—ş—ğ—ğ—ğĞğğ—ğ—ğ ğ—şş—— Yazan: Francis de Groisset — 10 — Çeviren: L, Karamanoğlu Jerriman ve Hollicatt kşamın saat a odamda sırtıma, bir bozulan. saçlarımı düzelmiy maa Kapıya vu- n. (giri: ları halde içeri girdiler t gizi izli idi. İki dille şahidine li — “Sizi akşam yemeğine götür - miye geldik.,, — Yemeğe mi? İmkânı yok. Ni akşam Şaissura'da yemek O ece- — Biz de orada yiyec el ia kolonel Tairirsel e e leri maz de di. Bir senedir | e pazar Şaissura- ire 2 Sama 'nın ll - a pek memmun kaldı ve he men otomobiline atlıyarak uzaklaş” Ae arabanın kollarını sakaladı ve başı kalkık göğ- m leke operetinin ikinci perdesinde m bir jönprömiye ruhu seziyo - um. iğ bükerek: arabaya yerleşti, e - limi samimiyetle stkti, Biposumu u çi kardı. Ökçesine şiddetle vurarak silkti, Doldurdu ve yala bana: — O: musun rü ili un Dü Krusett, Les Perl bi esir ör buram ne kadar istiyo - — — ze bir kadın mıdır? — Ben bu cihete ehemiyet ver- mem, — Ya? öy e ya, bir kadın cazibeli o- lür, evinde güzel yemekler ikram eder Yüzbaşı yüksek sesle: — Öyle ya! dedi, eğer doğru ol- saydı biz hiç gider mi idik Mektepte öğrenmiş olduğu fran- sığcayı maatteessüf hâlâ unutmamış olan :a iie i. İşi na yk Kolonel kz sinir - lidir. Kendisi mükemmel bir asker- ta nuz? Hn Ml mi daha iyi anlayabilir. “dedi, Holi cott söylendi: —EH ah cezasmı versin! din- le Dü Krusett: Kolonel müennes mi, yoksa müzekker mi olarak söyle nir? —Müzekker, bütün rutbeler mü- #ekkerdir. Hollicot ei eder: — Pekâlâ, ri zannedi- yor ki dilan bir casustur. Casus müennes mi, yoksa müzekker asıl istersen, müzekker ola - i teşkilâta dahildir demek en değil mi? — Evet, Hind, yoğucular fırka sına mensüptar zannediyo) — Ya 4, aynı zamanda, iki ime ei evel Britanya askeri armin) MELE alan olan Lord Koats un anlı — Meraklanmaymız Dü Krusett bu hikâye mi e ts öl- dü ama, tabii bi bir v dedi sözleri maz in işle sal, anlamıyan Jerr sinirleni Ri ğeni iie rum. dedi, Ledi Şia- mura'yı in bekletmek istemem. Hollicot er: ei etme, dedi. Onda da ansız KR var. Kendisi de ye- aman geç gelir. ne dediğiniz kim — el i ir? erim. Şallı 'nın krarsı. Nasıl olu- yor da yon? edi. — Hayır bilmiyorum. Vatanda: rımdan biri m Gine mektul ei ei ie da eni yemeğ ettiler, lanse ie mütemadiyen fransızca konuşuyor ve her Ledi Şai çalar, hatt den iyi in otomobili beni bekli- yor, Fakat ben el arabasını tercih e- derim. Hioillec .ott'a da bana refakat etmesini teklif ettim. Jerriman bu nim yaşında olan bir adam düet ister — Öğle — Ledi li 'yı ilk tanıdığı mız zaman biribirimizi yadırgadık, O, siyah gözlerinin ucuyla bize dik- gok yarip bir şarklı tebessümü beli - r halde Caddenin iki tarafında pembe sü- tunlarla müzeyyen beyaz villâlar var. Her villâyı kendi bahçesi ku - satmış, Se: a nsan kuveti tabiatm © bahçı dikmekle değil sökmekle mi Holli a — Burada, bir kotacı olan bir ar- kadaşım var. Bir gün, evlenmek ü zere İskoçya'ya gitti. Altı ay sonra avdet ettiler. Karısına bee göstereceğin yordu. Fakat me şa bırakmayı unutmu: ol- du biliyor musun: ER — Bilmem. tum avdetinde an cevizi ağacı çıkmış olduğ gördü. — Zannedersem karısı pek mem - nün e — Hayır, salonda rıkan bu Hin - distan cevizi ağacında bir de kuş gördüğü için ilk akşam pek mem nun oldu, çünkü Şair ruhlu bir kı , Fakat m gece üç akreple biz karya tesadüf edince memnu iyet z Disi. ustuk. Ilık gölgeler bize #ıkıntı veriyor. Bir sigara yak Hollicott tekrar ei doldur du. Zaman, zaman bana müşfik bir lâkaydi ile bakıyor. Şimdi yol, ie doğru hurma ağacı şek- ai — Dü Krusett! dedi. — Efendim? — Gene Dn ali müen- sim r mi idi? iki en söylenebilir. e ak benz sanmiyorum ki bü- tün rutbele, A“ rtık onu değil, geceyi dinli - ya Bana henüz görme - diğim yungle'un vereceği zevki dü- şündürü en geceyi. Böcek sesleriyle dolu bir geci Kocaman yarasalar ağaçtan ni kar ve, ayın ışığı içinden linmiyen kuşlar geçiyor. Birden bi. e zerinden alyan yoluna de- vam ediyo! Hollicot aid — Dü Krusett, lm müennes mi & 8 g 8 Birden bire akli meç, Bir park yolu, üstü örtülü ve koku- larla dolu boğucu bir yol. Sonra gök Mil İs 19-3 - 1939 Suarede doktor Köseivanof B. ME doktor Refik m'la beraber 4 Suarede Hariciye Vekilimiz unan Elçisi ile görüşüyor yüzü klâsik bir inilir bahçe- | si amini şirin e — Ay, geldik m m nehri kenarındaki ev - ir besyo "deği il mi? dedi. a kollarını bı - ak YA nek taşı önünde durdu. Sol tarafta, kapısı açık kalmış gâ- rajda bir Bolls otomobili yatıyor. Daha ie ay ışığına gömülmüş bir e ig talk ağızla m şu ingiliz eğ kısını söylüyor Oh! Boby, oh! baby. Dan't say no, say may be. Hollicott: — Şarkı piziyeni odur. dedi. — Gülen de Jerriman'dır. ei ini bim Kapı açıldı. Ve be - yaz eler giymiş reçina gibi boy gi iline ella ME evdeler mi? Bi e sordu. Boy” evde olduğunu söyl nl ğ yleyince — Gördünüz mi dedi. ii böyle o.her pazar evdedir. (Sonu var), — Dünkü öğle yemeği Doktor Köseivanof, Başvekilimiz, Hariciye Vekilimiz, ve Dahiliye Vekilimiz bir arada Doktor Köseivanof Gazi Terbiye Enstiti resim atet vesinde inde iş ve Suarede Bulgar Başvekili Romus Büyük Elçisiyle görüşüyor Ankara Palas'taki suarede Dr. Köseivanof ve hariciye vekilimiz Misafir Başvekili y kızı Bayan Peel / gazetemizdeki