Ulus 29 Ağustos 1940 sayfa 2 | Gaste Arşivi

29 Ağustos 1940 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

29 Ağustos 1940 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Bş> '" Çi B vt ) — kütlenin, refah miyarıdır. ULUS B İktisadi bahisler Mahsul piyasalarına müdahale — Başlıca gelir kaynağı zirat olan memleketlerde, halkın refahı bakı- mından mahsullerin yalnız miktarla- rı değil belki ve bilhassa fiyatları bü- Yyük bir ehemiyet arzeder. Çünkü zi- — raf mahsullerin fiyatları, millf geli- rin umumi inkısamında ziraatle üğra- şan halkın, ve binnetice mMmühim bir Zirat bir memleketin başlıca, ihracat maddele- ri zirat olacağına göre, bunlarin, mil- — M gelir bakımından, hariçteki fiyatla- $ $ B y İ KA I 'ğ'f'ıirlı'ün kudret ve azametini Kt rı da bilhassa mühimdir. Çünkü yer- li mahsulâtın hariçteki dünya arz ve talebine nazaran ucuza satılması milli servetin hedredilmesi demektir. 'fıhü şartlar altında ve rekâbetin tam bir suretle faal bulunduğu sulh y mj?ü gerek dahilde ve gerek hariçte Ziraf mahsulâtın fiatları için az çok devamlı ve arz ve talebe uygun bit piyasa teşekkül edebilir. Fakat bu vaziyette bile zirai memleketler için |—mühim bir mesele vardır ki o da zirai istihsalin bizzat mahiyetinden inbias — eder: ziraf mahsullerin, bilhassa müs- tahsiller bıkımından dahilt piyasası Yazan : Hâzım Atıf Kuyucak Diğer taraftan bütün mahsullerimize muhtelif fiyatlarla alıcı bulunsa bile, ihracat tabii şartlar altında olduğu gi- bi cereyan edemiyeceğinden, müdaha- le yapılmadığı takdirde asıl müstah-« silin satışta bulunduğu zamanlarda fiatlar çök düşük geçerek yalnız ih- racat imkânları göründüğü sıralarda yükselmeğe meyleder. Bü mülâhazalara göre devletin ziraf mahsuüllerin dahilt fiyatlariyle alâka- lhı olarak takip edeceği siyaset şu su- retle hulâsa olunabilir; Muvakkat ma- hiyette olan yüksek harici fiyatları tamamiyle dahile aksettirmemek, ha- rict fiyatların yüksekliğinden yalnız bir sınıf müteşebbise fazla kâr bırak- mamak, dahili fiyatları müstahsili is- tihsale teşvik edecek seviyede “tut- mak. İşte Ticaret Vekilinin İzmir sergi- sinin açılması münasebetiyle iradet- tiği nutuktan fiyat siyasetine mütcal- lik olarak çıkarılan mâna budur. Hü- kümet harice yapılan satış fiyatleriyle ihracatçılara meşrü bir kâr bırakan fi yatler arumdakı farkı Milli Korunma (kısa bir rdır. Yani bu nevi mahsulleri müstahsiller kısa bir zamanda ellerinden çıkarmak metbu- riyetindedirler. Bu mecburiyet zirat mahesulâttan bir kısmının çabuk bo- — zulmasından, diğerlerinin muhafaza- Bı için de geniş ve muntazam depolara ihtiyaç olmasından ileri geldiği gibi — malf ihtiyaçlardan da doğabilir. Elde — mahsul tutmak |— gösterir. Bundan başka müstahsilin sermayeye ihtiyaç yapacağı muhtelif tediyeler vardır. :* — Malf ihtiyaçlar yalnız malf imkânları olan küçük çiftçiler için değil — belki