Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Ucus'ı KXT T inci Kurultay dolayısiyle Genç fayyarecilerimiz bize güzel hava - hünerleri cösterdiler ( Başı 1 inci Sayfada ) -ışhlerm. döndükleri zaman vatandaşlara | anlatacakları çok şey vardır. Onları dinliyenler, içlerinde bir yerin sıcak lürperişlerini hissedecek, göğüslerinin iştiğini ve semaya daha parlak göz- |lerle bakacaklardır. Dün, gök dâvamızı halkın birlikte düşünüp, gök çocuklarını birlikte al- şladığı; gönüllerin birlikte çırpı- birlikte ferahladığı gündü. Va- hın parlak semasında, parlak mu- ffakiyetlerin genç namzetlerini ka- % Natlarının ve başlarımızın üstünde e p birlikte görduk Hava mitingi, güzel bir güne-ras- ladı. İnsana, göğsünü olanca genişli - ğiyle Şşişirerek nefes Aalmak, sevin- mek, koşmak hissini veren, parlak bir güneş vardı. Etimesgüt meydanı, yem- t — yeşildi. Tabiat, yerden ve gökten, ha- va mitingimize cömert bir sahne, ek- — siksiz bir dekor hazırlamıştı. Çelik kartallar, yan yana ve arka arkaya sırada idiler; vazifelerine ha- zır, sessiz fakat mağnalı duruşlariy - le; bir kuzu teslimiyeti fakat bir kar- tal haşmetiyle pervanelerinin dönme- sini bekliyorlardı. Halk ,iki yoldan, fevç fevç şenlik meydanına” koşüuyordu. Memleketin uzak yakın köşelerini temsil eden de- legeler daha evel gelmişlerdi. Hemen bütün Vekiller, C. H. P. Genel Sekre- teri Fikri Tuzer orada ıdi Bır laket dükleri gün genç uyyareı:îleri' — Bir haftadır gözlerim havada, inden dön- © sizi düşünüyordum, diye karşılıyan Dr Relik Sıydım, biraz sonra hava- ğ in önündi geçerek geldi, halkm arasına girdi, bekliyor- du. En az üç, beş bin kişi için hazır- * lanmış tribünler, saat 9a daha çok varken dolmuştu. Büyük küçük, kadın erkek, çoluk çocuk onları bekliyorduk; görmek is- | mizi ona tiyorduk. Sevinmek ve işlerimizin ba- şına dönerken emniyet ve itimadımı - zı daha perçinli görmek, ihtiyacında değil, arzusundaydık. Bir tayyare sıradan ayrıldı. Yeşil — sahada küçük bir tur.. ve yükseldi. Döntüyor, dolaşıyor, mitingin başladı- — ğını böylece ilân ediyordu. Biraz sonra, beş tayyare daha sı- radan ayrıldı. Bu, genç kızlarımızın filosudur. Zehirli bir okun ucuna pek benziyen filo şekilleriyle, birkaç da- — kikada onları başımizın üstünde bul- duk. Meydan artık, motör gürültüsü ile dolmuştur. İçindekilerin seslerine hiç benzemiyen, daha çok gök gürül - tüsünü, kara bulutlu havaların ho- müurdanışını andıran bu sesler hiç dinmeden hep devam etti. Bir yandan da yerde çalışılıyor, /— plânörcüler, bu gürültüsüz kuşlarına tâlimler yaptırıyorlar. Lâstik ipini geriyor, sonra koyuveriyor, kısa u- çuşlarla halkı biraz sonraki büyük sürprize hazırlıyorlardı. Fakat biz başlarımızı gene havaya kaldıralım. Üç tayyare, şu dakikada bütün meydanı işgal etmektedir. Ak - /— robasi hareketleri yapıyorlar. Üç beş — yüz metre irtifa yetmiyormu$ gibi başlarını göğe dikiyor, yükseliyor, |- gsonra âni bir hareketle yan dönüyor, baş aşağı geliyor, süzülüyor, tekrar dönüyor, tekrar yükseliyor, yirminci /—asrın bu hârikalı çelik ağırlığına bu- lutların arasında istediği istikameti — veriyor, onunla âdetâ bir lâstik top — gibi oynuyor, motöre tahakküm edi- yordu. Ve... bunları yapanlardan biri- si henüz 17 yaşında bir çocuktu. Fa- kat bizim çocuğumuz... Her hareket, kendisinden evelkile- ri âdetâ basitleştiren yeni maharet- lerle görünüyor: — Bu ötekilerden daha güç, fakat daha -güzel, dedirtiyordu. Nitekim, |— plânörlerin akrobasi hareketleri hay- — ranlıklar kazandı. Üç tayyarenin kuy- ruğuna abanarak yükseldiler. Bir -— müddet onlarla birlikte dolaştılar. Fa- kat onlar, bu parazit uçuşundan mem- — nun değillerdi. Bir an evel boşluk i- /|çindeki hüriyetlerine kavuşmak için — çırpınıyorlardı. İstedikleri oldu ve /| motörlü tayyareler, kuyruklarına bağ- h plânörleri gökyüzünde, desteksiz, - sahipsiz, başı boş bıraktılar. Fakat.. korkmayınız. Plânör denen |- hârikayı asıl şimdi görüp tanıyabile- — ceksiniz. Plânörlerin akrobasi hare- ketleri başlamıştır. Ortadakinin için- L de kendı ııhanndıki dünya rekorunu denberi dinç dan yere =mlyen genç bif türk çocuğu vear- BT ilah £ Te — TU LA FOK DA İ bulmuş, “Âli,, demişti. O, soyadını göklerden aldı “Yıldız,, koydu. Ve az zamanda geceleri yıldızlanan boşluk - ların korkusuz dostü oldu. Şimdi onu tâkip 'ediyomz.' Plânö - rünün kanadını, süslü bir kelebek gi - bi nakışlamış; beyaz bulutların için- | 4 46 de süzülüp kayıyor, yükselip alçalı - yor,inip çıkıyor. Bir sülün gibi se- vimli, bir çalıkuşu gibi oynak, ve ben- zeri kelebek gibi zariftir. Sonra göz » lerimizi arkadaşlarına — çeviriyoruz. Onlar da havada, öylece, sessiz ve münis akiyorlar, Üçünü yan yana ge- tirince şu hükmü veriyorsunuz: — Göklerde ağır bir vals oynuyor- lar, Eğer, dün çekilen filim seslendiri- lirse, yukarıdaki buluşun sahibi — ben değilim — bu sarçaya bir vals müziği koyacaktır. Sıra paraşütçülere gelmiştir. Genç tayyareciler, paraşütlerini sırtlarına taktılar. Tayyarelerine bindiler, Ge - niş bir filo halinde havalandılar. Göz- lerimiz onlarda... Ha atladılar, ha at- lıyazaklar diye bekliyoruz. Tayyarelerd-- siyah noktalar dö- külüyor. Siyah noktalar biraz sonra, t5 ada birdenbire parlayı, bir tutam pamuk beyazına dönen bir mısır ta - nesi gibi, bir be) : şemsiyenin ucun- da kalıyorlar, Yıldırım s'iratleri şim- di, ağır b. üh inişine dönmü tür. Biraz sonra, beyaz ş* mnyeler ıkı- leşiyor, sürat ağırlaşıyor ve, beyaz bulutların içindeki bu tatlı cevelâna, rahat top”ığa rahatça çömelerek son veriyorlar, Bir tayyareci: — Şu havadaki tayyareyi dikkatle takip edin, dedi, — Ne var, diye sorduk, Güldü: , — Söylemiyeyim, dedi, fakat gözü- nüzü ayırmayın siz... Bir tayyare, hem de çok alçaktan geçiyordu. Tavsiyeye uyduk, gözleri- (Başı 1 inci sayfada) keri mahafiline nazaran dün akşam — ve düngece vaziyet mahsus | bir surette İnki- şaf iştir. F her iki taraf için muvaffakiyet ve ıdemı muvaffakiyet safhaları ile devam etmekte- dir. Üst Escaut'da tebeddül yoktur. Picardie gediğinde, elân alman moto- rize kıtaatı kaynaşması devam ediyor. Bun ların adedi geçen günlere nazaran daha ber külliyetli ve- rilecek miktarda değildir. Picardie liman- larına doğru akınlar yapmaktadır. Somme Üzerinde nehrin sol sahili Üze ; rine almanların vazetmiye muvaffâk ol - dukları köprü başlarının hemen — kaffesi fransızlar tarafından istirdat edilmiş ve almanlar geri sürülerek Amiens'in varoş- larına varılmıştır. Cephenin diğer taraflarında İsviçre hu- duduna kadar, 2 alman taarruzu vaki ol- muştur: Biri Attiknies'de diğeri de Seda- nın cenubunda. Bu taarruzlara takriben bir fırka piyıde igtirı.k et.m:ş ve !ıa.kıt her iki- ver e. Fi landreı meydan muharebesi devam ediyor Havas bildiriyor : Flandres meydan muharebesi üç günden- beri başlamıştır. ' Valenciennes - Cambrai - Arras hattı Ü- zerinde çar çok şi Bura- da, şimal, ingiliz - fransız orduları, alman kıtalarının kuvayi külliyesi ile mücadele- ye girişmişlerdir. Somme Üzerine, fransız kıtaları, dün, Somme hattının sağlam surette elde tu- tulmasını temine matuf bir seri mahalli harekâtı muvaffakiyetle icra etmiştir. Al- manların bu nehrin garp sahiline yerleştir- miye muyvaffak oldukları küçük köprü baş- lJarının hemen hepsi tasfiye olunmuş ve Somme'in cenubundaki bütün mıntaka, al- man müfrezelerinden temizlenmiştir. Somme hattının sağında, fransızlar A - miens şehrinin varoşlarına — varmışlardır. Bu mıntakada vaziyetin seri surette iyi - leşmesi ümit olunabilir. Almanların karşılaştığı mukavemet Somme hattı ile Flandres meydan mu - harebesi mıntakasının cenup hududu ara- sında ancak 50 kilometre kadar mesafe vardır. Almanların hafif motörlü unsurla- rı bu dar koridordan, müttefik hava ku - vetlerinin bütün şiddetiyle bombardıman ettiği yollar üzerinden dir. Bura- vaffakiyetlere müncer olmuştur. Keşif ve bombardıman tayyarelerimiz büyük bir faaliyet göstererek düşmanm ge- rilerini izaca devam etmişlerdir. Avcı tayyarelerimiz setir hareketlerine devam etmekle beraber düşmanın zırhlı ve motörlü krtalarına muvaffakiyetle taarruz ederek toplarının ateşi altına almışlardır. Saat 24 teki vaziyet Paris, 24 aa. — Akşam tebliğinin neş - rinden sonra Havas saat 24 de askeri va - ziyet hakkında aşağıdaki tafsilâtı vermek- tedir: Şimalde ingiliz ve Belçika kıtaları bir ricat hareketi yapmışlardır. Yeni mevzi - ler ve Valenciennes, Cambrai, Arras mın- takasında devam eden büyük Flandres mu- harebesinin teferruatı hakkında Paris'te pek ketüm davranılmaktadır. Arras ile Somme arasında alman zırhlı kıtaları gene gedikten içeri girerek sahil istikametinde ilerlemişlerdir, Bilhassa Bou logne'un cenubunda şiddetli fakat dağı- nık muharebeler olmuştur. Şüpheli bir men- badan verilen habere rağmen Calais mın - takasında muharebe olmamıştır. Somme üzerinde mevzil muharebeler ol- müuştur, Diğer mıntakalarda kayde değer bir şey yoktur. Reuter'e göre vaziyet Londra, 24 a.a, — Royter'in askeri mu- habiri bildiriyor: 4 “Audernade'da Escaüt'yı geçmiş olan al- man cüzütamlarının müteakiben geri püs - Flanders'da üç gündür büyük bir meydan muharebesi oluyor Alman resmi febliğine göre askeri vaziyel Berlin, 24 a.a, — Alman umum? karar - gâhmnın tebliği: Dünkü muzafferane hücumlar neticesin- de, düşman ordularının şimali Fransa'da ve Belçika'da kuşatılmış bulunduğu arazi şe- ridi her taraftan daralmaktadır. Flandres'larda, alman fırkaları, düşma - nn Escaut üzerindeki müstahkem mevzile- rini delmişler ve Lys ırmağının garp sahi- line kadar ilerlemişlerdir. Tournai işgal e- dilmiştir. Maub fransız kalesi, ha- len tamamiyle almanların elinde bulunmak- tadır. # Artois'da, alman kıtaları, Arras'ın şimali garbisinde Lorette tepesini işgal etmişler- dir. Arras ile deniz arasında ilerliyen alman zırhlı cüzütamları, dün Manş'taki fransız limanlarına yaklaşmışlardır. Düşmanın Amiens'e karşı hafif bir te - şebbüsü püskürtülmüştür, Hava harekâtı Cenup cephesinde, alman hava kuvetleri, gerilerini bombardıman etmiş - kürtülmesi ve hattın bu k sıkı Sü- rette takviye edilmesi, çok büyük bir ehe- miyeti haiz bulunmaktadır. Bu tehdit ve aynır zamanda düşmanın Boulogne üzerine şimale doğru ilerleyişi, çok tehlikeli bir mahiyet arzetmekte ve şimaldeki müttefik orduların münakalâtını âtıl bir hale getir - meyi istihdaf eylemekte idi. Vaziyet, bugünkü hali ile çok - ciddidir. Sömme'un şimalindeki gedikten yalnız bir alman fırkasının hafif unsurları geçmiye muvaffak olmuş bile bulunsa, sıkı muharip lduklarını şimdiye kadar göstermiş olan da, alman hafif motörlü unsurları, enerjik mukavemet merkezlerine çarpmaktadır. Bu koridorda motörlü cüzütamlar arasın- da, küçük çarpışmalardan büyük çarpış - malara kadar, birbirini ta.klp eden çarpış- malar olmaktadır. Almanlar bu gedikten hatll unsurlarını yollamakta devam ediyorlar ve zırhlı ma - kinelerini Arras - Cambrai —mıntakasına saklamaktadır. Zira bu zırhlı. makineler burada kendilerine lüzumludur. Sanıldığına göre, dün Saldau'un cenubun daki mmtakuma yaptığı hu::umdı. almnn ti zin yalnız piyade firkası kullan.mıştır Bu hücüm heyeti umüumiyesi itibariyle akim bırakılmıştır. Son haberlere göre Sedan'ın cenubunda düşmanın elde etmiye muvn!fık Tzherakslanimenmeğbramu! almanlar, süratle tahkim işinde mütehassıs- tırlar. Ve bilâhare almanları bu tahkimat- tan atmak güçtür, General Veygand sâkin, telâşsız ve azimli Birkaç gün daha beklemek lâzımdır. Bel- ki iki taraftan da mukabil hücumlar yapi- lacaktır. Fakat, general Weygand'ın plân- larınt tamamlamasından evel büyük bir mu- kabil taarruz beklenmemelidir. Bütün cep- hede yaptığı seri tetkikten beri general Weygand'ı iş böşında görmüş olan müşahit- ler, b:ışkumandamn. ıakm. azimkâr ve te - noe PC YN tünde tayyarenin yanındaki kapı açıl- dı, bir kucak beyazlık havanın boşlu- ğuna bırakıldı, süratle iniyor, yerden en çok yüz metre yüksektedir. Fakat beyaz “şey,, derhal, bir para- şütün himayesi altına girmiş, aheste uçuş başlamıştir. Paraşütün yüksek himayesine sığı- nan bu paâaraşütçü meydanın kenarın- mıştır. Longuyon'da ve Nied üzerinde dün, düş - man topçusunun şiddetli hazırlık ateşini hiç bir hücüm takip etmemiştir. B. Reynaud'nun temasları Başvekil Paul Reynaud bugün Mareşal Petain ve General Veygand ue görüşmüş- Franımm şimalinde cereyan eden muha- rebeler asnasında her sınıfa mensup fransız ubıt ve askerleri büyük yararlıklar gös - tank ler, kıt da otlar gördüğümüz kıvırcık keçidi Evet... atlatılan oydu, Havalarda, ra- hat bir koltuğa kurulmuş gibi süzülen bu sevimli hayvan, gökte koyun ol- madığı için, Abdurrahman çelebidir. Meydan neşe içinde, keçiye gülü- yoruz. Fakat Abdurrahman çelebi top rağa kavuşunca tebessümler dudakla- rimızda düğümlendi. Çünkü, müba- rek, indiği yerde mıhlandı, kaldı: — Eyvah, dedik, yoksa... Meydanın dört tarafından heyetler izam olundu. Keçinin sıhati tetkik et- tirildi : dipdiri.. Yalnız paraşütün kor- donları ayaklarına takılmış, yürütmü- yor. Nitekim, ipler kaypıtılınca, cibil- liyetinin verdiği asil yürüyüşle, sıçrı- yarak sağa sola koşmağa başladı. Tayyareci anlatıyor: — Tayyareye bindirilirken çok mu- nisti. Fakat işin içinde bir bityeniği olduğunu da hissetmiyor değildi (ze- ki hayvandır, anlar) motöre gaz ver- dim; hâlâ bir telâş eseri yok.. Fakat ben yükseldikçe, keçide gariplikler başladı. Buynuzlarını benim sandal- yaya bağlamıştiım, bereket versin ki- pırdanacak halde değildi. Zamani ge- lince, boşluğa bırakıverdim. Bir müd- det çırpındı, bu çırpınma bir iki sani- ye devam etti, fakat paraşüt açılınca, bizimkine bir rehavet geldi. Paraşü- tün yalpasından âdeta hoşlanıyordu. Tayyare meydanının maskotu kı - yırcığın sıhati ve neşesi, lehülhamd pek yerindedir. Sizinle biraz da modelleri seyrede- lim mi? Bunun elde yapılan ve bebek oyuncağı kadar küçükten başlıyarak gürültü çıkaran motörlüsüne kadar muhtelif büyüklükte, renk renk mo- del tayyareler. Çocukların elinde mo- deller meydanın ortasına getirildiler. Uçuruldular. Birkaç metre uçuyor, ta- bit yere düşüyorlardı, Fakat sıra mo- törlülerine gelince iş birdenbire değiş- ti. O kadar değişti ki bir metre geniş- liğindeki “24 mayıs,, tayyaresi 1000 metreye yükseldikten sonra tâ karşıki köyün eteğine düştü. Fakat bir noktayı da ikmal etmeli- yim. Bu belki de dünkü programın en zarif fakat çok mânalı hareketi oldu. Havaya şişirilmiş balonlar saldırıl- dı. Renk renk, çeşit çeşit... yükseliyor lar. Bir yandan da beş kartal dolağı- ö kalk f Tifel LA h kar M « ' tedıknrlım düşmanın ileri hareketine mâni olmakta veya bu hareketi geniş mikyasta güçleştirmektedir. Fransız akşam tebliği Paris, 24 a.a. — Akşam tebliği: Birkaç gündenberi şimalde ve bilhassa Cambrai ve Arras mıntakalarında cereyan eden Saint - Ömer ve Böulogne mıntakala- rina kadar yayılan şiddetli muharebeler cephemizin heyeti umumiyesinde imtidadın yeniden tesisine bu âna kadar imkân ver - memiştir. man taarruzu kuvetli vasıtalarla yapılmış- tır, Mukabil taarruzumuz pek bariz mu - yor. Bu tayyarelerin, bu balonları pat- latmaları lâzım. Krmizı balonları bir kovalama baş- ladı. Korkunç süratli tayyareler, çevik dönüşlerle bunları yakalıyor ve ba- lonla tâ bize kadar gelen gürültülerle posa halinde havaya karışıyor, parça- larını yere döküyorlardı. Biz bu kır- mızı balonlara tehlike diyelim. Üstün- de bu memleketin adını taşıyan tayya- renin içindekine de — şakacıktan da olsa — “bu tehlike,, diyelim de, o, hâ- lâ havada dursun. Bu:. olamazdı. Lâstik balonların enkazını çocuklar başlarına külâh yaptilar. Uçuşlar ve hareketler biribirini ta- kip etti. Saatlerimiz, gözlerimiz sema- da, takdir ve hayranlığın içinde geçti. Kuvetli tayyarelerden mürekkep bü- yük bir filo uçuşu merasimle haşmetli bir hava içinde sona erdirdi. — Dünkü hava mitingi harikulâde gü- zel ve parlak oldu. O kadar ki sona er- mesini istemiyorduk. Çünkü göklerde, çocuklarımızı görüyor, bize hâs olan pervasızlık ve cesareti, bize mevhibe olan zekâ ve kabiliyeti bir arada bulu- yor, genç türk çocuklarının çelik ka- natlarında seziyorduk. Dünyanın bir ucu yana dursun, tay- yareler yakıp yıka dursun, biz dünkü hava mitingini yakından görenler gök- lerimizin hüriyet ve istiklâlinin, han- gi ellerde olduğunu biliyoruz. Fakat durmiyacağız. Vatan semasını, vatan toprağı ve vatan suyu gibi görmek için durmamak lâzım geliyor. Gözleri- miz ve gönüllerimiz göktedir. Tayya- relerimizi çoğaltalım. Kemal Zeki Gencosman b dl Bu kritik saatte vakit kazanmak ingiliz hava kuvetleri büyük faaliyet gös- termektedir. İngiliz hava kuvetleri, demir- yolu iltisak foktalarını, düşman krtalarının terkip edildiği istasyonları, düşman elinde bulunan köprüleri ve askeri kolları müte- madi sürette izâe ve tahrip ederek, alman ordularının nevraljik merkezlerine ciddi hasarlar iras eylemektedir.” İngilizler Boulogne'i terkettiler Royter'in salâhiyettar Londra mahfille - rinden aldığı haberlere göre, almanlar, dün gece Boulögne şehrini ele geçirmiştir. Boul 'da bul ingiliz 4 hemen kâffesinin şehri terketmiye muvaf- fak olduğu bildiriliyor. Cenup sahilinden şark sahiline kadar dün bir kaç saat müddetle şiddetli top ses- leri işitilmiştir. Hemen fasılasız olarak a- tışlar zaman zaman yeri sarsmakta idi, Almanların Boulogne'deki ktvetleri faikti h sn t Royter'in ine göre, Boulogne'da, müttefiklerin müdafaa kabi- liyetine faik kuvetlere malik bulunmakta idi. Umumi vaziyet, ciddiliğini muhafaza etmektedir. Belçika kıralı Leopold ve ingiliz ku - yetleri başkumandanı general Goört hakkın- daki şayialar yalanlanmakta ve kıral Leo- pold'un ordusu ile beraber Belçika'da, ge- utal Gort'un ingiliz ordusu ile Fransa'da lunduğu tasrih edilmektedir. Haberlerin halka kadar gelmesine mani olmak arzu edilmemekle beraber, bugün burada bildirildiğine göre, alman müfre - zelerinin vardıkları veyahut püskürtüldük- leri mahaller hakkımnda malümat verilme - mesi lâzım gelmektedir. Filhakika, bir çok defa bu müfrezeler infirat halinde ve u - mumi karargâhları ile muhabere teminine gayri muktedir bulunmaktadır. Şehir düşmedi Paris, 24 aa. — İyi haber alan fransız askeri mahfillerinde ingiliz kıtalarının Bulonya'yı tahliye ettikle- rine dair ecnebi menbalardan verilen haberin asılsız olduğu beyan edilmek- tedir. Akşama kadar fransız kıtaları- nın şehri işgal etmekte oldukları ve muharebelerin Bulonya'nın cenubun- da cereyan ettiği tasrih olunmakta - dır. B. Çörçil'in nutkunun akisleri Londra, 24 aa. — Salâhiyettar ingiliz mahafili, Çörçil'in iradetmiş olduğu nu - tuk, şimali Fransa'daki cephe vaziyetinin vahim olduğunu ancak tamamiyle tehlike- için | tir. Manş'ta Boulogne önünde, alman ha- va kuvetleri, üç torpido muhribi ve pek müuhtemel bir kruvazör olan büyük bir harp gemisini ciddi hasara uğratmış ve 6 dolu nakliye gemisini batırmıştır. 16 alman tayyaresine mukabil, düşman hava kuvetleri, dün, 49 tayyare kaybet - miştir. Narvik civarında #&lman tayyareleri, düş- man kıtaat konaklarına ve tahaşşütlerine muvaffakiyetli hücumlar yapmıştır. Bir düşman tayyaresi düşürülmüş, bir kruva- zör ve bir nakliye gemisi hasara uğratıl - mıştır. Dün gece, düşman hava kuvetleri, garbi ve cenubu garbi Almanyası üzerine yeni taarruzlar yapmış ve gayri askeri hedefle- re bombalar atmıştır. Almanlar Gand'ı almışlar Berlin, 24 a.a, — Alman istihbarat bü - rosu alman kıtalarının Gand şehrine girdik lerini bildirmektedir. Be;i'ııci kol Nevyork, 24 a.a. — Aflantı * Georgie - da oldukça iyi bir aksanla almanca konu - şan bir şahıs tevkif edilmiştir. Bu şahsın üzerinde yolların haritası, gaz mecraları ile demiryolları hakkında şemalar bulun - muştur. Nevyork, 24 a.a. — 1913 den 1916 ıem - Bine kadar reisi l Vilson harbiye nazır muavinliğini yapmış olan B. Henry Breckenbridge, söylediği bir nutuk- ta demiştir ki: “Amerika birleşik devletlerinin, emni - yetini tehdit eden insaniyet düşmanı nazi-, lere harp ilân eylemesi lâzımdır. Fransa ve İngiltere'nin tahribi, Amerika- nın mevcudiyetini ve istiklâlini tehlikeye koyacaktır. Zira, böyle bir felâketten son- ra, dünya fatihine karşı yalnız- başımıza karşı koymakl buriyetinde bul - BIZ.), 28 kişilik bir heyetin beyannamesi Birleşik Amerika'da çok ileri gelmiş 28 kişilik bir protestan grupu tarafından neş- redilen bir beyannamede şunlar söylen - mektedir: “Amerika için, infiratcılık politikasına devam etmiye mi, yoksa tecavüzü duürdüra- cak yardımı yapmıya mı karar verecek ân artık hulul etmiştir. İdealimiz de, faatlerimiz de tehli - kededir, Bütün maddi ve manevi kaynak - larmı müttefik milletlere hasretmesini bir- leşik Amerika'ya ne kadar tavsiye etsek azdır,, RADY TÜRKİYİ Radyo Difüzyon P TÜRKİYE Radyosu — K ——— ( Dalga Uzunluğu 182 Kes./120 9465 Kos./ 20 15195 Kes./ 20 CUMARTESİ; 25.5.1 Program, ve memlekt! Ajans ve meteoroloji Müzik. Çalanlar: Cevd'ı mal N. Seyhun, Şerif * Ökte. Okuyan: Radife 1 — Lemi - dıkça geçen günleri ç 2 — Etem efendi - sultaf? kı)' (Bu gülzarın gene * rı). 3 — Yesari Asım - sultaf” kı:(Biz Heybeli'de). 4 — Suphi Ziya - u"lk den hiç durmadan y 5 — Şevki bey - ıışşlk olsun o rindaneki). 6 — Refik Fersan - # (Kız bürün de şalıma). Müzik: halk türküleri ( ses). Müzik; Rıyuetıcıimld (Şef: Künçer). 1 — Markey: marş. 2 — Ancliffe: gelincik” (Antrakt müziği). 3 — Weber: Der FPrel sının üvertürü, 4 — Leroux: basit bir f Obua için fantezi). $ — Franz Lehar: Şef tinden potpuri. 15,15/15.30 Müzik: cazband 18.00 Program, ve memleket *5 18.05 karışık müzik 18.30 zik: radyo caz O lbrıhım Özgür). 19.00 şma (yuürt bıl;ıli ve 19.15 M k: Nuri Halil Po ğıl;ııiııı eı(e:rler Çaın!ı: eyhun, Cevdet Çaği İzzettin Ökte, Müzik; okuyan - Azize 1 — Lemi - karcığar $i ge ol beni peşinden kı ..» « hüseyni koyun yayılır), 3 .- türkü: (D yolladım). Memleket saat ayarı, oröloji haberleri, Müzik: fasıl heyeti. Konuşma (günün me Müzik. Çalanlar: Cevdet mal N. Seyhun, Şerit ! Ökte. I — Okuyan: Radife E 1 — Ali Rifat - suzinâk 1648 m. 81.70 m. 1975 m 13.30 13.35 13.50 14.15 14.30 19,35 1945 20.00 20.30 20.50 (Bır gün geleceksin). Refik Fersan - 1 — Yesari Asım - (Ümitlerim hep kırıldı) 2 — Sadettin Kaynak - kü: (Çıkar yüceleredn rim), 3 — Halk türküsü:: Leylamı gördüm). 21.20 Müzik: Siret Tayfur t tar Havayen soloları. j 21.35 Müzık küçük orkestra (#W l — ana Hartmann ııığmdı dans (entermi — Hanns Löhr: dü ! — C, Schalstich: aşk kısımlık aşk hikâyesi). 4m—d— Leo Fılli İstanbul F tinden potpuri, $ — Moszkowski: İM 6 — Lögine: Hümoresk. Memleket saat ayarı, aji ri; ziraat ,esham - . nulmı borsası (fiyat). Konuşma (eccnebi dillerde kısa-dalga postasiyle). Muıık' cazband (P1.). kadar yalnız usun—dılı! 23.25/23,30 Yarınki program, * * .. . ——— ( FRANSIZ RADYO, ;;RANSIZ[ Radyosunun yi günde iki defa yapılmak! rın saat ve dalga uzunluklarıl? bildiriyoruz: PT 1 — TÜRKİYE saatiyle dalga 4144 M. YE saatiyle 20 22.30 22,50 22.50 2 — TÜRKİ — P.T.T. 258M, Radiyo — 227 M. *..... —— İNGİLİZ RADYOLAF, İNGİLİZ Radyo Şirketinin (V Broadcasting Corporation) in lerde haber neşriyatı programi Ankara KESE ü ö Ç FRANSIZCA 'DİKKAT Londra Rad saati dünden luhıl’. Palto diktirilecek Türkiye Kızılay Cemiyeti Umuüumi Merkezinden: Cemiyetimiz ihtiyacı için Eti- mesğut'daki anbarlarımızda pa - zatlık suretile 2760 adet palto diktirilecektir. Yalnız dikiş işçi- liğine talip olanların 30, 5. 1940 tarihine müsadif perşembe günü öğleden evel saat onda Yenişe - hir'deki Umumi Merkezimize mü- racaatları ilân olunur. 2048 ın'lmdik h"m.knnin münnkılitmı müş - küll leri ve | teşebbüs etmeleri ihtimalini kabul etmek- te iseler de alman hatlarının pek uzun ol- duğu ve muntazam sürette erzak ve mü - .merııaıgı üzere değiştirilm *..... —Ö İRAN 'Tahran Radyosu Tahran Radyosu, kısa dalgtli ıuxnloaınılıkıdırl’ ; uzunluğu Üzerinden, 17.18 dll dıraoıuââduııuıunlutu “ maoamnsoıkıdu (Yukarıdaki saat İnu saati0” Bugün ULUS Şinemasi”” Türkçe sözlü filmi Beri Çav baş rolde: HANS ye düşmemiş bulunduğunu Böstermohe - |himmat almaktan mahmm ku!mak tehlike- Şikagonun WM iLsa'l .l V Ft ı 5 | dir, ler, sine maruz bul ka ktedir- i. Tüyler ürp Londra'daki ukerî ricalden bir zat, fran- İler, Bu hal karşısında almanların vaziyeti yet vakaları. İnsanı Z' sız d parlak meziyetl ktır. Diğer taraftan müttefiklerin |B vecek İspanyol den ve mulıiindo seri kın'ırlır ittihaz et- mek * İ ka - zanmış olduğu ıb'hıu'un bahsetmektedir. eli İT aüi Yi 1 İ A Askeri eksperler, alman cüzütamlarmın eeei hava kuvetl geniş ki faali - yeti, düşmanı münakalât yollarını her gün AĞT bak yi BöZe e Özk M v * DA A h a li B biraz daha teval etmek tehlikesine maruz < zti Ka AM A a A