22 Ekim 1940 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

22 Ekim 1940 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(P_ış POLİTİKA ) 'Mihver devletleri ve Balkanlar | h__'hgiltere'ye karşı yapılan hava Ucumlarının neticesiz kalması ü- l"—:"ne, mihver politikası bütün ağır- | '3_'“_! Balkanlara doğru tevcih et- Miştir. Evelâ Romanya ordusunun lim ve terbiyesi gibi gülünç bir abane ile bu memleketi işgalleri | :lt'"_& almışlardır. Halbuki talim ve erbiye görmüş bir Romanya ordu- Suna Almanya'nmn ve İtalya'nın Av- Tupa için tasavvur ettikleri, “yeni hizam” içinde lüzum da yoktur. Na- Zi ve faşist gazetelerinin yazdıkla - Pm,ı bakılacak olursa, “yeni niza- esasen istiklâlleri kalmıyacak olan küçük milletlerin orduları de- ğil, Almanya'nın askeri kuveti mü- afaa edecektir. Fakat Almanya - nm Romanya'da ihdas ettiği emri - Vaki, Balkanları Sovyet nüfuzun - an tecrid etmiştir. Ve bunun neti - Cesinde bir seneden beri, Sovyetlere temayül etmekte olan Bulgaristan ;_G Yugoslavya gibi İslav devletleri ile yavaş yavaş mihvercilerin, kol- ârı arasma atılmaktadırlar, ir sene evel harp başladığı Sıralarda da Balkanlar, iki mihver evletinin tehlik maruzdular, TÜRKİYE Emniyetine bir feravüz vuku buldeğu fakdirde mükavemefe Kati karar vermiştir Kahire; 21. a.a. — Royter : Yakında almanlar tarafından indirile - cek yeni darbelere dair mihver propagan- dasının çıkardığı aldatıcı haberler her ne kadar Yakınşark'ta büyük bir alâka uyan- dırmışsa da, Anadolu'dan geçerek çenubu şarkiye yapılabilecek bir alman akımı git- tikçe daha şüpheli gözükmektedir. Türkiye'den gelen haberler, böyle bir alman akını hakkımdaki şüpehyi büsbütün arttıtmaktadır. İstanbul'dan Suriye'ye ve Filistin yolu ile Kahire'ye bir seyahat yapan Royter'in muhabiri şu dikkate değer iki hâdiseye işaret etmektedir * 1— Emniyetine bir tecavliz vuku bul - duğu takdirde Türkiye'nin mukavemet et- mek hakkında aldığı kati karar. 2— Arazi icabı, Anadolu'dan geçmenin bilhassa kışın hakikaten imkânsız olması- dır. Atatürk, garp devletlerinden az motörlü hllyı Arnavutluğu işgal etmiş, Bal- an yarımad a ayak b ştr. Bir Balkan devleti sayılması lâzım - Beldiğini ısrarla talebediyordu. Al - nya ise, Çekistan'ı işgali ve Slo- Yakya'yı himayesi altına aldıktan Sonra Romanya'ya dayanmıştı. Po - Onya taksim edildiği zaman Sov - Yetlere terkedilen topraklar, Al- "'_lhyıı'yı Balkanların yollarını kes- 'nf! gibi görünüyordu. Bu, Balkan Milletlerine bir emniyet ve rahatlık issi verdi. Ve Sovyet nüfuzu Bal - anlarda kuvetleşmiye başladı. İ - talya'nın tazyikr altında bulunan Yllx_oılnvyı Sovyetleri tanıdı. Bul - garistan her hangi idare altında bu- Unursa bulunsun, Rusya'ya karşı Minnet altında bulunduğunu hatır - adı. Sovyetler, Birliğinin ne kadar Üyük nüfuz sahibi olduğunu anla- mak için Balkan memleketlerinde ir kaç günlük bir seyahat kâfi idi. €e Sovyet nüfuzu resmi mahfiller - den ziyade halk arasında hissedili - Yordu. Romanya'nın istilâsiyle vazi- Yet ansızım değişmiştir. Geçen sene- hin sonbaharında Polonya'nın bir isım topraklarını işgal etmekle etler Birliği Almanya'nın cenu- doğru önünü kesmiş iken,' şimdi anya seri bir manevra ile Sov - ;etler Birliğinin önüne geçmiş olu - 'Or, ». Almanya ve İtalya, bu manevra - nın Balkanlarda yaraktığı atmosfer- den mümkün mertebe süratle isti - fade etmi ar. Ro - manya ellerine geçmiş bulu - nuyor. Şimdi Yugoslavya, Bulgaris- tan ve Yunanistan ile meşgul ol - maktadırlar. Filhakika geçen gün Yugoslavya ile Almanya arasında b_ir ticaret anlaşması yapıldığı bildi- rilmiştir. Ticaret mukavelesinin im- zalanmasını, Almanya'nın bir kaç hafta gibi kısa bir zaman içinde Balkanlarda elde ettiği ikinci mu - vaffakiyet — olarak kaydetmek lâzımdır. Gerçi ticaret mukavelesi büyük ehemiyet ifade etmiyen bir hukuk tâbiridir. Fakat Yugoslavya- nın bu anlaşma ile “yeni Avrupa ni- zamı” adı verilen mihver tahakküm politikasının iktısadi hükümlerini kabul ettiği söylenecek olursa, me- selenin şümul ve ehemiyeti anlaşı - hr. Hariciye nazırı Markoviç'in bu vesile ile matbuata yaptığı beya - natta Almanya ile “siyasi işbirliğin- den' 'bahsetmesi, bir diplomasi ne- zaketi olarak kabul edilse bile, evel- ki günkü iktısadi anlaşma ile kuru- lan “iktısadi işbirliği” kâfi derece - de şümullü ve ehemiyetlidir. Bu - nunla beraber, Almanya'nın ve İ - talya'nın bu Yugoslavya mesele - sinde burada düracakları da şüphe- lidir. Hattâ durmıyacakları şüphe- . sizdir denilebilir. Her lek üzü bulundurması ihtimaline karşı 'Türk ordusu için stratejik yollar insa et- tirtriş, ayni «gamanda bir düşman ileri ha- reketini kolaylaştıracak yolları ise bile bile yapmamıştır. * Gazette Eğgyptienne ,, diyor ki : “Almanlar Türkiye'den geçmeze teşeb- büs ederlerse, yollarında petrol bulamıya- caklardır. Buna mukabil az yiyecek ve cephane bulacaklardır. Halbuki Almanya- dan yiyecek göndermek beşer kuvetinin fevkinde bir harekettir. Çünkü Tuna nehri birçok kış$ ayları donar. “ Türkiye ve Yunanistâan'ın vaziyetinde ümitsizlik yoktur. Ve eğer müttehit kalır- larsa, Almanya'nın dünyanın bu kısmı için tasavvur ettiği plânların hepsini muvaffa- kiyetsizlikle neticelendirebileceklerdir. , BİR AMERİKA GAZETEZİNE GÖRE İngiltere vazıyete hakimdir ! akımdiır . . Nevyork, 21 a.a, — Elaveland Plainde- lacr neşrettiği bir makalede harbin bu - günkü vaziyetini tahlil ediyor ve diyor ı ” .Ğg = dönsirün ğoğundçn kaçan hz'_â çe daha az tehlikeli bir hale geldiğini gös- teren yeni deliller getirmektedir. Mihve- rin yıldırım harbini kaybettiğini ve şim- di uzun bir harbi kazanmak için çok daha çetin bir vazife karşısında bulunduğunu söylemek zamanı, eğer henüz gelmemişse, uzak değildir. Geç kalmış olmakla beraber cesaret verici malâmat ingiliz hava kuvetlerinin nazi istilâsı kuvetlerini tahrip etmiş ol - duğunu teyit eylemektedir. İngiliz bahri- yesinin yüksek kumanda heyetinde tadilât yapılmıştır. Sovyet ordusunun resmf orga- ; tAaf, ü UL bi öül, UB İngiliz bahriye nazırı diyor ki : H AR P sahnesi düşman topraklarına nakledilmeli! Vapurlarla kıfalar ve levazım sevkediliyor A - bir Londra, 21 aa, — Bahriye nazırı leksandr -bugün Londra'da söylediği nutukta ezcümle şöyle demiştir: Sivil halkın ve muharip servislerin ce- saret ve mukavemetleri sayesinde düşma: nın taarruzuna bir muzalfferiyet elde et - mesine meydan bırakmadan mani olduk, Muharebe saühnesini zafere kadar düş- man topraklarına nakletmeliyiz. Her gün | zaferim nihat surette kazanılacağı harp sahnelerine doğru donanmamızın himaye- si altında vapurlarla kıtalar ve levazım sevkediyoruz, Almanların zayiatı niçin azalmış ? Nevyork, 21 aa. — Nevyork « Times gazetesinin Londra muhabiri, Londra üze- rine yapılan son gündüz akınları hakkın- da tefsiratta bulunarak diyor ki: Almanların düşmanla çarpışmak iste - medikleri aşikârdır. Almanlar, hemen dai- ma Sipitfire tayyareleri gözükür gözük - mez kaçmışlardir. Alman zayiatının şimdi daha az olma - sının sebeplerinden biri budür. Alman ta- arruzlarının muayyen hedeflere mütevec- cih olmadığı ve askeri hedeflere artık e- velki kadar hasar verdiremedikleri tama- men sabit olmuştur. Bu alanlar, ingiliz tayyarelerini İngil- tere'de işgal ederek Mısır'a gitmekten me- ne matüftür. Muhabirin zannettiğine göre almanlar Mısır cehesine bombardıman , tayyaresi göndermektedirler. | Rumen makamları Kaçan saray nazırının iadesini istiyorlar! Bayan Lupesko'nun da iadesi istenecek Bükreş, 21 aa. — D.N.B.: Rumen ma- kamları, ispanyol makamlarından, sabık kiral Karöl ile kaçmış olan sabık saray Ameril_(; Kanada İngiltere arasında çok sıkı femaslar yapılıyor Londra, 21 a.â. — İngilterenin Vaşing- ton büyük elçisi Lord Lothian'ın Londra- ya gelişi ve Kanada umumi valisi Kont Athlone'un Vaşingtonu ziyaret edişi mü - nasebtiyle, ingiliz basını, Amerika Birle - şik devletleriyle İngilter arasındaki müş - terek meseleleri bahis mevzuu etmektedir. Times'in diplomatik muharriri diyor ki: İngiliz hükümeti: Lord Lothlan ile At- İantik ve Pasifik meseleleri Üzerindeki amerikan hattı hareketi bahsinde istişa - relerde bulunacaktır. Pasifik bahsalnde, iki hükümet şu neti- ceye- varmışlardır: Japonya ile münase- betlerde belki de bir değişiklik olmıya- caktır, fakat Japonyayı teskin için hiç bir teşebbüs de yapılmıyacaktır. 'Times'in Vaşington muhabiri de diyor ki: Kont Athlone'un B. Ruzvelt'e yaptığı Ziyaret hakkında tafsilât verilmesi muh - temel değildir. Müzakere edilmiş olması mümkün bulunan birçok meseleler vardır. Yalnız şu cihet malümdür ki evelâ Atlan- tik hududundaki mevzilerin takviyesi için başlıyan Amerikâs- Kânada görüşmeleri, bilâhare genişlemiş ve Pasifik sahillerin - deki karşılıklı müdafaa menfaatlerini de içine almıştır. t Nevs Chronlele'in Nevyork muhabiri diyor ki: B. Ruzvelt'in Hayde - Pu;k'ta.ki ikamet- gâhında yeni yardım ve iş birliği tedbirle- rinin görüşülmüş olduuğ Kabul edilehilir. Görüşme mevzuları Üzerinde, İngiltereye uzun yollu bombardıman tayyareleri veril- mesi ve kredi için hâlen mevcut tahdidatın gevşetilmesi de olması pek müuhtemeldir. inin İngiliz Harbiye Nazırı — BK EDEN/ Kudüs yoliyle Ürdün'e geldi habirinin öğrendiğine göre, ingiliz harbiye - Ürdün'e gel- zimi ile itham edilmekte ve Codreanu'nun esaslı seb inden birisi ola- rak telâkki olunmaktadır. Bayan Lüpesco için de bir iade talebi hazırlanmaktadır. Bayan Lupesco da aynı suçlarla itham olunmaktadır. Bükreş, 21 aa. — D.N.B.: Dört sene e- vel kurulan “Lejyon dostları birliği,, dün lejyonerlere.ilhak edilmiştir. 21 eylül 1939 da Bükreş'te başvekil Calinesco'yu öldürdükleri için dokuz lej- yonun idam edildikleri yerde bir nümayiş yapılmıştır. nı ingiliz ini etmektedir. İngilizler çok miktarda daha seri muharebe ve bombardıman tayyare- lerini ihtiyat tuttuklarımı ifşa etmişler - dir. İngiliz donanması daima Akdeniz'e hâkim olduğu gibi Uzakdoğu'da da yeni mihver - japon ittifakma rağmen Birman- ya yolunu tekrar açacak derecede kuvet- lidir. Bütün bunlar İngiltere'nin vaziye - te tamamen hâkim olduğunu gösterecek mahiyette olmamakla beraber, Berlin ve Roma'nın bütün Ümitlerini bağladıkları bu harbin kısa sürmiyeceğini teyit etmek- tedir. i Yıpratma harbi başlamış görünüyor ve ingilizler bu nevi harpte Trahattırlar ve böyle bir harbi kazanmak için Amerika - dan gittikçe daha çok yardım görmelidir- ler. Bu yardımı kendilerine yapmaklığı - inin Tzi mihver politikası aynı yoldan yü- rür. Evelâ parmağını koparır, son - ra sıra ile elini, kolunu ve nihayet vücudunu imha eder. Yugoslavya, imzaladığı “iktışadi işbirliği anlaş - masiyle böyle bir tuzağa düşmüş gi- bi görünmektedir. Şimdi mihverin, “beynelmilel ni - zam ve adalet” namına Yugoslavya hesabına Bulgaristan'ı tatmin etmi- ye kalkışması beklenir. Fakat bu hudut değişmeleri, Bulgaristan da dahil olduğu halde bütün yarımada- yı, nüfuzları altına almak kararın- da olan mihver devletleri için an - cak kendi hükümleri altında bulu- nan toprakların idari taksimatını değiştirmekten daha şümullü bir mağnaya delâlet edemez. A, Ş. ESMER Musolini'nin teftişleri Roma, 21 aa. — B. Musolini dün Sap- plani civarında dük de Bergamo kuman - dası altında bulunan sekizinci ordu kıta- larını teftiş etmiştir. akak Roma, 21 aa. — Stefani ajansından: Alman ve Fransız müfareke komisyonu azalarını faşıyan bir fayyare Akdenizde düşüp batlı Vichy; 21. a.a. — Havas bildiriyor : 10 İlkteşrinde mütareke komisyonu â- zasından üç fransız ve dört alman subayı veya pilotuyle 6 alman erbaşı ve askerini taşıyan bir tayyare Akdeniz sahillerinde her halde fırtına yüzünden yolunu şaşıra- rak batmış olacaktır. Fransız ve alman hava kuvetlerinin yap- tığı yorulmaz bütün araştırmalar neticesiz kalmıştır. Dalgalar sahile birkaç ceset at- miştır. , nn Kahire'de alarm Kahire, 21 aa. — Gece, Kahirede iki a- larm işareti verilmişse de hiç bir tayyare sesi işitilmemiş, projektörler kullanılma- mıştır. Beş haftadanberi Kahirede ilk de- fa alarm işareti verilmiştir. Duçe, tayyare ile Ronchiye gelmi Be- raberinde halk kültürü nazırı B. Pavolini, harbiye müsteşarı General Seddu ve mi . lis erkânı harbiyesi reisi general Starece bulunmakta idi: Duçe, Bombardia ve Bergamo piyade fırkalarını teftiş etmiş ve B * müteakiben hazır bu- ilerin di En güzel içtimat yardımlardan biri olan Fitrenizi verecek yer aramayınız. Umumi emniyet ve istikbal için çalışan karşınızda Türk Hava Kurumu var. Lejiy şefi ve başvekil muavini B. Horla Sima bu münasebetle söylediği nutukta, Romamyayı felâkete sürükliyen- lerin faaliyetlerine devam edeceklerini lejyoncularin bildiğini ve avdetlerini bek- lediğini söylemiştir. B. Horla Sima, şunları !lâve etmiştir: Lejyoncular — yenilmesi lâzım gelen müşkülleri müdriktirler, Fakat en şiddet- 11 zulüm ve tazyik anlarında bile lejyon- cular teslim olmamışlardır. > Âmerika Bahriye Nazırı ' Donanmayı Bu vahim anda Hazır bulunmağa davet etti Nevyork; 21. aa. — D, N. B. nin hususi muhabiri bildiriyor : Denizçiler günü münasebetiyle bahriye nazırı Knox Amerika donânmasına gönder- diği bir mesajda donanmayı “ bu vahim anda hazır bul » dâvet B. Knox'un iddiasına göre, Avrupa'da, Asya'da ve Afrika'da yapılmakta olan harp dünyayı tahakküm altına almağı istihdaf etmektedir. Bu ise demokrasiye ve serbest mübadeleye karşı bir tehlikedir. Tass ajansının bir tekzibi Moskova; 21. aa. — Tas ajansı bildiri- yor : Amerikan United Press ajansı, İstanbul muhabirinden aldığı bir habere atfen Mos- kova'daki Türkiye büyük elçesinin 18 İlk- teşrinde Stalin ile gizli bir mülâkatta bu- Tunduğunu yazmıştır. Tas ajansı, Ünited Press'in verdiği bu haberin hakikate uygun olmadığını beyana mezundür. İngiltere'nin Belgrat elçisi Belgrad, 21 aa. — D.N.B. İngilterenin Belgrad elçisi Sir Ronald Campbell dün- kit Oryant ekspresiyle İ: 'a harek miştir. Kendisine İngiltere'nin Ortaşark kumandanı general Vavell refakat etmek- tedir. B. Eden, bu seyahati esnasında Er- dün emiri Abdullah'ı ziyaret eylemiştir. İngiltere harbiye nazırı tekrar Kahire- ye gitmiştir. —H Amerika süratle silâhlanıyor İngiltere'ye Tayyareler yüzer yüzer teslim ediliyor Londra; 21, a.a. — İngiltere'nin Ameri- ka sefiri lort Lothian, Londra'ya muvasa- lâtında gu beyanatta bulunmuştur : * Amerika süratle silâhlanmaktadır. Ar- tık Amerikan tayyareleri İngiltere'ye yü- zer yüzer teslim edilmektedir. Gelecek se- ne bu mikdar devamlı gurette artacaktır. Amerikan efkârı umumiyesi İngiltere'ye yardım etmek zaruretini hissetmektedir. Londra'nın bombardıman edilmesine karşı Amerika'da büyük bir hassasiyet doğmuş- tur. Londra'da üç hafta kadar kalacağı zan- olunan lort Lothian, beyanatına şu suretle devam etmiştir : ' “ Amlerika veya ingiliz hükümetleri he- sabına hiçbir vazife deruhte etmiş deği - lim. Bir senelik gaybubetten sonra hükü - metimle umumi meseleler hakkında görüş- meğe geldim, ,, Harp bahsinde Amerika efkârı umumi- yesinin düşündüklerini bildiren lort Lot- hian demiştir ki' : “ Şimdi Amerika'da bu harbın sebepleri ve İngiltere'nin rolü anlaşılmaktadır. Son üç ay zarfında bu anlayış daha fazla inkişaf iştir. İngiltere'ye ceph tayyare ve saire vererek her vasıta ile yardım etmek için umumt bir istek vardır. Askeri ma - kamlar fabrikaların günde 24 saat çalışma- sını istemektedir, Böyle yapıldığını da zannediyotum. , Rio-de-Janeiro'da manevralar Rio - de . Janeiro, 21 a.a. — Tass: Rio - de - Janeiro'dan United Press'e verilen malümata göre, motörlü kuvetler tarafın- dan büyük bir manevra yapılmıştır. Ma - nevralara 40.000 kişi iştirâk etmiştir. Ma- nevranın mevzüunu, ihraç edilen düşman kuvetlerine karşı Rio - de « Janeiro'nun müdafaası teşkil etmekte idi. 23 teşrinie: etmiştir. velde reisicümhur Vargas, kıtaatı teftiş e- decektir, 5 ğ S HARBE DAİR Çörçil'in nutku ve bombardıman Berlin ve Almanya'da [ ngiliz tayyareleri, evelki ge- 4 ce, Almanya'nın birçok yer- lerini ve bu meyanda Berlin'i şid- detle bombardıman etmişlerdir. Verilen haberlere göre Berlin hal- kı, sabaha kadar sığınakta uyku- suz beklemeğe mecbur kalmıştır. Bu bombardıman şimdiye kadar Berlin üzerine yapılan akınların en şiddetlisi olmuş ve ingiliz tay- yareleri dalgalar halinde hücum- larını yaparak Berlin semasından ayrılmamışlardır. Bundan başka Almanya dahilinde daha birçok sanayi merkezleri bu meyanda Hamburg, Vilhelmshaven tezgâh- ları, Krupp fabrikaları, hava meydanları, muhtelif limanlar çok sıkı bir surette bombardıma- na tabi tutulmuştur. D.N.B. ajan- sınm verdiği haberlere göre ise, ingiliz tayyareleri Berlin'e bile yaklaşamamışlardır. Fakat Ber- lin halkı tebliğ neşretmediğine göre hakikati almanlardan öğren- mek kabil değildir. İtalya'nın bombardımanı ngilizlerin evelki gece yap- tıkları hücumlar, Berlin'- den tâ İtalyan çizmesinin koncu- na kadar uzanmıştır. Milâno ve Torino'daki sanayi müesseselerine isabetler kaydedilmiş ve Aosta"- da bir çelik fabrikası hasara uğ- ratılmıştır. İtalyanların verdikle- ri malümata göre, bu bombardı- manlar esnasında o kadar mühim zayiat — verilmemiştir. — Bir ha- yır Mmüessesesine isabet vaki olmuş, ve orada da birkaç yetim ölmüştür. İtalyan ve alman teb- liğlerine göre, ingiliz bombaları mütemadiyen böyle mezarlık kli- selerine, hayır müesseselerine, ye- timhanelere, hastanelere ve morg- lara düştüğüne göre insan gayri ihtiyari i kendisine soruyor: meğer mihver memleketlerinde ne kadar çok mezarlık klisesi, ha- yır müessesesi, yetimhane, hasta- ne ve morg varmış! Çünkü ingiliz tayyareletinin gelişi güzel bom- balar attıkları iddia edildiğine göre, betahsis bunları hedef al- dıkları söylenemez! Demek bu çokluk içinde bombalar öyle yer- lere düşüyor! Lt soE. t İki faraf tebliğleri ün ve evelki gün gazeteleri- mizde intişar eden ingiliz ve alman tebliğleri belki karile- rimiz arasında bazılarının dikkat- lerini çekmiştir. İngiliz tebliği fe- na hava şartları yüzünden Al- İ Hava tehlikesini önlemek için havada kuvetli olmak lâ- zımdır. Fitre ve zekâtınızı ha- va kurumuna vermekle bu teh- likeye karşı koymuş olacaksı- nız. Laval Paris'e hareket etti Vichy, 21 a. a. — Tass: Vichy hükümek ti, işgal altında bulunan mıntakalarla, iş - gal altında bulunmıyan mintakalar ara» sında ticart mübadelenin yeniden başl sı meselesini Işgal makamlarına teklif eta mek niyetindedir. Bu teklifi İşgal altında olmuyan mıntakanım bir çıkmazda buülüun- ması, intaç etmiştir. *** Cenevre, 21 aa. — D.N.B.: Başvekil muavini B. Laval bugün'Vichy'den Parise hareket etmiştir. da vapurlarla kıtalar ve levazım sevkediyoruz!,, Yeni harp sahneleri mi ? aferin nihat surette kazanı« lacağı harp sahneleri nere- leridir? Bu vapurlarla askerler we levazım nereye sevkediliyor? Bunun hakkında şimdilik hiç bir şey bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey varsa o da yalnız, Cebelüttarık'- tan geçen gün birçok nakliye ge- milerinin 30 bin askerle geçmiş olduüğu ve ingiliz harbiye nazırı Eden'in Mısır'da, Filistin'de mü- temadi teftişlerde bulunduğudur. Bütün bu sözler bu hareketler, ve nihayet Berlin'in, Hamburg'un Kolonya'nın, Essen'in nihayet İ- talya'daki şehirlerin mütemadi boembardırmanları büyük ingiliz taarruzunun başlamasma bir delil telâkki edilebilir mi? Yoksa ha- zırlıklar daha bir müddet devam edecek midir? Çörçil'in nufku akat Çörçil'in dün akşam radyoda Fransızlara hita- ben verdiği nutukda çok enerjik we nikbin bir ifade vardı. İngiliz başvekilinin sözlerini almanlar da merak ettiği için, Londra'nın neşriyatını dün akşam fevkalâde- den olarak bozmamışlardı. Çörçil her zamankinden daha çok yaptı- - ğına ve yapacaklarına emin bi bir adam sıfatiyle konuştu. 30 sene- denberi, sulhta ve harpte beraber yürüdüğü Fransızlara hitap eder- ken sesi heyecandan titriyordu. Çörçil artık alman istilâsını um- muyor, ve diyordu ki: “'istilâyı bekliyoruz! Yalnız biz değil, bu- nu balıklar da bekliyor! Fakat hiç şüphesiz hâlâ başlangıçta bu- lunuyoruz!,, Kafi zafer uğrunda örçil'in nutku, İngiltere'nin Ç sonuna kadar mukavemet azmini tebarüz ettirmekle kalmı- yor, belki İngiltere'nin kati za- fere olan emniyetini de temin e- diyor. Çörçil diyor ki: “bütün de- nizler elimizdedir. 1941 de hava- lara hâkim olacağız. Bunun ne manya'ya hü l yap dı- ğını bildirmekte bilâkis alman tebliğleri ise, Londra ve İngilte- re'ye karşı olan hava hücumları- nım azametinden bahseylemekte- dir. Bu iki tebliğ karşısında insa- nın aklına şöyle bir sual gelebilir: İngilizler için fena olan hava, almanlar için neden müsaittir? Şurasını derhal kaydedelim ki, almanlar, hücum için İngiltere'ye çok yakın mesafeden kalkmakta- dırlar. Halbuki ingilizlerin alman sanayi merkezlerine hücum için çok uzun bir mesafe katetmeleri icabetmektedir. İşte bundan dola- yıdır ki, iki tebliğ ar: da bir ay- ğ yınız. Bu, çok şeydir!,, İngiliz başvekili, denizden, havadan sonra karada kazanılacak zaferlerden de bah- setmektedir. Gene bu nutukla in- giliz bahriye nazırının düşman topraklarmda harp edileceğini söyliyen nutku arasında sıkı bir münasebet görmemek mümkün değildir. Bütün bunlara İngiltere- * nin mühim bir hareket hazırlığın- da bulunduğunu işrap eden söz- ler diye bakamaz mıyız? Netice kırılık görmemek gerektir. Nite- kim ingilizler vaziyet müsait o- lunca ingiliz' adalarından kalkıp tâ Berlin'e ve hattâ Torina'ya ka- gır gitmekten fariğ olmamışlar- ır. İngiliz hazırlığı Vı:iyettcn anlaşıldığına göre, şimdi harp yeni bir safha arzetmek istidadındadır. Ameri- ka'nın yardımları çok — artmıştır. Bunu bizzat İngiltere'nin Vaşing- ton sefiri Lord Lothian'ın verdiği örçil asla boyun eğmiyece- ğinden bahsetti. Ve alman tayyarelerinin Londra üzerinde uçtuğu bir esnada bu sözleri söy- lediğini bildirdi. Gayede hiç bir inhiraf yoktur; bu gaye, hiç bir memleket toprağımı, almak değil- dir. Hele Fransa'nın müstemleke- leri, gemileri asla bahis mevzuu edilemez. Gaye dünyayı tahak- kümden kurtarmak, ve bütün memleketlere hüriyetini yeniden iade ktir. İngiliz başvekilinin Fransızlara hitap eden bu edebi ve ho_yec_uılı nutku aynı zamanda insani bir mahiyet taşırmaktadır. rakarak bir tecavüz harbine giri- şeceklerine dair emareler vardır. İngiliz bahriye nazırı Aleksandr dün Londra'da verdiği bir nutuk- ta şunları söylemiştir: “muhare- be sahnesini zafere kadar düş- man topraklarına nakletmeliyiz! Her gün, zaferin nihai surette ka- zanılacağı harp sahnelerine doğ- rTu donanmamızın himayesi altın- b ö İ $ " Si a 4 y ç b rer DN Bi beyanattan öğreniyoruz. Şimdi — Çünkü ingilizler nihai zaferi el- Amerikalılar, İngiltere'ye yüzer — de ettikten sonra, Fransa da kur- yüzer tayyare teslimine başl tarılacaktır. Çörçil b için lardır. İngiltere'nin * hazırlıkları — Fransızlardan fazla bir şey iste- çok ilerlemektedir. Ve ingilizlerin — Miyor. Hiç olmazsa, yap z yavaş yavaş müdafaa harbini bı- işlere engel çıkarmayın! K Hulâsa, ingiliz b inin radyodaki nutkundan şunu anlı- yoruz: İngiltere, dünkünden da- ha sağlamdır; yarımn daha ıığ-.ı* lam, ve kudretli olacağına inan- miştir. Çünkü bunun için lâzım gelen bütün maddi ve manevi ugıııırluı temin etmiş vaziyette- — Mümtaz Faik FENİK M a

Bu sayıdan diğer sayfalar: