31 Mayıs 1940 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

31 Mayıs 1940 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ULUS s1 .0 Yanan kereste deposunun alevler içindeki hali Dün Akköprüde bir kereste deposu yandı Binanın sigorfalı olduğu anlaşılıyor İtfaiye yangını söndürmeğe çalışıyot (Başı I. inci sayfada) mağa başlamıştır. Bütün itfaiye ekip- lerinin müteaddit kollardan su sıkma- larına rağmen keresteler. yanmakta devam etmiştir. İtfaiyenin yangını söndürmesinde tamamen serbest hare- ket edebilmesi için deponun civarı kordon altına alınmıştır. Diğer taraf- tan, getirilen temizlik ve yol amelesi henüz tutuşmıyan keresteleri yangın- dan kurtarmak için 50-60 dereceyi bu- lan hararetin altında canla başla ça- lışmışlar ve keresteleri deponun ya- nından geçmekte olan Bentderesi mec rasına taşımışlardır. Ankara vali ve belediye reisi B. Nevzat Tandoğan, Ankara emniyet müdürü, belediye re- is muavinleri ve belediye erkânı yan- gın mahalline gelerek lüzumlu emir- leri vermişlerdir. Kereste deposundan 20-30 metre ile- ride bulunan Alaiyeli Mahmut beye ait ve Mehmet Çetinkayanın isticarın da bulunan Sebat fabrikası yangının ]tevltt ettiği hararet yuzunden tehli- keli bir vaziyete girmiş ve fabrika a- melesinin kovalarla taşıdığı su ancak fabrika içerisindeki kerestenin ıslan- masına kâfi gelmiştir. Sebat fabrika- sının yangından tarafa olan cephesi- nin de ıslatılması hususunda valimiz emir vermiş, ve itfaiye bir taraftan yangını söndürmeğe çalışırken, diğer taraftan da bu fabrikaya su sıkmış- tır. Yangının sirayet önü alındıktan sonra itfaiyemiz geç vakte kadar yan- gını söndürmekle meşgul olmuştur. Yangının nereden ve nasıl çıktığı etrafında tahkikata başlanılmıştır. Ha- ber verildiğine göre, Sebat fabrikası müstecirinin hizmetçisi kereste depo- suna bitişik bulunan kümesteki tavuk bitlerini öldürmek için kümeşin için- de talaş yakmıştır; birdenbire parlı - yan talaşlar kümesi sarmış ve oradan da rüzgârın tesiriyle depoda bulunan çıraları tutuşturmuştur. Kereste deposu ve içindeki kereste- Şimali Afrika'da beşinci kol Yohanesburg, 80 a.a — Şimali Afrikada faaliyetle beşinci kola mensup kimseler a - ranmaktadır. Zannedildiğine göre, son gün- ler zarfında bilhassa yanlarında silâh bu - lunduğu ihbar edilen 200 den fazla şüpheli şahis tevkif edilmiştir. Kana'da da tevkif olunan faşistler Montreal, 30 aa. — Kanada faşist teşkilâtı olan National Unity partisi- nin beş âzâsı yapılan bir araştırma ne- ticesinde bazı vesikalar bulunması ü- zerine tevkif edilmişlerdir. Polis bu teşkilâtın reisi ile iki mu- avinini aramaktadır. Fiyat artışına karşı İstanbul, 30 (Telefonla) — — Züccaciye eşyası, cam ve deri fiyatlarında son günler- de sebepsiz yükselişler — kaydedildiğinden alâkalı makamlar milli korunma kanununa istinaden bunlar hakkında tahkikata baş - lamışlardır. İnhisarlar umum müdürü geliyor İstanbul, 30 (Telefonla) — “İnhisarlar umum müdürü Bay Halet Taşpınar vaki olan dâvet üzerine Ankaraya gitmiştir. Merkez Bankası müdür muavini döndü İstanbul, 30 (Tetefonlay — BİF mtddeti” tenberi Avrupada bulunan Cümhuriyet Mer kez Bankası umum müdür muavini Sait Erda İstanbula gelmiş ve Ankaraya git - miştir. Narvik mınfakasında harekâtın inkişafı Stokholm, 30 a.a. — İsveç selâhiyet- tar mahafili, müttefik kıtaat tarafın- dan Narvik ve hinterlandının alıtma- sını pek ehemiyetli olarak telâkki et- mektedir. Evelâ madenlerin nakline yarıyan Narvik ile İsveç hududu ara- sındaki demiryolu, muharebe esnasın- daki tahribat tamir edilir edilmez is- timal edilebilecektir. Saniyen, Norveçin bütün şimal kıs- £ |mı, Narvik cephesiyle muhafaza edil- miş bulunmaktadır. Bu cephenin aynı N |zamanda cenuba doğru yapılacak ha- rekât için bir üs de teşkil edecektir. Bu ameliyat ise, şimdiye kadar hava- nın müsaadesizliği yüzünden şimdiye kadar gayri kabili icra bulunmakta Vidi. İsveç hududunda, Narvikin istirda- | dı dolayısiyle geri çekilmeğe mecbur kalan almanların, grup grup gelmele- ri beklenmektedir. Narviki muhafaza etmek azminde bulunan almanlar, ge- çen haftalar zarfında, batırılan veya müsadere edilen gemiler ve paraşüt- çüler vasıtasiyle takviye kıtaatı gön- dermişlerdi. Ancak müracaat edebile- cekleri paraşüt vasıtasiyle takviye göndererek mukabil taarruzda bülün- mak üzere müfrezeler teşkil etmeleri muhtemel ise de, müttefikler Narvik- te pek sağlam bir surette yerleşmiş ol- dukları cihetle, alman teşebbüslerinin akamete mahküm olacağı tabiidir. Narvik nasıl geri alındı? Londra; 30. a.a, — Narvik'in istir - dadı hakkında henüz fazla tafsilât a- lınmamıştır. Maamafih, şehrin bir fransız generalı kumandasında bulu - nan müttefik ordusu tarafından, ma - hirane bir manevra neticesi istirdat edildiği anlaşılmaktadır. Müttefikler birkaç yüz esir almış- lar ve bir kısım efrat da İsveç'e dogru kaçmışlardır. Bunların İsveç hudu - dundan girip girmedikleri malüm de- ğildir. * Almanların hava taarruzuna uğri - yan iki ingiliz hastahane gemisinin Dippe limanında battığı anlaşılıyor. Her iki gemi de mutat olan yeşil - be- yaz salipahmer renklerine bariz suret- te boyanmış bulunduğundan, yanlış - lık olmasına imkân bulunmamakta idi. KÜÇÜK DIŞ HABERLER x Londra — Kıral George'un küzeni Fredrick Cambridge'in cephede ulduzu bu gün Lönüra'da Haber alınmıştir. — x Oğttava — Kanada mebusan meclisi, Kanadanın 700 milyon dolarlık harp büt - çesini tasvip etmiştir. x Vaşi — Kısa bir müdet için A- ler Mahmut Alanyalılar namına Ahmet Şahin tarafından Güven Sigorta Şir - ketine sigortalı bulunmaktadır. Bir yangın daha Ankara İtfaiyesi efradı sabahki yan- ginin yorguünlüuğunüu gidermeğe vakıt bulamadan gece yeni bir yangın daha söndürmek mecburiyetinde kalmıştır. Altındağ mahallesinde Polis kara kolu yaninda Hasan Çavuş'a ait olan evden, henüz bilinmiyen bir sebepten dolayı yangın çıkmıştır. Derhal yeti- şen İtfaiye, ateşi-binayı yıkmak sure- tiyle söndürmüştür. Yangının sebepleri hakkında polisce tahkikat yapılmaktadır. merikaya dönmüş olan Birleşik Devletle- rin Moskova büyük elçisi Steinhart, Cor- dell Hull ile dün kısa bir görüşmede bu- lunmuştur. -Steinhart, cuma günü yeniden Hull tarafından kabul edilecektir. x Ottava — 1929 kânunusanisinde na - ziler tarafından öldürülen Avusturya baş- vekili Dolfuss'un dul karısı, iki çocuğu ile Kanadaya muhaceret etmek talebinde bulunmuş ve muhaceret bürosu buna mü - saade etmiştir, x Madrit 1 hazirandan bütün ispanyol gazeteleri rak çıkacaktır. X Helsinki — Fin - Danimarka tediyat itilâfnamesi fin hariciye nazırı ile Dani- marka'nın Helsinki elçisi arasında imza itibaren iki sayfa ola- Rufenya'daki halk Sovyefler birliğine nakledilecek Budapeşte, 30 a.a, — Büuraya gelen ha- berlere göre, Ruten halkınım Sovyetler Bir liğine »nakli projesi hakkında macar ve sovyet hükümetleri arasında müzakerelere başlanması muhtemeldir. Alâkadar mah- filerde hüküm süren kanaate göre ihtiya- ri olan bu nakil keyfiyeti 450.000 Ruten'- in hiç olmazsa üçte biri tarafından kabul edilmiştir. Belçika mebus ve ayan âzalarının foplanlısı Paris; 30. aa. — Dün öğleden sonra toplanan 25 Belçika mebusu ve âyan âzası, önümüzdeki cuma günü yapıla- cak parlâmento toplantıları şeraiti ü- zerinde görüşmeler ve ileride yapıla- cak diğer bir toplantıya Fransa ve İn- gitere'deki bütün Belçika mebus ve âyan âzasının da çağırılması arzusunu izhar eylemişlerdir. B. Pierlot, son on günün tarihçesi- ni yapmış ve Belçika hükümetinin müttefikan ve kıralın diplomatik ve askeri düşüncelerini red mecburiye - tinde kaldığı şeraiti anlatmıştır. Toplantıda, kıral Leopold'un hiya - netinin kanünuesasi bakımından neti- celeri görüşülmüştür, Sovyet - Yugoslavya münasebetleri Belgrat, 30 a.a. — Sovyetler Birliğinin Sofya elçisi Lavrentiev ve elçilik müste- |şarı Kirov, Moskovada imzalanan Soövyet- Yugoslav ticaret Aanlaşmalarının musad- |dak nüshalarının teatisi için bugün öğle- den sonra Belgrada geleceklerdir. Bu iki ıdıplomata 'Tass ajansının bir muhabiri de refakat eylemektedir. Bu muhabir, Yu. goslavyaya gelen ilk sovyet gazetecisidir. Gazeteciler heyeti geldi İstanbul, 30 (Telefonla) — Londraya gitmiş olan mebus ve gazetecilerden mü- rekkep on beş kişilik kafile, bu sabah sa- at 9,30 da konvansiyonel treniyle Atinadan İstanbula gelmiştir. Heyet âzasından ba - zıları bu sabahki trenle Ankaraya gitmiş- lerdir. Amerikaya sipariş edilen Zirait âletler geldi Tİstanbul, 30 (Telefonla) — Hükümeti- miz tarafından Amerika'ya sipariş edilmiş olan zirai âlât İstanbul'a getirilmiştir. Buğün trenle Ankaraya sevkolunmuştur. Bugün ULUS Sinemasında Çift film 14,30 - 17,30 ve 21 de UYKUSUZ GECELER GABY MORLAY 16 ve 19 da KARA ODANIN ESRARI BORİS KARLOFF edilmiştir. Fiyatlar 20 ve 35 Kr. RADY# 'ruı—ınl' ( Radyo Difüzyon FO TÜRKİYE Radyosu — ———7“—HM— Dalga Uzul:ll“âu 1648 m. 182 -Kes./l ) 31.710 m 9465 — Kes/ g 19.75 m 15195 Keca/ CUMA: 3L.5: ıt | 12.30 Program, ve m:mlekğ . ü Ajans ve mexcorolo Müzik: muhtelif 5; o 1400 Müzik: karışık P Program, ve mlek.' Müzik: uvertürler, V& lart (PL). ğ Müzik: operet selel * şarkılar (PL). N Müzik, Çalanlar: Hakki rif İçli, Hasan Gür, & I — Okuyan: M:lek 1 — Uşşak peşrevl y 2 — Sadettin '“! (Gördüm seni bir 3 — Faize - uşşak sağar). 4 — Rahmi bey - (Bir sihri tarap). $ — Mustafa Nafiz * (Sensiz bu sabah). 6 — Neyzen Burhan * (Haylı demdir), 1I — Okuyan M 1 — Eviç türkü: ( girdim). 12,35 12.50 13.30, 18.00 18.05 18.30 19.10 2 — Eviç türkü: Ğ de boyun sallanır). $ — Eviç türkü; ($ hane). Memleket saat ayarlı * teoroloji haberleri. Müzik, Çalanlar: ef Cevdet Çağla, Refik Kopuz. I — Okuyan: Necmi * 1 — Tanburi Ali Ek kı: (Daim seni ben 2 — Salâhattin Pınar * (Delisin deli gönlüm) g'e 3 — Udi Cemil - bestfii (İstedin de gönlümü II — Okuyan: Radi 1 — Salâhattin Pımar * Kkt:-(Sana gönül ve 2 — Relik Fersan * (Yakdı Cihanı ateşin) 3 — Sadettin Kaynak * (Dalda bir ishak). ) 4 — Mustafa Çavuş - "g (Fırsat bulsam yâre Konuşma (milli kahi kibeleri). Müzik: Oyun ve 209? Rumeli türküleri, Konuşma (bibliy oîfd Müzik: küçük orkeıt" Aşkın). j 1 — Ziehrer: t1 Cav Lunâ operetinden vılî- 2 — Tschaikows! No. 2 - den: vals. 3 — Bucalossi: lozza'nın meşhur şark 4 — Caludi: Romans kestra için). 5 — Jac Grit: çiçek (vals). , 6 — Micheli: ikinci * Memleket saat ayarlı ri; zirat, esham - yo - nuküt borsası (f 2250 Müzik: cazband (Plr 23.25/23.30 Yarınki prografi, * kak ( İNGİLİZ RADYOL İNGİLİZ Radyo Şirketi Broadcasting Corporation) lerde haber neşriyatı prog Ankara 1945 20.00 20.30 Z 20.45 K 21.10 21.30 Ai'ı!!"r" 22.30 Saatiyle TÜRKŞE 20.10 İNGİLİZCE 8.15 " 11.00 sö:ssz FRANSIZCA " ( FRANSIZ RADYÜ FRANSIZ Radyosunun T yatı günde iki defa yıpılın T rin saat ve dalga uzunl! bildiriyoruz: 1 — TÜRKİYE saatiyle dalga 41.44 M. TÜRKİYE gaatiyle — P.T.T. 253M. Radiyo — 227 M. Başvekilin sosyetesi, gazetesinin isetikbali, Viyana'- daki kibar muhiti böyle bir izdivacın yapılmasına ma- ni olur, her biri aşılmaz bir kale dıvarı gibi karşımı- za dikilirdi. O, beni ne zaman alır, biliyor musun? Gizella'nın, sırtına yavaşça vurdu. Yüzüne şeytani bir tebessüm yayıldı: — Onu, benimle evlenmeğe mecbur etmek için ne yapmalı, biliyor musun? Evelâ kontla evlenmeli. İş- te, O zaman mesele kalmaz. Bir kontesle evlenmekten gurur duyar. Sosyetesi, bir kontesi hürmetle kabul eder. Menfaatleri ve pozisyonu tehlikeye düşmez. Sen, daha Maksi'yi tanımaazsın, Sen, henüz erkekleri bilmezsin | Coşarak devam etti: — Burada dizlerime kapanır. Aşkından bahseder, Gözyaşları döker.. Bütün bunların hepsi yalandiır. Hiç birine inanmağa gelmez. Arzusunu tatmin edin- ceye kadar dünyayı gözü görmez. İstediğini aldık- tan, ihtirasını söndürdükten sonra, aramızda hiç bir şey olmamış gibi sükünetle çıkıp, gider. İkinci bir randevu gününe kadar beni düşünmez bile. Beni ilk defa kandırıp, bu eve getirdiği günü hayatımın so- nuna kadar unutamıyacağım .O zaman, bu ev, bugün gördüğün gibi değildi. İçinde eşya namına, bir kar- yoladan ve bir iki sandalyeden başka bir şey yoktu. Bir öğleden sonra buraya geldik. Bir an kendimi kay- bettim ve onun oldum. Aklım başıma geldiği dakika- da bir çılgına döndüm. Göz yaşlarımı, hıçkırıklarımı tutamıyordum. Mahvolmuştum. O, hiç oralı değildi. Giyindi, saçlarımı okşadı, kulağıma fısıldadı: — Haydi, küçük sevgilim. Şimdi güzel, güzel evi- mize gidelim.. Hayretle yüzüne baktım. Benim, evi- me gidecek halim kalmış mıydı ? Fakat, götürdü. Lambayı üfledi, karanlıkta beni sürükledi, dışarıya çıkardı. Kapuyu kilitledi, anahtarı cebine attı. Kısık bir sesle ihtar etti : — Yürü, güzelim ! Kolunu vermedi, elimi bile tutmadı. Benden bir an evel uzaklaşmak istediğini hissediyordum. Yanında gittiğimi, onunla beraber olduğumu kimsenin görme- Yazan: Mihaly FÖLDİ sini istemiyordu. Benden utanıyordu. Öyle ya, büyük bir gazete sahibi, yüksek sosyetenin tanınmış politi- kacısı, sivri siyah sakallı, kibar tavırlı, şık Maksi, ba- sit bir kapıcı kıziyle beraber nasıl yürürdü ? Gören- ler ne derdi ? Sokakta durdum. Başıma gelen felâketi düşündüm. Ayaklarım bir türlü ileri giteniyordu. Ar- tık, temiz aile ocağımızda yerim kalmadığını anlı - yordum. Geri dönmek, buraya gelmek istiyordum. Sanki; burada, bu karanlık odada, ayrılmama imkân olmıyan pek kıymetli bir şeyimi unutmuştum?..... Gizella, sen henüz kız mısın ? Gizella, dehşetle ablasının yüzüne baktı : — Kız mıyım, anlıyamadım ? 4 — Yâni, şimdiye kadar kimseyle sevişmedin mi ? — Hayır !.. Hiç kimseyle !... — O halde, bunun ne demek olduğunu anlıyamaz- sın. Aradan seneler geçmiş olmasına rağmen, o günü hatırladıkça hâlâ ağlarım. Evet, bir gün gelip bu hâ- disenin hayatta her genç kızın başına geelceğini bili- yorum . ,. Fakat, bu daha güzel .. Daha tatlı hatı- ralar bırakarak olabilir. Coşkun bir aşk, bu neticeye varabilir . .. Ama, bizim maceramıza aşk ismi verile- mez . . Bir erkeğin, dizlerimize kapanıp, sevgiden bahsetmesi . . Güzelliğimizin karşisında bir an ken - dinden geçip, dünyayı inkâra kalkışması . . Gözleri- mizin içine dalıp, dudaklarının titremesi . . Heyecan- dan sararması aşk değildir .. Bu, sadece bir arzu, bir ihtirastır . » » İnsan sevdiğini kâinattan gizlemez . « » 1'ürkçeye çeviren: F. Zahir TÖRÜUMKUNEY L AĞ Sevdiği bir kadının varlığından utanmaz. Seven, sev- diğiyle iftihar eder. Ben, böyle düşünüyorum. Hal - buki; Maksi, benimle birlikte sokağa çıkmamak, umu- mi yerlerde görünmemek için çırpınıyor. Onun, aş- kına nasıl inanabilirim ? Birlikte, bir tiyatroya, bir baloya gidebilmek için âdeta harp ediyorum. Kadı - nın mücadele etmesi lâzım. Bu doğru .. Fakat, senin düşündüğün gibi değil. Kadın, bir erkek gibi çalışa- maz. Çalışsa da bundan bir netice çıkmaz. Herkes kendi silâhiyle mücadele eder. Güzelsin, gençsin . . . Gözlerinin teshir edici bir kudreti var. Saçların ipek gibi, parlak ve yumuşak. Biçimli dudaklarının arasından, inci gibi muntazam dişlerin parlıyor. Sah- ne hayatında büyük muvaffakiyetler kazanabilirsin. 'Teşebbüs etmeli, uğraşmalı. Belki; sesin de elverişli- dir. Kendini, ağır ve yorucu işlerle yıpratacaksın, ya zık değil mi ? Bir gün sevebileceğin, hoşuna giden bir erkekle karşılaşır, evlenirsin. Hayatta herşey müm kün. Ben de evleneceğim. Benim gayem de budur. Bak aklıma geldi. Sen, Vilmoş Loşonsi'yi hiç gördün mü ? — Hayır, görmedim. — Çok genç, henüz çocuk denecek yaşta, fakat öyle âşık ki; insan bayılıyor. Bir gün Maksi'nin karşısına geçip : — Teşekkür ederim, artık kâfi. Ben evleniyorum. Vilmoş Loşonsi'nin karısı oluyorum, desem ne yapar? Bir kahkaha attı ; — Çildırir, aklını kaybeder. Varsın çıldırsın. Onun için, ben de az istırap çekmedim. Birden yüzü değişti. Kaşları çatıldı : — Ama, bizler bunu yapamayız. Şandor B kızları istedikleri adamla evlenemezler, Kör 017 4 rasızlık ... Ah, zengin olmak ne büyük bir # Hüriyet, aşk herşey onlar için..., ç Yumruklarını sıktı. Başını asabiyetle dikti * — Hayiır 1!.. Biz de zengin olacağız. Lâliik lekli arabala.rda gezmek;, villâlarda yaşamak hakkımızdır. Bana itimat et Gizella. Seni, ) yatroya götüreceğim. İcap edenlerle tanışti Ah, bir kere sahneye çıkabilsen, ondan öt! Sahneye, çıkan bir kadının kıymeti derhal af keklerin gözünde büyür, erişilmesi güç bir M bi görünür. Çünkü; onlar, bir kadın hakkında * verirken kendi gözlerinden ziyade ba.şkalırlf* atlerine ehemiyet verirler. Şimdi anladın mt * kıymetini ? .. Orada aşk, servet, koca, herf, hın ayağına gelir. Dinle beni. Ben senin ıyil" yorum. Göreceksin bak., İkimizd h servete kavuşacağız. Ben, yalnız kendımi düş yorum, seni de bugünkü hayat seviyenden Y karmak emelindeyim. Kadın olduğunu ve ©&" güzel kadınlar uğruna hiçbir fedakârlıktan $ diklerini unutma. Bir insanın hoşa gıttlğmi' i ğini bilmesi kadar güzel birşey tasavvur © Akıllı, kudretli bir erkeğin sararıp, titrediği mek, keskin bakışlı, zeki gözlerinin bulutl4 farketmek ne büyük bir zevk ve saadettir. P çin istemiyorsun ? Hem, sen çok daha kolaY İN fak olacaksın ! Bana yardım eden, yol gostC’ f, tu. Herşeyi kendim öğrendim. Burada oturuP' gört ha kızgın maşa saatlerce saçlarımı kıvıracagıl!:ı raştım. Dünyada, tuvalet salonlarının bulü I# G. ve oralardan yalnız zengin kadınların değil. Sİ bilerinin de istifade etmek hakları olduğunu ; ciye kadar neler çektim. Şimdi, bunları hatif g kahkahalarla gülüyorum. Maksi'ye karşı olaf * | (Sonu —

Bu sayıdan diğer sayfalar: