12 Aralık 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12.12. 1039 UY UYS! | (Başı 1 inci sayfada) ln'lV'lıtluk, Şili, Panama ve Peru il edilmemişlerdir. at 11.30 da reis 20 inci asamble- ( Gçmıştır. Celse saat 11,45 te tâlik _dhhiştir. Bundan sonraki ikinci cel- ** reis seçimi yapılmıştır. Reis seçimi hdol'veç delegesi Hambro asamble Pösliğine seçilmiştir. on de Wiart, yeni reisi asamb- ımnlmını tebrik ettikten sonra Mil- | er Cemiyetinin daha kuvetli ve “Ynelmilel hayatın hakikt imkânla- Uuymuş Olarak tekrar doğması ü- Ve temennisini izhar eylemiş, me- iyetin hakiki şartı olan beşer ve - ve hüriyetine inanı olduğunu bil- tir. |, Mütcakiben söz alan Hambro, Car- N de Wiart'ın sözlerine iştirâk ede- Milletler Cemiyetinin milletler a- ida teşriki mesai ve şeref esası- da ler ça h.."lu lüzumunu kaydeylemiştir. Reis demiştir ki: — İstiklâli için döğüşmekte olan “Çük bir milleti hayal inkisarına uğ- ve içtima devresi millet- a bib T tünlak mehl!eket noktası teşkil edecek veç- “e hareket edelim. Ağa b Bir celse daha aktedildi * Milletler Cemiyeti asamblesi saat 'ete — Asamblede bir 13 ler komiyonu kuruldu bildirmiye dâvet etmiştir. Bu karar, Cenevre'de başlamış olan müzak tâlik edecek mahiyette değildir. Sovyetlere murahhas * gönderilmesi bildirildi Bu içtimaında, İsveç murahhas he- yeti, Moskova hükümetine bir telgraf gönderilerek, Finlandiya'nın müra- caatı hakkında cereyan edecek olan müzakerata çarşamba gününden itiba- ren mümessil göndermesinin bildiril- mesini teklif etmiştir. Hitler teşebbüste mi bulundu? Londra, 11 a.a. — Daily Herald ga- zetesinin Helsinki'deki muhabirinin haber aldığına göre, Hitler Stalin'in askeri harekâtını durdurmağa teşeb - büs etmiştir. Muhabire göre, bu teklifi yapan Schlenberg, Molotof'u Finlandiya ile müzakerelere tekrar başlamağa ehe - miyetle dâvet etmiştir. Finlandiya komünist hükümetine itimatlı gözüken Molotof bu teklifi şiddetle reddeylemiştir. İngiliz gazetelerinin y Ü LONDRA; 11. a.a. — Daily Meyl gazetesi, Milletler Cemiyeti konseyi- nin celsesinden bahseden bir yazısın— da Rüusya'nın cemiyetten çıkarılması- nın mevsimsiz olduğunu, çünkü böyle bir hareketin Rusya'nın düşmanlığını celbedeceğini ve bu düşmanlığın Al- manya'nın düşmanlığına inzimam ede- rek vaziyeti büsbütün vahimleştirece- T A bl. 45 te bir celse daha ak iştir. Asamble, kendi bür teklifi u."?îne. evelâ ruznameyi kati suret- v İç tesbit etmiştir. Ruznamede, Finlan- Ya vaziyetinin tetkiki, konsey âza- Fik in yenilenmesi, Milletler Cemiyeti tisadi faaliyetinin arttırılmasına bir olan komisyon raporu vardır. ğ hnAHmhle, bundan sonra derhal Fin- n.dîya talebinin tetkikine geçmiş, | "“Rndîya mümessili B. Holsti, a- “mblenin alkışları arasında kürsüye ştır. Ç | Fin delegesinin sözleri “P"lhndîyı delegesi, memleketinin, ti &i şerait dahilinde Milletler Ce- Yetine müracaat ettiğini ve Millet- | » Cemiyeti konseyinin bu müraca- “"wlllmblıye bildirmeyi nasıl karar- iğını hatırlatmıştır. . Holsti, Helsinki hükümetinin ““m-.ımm karşılamak — hususunda Rösterilen müsareattan dolayı asamb- | *ta rtağmen, Milletler Cemiyeti esas ahinin. pratik bir enerjiye inkılâp *debileceğine bu bir delil teşkil eder. y tip, hâdiselerden pratik netice- H Çıkarabilmek için, meselenin eve- Mânevi bakımdan mütal lü- di kkür etmiş ve demiştir ki: — İçinde y.,ıaıpnu-ıâıtHFM ğini y ktad 'Taymis gazetesi de şunları yazmak- tadır : Hiç şüphesiz Cenevre'de Sovyetler Birliği'ne karşı zecri tedbirler tatbiki icabedip etmiyeceği tetkik edilecek - tir. Fakat Finlândiya'yı kurtarmıya - cak olan zecri tedbirleri tatbik ettir - mekle Milletler Cemiyeti'ne en fena bir hizmet yapılmış olur. Buna bina- en yalnız Sovyetler Birliği'ni ittifakla Milletler Cemiyeti'nden çıkarmak hu- susunda mutabık kalınacaktır. İdeal, Sovyetler Birliği, Almanya ve yahut diğer her hangi bir memle- ket Milletler Cemiyeti âzasından bi - rine taarruz ettiği takdirde bu âzanın hep birlikte bunlara karşı silâha sa- rılmağa karar vermeleridir. Bu takdir- de şimdiki harp çabuk biter. Fakat bu ülküye erişmek hemen hemen imkân- sızdır. Gazete, bu fikrin muvaffakıyetle tahakkukuna engel olan zorlukları bulunan küçük milletleri kurtarmak gibi hususi bir mesuliyet deruhte et- mişlerdir. Binaenaleyh daha şimdiden üzerlerine müşkül bir vazife almış ol- duklarına göre, esas plânlarının tat - bikinden hayli uzaklaşmaları basiretli | ğ“mluv gördüğünü söylemiş, Sovyetler irliğinin emsali işitilmemiş cebir ve ! ıddet hareketi karşısında bütün dün- n duyduğu nefreti Mmevzuubahs ştir. _B“nlın sonra, B. Holsti, Sovyetler h."“!î mürahhaslarının Cenevrede | töz söyledikleri sırada, taarrüz hare- lk'“"inl, bizzat Sovyetlerin nasil te- İkki ettiklerini hatırlatmış ve demiş- Te kpg> l7 “— Sovyet murahhasları, bu ifade- ıe"hde. saçma bir sözün, mükerreren un hangi formüle istinat eder- | * etsin, yine taarruz olarak kaldığı- ti Söylemekten çekinmiyorlardı. O Litvinof, eğer Milletler Cemi- Yeti, mütearrızın karşısında azimkâr * siyaset takip edecek olursa, yeni bir taarruz imkânını ebediyen ortadan k.udlncıktır. diyordu. Sovyetler Bir- ği Milletler Cemiyetine girdiği gün- tnberi, Sovyet murahhas heyeti, bu | Sibi gözleri mütemadiyen tekrarladı. Ovyetler Birliği, Cenevrede, daima Üşterek emniyetin tanzimi lehinde ? söylemiştir. Bu, Finlandiyaya kar H taarruzda bulunmasına mâni ola- Üti Holıti. güçlükle zaptettiği bir te- ürle, son haftalar zarfında Sovyet Ordusunun, donanmasının ve tayyare- ttinir Tinlandiya milleti üzerine ö- . ardıklarını söylemiştir. 13 ler komisyonu küurulda Finlandiya mümessilinin nutkun - 2h sonra, asamble sureti mahsusada “Nlandiya müracaatını tetkike me - lit olmak üzere 13 âzadan müteşek- İl bir komisyon teşkil etmiştir. Bu 9misyon, Uruguay, Fransa, İngilte- İ Bolivya, İrlanda, Mısır, Portekiz, Ve“uuella. Siam, İsveç, Norveç, Ka- da ve Çin'den müteşekkildir. Komisyonun toplantısı îomîıyon. asambhlenin dağılmasını ıî'îi'&a'aîn. yani, merkezi Avrupa saa- Vle 12 de derhal içtima etmiştir. Ko- ",'î*'!. İsyeç murahhasının teklifi üze- Hne ve ittifakla Rusyayı derhal mu- 3samatı tâtil ederek Milletler Ce- Yeti asamblesinin nezareti altında Bir sulh müzakeratına girmeyi kabul *dip etmiyeceğini yarın sabaha kadar Yöylense dahi, saçma olduğunu, ve bir | bir hareket olmıyacaktır. Baltık'tan Behreng körfezine kadar uzanan bir memleketle harbe girişmek onlar için cinnet olur. İmdi, Rusya Finlândiya'ya harp ilân etmemiştir. Buna binaen Finlândiya- ya yardım için Sovyetler Birliği'ne harp ilânı zaruri değildir. Finlândiya kendisini o kadar mükemmel bir şe - kilde müdafaa etmiştir. ki, havalarda zaferini temin etmek ve onu kurtar - mak için İngiltere'den ve Fransa'dan biraz malzeme göndermek kâfidir. Finlândiya'yı kurtarmak, hem de der- hal kurtarmak lâzımdiır. News Chronicle gazet2si, Finlândi- ya'nın ancak şimal memleketleri tara- fından kurtarılabileceği kanaatinde - dir. İsveç daha şimdiden bu istikamet- te bazı şeyler yapmış bulunmaktadır. Bu gazete baş makalesinde, İsveç ve Norveç'i, Finlândiya'yı ilk müda - faa hattı telâkki ederek bitaraflıkla - rından ayrılmağa ve Finlândiya'ya aynı zamanda yardımda bulunmağa dâvet etmektedir. ğ — İnebolu'da İnönü günü İnebolu, 11 aa. — Milli Şefimiz İs- met İnönü'nün İnebolu'yu teşrifleri yıldönümü olan dünkü günü İnebolu lular içten tezahüratla kutlamışlar - dır. Resmi ve hususi müessesat, dük- kânlar, evler bu münasebetle bayrak- Jarla süsülenmiş idi. Şehri saran bu bayram havası içinde halkevinde ya - pılan bir toplantıda Milli Şefin hayat ve eserleri hakkında bir konferans ve- rilmiş milli şarkılar ve bugünü yaşat mak için yazılmış şiirler okunmuştur. Alman - Romen .. cre ticaret görüşmeleri Bükreş, li aa. — Havas: Dört haftadan beri devam eden al- man - romen ticaret müzakereleri so- na ermek üzeredir. Alman heyetinin hareketi hafta sonuna talik edilmiş - tir. Anlaşmaın cuma günü imzalana - cağı bildirilmektedir. “ (Başı 1 inci sayfada) raptır. Biz buna nasıl Türk edebiyatı- dır, türkçedir, diyebiliriz ? Farzedelim, ( Baki ), sırf arapça yazsaydı yahut ( Nedim ), sırf farsca söyleseydi; divânlarını türkçedir di- ye, ( Türk Edebiyatı Tarihi ) ne ge- çirecek miydik ? | Divân edebiyatı, farsça ve arapça söyledi, fars ve arap zevkıyle söyledi, kültürüyle beraber . . Fakat bir farsça ve arapça söyledi ki, fars okusa anla- maz, arap okusa anlamaz ! Türk oku- sa bindebiri anlamaz. İşte bu dilin adı Osmanlıcadır. f ( Baki ) nin kastde ve mersiyeleri- ni, ( Nefi ) nin ( Sâkinâme ) sini, (Naili Kadim) in gazellerini anla - mağa imkân var midır ? Meselâ ( Baki ) den : Hengâmrt şeb ki künkerei tâkı astiman Zeyn olmuş idi şulelenip şem'i ahteran, Diğer bir parça, Ey pây - bendi dâmgehi kaydi namu nenk, Tâkey havayı meşgalei dehri bi - drenk? Meselâ ( Nefi ) den : Merhaba ey câmı minayı meyi yakut - renk Devri gelsin senden öğrensin ıipi!n"lir bi « Meselâ (Nailii Kadim) den : Ey kilki siyeh - came eğerci dü - zebansın Amma ki hasekrizi rehi gecrevi şansın Bunları anlamak, mânalarına inti - kal etmek şöyle dursun, burada kul - Edebiyat tarihimiz — ve antolojimiz Divân edebiyatı; saraylarda, ko- naklarda, lâleliklerde bir avuç insana hitap ederken, öz Türk edebiyatı, Mu- haçlar'da, Viyana önlerinde sazların tellerinde haykırıyor.. Ve buradan çı- kan tiz nağmeler, gazilerin yüreklerin- de âkisler bırakıyordu. Bu kadar da değil, koşmalar anayı babayı düşün - dürüyor. Onların duygularında hazin kahraman şehnâmeler yaratıyordu.. Sivastopol önünde yatan gemiler Atar nizam topunu yer gök iniler, Davulla zurnayı düğün mü sandın Al yeşil bayrağı gelin mi sandın Askere gideni gelir mi sandın 'Türk milleti istiraplarını bu şiirler- le söyledi. Saadetlerini bunlarla yâd- etti. Bunlarladır ki rüyalarını besledi ve sükün buldu. Bu şiirler ve bu tarz nesirler ise, Türk milletinin kendisi- dir. Milit edebiyattan bir nesir : “ Belgrad'ın yolları çamurdur ge - çilmez. Ümüğünü (4) sıktığım, ense- sine kaktığım İlemçe kıralı, Viyana'yı vermem demek.. ne demek ? ,, Bir dâha : “ Dinelmez dirlik, çıkmaz can, ka- ra günlerimizi sayıyoruz. Tanrı sahi- bini göndere.” Edebiyat tarihi ve antoloji, onun lanılan kelimeleri türkçı vir - mek için eldeki İlügat kitapları kâfi değildir .. Medeni milletlerden birinin dilini öğrenmek, l ö daha çok kolaydır !. yoktur. Hele ( Şefiknâme ) yi, bugün kaç kişi anlayabilir ? Zaten önce ( Şefik- nâme ) okunur, sonra arapça ve farsça öğrenilirdi. O, türkçe değil sanki fars- ça ve arapça öğrenmek için bir anah- tardı !. ( Tanzimat Edebiyatı ), ( Edebi - yatı cedide ), bu mektepler, -bazı is - tisnalar bit yana- dil görümünden, di- vân edebiyatından uzak şeyler değil- dir. Kültür bakımına gelince, farstan ve araptan ayrıldılar. Fakat garbın şeklini aldılar. Garb kültürü, onlara, ve onlar, garp kültürüne sinemediler, ( Fecriâti ), Yakup Kadri bir yana konursa, sembolizm üstadı Haşim bile yerinde saydı denebilir. Bütün bunlar osmanlıcadan ileri geçemediler. Bizde dil inkılâbı, milli mekteple başladı denebilir. Atatürk bu yı Ööğri Ve bunda şüphe kendisini aksettirmelidir ki Türk'ün adını taşımağa hak kazansın, Denilebilir ki, bu kaba saba türkçey- le mi konuşacağız ? Hayır ! Fakat bunlar, edebiyat tarihimizde birer te- kâmül merhalesidir. Bunları bilece - ğiz. Denildiği gibi ve biraz önce kay- dettiğimiz cümleler kaba saba olsa da, içinde Türk ruhunun yüksek şehâme- tini, şehâmet anektotlarını ve ıstı - raplarını yaşatmaktadır. Biz, bu şehâmeti bu istırabı ve bun- dan önce kaydettiğimiz bir kısım şiir- lerimizdeki inceliği, yüksekliği, ma - temi, saadeti duymak ve bunların üze- rinde işlemek istiyoruz. Yine diyebilirler ki, Divân edebiya- tı, Türk edebiyatı tarihinde bir mer- hale değil midir? Bir ilerleyiş ifade etmez mi? Ve bu bakımdan Türk ede- biyatı tarihine girmek hakkı ona nasıl inkâr edilebilir ? s Bence Divân edebiyatı Türk edebi- yatı tarihinde bir ilerleyiş, bir tekâ - mül değildir. Fakat bir kaytaklıktır, bir irticadır. Dil bakımından, beşyüz yıl sürmüş bir kaytaklıktır. Bunun / Finler bir şehri geri aldılar (Başı 1 inci sayfada) Nya Daglicht Allakanada gazetesi- nin Helsinki muhabiri, Finlândiya tayyarecilerinin Rus mevzileri üze - rine beyannameler atarak, kızıl ordu tarafından teslim edilen her tayyareye mukabil mühim bir meblâğ vadettik- lerini haber vermektedir. Bu muhabir, o tarihdenberi, 14 tay- yarenin Finlândiya arazisine indiği - ni ilâve etmektedir, İkiye ayırmak teşebbüsü akamete uğradı Lohndra'ya Helsinki'den bildirildi - ğine göre Ruslar'ın memleketi ikiye ayırmak için merkezi Finlândiya'da yapmış oldukları harekât akamete uğ- ramıştır. Zira Finlândiya kıtaatı, Sov- yetler'in ileri hareketlerine mâni ol - muşlardır. Büyük taarruz hazırlanıyor Heslinki'den Havas ajansına bildi - riliyor : Ruslar, Bethnic körfezine ulaşmak ve İsveç'le Finlândiya arasındaki kara muvasalasını kesmek üzere büyük bir taarruza geçmek maksadiyle, şark cephesinde üç ordu tahşit etmektedir- ler. Ruslar aynı zamanda, buzlarla kısmen örtülü Ladoga gölü şimalinde de bir taarruz hazırlamaktadırlar, Sovyet hava ordusu başkumandanı- nın, tayyareler tarafından alınan neti- celerin azlığı dolayısiyle vazifesinden azledildiği haber verilmektedir. Kanlı muharebeler Ruslar Finlândiya'nın en şimalinde Petsamo nehrinin sağ sahiline cuma ertesiyi pazara bağlıyan gece takviye kıtaatı çıkarmışlardır. Dün gündüz üç Rus tayyaresi Pet- samo bölgesinde Salmijarvi bölgesini bombardıman etmiştir. Ölen yoktur: Petsamo bölgesinde son günlerde cereyan eden muharebeler Ruslar için çok kanlı olmuştur. Ruslar'ın yalnız bir tek hücum esnasında 400 ölü ver- dikleri, gözü ile görenler tarafından bildirilmektedir, Finlâdiyalılar yüzlerce esir almış - lardır. Ruaların zayiatı Oslo'dan öğrenildiğine göre Ruslar, kuvet- ler yığmağa devam etmektedir. Rus - lar, bu mıntakada yapmış oldukları taarruz esnasında beş yüz maktül, iki F na Fin tebliği Helsinki, 11 a.a. — Finlandiya rez- mi tebliği: Piatale nehri mıntakasında Rus hü- cumları tardedilmiştir. Ladoga gölü«- nün şimalinde birçok noktada şiddetli çarpışmalar olmuştur. Petsamo mınta- kasında sükün hüküm sürmüştür. Finlandiya hava kuvetleri, Sovyet tank kollarını bombardıman etmiş ve topçu yardımı ile, bir Sovyet tank ko« lunu tamamiyle tahrip eylemiştir. , Finlandiyaya silâh gönderildi mi? Stokholm, 11 a.a. — D.N,B.: Butra- daki Finlandiya elçiliği, — muhtelif memleketlerin Finlandiyaya — silâh gönderdiklerine dair ajansların ve ga zetelrin verdikleri haberleri katf ola- rak tekzip etmiştir. Diğer taraftan İsveç — gazeteleri, Finlandiyaya Almanya'dan veya Al- manya yoliyle silâh gittiği hakında Almanya'nın tekzibini de neşreyle« mektedir. | Amerika'da Finlandiyaya açılan kredi z Vaşington, 11 a.a. — “Reconstruc- tion Finance Corporation” ile “İtha- lât ve ihracat bankası” Finlandiya'nın Amerika Birleşik devletlerinden ken- disine lüzumu olan eşya satın alması için, Finlandiya'ya 10 milyon dolarlık bir kredi açmışlardır. TASARRUF HAFTASI (Başı 1 inci sayfada) ğıtılacaktır. Büyük şehirlerimizin en işlek yerlerine, bezler üzerine yazıl- miş dövizler konulmuştur. Mektep - lerde ve Halkevleri'nde tasarruf ve yerli malı ile alâkalı kurum tarafın « dan yazdırılmış ufak piyesler oyna « nacaktır. Maarif Vekâleti, mektep « lere bir tüâmim yaparak yemiş günleri tertip edilmesini bildirmiştir. İstanbul'da Taksim âbidesi etrafın- da bir açık hava sergisi açılacaktır. Sergi geçen yıl şehrimizde Sergievi önünde açılan sokak sergisi gibi ola- lerilere götürecek Nasıl bir tarih ve antoloji yazıl - malı ? Mümkün olsa da, bütün Türk dilini kavreyan bir edebiyat tarihi ya- zılsa, ve yine mümkün olsa da, bütün 'Türk dilini kavrıyan bir antoloji ba- sılsa ! Buna şimdilik hazırlık imkân vermiyorsa, batı türklerininki mut - laka yazılmalıdır. Yâni aşağı yukarı bin yıllık bir Türk Edebiyatı Tarihi ! Bu tarih ve antolojiye kimler gire- cek ? Mevlânalar, Sultan Veletler, Yunus Emreler, Süleyman Çelebiler, Âşık Paşa zadeler, Hacı Bayramlar, Lütfi Paşalar, Rabia Hatunlar . . ve Âşık Keremler, Ferhat ile Şirinler, Asli ile Keremler.. DDadallar, — Köroğulları. Karacaoğlanlar ,.. Mehmet Eminler, Faruk Nafizler, Nazım Hikmetl ilâ ilâ lar. Türk Edebiyatı Tarihi'nin, Türk Antolojisi'nin ( Panteonu ) na gir - mek hakkı bunlarındır. Meselâ ( Hacı Bayram ) dan £ Bayramı imdi, bayramı imdi g Bayram ederler yâr ile şimdi ( Emere ) den (2) : Ben yunusi biçareyim Baştan ayağa yareyim ... ....r..nrssdrssa Ben yürürüm yâne yâne “Aşk boyadı beni küne Ne âkılim ne divane. .. ..............rvıU Nice köşkler saraylar viran olur kalır bir gün Blş( a a afe) 6 6'gie gle ae SKre K ça ( Rabia Hatun ) dan (81 : Bir kâsedir alav dolu gönlüm yana yana Men tâ senin yanında dahi hasretem sana ( Köroğlu ) ndan : Zengin arabasını dağdan aşırı Züğürt düz ovada yolun şaşırır, Tokat kervanından aldım bakırı İncitmeyin beyler fıkarayı fakiri! ( Karacaoğlan ) dan ; Yürü salın güzelim salındığın yollar öğünsün ... ... ... ....r.r...... Vaktine hazır ol ey Acem şahı Mağrıptan üstüne asker geliyor! Yıkacaktır tâcın ile tahtını Sultan Murat Han'dır kendi geliyor! ( Mehmet Emin ) den: Ben bir türküm dinim, cinsim uludur, Sinem özüm ateş ile doludur. ( Nazım Hikmet ) ten : Varsın otursun istiyenler dört duvar- Kartal kayalardan seyredelim biz Kanayan gönüllerin göğe vuran rengini ilâ, | YO yer alamaz. Kaytaklık tekâmül kabul etmez ve üzerinde işlenemez. (Divân Edebiyatı), o kadar türkçe olmamıştır ki bir yandan hem de dev- let himayesinde yürümeğe çalışırken, diğer yandan, milli edebiyat, hem de karşısına çıkarılan bütün engelleri at- hyarak onunla yanyana yürüdü. Mil- lete yalnız bu edebiyat hitap etti. Divâncılar bol bol ihsanlar, atıye - lerle ceplerini doldururken, milli şi - irleri söyleyenlere kaba Türk deni - yordu ! Biz bu zihniyeti nasıl yaşa- yabiliriz ? ! Yaşarsak Atatürk ihtilâlini nasıl ifade edebiliriz ? | Osmanlıca'nın türkçe olmadığını ilk söyleyen ben değilim. Klâsikleş - miş dâyayı Cevdet Paşa şöyle anlatı- r: “ Lisanı azbülbeyanı osman! üç li « sandan mürekkep olup . . . » Demek ki Divân edebiyatı türkçe değildir. H Türkçenin gitgide unutuluşuna sa- rayları, devlet kapılarını divân üslü - bunun alışına ( Âşık Paşa zade ) beş- yüz yıl önce sütunlarla göz yaşı dök- tü (51. Nasıl bir edebiyat tarihi ve antoloji yazılmalı ? Türk dilinin, Türk şiirinin, Türk nesrinin tekâmül ve inkişaf safhaları- nı gösteren bir edebiyat tarihi ve an- tolojisi yazılmalıdır. Divân edebiyatı buradan çıkarıl - malı, istenirse, Edebiyat Fakültesi'n - de ( şerhi mütün ) dersine konmalı - dir ! Fakat liselerde yasak edilmeli - dir. Ve bu yasak iki bakımdan zaru - ridir. 1) Dil birliği, milli vahdet, 2) moral. Divân edebiyatı, milli vahdeti bo - Hele moral cihetten gençleri bundan tahzir etmelidir. Meselâ ( Nedim ) in (Hamamiye) si, gençliğe nasıl okut - turulabilir ? Müddeiumumilik buna müdahale ederse haksız mıdır ? Hatırda kalmağa değer ki, Mister ( Gibb ) kırk üç yaşında öldü. Ve bü- tün ömrünü divân edebiyatina verdi. Bu edebiyat duygu ve görgüsü içinde, türkçe diye zavallı ingilizin öğrene - bildiği şu oldu : “ Necibülşemail, kerimülhasail efen- dim hazretleri, ,, Sonra : “Sarf-ü nahiv kusurunun dameni af ile setri lütfi âlül'âlinizden memul - dür., (61. bökde CUĞT Ruslar tarafından =ıîğı; olan şid- detli bir taarruz çok şiddetli bir mu- kabil taarruzla tardedilmiş ve Ruslar on mil kadar ricat etmek mecbüriye - tinde kaldıkları gibi üç yüz de esir vermişlerdir. Ruslar dün Kaukijimpe kasabası üzerinde bir hava akını yapmışlardır. Neticede ahaliden iki kişi ölmüştür. Sovyet tebliği Moskova, 11 a.a. — Sovyet tebliği: 10 kânunuevelde, Sovyet kıtaları her istikamette 5 - 7 kilometre ilerle-” miştir. Uşta istikametinde, Kuolojarvi kö- yünü, Prosozero istikametinde Joho- nala köyünü, Kareli berzahında Bo- roşina ve Kirga - Miolaa köylerini Fena havadan dolayı, keşif uçuşla- rı hariç, başka hava harekâtı yapıla- mamıştır. Üsküp'ten bir hota oğluna şu telgra- fi çekiyordu : “ Nehri Vardar'ın isyanü tuğyanı îeâıri Üsküb'ü harab-ü yebab eyledi. ,, 71. Divân edebiyatının telkin ettiği türkçe facilarına bakınız. **& Ben bu yazılarımla ne ediplik, ne de şairlik taslamak dâvasını gütmüyorum. Ancak milli kurtuluşun, öz dilde, o- nun yükselişinde olduğuna sarsılmaz inanım vardır. Bu satırları bu dâva yo- lunda karaladım. Dilini kaybetmiş, tek bir millet gös- terilemez ki ( varım ! ) diyebilsin , . Ulusal varlık ulusal dildedir. Sözlerime son verirken lâik Said'i anmadan geçemiyeceğim : Arapça istiyen Urbana gitsin Acemce istiyen İran'a gitsin Frengiler Frengistana gitsin Ki biz türküz bize türki gerektir. Canına rahmet, yattığı yer nur ol - sun.. « Ankara : 11/11/939 Mahmut Esat BOZKURT (2) Bundan yedi yüz yıl önceki türkçe- nin açıklığına, güzelliğine bakınız. (8) Sekiz asır önce (4) Ümük — Gırtlak, (5) Bunları dil konusuna dair etüdleri - mizi basarken yazacağız, (6) Gibb'in bir dostuna yazdığı mek- Fevzi'nin hocası. Vesikayı kendi - sinden aldım. (7) Huku Fakültesi Direktörü Bay tuptan caktır. Burad. grafiklerle millf ekonominin muhtelif branşları olan sanayi, istihsal, ihracat, bankalar ve halk hayatını alâkalıyan mevzuların her seneki inkişafları gösterilecektir, Sergi bir ay kadar açık kalacaktır. Ulusal Ekonomi ve Artırma Kutu- mu'nun tesbit ettiği rakamlara göre, bu sene içinde bankalardaki tasarruf mikdarı 105 milyona yaklaşmıştır. Bu malümatin anlattığı karakteristik nok- talardan birisi de mudi sayısının de- vyamlı olarak yükselmesidir. Para biriktirenler arasında talebeler, en mü him yekünü tutmaktadır. Bu da genç nesilde tasarrufun gittikçe kökleş « mekte olduğunu anlatmaktadır. Hafta dolayısiyle şehrimizde yapıl- ması kararlaşan vitrin müsabakası için ticaret ve sanayi odasında teşekkül e- den heyet de çalışmalarına devam et« mektedir. Almanya'nın yeni sulh taarruzu (Başı 1 inci sayfada) * lar nezdinde büyük bir faaliyet göste- riyorlar. Alman gazetecileri bilhassa Alman — yanın garpta sulh yaparak Rusyaya karşı mücadelede serbest kalmak İste- diğine bitaraf heyeti murahhasaları ve gazetecileri iknaa çalışmaktadır. Almanyanın bitaraflara yapacağı sulh plânı hakkında bu gazetenin mu- habiri şu tafsilâtiı vermektedir: Südet toprakları hariç olmak üze- re Çekoslovakya müstakil bir devlet olarak yeniden kurulacak, Avusturya da bu memleketin Almanya ile birle- şik kalıp kalmıyacağına dair bir ple- bisit yapılacak ve nihayet Danzig, Koridor, münazaalı Yukarı Silizya mıntakaları ve eski Posen vilâyetinin bir kısmı hariç olmak üzere müstakil Polonya devleti tesis edilecektir. Münih suykaslının falli Kopenhag, 11 aa. — Münih suykax- tının faili olarak tevkif edilmiş olan George Elser'in yakında idama mah- küm edileceği Berlingske Tidende gazetesinin Berlin muhabiri tarafın - dan habet verilmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: