L S GT T SAA * » n k- may nleri 4/1/1941 UK V8 v GR İtalya'ya yardım tikçe kesilen bir koşucuy ğe başladı. İtalya, geçen senenin aziranında harbin içine atılırken, arslan tavırları takınmıştı. Avrupa- da döğüşmek istiyor, fakat karşı- sında düşman yok. Fransa korku- sundan teslim olmuş, Akdeniz'e hâ- kim olacağından şüphe edenleri italyan gazeteleri azarlıyorlar. Af- ı:ıkı'yı gelince; italyan silindiri sa- ğa ve sola doğru yürüyerek bu kı- 'y; ku:.îc.h temizliyecek. Haya ile hakikat arasındaki f: dün italyan hava kurmay roisi.;t: n_erıl Ricolo tarafından neşredilen bir emriyevmi ile anlaşılmaktadır. General bu emriyevmisinde İtalyı: nın yardımına alman — tayyareleri- nin geleceğini bildirmektedir. Bu yardım da mihver usulü bir t.efıir ile ııı_lı .ediliyor: alman tayyare ku ve_tlennuı İtalya'ya gelmeleri ik: nı_!hvcr ğevleli arasındaki lea’ıııüî dün yeni bir örneği olduğu söylen mektedir. Bunun böyle olacağı b: müddettenberi malümdu. Bu â bır ile diğer enteresan bir mılümatader İngfltere_'yi bombardıman için gö:ı: derglen italyan tayyarelerinin geri çekılfnşleri_d'ır. Esasen alman lnş a- relerinin hım:ly(vesi altında lngilkîre birkaç defa uçtuğ ınlı.ıılnn _bu tayyarelerin pekçl:ğ: zıyını_ı uğradıkları ve hiç bir iş gö- remedıkl_er_i de bildirilmişti. İtalya- nınlkendıaı himmete muhtaç iken, Iı_ıgıltere'nin bombardımanına işti: râk tetmesi aykırı bir hareketti. Ma- mıfıkı Musolini'nin de son nutkun- da söylediği gibi, bu, Almanya'ya yardımdan ziyade, Londra'yı bom- ardıman şerefinden mahrum kal- mamak maksadıma matuftu. Ve ;_lal_yıın tayyareleri bu şerefli vazi- eyi Bay Hitler'in hususi müsaade- Jsiyle yaptılar. Daha doğrusu Mıya çalıştılar, İre Aİtalya'ya gelen alman tayyarı ';I:freıelerıne. gelince; bu, Alynyune- râk"lm Akdeniz mücadelesine işti- inden de daha ehemiyetli ve da- nd?umu_llı.ı bir hâdise olarak kay- y:s_ılmelıclır. İtalya'nın siyasi bün- lnde. leh'ıırüz eden zâf karşısın- a :fıkzgelınin ne olabileceği dün- ıuı'!ıı.gmiyesini meşgul eden ğıîlm?u?le idi. Alman tıyî'gnl:'e ku- ö e_rının_hılyı’yı gelmeleri, ne o- ı:llıııı'nı işarettir. Alman yardımı, | etmyî Ya Akdeniz harbinde yardım j'unie' kıdı.r da İtalya'da faşist re- Arin ni tıkv.ıye maksadını istihdaf “lse gerektir. Filhakika şiddeti git- Çe artan sarsıntılara bakılacak talya'nın Yunanistan ve İn- U yardımların gittikçe artacağı val dll'ıl(l_ıkçn iki mihver devleti ır:- lı. 1 tesanüdün sağlamlığından dilel.ı'l?’k bahsedileceği tahmin e- ir. Ancak bu noktada bir su- a bine de karışacak mı? iye kadar Almanya, İtalya- Unanistan'a karşı açtığı harbe Hattâ Yunanistan'la ü betılerini bile kesme- an elçisi henüz Atina- dadır. Almanya, bütün hal ve tav Al'“lu_ıulluk işinde İtalya'ya Manevi yardımda bulunaca- tarafından Bal- eye karı: e A::"lnlîtmışu. Eğer Alm:ı:;ynıcı:“ ı"ı'lş uk l_ıırbine de kuvet yol- Yesel Unanistan'la harbe girmiş İ tır. Ve o zaman harbin Bal- tıkıırr. yıyılıı!ııı tehlikesi arta- a -yl":;ılbukı şimdiye kadar har- A asına mâni olmak al l’o'llillkııışı_ı_n ,hedeflerinden “birimi ettiği ıoyleıuıııekle idi. £ talya'ya rd cak bu h;kıımdn_n tîhlikelyiıolııa A alnız ingilizl. ln'lcıdeıley_e devamdan îb.ırr.et ::lr:f eıııırılt_ere bakımından' bunun ehemiyeti olamaz. İngilizler- €© garbi Avruı.ı_ı’dı döğüş;:ızllı:ıy;:— mym ingiliz- eniz” Töğ ::l demektir. Bu hıb::ğne î:: B üe € İtalya'nın zâfımı tebarüz iş olmaktan başka bir alâka Uyandı ğı görü d in:';'ııi':ıîl»f' görülmektedir. Bilâ- İngilizler bakma Sörünmektedirler. " /Miyetli bir merhaledir. A, Ş. ESMER Japonyanın Moskova büyük elçisi B. Molofofu ziyaret etti c Etmiştir. :" anlaşması müddetinin nihayete ermek Zere bulunduğunu bildirmekte ve anlaş . ::“'l bir sene daha uzatılması hususunda 'M;:""' kalınacağı ümidini izhar eylemek. Harp uzadıkça, İtalya, nefesi git- * b fında ehe- _Moıkovı; 3. a.a. — Japonya'nın Moskoya büyük elçisi, salr günü öğleden Ssonra hari- iye halk komiseri B. Molotov'u Ziyaret Japon mahfilleri, Sovyet - Japon balık £ DiŞ POLİTİKA V R , ( j/ Romanya'da dahili vaziyet gene karıştı (Başı I inci savfada) unsurları ile demir muhafızlar arasında sık Ş$ık ihtilâflar çıkmasıdır. Romanya'ya ve hattâ doğrudan doğruya Bükreş'ten gelen İtimada şayan haberlerin esası vaziyeti bu şekilde göstermektedir. Romanya'daki nazi kuvetlerinin üç fırkaya baliğ olduğu zanne- dilmektedir. Büyük miktarda harp levazımı mühürlü vagonlar içinde Romanya'ya gel - mektedir. Bunların, Romanya'dan Almanya- ya gönderilen petrollerin karşılığı olduğu söylenmektedir. Berlin'deki kanaate göre, Romanya'daki alman iktısadt menfaatlerinin baltalanması- na mani olmak ve komünistlerle diğer mu - halefet unsurlarının gittikçe artan tahrikâtı- na set çekebilmek için üç fırka askere ihti - yaç vardır. Bugünkü vaziyetin esasına, de - mir muhafızların takibettikleri ülkü ile ko- münist emellerinin çatışması hâkim olmak - tadır. Bu hakikat, bir kaç hafta evel, demir muhafızların Besarabya hududundaki kızıl- ordu hudut muhafızlariyle çarpışmaları ne - ticesinde büsbütün tezahür etmiştir. 58 kişi öldü Bundan başka, Romanya'daki komünist aleyhtarı mücadelede 40 demir nıuhafızla 18 rus ölmüş ve bunun Üzerine Sovyetler Birliğinin Bükreş elçisi B. Lavrentief bu hâdiselere bir nihayet i talep et- miştir. Diğer taraftan demir muhafızlar, ken- dileriyle ittifak halinde olan herkesi ko- münist addederek yahudilerle ve diğer kimselerle eski ve hususi hesapları hallet- mek yolunu tutmuşlardır. Bükreş'in muhalefet mahfillerindeki kanaate göre, almanlar, demir muhafızla - rin Romanya'daki kömünist nüfuzunu kır- mağa matuf faaliyetlerini teşvik etmekte- dirler. Balkanlardaki sovyet mahfillerine nazaran Almanya'nın Bükreş elçisi Ro- manya'nın, Gestapo marifetiyle kontrolü- nü temin etmek Üzere faliyet göstermek- tedir. Gestaponun, demir muhafızları ko - münistlere karşı bir âlet olarak kullan- mak istediği şüphesizdir. Romanya şehirleriyle köylerinde yapı- lan bir anket buralardaki amele sınıfları- nın şimdiden komünist nüfuzu altına gir - diklerini göstermiştir. Çiftçilere gelince, bunlar da bugünkü lejiyoner rejimine mu- halif ve tehlikeli hislerle meşbu bir halde bulunmaktadırlar. Bu vaziyet karşısında, eğer Almanya Romanya'yı kendisiyle beraber herhangi bir sergüzeşte sürüklemeğe kalkacak 0- lursa, Romanyalılardan birçoğunun şiddet- 1 akslülâmeliyle karşılaşacaktır. Pekin'de Japonlar ve Amerikalılar arasında bir hadise Amerikalı askerler mevkuf futfuldular ve döğüldüler Pekin, 3 a.. — Pekin garnizonu ame - rikan bahriye silâhendazları kumandanı, japonlardan, Pekin'de pazartesi günü vu- kua gelen ve amerikan silâhendazlarının japon polisi tarafından mevkuf tutulması ile neticelenen hâdise hakkında tam tar- ziye istemiştir. Mevkufiyetleri esnasında amerikalılardan dördü döğülmüştür, Ame - rikan albayı, suçlu japon jandarmalarının ve subaylarının cezalandırılmasını ve is- tikbalde bu gibi hâdiselerin tekerrür et - miyeceği teminat ver de istemiştir. Aksi takdirde hâdise kapanmış telâkki olunmıyacaktır. Bu hâdise, bir Pekin kabaresinde vukua gelmiştir. Bir sivil japon, Amerikan silâh- endazları grupundan birisiyle kavga etmiş ve bu Amerikalıyı tabancasiyle tehdit et- miştir. Amerikalılar, bu japonun silâhını elinden almışlardır. Bunun Üzerine japon polisi amerikalıların hepsini yakalamış ve mevkuf tutmuştur. Bunların tahliye edil- mesi hakkında mükerrer talepler üzerine, tahliye ancak 17 saat sonra vukua gelmiş- tir. Japon makamları, bu tahliye üzerine Atlas Denizinde Gemi kafileleri fayyarelerle himaye ediliyor Londra; 3. a.a. — (Royter) in Atlas de- nizi üzerinde harekâtta bulunan bir hava devriyesi nezdindeki hususi muhabiri ya- zıyor * * İngiltere'ye gelmekte olan bir kafileyi değiştirme suretiyle himâye eden deniz tay yarelerinden birindeyim. Bu tayyare 25 ton luk çok büyük bir Short Sunderland'dır. Düşman denizaltılarının tehdidine yeni bir cevap teşkil eden hususi malzemenin mü- essirliği muhtelif vesilelerle sabit olmuş- tur. “ Kafileyi ve ona refakat eden harp ge- milerini himayeden sonra bütün bölgeyi ta- ramağa başladık. Yol boyunca yüksek in- filâk bombaları düşman d ltılarına ezi- ci darbeler indirmeğe müheyya bir halde idi. * Gece karanlığında gemilerin 600 metre üstünde uçarken ingiliz tayyarelerinin harp gemileri ile teşriki mesai ederek fasılasız bir surette ifa ettikleri müşkül vazifeyi takdir imkânmı buluyorum, “ Bu devriye tayyarelerinin yeni yıl için verdikleri esas azimli karar, deniz ticaret yollarını İngiltere'ye yiyecek ve hammad- de nakleden büyük vapüur kafileleri için her türlü ahval ve şerait altında ve hava vaziyeti ne olursa olsun serbest bulundur- makta devam etmektir. ,, Bremen üzerine 20.000 den fazla bomba atıldı € Başı | inci sayfada ) * Baskının başlamasından bir saat kadar sonra uzun bir bombardıman tayyaresi ka- filesi Bremen üzerine ilerlerken pilotlar Hollanda'da Zuiderze üzerine geldikleri zaman gökteki kızıl ışığı görebilmişlerdir. Pilotlar o zaman hedeften 200 kilometre uzakta idiler. Hedefe yaklaştıkça kızıl ışık evelâ bir alev kütlesi, sonra da şiddetli bir külhan haline gelmekte idi. Dumanlar bu- lutlara kadar yükseliyor ve onlara karışı- yordu. Birkaç pilot kendilerine tayin edi- len hususf hedefleri o kadar kuvetli alev- lerin altında bulmuşlardır ki bombala - rını esasen tahrip edilmiş binalar üzerinde israf etmektense şehirde başka fabrika ve- ya deniz tezgâhı aramışlardır. “Baskın karanlık çöktükten takriben bir saat sonra başlamış ve daha gece yarısın- dan evel 10.000 yangın ve infilâk bombası atılmıştır. Şehir üzerindeki bulutları rüz- gâr o kadar süratle itmekte idi ki, hiçbir hedef uzun müddet gizli kalmadı. Gece par- lak, soğuk şiddetli idi. Üç bin metrede ter- mometre sıfırın altında g0 derece santigrat kaydetmiştir. Deniz tezgâhları da b Londra; 3. a,a, — Öğrenildiğine göre, evelki gece ingiliz hava kuvetleri tarafın- dan Bremen'e tevcih edilen şiddetli hücum esnasında, daniz inşaat tezgâhları da bom- bardımana maruz tutulmuştur. İki numa - ralı liman civarındaki bütün depolar yan- mağa başlamıştır. Bir pilot Fockevulf tay- yare fabrikası üzerine geldiği zaman, fab- rikanın yanmakta olduğunu görmüştür. Bu tayyarenin attığı bombalar, alevler içine düşmüş ve biraz sonra alevler arasın- da altı infilâk vukua gelmiştir. Deutsche Vacuum Oil petrol tasfiyehanesi çok hasara uğratılmış ve Bremen'deki demiryollarına da birçok noktada isabetler kaydedilmiş- tir. Bir demiryolu civarında bulunan fab- tikalar, tamamen yıkılmıştır. Raporlardan bir tanesi, bu hücumün Man nheim'a yapılan hücumdan çok daha şid - detli olduğunu bildirmektedir. Alman hava dafi bataryalarının baraj ateşi çok şiddetli olmuştur. Hd sadı Bir çarpışma R âdi olduğunu h dir. Fakat amerikan kumandanı bu hal su- retini kabul etmemiş ve tam tarziye talep ederek hüdise hakkında Vaşington'a bir rapor göndermiştir. Amerikalılardan iki - si, mevkufiyetleri esnasında, kabahatli ols duklarına dair bir deklârasyon İmzasına mecbur edilmiştir. Amerikan kadın ve çocukları Şanghay şehrinden ayrıldılar Kobe, 3 a.a. — Şanghay'dan 779 yolcu İle hareket eden President Colidge adındaki Amerikan vapuru bu sabah buraya gel- miştir. Yolculardan çoğu Uzak - Şark su- larında bulunan Amerikan harp gemileri mürettebatının alleleri efradıdır. Domel ajansı Amerikalı kadın ve çocuk- ların ' teri lerini di karışık bey ilel bir aynası olarak telâkki ve tefsir etmektedir. Kurban bayramı, üç milli cemi- yetin gayelerine yardım için en uygun fırsatlardan biridir. tayyarel den bir ta- nesi, dönerken, ingiliz sahili açıklarında düşmanın bir Junkers - 88. tayyaresine rast lamıştır. Junkers, 800 metreden ateş açmış, ingiliz bombardıman tayyaresinin arkasın. daki top bu ateşe cevap vermiş, ve biraz sonra düşman tayyaresinin, duman çıkara- rak ve zigzag yaparak yoluna devam ettiği görülmüştür. Pilotların bazıları, bir Nielson Amidon ve pirinç fabrikasını baştan başa o derece şiddetle yanar bir halde müşahede etmiş- lerdir ki esasen ankaz haline gelmiş olan bu yeri daha fazla tahrip etmeği lüzumsuz telâkki eylemişlerdir. Bu fabrikaya taar - ruz eyliyen pilotlar, burada sekiz büyük yangın çıkardıklarını ve nihayet bütün bu yangınların muazzam bir tek ateş halini al- mış olduğunu bildirmişlerdir. Pilotlar, bu yangını, dönerken Hollanda hududunu aş- tıkları halde yine görmekte devam etmiş - lerdir. 4 Marmaris ve Dalçada hafif bir zelzele oldu Muğla; 3. a.a. — Dün Marmaris ve Dat. ça'da hafif birer zelzele olmuştur, Hasar yoktur. HARBE DAMAR Almanya'nın yardımından çıkan meseleler İtalya'ya yardım lmanya'nın dost ve mütte- fiki İtalya'ya nasıl yardım edeceği meselesi, fikirleri kurca- larken, alman havacı müfrezele- rinin İtalya'ya geldiği haberi ve- rilmektedir. Anlaşılan Almanya, İtalya'nın daha fazla perişan bir vaziyete girmesine müsaade et- miyecektir. Çünkü italyan mağ- lübiyetinin Almanya üzerinde manevi tesirleri olacağı aşikârdır. Şimdi ingilizler Trablus toprak- larında, yunanlılar Arnavutluk'ta ilerlerken, almanlar da İtalya'ya ayak basmaktadır. Bu hal, “bi- zim deniz,, diye andıkları bir yer- de bile italyanların hiç bir şey yapmağa, hattâ mevcut vaziyeti bile idame etmeğe muktedir ola- madıklarıni isbat — etmektedir. Bunun böyle olduğunu tevsik için maddi deliller mevcuttur. Birle- şik Amerika Devletleri Akdeniz'- de seyrüsefer eden gemiler için evelce yüzde ona yükselttiği harp rizikosu primini yüzde 7,5 a in- dirmiştir. İngilizlerin — Trablus topraklarında ilerlemeleri üzeri- ne Lyon borsasında hareket baş- lamış, ve ingiliz kıymetleri yük- selmiştir. Bütün bunlar, İtalya'- nın harbe girmesiyle Akdeniz'de patlıyan fırtmanın İngiltere le- hinde durulduğunu gösteren ba- rometre hareketleridir. İtalyanların kazancı şte bu vaziyette Almanya, İtalya'ya yardıma karar vermiştir. Fakat bu yardım İtal- ya'nın lehine bir şey midir? Yani eğer mihver bu harpten galip çı- kacak olsa bile, İtalya ümit etti- ği şeyleri elde edebilecek midir? Bunu değil, aksini tevsik eden e- mareler vardır. Fransız hezimeti üzerine, İtalya, harbe girdiği za- man, mühim miktarda fransız as- kerlerini Alplarda tutmasma rağ- men gene fazla bir şey elde ede- memişti. İtalyanlar ancak ilerle- dikleri kadar sahayı işgalleri al- tında bulundurabileceklerdi. Ne Korsika'nın, ne Savoie'nin ne de Nis'in ve ne de Tunus'un ismi bile geçmiyordu. Çünkü italyanlar, harbi ilân ettikleri gün, ne olur ne olmaz diye Alp dağlarındaki köprüleri atmışlardı. İtalyanların taarruza karar verdikleri andaki taktikleri bu olduğuna göre, ta- arruza uğradıkları zaman ne usul kullanacakları cidden merak e- dilecek bir hâdise idi. Nihayet günün birinde o da oldu ve Arna- vutluk'ta ve Trablus'ta muhte- lif misaller verdiler. Ne garip te- sadüftür ki, almanların İtalya'ya yardıma karar verdikleri günü de Bardia düşmek üzeredir. Dünkü Kahire tebliği ingilizlerin Bar- dia şehrinin ilk müdafaa hattına girdiklerini bildirmiştir. İmfihanda ikmal M alümdur ki, italyan politi- kası, şimdiye kadar birçok imtihanlardan geçmiştir. Bu sefer İtalya'nın âskeri kuveti ve kudre- ti de bir imtihana tâbi olmuştur. İtalyanlar evelce “kanaat,, de ka- zanamadıkları için şimdi “ik- mal,, e€ kalmışlardır. Ve onları ik- mal eden de Almanya olmaktadır. Bir hamle daha ileri geçebilmeleri için almanların verdikleri bu kop- yeyi italyanların muvaffakıyetle, fransız limanlarını almanlara üs olarak vermemek hususunda Ma- reşal Petain'in aldığı karar bü- yük bir âmil olmuştur. Filhakika almanlar cebir kullanarak da Fransa'dan geçebilirlerdi. Fakat bu takdirde bütün fransız/ müs- temlekelerinin general de Gaul- le'e iltihakını mümkün kılabilir- di. Gelen haberler doğru ise, bu takdirde mareşal Petain'in bile tayyare ile Afrika'ya gitmesi ta- karrür etmişti! İkinci aydınlanan nokta şudur: bu hareket almanlarm, Balkan- larda şimdilik her hangi bir te- şebbüse girmek — istemediklerini anlatmaktadır. Filhakika Bulgar Başvekili Filof tedavi edilmek ü- zere Viyana'ya gitmiştir. Bu es- nada kendisine, Sofya'daki al- man elçisinin de refakat ettiği söylenmektedir. Fakat Filof ha- inden birkaç gün evel neş- rettiği bir bey de, Bulga- Bir Alman gazetesi diyor ki : İngiltere ile harp basit bir iş değildir Çünkü bu devlet bir devdir Berlin, 8 aa. — (D.N.B) Lokalanzeiger gazetesi yazıyor: İngiltere'ye karşı harp ba- sit bir iş değildir. Çünkü dünyanın en büyük impar: olan bu Tuk bir dev- dir. Bundan başka ingilizler de korkak de - gildirler. İngiltere'de harpçi bir ruh ancak harp zamanında doğuyor. İşin acınacak ta- rafı, milletin en İyi unsurlarının plütokrat tacirler ve züppe politikacılar hesabına dö- ü olmalarıdır. harebelerde alman askerleri, bu harbi tahrik eden, borsaların, bankaların ve kulüplerin adi mahluklariyle ristan'ın sulh ve bitaraflık siyase- tini bozmıyacağını söylemiş ve ondan sonra Viyana seyahatına çık . Zaten al ların tay- yare ile doğrudan doğruya İtal- ya'ya yardım etmeleri, her hangi bir üçüncü cephe daha açmaktan daima çekindiklerini isbat eder. İki cephe ydınlanan noktalardan ü- çüncüsü de — almanların şimdiye kadar tatbik ettikleri “tek cephe,, usulünü terketmeğe mecbur kalmış olmalarıdır. Bu su- retle almanların çarpışacakları sahalar genişlemektedir. Öyle an- laşılıyor ki, Almanya, şimdilik İn- giltere'ye karşı doğrudan doğ- ruya hücum edecek yerde, evel- ce bir yazımızda da tahmin et- tiğimiz gibi, bilvasıta — taarruzu daha muvafık bulmuştur. Bu bil- çar ikta, fakat çetin beler indir « mesini bildiği kadar böyle darbelere göğüs germesini de bilen hakikt ingilizlerle karşı- laşmaktadır.” “Fakat her Şeye rağmen alman askeri in- gilizleri yenecektir. Çünkü © daha üstün ol duğu gibi düvası da daha yüksektir.” İngilizlerin gizli tayyare tipleri çok mükemmel Lonâra, 3 a.a. — Hava nezaretinde ima» lât müdürü bulunduğu zaman yaptığı hiz- metlere bir mükâfat olmak Üzere kendisi- ne şövalye payesi tevcih edilen B. Ernst Lemon, İngilternin malik olduğu gizli tay- yare tiplerine karşı büyük bir itimat bes- lediğini söylemiş ve şunları ilâve etmiştir! “— A ortaya ne çı rını kimse bilmez. Fakat biz, mazideki tecrübelerimize istinaden yeni model tay« vasıta taarruz da Akdeniz'de ya- pılacak, fakat tam Bremen'e 20 bin yangın bombası atıldığı gün almanların hava kuvetleri daha fazla inkısama uğrıyacaktır. Al- manlar, Akdeniz'deki ingiliz ku- vetlerini inkısama uğratmıya çÇa- lışırlarken, şimdi aynı âkıbet ha- va kuvetleri için kendi başlarına gelmiştir. Aydmlanan noktalardan biri de İtalyan hava kuvetlerinin kâ- fi miktarda olmadığı ve yahut bu kuvetlerin son günlerde ingiliz hava akınları dolayısiyle haylı zayiata uğramış bulunduğudur. İtalya'da ya tayyare azalmıştır, ve yahut bunları kullanacak ce- sarette tayyareci kalmamıştır. Zaten alman yardımı olmasa da, ingiliz tebliğlerini okumasak da, mareşal Graziani'nin Seydi - Bar- rani hezimetini tevil eden rapo- rundan italyan tayyareciliğinin ne vaziyette olduğunu kestirmek kabildir. Graziani şiddetli yağ- murlar yüzünden tayyarelerin kalkamadığını söylemiştir. Acaba bu yağ lar, Allahın hmeti mi, yoksa ingiliz tayyarelerinin bombaları mıdır?.. Karışan meseleler ilndi alman yardımı ilö büs- bütün muğlak bir hale ge- len meselelere geçelim: acaba İtalya Almanya'dan bütün kuvet- leriyle yardım talebinde bulun- muş da Almanya yalnız hava ku- vetleri göndermekle mi iktifa et- miştir? Yoksa, Almanya bütün kuvetleriyle yardım teklifi yap- mış da İtalya, yalnız hava yardı- mı mı istemiştir? İkincisini varit gösterebilen sebepler vardır: çün- kü italyanlar vaziyeti önceden hazırlamışlardır. Hatırlardadır ki, italyan tayyareleri geçen ikin- citeşrinin 6 sında ilk defa olarak, alman — tayyareleriyle beraber Londra bombardımanına iştirâk etmişlerdi. Bu sembolik bir hare- ket mi, yoksa politik bir hareket mi idi? Bize kalırsa, bu, günün birinde İtalya'ya yapılacak yar- dımı, italyan efkârırumumiyesine mazur gösterebilecek politik bir hareketti. Nitekim şimdi, İtalya bu politik da hâlâ d et- kimse görmeden, anl. d çak- madan kullanıp kullanamıyacak- ları meşküktur. Fakat hakikat şudur ki, alman havacıları ve al- man tayyareleri şimdi İtalya'da- dır. Bunların ne miktarda olduğu hakkında bu satırları yazdığımız ana kadar elimizde sarih malü- mat yoktu. Fakat bu askerlerin, Romanya'daki alman askerleri kadar fazla olmadığı kuvetle zan- nedilmektedir. — İtalyanlar, işte bundan sonra galip gelirlerse, an- cak, bu alman tayyarecileri vası- tasiyle, yani bilvasıta galip gele- ceklerdir. Aydınlanan meseleler lmanların İtalya'ya. yaptığı yardımlar birçok mesele- leri aydınlatmış, fakat birçok me- seleleri de büsbütün — muğlak ve anlaşılmaz bir hale getirmiş- tir. Aydınlanan meseleler şunlar- dır: Evelâ Almanya, Fransa vasıta- siyle İtalya'ya yardım etmekten vaz geçmiş gibi görü ktedir. Bunda şüphesiz, alman askerleri- ni topraklarından geçirmemek ve mekte ve “kendi muhtacı hi: t yür üstün ola- cağını kuvetle ümit edebiliriz. Consolida- ted B. tipinde 26 tayyareden birincisinin pek dir. E- velce Amerikan ordusu için sipariş edil- mişken sonradan İngiltere'ye verilen dört motörlü 24 bombardıman tayyaresi, saat- te 430 kilometre sürat yapan ve 4500 kilo- metrelik bir hareket sahasına malik bu- lunan büyük tayyarelerdir. Bunların het biri 4ton bomba taşıyabilir.,, Şiddetli fırtınalar Madrid'de birçok hasarlara sebep oldu Madrid, 8 a.a. — D.NEB. bildiriyor: Per « şembe sabahından beri bütün İspınyı'dı hü- küm süren şiddetli fırtına Madrid'de de bir- çok hasarlara sebep olmuştur. Bir çok kim- se Şehrin bir k da tram - vaylar uzun müddet işliyememiştir. Birçok binalar hasara uğramıştır. Şiddetli kar fırtınalarının yığdığı kar, Guad. ve l d daki bü- tün geçitleri kapamıştır. Bu sebeple Madrid, şimal mıntakasından tamamiyle ayrılmış bir y P: bi bahından cu- ma sabahına kadar, Madrid'den şimal isti « kametine kalkan ekspreslerin hiç biri gide- cekleri yerlere vasıl olamamıştır. Madrid - den ve diğer bazı şehirlerden kalkan bir çok amele ekipleri ile müteaddit kar dağıtma lo- kemotifleri, trenlerde mahsur kalmış - olan lcul k iksadiyle yolları te - mizlemekle meşguldürler, Madrid meteoroloji merkesinin bildirdiği- n& göre, rüzgür, İspanya'nın bazı mıntaka - lârında saatte 60 ilâ 80 kilometre kadar bir süratle esmiştir. Meçhul bir denizaltının batırdığı gemiler Londra, 3 a.a. — Vichy'den bildirildiğine göre 19 Ki Dakar di bir fransız şilebiyle bir fransız denizaltısı batmıştır. Bunların meçhul bir denizaltı tarafından batırılmış olması muüuhtemeldir. Fransız denizaltısı mürettebatiyle birlikte batmıştır. öğrendi göre 19 K hâdi- senin vukubulduğu farzedilen mahalle 500 mil mesafede hiç bir ingiliz denizaltısı bu- iken,, bir avcı grupunu Almanya- da bırakmaktadır. Yalnız alman yardımının en karakteristik ciheti, gelen kuvet- lerin güya, italyan emir ve ku- p SS | Srel idi. Yugoslavya'da vergiler arltırıldı Bel d; g. aa — (D. N. B.) : mandası altında , Bu itibarla acaba gelen alman- lar vaktiyle İspanya'ya gönderi- len Kondor lejiyonu gibi gönül- lülerden mi müteşekkildir? Yunanistan'ın vaziyeti 1 Kânunsaniden itibaren vergiler mahsüs bir surette arttırılmıştır. Muamele vergisi yüzde 2,5 dan yüzde 3,5 a çıkarılmıştır. Şe- ker, kahve, bira ve diğer ispirtolu içkilerle benzin, elektrik ve hava gazından alınan [iıtihlik resmi de arttırılmıştır. üsbütün karışan noktalar- dan biri de bu yardım do- alman elçiliği binasına da bayrak çekilmiştir. O halde onıyr garip Ka An layısiyle Yı 'la Al a bir devl h da- arasımdaki münasebetlerin ne şe- kil alacağıdır? Roma'da neşredi- len tebliğ almanların Akdeniz ha- rekâtına iştirâk için geldiklerini bildirmektedir. Halbuki Akdeniz- deki yunan adalarında, meselâ Girid'de de ingiliz üssü vardır. Ve bombalar atılırken, ingiliz ve- ya yunan diye bir tefrik yapmıy ha çıkmıyacak mıdır? Almanya Yunanistan'a karşı ilânsız bir harbe mi girişecektir. Çünkü Ak- deniz harekâtı sade İngiltere'yi değil, Y istan'ı da istihdaf etse yeridir. İşte bu yardım dola- yısiyle büsbütün karışan, zorla- şan ve içinden çıkılmaz vaziyet alan noktalar bunlardır. Bu nok- imkân yoktur. Nihayet yunan destroyerleri de italyanların Ak- deniz harekâtını işkâl edebilir- ler ve etmektedirler. Halbuki Gö- rice düştüğü zaman Atina'daki talar arasına bizzat İtalya'nın vpiyeüni de ithal etmek hatalı “bir iş olmaz sanırız. Mümtaz Faik FENİK Royter ajansının bahriye — nezaretinden