Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
(Başı I. inci sayfada) larını çaldı, marşlar ihtiram vaziye - tinde dinlendi. Ekselâns Gafenko kendisini karşi- lıyan zevatı Daçya vaptıruna dâvet e- derek izaz ve ikram etti. Salonda sa- mimi hasbihaller oldu. Bu arada beni kabul eden dost memleket Hariciye Nazırı şu beyanatta bulundu: B. Gafenko'nun beyanatı “— Çok sevdiğim memleketinizi yeniden görmek fırsatını bulduğum - dan dolayı son derece memnunum. Türkiye ile Romanyfa arasındaki ku- vetli dostluk hakkında fazla bir şey söylemeğe lüzum yoktur. Bunun kud- siyetini ve derecesini siz de bilirsiniz. Beynelmilel vaziyetin her zamankin den daha enteresâan bulunduğu şu an- da bilhassa samimi dostum Hariciye Vekiliniz B. Şükrü Saraçoğlu ile bey- nelmilel hâdiseler üzerinde görüşmek benim için hususi bir ehemiyeti haiz olacaktır. Ekselâns Şükrü Saraçoğlu ile bu fırsattan istifade ederek iki memleketi alâkalandıran müşterek me seleleri de görüşeceğiz. Bütün bu gö- rüşmelerimiz sıkı sıkı bağlı olduğu - muz Balkan antantının ebedileştiril - mesine mâtuftur. Ankara'dan dönü - şümde sizinle daha uzun görüşmek ve bütün suallerinize cevap verebilmek imkânını bulacağım için şimdiden memnuniyet duymaktayım.,, Dost memleket hariciye nazırı sa- at 17 deresmi üniformasını giymiş olduğu halde evelâ vilâyete gelerek wali Dr. Lütfi Kırdar'ı vesonra İstan- bul komutanı General Kâzım Halis Bıyıkday'ı makamlarında ziyaret et- ti. ö Müteakiben ekselâns Gafenko oto- mobil ile Taksim'e giderek Cümhu- riyet âbidesine bir çelenk koydu. Müttefik memleket hariciye nazırla- rının 'Taksim'e gittiğini öğrenen ka- labalık bir halk kütlesi Taksim mey - danını doldurmuştu. B. Gafenko'nun çelenk koymak üzere oraya gelişi halkın büyük ve dostane tezahürleri- ne vesile oldu. Aziz misafirimiz Taksim'den doğ- ruca Sıraselviler'de Romanya konso- losluğuna giderek romen kolonisini kabul etti. Bu kabul resmini bir çay zifatei takip eyledi. Değerli misafirimiz ekselâns Ga- Penkürafi Matek : et B. Gafenko şehrimize geliyor B. Drago'nun beyanatı Romen Hariciye nazırı ile birlikte Romanya matbtıiat umum müdürü B. Drago ve yedi Romen gazetecisi gel- miştir. B. Drağgo ile görüştüm. Bana şunları söyledi: “— Romanya için bir Dobriça mese- lesi yoktur. Romanya hiç bir zaman bir Dobriça meselesini müzakere etmi- yecektir. Esasen bu mesele bahse mav zu edilemez bile..,, B. Drago bundan sonra Türk - İn- giliz anlaşması münasebetiyle de sor- duğum suale demiştir ki: “— Bu anlaşma dost Romanya'da çok samimi bir sempati ile karşılan- mıştır. Bu münasebetle Yugoslavya ta rafından Romanya nezdinde bazi te- şebbüsler yapıldığına dair yabancı ga- zetelerde çıkan haberler tamamen uy- durmadır, Böyle bir mesele bahse mev zu olmamıştır.,, dostane anlaşmalar akdine âmade bu - lunmaktadır. Macar devletiyle böyle bir anlaşmanın, Tuna havzasında iyi ve müsalemetperver bir organizasyon için faydalı bir şekilde siyasi ve içti - maf meseleleri halledeceğine kani bu- lunuyorum. Yugoslavya fikirlerimize ve hattı hareketimize tamamen iştirak ettiğini isbat eylemiştir. Fakat, memleketimizin emniyetine karşı olan veçibelerimizi de barışa kar- şı olan vecibelerimiz kadar azimle ifa edeceğiz. Bize ait olmıyan hiçbir şeyi almıyoruz fakat bize ait olan her şeyi şiddetle takviye ve müdafaa ediyoruz. Memleketimizin hudutlarını ve istik - lâlini silhla müdafaaya azmetmiş bu - lunuyoruz. Bunlara karşevukubulacak her tecavüze karşı döğüşeceğiz. Ro- manya'nın dış politikası milletin hür yaşamak arzu ve iradesine ve ordusuna dayanmaktadır. Garantiler o Fransa ile İnilterenin " B. Gafenko'nun beyanat Bükreş, 10 a.a. — B. Gafenko, dün akşam mecliste yaptığı ve bir hülâsası gece verilen harici siyaset hakkındaki beyanatında Berlin, Brüksel, Londra, Paris, Vatikan ve Belgrad seyahati es- nasında kendisine gösterilen hararetli ve samimi kabulden dolayı minnettar- lığını bildirmiş ve bu münasebetle Romanya ile siyasi ve iktısadi bağların ne kadar takdir edildiğini ve memleke- tin her tarâfta mazhar olduğu itimadı müşahede ve tespit eylemiş olduğunu kaydettikten sonra demiştir ki: — Romanya'nın birliğinin, kuveti - nin ve istiklâlinin her tarafta bir ni - zam ve barış unsuru olarak telakki e - dildiğini memnuniyetle anladım. Eğer Avrupa çökerse biz harabeleri altında gömülürüz Beynelmilel politikada, kampların karşı karşıya muharebe vaziyetleri iş- gal ettiği bir devrede, Avrupa ancak yanyana birlikte yaşıyabilecek çareyi bulduğumuz takdirde yaşıyabilir. Ve eğer Avrupa çökerse, biz harabeleri altında gömülürüz. Geçtiğim bütün hükümet merkezlerinde Avrupa fik - rinin taksim kabul etmez mahiyetini ve kaymamak için uçurumun kenarın- da mücadele eden aynı parlak medeni- yeti gördüm. " < Bu noktaya gelince, nazır, dünya- nın kudretli bir imparatorluğuna ri - yaset eden bir zatın şu sözlerini hatır- ayrıldıktan sonra otomobille Tophane rıhtımınâ' gitmiş ve buradan kendilerine tahsis edilen bir vapurla Haydarpaşa'ya geç mişlerdir. Haydarpaşa türk ve romen bayrak- lariyle donatılmıştı. Misafirlerimiz Haydarpaşa'da biriken kalabalık- hal- kın alkışları arasında 19.15 trenine bağlanan hususi vagonlarına bindi ve kendisini teşyie gelenlerle vedâ ede- rek Ankara'ya hareket etti. Hareket esnasında bir müfrezemiz selâin resmi ni ifa yldi. . Bugünkü program Misafirler saat 9,10 da Ankara'ya muvasalât edeceklerdir. Romanya ha- riciye nazırı ekselâns Gafenko ve -Ba- yan Gafenko istasyonda Hariciye Ve- kili ve Bayan Saraçoğlu, Ankara vali ve belediye reisi, Hariciye Vekâleti umumi kâtibi, mevki komutanı, pro - tokol dâiresi reisi, birinci daire reis vekili, Ankara emniyet direktörü, merkez komutanı ve Romanya sefare- ti erkânı tarafından istikbal edilecek- lerdir. . , Bir ihtiram kitası selâm resmini ifa edecek ve kıtaya refakat eden bando mızıka evelâ Romanya ve müteakiben İstiklâl marşlarını çalacaktır. Bu merasimi müteakipı misafirler gar methali önünde hazır bulunan 0- tomobillere binerek Ankata Palas o - teline gideceklerdir. Misafir Hariciye Nazırı Ankara Palas'ta ikametlerine tahsis edilen dairede istirahat ettikten sonra, saat 11,40 ta Hariciye Vekilini, saat 12,10 da Başvekili ve saat 12,30 da Büyük Millet Meclisi Reisini ziyaret edecek ve bu ziyaretltr, saat 12,50 de Harici- ye Vekili, saat 13,20 de Başvekil ve saat 13,45 te Büyük NMillet Meclisi Reisi tarafından iade edilecektir. Bayan Gafenko saat 12 de Bayan Saraçoğlu'nu ziyaret edecek ve bu zi- yaret Bayan Saraçoğlu tarafından sa- at 12,45 te iade edilecektir. Misafirler, öğle yemeğini Roman- ya büyük elçiliğinde yiyeceklerdir. Misafir hariciye nazırı, saat 16,30 da Atatürk'ün kabrine bir çelenk va- zedecektir. Bu çelenk vazı merasi- minde bir polis ihtiram müfrezesi'ha- zır bulunacaktır. Bu merasimi müteakip Ekselâns 8C Henko İsmet İnönü Enstitüsünü ( 2mekte bulunan Bayan Gafenko'ya i tihak edecektir. Saat 20,30 da Hariciye Vekili ve Bayan Saraçoğlu taralından, Anka- ra Palas'ta misafir Hariciye Nazırı ve refikaları şerefin: bir akşam yeme- latmiştır. — * * “Bir harp vuku bulduğu takdirde. muharebenin sonunda — galipler: de mağlüplar da yıkılan toprağın aynı harabeleri altında yatacaklardır..,, Gafenko, bu sözlerin, harbı bir ga- ye veya bir hal sureti olarak telâkki imkânsızlığı hakkında kanaati sarih ve pek plâstik bir tarzda ifade ettiği - ni ilâve etmiş ve sözlerine şu suretle devam eylemiştir: — Her tarâfta aynı kanaate şahit oldum. Bugünkü tahrikâtın tabit ve lü zumlu yegâne çaresi, anlayış ve iyi anlaşma havası içinde teşkilâtlanmış bir Avrupa hayatıdır. Keza nazır, kıral Loopold'un, kü - çük ve orta devletlerin nizamlı ve se- lâmetli bir beynelmilel hayatın kurul- masına esas olacak ekonomik ve moral tedbirler teklif etmeleri lüzumuna dair olan fikrini de hatırlattıktan son ra“hayati saha,, ifadesine geçerek de - miştir ki: Hayati saha Her devlet, komşülarının hayati sa- halarına dahildir. Çünkü devletlerin yaşamak için biribirlerine ihtiyaçları vardır. Bu formülün ihdas ettiği endi- şeler, iktısadi istiklâlin ortaya çıkar - dığı meselelerin terkedilmiş olmasın - dan ileri gelmektedir. Hayatın icapla - rını tatmin için bütün servetlerin ve mütemmim hammaddelerin teatisi tan- zim edildikten sonra “hayati saha,, mevhumunun tasrih ve tahdidi müm- kün olacaktır. Romanya bu meseleleri tetkik etmiş ve aktedilen ekonomik anlaşmalarda realiteleri idrak ettiğini isbat eylemiştir. Fakat hudutları ara - sında uzanan saha münhasıran romen milletinin yapmıya memur olduğu va- zifeye tahsis edilmiş bulunmaktadır. Romanya ekalliyetleri Gafenko, Romanya ekalliyetleri meselesinin bir mesul hükümet tara - fından bir toprak meselesi şeklinde telâkki edilmediğini söylemiş ve: » Hiçbir devlet, bizim aleyhimize garantilerini, bir dostluk eseri ve her devletin müdafaa azminin bütün emni- yet sisteminde dahil bulunduğuna bir işaret telâkki ederek derin bir minnet- tarlıkla karşılamıştır. Polonya ile olan ittifakımız dos - tane ve samimi bir işbirliğini istilzam etmektedir. Sovyetler Birliği ile komşuluk mü- nasebetlerimiz iyidir. Ve hariciye komiseri muavini Potemkin'in Bük - reş'ten geçmesi münasebetiyle de mü- şahede ve tesbit edildiği veçhile mun- tazamdır. Balkan antantı Balkan antantına gelince, bu antantın gittikçe daha büyük ehemiyet alması mukadderdir. Zira antantın birliği müdafaa iştirakinin ve aynı barış ülküsü- ne hi t Bt altındadır. Bulgaristan'a karşı gösterilen alâka Antantın Bulgaristana karş göster- diği çok samimi alâka, Balkan antantı nın kendi camiasından hiç bir kimseyi hariç tutmak istemediğini isbat etmek tedir. Bilâkis antant bu camianın bü- tün Balkan milletleri için ne kadar lü- zumlu olduğunu göz önünde tutan herkesi kabule amadedir. Müttefik Balkan devletlerinin her an göster- dikleri tesanüt bu devletlerin temin $ ldukları —ve ÇO detle müdafan edecekleri zamın aleyhine müteveccih muhte- mel ümidleri suya düşürmektedir. Bal kan antantı Avrupada kati bir muva- zene ve barış âmilidir. Antantın fikir ve icraat birliği, âzâsı arasında daimi sıkı temaslarla temin edilmiş bulun- maktadır. Gafenko, İstanbulda Türkiye Ha- riciye nazırı ve Belgradda da Yugos- lavya hariciye nazırı ile yaptığı mülâ- katları hatırlatmış ve yakında Atina- da Yunanistan hariciye nazırı ile mü- lâki olacağını bildirmiştir. Ekonomik anlaşmalar Keza nazır, emniyet sistemine dahil olarak muhtelif devletlerle aktedilen son ekonomik anlaşmaları hatırlatarak demiştir ki: Almanya ile olan anlaşma, Almanya ile Romanya arasında mevcut müsale- metperver ve hayırhah — maksadların inkâr kabul etmez ehemiyeti haiz bir garantisidir. Anlaşma uzun bir barış ve itimat verici bir teşrikimesaiyi istilzam eylemektedir. Zira, mübadele makanizması plânı, bir gün bütün Av- rupa memleketlerini daha iyi bir ni- zam içinde birleştirebilecek olan bir ekonomik anlaşmalar serisinden mü- rekkep bir zincir teşkil etmektedir. Fransa ile ve İngiltere ile olan eko-|- nomik anlaşmalar daima daha ehemi- yetli hükümler inkişaf ettirecek ma- hiyettedir. 4 Gafenko, Romanya'yı birçok tamam layıcı menfaatlerin ve irk yakınlığı- nın bağladığı İtalya ile uzun bir hu- zur ve iyi anlaşma devresinin ne kadar lüzumlu olduğunu anlatmış ve sözleri- ni şu suretle bitirmiştir: Gaye ve usullerini anlata geldiğim dış politikanın milletimize haklı ve kati hudutlar içinde serbestçe inkişa- fını temin etmesini istiyoruz ve te- mennimiz bu mirası tam ve salim bir surette mühafaza etmektir. Ona mil- 1i seciyemizin rengini vermiye muvaf- fak olacağız. Onu mücadelelerle ge- müteveccih olacak toprak istekleri faa etm ktedir, d —' ir. Nazır, geçen sene zarfında hükü - metin ekalliyetler meselesi hakkında aldığı tedbirleri gözden geçirdikten sonra demiştir ki;. * : — Ekalliyetler hakkındaki vecibe - lerimizi ancak kendi adalet ve insani- yet hislerimiz altında ifa edebiliriz. Yabancı bir devletle anlaşma akdi ve- ya böyle bir.devletin kontrolü altında değil. İşte bunun içindir ki Romanya, kendi kendine karşı bir devlet teşkilâ- tının çerçevesi içinde olmadıkça, ekal- liyetler hakkında yeni teahhütlere muvafakat etmiyecektir. Romen hü- ği verilecektir. W kümeti komşu devletlerle halisane- ve çen ve kıralın hamle ile do- lu sevk ve idaresine medyunuz ve bü- tün müdafaa ve çalışma kuvetlerimi- zi memleketin ve milletler arasında ni zam ve iyi anlaşmanın hizmetinde top luyoruz. Hamidiye Giresunda Giresun, 10 a.a. — Hamidiye mek - tep gemisi dün saat 11 de limanımıza gelmiş, öğleden sonra mutat ziyaret - ler yapılmıştır. Akşam kumandan ve subaylar şerefine belediye tarafından bir ziyafet verilmiştir. 11-6. ıssq I TETİS FACİASI DOLAYISİYLE MÜLAHAZALAR I Denizaltı facialarıni nasil önlemeli? Yazan : A. V. Aleksander Amele partisi kabinesinde bahriye birinci lordu Tetiı denizaltı gemisinin feci âkibeti, bütün milleti tees- sürlere sevketmiş — bulunuyor. Bu kaza ile büyük harptan sonra bü- yük devletlerde 20 muhtelif yerde vukua gelen denizaltı kazalarında helâk olan insanların sayısı 700 ü bulmaktadır. İster arz cazibesine muhalif ola- rak havada uçsun, ister denizin di- bine girip saatlerce kalsın, insanlar tabiat kanunlarına muhalif hareket ettikleri zaman, devamlı bir suret- te, bir takım tehlikelere maruz ka- lacaklarını daima hesaba katmalı- dırlar. Fakat fen ve teknik bugün, o ka- dar ilerlemiş, kifayetli bir hal al- mıştır ki muhtelif milletlerin de- niz ve hava kuvetlerindeki bütün vasıtalara geniş ölçüde itimat et- mek, güvenmek caizdir. ( * & & tabiat zaman yapmaktan Bununla beraber, zaman, kendi dediğini geri kalmadı 1930 senesinde ben, bütün deniz- altı gemilerimize Davis kaçma âleti ni verdiğim — zaman, bu gemilerde artık insan zayiatı olması ihtimali- nin esaslı bir surette önüne geçil- miş olduğuna kani idim. _ Aradan kısa bir müddet geçtik- ten sonra bu cihaz, ilk defa olarak Poseidon'un çin sularında - battığı zaman kullanılmıştı. Orada cihaz, tam muvaffakiyetle vazifesini görmüş, sonra 1932 sene- sinde M. 2 denizaltısı Portland a- Ççıklarında battığı zaman da gene mamiyle Kurtarıİmıştı. Bugün bu faciadan sonra 1930 senesindekinden çok daha fazla o- larak, bütün dünya milletlerinin denizaltı gemisini bir harp silahı r___ıyng âletle gemide bulunanlar ta- da, acaba gemiyi yukarıya çekebil- mek için aynı zamanda bir kaç vin- çin birden kullanılması düşünüle- mez mi idi? Sonra, normal olarak içinde 53 ki- şi bulunması lâzım gelen bir deniz- altının tecrübe dalışında 103 kişi bulnması da-ayrıca hayret edilecek bir noktadır. Bu, mevcut oksijenden istifade bakımından, üzerinde ehemiyetle durulacak bir noktadır. Nihayet, hukuki bakımdan, ge- minin daha mütecahhitten tamamiy- le ve resmen teslim alınmamış ol- ması, kazaya kurban gidenlerin 'ai- le ve akrabalarına tam bir tazminat verilmesine mani olamaz. Umumi, bir tahkik mahkemesi ile birlikte en son olarak söylediğim bu nokta, mesele hakkında parla- mentoya verilecek blan beyaz ki- tapta ehemiyetli ve etraflı bir su- rette nazarı dikkate alınmalıdır. Taymis ne diyor? Tetis faciası hakkında bir başma- kale yazan Taymis gazetesi diyor ki : “Bu kazanın sebebi hemen tahkik edilip meydana çıkarılmalı, deniz- cilik ve mühendislik bilgisi, bir da- ha böyle bir facianın vukua gelme- mesi yolunda tedbirler almak için seferber edilmelidir. Bundan böyle her 'hangi bir kusur - ve noksan yü- zünden bir takım insanların hayatı kaybolmamalıdır. Vuküa gelmiş ölan - kazaya çare bulmak gemi yapıcılarının da, de- nizcilerin de iktidarı dışında bulu nuyor, Fakat facia, bütün impara- torlukta insant bir istirap uyandır- mıştır. Bu arada kendisi de geçen- lerde bir denizaltı — kaybetmiş 0- lan Birleşik Amerika'dan ve Avru- pa'nın sair büyük devletlerinden gelen duygularının samimi- halinde kull ktan vaz geç ri arzusunu duyuyorum. Bu gemi- lerin mevcudiyetini müdafaa eden- der, bunun bir saldırganlık değil, bir müdafaa silahı olduğunu söy- lerler. Halbuki 1914 - 18 tecrübesi denizaltı gemilerinin sahil muhafa- zasında pek © kadar faydalı olma dığını ispat etmiştir. **& te taraftan, bu gemilerin al- 0 manlar tarafına ticaret ge- mileri aleyhinde kullanılması — de- nizaltıların —en kötü şekilde sal- dırganlık silahı olduğunu da mey- dana koymuştur. 1930 da Londra'da toplanan deniz konferansındaki delegelere de söy- lediğim gibi, denizciler korkak de- ğildirler; onlar, her zaman hayat- larını tehlikeye koyar, böylece he- pimizin hayranlığını kendi üzerle- rinde toplarlar. Fakat milli vazifeyi yapmak de- mek, insanların tuzağın ağzına doğru giden tarla fareleri menzile- sine indirilmesi demek değildir. Bundan başka çok süratli testro- yerler yapıldıktan sonra, deniz.al- “tı gemilerinin bir saldırganlık ııla: hı olarak haiz bulunduğu kiymeti de eksiltmiştir. ** * Tetiı faciasına gelince: Benim fikrimce baş amirallığı «der- a. hal bu leyi tetkik k bir - tahkik mahkemesi kurmalı ve bu mahkemenin faaliyeti herkesin gö- zü önünde, açıkta cereyan etmeli- dir. Benim fikrimce faciada ölen de- nizcilerin, ve sivillerin aile ve ak- rabalarına ve bütün millete elde e- dilebilecek bütün malümatın ve tah- kikat neticelerinin sarahatle bildi- rilmesi milli menfaat iktizasından- dır. Daha sonra, her ne kadar Tetis, henüz müteahhitten tamamiyle tes- lim alınmamış ise de baş amirallığın böyle bir kazanın bir daha vukuu- nu önleyecek tedbirleri derhal al- ması lâzımdır. Bu türlü gemilerin teslimi için böyle mahzurlu tecrübelerden de sakiınmak gerektir. Her ne kadar Tetis'deki insanla- rın hayatını kurtarmak için tahli- siye gemileri derhal kaza yerine gidip var kuvetleriyle çalışmışlarsa yetinden hiç kimse şüphe edemez. Gene bu kaza münasebetiyle seya- hatte bulunan Kıral ve Kıraliçe'nin ve İngilterede bulunan ana Kırali- çe Mari'nin teessür ve taziye mesaj- ları da hükümdarlarımızın - tebaala- rına karşı ne kadar alâkalı ve his- li clduklarını göstermiştir. Herhalde şu bir kaç gün içinde milyonlarca insanın, ellerinden hiç bir şey gelmiyerek, kurtuluş ümi- diyle beklemeleri çok çetin bir şey olmuştur. Belediye reisi tarafından açılan iane defterine bir çoklarının iştira- kiyle, bu vaka kurbanlarının aile- lerine geniş ölçüde yardım yapıla- cağını umuyoruz.,, Deyli Teleg(afın makalesi Deyli Telgraf'ta diyor ki: * “Herhalde mesele etrafında res mi tahkikat yapılacaktır. Fakat bu tahkikatın R 101 faciasında olduğu gibi aleni, umumi ve geniş ölçüde yapılması için büyük bir arzu var- dır. Madam ki sivil ve askeri bir çok insanlar bu facianın kurbanı ol- muşlardır, o halde böyle bir arzu da yerindedir. ı Eğer ortada faşedilmemesi lâzım gelen bir takım askeri sırlar varsa o zaman bunlara ait olan celseler gizli olabilir. Yalnız bu türlü çok mühim nok- talarda tahkikatı baş amirallik ken- di servisine dahil kimseler tarafın- dan yaptırabilir. Öteki tarafları, bir takım noktaların örtbast edildiği, bir takım i ın iltizam olund ğu kanaati hasıl olmamak için umu- mi surette tahkik ettirmelidir.,, E KÜÇÜK DIŞ HABERLER XLiyej — Val Benoit kömür ma- denlerinde bu sabah bir grizo patla- mış ve altı kişi ölmüştür. X Sevil — Lejyoner tayyarecilerin İtalya'ya hareketi tarihi 10 haziran cumartesi akşamı olarak katiyetle tesbit edilmiştir. Wi X Roma — Agro Pontino'dan av- det eden İspanya dahiliye nazırı Su- ner, dün Kapitol'da Roma vali mua - vini tarafından tertip edilen parlak bir kabul resminde hazır bul tur, . _dü'menî_ıli başında Römen hallır! Milletler Cemiyeti nezdindeki d'i,;,î | /|murahhası Şumenkoviç — Ankarâ n.' Muhterem misafirimiz (Başı 1 inci sayfada) — Hariciye Vekilimizle fikir teati etmek üzere hazırlıklı olarak da gelmektedir. Bu fikir teatisinin en samimi bir hava içinde yapı- lacağına şüphe yoktur. Çünkü Romanya ile Türkiye arasın hiç bir menfaat ayrılığı tasavvur — edilemez. Balkanların sulhunu teminde işbirliği yapmayı biribi- rimize karşi teahhüt ettiğimiz gi* bi, başka istikametlerden gelebi- lecek olan müşterek tehlikeyi de birlikte karşılamıya azmetmi$ bulünuyoruz. Binaenaleyh Ro- manya ile mukadderatımız bir- leşmiştir: Bu itibarladır ki Romanya'nın yalnız harici münasebetleri de“ gil, dahili vaziyeti de bizi yakım- dan alâkadar etmektedir. Mulh- terem Hariciye Vekili B. Gafen- co, Ankara'ya gelmek üzere Bük- reş'ten ayrılırken Romen halkıi da milli birliğin tezahürü olan iki bayramın heyecanı içinde yâ* şamaktadır. Bunların biri, Ma- jeste Kıral Karol'ün Romanyayâ geri dönüşünün dokuzuncu dönümü, ikincisi de Romen i€ politikasında büyük bir inkılâP mânasına delâlet eden milli uya- nış partisinin ilk seçimidir. Ro* | manya'nın bu devir tarihi yızll' dığı zaman, süphesiz, Kıral Ka- rol'a çok büyük bir yer verilecek* tir. Romanya'nın iç politikası &* narşi içine atıldığı ve harici ıni_İ' nasebetleri de bundan müteessi olarak emniyeti sarsıldığı bir 28* manda Majeste Karol usta bif kaptan gibi devlet gemisini fır” tmmalardan kürtararak sakin bi İimana götürmüştür. Bugün YZ b men halkı Romanya'ya dönüşü” nün dokuzucu yıldönümü şenlik” lerinde gösterdiği heyecanlı V* candan tezahürat ile büyük kır?” lma ne derece bağlı bulunduğu” nu göstermiştir. g Majeste Karol'un büyük mez/” yetlerinden biri de Romanya m nevverleri arasından meziy! kimseleri seçebilmek ve bu mü” him anlarda ağır vazifeleri on ra tevdi etmektir. İşte bugün !Ch' . rimizi şereflendiren — Gafenct'! Majeste Karol'un seçtiği şahsi” ! yetlerden biridir. Muhterem H& — riciye Vekilinin ve Balkan a7” tantı reisinin memleketimizi Zi” yaretleri iki devlet arasındak! dostluğa yeni bir hız verecek V” Balkanlılar arasındaki tesanüd" takviyeye yardım edecektir. — | A. Şükrü ESMER . ÇA Te Ziraat Vekâleti müsteşarlığı (Başı 1 inci sıyfads' ) 'Yüksek ziraat mektebinde ziral'_'r natları profesörü ve Galatasaray _"’y sinde kimya ve fizik muallimliği” bulunan Aziz Meker 1920 de Mosk?' b sefareti başkâtipliğini ve bu müd öi vi de Moskova maslahatgüzarlığı : fesini yapmıştır. Bu vazifede 1923 Z;' lina kadar kalmıştır. 1924 ile 1929 l sinda Bay Aziz gene Galatasaray L allimliğinde bulunmuş ve 1929 - 30 7 nelerinde Uşak şeker fabrikası "” dürlüğünü ifa etmiştir. Z'P 1931 ile 1933 arasında Yüksek . ! raat Enstitüsü rektörü ve o tarib' beri de Ziraat Vekâleti baş mü!“ı": idi. Birçok ziraatçilerin hocası © Bay Aziz'e yeni vazifesinde başaf? dileriz. Yugoslavya'nın elçileri ırıln" “ p değişiklik Belgrad, 10 a.a. — *ı'ugaslaü"’n,ı Varşova elçisi Vukçviç Atina'ya, LAİ dra büyük elçisi Kassidolats Btf , Prag elçisi Protiç Varşova'ya, î:: eli ra elçisi Subotiç Londta'ya, Atinâ - ” dilmis” çisi Lazareviç Brüksel'e tayin € lerdir.