok devlet fiyatları serbest bırak- f , mış ise, fiyatlar kendi gözünü do- | — yuracak kadar yükselince, açık İ — Pazarda satmak hırsma ve heve- &ine kapılan yeni ticaret türedile- , Fi beliriyor.. K C) Üçüncüsü: gene bunları gö- i O yerek, istihsal ettiği toprak mah- 1 — süllerini, normal zamanda imiş gibi fiyatlar daha'cok yükselsin de Öyle satayım diye ambarında veya —— toprağa gömerek, saklamak hiyle- — gini öğrenmiş olan çiftçi ve toprak K tüccarı vurguncular ve baltalayı- | — cıları çoğalıyor.. Y " *kk Sbnra bu vurguncuların artırdı-. ğı piyasa darlığından da başlıca üç çeşit bozguncu doğuyor: Ş a — Birincisi: hayatın pahalı- laşmasından ürkerek, ne olur ne — olmaz endişesine kapılarak geliri- o nin yeterliğine güvenerek her za- — man aldığından şu veya bu nis- bette fazla ihtiyaç madldesi topla- yıp kilerine ve sandığına tıkmak hırsına kapıldığı için - topladıkları , fazla ihtiyaç maddelerinden, kaç |— yoksul ve az gelirli yurttaşı mah- rTüm biraktığını farkedemiyecek kadar gözü kararmış istihlâkçiler.. b — İkincisi: harpten önceki ya- — şayışlarından az bir şey eksilmesi- ne bile râzı olmıyan ve ufak bir şey eksilir eksilmez 'sanki harp ve ekonomik /darlık yokmuş da kıya- met kopuyormuş gibi, ortalığa kö- tü görürlük havası saçan, milli ' fedakârlıktan nasipsiz ve insafsız istihlâkçi yurttaşlar.. - € — Üçüncüsü: bütün bu dertli konuları, ulu orta, ortaya yaydık- ları yazılarında ve sözlerinde şah- Si ve h na ferdi çıkarlarına kaynak ve des- tek olarak alan, bugün çekilen sı- kıntıların yalnız Hükümetin aldı- — ği tedbirlerin isabetsizliğinden ile- ri geldiği havasını yaratıcı ve ya- yıcı ve bir nevi baltalayıcı yurttaş- lar.... dırlar. e İşte, saldıran veya — saldırmak istiyen düşmanların, saldırâcakla- rı milletlerin sınırlarını dört yan- dan (dört kol) ile sarmak ister- ken onların içine saldıkları (besin- — el kollun bilerek veya bilmiyerek suç ortaklığını yapanlar, bu çeşit vurguncu, baltalayıcı ve bozgun- culardır.. z Bunların, (milli birlik) e karsı meydana getirdikleri en büyük tehlike, bu hareketlerinde devam ettikleri müddetçe (millf yavnı) da açtıkları sosval ahlâk bozukluğu * v K Ki BE ” 1 z VA D Dü ları- & ki. bunların işledikleri ©. birer (milli suc) olan rafilce veya — haince kötülükler. gün' geçtikce — kendilerine evvelâ (mubah. yani - fena olmiyan bir hareket &ibi mö- rünüyor, sonra gittikce (iyi) bir hareket kılığına bürünmeğe başlı- “yor ki, (milli birlik) ve (ictimat ahlâk) icin bundan daha tehlikeli bir bozsunculuk — olamaz, dense übalâğa olmaz.. N **t * Geden 1914-18 böüvük harbinde birçok Imparatorlukları vıkan, bir- cok İetimat düzenleri hozan Amil- lerin hasında iste bu türlü — (haz- gu mk - vurgunculuk ikizleri) öyer alır. l “ Bu İkizlerin haksiz. ve hiyleli — yollarla elde ettikleri varlıklık arttıkca.” velirleri ve avlıkları az olam büvük bir zümrenin satın al- kabiliyeti azalıyor ve yoksul A da şöyle işaret buyurmuştu: D “Bu milletin geniş zamanlarını, dar zamanlarını kendi haksız zen- ginlikleri için bir marifet fırsatı bilen soysuzlara nefretle iğrene- rek " T y *ikk Geçen 1914-18 dünya harbinde, bazı hükümetler, bilmiyerek veya iyi yapıyorüm diyerek vurguncu- luk ikizleriyle âdeta işbirliği yap- ,mış bir halde idiler: fakat yukar- da işaret ettiğimiz üzere, O 52 ay süren uzun harpte aldıkları acı ve ıstıraplı tecrübe derslerinden fay- dalanarak bugünkü 1939 - 19...? dünya harbinde hemen bütün hü- kümetler 0 vurguncu - bozguncu ikizleri ilestam bir harp halinde- dirler. Bu hükümetlerden biri de bizim hükümetimizdir.. Bu harbin başındanberi, olağan- dışı milli harp ekonomimizi düzen- leme ve hayat pahalılığını hiyleli ve suni surette yükselten bu za- rarlı ve tehlikeli hareketlerle bo- guşma meydan muharebesini, Bü- yük Milli Şef'in direktifleri daire- sinde sevk ve idare ederken fera- gat çantası koltuğunda, fedakârlık asası elinde, vazifesi uğrunda son * Saracoğlu Hükümetinin de, uğurda, tuttukları yol birdir: Bu yol, bütün memleketin ha- yat kaynakları, ihtiyaçları, vasıta ve imkânları hakkında en doğru bilgiye sahip olan Hükümetin tek- lif etmekte, evvelâ büyük Parti Grupunun ve sonra Büyük Millet dnin İ onayl a eyip olduğu yollardır. f Onun içindir ki, bu yol, ne şu muharip veya bu tarafsız devletin tuttuğu yolu taklittir, ne de şu (sıkı) veya bu (gevşek) tedbire saplanmaktır.. Bu yol, Türk milletinin, milli karakterine, sosyal yapısına, eko- nom'k geleneğine, kaynağını bun- lardan almış olan Büyük Partimi- zin devletçilik ve halkçılık vasfına, ve bugünün olağandışı siyasi, sos- yal ve ekonomik realitelerine en uygun harp ekonomisi, düzenini bulup işletmek savaşıdır.. Bu, söylenmesi çok kolay, bulu- nup yapılması çok, pek çok zor bir iştir. Çünkü böyle olağandışı durumların bozduğu normal devir ekonomisi nizamiyle yürütülmesi asla kabil olmıyan olağandışı şart- lara uyar ekonomik bir düzen ku- rüp yürütmenin yollarını gösteren hiç bir kitap ve mektep henüz yok- tur. Onun mektebi, harp ve harp tehlikesi devridir.. Kitabı da o dev- rin tecrübeleridir.. Biz, emsalsiz ve olağandışı bü- yük zorlukları yenmiş bir mille- tiz.. Elbet içinde bulunduğumuz bu güçlükleri de yeneceğiz.. Yene- cek tedbirleri bulacağız. Ancak dört başı mâmur ve mahzurdan beri bir tedbir bulmak keramet ve kehanetini kimseden bekliyeme- yiz.. Dalma mahzuru diğerine nis- betle daha az, faydası daha çok bir tedbirden ötekine geçerek en uygununu bulacağımıza hiç şüphe yoktur.. Fakat bulunan tedbir ne' kadar isabetli olursa olsun, hal- kın, Hükümete samimi ve fili yar- dımı, Hükümetle elbirliği olmadık- î tam başarı vermesi imkânsız- Te Onun içindir ki başımızdaki bü- yük insan, bu kontıda millete 17 mart 1942 de İzmir'den: “.. Belki istenilen tertipler bir- den en tesirli tertipleri bize bildire- eektir. Temel sart (elbirliği) dir. Herkesin tecrübesini birbirine ek- l e. himbaelü B fesini veren hükümetinin de; aynı feragat çan- tasını koltuğuna, aynı fedakârlık 'ü_ venini devam 'ettirmesidir. Vatan- da huzur için vatandaşların bir- birine l gü- ve dünkü dünya! Dünyanın dört bucağından barut ko- kusuna bürünmüş kana bulanmış haberler geliyor. İnsanlık - tarihi- nin benzerini görmediği bir bo- ğuşmanın çeşitli hikâyelerini her gün okuyor ve dinliyoruz. Bombardımanlarda yıkılan binaların yığınları altında can veren kadın ve çocukların acı çığlıkları, deni- zin dibini boylıyan denizcilerin fe- ci ölümleri, daha toprağa düşüp parçalanmadan havalarda kömür haline gelenlerin akibetleri artık tüylerimizi ürpertmez oldu. Cepheler, günlük — iptidai maddesini istihlâk eden dev fabrikalar halıne geldi. Bu fabrıkaların günlük is- tihsal yekünları. “şu kadar ton pamuğu kumaş, Şu kadar ton pas muğu iplik yaptık!,, yerine “şu kadar binini öldürdük, şu kadar binini yaraladık!..,, şeklini aldı. Bu rakamlar, dev fabrikanın çarh- larean dönüş hızına göre kabarıp iniyor!.. Hele Avrupa'da açlık içinde kıvranan milyonlar, her gün dirhem dirhem eriyerek, her gün biraz daha ölü- me yaklaşarak diri diri ölenler!.. Yerni bir öldürücü kışı elleri böğ- ründe bekliyenler!.. Bu haberlere bakarak, şu ölüm-dirim boğuşmasrada, insani hislerin iflâs ettiğine, insanlık duygularının na- sır. bağladığına hükmedebilirdik. Fakat bugünkü ajans haberleri a- rasında bir telgraf tanınmış — bir doktorun kansere karşı açtığı mü- cadeleyi kazanmak üzere olduğu- nu, bu çalışmalarrı kanserin sırrı- nı keşfe doğru çok ilerlemiş bu- lunduğunu müjdeliyordu. Demek hâlâ, zavallı ınsanlığı kannser felâketinden kurtarmak için Çırpla nan gönüller var, demek hâlâ in- sanlığın rahatı için geceyi gündü- ze katan kafalar bulunuyor. Fakat birder iyimserliğe düşmiyelim... Dünyada üç beş yüz bahıtsızı peh- çesinde ezen o eski kanöer, bugün bütün kıtaları kan ve ateş içinde bırakan 1939 modeli büyük kan- serin yanında ne kadar asil, ne ka- dar masum ve ne kadar zararsız kalıyor!... Yeni tip kaaserimiz, âni bütün insaclığın varlığı- “asasını eline alarak aynı d muharebesini, onun bıraktığı yer- den sevk ve idareye başlıyan sayın venmeleri en önde gelir..” direktifini vermişlerdi.. | 23.5294, Danimarka kuronu Pravda'nm bir yazısı SKİ İA AA d Rudolf Hess * derhal bir beynelmilel mahkemeye verilmeli Moskova, 19 a.a. — Pravda gazetesi başyazısında, Rudolf Hess'in, bu iş için keel ei d nelelAK bbe seabli YLREŞ fından derhal muhakeme edilmesini iste- mektedir. Pravda gazetesi diyor ki: Nazi zimamdarlarının mesuliyeti hak- kındaki son demeçler ve bilhassa Mr. Münakalât Vekilimizin gaielemiıe demeci (Başı 1. inci sayfada) birer büyük balık soğuk hava deposunun tesisi icabediyordu. Ankara vilâyeti bu işte dâvetimizi tehalükle karşıladı ve ba- lık soğuk hava deposunu tesis etti. Ba- lıkçılık ticareti ile iştigal eden bir al - man firması da İstanbul'da büyük bir balık soğuk hava deposu kuracağını ve ayrıca bir tuzlama atelyesi için de yer aradığıni bildirdi. Ve aynı zamanda 80 adet soğuk hava balık vağonunu Kum- kapı'da emre âmade bulundurmıya baş- ladı. Artık fazla tutulan balıkların de - ize dökül Ruzvelt'in sözleri, evvelâ, şimdiden ele geçirilmiş olan alman ine tatbik nize i korkusu k Malü ki" Avrupa'nın büyük şe- di edilmek gerektir. Hess'in harp sonundan evvel muhakeme edilmiyeceğini söyle - mek, bile bile Hess'in ci Bgöz yummak demektir. Pravda gazetesi, butdan sonra, Ba - yan Hess'in kocasinin yanına gitmek ü- zere bir talebini ihtiva eden bir mektup yazmış olduğunu hatırlatmakta ve baş - yazısını şöyle bitirmektedir: Hess bir cahi midir, yoksa Almanya- nın İngiltere'de resmi bir mümessili mi- dir, bunu nihayet tespit etmek lâzımdır. Yabancı dövizlerin ortalama fiyatleri hirlerinde balık soğuk -hava depoları yardır. Tutulan balıklar bu depolarda ü haf edilir ve pi: ih- tiyaca göre arzedilir. Ve bir de balık her gün tutulamaz. Bazan da bir günde müt- hiş mikdatda balık tutulur. Bu zaman - larda balıkları, buzhaneye koymak — lâ- zimdir. Oradan ya piyasaya yahut kon- serve fabrikalarına sevkedilir. Ereğli gibi limanlarımızda da balıkçılı- Bi teşvik ve himaye etmekliğimiz lâ - Samsun, İzmir, İskenderun, Erdek ve | na saplamış bir haldedir, her gün şiddetini ve dehşetini bir kat daha artırmaktadır. 1989 modeli dev kahserin tahripleri karşısında aciz kalan bir 20 inci yüz yıl medeniyeti ne kadar Za- yallı ise, hakiki kanserin — ilâcını bulan ilim adamının sevinci de o kadar beyhude değil mi? $u medeni dünyanın kanı, ateşi, sefa- leti ve açlığı bu tempo ile giderse, galiba o eski çağların — vebalı, taunlu ve koleralı iptidai günlerini de aratacak!... Fakat insan oğlu ümidini kesemez: Belki yarın, bel- ki yarından da yakın!.. Sabaheddin SÖNMEZ İstanbul'da şiddetli -— Todos ve yağmur İstanbul, İ9 (Telefonla) — Dün ge- ca başlıyan şiddetli lodos fırtınası sa- baha kadar fasılasız devam etti. Mar - mara'da bir motör battı. Mürettebatın- dan biri boğuldu dördü — kurtarıldı. Bir başka motör de Yenikapı açıklarında battı, kurtarildı. Fırtına bugün durdu, yağ - mur başladı. Yeni Belediye Meclisleri - Reislerini seçecekler Dahiliye Vekilliği valiliklere bir ta- mim yaparak yeni belediye meclisle- Mbün d gy Gazi lisesi falebeleri Zonguldak'ta Zonguldak, 1 9a.a. — Karabük de mir ve çelik müesseselerinde ve Zon guldak kömür havzasında tetkikatta bulunmak üzere öğretmenlerin baş- kanlığı altında Ankara Guzi Lisesi talebelerinden 60 kişilik bir grup, cumartesi günü saat 10.30 da Kâ- rabükten Zonguldak'a gelmişlerdir. Gazi lisesi öğretmen ve talebeleri istasyonda vali, parti ve hâlke « vi reisi, belediye reisi, maarif mü - dürü ve erkânı, ereğli kömürleri iş- letmesi umum müdür ve erkânı ve kalabalık bir halk kütlesi tarafından karşılanmışlardır. Misafirler vilâye- ti, parti ve halkevini ve belediyeyi ziyaret eylemişlerdir. Talebeler bu- rada bulundukları müddet zarfında parti ve halkevinin misafiri olacak- lardır. Yurlta C H. P. kaza konareleri Bursa, 19 aa. — C. H, P. kaza köngresi dün 70 den fazla delegenin huzuru ile açılmıştır. Vali, parti mü fettişi, parti vilâyet idare heyeti, be- lediye reisi ve bütün daire müdürle. rınin de hazır bulunduğu kongrede saygı ile dinlenen İstiklâl marşın- dan sonra Ebedi Şef Atatürk'ün kıy metli hatıraları taziz edilmiş, müte- akiben halk dertleri ve memleket ihtiyaçları üzerinde samimi konuş- malar yapılmıştır. Koöngrede söz a- lan yali Fazlı Güleç günün hayati mevzularından olan şehrin iaşe du- rumu Üzerinde çok etraflı — izahlar yapmış, halkla hükümetin karşılıklı ödevlerini işaretliyerek şehrin umu- mi durumu üzerinde yapılması gere- ken işleri aydınlatmıştır. — Valinin alkışlarla karşılanan — beyanatından sonra bütün delegeler milli birlik ve beraberik duygularını hararetli te- zahürlerle bir kere daha belirtmiş- tir. Kongre karşılıklı sevgi ve Saygı hisleriyle sona ermistir. Antakya'da Antakya, — 19 a.a, — Vilâyetimiz içinde Parti kaza koöngrelerinin top- lantıları başlamıştır. Dün İskenderun bugün de Dörtyol kazaları kogreleri vali ve Parti mU(dlişiniu iştirakiyle toplanarak delegeler Tarafından ileri sürülen temenmniler üzerinde görüşül- müştür. Koöngre ” lışmalarına son verirken yeni idare heyetleri seçimle- rini yapmışlar, Milli Şef İnYnü'ye kar. Şi l saygı ve — bağlılıklarını teyidetmişlerdir. Ereğli'de güreşler tehir Karadeniz Ereğlisi, 19 aa. — Dün yapılması mukarrer olan pehlivan güreşleri 25 ilkteşrin pazar gününe bırakılmıştır. SPOR | Sonbahar turnovası çift erkek sonu Tenis Ajanlığından: Dün oynanan çift erkek maçları ya- rım sonunda (Alâettin - Yen) takımı 3 sette (Kaufman - Vedat) takımını yene- rek sona kaldılar bugün hava müsait ol- duğu takdirde 12.30 da (Fehmi - Kerim) ile son maçlarını yapacaklardır. Aynı za- manda tek Bayan yarım sonu yapılacaktır. Perşembe günü saat 12.30 da tek er- yarım sonu içim Şefik ile Yen karşı- kek l klar, kazanan son için Fehmi ile ak reis. rinin 1 ik indı lerini bildirmiştir. lerini zumdır. balıklı soğuk havalı vagonlarla Ankara'ya nak- ledebiliriz. — z | K b ünden sonta gefi, ğimiz Akdeniz balıkçılığına vakıf yaban- €i mütehassısların yardımiyle balık tut- ma usüllerini tekemmül ettireceğiz. Açık b e Vamal İkinciteşrin ayı içinde gözğnüne 2- lınacak olan yabancı dövizlerin orta- lama çek fiyatları tespit edilmiştir. Buna göre Sterlin 522.75 kuruş, do- lat 1302 kuruş, İsviçre frankı 3034.75, pezeta 1290.75, İsveç kuronu 3108.75, rubi 39Y08.60 — kuruş, Registermark 26.4542, Norveç kuronu 28:7988, Arnavut fran- gı 41.6432, Hong-Kong doları 32,6781, Arjantin — pezosu (ithalât için) 82.6731, Arjantin 'pezosu (ihrıçat için) 38.7237, Riyal (Berlin üzerin- den) 7.89T70, Riyal (Londra üzerin- tden) 4.0525, Ruble 24.7315, Çek ku- ronu 5.2173, Mısır lirası 5.8617, Kıb- rıs Hrası 5.2277, Filistin lirası 5.2277, Irak lirası 5.2277, Suriye lirası (Pa- ris üzerinden) 0.5920, Suriye İirası (Lyon üzerinden) 0.5781, Altım Ster- lin (bankamız altın alış rayici üzerin- den) 10.2389, Altın Sterlin (Londra- da altın tayici üzerinder) — 10.2830, Altın Rayşmark (bankamız altın ra> yici üzerinden) 0.5012, Altınr Pengö (bankamız altın rayici üzerinden) 0.3680, Altın İsviçre frangı (banka- miz altın rayici üzerinden) 0.2832 kuruştur. İhracatta. Rayşmark 50.50, ithalâtta ise 50.76 kuruştur. " Yeni fayin edilen Maaril Müdürleri Sinop maarif müdürlüğüne Koca- eli maarif müdürü Bedri Ahıskalı, Trabzon maarif müdürlüğüne Ağrı maarif müdürü Nabi Taşar, Kocaeli maarif müdürlüğüne Sinop maarif müdürü Fahrettin Alper, Ağrı maarif müdürlüğüne Kayseri Gedikli Okulu Tedrisat müdürü Melih Krıay, ÂAntal- ya maarif müdürlüğüne Tokat maa- rif müdürü Âli Rıza Uysal, Tokat maarif müdürlüğüne Siyasal Bilgiler dÖi Halıkdit geçen balıkları avlamıya ve dip-balık - çılığına da ehemmiyet verecek ve ton balığı avı için de balikçılarımıza vasıta- lar temin edeceğiz. Fethiye'den itibaren Çeşme, Çandarlı, Edremit, Saros kıyılarında aylarca dola- şan ton balıklarını avlama usullerini öğ- renmekliğimiz lâzımdır. Gemilerin tamiri meselesi oynıyacaktır. ENE o mesele diyorum, çün- Kü bu sütunda 'içki ve kuü- mardan ve bilhassa bu iki *sinsi yılanın köy odalarının köşe- lerinde çöreklenişinden birkaç ke- tiğimi Haliç ve İstinye havuz ve rından gemilerin tâmiri işinde azami is- FER LA kor;:mçluğu ve köre re Hâdisenin b luğüu üzerinde, bir yeni se tifade edilmektedir. Yalnız ta- mir mal: i sıkıntısı çekilmektedi Almanya'ya ısmarlanmış — olan mühim miktarda tamir malzemesi gelirse bu sı- kıntı zail olacaktır. Gemi, noksanı sıkıntısının harp bit- tikten sonra da devam edeceği anlaşıl - ea yahat dönüşünde, gene israr edi- yorum. Geçen sefer, kahvealtı ma- salarına kurulan rakı sofralarından bahsetmiştim. Dört beş gün ösce de, bir gazinoda garsona otuz İira bah$iş fırlatan bir budalaya rastla- Gene o mesele : içki ve kumar lmmıştır. !şçinin' zaruri masrafla- rından gayrisi, — kendisinin adına, bankalara ve şirketlere yatırılıyor- uş. Acaba, bizim köylünün eline ge- çen para da, zaruri masrafları çı- karıldıktan sonra, şirket veyâ ban- kalara intikal ettirilemez mi? Nor- mal şartlar geri geldiği vakit bu biriken patası kendisi için bir'bu« luntu olacaktır. Bunun, Propagandadan çok - bir kanun ve dolayısiyle evlet işi ol- dım. Havada şöyle bir sonrd “al bu da senin bahşişin ol Bu sebepten kendi ihti artık zaruri olmuştur. Yeni gemi İnşası- na başlıyabilmekliğimiz için Pendik'te yeni bir tersane meydana getirmeyi düşü- nüyoruz. Haliç ve İstinye havuz ve fabri- kalarından tamir işlerinde istifade etmek- cak ve tamir işlerine bakmıyacaktır. Telefon şebekemiz lemektedir. olan gemileri kendimiz yapmaklığımız te devam edeceğiz. Pendik tersanesi yal- nız yeni gemi inşası işleri ile meşgul ola- Posta ve Telgraf ve Telefon işlerin - de yeni hamlelerimiz vardır. İstanbul ve Ankara telefon merkezlerini tevsi için ye- ni âletler ısmarlanmıştı. Bunlar 3, 4 ay zarfında getirtilebilirse İstanbul ve An- kara'da hissedilen telefon ihtiyacı me - selesi kolayca halledilebilecektir. İstan - bul - Ankara telefon ve telgraf irtibatla- rınt tezyit için yapılmakta olan işler iler- Garbi ve cenubi Anadolu şehirleri sun,, diyen yeni zaman hovardası. na, başta garson olduğu halde bü- tün gazino halkının güldüğüne ve acıdığına şüphe etmeyiniz. Yeni zaman hovardaları çoğalı. yor. Her gün yeni ve gülünç örnek- ler tanıyoruz. Otuz İiranın, taşra- da bir küçük memur maaşı olduğu- nuü unutanlarımızın sayısı — artıyor, Bunu ne yapıp yapıp önlemeğe ba- kalım, İçki ve kumarın, kolera, tifüs, frengi gibi, birer içtimal âfet ol. duğu hakkında kimsede — tereddüt yoktur. O halde yapılacak Şey, Or-. taya yeni fişler sürülmeden, yeni kâdehler devrilmeden, yeni ocaklar sönmedea tedbir — almaktır. Belki müeyyideleri kuvvetlendirilmiş bir ' Mmeni israfat — kanunu, fakat her halde çabuk ve tesirli çare..., Son harp yıllarında Almanya'da tatbikma girişilen bir tedbir belki de güzel bir örnek olabilir: alman işçilerinin gündeliği artırılmış, fa- Okulu İdare muavini Abdullah. Atal şayin edilmi: masına da başlanmak ü arasına kuranportör cihazlarının konul- üzeredir.” kat bu parayı kbudutsuz bir şekil. 'de harcama ifnkânları elinden a. duğunda şüphe — yoktur. Fakat. İadil k A rğati vi varik Halkevlerine mühim bir — vazife * düştüğünü de unutmıyalım: Bu va- zife, ele geçer bol para için içki ve kumardan, hotardalık tezahür- leri arasında savurulmaktan başka sarf yolları olduğunun anlatılmaşı ve yol gösterilmesidir. Kendimizi bildik bileli refaha kavuşmuş köylü peşinde koşuyoruz. Dağra ardından neşeli ve mesut bir ses aldık. Fakat ses biraz yayvan ve çatlak çıkryor ve naraya ben. Zziyor, Her halde bir çare, bir tedbir.. İlk duanın, günün birinde kendi. lerini toparlıyacak olan bugünkü yeni zaman havardalarından gele. ceğine de şüphe yoktür. Bütün köylü sarhoş ve kumar ba- şında gibi bir şey söylemiş olmı- yayım. Teneke — lâmbhasına birkaç dirhem gazyağı ve ayağına bir çift yemeni #labilmek için son tek ökü- zünü pazara çekenlerin sâyısı her halde bu berikilerden az değildir. Bu ne birbirini tutmaz matnızara! Zincir ! 10 ıncır £: Ki Abdülhak Hâmid'in Eşber adlı — o tanklarda kullanmayı kâfi görmü « bı trajedisinde Eşber İskender'in karşı- yorlar; biribirlerinden aldıkları esir- sında şöyle komuşur: lere de vuruyorlar. 2 Ben böyle bezimete fedayım. . Su farkla ki bu zincir, tankları iş- | ,, Türk Karşındayım, işte, destü payım letmek; fakat insan oğullarını hare - Ş.'df | Zenciri esar ile müzeyyen, ketten alıkoymak içindir. ükrü E Yenmek beni maksadınsa, gel yen! Avrupa müzelerindeki zırhların Şikag Eşber'i çocukluğumda ilk iği bugünkü Avrupa'ya, bıyık altından ve — |laşlarımı zaman ayaklarile, kollarına zincir vu- acı acı gülümsediğini farketmiyor mur — |"indan u rulmuş bir hükümdarı yadırgamıştım. sunuz? Bttük. Şi İçimden geçen duygu şu olmuştu: *kk tan sonrı — Bu, belki de bir tiyatroda böy- Sefalet kalkamaz mı ? N olan le gösteriliyor. Yahut da insanlık, ger- İnsan ka Te AYA yaerier leam ÇÖ Ünlü profesörlerimizden birisi bir L:““?Ş Yaşım biraz daha ilerledikten son- Haat bış',& ğ - tu halde HUND Kandln Ça nkğelka a: M z İleri hiçek Galiba, bu sual dünya ölçüsünde yetiş Kİ sofulmuştur. Profesörün engin görcüşü glH M 5 Değildir şir der zencire töbmet —aczi — S e vi *ne'n SÖÜ Ci d Br  akdamı Eğer bu Habi Üyar bir labilirdi. demek istiyorsa, hiç şüphesiz kal- yaş rulabi ı kabilir. Mbi imis .Bır n.manlu Fransa'da “Hür Adam” Falğı?_ Talim; ae raş b aat çıldrdı. A'**"'"";: — Sefalet Çortadan) kalkamaz mı? |Hladı, * vi demek isti: © zaman, ne yar otor mişti. *kk Bünta b Şu halde “zincire vurulmuş” de- mek mecesi olarak "hürciyetini kay | azaler ! öşameal betmiş” demekti. Hakikatte zincir, : edüş minci asırda saati, anahtarı, kuyu ko- Bir İstanbul gazetesi "Taksim ka- | W'""“e' vaşını muhafaza için kullanılan - bir — 78 olacak” diyordu. Bir başkası dâ '.Nlu şeydi; bür olsun, hürriyetini gaybet: — $işli'nin kaza olacağından bahsediyott |4" KA miş bulunsun, kimseye vurulamazdı. Bir tanıdığım diyordu ki: z Farbti 1918 yılında Şam'da esir düştüğü- — Demek ki İstanbul'da yenidem | VÜK & müz ve birkaç gün sonra Şam'ın orta- kazalar çoğalacak! m_yı.m çağdan kalma zindanında ağırlandığı- *kk — izmlllei mız (!) zaman orada duvarlardan ve ş : ; eeti direklerden sarkan kocaman zincirle- Tarif değılı tevkif ! hvmkm ri görmedici düğE SEnla BK MEGl TT ZD CZ Ve de şöyle düşünülebilirdi: Yazarlardan birisi “vurguncu” y | Ce v — Eski devirlerin deza tarihi hak- tarife uğraşıyordu. rh t kında bir,Hikir verebilmek için bıra: Bir başka yazar da bu vesile ile | Arettet kılmış olacak! “mütecaviz” ,in tarifi için sarfedilmiş | örmekt Halbuki yanılıyormuşum! olan emekleri hatırlatıyor. Krm Yanıldığımı anlamak için de yir: Esasta “mütecaviz” le “vurguncu” — söreizİ minci asrın kırk ikinci yılına kadar arasında büyük bir fark olmasa gerek. Korul beklemek lâzımmış! 'Yalnız şu kadar var ki biz, şimdi |» vıa Yirminci asrın kırk ikinci yılında “yurgacu” nun terifi ile değil tevkıfi Kaaa | devler gibi tanklar yapabilen medeni ile uğraşmalıyız! r*w—u İ insanlar, ellerindeki zincirleri yalnız $ b İş, ları bes, A —a |zaman 3 hane va n DAi o Bugün kullanılmakta olan |ivarım g ğ a daha Di muhtelif tip Ki a) . * . - b -Gemi kafilesine | amerikan uçakları |x « Teniz er nasıl hücum edilir ? izlerde gemi k hücut V. M İyiği hakkında malümat Di edildiğini veya bazan iki kafile ara- sında muharebeler yapıldığını sık sık | okuyoruz. Bir limandan uzak bir limana yi« yecek, yakacak, — cephane, top tüfek ; gibi harp malzemesi — taşımak için, ' gemiler denize tesbih tanesi gibi di- | zilirler. Bu gemi kafilesine ya denizaltı ge- | mileri, ya uçaklar, yahud da deniz- altı ile uçaklar, birlikte hücum eder- ler. Yük vapurlarından meydana ge- le> gemi kafilesinin yanıda harp gc-x mileri buluur, muhafaza eder, Kafilelere yapılan hücumlar bazan ; günlerce devam edebilir. Bir yük ge“ misi torpil yeryemez, torpilin su içite de patlamasından dolayı gök yüzüne fırlıyan su kütlelerinin tesiriyle, ha- ! vaya fırlar, korkunç bir ses çıkara- | rak, alevler arasında denize gömül! Fakat torpili atan denizaltı gemil: suyun içinde izini zor kaybeder, Çü" kü kafiledeki harp gemisi, denizaltı- * nın pervane gürültülerini dinliyerek, | onun nerede olduğunu kesdirir, onun | üzerine yürüyerek bir denizaltı bom- .hı_:ıı atar, Denizaltı bombauları, suyun içinde patladığı zaman ka&tu 50, met- re olan bir daire içinde tesirini gös- terir. Denizaltı gemisi 50 metre için- de ise onu parçalar ve batırır. Kafileye hücum eden denizaltı ge- misi veya uçak, kafiledeki harp ge- misini batırabilirse, o zaman kafile datresi neşredilen —uzun bir raporda hava kuvvetlerinde kullanılan muht! kafileyi b i ileyi bu geııulerl mükemmeli Alr-Cobra 40 tipindeki A” imnın en ehemmiyetlileri ucarkalelerdi” | bHom tip ucaklar hakkında rnı.lomııtv—'l' mekte ve bu uçaklarla — müttefik ri muştur. — Amerikan ordusuna mensup hif va teçkilleri tarafından son zamanlardi Pasifik'te elde edilen neticeler düşmü ” || nın kazandığı muvaffakiyetlerden tündür. a—mummwımınmüg?“hım çaklar bugünün teknik şartlarına us”* gun değildir. 4 — Amerikan Aav uçaklarının © olmamaları gibi bir kusuru vardır. Amerikan av ucaklarının ateş kud” reti dünyada —mevcut bütün diğer Ü” ateş 5B — Amerikan bombardıman kötü bir duruma düşer, Onun için ingilizlerin — Lancaster artık, gece karanlığını beklemekten BÜD DEeHmar, başka çare yoktur. Kafileyi bazan | “YAklarma e. MEMENA BT Lon sis de kurtarır Fakat hücum eden u- | YâZifeler görmek üzere imal Böre g çak veya denizaltı gemisi kafileyi bir | Ü. Dünyanın en süratli bomba x lahkir türlü birakmaz, hücum ertesi — günü |Tt olan ucarkaleler gündüz —hü: İ B gene l_)uşlıvır. için yapılmışlarsa da — bunları ük kı Kafilenin gideceği Hman yakınsa, tcin de K Kilde € kafile buraya canımı dar atar, Çürnkü | bildir. Yalız geceleri gündüzkü boplar harbetmekte olan memleketlerin -bü- yduzu yük limanlarında denizaltı gemilerine lerecede gelen “amerikan iles € karşı gerilmiş barajlar vardır. Demir m&: oK Yüksüktetde Tuomla ğ İtansız atımı kadar derinliğe halatlara bağlı | yen n COk Çh k bombalar sarkıltılmışur. Bu bomba et çe masiynay y SK L—tm h_ı_rajlnnnn. giren denizaltı gemisi ve îlıgcr gemiler, barajdan kurtulamaz- ar. İzmir elekirik şirketinin salın alınması için görüşmeler başlıyor İzmir tramvay ve elaktri ketini Satın alma [örüşmıeşeriı'ıg; bnl'vınmvık üzere Belçikalıların sa- lâhiyetli delegeleri dün — şehrimize gelmişierdir. Görüşmelere — bugün Nafıa Vekilliğinde başlanacaktır. _Antalya * Alanya yolunda 9 köprü kuruldu Antalya, 10 aa. — Antalya - A- lanya yolu üzerinde dokuz beton- arme köprü yapılmıştır. Alara ça« yı üzerinde altmış metre açıklığın- daki köprünün de inşasına başlan- miştir. İstanbul elektrik - tünel ve tramvay U. müdürü geliyor İstanbul, 19 (Telefonla) — Elektrik, tramvay ve tünel işletme umum müdü- rü, elektrik fiyatlarına beher kilovatta yapılması düşünülen iki kuruş zam ve Ydareyi Aalâkadar eden isşler hakkında Vekâletle temas etmek üzene Ankara'- Kemal Z. GENÇOSMAN bomba ucaklarıdır. Bu ucaklar Afrika'da, cenup Pasifiltte ve Atest © cok işe KA Z. Enstitüsünde derslj - başladı Ziraat Enstitüsünün bütün fa' telerinde dün sabahtan itibaren lere başlanmıştır. Acı bir kayıp | Devlet Hava Yolları — İşletme Müdürü Şerafed. din Tarakçıoğ'u. sun babası, Or. man Umum Mü. dürlüğü Müfet « tişlerinden Kâ - müran Ardıç ve orman — mühen - disi Hüseyin A- gu'nin kayın ba- baları emekli deniz kurmay a)Plir Sıtkı Tarakçıoğlu vefat etmif. Cenazesi bugün Hacı Bayram misinden öğle namazını mütc* merasimle kaldırılacaktır. Rahmetli mülga bahriye ne7 (Jj tiyle donanma kurmay başkâ! vazifelerini uzün müddet ifa mişti ve hâlâ yaşamakta olan 4f subayları ailesinin de en kıd idi. Kederli ailesine ve — dostl! başsağı ve rahmetliye T! BĞ ya hareket etti. mağfiretini dileriz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: