29 Ağustos 1940 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gençlik kulüpleri faaliyete geçli (Başı 1. inci sayfada) 'ğe imkân yoktur. Fakat gene tahmin — edildiğine göre mecburi mükellefiye- te tâbi kulüplere kayıt edilenlerin sa- yısı 100-150 bini bulacaktır. Gençlik kulüp ve gruplarına yalnız mecburt mükellefler değil, ihtiyari o- Jdarak birçok gençler kaydolunmakta- ır. Bu suretle yakın bir âtide kulüp veutlarının milyonları bulacağı an- Jmaktadır. Bundan başka, beden terbiyesi kanununun neşrinden evel cemiyetler kanununa göre- teşekkül — etmiş kulüplere dahil âzalar da eski- K Si gibi faaliyetlerine devam etmekte- dirler. Bu kulüplerin umumi heyetle- — ri kanun hükümlerine intibak kararı ermişlerdir. Ayrıca muhtelif bölge- erde ihtisas kulüpleri de teşekkül et- “Mmektedir. İhtisas kulüpleri, futboldan / maada yalnız bir spor şubesinde ça- ışmak üzere kurulmaktadır. Bugüne dar kuruları ihtisas kulüpleri daha iyade atıcılık, atletizm ve su sporla- mevzulariyle meşgül olmaktadır- li — Bğğge başkanı valilerden —alâkalı makamlara gelen malümata nazaran gençlik, beden terbiyesi mükellefiye- tinin tatbikı işine büyük bir alâka ve göstermektedirler. Birçok vilâ- erde tâlim ve terbiye için pazar ününün intihap edilmesini evelce ri- | eden gençler, kulüpleri faaliyete reçtikten sonra, haftalık çalışma sa- nin diğer günlere taksimini is- şlerdir. — Beden Terbiyesi Genel Direktörlü- tü mükellef gençler için yeknasak bir kıyafet kabulünü derpiş etmektedir. ı maksatla hazırlanan bir tâlimatna * yüksek Başvekâlet makamının tas- ne arzolunmuştur. Bütçe imkân- 1 elverirse önümüzdeki sene 19 "nsta mükelleflerden mürekkep ta- Ankaraya gelerek gençlik ve t bayramına iştirâk edeceklerdir. 'uttta beden terbiyesi mükellefiye- liyeti etrafında Anadolu Ajan- HARP RÖPORTAJLARİ Bir hava harbinin tafsılâtı İngiliz tayyareleri Duvr üzerinde Alman fayyareleri ile nasıl çarpıştılar! Lozan; 28 a.a. — Gazette de Lau- sanne, Douyses mıntakasını dolaşmak müsaadesini almış olan Neue Züricher Zeitung'un Londra muhabiri tarafın - dan 'bu şehirden kendisine gönderilen mektüubun aşağıdaki kısımlarını neş - retmektedir : Bu mıntakanın maruz kaldığı en şid- detli müuharebelerden birinde hazır bu lundum. Douvre limanı, her tarafı te- beşir kadar beyaz kaya parçalariyle muhat olduğu nalde, sıcak bir yaz gü- neşinin altında uyukluyor gibi idi. Yalnız hücumlara karşı havai bir set vazifesini gören birçok balonlar ve bir çok hava keşif kolları, yaptığım bu seyyahatin turizm gezmelerinden hiç birine benzemediğini kuvetli lisanla - riyle bana tahattür ettiriyorlardı. Do- uvre bütün Avrupa kıtasına karşı İn- giltere'nin en ileri müdafaa cephesi , dir. Önünde uzanan Manş kanalı ise üzerinde insan yaşamıyan hâli bir saha halini almıştır. Etrafıma bakıyorum. her tarafta muhtelif çapta toplardan başka birşey görünmüyor Bu süratlı ölüm vasıtalarının bir kısmı yüksek ten uçan tayyarelere karşı çevrilmiş ağır bataryalardır. Bir kısmı ise pike yapmağa teşeb - büs edecek stukalara ve yahut deniz den ilerliyecek bahri vesaite karşı ateş açmağa hazır muazzam toplardır. Fa kat bunların hepsi ustaca yapılmış ka- muflajlarla o kadar iyi nazardan sak- alümatı ver ir: “Terbiyesi kanununa tevfikan dlen ve etmek üzere bulu- ulüpleri etrafında bu- yerlerden aldığımız ha- Diyarbakır vilâyetinde kazada ve Hanı na- de gençlik kulüp ve şekkül etmiş ve çalışmala- 'de de gençlik kulüpleri teşki- al edilmiş bulunmaktadır. İki vilâyetimizde de bu kulüp- açılış törenleri 30 ağustos zafer mı günü yapılacaktır. işehirde de gençlik kulüplerinin li işi bitirilmek Üzeredir. Kırşe- disi dün Avanos'a giderek bu- urulacak olan gençlik teşkilâtı seşgül olmuştür. Maksatla Avanos Halkevinde ya- i'bir toplantıda vali, beden terbi- kanununun ve bu kanuna tevfi- rulmakta olan kulüplerin mak- gayesini izah eylemiş ve Kızıl- *ta su sporları ile meşgül olun- hususunda alâkadarlara icabeden tebligatta bulunmuştur. İdare heyeti seçimini müteakip, bü- dan ayrılan Kırşehir valisi, teşek- külü tekemmül eden Hacıbektaş nahi- esi kulübünü açmak üzere Hacıbek- ş'a gitmiştir. yanına gidiyor ve : züp, gözlerini süzerek fısıldadı : ceksiniz, değil mi ? homurdandı : şöhretini berbat edemem. dolf, gülümsedi : K Onun da bir çaresini buluruz. diğini söyledi. — Gizella, başını salladı : - » fen kendisine söylersiniz. — Kimdir bu llöâyö; Babovski Gizella, sükünetle izah etti : — Büyük bir lokanta evel, benimle evl E Mösyö Gruber, genç kızın bu — layı hayretler içinde kaldı. 4 .iîl&.-.uau;. .a A ü AA el 1 ştır ki pek yakınlarına kadar gel- medikçe mevcudiyetlerinden haberdar olmak kabil olmamaktadır. Çok uzaklarda, mavi denizin tâ öte tarafında Fransa sahili ince bir çizgi gibi nazara çarpmaktadır. Bu sahil ha- va uçuşu ile birkaç dakikalık bir mese- fede olduğu halde şimdi İngiltere'den ne kadar uzaktır. Tehlike işareti Yanımda bulunan bir ingiliz neferi birdenbire arkadaşlarına “ Jerry nere- de ise şimdi gelecek. Çünkü burayı zi- yaret etmedikçe öğle yemeği vermi . yorlar ,, dedi. Hemen aynı esnada da sözleşmişlermiş gibi tehlike işaretleri her tarafta çınlamağa başladı. O vakit etrafımızda sakin ve soğukkanlı konu- şan ve şakalaşan bütün askerlerin bir- denbire azimkâr ve mehip birer cen - gâver kesildiklerini gördük. Hepsinin gayesi hiç olmazsa bir alman tayyare- sini aşağı almaktı, Şimdi o korkunç sesleriyle bütün sa- hil boyunda ötmekte olan tehlike dü , dükleri birdenbire sustular, Henüz bi- zim görmememize rağmen bizden daha hassas kulaklara malik olan dinleme makineleri alman tayvarelerinin İn - giltere'ye doğru yaxlaşmakta olduk - larını haber vermişlerdi. Az sonra da rektör Rudolf Ravberg idi. Rudolf Ravberg, Gizella'yı tandan tebrik etti. Adeta kendi öz kızı evleniyormuş — gibi sevinç içindeydi. İkide birde Madam Loşansi'nin — Oğlunuz, böyle bir kız bulduğu için cidden ifti - har edebilirsiniz hanımefendi, diyordu. Gizella, çok sevilen bir çocuk şimarıklığıyle Mösyö Rudolf Ravberg'in, yanına yaklaştı. Dudaklarını bü - — Mösyö Rudolf, artık kocamın şiirlerini neşrede , Rudolf Ravberg, kaşlarını çattı. Câlt bir hiddetle — Öyle saçma şeyleri neşrederek, mecmualarımın Gizella'nın haline hemen bir mahzunluk çöktü. Ru — Ne de çabuk darılırsın canım.. Merak etme ... Bu ara Mösyö Gruber elini uzattı. Hararetle Gizel. 1â'yı tebrik etti. Mösyö Babovski'nin de nikâh merasi- minde hazır bulunmak istediğini fakat, gelmeğe çekin- — Çekinecek ne vardı ? Mamafih, böyle bir günüm- de beni hatırladığına çok sevindim. Teşekkürlerimi lürt Madam Loşansi, merak ve şüphe ile sordu : sahibidir. Vilmoş'la tamamadan fevkalâde mesut addetmekle arkadan avcılar tarafından takip edil - mekte olan 20.30 dornier tayyaresi Do- üvre'a doğrüu yaklaştı. Evelâ bir top sonra müteaddit tarrakalarla şiddetle patlamağa başladı. Mavi gök küçük kü çük, beyaz beyaz suvarilerle dolmağa başladı. Alman tayyarelerini ihata e - den müdafaa tayyareleri de kulakları parçalıyacak derecede sert gürültüler çıkararak âdeta denize yaslanan yalçın kayaları titretiyor gibi idiler. Toplar patlıyor, mitralyözler ateş ediyor, ve bütün sema düşman tayyareleri etra , fında infilâk eden gülle parçalariyle mestur bulunuyordu, Fakat düşman pek yüksekten uçtuğu için tayyarele- rini dürbünsüz görmekte çok müşkü- lât çekiyorduk. Derken bir tayyare gö- zümüzün önünde düşerek denize yu- varlandı. Bunu az sonra bir ikincisi takip etti. Daha uzak mesafede yuvar- lanan üçüncü bir tayyarenin alman mı, ingiliz mi olduğunu tefrik edemiyor - duk. İngiliz avcıları Şimdi sıra ingiliz avcılarına Spit- fires ve Hurricane'lara gelmişti. Bir- den sahil topları sustular, havada yal- nız tayyare motörlerinin sesleri ve mitralyözlerin toktokları işitiliyor- du. Fakat bütün bunlar çok yüksekte cereyan ettiği için biz seyredenler muharebeyi yalnız duyuyor ve hisse- diyor fakat cereyan tarzını tamamiy- le takip edemiyoruz. Arada bir pike yaparak cehennemi bir süratle aşağı- ya doğru inen ve mütemadiyen ateş eden birkaç tayyarenin — gürültüsü kulakları parçalıyor geride, tayyare- si şüphesiz kazaya uğramış bir tay- yareci tâ yükseklerden paraşütle in- giliz toprağına iniyor.. Birdenbire iki Messerschmidt tâ bulutların üstünden kayarak balon- lardan birinin yanına kadar geldiler. Açtıkları şiddetli ateş balonu arka- sından siyah bir duman tabakası bı- rakarak yavaş yavaş aşağıya düşürdü. Şimdi yine bulutlar içinden çıkarak Messerschmidtleri takip eden Hurri- cane'ları iyice görüyoruz. Birçok al- man tayyareleri de limanın üstüne yaklaşıyorlar. Alçak uçtukları için ağır topçunun şiddetli mukabelesine mâruz kalır kalmaz cenuba doğru ka- çıyorlar. Bu vaziyetleri Levvis top- larına göre çok münasip olduğu için derhal ateşe başlıyan ingiliz topçu- ları bu firarilerden birini gözümüzün önünde denize indiriyor. Havadaki Hurricane tayyarelerinden birisi düş manın sıkı bir savletinden kendisini kurtarıyor. Bir ikincisi de bulutlar arasında kendisini saklıyor. Düşürü- len balonların siyah dumanları sukut noktalarını pekâlâ göstermektedir. Fakat arası az zaman geçer geçmez her düşen balonun yerine bir yenisi beyaz bir fil yakarı ile yeniden hava- lara yükseliyor. Muharebe uzaklaşıyor Artık muharebe İngiltere'nin iç tarafına doğru — uzaklaşmaktadır. Douvre üzerinde sema yeniden sa- kindir. Denize düşen tayyarecileri kurtarabilmek ümidiyle bir motörbot limandan çıkmaktadır. İlk defa olarak nazarlarımı gökten yere doğru indirdiğim vakit her ta- rafın birçok demir parçalariyle mes- tur olduğuna dikkat ettim. Tayyare- leri seyrederken o kadar yüksekler- den düşen bu demir parçaları kimse- nin gözüne ilişmemişti. Artık muha- rebe yalnız iki tarafın avcı ve bom- bardıman tayyareleri arasındadır. Et- rafımızda bulunan ingiliz - topçuları birkaç dakika evelki cehennemi hava- yı unutmuş gibi kendi bataryaları a- rasında futbol oynamakla meşgül idi- ler. Liman az aşağıda ve yeniden bir Mısır - İngiltere itfifakı Kahire, 28 aa. — İngiliz - Mısır müa- hedesinin yıldönümü mü betiyle —dün radyoda söylenen nutuklar hakkında mü- talea yürüten Elahram gazetesi diyor ki: Söylenen nutuklar İngiliz - Mısır mu- ahedesinin her iki tarafın harp ve sulh za- daki n di Felâketzedelere yapılan yardım İisfesi 23. 8. 1940 tarihine kadar Kızılay Umumi yatırılan şark vilâyetleri zelze- lerini tayin ' e Hâdiseler, hüriyet, demokrasi ve küçük devletlerin davasını müdafaa için büyük menbalara malik olan büyük bir devletin ittifakımın faydalı olduğunu Mısır'a gös- termiştir, Yugoslavya bu yıl buğday ihraç etmiyor Belgrad, 28 a.a. — Ticaret nazırı mua- vini B. Obradovitch, buğday ve un fazlala- rının sabit fiyatlarla satılmaları hakkında hükümetine neşretmiş olduğu kararname hakkında tafsilât vermiş ve ezcümle şun- ları şöylemişitr: Yugoslavya bu sene buğday ihraç etmi- yecektir, Fazlalık, her aile için güntle 3/4 libra üzerine hesap edilmiştir. Kararna - me mucibince kanuni ekmek azami yüz- de 10 beyaz un ihtiva edebilecektir. Bu kararnamenin neşrine sebep, piyasanın gayri tabil hali ile, reköltenin azalması do- layısiyle ihracatın imkânsız bulunmasıdır. Bir İspanyol vapuru İngilizler tarafından tevkif olundu Madrit, 28 aa.. — Madrit'ten gelen malümata nazaran, Arjantinden İs - panyaya gitmekte olan Ciudad de Se- villa İspanyol vapuru, bir İngiliz ge- misi tarafından tevkif edilerek Sier - ra limanına götürülmüştür. Bu liman- da, gemid- bulunan 71 yaşındaki bir Alman yolcusu tevkif edilerek kara - ya çıkarılmıştır. Altı yolcu aramakta olan ingiliz memurlarının, gemideki posta hamu- lesini de müsadere ettikleri zannedil- mektedir. İngiliz zabitleri İspanyol gemisi - nin bordasına gelir gelmez, radyonun sökülmesini de emrettikleri ilâve e - dilmektedir. İngiltere'nin hava antrenman işleri Kanada'da yetiştirilen pilotlar 3000 i buldu Londra, 28 aa. — Sa'lâhiyettar kaynak- lardan gelen malümata nazaran, ingiliz hava antrenman işleri büyük bir süratle |- lerlemektedir. Kanada'da antrenmanlarını yapmış olan pilot adedi, haziran sonunda beş yüze baliğ olmakta idi. Bugün yukarı- ki rakam, asgart, üç bine çıkmıştır. Avusturalya'da pilot mekteplerine kabul edilenlerin kaydedilme tempoları, ayda beş yüz raddesindedir. Burada şimdiye ka- dar on pilot mektebi açılmış b h dır, » Cenubf Afrika ile cenubf Rodezya hükü- metleri de havacılık sahasındaki bu gay- rete iştirâk etmektedirler. sulh havası içinde denize doğru u- zanmaktadır. Büyük rıhtımlar her türlü zarardan masun bir şekilde gü- neş altında parlamaktadır. Fakat birdenbire alman tayyarele- tinin geriye doğru çark ettikleri ve Douvre'a yeniden yaklaştıkları gö- rüldü. Yanımızda bulunan bir nefe- rin de yüksek sesle arkadaşlarına şu hitabede bulunduğu işitildi: “İkinci haftayım bermutat saat Üç- tedir.” Yazan: Mihaly FÖLDİ beraber, kalbinde gizli bir üzüntü vardı. Nikâh mera , siminde ne annesi ve ne de babası bulunmuştu. Vilmoş, bir gün evel ona : — Yavrum, demişti. Gücenmezsen sana birşey söyli- yeceğim, Babamın nikâhımıza geleceğini pek tahmin etmiyorum. Fakat, ne olür ne olmaz. Belki aklına eser de gelir. Binaenaleyh, belediye dairesinde annenle ba- banı görürse, mutlaka sinirlenecektir, Gerçe, ben böyle şeylere kıymet vermem ama, durup durürken babamı da kızdırmak istemem. Malüm ya, ne de olsa, baban bir apartman kapıcısıdır. Aralarında dehşetli bir uçurum var, Babam, cemiyetin koyduğu budalaca kaidelere ve sınıf farklarına çok dikkat eder. Merasim esnasında bir rezalet çıkmaması için, sen eve bir hâber göndersen de, onlar nikâha gelmeseler. Vilmoş'un, bu teklifi çok ağrına gitmesine rağmen, sesini çıkaramamıştı. Vilmoş, son günlerde, her hâl ve ? tavriyle ona aralarındaki farkı anlatmak ve kendisiyle evlenmek suretiyle yaptığı fedakârlığın derecesini his settirmek illetine kapılmıştı. Gizella, dişlerini sıktı. Büyük bir mücadeleye a- tılmıştı. Bu gibi vakaları tabii karşılaması ve ener jisini kaybetmemesi mücadelenin birinci safhasını bugün zaferle bitirmiş- lâzımdı. Loşansilerle giriştiği y Türkçeye çeviren: F. ZAHİR TÖRÜMKÜNEY ti. Zamanla onları yola getirecek ve kendi babasının . da profesör Loşansi kadar hürmete lâyik bir insan olduğunu bu mağrur insanlara kabul ettirecekti. Ma- dam Loşansi, bir de ona işinden çıkmasını tavsiye e- diyordu. Bu sözü yerine getirirse ne olacaktı? On- ların elinde bir oyuncak haline gelecek ve hüriyetini tamamen kaybedecekti. Bu meseleyi bir defa mösyö Rudolf Ravberg ile konuşmalıydı. Onun dertlerini ve düşüncelerini bu iyi kalpli ihtiyardan başka kimse anlıyamazdı. Nikâhtan sonra madam Loşansi, oğlunu ve gelini- ni yemeğe davet etti. Büyük yemek salonunda mü- kellef bir masa kurulmuştu. Üçü oturdular. Profesör Loşansi yemeğe de iştirâk etmedi, Madam Loşansi, fevkalâde nâzik davranıyor ve gelinine ikram etmek için çırpınıyordu. Sofraya fraklı ve beyaz eldivenli bir uşak hizmet ediyordu. Çorbayı çay fincanlarının içinden içtiler. Arkadan balık geldi. Bardaklara buzlu biralar dolduruldu. Et yemeğiyle kırmızı ve beyaz şarap ikram edildi. Madam Loşansi, bir kaç defa gelininin şerefine kaldırdı. Vilmoş, tekrar babasının sofrasında oturduğun- dan dolayı fevkalâde memnun görünüyordu. Yalnız, halinden biraz düşünceli olduğu seziliyordu. İhtimal le ianesi listesi; Lira Kr, 7T82 Eğil milil yardım komite- sinden Gölköy K. şubesinden Emet K. şubesinden Arapkir K, şubesinden Doğubayazıt 'milli yardım komitesinden (satılan Ko- yun ve keçi bedeli olarak) Hekimhan K. şubesinden Bursa K. merkezinden Honaz'da B. Mehmet Emin Karabenliden Altınoluk milli yardım ko- mitesinden Akçadağ K. şubesinden (10331 No, lu vezne makbu- zunu ikmalen) Bolu K. merkezinden Ziraat bankasiyle Havza milli yardım kömite- sinden Ziraat bankasiyle Urfa milli yardım komite- sinden Ziraat bankasiyle Safranbolu K. şubesinden Ziraat bankasiyle İstanbul'da hayırsever bir zat tarafından Zr. banka- siyle (ismini bildirmemiş- tir.) Hariciye Vekâletinden (*) Atina'da mukim vatandaşila- rımızdan Yuvan Hacı Abac oğlu tarafından, 40 şömen- döfer tahvilinin bedeli 4 75 0 50 22 25 243 95 10 00 28 00 5 00 25 55 20 00 1000 00 817 00 4 00 270 00 1000 00 890 80 78 38 8428 00 5297552 T1 85 Nolu listemiz mühtevi- yatı 5300980 T1 Lira Kr. 4650 00 Beyrut Fransız komi- serliği vasıtasiyle Lüb- nandaki muhtelif hayır- severlerden alınan bu para 786 ve 88 No. lu Histelerimizde mükerrer kaydedildiği anlaşıl- makla tenzil. 75 00 Lice K. şubesinden ge- yıtlı Trak divaniye liva- sı Rumetye nahiyesi posta Telg. memuru B. Abdülmecit Salih'ten a- hnan ve bu para Er- zincan felâketzedeleri- ne ait olmadığı anlaşıl- makla tenzil. . KY Vaşington Sefiri Bay Münir Ertegün Vaşington Sefiri Bay Münir Ertegün Viyana kançıları Bay Abdurrahman Bolayır- 890 00 » Sterlin 68/19/01 1000/00/00 Finlandiya cemaat islâmiye- Binden Reisicümhurumuz ve — Milli Şefimiz vasıtasiyle Kalküta hayırseverlerinden B.M.M. Relsi sayın B. Abdül- halik Renda vasıtasiyle Jinja müslümanlar birliğinden Reisicümhurumuz ve — Milli Şefimiz vasıtasiyle Johannes- burg Transvaal müslümanlar birliğinden B.M.M. Reisi sayın B. Abdiüll- halik Renda vasıtasiyle Nai- robi himayel islâm — cemiye- tinden 50/00/00 275/17/01 150/00/00 1544/16/02 Yekün... ÇOCUK Çocuk ana için aşk, baba için şefkat, yurt için kuvet ve var- lik kaynağıdır. Çocuk Esirgeme Kurumu RADYO | TÜREKİYE (Radyo Difüzyon Postaları) TÜRKİYE Radyosu — ANKARA B? (Dalga Uzunluğu ) p 1648 m. 182 Kes./120 Kw. Pi 817 m 9465 Kes./ 20 Kw. Ti 1974 m. — 15195 Kes./ 20 Kw. ' PERŞEMBE: 29.8.1940 | 7.30 Program, ve memleket saat 8/ 2.35 Müzik: hafif musiki (PL), 8.00 Ajans haberleri, 3 8.10 Ev kadını - yemek 1listesi, 8.20/8.30 Müzik: hafif musiki p: nın devamı (PI,). Program, ve memleket saat Müzik. p 1 — Sadettin Kaynak - NO şarkı: (Kalplerden dudak, İ 2 — Muzaifer İlküâr - nihavenmt ğf kı: (Hayatımın neşesini hep FP da bulurum). | 3 — Lemi - uşşak şarkr: (Yâf tım ne güzel hayalinde set 4 — Udi Zeki - uşşak şarkı: Şit y gün geleceksin diye bekler, GEğR, lüm). a Ajans haberleri. Müzik: 1 — Saz semaisi. 2 — Muzalffer İlkar - segâh (Yeşil çamlı yaylası). 38 — Oyun havası. 4 — Hayri Yenigün - hüsi kü: (Hazırlan bu hafta ço! 12.30 12.35 12.50 13.05 zhar ürn *de lecek). 13.20/ 14.00 Müzik: karışık prograffl 18.00 Program, ve memleket saat â? 18.05 Müzik: konserto (Pİ.). 1840 Müzik: radyo caz orkestra! him Özgür idaresinde). Müzik: Anadolu ve zeybek Müzik. d> i — İsmail Hakkı - hüzzati #Şfdik (Kabil midir hiç). Alap 2 — Zekâi 19.10 19.25 dede - hüzzam (Ey hüsnü - cemal). 3 Kaynak « muhayyef (Batan gün kana benziyor). | 4 — Muhayyer türkü: (Ay batmadı mı). p Memleket saat ayarı, ve â)8 berleri. ' Müzik: fasrl heyeti. Konuşma, Müzik: dinleyici istekleri. Konuşma (sıhat saati). K Konuşma (radyo gazetesi). Müzik: büyük bestekârlar No: 5: Brahms. Memleket saat ayarı, ajans fi; ziraat, esham - tahvilâtı " 19.45 20.00 20.30 20.45 21.15 21.30 Z145 22.30 lip 66 No, lü Jiztemiz- yo - nukut borsası (fiyat). de gösterilen - bu: para | 2245 Müzik: cazband (Pİ.). taş şubenin kendi varidatı | 23 25/23.30 Yarınki program, ve &&P $ ». olduğu anlaşılmakla ... Pa tenzil. 85 No. lu listemizde ka- İ RoAN 'Tahran Radyosu ÇA 'Tahran radyosunun haberleri saat (PBoz, dan 14 e kadar, kısa dalga 19 m. Dd uzunluğu Üzerinden, 17.13 den 20415 l 80 m. 99 dalga uzunluğu üzerinde 20.80 dan 28.80 a kadar 48 m. uzunluğu Üzerinden neşredilmek! (Yukarıdaki Saatler İRAN saâ İsviçre üzerinde |w gene tayyareler uç Bern, 28 aa. — Neşredilef! resmi tebliğ, dün gece saat 4*! 0.50 arasında yabancı tayyareler e niden İsviçre arazisinden geçi duğunu bildirmektedir. Bu teb”! re, tayyarelerin uçüş istikâi bunların muhtemel olarak İn£ İ yareleri olduğunu göstermekt©” j P B_ugün ULUS Sinemasın 2 Film birden 14,30 - 18,30 - ve 21 d& BÜYÜK AŞK — 16,45 de j Asi ganeralin son em' | * Gece saat 21 de |i , ı h du. a d mısın ? şarap bardağını koca olmuşlardı. ”: ki; bu rahatı, bu güzel yemekleri bırakıp önuün peşt” — takılmış olduğunu düşünüyor ve pişmanlık duyuy"ğ 4 Yemekten sonra yandaki - salona geçtiler. Geni$ koltuklara gömüldüler. Büyük bir istirahat ve sü net içinde kahvelerini içtiler. Zenginlik ne ho$ş, " tatlı bir şeydi! Acaba, bir gün onların da böyle B7 zel döşenmiş evleri olacak mıydı? Madam nin birdenbire ayağa kalkması Gizella'yı daldığı ? hülya âleminden uyandırdı. Madam Loşansi, ağır * dımlarla yürüdü. Odadan çıktı. Bir iki dakika sont” . gülümsiyerek döndü. Elinde küçük, kadife bir vardı. Gizella'nın yanına oturdu. Kutuyu açtı. den pırlanta bir yüzük çıkardı. Gelininin elini tut” X Parmağına yüzüğü taktı. K — Yavrum, dedi. Şimdi bunu oğlumun namına # kıyorum. İnşallah yakında hayatını kazanır, dıh_l"b_'j lâlarını kendisi takar. Gizella, kıp kırmızı kesildi, Ne söyliyeceğini şırdı. Minnetle kayın validesinin elini öptü. — Madam Loşansi, gelininden bir ricada bulundu? — Kızım, senden küçük bir zahmet istiyeceğim- &' rın bana bebeği getirip, burada bir iki saat birâ” — Emredersiniz efendim. Saat kaçta getireyim ç A — Öğleden sonra, — Peki efendim. Yalnız, edeceğiz. Çocuk belki uyanmıştır. Ayağa kalktılar. Vilmoş'un vaziyetinden, dahâ “1 '4 mak istediği açıkça anlaşılıyord a. Çocuğunu eml“’v’.gı J için giderken onu da beraber götürmek istemesi tü | değil miydi ? Fakat, V yeltenmesi de gülünçtü | Dâaha birkaç saat evel Büyük Aşk ve MİKİ — Kuti çit e N şirhdilik müsandenizi C) 'un annesiyle kal yakZ vi

Bu sayıdan diğer sayfalar: