Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ULUU:5S HAYAT ve SİHAT S | Ona kitaplarda telkin derler : Galiba, “halka verir talkını, ilh. ,, sözü hatıra gelmesin diye . . . Fakat bunun aslı ne olursa olsun, hı!iı türkçesi talkım olduğu şüphesizdir. Bu tâbirin, hekim işi bittikten son ra, hüzünlü bir yerde de mânası ol- duğunu herkes bilir. Ancıık a lıırlu Hekimlikte taikın... rer birer izah eder, Bayanın felce tutulmuş zannettiği adalelerini bi- rer birer hareket ettirir, güzel gü - zel yürüterek taş merdivenlerden bnhçeye indirir, genç Bayan hekı - Maliye memurları arasında ferfi fayin ve nakiller Maliye Vekâleti memurları arasında ye- niden bazı terfi, tayin ve nakiller yapmış- tır. Bunları yazıyoruz: Terfi denler: minin elini sıkıp diliyle de teşek ettikten sonra, hekim başka işe gi- der. Sad talkını diri diri dinl için onun dehşetını hıç kimse I:ıemm kadar hissed H rim : Haylice yıl geçti, bir gece ar- kadaşlarla birlikte, İstanbul'daki Divan yolundan geçerek Beyazıt meydanına yakınm bir yerde ayrıl - mıştık. Yalnız başıma, tam da rah- metli Mahmut Şevket paşanm en son gününde otömobilinin kaldığı yerden geçerken, karşıdaki sokak- tan bir ses çıktı, adımı söyliyerek #“dur,, emrini verdi, sonra bağıra - rak : — Yarın, dedi. Dostların seni gö- türüp bıraktıkları vakit böyle ka - ranlıklarda yapayalnız kalacaksın. O vakit sana bir adam şöyle söyli - yecek... Ve talkın sözlerini nihayetine ka- dar tekrar etti. Sonra sesin sahibi, ancak akıl tasasından kurtulmuş in- sanların yapabildikleri gibi bir kah- kaha atarak meydana çıktı. O za- man Toptaşında bulunan . . . hane- den, zararsız diye salıverilmiş ve o- raya girmesinden önce pek iyi tanı- dığım bir kimse olduğunu anladım. Hekimlerin, lüzumuna göre, has- talarımna verdikleri talkın, bereket versin, böyle dehşetli değildir. Bir zaman hastaları ipnotizma ile uyu- tarak uyku içinde talkın vermek pek moda ol Fakat o e da hastalar bu türlü talkıma inan - maktan ziyade hekimleri aldatır - lardı. Meselâ bizim ders gördüğü - müz sırada, zamanın en meşhur si- nir hastalıkları hocalarından biri, bize talkın usülünü öğretmek için, hasta bir kadını ipnotizma ile uyu- tur, ona uyku içerisinde talkın ve- rir, sonra hasta kadın hocanın ken- disine söylediği işleri, haberi yok - muş gibi, yapar, fakat hoca gidince kadın gözünü kırparak, gene yut- turdum, derdi... Talkın dinliyen hastaların hile - leri birer birer meydana çıktıktan sonra, ipnotizma ile talkın vermek modası geçti. Fakat uyanık halde talkm vermek usülü hâlâ vardır ve «vergi almak usülünde olduğu gibi- le yahut Tt olur. Vasıtayle talkında, hastaya tesir edeceği hiç de belli olmıyan bir ilâç verilir. Bu ilâcı içince iyi olncnkşm, derler. Hasta inanırsa gerçekten iyi olur. Bu türlüsü üfürükçülerin mus- kalarına pek benzediği için gerçek- ten hekimlikte, tabii, muteber tu - tulmaz. Vasıtasız talkını da tekrar iki tür- Kü ayırırlar. Bir türlüsünde, kurun- tudan hasta olmuş adama tekrar tekrar, gerçekten hasta değilsin der- ler. Bir insana kırk defa tekrarla - nan bir sözün tesiri gibi, kuruntu - dan hasta, gerçekten hasta olma- dığına nihayet kanaat getirir. Fakat en müteber talkm kuruntudan has- ta olanın aklına müracaat ederek, ona hastalığımın neden kuruntu e- seri olduğunu anlatmak ve hasta - lıktan kurtarmaktır. Meselâ, genç bir Bayan, komşu - larından yaşlı bir adamın sabah tu- valetini yaparken birdenbire sağ ta- rafının yüzünde, kolunda ve baca - ğında felce uğradığını ve dili tutul. duğunu haber alır. Bir hafta sonra © da tuvalet esnasında ayni suretle felce tutulur, söz söyliyemez. Fakat hastalığın gerçekten şeklini tamam bilemediği için hastalığı taklit eder- ken mutlaka bir yanlışlık yapar, bilfarz dudaklarını oynatır da ses çıkaramaz ve buradan yakalanır. O vakit hekim kendisine hasta - lığın niçin gerçekten olmadığını bi- ştu Yazan: Masırice DEKOBRA Çeviren: Samih TİRYAKİOĞLU kuruntudan gelen hasta - lıklarda değil, gerçekten hastalık - larda da en iyi talkın budur. Has- talığın nereden geldiğini anlatmak, ilâcın ne türlü tesir edeceğini izah etmek, o vakit hasta, kendisi için kıymetli olan bir bilgi kazanır, mu- hakemesi genişler. Hekim de hasta- sıma tam mânasiyle bir akıl hocası olur... Baş ağrısı geldiği vakit filân ilâç- tan yutrm ık, biraz da, üfürükçünün muskasını takmak gibidir. Hekime gider de baş ağrısının nereden gel - diğini onun size vereceği izahattan öğrenirseniz, ağrıya sebep olan şey- lerden kaçımırsınız, ağrı kökünden kaybolur. Sizin de bilğiniz artar, muhakemeniz kuvetlenir. G. A. İstanbul Üniversilesinde Reklör'ün son sınıf falebesine ziyaleli İstanbul, 1 (Telefonla) — Üniver- site Rektörü B. Cemil Bilsel bugün üniversitede son sınıf talebesine bir çay verdi. Talebeye üniversitedeki yedi senelik maddi vemanevi tekâ- mülü anlattıktan sonra kendilerini üniversiteyi alâkadar eden mevzular üzerinde konuşmıya dâvet etti. Söz a- lan talebenin dilek ve şikâyetlerinin bazıları şunlardır: Talebe fikirlerini neşredecek bir mecmua çıkarılması; fakir talebe için burs usulünün kabul ve tatbiki; üni- versiteye çok yakın olan Şehzadeba - şındaki meyhanelerin kapatılması için tedbirler alınması; bir üniversite ku - lübünün tesisi; ders saatleri dışında talebenin çalışmasına elverişli yerler tesisi; Anadolu'ya her yıl bedava se - yahatler tertibi; tıp stajına bir sene ilâvesi; talebe profesör ve doçentleri- nin birer muayene günü tahsis ede - rek talebenin sıhatleriyle alâkadar ol- maları... Tıptan bir talebe de tertip et- tiği bazı ilâçların profesörleri tara - fı;gan cîddl telikki edll.medığinden İ et dikkatle dinlemış ve bunları ciddiyet- le takip edeceğini söylemiştir. .İstanbul şehir meclisi İstanbul, 1 (Telefonla) Şehir meclisi pazartesi günü toplanacaktır. Valinin beyanatına göre meclise ve - rilecek yeni sene bütçesi mütevazin - dir. İstimlâke ve yol programına de - vam edilecektir. Şişli'de yapılacak bü- yük hastane için bütçeye konulan 400 bin lira müsait bir zamanda işe baş - lanmak üzere bloke edilecektir. Hindistan'a gönderilen İtalyan esirleri Bombay, 1 a.a. — Bugün italyan e- sirlerinden mürekkep 3000 kişilik ye- ni bir kafile daha Bombay'a gelmiş - tir. Dört general 1200 subay vârdır. Yarın _— Sinema aleminin büyük günü Türkçe Gönüllü Kahraman ULUS Sinemasında başlıyor Tefrika No: 10 url. İçel tahsilât şefi İsmail Ertem, D.D.Y. Maliye ve muhasebe dairesi memur nam- zedi Hulüsi Tarakçı, Üsküdar icra muha- sibi Hüseyin Hikmet Sözeri, D.D.Y. Eskişe- hir mesul muhasipliği müdekkiki Akif Gü- rel, Bütçe ve mali kontrol U. Müdürlüğü 2. ci mümeyyiz namzedi Necdet Olğaçay, İstanbul tahakkuk şube şefi Fikret Ham- di Karabina, İstanbul varidat kontrol me- muru M. Ekrem Amaç, İstanbul — varidat koöntrol memuru Naci Nayman, Çorum va- ridat müdürü Yakup Lemi Tamer, Burdur varidat müdürü Ahmet Şükrü Gürses, İz. mir kambiyo müdürü M. Şükrü Toksoydan, Yeniden tayinler : Hukuk Fakültesi mezunu Ali Oktay Ti- caret Vekâleti muhasebe müdürlüğü me- murluğuna, Siverek eski valisi Hilmi Tuk- yu Seyhan 5. numaralı tevzii arazi komis- yonu reisliğine, Konya Nafıa — sürveyyanı Nazif Dinçalp Seyhan 8 numaralı tevzii a- razi komisyon reisliğine, Karapınar hususi muhasebe tahsil memuru Mehmet Sait Çalp 4. cü kor muhasipliği veznedarlığına. açık- tan A, Sabri Çakır D.D.Y. Maliye ve mu- hasebe dairesi masa şefliği vekâletine, açık- tan Demir Yüce D.D.Y. Maliye ve muhase- be dairesi kalem şefliği vekâletine, açıktan Esat Dündar D.D.Y. Eskişehir mesul muha- sipliğinde memur vekilliğine, açıktan Hü- seyin Koruer D.D.Y. Eskişehir mesul mu- hasipliğinde masa şefliği vekâletine. açık- tan Halim Topan D.D.Y. Maliye ve muha- sebe dairesi S. 2 memur vekilliğine, açıktan Halil Naci Vural Seyhan hazine avukatlığı- na, açıktan Zeki Ersoy Rize hazine avukat- lığına, açıktan Münire Erkut/ Dahiliye Ve- kâleti muhasebe Md. memur vekilliğine, açıktan Selâhattin Ongun D.D.Y. Maliye ve muhasebe dairesi S. 2. memur vekilliği: ne, Nakil ve tahviller : Denizli varidat kontrol memuru Nuri Ya- laz Seyhan varidat kontrol memurluğuna, İstanbul tahsil şube şefliği (Eminönü) İh- san Sungur Hatay tahsilât şefliğine, Ordu tahsil kontrol memuru Turan Demiralp A- masya tahsilât şefliğine, İstanbul Galatasa- ray maljye şubesi tahsil memuru H. Hüsnü Zorlutuna Müuğla tahsilât şefliğine, İstan- bul tahsil kontrol memuru Cemal Karafa- kıoğlu Ordu tahsil kontrol memurluğuna, Çanakkale tahsilât şefi Neşet Sınmaz İs- tanbul tahsil koöntrol mıınurluiunı. Seferi- hisar malmüdürü Hamit Demirer 4. üncü kor lliğl mümey, Amasya tahsilât şefi Sami Koç 8. ci kor mu- hasebeciliği muhasebe kâtipliğine, 8. inci kor muhasebeciliği muhasebe kâtibi Mus- tafa Asım Bozer 1. ci piyade tümeni muha- sebeciliğine, Fatsa Malmüdürü Hasan Şen- el Keşan malmüdürlüğüne, Millt Emlâk müdürlüğü kontrolü Sedat Suabşı Çuhuk malmüdürlüğüne, Nakit işleri U. Müdürlü- ğü stajiyeri Şevket Yasa Vergiler temyiz | .komisyonu 2. ci mümeyyizliği namzetliğine, SPOR İkinci devrenin ilk oyunu Ankaragücü Galatasarayı 10-2 yendi İkinci devre lik maçlarının ilk müsaba- kası dün Ankarı ü sahasında Galatasa- rayla Ankaragücü arasında yapıldı. Oyuna saat 15.15 te hakem Celâl Os- kay'ın idaresinde Galatasaraylıların vuruşu ile başlandı. İlk dakikalar takımların biribir lerini denemeleri ile geçti. 18 inci dakikada Ankaragücünden santrfor Tayyar — takımı- na ilk golü kazandırdı. 32 inci dakikada- Galatasaraylılar Jerfi- nin penaltıdan yaptığı bir sayı ile bu gole mukabele ettiler. Devrenin geri kalan kıs- mında netice değişmiyerek ilk haftayım 1-1 berabere bitti. İkinci devrenin başlangıcında Galatasa- ray kalecisinin asker olması, bu sebeple Ankaragücüne karşı oynıyamıyacağını ileri sürerek Ankaragüçlüler Galatasaray kale- cisinin uyuncudnn çıkarılmasını istediler. Ankı üdahalesi üze- rine kaleci oyunu terketti, yerine Servet geçerek maça devam edildi. Bu devrede Ankaragüçlüler tanı bir bas- kı temin ettiler ve biribirini müteakip 9 gol attılar.. Devrenin bidayetinde Adnan Galatasara- yın ikinci sayısını yaptı. Devrenin bitmesine iki dakika kala Ga- latasaray sahayı terketti. Bu suretle maç 10-2 Ankaragücü lehine neticelendi. Bugünkü lik maçları Bugün lik maçlarına devam edilecektir. Maçların hangi sahada yapılacağına — dair futbol ajanlığı tebliğine aşağıya koyuyoruz: Bölge Futbol Ajanlığından: Bugünkü lik maçları 19 Mmyıs stadyo- munda yapılacaktır. Mevcut lik maçları fikistürüne göre bu- gün ilk maç saat 13.30 da H. O. İ. Yurdu ile ar dadı Bu üsabak: hakemi Necdet Özgüçtür. N İkinci karşılaşma Gençlerbirliği ile De- mirspor arasındadır. Saat 15.15 te oynana- cak olan bu oyunun hakemi Muzaffer Er- tuğ'dur. H . ya « “. e DA L İzmir'in dört kulübü milli küme F . m müsabakalarına girmek istfiyor İzmir; (Hususi) — Şehrimizdeki dört spor kulübü, Beden Terbiyesi Umum Mü- dürlüğüne müracaatla bu sene yapılacak millt küma müsabakalarına, İzmir'den de dört kulübün iştirâkinin kabulünü iste - mişlerdir. Atıcılık müsabakası 1-2-941 cumartesi günü yapılacağı ilân e- dilen Yüksek Zirgat Enstitüsü atıcılariyle Ankara Atıcılık kulübü arasındaki müsabaka dün yapıl Ekipler Yüksek Ziraat Ens- İstanbul Küçükpazar şubesi t me- muru Sümer Güran Seyhan tahakkuk şu- besi şefliğine, Bingöl varidat müdürü Meh- met Halis Yüceer Sıvas varidat kontrol me- murluğuna. Di Buğday tevzi etmek için İspanya'ya bir Amerika kızılhaç heyeti geldi Madrid; ı. aa. — Buraya Amerika kı- zılhaçına mensup sekiz mümessil gelmiş - tir. Bunların eşi, Birlaşik Amerika Dev- letleri reisi B. Ruzvelt'in teklifi üzerine İspanya'ya verilecek olan buğdayın tev - ZiL işine nezaret etmek üzere İspanya'da kalacaklardır. Diğar üç mümessil Vichy- ye giderek Fransa'da tevzi edilecek olan etmiş olmakla meşhurdu.” — Şüphesiz, dedi, böyle üniformalı bir Kazanova- nın her halde zayıf tarafları vardır.... Fakat, her şeye rağmen, bunun gibi güç işlerde bana bir erkek daha soğukkanlı davranır gibi geliyor... “eket eden bir erkek her halde bir dansöze müreccah - — Azizim, galiba aldanıyorsun. yiyecek maddelerinin dağıtılması işini tan zim edece'* -dir. Bence hesapla ha- Servislerimizde kullandığımız kadınlardan ne kadar şüphelendiğimi Allah bilir. Bununla beraber, öyle vaziyetler vardır ki — Hakikaten mühim bir nokta, dedi. Rasleigh, tasdik etti : — Şüphesiz öyle. Yalnız bir mesele var : Bir erkel mi bulmalı, bir kadın mı ? Wilkinson : — Tabit bir erkek! dedi. Binbaşı düşünüyordu. O arkadaşı gibi, bu işte bir erkek bulmanın münasip olacağına hiç de kani görün- müyordu. Wilkinson : — Çok nazik bir iş! diye ısrar etti. — Aksini iddia etmiyorum. Yalnız, kiminle uğra- şacağımızı düşünmek de lâzım. Bu Pennwitz hakkın- da 24 No. lu ajanımızın yazdıkları çok mühim... Bak- sana... Wilkinson mektupta şefinin parmağiyle gösterdi- ği şu cümleyi tekrar okudu : “.. yakışıklı bir adamdır ve harpten önce Avusturya'da birçok kadınları elde y LA n asında bulunması te girişmenin bir bir düşün... bir eteklik bir silâh yerini tutar. Yalnız iyi seçmek lâıım._Sonra çapkın geçinen ve hâlâ da çapkınlık iddi- muhtemel olan bir zabitle münasebe- kadın için ne kadar kolay olacağını Usta, girgin ve zeki bir kadın bu işte bir erkekten daha fazla muvaffak olur. — Belki de hakkın var. Haydi bir kadın olsun! yal- nız kimi bulmalı yarabbi?... —Bütün mesele de orada!...*En iyi kadın arkadaş- larımız bırakmaları imkânsız olan izler üzerinde bu - lunuyorlar... Ötekilerden ise bahsetmiye bile değmez. * Hiç birisine güvenemem! öyle birisini bulmalı ki... Dirseklerini masaya dayamış ve çenesini avuçları- nın çine almış olduğu halde, binbaşı Rasleigh uzun müddet düşündü. Arkadaşları da onunla birlikte dü - şünüyorlardı. Wilkinson içinde casusluğa namzet ka- dınların adları yazılı fişlerin bulunduğu bir dosyayı tetkik ediyordu. Birdenbire binbaşı doğruldu: — Aklıma birisi geldi, dedi. İşimizi de mükemme- len görür ama, bakalım kabul eder mi? Yalnız, acaba titüsü: Ali Timoçin, Rebii Gürsan, Osman Kaya, Servet Aran, Rifat Gereç; Atıcılık ku- lübü: Sami Ertansel, Nuri Vural, Nevzat Ol- cay, Muslihittin Mete, Ali Çuna'dan müte - şekkildi. Müsabaka ayakta destekli ve yata- rak di olarak icra edili Ayakta desteklide Atıcılık kulübü birinci geldiği hal- de enstitü ekipi o vaziyette maneviyatı sar - sılmadan ve yatarak desteksizde daha yük - sek bir gayretle aradaki bir puvan farkını şlar ve hattâ işlerdi Bu müsabaka her iki ekip atıcılarını bi - ribirine tanıtmak bakımından çok samim! ve heyecanlı olmuştür. Umumi tasnifte enstitü ekipi birinci gel- miş konulan kupa atıcılık federasyonu ta - rafından ekip kaptanına merasimle veril - miştir. onu nerede bulabiliriz? Mesleki sordu: — Kimmiş 0? — Çok güzel bir kadın. Dört beş sene müddetle Nevyork ve Londra müzikhollerinde bazı muvaffaki- yetler kazanmış bir ingiliz kızı. Onu sen de her halde isminden tanırsın, Wilkinson! daha geçen baharda “London Pavilion” da oynanan bir müzikli komedide dansediyor ve şarkı söylüyordu: Sybil Berringham! — Tanımaz olur muyum hiç? Onu ben de bir kaç kere seyredip alkışladım. Wilkinson'un yüzü ciddi- leşti. Sonra da sesini alçaltarak ilâve etti: — Hattâ 1914 haziranında bir avusturyalı zabitle evlenmişti galiba... — Tamaaam! onun vaziyetinin asıl mühim tarafı da işte bu. Harpten biraz önce bir Avusturya erkânı harp zabitiyle evlenmişti. Binbaşı Rasleigh arkadaşınınıgümlesini tamamladı — -« Evlendikten üç ay sonra vatana ihanet cür - münden Viyana'da kurşuna dizilen adam. Bütün bun- lar tam beş hafta evel olup bitti. Dul kalan karısının sevdiği adamı öldürdükleri için avusturyalı askerler- den yana hiç sempatisi olmasa gerek. Sonra, Sybil Ber- ringham gibi bir kadın sırası gelince bir erkeği teshir etmesini bilir. Sahne onu koketl tırmış olmalı. Yirmi beş yaşında... 1940 yılında dış ticaret vaziyetimiz Dış ticaretimiz hakkında verilen reg- mi rakamlara nazaran 1940 yılı içinde yurdumuza 1939 un 112.695.858 liralık it- halâtına muükabil 68.922.708 liralık itha- lâtta bulunulmuş ve 1939 un 127.388.997 Hiralık ihracatına mukabil 111.446.486 li- ralık ihracat yapılmıştır. 1939 da ihraca- tımız lehine kaydedilmiş olan 9.140.068 liralık farka mukabil 1940 ta ihracatımız lehindeki fark 42.523.778 liradır. 1940 yılına ait dış ticaretimizde ihra - catımızda 17.951.321 lira ile İtalya, 15 milyon 7388.788 lira ile Birleşik Amerika, 11.987.172 lira ile Rusya, 11.550.935 lira ile İngiltere, 9.686.531 lira ile Almanya başta gelmekte ve bunları 6.613.274 lira ile Fransa, 6.474.563 lira ile Macaristan, 5.059,295 lira ile İsviçre, 4.645.102 lira ile Çekoslovakya, 4.406.554 lira ile de Yuna- nistan takip eylemektedir. İthalâtta ise 11.224.310 lira ile İtalya, 10.805.997 lira ile Romanya, 9.665.280 li- ra ile İngiltere, 8.083.286 lira ile Alman- ya, 7.446.932 lira ile Birleşik Amerika başta yer almakta ve bunu takiben 2 mil- yon 5435 lira ile Macaristan, 1.925.145 lira ile de Fransa gelmektedir. İtahalât ve ihracat maddelerinde de ithalâtımızda 10.539.360 lira ile mahru - kat ve züyufi madeniye, 8.916.075 lira ile makineler, 6.023.890 lira ile her nevi çe- lik ve demir, 5.337.495 1lira ile pamuk mensucat, 3.737.265 lira ile kâğıt ve tat- bikatı, 3.400.434 lira ile kimyevi ve tıbbi maddeler, — 1.578.888 lira ile — camlar, 1.257.854 lira ile pamuk ipliği başta gel - mektedir. İhracat — maddelerimizde de başta, 24.233.831 lira ile tütün, 17.453.642 lira 1- le meyvalar, 13.019.473 lira ile zahire hu- bubat müstahsilâtı, 10.361.072 lira ile pa- muk, 6.624.227 1lira ile mebati yağlar, 6.528.036 Jlira ile müstahsilâtı nebatiye, 2.648.691 lira ile balıklar, 2.284.461 lira iletohumlar ve 2.050.282 lira ile de yağ- Yar gelmektedir. NOT: Romanya'ya ihracatımız 11 mil- yon 987.172 liradır. (a.a.) Bünyece zaif ve sakat çocukların okutulması İstanbul, 1 (Telefonla) — Maarif müfettişleri bugün bir toplantı yapa- rak bünyece zayıf ve sakat çocukla - rın okutulması için şu kararı verdi- ler: Kör, sağır ve dilsizler için ayrı ilk okullar yapılacak ve Avrupa'dan ted- ris vasıtaları getirilecektir. Bünyece zayıf talebeler geniş bahçe- li mekteplerde toplanılacak ve bu mekteplerde talebenin tedavisi için prevantoryo mtesisatı bulunacaktır, Çatalca, Silivri ve Şile kazalarında e- ğitmenlerin ders verecekleri mektep- ler açılacaktır. Bünyece zayıf fakir aile çocuklarının prevantoryom tesi - satı bulunan mekteplerde okutulabil- meleri için vilâyetten tahsisat istene- cek, zenginlerin de yardımına müra - caat edilecektir, Joe Lois ; dünya şampiyonu Nevyork, 1 a.a. — Clarence Burman'ı nakavt ile yendikten gonra Joa Louis, ağır sıklet dünya boks şampiyonu unva - nını muhafaza etmektedir. Evelâ Burman hasmının çenesine in- dirdiği direkt bir darbe ile zenciyi yere sermiştir. Fakat Joe Louis derhal kalk - mış ve vaziyete hâkim olmüştür. Beşinci ravuntta Joe Louis Burman'ı, Mmidesine merakı hemen uyanmış olan Wilkinson iğin ustalıklarına alış- Kadından anlıyan bir erkeği baştan çıkaracak, güzel bir yüzü var. Muh- teşem saçlarını arkasına salıyererek yaptığı dansları indirdiiğ bir sol kroşe ile nakavt etmiş - tir. dar şehvet uyandıncı bir şey asla görmedim!... azizim, bizim bu kadını bulmamız lâzım! f—_/ L RADYO PXUR K 1 T ’ (Radyo Difüzyon PDSIÜW TÜRKİYE j Radyosu — Dalga uzunluğu — 1648 m. 182 Kes./120 Kw 31.7 m. 9465 Kes./20 Kw. T. A- 1947 m. 15195 Kes./ 20 Kw. T" PAZAR : (2 9. 194f OŞ Proğram ve memlekut saat Ajans Haberleri, M]üzil: : Marşlar ve hafif KĞ di P. At 9:00 9-03 9-18 (PD, ğ 9-45/10.00 Ev kadını - Yemek Jisti 12.30 Proğram ve memleket saat 12.33 Müzik : Kadın sesleri * şarkı ve türküler, 12.50 Ajans Haberluari, Müzik : Saz eserleri v vaları, of 13.25/14.30 Müzik : Radyo Salon “£ rası (Vıolomst Necip A sinde) : ı— Myddleton : İrlanda LA leri üzerine müntehabat, ( 2— Koenig : Posta borü: g— Azzoni : Sabah Seri d 4— Moszkovsky : İıpln!“ 5— Rachmaninov : Serenâ”! 4 6— Mannfrai : Bir Karnâ* 4, 7— Texidor : Carrascosâ yol marşı ), 8— Chopin : Noktürn, g— Brahms : Macar dı.rll" 13-05 gel 18.00 Proğram ve memleket saât () 18.03 Müzik : Radyö Caz Orkestf#” rahim Özgür idaresinde ) 18.50 MĞzik : Çifte Fasıl, W 19.30 Memleket sdat ayarı ve Aj berleri, y 1945 Müzik : Çifte Fasıl Pro& devamı, 9 20.15 Müzik : Müzik : Rina Kettif ları, 20.30 Müzik : Maurıce Chevalitf ları, gl 20.45 Müzik : Solo şarkılar ve « b 2115 KONUŞMA. o?(,i 21.30 Müzik : Hansel ve Gretel rasından hülâsa (P1), ı'_ı, 22.30 Memleket saat ayarı, Ajan$ leri; ve Ajans Spor Servisi: 22.50 Müzik : Dans Müziği (Pl) 23.25/23.30 Yarınki “soğram ve ah DOKTOR glll ENERİMAN ÜNA Çocuk hastalıkları mütehassif Samanpazarı Alim bey ıpı.rh”';l daki muayenehanesinde 18 def kadar hastalarını kabul edef “Unlp — Telefon : 8328 Son gün ULUS Sinemasındo, Büyük bir musiki ziyafeti *', Sonsuz bir neşe bayrami ** İçli bir aşk serenadı - olan - AŞK - Fransızca Baş Rollerde : Amerika Metropoliten OP Baş Muganniyesi GRACE MOORE ve herkesin sevdiği MELVİN DOUGLA Ayrıca: Son Harp J Seanslar ge 14.30 - 16.30 - 18.30 ve Zİ Sabah 10 - 12 ucuz matif' n mektebi 'Telefon: muhabere o, bu Pennwitz denilen zatı üç ravundda nakavt edebilir! O zamana kadar ağzını açmadan bu sözleri dinit ” mümkündür. Sharwood : ratuvarına döndü. hatırlıyor musun? İnsanı bu kadar tahrik eden, bu ka- İngiliz Intelligence Service'in bütün muhbif ayaklandırıldı: Yüzbaşı Rudolf Hennings'ın dül sı, eski adiyle Madam Sybil Berringham'ı bu miş olan kimyager Sharwood da söze karıştı -: — Londra'da bir kadını bulmak! denizde bir balır ğı araştirmak kabilinden bir şey! Sharwood'un bu sözleri binbaşı Rasleigh'ı guıdüf' dü. Sharwood mükemmel bir kimyagerdi, fakat | ratuvarından çıkınca, bir bardak suda boğulacak iBi dar beceriksiz oluyordu. Wilkinson alay etti: — Benim zavallı Sharwood'um! Londra'da bir ” dini bulmak, bir yankesicinin cebinde bir şilin maktan daha kolaydır. Yalnız, bu kadının Londrâ olduğunu bize gösteren hiç bir şey yok. Belki yef“ bir iş bulmustur ve, meselâ şimdi, Rio de Janc'ro şarkı söylemesi veya Kahire'de dans etmesi pet bul * 'dâ eri î — Vay canına! dedi. Bu kadının peşinde koâm tansa reaktiflerimle uğraşmayı tercih ederim! Sonra da Rasleigh'la Wilkinson'dan ayrılıp l# gğ k .,,ıı' e vi ( Sonu wi K - e oye P| ||'.w '* Kuvetli bir heyecan fır!"’y | SERENADİ| Broklin Kalırunmı! M | (