24 Eylül 1940 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

24 Eylül 1940 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(ı k * N (DIŞ POLİTİKA ) Kurulamıyan "nizam,, 1848 ihtilâlleri, milli istiklâl his- erini uyandırdığı ve hızlandırdığı .l’ündenberi, Orta Avrupa'da bir “Transilvanya — meselesi” — vardır. ransilvanya, Romanyalılarla ve Macarlarla meskün bir memleket- tir. Macarlar da Romanyalılar da |Habsburg hanedanının sadık tebaa- ları kalmıya razı oldukça, böyle bir Mmesele yoktu. Fakat evelâ macar- Avusturya'ya karşı ayaklandı- lar. Ve 1848 senesinde istiklâle çok Yakın gelen muhtariyetlerini ka- zandılar. Akabinde Romanyalılar da istiklâllerine kavuşmak istediler. e muhtar macar idaresi, kurulur İngiliz Kıralı dün gece bir nutuk verdi Daima bir İngiltere mevcut olacak, diyor Londra, 23 a.a. — Royter: İngiltere kı- ralı altıncı George, bu akşam radyo ile neşredilen bir nutuk söylemiştir. Kıral de- miştir ki: “— Harbin başlangıcındanberi, bir se- neden biraz fazla olmuştur. Britanya mil- letleri, bu harbe, karşılarındaki kuvetler'n kurulmaz, bir ekalliyet lesiyle karşılaştı. Habsburg hanedanları u ekalliyet meselesini tahrik et- tiler. Macaristan yumrukla Roman- yalıların milli hislerini ezmeğe ça- İıştı. Avusturya ile bağlarını büsbü- tün kesti. Ve Avusturya imparato- Tu, rus çarının yardımiyle hem ma- carları, hem de Romanyalıları ten- kil ederek Transilvanya'yı tekrar Viyana'ya bağladı. Fakat Transil- Vanya meselesi halledilmiş olmadı. Çünkü bu defa macarlar da rumen- ler de cermen tahakkümü altına girmiş oldular. Sadova hezimetinden sonra 1867 tenesinde Habsburg hanedanları acaristan'a tekrar muhtariyet ver- diler. Bu defa Romanyalılar macar tahakkümü altına girdiler. Binaen- aleyh Transilvanya meselesi başka | bir şekilde devam etti. 1914 harbine kadar devam eden bu rejim içinde Romanyalıların, macar idaresinde mâruz kaldıkları zulümden çok bahsedildi. 1914 harbi Transilvanya mesele- sini halletmeğe çalıştı: bu defa Transilvanya'yı macarların elinden alarak rumenlere verdi. Fakat ransilvanya meselesi gene halle- dilmedi. Macarlar, Romanyalıların elinde mâruz kaldıkları zulümden şikâyet etmeğe başladılar. Yani el değiştirmekle Transilvanya mesele- si gene halledilmedi. Bu rejim de mihver devletlerinin bu işe vazıyet ettikleri güne kadar devam etti. Transilvanya meselesinin halli ba- ' his mevzuu olduğu zaman, Roman- ya hükümeti makul bir teklifte bu- lunmuştu: Transilvanya'yı taksim ederek, Romanyalı nüfus ile macar nüfusu arasında mecburi bir müba- dele yapmak. Mihver devletleri bu- nu kabul etmediler. Ve Transilvan- Ya'yı yalnız taksim etmekle iktifa ettiler. O suretle ki birçok Roman- yalrlar takrar ma; ul:nn idareleri altına geçmiştir. ğım i 1867 sene- siyle 1918 senesi arasındaki rejim geri gelmiş demektir. Yani Transil- vanya bir defa daha el değiştirdi. Fakat Transilvanya meselesi devam edip gidiyor. Birkaç gündenberi ge- len telgraflar, macar idaresine ge- çen Romanyalıların şikâyetlerinden bahsetmektedir. Mihver devletleri, neden Transil- vanya meselesini kökünden hallet- mediler. Bu memleketteki ekılliy_el Meselelerini bilmiyorlar mı idi? Bil- akis bu meseleleri pek iyi biliyor- lardı. Fakat Almanya'nın bu mese- leyi halletmemekte kendine mahsus bir takım hesapları vardır. Bir defa ekalliyet meseleleri, yalnız Roman- yalı ve macar nüfuslarına münhasır değildir. Her iki memlekette de ehemiyetli bir alman ekalliyeti var- dır. Ve Almanya, Transilvanya me- selesindeki “hizmetlerine” karşılık olmak üzere, bu alman ekalliyetle- *i için gerek macarlardan ve gere!: rüumenlerden — ehemiyetli di bilerek fakat dâvalarının doğruluğuna da emin olarak gözleri açık girmişlerdir. Şimdi, bir sene harpten sonra, vaziyeti birlikte mülâhaza edelim: 1939 eylülündenberi birçok şeyler oldu. bazı büyük milletler çöktü. O zaman an- cak derinden uğultularımı işitebildiğimiz kadar uzak olan harp, bugün, bizim ken- di kapılarımızdadır. İstilâ orduları, sa- L—hillerlmlzden yalnız yirmi mil ötede, Manşın karşı yakasında tahşit edilmiş bu- lunuyor. Düşman hava filoları, gece gün.- düz şehirlerimize hücum ediyorlar, Bizler, mirasımız olan bu hüriyetleri ve ananeleri müdafaa için, cephe hatlarında bulunuyo- ruz. İngiltere'ye cesaret veren şeyler 8 ş Bütün kuvetimizi” muharebe üzerinde teksif ettiğimiz bu anda, bize cesaret vere- cek birçok şeyler vardır. Müttefiklerimi- zin kuüvetlerinin cesur kıtaları bizimle be- raberdir. Arkamızda bütün hüriyeti se- venlerin hüsnü /niyeti bulunuyor. Ameri - kadaki dostlarımız bunu bize birçok tarz- da göstermişlerdir, Bu harpteki ıstırapla - rın hafifletilmesi için Amerika'nın verdi- ği ianeler, bu muhtelif şekil yardımların en hafifi değildir. Daha yakınımızda, biz- zat Britanya milletler comon Velth'inde, Ana vatan için yapılan mücadele, bütün a- ilenin bir l Ci Velth'in bütün kısımlarından, insan ve gittikçe k geliyor ve her taraftaj' bize zaferi getirecek fedakâr- liklara iştirâk için şiddetli bir arzu mev- cut bulunuyor. ge Bu Büyük Britanya muharebesinin, im- paratorluğun kudretli payitahtı Londra, garpışmanın en şiddetli noktasındadır. Di- ğer şehirlerimiz de düşmanın barbar hü- cumlarına maruz bulunuyor, Fakat, şimdi- lik, düşmanın hıncinin darbesine taham- mül eden Londradır. “Size Bukingham sarayından hitap ediyorum,, Şimdi, s!zlc're, gerefli yaraları bulunan hitap- Sözlerin bittabi aynı tehlikelere taham - mül eden bütün Britanya şehirlerine ve köylerine de şamil olmakla beraber evelâ londralılara hitap ediyorum. Kıraliçe ve ben, burada, en ağır suürette bombardıman edilmiş birçok yerler ve en çok ıstırap çekmiş ve ıstırap çekmekte olan birçok gördük. Ki bu akşam onlarla Onların ve neşesi, memleketlerinin dâvasına ve nihat zaferine imanları, bizlere hepimiz için de- vam etmeğe bir ilhamdır. Hava hücumlarına karşı pasif müdafaa vazifesini üzerlerine almış olan erkeklere ve kadınlara, ayrıca şükranımı b'ldirmek isterim, Bu sivil işçilerin, itfaiy.ecilerin, kurtarma servislerindeki erkeklerin ve da- ha bir çok diğerlerinin, vahim ve daimi tehlike karşısındaki fedakârlığı, ingiliz is- mine yeni bir şöhret kazandırmıştır. Bu erkekler ve bu kadımlar, bizim ordularımı- zın ve polisimizin, bir çok defa olduğu gi- bi bir kere daha emin kale dıvarımızı teş- kil eden bahriyenin, ticaret filosunun, her mütecavizi geri püskürtmek için hazır ve sabırsız bir halde bekliyen anavatan ordu- Yyonlar koparmıştır. Şu halde ekalli- yet meselelerini kökünden hallet- mek Almanya'nın işine elvermez. Almanya gerek Macaristan'a ve gerek Romanya'nın hudutlarını ga- Yanti altına aldığı için bu memleket- lerin iç işlerine karışmak selâhiye- tini de elde etmiş oluyor. Binaen- aleyh Macar-Rumen ihtilâfı ıe_h- likeli bir safhaya girdiği takdir- de Almanya'nın müdahale etmesi beklenir. Yani görülüyor ki 1940 senesinde Berlin, 1848 senesinde İyana'nın oynadığı oyunu oyna- Mmaktadır. 1848 senesinde macar - rumen ihtilâfı, her iki milletin de Viyana'da hükümran olan cermen yunduruğu altına girmesine se- p olmuştu. Bu defa da aynı ıht:- lâf, her iki milletin Berlin'de hü- kümran cermen boyunduruğu altı- ha girmesine sebep olacaktır. V_e o Zaman da Transilvanya el değişti- Tecek fakat ebedi “Transilvanya Meselesi” devam edip gidecektir. A. Ş. ESMER Kief mıntakasında manevralar başladı Moskova, 23 a.a. — D.N.B. bildiri - Yör: Pravda gazetesi Kief hususi n“f*îikasında dün manevralar başla - dğını bildirmektedir. Harbiye halk komiseri Mareşal Ti- öjenko, genelkurmay başkanı — Ge- heral Mereskov, harbiye halk komiser avini Chtjodenko ve Kief hususi manevralarda hazır bulunmakta - :::“lkaıı kumandanı General Chu- sunun ve haf kıtalarının, başarıları dünyayı hayrete garkeden hava kuvetleri - nin şerefli şerikleridir. Nöbette bir milletiz! Muhakkak ki bugün, muharebe hattında, nöbette bir milletiz. Ne kadar basit ve adi olursa olsun, her iş, yerine getirilen en u- fak vazife, bizim harp faaliyetimizden bir cüzdür. Bu, aynen bahriyelinin, askerin ve tayyarecinin vazifesi gibidir. Canavar dü- dükleri çaldığı halde tehlikeyi hiçe saya - Romanya'nın Roma görüşmelerine gösterdiği alâka Bükreş, 23 a.a, — Stefani Ajansın- -) an : Mihver devletleri nazırları arasın - da cereyan etmekte olan müzakerele- ri rumen matbuatı büyük bir alâka ile takip etmektedir. Gazeteler, bu gö - rüşmelerin italyan - alman askeri mu- ahedesinin hudutlarını geçmekte ve yeni Avrupanın ihzarf mahiyetini al- makta olduğunu yazmaktadırlar. Ölen demir muhafızlar için tören Bükreş, 23 aa. — Stefani Ajansın- dan : J Lejiyonerlerin kumandanı ve baş - vekil muaviniB. Horia Sima payıtaht- ta bu siyasi dâva uğrunda ölmüş le - jiyonerlerinin hatırasını tebcil için yapılan merasimden sonra bir nutuk irat ederek lejiyoner hükümetin Ge- neral Antonescu ile tamamiyle muta- bık kalarak vatanın hayrı için sarfet- mesi lâzım gelen faaliyetin esas hat- larını tesbit etmiş ve bugün GeneraldeGaulle Dakar önüne giderek şehrin teslimin istedi (Başı 1 inci sayfada) vetlerine tam müzaharette bulunacak- Cır. » Ültimatom reddedilince ateş açıldı Vichy, 23 a.a, — Hariciye nezareti- nin tebliği : Sabık General de Gauülle, ingiliz as- kerleri nakleden bir ingiliz filosu ile Dakar önlerine gelmiş ve fransız ma- kamlarına şehri teslim etmeleri için bir ültimatum vermiştir. Bu ültima - tum reddedilmiştir. Bunun üzerine ingiliz filosu Dakar üzerine ateş aç- mıştır, Sabık General de Gaull'ün sırf sa - bık düşmanlarımıza karşı mücadeleye devam için İngilterenin emrine gir - diği düşünülebilirdi. Fakat hâdisat, bunun böyle olmadığını gösteriyor. Sabık General de Gauülle, yabancı ku- vetlerin kendi vatandaşlarına karşı her zamandan ziyade rumen gençli - ğinden yeni fedakârlıklar istemekte olduğunu söylemiştir. Berlin'de iki saatten fazla süren bir alârm işareti verildi Berlin; 23. a.a. — Dün gece Berlin'de saat 23.55 den saat 2.17 ye kadar süren a- lert verilmiştir. Alert bu suretle iki saat- tan fazla devam etmiştir. ..- Nevyork, 23 a.a. — Berlinden bildi- rildiğine göre, alman paytahtında dün gece hava tehlikesi işareti verilmiş ve iki saat 20 dakika devam etmiştir. İn - giliz tayyareleri şimali Almanya üze- rinde üç defa uçmuşlardır. Berlinin civarına gelen tayyarelerin tardedil - diği ve bomba atamadıkları söylen * mektedir. Fon Ribbentrop dün akşam, Berlin'e döndü Berlin, 23 a.a. — D.N.B. Hariciye nazırı B. von Ribbentrop, Roma'dan bu akşam Berlin'e dönmüştür. B. von Ribbentrop ra- porunu vermek üzere derhal Führer'in nez- dine gitmiştir. İngiliz deniz kuvetlerinin Sidi — Barrani'ye hücumu — Kâhire, 23 a.a, — Ro! : İngiliz deniz Mmakamlarının İskenderiyede neşrettiği tebliğ: Dün sabahın ilk saatlerinde deniz kuvetlerimiz Sidi - Barrani mıntaka - sındaki düşman mevzilerine hücum et- mişler ve iyi neticeler almışlardır,. Selânik Fuari açılırken verilen nutuklar Atina, 23 a.a. — Atina ajansı bildiriyor: Selânik beynelmilel fuarmın açılış resmin- e, b ve türizm İ B. Nicoloudis bir nutuk söyliyerek ezcüm- le demiştir ki: , “— Beynelmilel gayri tabilliklere rağ - ben bu sene husust pavyonlarda dört mem- leketin yani Türkiye, Almanya, Bulgaris - tan ve Yugoslavya'nın mallarını teşhir et- mesinden büyük bir memnuniyet duyuyo - ruz.” B. Nicoloudis başvekil B. Metaksas'ın Yunanistan'a yaptığı hizmetlerden sitayişle bahsetmiştir. Yugoslavya ticaret nazırının nutku Selânik f di lav pav açılış resmini yapmıya gelen Yugoslavya ticaret nazırt İvan ÂAndres yunan matbua - Baa bey biyr 2 ? tir ki: “— Selânik fuatımmım Büyük ehemiyeti yalnız Yunanistan'la yaptığımız ihracat ti- inden değil aynı başka mem- rak çalışan, müşterek hay icabet « tirdiği servisleri idame ettiren ve silâhia ümle yakın şarkla olan mü - tam sürette ahi tutan fabrikalar ve demir yolları müstah - demleri erkekler ve kadınlar, bu harbin kahrı ları da yerlerini k k. tadırlar. Aile ocaklarında ve sığınaklarda, her ge- ce, şikâyet etmeden sıkıntılara ve tehl'ke- lere katlananların hepsi de aynı tarzda şe- refe lâyıktırlar. Bu tehlikeli fakat unutul- maz günlerde gösterilen şecaat başarıları, çoktur ve şanlıdır. Bütün bu başarıların derhal ve şerefli bir sürette tanınması için, sivil her sınıftan erkek ve kadınlar için hemen derhal yeni bir şeref nişanı ihdasına karar verdim. Bu yeni nişana kendi ismimi vermek istiyo - rum. Bu nişan iki sınıf olacaktır. Birisi, Victoria haçından sönra ikinci sırada ge - len George haçı ve diğeri daha geniş su - rette tevzi edilecek olan Geörge madal - 'ASI, “Daima bir İngiltere mevcut olacak,, , Etrafımıza göz gezdirirsek, her tarafta şunu görüyoruz ki, imtihan saatinde, Bri - tanya Common velthinin âna şehri, esa - sında müttehit bir şehir olarak kurulmuş olduğunu isbat etmiştir. Bir şehri teşkil e- den onun surları değil, fakat 0 surların i - mühim b ktadır. Filhakika Türkiye, Suriye, Filistin, Mısır hattâ Amerika'ya gönderdiğimiz malların büyük kısmı Selâ « nik yoluyla sevkedilmektedir.” demi$ -| bazı ı idare etmektedir. Kendisi- ni halâ hain olarak telâkkide tereddüt eden fransızların artık gözleri açıl - miştir. İngiliz kuvetleri ne kadar? Vichy, 23 aa, — Havas: Dakardan alınan haberlere göre, şehre hücum e- den ingiliz filosu, iki zırhlı, dört kru- vazör, bir miktar torpido ve altı mua- vin kruvazörden mürekkeptir. İngiliz gemileri, Dakar umum?t vâ- lisi B. Boisson ültimatuımmu reddetti - ğini bildirir bildirmez hemen, fran - sız sahillerine saat 14 ü beş dakika geçe ateş açmışlardır. Dakardan ilk haberler alınır alın - maz, hemen Mareşal Petain'in riya- setinde mahdut bir nazırlar toplantısı yapılmıştır. Bu toplantıya, B. Laval, B. Baudin, Amiral Darlan, General Huntziger ve Platon iştirak etmiş - tir. 'Tecavüze mukabele kararlaştırılmış ve bu hususta emirler verilmiştir. Fransa'da vaziyet Goteborg, 23 a.a. — Handels Sjof- artstidning gazetesinin muhabiri şun- ları bildirmektedir: “İşgal altında bulunmıyan Fransa- da seyahat ederken nazarı dikkati celbeden şey, herkesin İngiltere'nin dayanabilip dayanamıyacağı endişe- sinde olmuştur. Halk günde üç dört defa ingiliz radyosunun fransızca neş riyatını dinlemekte ve çok defalar da generâal de Gaülle'ün sesi işitilmekte- dir. Fransız makamatı ingiliz radyo- sunu bozmamaktadır. Kimse dahili radyo ve gazete neşriyatına inanma- HARBE DAİR Hindiçini Singapur ve Amerika Uzakşarkfa zak-şark'ta vaziyetin tahmin U edilen ve beklenen safhada inkişaf ,ettiğine dair haber- les gel & Fri lerç Hindiçi ni üzerinde japonların yaptıkları tazyıka mukavemet edememişler, 72 saatlik ültimatomun müddeti bittikten sonra japonlar kendi iş- galleri altında bulunan Çin arazi- sinden Tonkin içinde ilerlemeğe başlamışlardır. Bu suretle Hindi- çini meselesi de Fransa'nın aley- hine olarak halledilmiş bulun- maktadır. Yalnız bunun bir baş- langıç olduğunu ve bundan sonra bütün fransız müstemleke impa- ratorluğunu hemen hemen aynı âkıbetlerin beklediğini göz önün- den uzak tutmamak lâzımdır. Çünkü evelki günkü yazımızda da işaret ettiğimiz gibi anavata- nr muhafaza edemiyen Fransa, imparatorluğunu koruyacak kud- rette değildir. Bundan dolayı di- ğer müstemlekelerinde de başka başka inkişaf şekilleri beklenebi lir. Amerika ne yapacak ! Ş imdi, bu vaziyette hakkiyle soru'acak bir sual vardır: Hukukçularımızdan Mina'ya gidiyor Haber aldığımıza göre Trabzon mebusu B. Hasan Saka'nın reisliğinde İstanbul ve Ankara hukuk fakülteleri profesörlerinden mürekkep bir heyet önümüzdeki ay içinde Atina'ya gideceklerdir. Heyet Atina'da ,Balkan memleketlerindeki satış hukuku - nun bu memleketler deniz ticaret hukuku» nun tevhidi gibi mevzular müzakere edi « lecek ve bu müzakereler bir hafta kadar sür1 Bu kerelere aynı tarihte Atinada bulunacak olan diğer Balkan dev« letleri murahhasları da iştirâk ed er « dir. Bu hafta, Balkan adlt haftası olarak kabul edilmiştir. Almanya'nın nüfusu 89.634.000 oldu Berlin, 28 a.a. — D.N.B. ajansı bildiri- yor: A ofisi, 89.634.000 kişiye baliğ olduğunu bildir. mektedir. Şimdi Almanya ile birleşmiş olan hi - maye altındaki bölgenin nüfusu da ilâve edilecek olursa bu rakam takriben 97 mil- yona varmaktadır. Bu güretle Soövyet Rusyadan sonra, Avrupada en ziyade nüfusu olan memleket Almanyadır. Fransa'nın eski hava nazırı hapishaneye sevkedildi Cenevre; 23. aaa, — D. N, B. ajansı bile diriyor : Petit Dauphinois gazetesi, Fransa'nın et ki hava nazırı B. Guy la Chambre'ın cu « martesi günü Riom hapishanesine sevke « dildiğini yarmaktadır. Malümdur ki B. Guy la Chambre fransız polisine teslim olmak Birleşik Amerika ne yapacaktır? Malümdur ki, Japonya, Hollanda ve Fransa'nın mağlübiyetlerinden sonra, gerek Felemenk Hindista- nmda, gerek Hindiçini’dı_ statü- B. Guy ia Chambre ve sabık hava nazırı. B. Pierre Cot mahkemeye sevkleri istenis len ve haklarında ilk tevkif kkereleri isdar olunan nazırlardır. ğ konun muhafaza edil. dair bir söz vermişti. Bu söz son ülti- matomla ve japon askerlerinin Hindiçini'ye girmesiyle bozulmuş olmaktadır. Bu istilânm biraz son- ra Felemenk Hindistanma, yani Malaga yarımadasından geçerek Sumatra, Cava adalarma sirayet etmiyeceğini ve hattâ 1944 e ka- dar amerikalıların idaresinde bu- lunacak olan Filipin adalarına ka- dar uzanmıyacağını kim temin e- debilir? Herhalde hâdisenin Bir- leşik Amerika'da derin akisler do- g Ç| h liı'. maktadır. Herkes ingiliz dy inanmak istiyor. Bu neşriyat karan- lıklâar içinde beliren bir ışık tesiri yapmaktadır. Efkârıumumiyede bu kanaat değişikliği, Büyük Britanya ya karşı taarruzun akamete uğrama- sından ileri gelmektedir. Fransa'nın sukutundan sonra, her fransız, alman- ların birkaç hafta zarfında ingilizleri ezeceğinden emin bulunmakta idi. çok Pasilikte Fnkıt garp nısıf küresindeki ingiliz arazisini bu meyan- da meselâ Terre - Neuve'ü, Baha- ma adalarını, Antil adalarmdan bazılarının müdafaasımı eline alan Birleşik Amerika, Hint Okyanosu ve Pasifik vaziyeti hakkımda da !nşîllcre'yı Lıeııi; yırd;nlı'rslı 'Bugün efkârıumumiye — ingilizlerin ğını bire üç bahi ktedir. Bakkaliye eşyası müsadere ediliyor Alman işgal kuvetleri bütün fran- sız bakkaliye mallarını müsadere et- mektedirler. Fransız makamatı şikâ- yetlerde bulunmakta ise de, almanlar, kendilerinin kâfi zamandanberi aç kaldıklarını ve şimdi sıranın fransız- lara gelmiş olduğunu ileri sürmekte- dirler, İşgal altındaki Aaraziye git- mekte olan almanların ekserisi kadın ve çocuklar teşkil etmektedir. Birçok: vilâyetlerde bunların adedinin on binlerce olduğu tahmin edilmektedir. Bu almanlar fransız evlerine iskân e- dilmekte ve jaşeleri tekâlifiharbiye süretiyle temin olunmaktadır. Fran- sız köylüsü saçlarını yolmakta ve ge- len bu almanların ingiliz bombardı- manlarından kaçmak için mi yoksa fransız vilâyetlerinde kolonizas- Hindiçini'de tıpkı bir parmak işa- reti gibi Felemenk Hindistanını gösteren Malaga yarımadasınım da Singapur li mu- hafazası için müşterek tedbirler alınmakta olduğunu öğreniyoruz. Zaten bu işin, Uzak-şark'taki in- giliz filosundan mühim bir kısmı- nın oradan çekilerek Kızıldeniz'e ve Akdeniz'e getirildiği zaman esaslı bir tetkike tâbi tutulmuş ol- duğu muhakkaktır; fakat şimdi Hindiçini meselesi ortaya çıkımca meselenin ne kadar müstacel ol- duğu bir kat daha tebarüz etmiş- tir. Amerikan ficareti üdaf, Ame. yon yapmak için mi gönderilmek! olduklarını düşünmektedir. Alman askerlerinin haleti ruhiyesi Bir alman nöbetçisi üzerine ateş açılmış olması bahanesiyle Paris hal- kına Boulogne ormanına girmek men- edilmiştir. Artık halk almanlara te- lir. Fakat, londralı, azimkâr ve pervasız olarak kalmaktadır. Londra'da olduğu gibi, İngiltere'de her yerde, güzel ve tarihi kıymette binalara bi- le bile hücum olunabilir, daha az ailevi ve daha az aziz olmıyan küçük evler tahrip &- dilebilir. Fakat, bütün dünya önünde hür- riyetin sembolü ve kalesi ve bizim kendi- mizin aziz ocağımız olarak ayakta duracak, daima bir İngiltere mevcut olacaktır. Burada kederdide ana babalara, Atlanti- ğin ortasında haber verilmeksizin torpille- nen vapurdaki çocuklarının kaybından do- layı duydukları kederi ne kadar derinden paylaştığımızı söylemek isterim, Muhak - kak ki dünya, mücadele ettiğimiz şerrin bu menfur hareket kadar açık delilini bula - maz, Fena günler yaşıyoruz, belki de istikbal daha fena olacaktır. Soğuk ve mağmum, kış geliyor. Fakat cesur olalım. Kıştan sonra ilkbahar gelir. Bugünkü imtihanla - e kte sert ve cilli bir yüz göstermektedir. İngiliz mu- kavemeti uzadıkça, fransızların pasif mukavemeti artmaktadır. Alman iş- sı ap 'dn rika'nın devamlı menfaat- lerinin muhafazası — demektir. Çünkü Singapur bütün Fel | kiin tahkimine itina göstermiştir. SL_ p tatekhl eeti hilden 500 metre kadar uz dır. Ve burada çoğu çinli olmak üzere 400 binden fazla nüfus var- dır. İngilizler 10 bin kadardır. Askeri hizmet haricinde bulunan- ların hemen hepsi ya memur ve yahut tüccardır. Burası, ingilizler tarafımdan bilhassa 1934 den son« ra geçilmez bir kale haline konul. muş, ve birçok hava, kara, deniz üsleriyle kuvetlendirilmiştir. Sin- gapur'un en büyük ehemiyeti, Hht__OŞnmdınlıolenl bütün buraya uğ mec- buriyetinde bulunmasıdır. Amerika ve harp u vaziyetler, şimdiye kadar Amerika'nın harbe girmiye- ceğine dair geniş tefsirler an- ları ne kadar yınıldıklın'îıpıuu- ı!ındı uzun uzun düşündürse ye- ridir. Filhakika, Birleşik ie ka harp ilân etmemiştir. Bu ya- kınlarda da böyle bir karar ala- cak değildir. Hattâ bitaraflıktan “ı_ıyı'imuhırip" vaziyetine geç. miş ı:lewdolîldiı-. Fakat Amerikanın günkü vaziyeti ile, harp ilân ıdıl'dıktq sonra aylarca biribiri. — p y ŞEAe Üai e arasında ne fark vardır? Çünkü Birleşik Amerika, 'tî'ı'nîıı Eırçgk üslerini müdafaa etmeği üzerine almış, ve ingilizlerin bu- rada bulundurdukları kuvetleri başka yerlerde kullanabilmeleri- ne imkân vermiştir. Üstelik bu üslere bir tecavüz vaki olduğu a derhal müdaf, geç ıle_ kabul etmiş bulunmaktadır. giliz imparatorluğu cephesinin mühim bir kısmımda Birleşik A - merika askerleri siperdedir. Hindistanı ve bütün. Hindiçini ti- caretine hâkim bir limandır. Bir- leşik Amerika'nın Felemenk Hin- Amerika'nın yardımları D iğer taraftan, Birleşik Ame- rika'nın İngiltere'ye yaptı- ğı maddi yardım artmaktadır. distanı ile yaptığı ticaretin üçte iklehtin bu Ji Hk EEvetiği (eğa önüne alınacak olursa, hâdisenin ehemiyeti kendiliğinden meydana şukır._Bıml:r ıjr.ıımı:ı bilhassa k lâ ki Fel, ik Hindistanı gal kıti disiplind kta olduğu, bunların eskisi gibi olmadık- ları ve bazan subaylarına selâm ver- mekten imtina eyledikleri fransızlar tarafından söylenmektedir. Askerler arasında ve bilhassa ekse- riyeti teşkil eden evliler arasında, bir vatan Özleme hissi ve gittikçe artan bir usanç müşahede edilmektedir. Bunlar Polonya'da, Hollanda'da, Bel- çika'da ve Fransa'da bulunmuşlardır. ?akıt kendilerine yabancı diyarlarda ikram edilen güzel şeyler yuvalarının yerini tutmamaktadır. Harpten bık- mıiş bir vaziyettedirler. Hepsi her ne olursa olsün ingilizlerin mağlüp ol- mıyacaklarına kaniğ bulunmaktadır. Taarruzun ilkbahara talik edildiği rımızd&n sonra da muhakkak ki zafer ve mehfur şeylerden kurtuluş gelecektir. Be- nim yaptığım gibi, Allaha ve Britanya mil- de yaşıyan insanlardır. Londra'nın sur- lç::meı ’hirihkl ardına darbeler indirilebi - d -_."M..r__;_—:'q 6 YETTOAŞA T letlerinin mağlüp edilmez iradesine itimat edelim, söylenilmektedir. İngiltereye karşı taarruz hakkında emir almış olan bir- kaç alay, aksi emir alarak Fransa'da kalmaktadır. İşte halkın ingiliz rad- || yosunu dinlemekte gösterdiği teha- lük bundın ileri zılâıe'ktedlğ" dünya kauçuk istihsalâtının yüz- de 80 nini elinde bülundurmakta- dır. Ve amerikan otomobil fabri- kalarmı, tayyare fabrikalarını besliyen şey bu kauçuktur. Birle- şik şmerikı’mn yalnız geçen se- ne Singapur limaniyle yaptığı ti- caretin yekünu 6 milyar fransiz frangma, yani toparlak bir hesap- la 300 milyon türk lirasına baliğ olmaktadır. Singapur / B undan başka Singapur'un stratejik ehemiyeti çok bü- yüktür. Bu liman, daha doğrusu bu küçük ada ile Malaga yarım- adasmın burnu, 15 kânunusani 1896 da yapılan bir anlaşma mu- ea H İar tarafından İn giliz nüfuzuna terkedilmiştir. İn. giltere o zamandanberi bu mev« İngiltere'nin Birleşik Amerika'ya yaptığı harp malzemesi siparişle- ri 50 milyon sterlingi bulmuştur. Amerikalılar şimdiye kadar ingi- lizlere 50 destroyerden başka 11 bin tayyare vermişlerdir. Bundan sonra her ay verilecek tayyare miktarı da 300 den 500 e çıkarı- lacaktır. Ayrıca verilen makineli tüfeklerin, diğer silâhlarım mik- tarı çok mühim bir yeküna baliğ Bütün bunlar, Ameri: DAĞ AU ka'nın ne derece harbin içindi olduğuna dair gözle ıörülî: V: elle ıı'ıtıılın delillerdir. Şimdi Hin- diçini'nin japonlar tarafından iş- gale l?ı;lınıııııı üzerine, Birleşik Amerika herhalde tehlikenin da- ha çok yakma gelmiş olduğunu görmüştür. Singapur üssünü ingi- lizlır!e_benher müdafaaya karar vermesi, ve Avustralya ile de, Ka- nada ile yaptığı şekilde bir anlaş- mıya tevessül etmesi bunu göste- rir. Öyle anlaşılıyor ki, impara- torluğun mühim bir r Bir- n eşik A 2, üdaf * h ;:. ln_ıilten adalarda daha ser- Mümtaz Faik FENİK mürekkep bir heyet _ y

Bu sayıdan diğer sayfalar: