Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
—ZT ULUS Yazan: Neşet Halil ATAY San Fransisco sergisinde ; Pasifik aleminin hakim olduğu bu # San Fransisko sergisini Nevyork'- takinden aşırı uzak şarklılığı ayırı- — yor. Renk, dekor, mimari her şey u- - Zak şarklı veya garp amerikalı, Sergide birinci plânda Pasifik â- lem, Japonya, Filipin, Havai, Hindi- çini, Holanda Hindistanı, Hindistan, ğrp ve lâtin Amerika devletleri. Av- 'palılar göze bile görünmüyorlar. Fransa ve İtalya en büyük ikisi olmak “ üzere ya yedi, ya sekiz devlet. Bunlar da burada Nevyork'da yaptıklarının onda birini bile yapmamışlar. Biraz — turizm, biraz sanat ve o kadar. - Nevyork sergisinin San Fransisko | sergisinden bir kaç defa daha büyük “ve üç defa daha bahalı olmasına rağ- f ikisi arasında hiç bir türlü tercih ikayesesi yapılamaz. İki sergide de erikalılar yapmak istedikleri şeyi ayn tarzda ve kimsenin daha iyi- 'lil'll yapamıyacağı bir şekilde yap - /—mışlardır. Bütün sergide göze batan, fikir ve şekil vahdetini bozan tek çı- kıntı yoktu. hVC “'dı Sergiyi bir kaç gün üst üste bizim y ptaki arkadaşlarla beraber gezdik. .*“Dıkkat ettim; hiç birini geçmiş, bil- “hassa başkalarına ait geçmiş alâkadar -etmedi. Her türlü eskinin, bina şeklin- T —', Hı-. de, kıyafet şeklinde de, eşya şek- “linde de olsa eski damgasını taşıyan Vher şeyin alayında idiler, Bir türlü _.,'hunları ciddiye alamıyorlardı. — Ne harikulâde güzel bir ortaçağ şa- osunun kopyesi olan japon pavyonu- nu, ne bir milyon dolardan fazlaya " olduğu söylenen muazzam Çin “tamplini (serginin eğlence yerinde o- dlan bu pavyonu San Fransisko'daki çinliler yaptırmışlardır) ne de fran - Osızların en küçük parçalarını bile a Hindiçini'de oydurup getirdikleri * Saygon evini.. ilh.. ilh.. hiç, hiç bir Gşeyi beğenmiyorlardı. — Fikirde, eşyada her şeyde en bü- yük kıymet vasfi yenilik!, Yeni mimari, yeni resim, yeni de- kor ,yeni fikir, yeni teknik ve yeni âlem!.. Dr, K., tasavvur ediniz ki, diyor- du; — Amaerika'da para sarfetmek ikti- darında olan insanlar büyük babala- rından kalma evlerini değiştirmek iti- yadında değillerdir. Yeni eşyadan, ye- ni dekordan hattâ otomobilleri başta olduğu halde bir çok ihtiyaç eşyaları- nı modaya göre her altı ayda veya her senede bir değiştirmekten hoşlanmaz- lar., Bu türlü halk ile büyük Amerika sanayi cihazı ayakta tutulabilir mi, fikri ve teknik büyük bir terakki rea- lize edilebilir mi? Büyük halk kütlelerinin geride kal- marhalarını veya geriye bağlanıp kal- mamalarını temin için onlara eskiden Sergide Avrupa göze bile çarpmıyor güzel olan şeylerin eskiye göre gü- zel olduklarını mütemadiyen hatır - latmak lâzımdır. Suyun sıhhiliği akıntısının tam ol- masına bağlıdır ! — Japonların ve Reno'dan San Fransisko'ya kadar Kaliforniya top- raklarına yerleşenlerin geride kaldık- larına yahut geriye bağlanıp kaldık- larına mı kaniğsiniz? — Hüküm vermek istemem. Bilhas- sa bana daima bir ucu orta öteki mo- dern çağda ve ilerileyiş halinde bir kafile hissini veren japonlar hakkın- da! (Dr. K. bir kaç sene Japonya'da bulunmuştu.) Kaliforniya'ya Akdeniz sahillerinden gelip yerleşen milletler gibi japonlar da kelimenin bize anlat- tığı mânâda modern insanlar değiller- dir, Modern vasıta kullanan insanlar- dır. Cemiyetleri tarihi müesseseleri geriye, mödern teknik ileriye çeker, Ben Japonya'da her zaman ve her yerde bu iki kuvetin müsaviliğini his- settim. Modern cemiyetin hayatiyet iktida- rını tarihle münasebet derecesi değil, tarihe tesir derecesi tesbit eder, Dr. K.'nin sözünü bitirdiği yerde, bizim eski Yeniçeri çıplaklarına ben- ziyen koca kavuklu, göğsü göbeğine, bacakları kalçalarına kadar çıplak ka- lın, esmer bir adam (ya ıraklı ya su- tiyeli idi) anlaşılmaz uzun dualardan sonra uzun ve enli bir kılıcı boğazın- dan karnına doğru indiriyor, vücudu- nun şurasına burasına çiviler saplı - yor baş örtülü bir falcı kadına çığırt- ganlık.yapıyordu Dr. K. türkler! De- di. Sonra hatırladı, şaşırdı tatmine ça- lıştı, — Söylediklerime ehemiyet verme- yiniz, ben bunları da seyretmekten hoşlanırım! İstanbul Müddeiumumisi İstanbul müddeiumumisi B. Hikmet Ona- tım başka bir vazifeye tahvil olunacağı et- rafında İstanbul gazetelerinde yapılan neş- riyat asılsızdır. Bu gün ULUS Sinemasında Çift Film 11,30 . 16 - 18,45 ve 21 de GİZLİ İZDİVAÇ Loretta Young ve Robert Taylor 10 - 14,30 ve 17,30 da KARA DEV Ayrıca Paramont Jurnal Felâkelzedelere yapılan yardım İistesi Lira Kr. Verenin ismi 269 111 15 28 5T 00 Eğirdir kızılay C. $. den Diyadin kızılay şubesinden Hariciye Vekâleti eliyle Rodos- lu bir irkdaşımızdan Etimesgut nahiyesi tarafından teberrü edilen 5 sığır, 16 koyun, 17 keçi derisi ve barsakların satış bedeli olarak Üsküp könsolosluğu vasıtası ve milli yardım komitesi eliyle Üsküpte muhtelif hayırsever- lerden Bulgaristandan gelen kaşar pey nirlerinin üçüncü defa satış be- deli olarak Bulgaristandan gelen kaşar pey nirlerinin dördüncü defa satış bedeli olarak alınan Hozat kızılay şubesinden Pazarcık kızılay şubesinden Çiçekdağ kızılay şubesinden Akçadağ kızılay şubesinden Taraklıda Hacımurat mahalle- sinden Bayan Aliye tarafından muhtelif hayırseverlerden top - lanan Gökova'da öğretmen Bn. Samiye Meriç kızılay şubesinden Şavşat kızılay şubesinden Pazarcık kızılay şubesinden İsveçte muhtelif firmalar tara- fından C. merkez bankasiyle a- hnan, 59,550 İsveç kronunun türk Hirası karşılığı nlurak önü kızılay şul Kızılny Ists.nbul satiş deposun- dan Kadıköy kızılay şubesinden Niksar kızılay şubesinden Keşan kızılay şubesinden Tavas kızılay şubesinden Burdur kızılay şubesinden Çoruh kızılay merkezinden Keskin kızılay şubesinden Kemalpaşa kızılay şubesinden Milli Şefimiz ve Reisicümhu- rtumuz delâletleri ve milli yar- dım komitesi eliyle Hindistan Bombay'da Bay Hacı İsmail Kerim tarafından gönderilen 256/—1/1 sterlin karşılığı Kudüsş konsolosluğumuz vasıta- sı ve milli yardım komitesi e- liyle şarki Ürdün hudut kuvet- leri ingiliz ve arap zabitleri ta- rafından, gönderilen 154/19/6 sterlin karşılığı olarak Amerikada — Veirton şehrinde türk giritliler cemiyeti tarafın- dan gönderilen 118,50 dolarlık bir çekin türk parası karşılığı Amerikada Greensburg şehrin- de mukim — vatandaşlarımızın posta ile gönderdikleri 130.— dolar karşılığı olarak alınan Amerikada Clairton şehrinde mukim vatandaşlarımızın posta ile gönderdikleri 400.— dolar karşılığı olarak alınan Kudüs konsolosluğumuz vasıta- sı ve milli yardım komitesi eli ile ğarkt Ürdün'de muhtelif ha- yırseverlerden alınan 15/—/6 sterlin karşılığı olarak Kahire elciliğimiz vasıtasiyle Mısırda mühtelif hayır sever- lerden alınan 1094/8/— sterlin karşılığı olarak Milli Şefimiz ve Reisicümhuru- muz delâletleriyle cenubi Afri- ka ittihadı Captaun'da R. Ata- la tarafından gönderilen 100 sterlin karşılığı olarak Brüksel konsolosluğumuz vası- tasiyle Brükselde muhtelif hü- yırseverlerden toplanan 58868,80 Belçikâ frangı İsarşılığı olarak dil 47 1135 127 21 3 94 79 00 76 00 01 25 85 69 10 70 y 19 1181 231 07 253 50 780 00 109 68 7989 12 730 00 3826 47 37685 95 Yekün 5132381 41 74 numaralı listemiz muhte- viyatı 5170067 386 Umumi yekün Hariç memleketlerden gelip henüz türk li- rasına tahvil edilmiyen ecnebi paraları Adet Geldiği adres dinar 23460 Üsküp — konsolosluğumuz vasıtası ve Milli yardım komitesi eliyle Üsküp müslümanları tarafından Üsküp konsolosluğumuz vasıtası ve milli yardım komitesi eliyle Üsküp müslümanları tarafından 13350 — Ben mi? Hiç!... Korktum da... — Neden korktun? — Geceleri yalnız kalınca bazan korkarım... Ka- | pıyı kilitlemeği unuttuk gibi geldi... Onu yoklamağa " geldim... e — Sen hiç merak etme mâdmazel. Ben, her tara- | fa bakmadan yatmam. Haydi, git yat. Rahat, rahat | uyu. Hem, evde yalniz değilsin... Ben, buradayım.. İstersen ablan gelinceye kadar seni bekliyeyim? l * HÂDİSELERİ TAKİP EDERKEN l Beşinci kolun silâhı : Menfi propaganda İster sulh zamanında, isterse harpta olsun, menfi propagandanın en ku - vetli silâhlarından biri “ şayia ,, dır. Sinir ve alâkanın muayyen herhangi bir mesele veya hâdise üzerinde top - land ğımı gören düşmanlar, derhal yı- ğinin bu ruh halini istismar eder. Men- fi propagandanın taktıği şudur : Yığınca temenni edilen ve her an ta- hakkuku beklenilen bir meseleyi, ta- hakkuk etmeden, ortaya atmak, olmı- yan birşeyi, olmuş gibi göstermektir. Biri kişinin bu olmiyatı şeye inanması, elektrikli bir havada, “ şayia ,, nit mey dana gelmesine kâfidir. Bu andan iti- baren, menfi propaganda maksadını temin etmiş sayılır. Çünkü, birdenbire yayılan şayianın, “ asılsız bir haber ,, olduğu anlaşılınca, hayal sukutu, ruhu sarsar. Sistemle çalıştığına şüphe ol- anın bir durmak, devlet ve daf etmektedir. ( Rodyo DifüzYi TÜRKİYE Radyosu — —HO Dalga p: 1648 m — 182 KeSi üi 317 m 89465 KOĞİ Ğ 19.14 m. 15195 KelÇ PAZAR: aşı “ Ş 12.30 Proğram, ve Kai S me.uh prı)_pgga_fıda » Olması 12.35 Ajans ve met© İ ihtimalini daima gözönünde bulun -| 1250 Müzik. Çalanlar: Tgll, memleketin neşir zettin Ökte, HAST ğ vasıtalariyle resmen ilân edilmedikçe, *I*kz_ Ökerü onu nakletmekten kaçınmak, milli bir 1 — Suzinâk ? , t vazife ve borç telâkki edilmelidir. Zi- 2 — Arif bey - bi Ma ra, bugün “ beşinci kol ,, adıyla dünya- lanmadı hâlâ ©F N b , A ” 3 — H. Yusuf eti nın dört bucağına yayılm.ış olan bu dir bu cevrü tü % denaet şebekesi, ön cepheyi tutan cep- 4 — Ahmet R ç he gerisi maneviyatını yıkmayı istih-| , (Ptk Revadır a g aa çe ğ 5 — Şemsettin Yttle Çünkü, biliyor ki, kı: (Güvenme © Pai milli iman- sapsağlam olan bir memle- î— Kamdıi Ta ö FT : 1: (Aşkınla a HAYi) kete karşı, kaydedeceği muvaffakiyet, İT — Dkuyali sıfırdır; ne paraşütçü, ne canavar dü- düğü ve ne de “ misatir ,, ler yekpare olan bir manevi âlem içinde tesir ya - pamaz. O ancak, manevi dağınıklığın tezahürü olan, şaşkın!'ıktan, gafletten, bedbinlikten kendine yardımcı bula - cağını bilir, Onun için mütemadiyen, da hafif olmak üzere iki zelzele olmuş- tur, Bu sabah da saat 2.40 ta oldukça Hüsamettin Kural, dün akşam Ankara 1 — Hüzzam ü M gini sordum). — "g '&Ih 2 — Rast şarkti | 3 — Halk tür pencereden bal 13.30 Necip Aşkın) F ni 1 — Niemann: miyan düşmanın menfi propagandası, cephe gerisini şaşırtmağa, ümitsizliğe 2 — Hanns LöRÜE bu ruh sarsıntılarını biriktirip yığmak | düşürmeğe, gafil avlamağa çalışır. 3 — Leopold: G Üa suretiyle, ümitsizlik yaratmak ve inan-| Bütün bunlar malüm ve dolayısiyle 4 — İtalo Az20 4 mak bassasını zaafa uğratmak ister.| sürprizlikten ç kmış şeyler olmasına 5 — Rio Gebhardt' L Bundan dolayi son derece müteyakkız | rağmen, ona karşı her an tetik davran- 18.00 Program, ve mö Ni olmak lâzınıdır. mak lâzımdır. 18.05 Müzik: karışık k Harptan evel de, çok şaşırtıcı yol - Ondan, kendi milletinden başkası i-|18.50 Müzik: radyo lardan yürümüş olan * menfi propa - çin “ doğru ,, ve “ hakikat ,, beklene - ıbmhım Ö.zg.“r) © u LAİ Z. Ş K |mez; hattâ kendi milletinden de bunu Tüzün'ün iştirâs” ni .ganda” şimdi bir labirenti andırmak- | ; - ç 1928 Konüşima 4 dız Dü SAA AU d |saklar. Ondaki döğrü ve hakikat, isdzÜM $i t aylf Seki îa li uşmaln_n Au SERE) aı'şıîm. d onu ,, olduğu gibi görmekten iharet-| — orî?;ıje'kı:bî:leri insanın kendi nefsine karşı alacağı ilk/ tir : Onun adı " düşmaün ,, dir. Asıl bu 2000 Müıikı' Fasıl HOf ; tedbir, evelâ “ sükünet ”, ondan sonra, /hakikat gözden ayrılmadıkça, ne menfi 2045 Konuşma (Tarihttt akılla, mantıkla muhakeme ve şayiayi| Propaganda ve ne de “ beşinci kol ,, 2100 Müzik. Çalanlar! /| n';, ona göre tahlil etmektir. Bu tahlilde, teneffüs edecek hava bulamıyacaktır. zettin Ökte, Hasif "Ğ ister lehte, isterse aleyhte olsun, şayi- Hi : Ta kay. ği e K li— Okuyan C u: i — Nişaburek N gı Torbalı'da kahve muhtekirleri 2 — Ziya Paşâ Tn Yurdda zelzeleler bikten öl (Bin zeban söyle el g. mahküm oldu FM ti —Alİli Rifat * Şehrimize gelen malümata göre, e- İzmir, 8 a.a. — Torbalı'da kahve ih- (Meyledip bir B* 5 ika velki akşam 21.50 ile zi 55 arasında To- tikârı yapmak suçundan mahkemeye 2 — Okuyan: MÜREU kat ve Giresun'da, bü sabah 1.50 de verilen bakkal Sait Gür ve Recep Ak- ı— sâd'"".' K ı Malazgirt'te, Zara'da saat 20.50 de çok | gün, suçları sabit olduğundan beşer 21'_( eu'm' Dihı şiddetli ve diğerleri bu sabah 2.30 ve | yüz lira para cezasına ve ikişer sene (Bahtelerde ağİ Git 3 te orta şiddette ve hafif olmak üzere | Sürgün olarak Aydın'da ikamete mah- 3 — Okuyan: TÜ yi üç zelzele olmuştur. Hasar yok - küm edilmişlerdir. 1 — Tahsin B Ğğm ir. | tur. Zelzele Sivas'ta ve Ordu'da da şarkı: (Bir gün İsi hissedilmştir. Gümüşlhane'de dün gece Kızılay reisi Dikili'de a CKL d biri saat 21.40 ta şiddetli diğeri 23.10 ş DA bu yerden gid -H İzmir; 8. a.a. — Kızılay reisi doktor 4 — Okuyan: 5 y 1 — Karcıgar İj ı'llq neşe bu ömrün © | şiddetli diğer bir sarsıntı kaydolun -| dan şehrimize gelmiş ve bu sabah Di- 2— Udi Ahmeli müuştur. Hasar yoktur. Giresun'da da| kili'ye giderek zelzeleden harap olan (Varken gönülde)” Yü hafıif bir sarsıntı olmuştur. köylerin yeniden kurulması işini tet- $ — Oluyan!: A ş : : : * l kik etmiştir. 1 — Sadettin Üi 11451 Üsküp kofsolosluğumuz vasıtası | Kızılay Kurumu tarafından Dikili (Deli gönül & h ve milli yardım komitesi eliyle | çi m i ü Ö v ürkü: Beküp KeimlümAklERI taxAfin a cı:ıır.nda yen_ıdc.:n yapfırılıcak üç kö- 2 — Halk türkü 10603 Ürsküp konsolosluğumuz vasıtası | Yün kış mevsiminden önce yapılması-|21.45 Müzik: Cazi ve milli yardım komitesi eliyle | na çalışılacaktır. 22.30 Memleket âll' ç p Üsküp müslümanları tarafından leri D 48582 Belgrat elçiliğimiz vasıtasi ve 22,45 Ajans spor set milli yardım koömitesi eliyle Yu- ; AŞi ü goslavyada mukim muhtelif ha- kaısııhzlgîğzomyşuwaxuçj vi L em00 ' Müzik: Casii EĞĞRRM yırseverlerden y , © neşri- | 23.25 - 23.30 Yarmki P' d Ü. yatı günde iki defa yapılmaktadır. Bunla- * 42900 sküp konsolosluğumuz vasıtası | ., saat ve dalga uzunluklarını aşağıda #"« (SÜ ve millf yardım komitesi eliyle bildiriyoruz : ça h Manastır türkleri tarafından çe ç 4 ( GİLİZ İ 36700 Belgrat elçiliğimiz vasıtası ve | p n aa n aaatiyle 1045 te: NİS | *NGtLİZ Radyo $ a) milli yardım komitesi eliyle Yu- 227 M n f y b Broadcasting Corpo! “bı goslavyada mukim muhtelif ha- D V lerde haber neşriyati P 4 Bisa senRAla Pi urgnğım Saatiyle 20.35 te: Kiısa ei $e Sle g 6900 Belgrat elçiliğimiz vasıtası ve | (lga 41.44 M. İA milli yardım komitesi eliyle Yu- ARE FN £ TÜRKÇE 2110 | göslavyada mukim £I R A İN İNGİLİZCR s15 ht yirseverlerden Tahran Radyosu t 1100 ti Tahran radyosu, kısa dalga ile haberleri b 138.80 — G, * k; 193941 saât 11.30 dan 14 e kadar, 19 m. 87 dalga n 1515 ; ’N Yen uzunluğu üzerinden, 17.18 den 20.15 kadar B 18.00 — 3615 Tokyo büyük elçiliğimiz vasıtası | 30 m. 99 dalga uzunluğu üzerinden saat ç -00 , & ve milli yardım komitesi eliyle | 20.80 dan 23.30 a kadar 48 m. 74 dalga u - " 28445 Ç 'Tokyoda mukim müuhtelif hayır- | zunluğu üzerinden neşredilmektedir. FRANSIZCA 14.15 SeLİ severlerden (Yukarıdaki Saatler İRAN saatidir.) N 23.00 4 " aa y | — Teşekkür ederim, madam Şipoş. Artık, korkum | geçti. Allah rahatlık versin. l Gizella, koşarak odasına döndü. Yatağına girdiği zaman bütün vücudu titriyordu. Kendi kendinden u- Ş tanıyordu. Bir hizmetçinin karşısında yalan söyle- | miş, ve hakikati gizlemişti. Yalan söylemek, ne kadar çirkin bir hareketti? Onu, buü harekete de Maria | sevketmişti. Acaba kapının eşiğinde mektup — var | mıydı? Telâş ve heyecaiından iyice bakamamıştı. Ya mektup başkasının eline geçerse? O zaman ne ola- caktı? Ah bu Maria, durup dururken niçin böyle tehlikeli oyunlara giriyordu? Uyuyamıyordu. Yatağın içinde büzülmüş ezıdışeyb le vaktin geçmesini bekilyordu. Bir saatten fazla bu vaziyette kaldı. Madam Şipoş, her halde artık uyu- muştu. Tekrar kalktı. Ayaklarının ucuna basarak so- İaya çıktı. Sokak kapısına doğru yürüdü. Kapının al- İ tını eliyle yokladı. Mektup yoktu. Demek henüz er- | kendi. Belki; gece yarısından sonra gelecekti. Her . halde Maria ile böyle kararlaştırmış olacaklardı. — Bir buçuk, iki saat geçmişti. Belki de gece yarısı olmuştu. Maria, neşeyle geldi Dudaklarında tatlı bir 4 tebessüm vardı. Islıkla bir tango çalıyordu. Gizella'- he * yı kucakladı. Hararetle yanaklarından öptü. Birden ; aklna geliniş gibi sardü- ha — Hediyelerini aldin mı? # — Ne hediyeleri? e. * — Kocaman iki paket. Maksi göndermiş... İçinde yordu. na? Yazan: Mihaly FOLDİ — Madam Şipoş, sana haber vermedi mi? — Hayir, hiç bir şey söylemedi. Salonda, koltuklardan birinin arkasında paketleri buldular. Gizella, iki büyük paketi kucakladı. Çıplak ayaklariyle yatak odasına koştu. hayretle bakıyor, onun bu haline kahkahalarla gülü- Maria, arkasından — Küçük budalal Gizella, dehşetle başını çevirdi. Ablasının yüzüne baktı. Sarardı. Gözleri yaşlarla doldu. Küçük budala? Bu ne demekti? Niçin gülüyordu? Neden onunla alay ediyordu? Yoksa, Maksi her şeyi anlatmış mıydı 0- Maria da şaşırdı, Telâşla sordu: — Gene ne oldu? Ağlıyacak ne var şimdi? Biribirlerini süzdüler. Gizella içini çekti: — Bana küçük budala dedin. Beni tahkir ettin. Maria, bir kahkaha attı: — Sen hakikaten budalasın. Kitaplar kucağında, çıplak ayaklarla koşman hoşuma gitti. Ablan değil miyim? Sana takıldım. Budala, küçük budala. Bir türlü kendini tutamıyor katıla katıla gülü- yordu. Arada bir Gizella'nın sırtına vuruyor: — Vay budala vay, diye söyleniyordu. Birden kaşlarını çattı. Kıhkahaıı kesildi. Gizella- nın, omuzlınndın tuttu* 'N Türkçeye çeviren: F, Zahir TÖRUMKÜNEY Gizella, başını kaldırdı Nemli gözlerini ablasının gözlerine dikti. Zayıf bir”sesle sordu: — Mösyö Ravberg, benim için ne söyledi? — Senin için mi? Hiç... Ha sahi aklıma geldi. A- kıllı, ciddi bir kız dedi. Senin gibi uslu bir kıza en münasip hediyenin kitap olacağından bahsetti. Ne bileyim, Bir takım saçma şeyler... — Başka bir şey söylemedi mi? — Hayır. Göster bakayım kitaplarını. Paketleri açtılar. İçinden bir sürü mektep kitap- ları çıktı. Bir kaç dane de ağir başlı, klasik roman vardı. Maria, bir müddet kitaplara baktı. Sonra, ge- ne kahkahayla gülmeğe başladı: — Gizuşka!... Benim küçük budalam!... Gizella, şakın bir halde ablasının yüzüne bakıyor- düu. tü. VII İki gün sonra Gizella, mösyö Maksi Ravberg'i ga- ziyaret etti. Maksi, genç kızı oda kapısından karşıladı. Elinden tutarak bir koltuğa oturttu. Kendisi de bir sandalya çekerek karşısına oturdu, Sakin, tatlı bir sesle söylemeğe baş- indekri od a zete idarel ladı: — Beni d!i —ğ — Maria, onu tekrar kolları arasına aldı. Öptü, öp- e yavrum. Sana i; huldum. Şimdi doğ jxötterdi* t sın, hayatta buan boyle kıiçıik eheml)' ra lüzum vardır. Bundan insana zerre gelmez. Ağabeyime, senin takir bir kıZ * çalışmak — mecburiyetinde bulunduğunt saşka bir şeyden bahsetmedim. Sen, ailt? tin hakkınaa kendisine istediğin gibi t& sin, Yalnız, ablana âşık olduğumu sakın * çırma, Zaten, ben bu işi ablan ı:ıoıayıııîı Binaenaleyh meseleye ablanı karıştır! lüzüm yoktür. Ağabeyim, bilmem ki, yim... Biraz eski düşünceli bir adamdıf" kındaki telâkkileri çok serttir.. Cemiy” diye kabul ettiği yaşama tarzının haritif nı katiyen kabul etmez... Onun, en bl"“d- fiındaki insanların ciddi ve çalışkan © hususta sana çok güveniyorum Gizellâ: beni çok, hem de pek çok sever. Bu hoş tutacağı muhakkaktır. Yalnız, dediğ eski kafalı ve ihtiyardır. Arasıra sinirlef” onu idare edersin. Haydi allah m Bıraz bonbon ister misin’ Portuna matbaasının önüne geldiği düşündü. Ne garip bir tesadüftü bu. Bir hitten ayrilamıyordu. Şimdi babasınin 07 diraşşi caddesinin bir sokak üstünde " Bir sokak ötede de Babovski'nin lokan!? lişacağı matbaanın buralara bu derect pek haşuna gitmedi. Fakat, iş yerini meykide bulunmadığını da takdir etti- * pisında işçi kıyafetli bir kadınla karş! bir tavırla kadından sordu: — Mösyö Rudolf Ravberg'i neredt caba? İşçi kıyafetli genç kadın, eliı'ıde'ıi Soğuk, soğuk Gizella'nın yüzüne çevirip, eliyle geniş taşlığın nihıye