büyük mikyasta istihsalde bulu- 'nanilar için de mevcuttur. Tabif şart- İlar altında bile doğan bu sıkışık vazi- /| yetleri önlemek üzere alınan tedbirle- y 3 rin başında zirat kredi gelir. Bugün içinde bulunduğumuz şart- *tabit demek doğtu olamıyacağına bir ziraat leketi o- Iıll “yurdumuzda zirat mahsuller piya- lıimuın millt gelir bakımından ne r ehemiyet kesbettiği Sulh zamanlarındaki ten hariçteki rekabe- sı ve bazı maddelerin a tâbi bulunması pi- halesini teşkil eden r muamelelerinde müs ne fiyat düşüklükleri tev- . Her ne kadar devlet, mil- kanununa müsteniden ha- dacak maddelerin asgari fi- tesbit etmek veya, Romanya pilan tiftik ve yapağı işinde ol- i, harice karşı bizzat teahhü- rek dahili fiyatlarla alâkası fiyatlarla satış yapmak gibi erle milli mahsullerin hariçte ymetlı mübadele olunmasını debilirse de dahilt piyasanın ğ* serbest birakılması “hem y bir sınıf tüccarın lüzumun- ik yüksek bir kâr elde etmesine “de müstahsilin eline geçen mal İlerinin maliyetten çok aşağı in- sebep olur ki bu da müstakbel J !iliüıılîn 'azalmasını intaç edebilir. — Filhakika hariçteki bazı yüksek fiyat- — lar gayritabif şartlardan doğma ve muvakkattir. Bunlarin memlekete in- ikâs etmesi dahilde lüzumsuz fiyat yükselişlerine ve mahsul piyasaların- da sık sık iniş, çıkışlara sebep olur. 1 iden bir fona almak suretiyle harici. fiyatların dahile ini - kâsının önüne geçmeğe çalıştığı gibi müstahsillerin emekleriyle mütenasip bir fiyat elde edebilmeleri için de da- hili piyasalara müdahale eylemekte ve mübayaatta bulunmaktadır. Şimdi- ye kadar fındik, incir, koza, tütün pâ- muk, zeytin yajşı, fistik gibi belli baş lhı mahsullerin piyasalarına müdahale- de bulunulmuş ve mühim miktarlarda mübayaalar yapılarak fiyatlar mâkul bir seviyede tutulmuştur. Müdahale mübayaalarında takip o- lunan yolu Ticaret Vekilimiz şu söz- lerle hülâsa etmektedir: “Müdahale piyasayı bazı fevkalâde âmillerin do- ğurduğu geçici sıkıntılardan ve bü- yük fiyat sarsıntılarından kurtarmak için yapılmaktadir. Yoksa mahsulü kalitenin ve arz ve talep şartlarının fevkinde fiyatlara sattırmak için ya- pılmamaktadir.,, İktısadi esaslara da uygun olan bu prensibi tatbik ederken göz önünde bulunduruacak bir kaç nokta vardır. Malümdur ki müdahale — mübayaatı mal toplamak için değil, umumiyetle satılan maddenin fiyatını muayyen bir seviyede tutmak için yapılır .Şu halde müdahale faydalı olabilmek i - çin birinci şart mübayaanın doğrudan doğruya Mmüstahsilden yapılmasıdır. İkinci mühim şart da katf lüzumun fevkinde miktarların satın alınmama- sıdır. Aksi taktirde bunların - tedrici bir şekilde de olsa satışa arzı piyasa- yı yeniden düşürebilir. Diğer bir şart da zirat mahsüullerin mahiyetinden te- vellüt eder. Burların mühim bir kıs - mı uzun bir müddet dayanabilir cins- ten olmakla beraber az çok bir zaman muhafazaları, fenni şârtları haiz de - polara lüzum gösterir. Bilhassa hari- ce satışta fiyat elde edebilmek içinse mahsullerin evsafını b dan muha- Hava Kurumu'na âza yazıl - mak milletçe yerine getirece. ğimiz bir vazifedir. Az veya çok taahhütte bulunmnyı dü- şünmeksizin. bütün vatan - daşların Hava Kurumu'na âza yazıldığını gördüğümüz gün, bu memleketin emniyet ve selâmeti teminat altına a- Immış olacaktır. Bu neticeye varmak için birbirimize yol göstererek herkesin Hava Kurumu'na âza yazılmasını temine çalışalım. Kurtuluş bundadır. Yerleri değişen kaymakamlar Karacabey kaymakamı Remzi Özkanın kaymak Ödemiş kaymakamı Hâşim Şerif Seçkinin Kara - cabey kaymakamlığına, - Foça Nusret Ertürk'ün Eşme kaymakamlığına, Sütçüler kaymak Rıdvan Ak yün Akdığand T. Hava Kurumu parasüf kulesinde aflamalar başlıyor Hava Kurumunun stadyum civa- rındaki parüşt külesi 30 ve 31 ağus- tos günleri de gençlerimizin atlama larına fırsat vermiş olmak için açık tutulacaktır. > İsimlerini kaydettirerek beş defa ve daha fazla atlıyacak gençler: için muhtelif hediyeler ve paraşütçülere mahsus rozetler verilmesi de kararlaş mıştır. Hava Kuürümu'na yardım edenler 30 ağustos zafer ve tayyare bayra - mı münasebetiyle Sakarya sineması o gece hasılatının dörtte birini ve ye- nişehir Birlik taksi sahipleri de gün- düz ve gece işletecekleri sekiz araba- nın hasılatının yarısını Türk Hava Kur teberrü etmişlerdir . Foça kaymakamlığına, Göle kaymakamı Asım Sağıroğlunun Sütçüler kaymakam - lığıma, Fatsa kaymakamı Cemal Şaşıoğlu- nun Ünye kaymakamlığına, Ünye kayma - kamı Avni Dümerin Erbaa kaymakamlığı- na, Diyarbakır vâli muavini İhsan Kur - tanımn Ödemiş kaymakamlığına naklen ta - yinlerine ait muamele Dahiliye vekâletin- ce yapılmıştır. İstanbul sular idaresinde bir suiistimal işı tetkik ediliyor İstanbul; 28. ( Telefonla ) — Dahi- liye müfettişleri sular idaresinde eski bir suiistimal işini tetkik ediyorlar. Karadenizde fırtına dindi İstanbul; 28. ( Telefonla ) — Kara- deniz'de fırtina nihayet buldu. Vapur, lar mutat seferlerine ârızasız başladı- lar. İstanbul fırıncılarına Halk Bankasi yardım edecek İstanbul; 28. ( Telefonla ) — Bele diye fırıncılar şirketinin piyasadan re- kabeti kaldırmak için yaptığı hareke- tin halk lehine olamıyacağını nazarı dikkate alarak sermayesi az fırınların Halk-Bankasından yardım görmelerini temin etmiştir. İstanbul'da bir ihtikâr .zanlısı berat etti İstanbul; 28. ( Telefonla ) — Yağ ihtikârı suçuyle beşyüz lira para ve iki sene sürgün cezasına mahküm olan Seferoğlu'nun nakzen sekizinci ceza - da görülen muhakemesi bitti ve berat- tine karar verildi. Barbaros'un yeni türbesi törenle açılacak fazaları çok ehemiyetlidir. Görülüyor ki hükümet iktısadi e - saslara uygun tedbirler almak suretiy le çiftçiye mühim bir yardımda bu - lunmaktadır. Sülh zamanlarinda bile çok faydalı olan bu yardımın bilhassa içinde buunduğumuz buhranlı devre- de ne kadar yerinde olduğunu tekra- ra lüzum yoktur. DOLLALLLALILLLLLLLILILLDI zafer şahikalarına yükselten ÇOCUK''tur. ÇOCUĞU sevelim ve karu - yalım. ğ' Çocuk Esirgeme Kurumu “Yeni mezarlığın hazırlıkları ikinciteşrinde bitiyor " Ankara belediyesi tarafından insa edil - miş olan yeni mezarlığın 1 ikinciteşrinde hazırlıkları ikmal edilmiş olacak ve o gün den itibaren ölü gömülmeye başlanataktır. Bu tarihten sonra şehrin başka tarafların- O da ölü gömülmesine müsaade edilmeye - lılıanlıolüı Hava -Kurumuna kaydolunanlar » Zafranbolu, 28 a.a. — Ki das hilinde hava kurumuna aza kaydolu - nanların sayısı gün geçtlkgg artmak- tadır. Bu arada Karabük fabrikasında çalışan iki bin işçi her biri ayda on kuruş taahhüt ederek aza kaydolun - /mak suretiyle havacılığımıza karşı o- 'lan yakin Aalâkalarını göstermişler- n h Bir düzeltme Dünkü sayımızda şeker fabrikaları- mızın istihsallerine ve pancar zeriya« tına dair verdiğimiz haber arasında, geçen sene zeriyatına dair geçen 33 bin ral 37 olması İâzımgel tedir. Özür dileyerek düzeltiriz. İstanbul;28. ( Telefonla ) — 27 ey- lülde Preveze deniz harbının yıldönü, mü münasebetiyle tamir olunan ve et- rafı açılan Barbaros türbesi merasimle açılacaktır. İstanbul'da zafer bayramı kullama programı hazırlandı İstanbul; 238, ( Telefonla ) — İstan- bul'da zafer bayramıni kutlama prog- ramı neşredilerek alâkadarlara tebliğ olunmuştur. Zafer bayramı bu sene de İstanbul'da her sene olduğu gibi bü- yük ve parlak bir törenle kutlanacak- tır. Programda bütün İstanbul Halk - evleri de geniş mikyasta vazife almış bulunmaktadırlar. Şöförlerden Celâl Kuzucu, Ali Ko- şar, Remzi Erinç, Hüsnü'Toksal, Sey fi İyilikçiol, Hüseyin Özdal, Saba - hattin Özsayılan, Şakir Kayalar gün- deliklerinin birer lirasını kuruma ver mişlerdir. Hükümelt müstahsilden ipek kozası safın alacak Vekiller Heyeti, doğrudan doğ - ruya müstahsilden ipek kozası satın alınması için Ticaret Vekâleti emrine 500 bin lira tahsis etmiştir. Ticaret Vekâleti, bu hususta icabeden bütün hazırlıkları yapmış ve tedbirlerini al- mıştır. Defterdarlar arasında nakiller Siirt defterdarı Naci Siralın Bilecik def- terdarlığına, Kırşehir defterdarı Şerif Ö, zertanın Siirt defterdarlığına, Erzurum def terdarı Hamit Karsın Amasya defterdar - lığına, Afyon defterdarı Recai — Afşarın Hatay defterdarlığımna, Hatay — defterdarı Galip Aktuğun Afyon defterdarlığına nak- len, Muhasebât U. müdürlüğü ikinci şube emrinde vilâyet muhasebe müdürü Fehmi Fratın Kırşehir defterdarlığına — tahvilen tayinleri vekiller heyetinin — tasdikinden geçmiştir. İstanbul mebuslarının halkla temasları İstanbul, 28 (Telefonla) — Bir müddettenberi halkın dileklerini tes- bit etmek üzere halk mhmeıııllerly- le l ş bulunan İ bul mebusları ” bugün de Sarıyerlilerle ko- nuştular. İstanbul fevkifhanesinde bir adam öldürme vakası İstanbul, 28 (Telefonla) — Bugün tevkifhanede katil suçlusu Ürgüplü Recep gene katil suçlusu — Elâzığlı Şükrüyü dokuz yerinden yaralıyarak öldürdü. Cinayetin iki arkadaş ara- sında zarla kumar oynarken zarıin penç veya cehar olduğu hakkında çı- kan ihtilâftır. Mevlüd Diyanet İşleri Reisliği Müşavere heyeti azasından merhum B. Ali Va- hit Üryani'nin ruhuna ihtaf olunmak üzere bir mektep arkadaşı tarafından 30 ağustos 1940 günü ctuma NL Ankara Güreşçileri 30 Ağustosta | Stadyomda karşılaşacaklar| İstanbul, ve Ankara boksörlerinin .bir - birleriyle karşılaştıkları sırada — Ankaralı göreşçilerle Kocaeli güreşçileri de serbest güreş müsabakaları yapacaklardır. Mevsim dolayısiyle uzun zamandanberi spor hareketi yapılmıyan —Ankaramızda boks ve güreş gibi iki spor şubesinde ku- vetli elemanların karşılaşması — ankaralı spor meraklılarına yüksek heyecan vere . Ankhata güreş takımı —© rası olarak bir kupa hediye edîlec:kd’ ceği gibi gece saat 21 de Askeri fabrik$ | bahçesinde bir gardenparti yapılacaktifi. Kocaeli Yer Maçtan sonra dâvetlilere bir çay Karadeniz grubu kürek — şampiyonası Trabzon, (Hususi) — Trabzonda F bakalarına dün de devam cektir. Güreş spor serbest güreş kısmında kıymetli elemanlara ma - lik olan Kocaeli bölgesi Bursa, Adapaza- rı, Bolu bölgeleriyle yaptıkları karşılaşma ları 7-0 gibi üstün farklarla kazanmışlar - dir, Kırkpmarda yapılan Türkiye serbest güreş birinciliklerinde her sınıfta finale kalmışlar ve hi takdirini & lardır. Ankara güreşçileri ise üç senedir Tür - kiye şampiyonluğunu ellerinde tutmakta ve bilhassa 61 kilodan 79 kiloya kadar olan siklet sınıflarında millf takım kadrosunu teşkil etmektedirler, Böyle kuvetli iki ta- kımın müsabakasını seyretmek güreş me - raklıları için bulunmaz bir fırsat oolacak - tir. Kocaeli takımında (Niyazi Yıldız, Be . kir Yıldırım, Beslen Kışbay, İsmail Top - çu, Enver, Ahmet pehlivan) gibi güreşçi - ler vardır, Amkara takımının ne giretle — crkacağı belli olmamakla beraber âğlebihtimal, İs - mail Nergis, Ali Ömer, Ahmet Işık, Yaşar Doğu, Celâl Atik, Vahit Cinakar, Aziz Kip- erden müteşekkil bir takım olacağı zanne- dilmektedir, Bu takımlardan kocaelililerin yarı ağır ve ağır sikletlerde kuvetli oldu - ğu, yarı orta, orta, hafif sikletlerde de an- karalrların kazanacağı kuvetle tahmin edi- lir. Geri kalan sikletler şüpheli addedil'- mektedir. Güreşçilere muvaffakiyet te . menni ederiz, Ankaragücü'nün yıldönümü Evelce de haber verdiğimiz veçhile 31 ağustos 1940 cumartesi günü Ankarağü - cünün 28 inci yıldönümü — dolayısiyle bir merasim yapılacaktır. Güç mensupları o gün saat 15 de önde kulüp bandosu Oolduğu halde Ankaragücü lokalinden hareket ederek Maltepe ve De- mirtepe caddesi, Emniyet âbidesi, İsmet - pâşa kız enstitüsü, sergi ve Hhalkevleri ö - nünden Samanpazarma geleceklerdir. Sa- manpazarında on dakikalık bir istirahatı müteakip alay hareket edecek Çocuk sa - râyı, Anafartalar caddesindeh Zafer anıtı önüne muvasalât eyliyecektir. Zafer anıtı- na bir çelenk koyduktan ve İstiklâl Mar - şı söylenerek âbide selâmlandıktan sonra, sporcular buradan hareket edecekler ve is- tasyon yolu ile Güç sahasına varacaklar. dır, müteakip Hacıibayram camiinde mev, lüdu nebevi kıraat olunacağından ar- zu edenlerin teşrifi rica olünür. Güç sah da da merasim yapılacak ve (1745) de Demirspor takımiyle Ankara « gücü arasında bir doöstlük maçr iera olu- OÖrgeneral Kâzım Mümtaz Aktay ve Tümgeneral Sadık doğan ve Trabzon vâlisi müsab nuna kadar alâka ile t Yapılan iki bin metre tek kürekli ki Orbay, —Ko takip ayda İstanbul'da yetmiş beş rand” evi kapatılmış bundan başka iki 0 iki pansiyon, iki hamam, bir kif j zinosu, bir sütçü ve bir muhal dükkânı fuhuş yaptırdıklarındaf layı kapatılmışlardır. Yetmiş be$ Tp devu evinde 198 hastalıklı kadıfi " lunmuştur. yen Ekin'le Muhafız jandarma runda üsteğmen Besim Tümer ğün'töreni aılesi ve dostları Ğ dün ayşam Ordu Evinde tesit tir. Her iki tarafa da saadet dıl# ile kurmay yüzbaşı j ağüstos'940 salı günü evlenmiş! 9; yarışı inde Bolu * ci, Kastamonu ikinci, Giresun ü;lul t muşlardır. Altı tekler arasındaki n Vh met yarışında Trabzon birinci, Gire gi kinci Rize üçüncü olmuşlardır. Birint | ikinci gün yapılan müsabakaların netit' de 11 puvanla Trabzon birinciliği 10 F vanla Bolu ikinciliği 10 puvanla üçüncülüğü Kastamonu dördüncülüğü ze beşinciliği kazanmışlardır. Müsabi lardan sonra Kâzım Orbay — müsabik”” mükâüfatlarını vermiş ve onları taltif © miştir. Müsabıklar bölgelerine avdet ” İ mektedirler. de v 1 ha Git! İstaribul'da kapat rahndevü evleri: — İstanbul, 28 ('Telefonla) — Son #ğlaj Düğün töreni Verem dispanseri çezacısı Mü Evlenme Hâkim sitajyeri Semahat Gü! Ethem Tal0 nücaktır. Bu maçın gâlibine bugü' hâtı- Nazma, nesre dair phane Mallarme, g dördüncü sayfasından, yâni ilân sayfasından başka her yazının nazm olduğunu söyler. Çünkü her yazıda birşeyi haber vermekten baş- ka bir de güzellik, kelâma bir nizam verme arzusu hisolunur. ,, - Nurullah Ataç, evelki günkü makalesinde böyle bir fikir ortaya atıyordu. Biz, arada sırada, gazete başlıklarının manzum düştüğünü gö, rür, bunlara işaret ederdik. Sonra bir takım muharrirler de vardı ki bir türlü nazma akıl erdiremez, habire vezin hatası yaparlardı. Şimdi Mal- larme ile birlikte Nurullak'ın ver - diği bu fetvadan sonra susmamız lâ- zim gelecek, Gördüğümüz, okuduğumuz yazı- lara : — Nazım ! diyeceğiz; — Hayır, nesir | diyecekler; Yahut * — Nesir ! diyeceğiz; — Hayır, nesir değil; nesir gaze- telerin ilân sayfalarından başkasın » | da kullanılınaz ! diye tashih edecekler. Hani, son zamanlarda çıkan bir takım yazılara bakınca ınsanın Nu- rullah'a hak vereceği de gelir. Ger, çekten, bunlar, ne nesre, ne de naz- ma benzemiyor; meşhur yahudi hi- kâyesinde olduğu gibi Allah'ın belâ- sını andırıyorlar. Fakat buna da ne kadar tahammül edebiliriz ? Nesir sandığımız nazm, nazm zannettiğimiz nesir çıkıyor, Halbuki biz de şu edebiyat denilen nesneyi sağlam bir matah sanırdık. Ne dersiniz, meşhur hasta kürt hikâyesinde olduğu gibi : — Ört ki ölem ! mi demeli ? ** Boru ! —— Dün bir fıkramda okıırlınm; hoşça vakit geçirmek istedikleri za- man gazetelerdeki yanlışların alt- larını çizmelerini tavsiye etmiştim. Bir okurum, bir gazete kupürü ile bir mektüp gönderiyor. Kupür Refik Halid'in “Adem ba- bamızın yeni ismi” fıkrasıdır. Mek- tupta da deniliyor ki: “Siz yazılarınızda arada sırada genç muharrirlerin, acemi gazete- cilerin sağlam bir dil kullânmadık- larından şikâyet edersiniz. Gönder- diğim yazı parçasını dikkatle okur- sanız, şölret yapmış, muvalfaki- yetler kazanmış ediplerimizin de kalem çalarken pek o kadar müş- kül-pesent olmadıklarını görürsü- nüz. Burada “ayrıca dışardan bi- siklet, uzun araba, otomobil boru- lariyle tren düdüklerinin sesi vuru- yor.” cümlesini okuyunca insanın bisikletle, uzuün arabanın da boru çaldığına hükmedeceği geliyor. VURAKAMAACAK UKUA AAAKU KA KOGANAARA AA KK UKUNU UKK A KA AAA AUK KK AA UAO KAAR AAA KUKU NUKU NU UNUK OA AA KGKO KKK KUOK A GRKA AAA NKKK AUA AAA KK KRK AA KUKU KKK AUA OA KUUK KOKO KU GKU KGUUN UĞU KUKU KUUK U « YANKI LA t Edebiyat cemaatinin imamiı sayı- dabilen bu kalem - sahiplerine- bu türlü zayıf cümleler yaraşır mı?” mk 4 100 - 00 ! İstanbul belediyesi bugünlerde bir takım akademik işlerle uğraş- maktadır, Geçenlerde “çöp” kelimesini tâ- rif. ettirmek için bir heyet topladı- ğını yazmıştım. Şimdi de ayakyol- ları için sans numero denilmesi lâ- zım gelirken yanlışlıkla - numero cent denildiğini keşfederek bu gi- bi yerlerin kapısına “100” değil, “00” yazılması hususunda alâkalıla- ra emir verdiğini öğreniyorum. ** Metrik sistem ve çeki : Oduna narh k I İsti el Kuvetli Türkiye, artık h'" Bi da kuvetli Türkiye mânas! ? a na golıyor. İşte bu hl“d; Bt Türkiye'yi yapmak sizin el ) nizdedir. Her tayyarenin & d' kasmda en az ön pilot » hımdurmağa çalışan ılî::; VÇ Kurumu'na: âza yazırlar”” | yardım ederseniz bu netict” ye kısa bir zamanda v Sız. de | büyük babası sağ iken oturd” mahallenin artık pek ihtiyat' g oduncusuna kadar. gidip ğ bir mülâkat yapmış. W Komşu dükkânın vitrinindt 9 Tunan bir çeşit malı kendi g8 ça de de bulundurmak istiyen bif M ğaza sahibi gibi, ben de “odü ' mevzu ve nükte çıkaracak Ü” Çaf a Fakat anlamadığım bir nokte 4 ı.ı da günün meselesi oldu. .Hemen her gazete bunun bir tarafından bah- sediyor. Ercüment Ekrem Talu dostumuz bile bu sıcakta bu bahisle alâkadar olarak kırk beş sene önce, daha da onu soracağım: , — Kuzum çeki ne demektif j çülerimizde metrik sistemi M ettikten sonra hâlâ çeki *” ne olüyor?

Bu sayıdan diğer sayfalar: