6 Mart 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

6 Mart 1939 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Ş yer İnsan ve küllür : Tasarruf ve portakal bahçesi Bahçe, zaten güzel bir şeydir. Fakat portakal bahçesi, büsbütün gü - zeldir. Her hangi bir kış Mersin yahut Antalya'ya gitseniz, yaz tatili mefhumundan çok kış tatili mefhumuna bağlanacağınız gelir. Hele por- takal bahçelerini gördükten sonra, Kulağımıza, şu günlerde, Antalya'da kurulmakta olan bir portakal bahçeleri kooperatifinin haberi çalındı. Muayyen taksitlerle ödenecek muayyen bir para mukabilinde, kooperatife girenler, bir kaç sene içinde otuz dönümlük bir portakal bahçesi Otuz dönümlük yetişmiş bir portakal bah sahibi olacaklarmış. çesi, insanın âhar ömründe mükemmel bir irattır. Bundan başka, memleketteki portakal istihsal Ssa- hası'mn bir de bu şekilde genişletilmesine çalışılması, misi namıma bir kârdır. Bir üçüncü bakımdan, Antal dan yeni insan ve nüfus çekecektir ki, iştir İsteriz ki Mersin de aynı şeyi yapsı ka ve muhabbet çoğalsın. Evet hattâ, İrm. Geniş ve her tarafı memleket ekono , ya kendisine bu yol- bu da Antalya hesabına güzel bir ın. Ve bu suretle, cenuba doğru alâ- kış tatilinin ayıı olan zevkine vara - ı e çeşitli iklim şartları arzeden memleketimizin i - çinde ne kadar insan ve madde hareketi olursa, ekonomik kalkınmamı - zın kolaylaşn_ıasma Müvazi olarak insanlarımızın daha hareketli, daha maksat ve mânalı bir hayata alışmaları temin edilecektir. Antalya portakal bahçeleri kooperatifin ğiz. Akdeniz'e bakan bu güzel şehrimize dî muvaffakiyet' | dileyece - ğru, isteriz ki, onun yanı ba- şınclî' Akdçnjz'e_döki%!rıîfiş çağlıyanlar gibi bir insan akını olsun. Ve bir gün denebilsin ki ve büyük duvar afişlerinde okunabilsin ki: “Hayatının bu kış hoş geçmesini istersen, en.,, git Antalya'da dinlen ve Antalya'da eg - Burhan BELGE Tütün mahsulümüz bu sene çok iyi İki ay içinde on milyon kilo tütü n sattık Birçok yerlerde müstahsillere avans dağıtılmasına başlandı Bu sene tütün mahsulümüzün geçen seneden daha iyi olduğu anlaşılmak - tadır. Müstahsiller umumiyetle vazi - yetlerinden memnundurlar. Sonra ya- bancı piyasalarda türk tütününün gün- den güne daha çok rağbet gören bir matah haline gelmesi onların yüzleri- ni güldürmektedir. 939 ilk iki ayında yabancı memle - | ketlere sevkedilen yaprak tütünleri - mizin on milyon kiloyu geçtiği anla - şılmaktadır ki bu sevindirici ve sene- nin diğer on iki ayı için de ümit ve - rici bir rakamdır, Bu seneki ihracatın 3 milyon kilosu Amerika'ya, 3 milyon kilosu Alman - ya'ya bir milyon kiloya yakını Ho - landa'ya, 250 bin kilosu İtalya'ya, iki yüz bin kilosu Finlandiya'ya ve mü. tebakisi de İngiltere, Letonya, Dani- marka, Belçika, Fransa, İsveç ve Ma- caristan gibi muhtelif memleketlere gönderilmiştir. Ege tütünleri Büsene Ege mıntakasının tütün mahsulâtı yekünü 33.180.000 kilodur. Bunun yüzde seksene yakın kısmı sa - tılmış ve 7.300.000 kilosu zürra elinde kalmıştır. Elde kalan mahsulün bü - yük bir kısmı henüz islâha muhtaç bir vaziyettedir. Bu seneki mahsulün bir kısmında görülen bu islâh ihtiyacının ve mahdut yerlerde de olsa bunüun zi - raatçıların tam mânasiyle memnun edi lemeyişinin sebebinin bu sahadaki teş kilâtsızlık olduğu söylenmektedir , Samsun tütünleri ve Piyasası Samsun'da bugüne kadar 2.300.200 kilo tütün satılmıştır. Bunun 1.280.000 kilosu Samsun, 850.000 kilosu Bafra ve mütebakisi de Alaçam ve Çerşamba kı- sımlarındandır. Dünya tütün pazarla - rında tanınmış bazı alman — firmaları Dr. Kerim Ömer Çağlar Dr. Kerim ömer Çağlar Yüksek Ziraat Enstitüsü Umumi Kâtipliğine fâyin edildi Yüksek Ziraat Enstitüsü kanunu - nun teşkilâtı içinde bulunan umumi ktipliğe Dr. Kerim Ömer Çağlar tayin edilmiştir. Dün vazifesine başlamış o lan umumi kâtip meslek arkadaşları arasında sevilen bir ilim adamımızdır. Bu tayin keyfiyeti bütün Vekâlet ve enstitü mehafilinde derin bir sem - pati ile karşılanmıştır. Dr. Kerim Ömer Çağlar 1903 sene- sinde Ustrumcada doğmuştur. Halkalı Profesör Fuat Köprülü'nün 25 inci yıldö Halkevinde konferans C. H. P, nin tertip ettiği konferans- lar serisinden - olmak üzere — bugün saat 18 de Dil, tarih, cografya fakül . tesi Hitoloji profesörü —Güterboch Halkevi konferans salonunda (Eti kültürü) mevzulu bir konferans vere. cektir. Bu çok enteresan konferansa herkes gelebilir. Noksan ekmekler , İstanbul, 5 (Telefonla) — Belediye müfettişleri dün Beyoğlunda yaptık . /ldarı bir teftiş neticesinde noksân ve - zinli 350 ekmek bulmuşlardır. Bu su - retle noksan vezinli ekmek sattıkları tahakkuk eden fırm sahipleri hakkın « da ceza zaptı tutulduğu gibi bu ek . mekler de müsadere edilerek düşkün- ler evine gönderilmiştir. yüksek Ziraat mektebini 1924 sene. sinde bitirdikten sonra bir sene orada asistanlık etmiş ve 1925 senesinde Zi. raat Vekâleti tarafından açılan müsa. baka imtihanını kazanarak Avrupaya gitmiştir. Fransa ve Almanya'da tah - sil ederek toprak —mütehassısı olan mumaileyh Ankara merkez kimya lâ. boratuvarı şefliği vazifesinden sonra 1933 senesindenberi Yüksek Ziraat enstitüsü toprak şefi ve aynı kürsü - nün doçenti idi. İktısadi ve fenni yazılariyle Kerim Ömeti okuyucularımız yakından ta - nırlar, çünkü 10 seneyi mütecaviz bir zamandanberi gazetemizin yazı arka- daşi bulunmaktadır. Kooperatifler, tasarruf kurumları gibi birçok iktısadi ve ilmi teşekkül « lerinin başında bulunarak bunları mu. vaffakiyetle idare etmiş olan arkada . şımızı tebrik eder ve kendisine mu * vaffakiyetler dileriz, ü için yap törende bulunanlar Profesör Fuat Köprülü'ye üniversitede yapılan tören İstanbul, (Telefonla)y — Profesör Fuat Köprülü'nün 25 inci tedris yılı münasebetiyle dün saat 15 te üniver- site konferans salonunda bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda, profesö - rün eski ve yeni talebe ile dostları, üÜnit esite profesörleri bulunmuşlar- dır, Konferans salonunda hazırlanan bir camekânda da Fuat Köprülü'nün, bü- yük küçük yüze yakın eseri teşhir e- dilmiştir. Merasime saat tam 15 te Edebiyat Fakültesi Doçentlerinden ve Fuat Köprülü'nün eski talebelerinden B. Ali Nihat Tarlan'ın nutkuyla başlan- mıştır. Bündan sonra İktısat Fakültesi do- çentlerinden B. Ömer Lâtfi Köprülü- yü, tarihçiliği bakımından tahlil et- miştir. Ömer Lütfi bundan sonra Köprü- lünün yeni mesaisine temas etmiş ve kendisinin büyük bir türk tarihi yaz- makta olduğunu, bu büyük esere ait bütün malzemenin hazırlandığını söy lemiştir. B. Ömer Lütfiden sonra Edebiyat Fakültesi profesörlerinden Overbah söz aldı. Müsteşrik alman profesörü burada söz söylemek için programda yeri olmadığını, fakat bu kadirşinas kütle önünde birkaç söz söylemek za- rüretini duyduğunu söyledi ve harbi umumide Köprülüyü ilk defa nasıl tanıdığını ve Köprülünün Avrupa'da müsteşrikler arasındaki mevkiini an- lattı, Bundan sonra Köprülü zadenin ta- lebeleri söz alarak hocaları hakkında- ki düygularını söylediler. Nutuklardan sonra Fuat Köprülü kürsüye çıkarak kendisi için yapıları merasime ve gösterilen sevgiye bir nutukla teşekkür etti. Bundan sönra Avrupa ve Amerika- nım müuhtelif ilim akademilerinden ve âzalarından gelen tebrik telgraf ve mektupları okunarak merasime niha- yet verilmiştir. 'fabrikası vardı: Bakırköy'de bulunan ve tesisatı çok noksan ve eski olduğu için cid- di bir faaliyet gösteremiyen bu fab- rika ancak 3 bin iğle çalışıyordu. Sü merbank tarafından tevsi edilerek iğ sayısı 44906 ya ve tezgâh sayısı 296 ya çıkarılan bu fabrikamız 1934 mayısında yeni şekliyle işletmiye açılmış ve o zamandanberi en mem- nuniyet verici bir tekâmül seyri i- çinde faaliyetine devam etmiştir, Senede bir buçuk milyon kiloya ya- kın pamuk istihlâk eden Bakırköy beZ fabrikasının pamuklu.bez ima- lâtı 1936 da 4.799.000 metre iken 1937 de 5.697.000 e ve 1938 de 6.203.000 e çıkmak suretiyle iki sene zarfında büyük bir artış kaydetmiştir. Pamuk lu piyasasında son senelerde talebin fazlalaşması dolayısiyle ihtiyacı kar- şılamıya yetmiyen bu fabrikamızın 18 bin iğ ilâvesiyle büyütülmesi ka- rarlaşmıştır. Bu suretle Bakırköy fabrikası 27.496 iğ ve 630 tezgâhla çalışarak senede 2,7 milyon kilo pa- muk istihlâk edecek ve bez imalâtı 825 bin kilo, iplik imalâtr da 1,4 mil- 'yon kiloya çıkacaktır. Program mucibince 1935 eylülün- de temeli atılmış olan ve pamuklu ünitelerinin en büyüğü olan Kayse- tTi bez fabtikası 1935 eylülünde işlet- miye açılmıştır. 33 bin iğ ve 1024 tezgâha malik olan bu fabrikamızda aynı süratli inkişaft göstermiştir. Fabrikanın pamuk istihlâki 1936 da 2.956.000 kilodan 1937 de artışla 3 milyon 715.508 kiloya ve 1938 de 4 milyon 4 086,862 kiloya çıkmıştır. İ. malâtı da istihlâke müvazi bir süuret- te artmıştır.: 1936 da bez imalâtı da 18.354.000 metre iken 1937 de 20 mil- yon 225.000 metre ve 1938 de de 19 milyon 242.000 metre olmuştur. 1938 de bez imalâtında bir evelki Devlet pamuklu mensucat endüstrisindeki inkişaf Muhtelif fabrikalarımızın istihsalleri Beş yıllık birinci endüstri programının gözettiği beş şubeden ilki “Dokuma endüstrisi,, olduğu malumdur. Bu programın ta- hakkuk ettirilmesi ve devlet fabrikalarının işletilmesi vazifesi” le mükellef olmak üzere Sümerbank kurulduğu aldığı endüstriyel müesseselet arasında zaman, devir yalnız bir tane pamuklu fabrikalar mamulâtı gibi bu basma- lar da piyasada büyük bir rağbetle karşılaşmış ve hariçten gelen emsa- linden gerek bez ve gerekse empiri- me kalitesi bakımlarından üstün bu- lunmuştur. Devlet işletmelerinin devlet tara- fından mürakabesi için kabul edil- miş olan kanunun hükümlerine uy* gun olarak Sümerbank'ın kurmuş ol duğu Bakırköy bez, Kayseri beZı Ereğli bez ve Nazilli basma fabrika- ları “Sümerbank birleşik pamuk ip- liği ve dokuma fabrikaları müessese- si,, ismini taşıyan 26 milyon lira ser mayeli ve merkezi İstanbul olan mahdut mesuliyetli bir şirket idare- si altına konulmuştur. Programın beşinci fabrikası - olan Malatya bez ve iplik fabrikasının inşaatı faaliyetle devam etmektedir. 26.000 iğ ve 432 tezgâhla çalışarak senede 1.400.000 kilo pamuk istihlâk edecek ve aynı mikdar da bez ve ip- lik imal edecek olan bu fabrikamız “Malatya pamuklu fabrikası türk a- monim şirketi,, tarafından kurulmak- tadır. Aynı şirket Adana mensucat fabrikasını da satın almıştır. Şimdi 7050 iğ ve 90 tezgâhla çalışan bu kü- çük fabrikanın 6 bin iğ ve 80 tezgâh Alâyesi suretiyle tevsii kararlaşmış- tır. Halen yapılmakta olan inşa ve tevsi işleri de tamamlandıktan sonra Sümerbarik'ın idaresinde — toplanan pamuklu fabrikaların mecmu kapa- sitesi Şşöyle olacaktır: iğ sayısı: '163.502, tezgâh sayısı: 3.324, işçi sa- yısı 12.800, senelik ham madde sarfi- yatı 17.400 ton iplik ve bez imalâtı 14,609 ton. Bu rakamlar tahakkuk ettiği gün, Sümerbank, imalâtının genişliği iti- kpa Tet Dü blyasa Mazaran Bu nisbi düşüklük, memle- ketin ihtiyacını karşılamak üzere ip- Ve İmalâtına daha lr eee verilmesinden ileri gelmiştir. Filha- kikâ iplik imalâtı 1936 da 37.000 ki- lo olan 1937 de 103.000 ve 1938 de 619.000 kiloya yükselmiştir. Gene proğram mucibince de kurulmuş olan, 18400 iğ ve 300 tezgâhla büyüklük itibariyle ikinti mevki işğal eden Ereğli bez fabrika- sı 1937 nisanında işletmiye açılmış- tır. 1937 de 177.000 kilo iplik ve 576.000 metre bez imal eden fabrika imalâtını 1938 de 354.000 kilo iplik 1.940,000 metre tire çıkarmıştır. Te- sisi yeni olan bu fabrikamızın gele- cek senelerde inkişafına aynı hızla devam edeceğine şüphe yoktur. İlk Öönce 15.200 iğle kurulmuş olan bu Kabrikanın iğ —mevcudu — yakında (22.000 i bulacak ve imalâtı 2 milyon kiloya yaklaşacaktır, Programın dördüncü fabrikası o- lan Nazilli basma fabrikası 1937 ilk- tteşrininde işletmiye açılmıştır. 28.236 iğ ve 768 tezgâhla çalışan bu fabrika miz memleketimizde kuruülmuş ilk basma fabrikasıdır. 1937 de kısmen we tecrübe imalâtiyle meşgul olarak 758.000 metre imal eden fabrika 1938 senesi zarfında 1,497,000 kilo pamuk istihlâk ederek 7.819.000 metre bez virrarln alı Ereğli- we basma çıkarmıştır. Bütün diğer UUU Halka kapılarını açan saray Samsun piyasasından ehemiyetli mik - yasta tütün satm almıya başlamışlar - dır. Almanlar türk tütünlerinin nefase - tini çok iyi takdir ettikleri için alman alıcrlarının sayısı ve aldıkları miktar seneden seneye kabarmaktadır. Trabzon tütüncüleri bu sene, ku - raklık dolayısiyle meyzif bazı zararla. ra uği şlarsa da iyetle Trab - zon ve Polathane mahsulü gene 2,5 milyon kiloyu bulmuş ve evsaf itiba - riyle de çok iyi yetişmiştir. Trabzon tütünlerinin son zamanlar- da fazla rağbet görmesi tütüncülerin de hevesini arttırmış ve mahsulün te- miz yetiştiril sebep olmuş Alıcılar tarafından avans dağıtıldı- ğı için ziraat sıkıntısı kalmamış sayı- labilir. İzmit ve Düzce havalisinde de Çoçukluğumuzda dinlediğimiz tonbüılerd'şn birisi de şu idi; — Beşiktaştan geçerken sağa, sarayın olduğu tarafa dikkatli bakma! Sultan saraylarını bir tarafa bı- rakınız, vükelâ konaklarının bile yakınından geçmek, önünde dur- mak korkulu bir rüya görmek gi- bi bir şeydi. UÜcrmalear çe sarayının kapıları fabrika di- rektörlerinden tutunuz da Bey- koz'daki arabacıya, Merdivenkö - yündeki çiftçiye, Alibey köyün- deki rençbere kadar yüzlerce mem- ’ek'" çocuğuna açıktır. ve büyük Bir dan anlat- tığına göre bir gün Heybeli'den geçerken kendisini bir prensin bahçe dıvarının dibinde yürümek- ten menetmişlerdi. Köylü parasiyle yapılan saray- da köylü ya el pençe divan duran bir uşak, yahut dıvarın ve kapı- nın dışında bekliyen nöbetçi ola- tütün tüccarlariyle inhisarlar idaresi tütün yetiştiricilerine avans dağıtmı - ya başlamışlardır. İzmit tütün alan inhisarlar idaresiyle birlik- te on bir kadar firma vardır. Piyasa yakında açılacaktır. Tütünler çok iyi- , lisind rak bulunabilirdi. Kendilerine “Al- lahın gölgesi,, diyen hakikatte ise alelâde birer gölgeden başka bir şey olmryan mütereddi bir hane- dan çocukları oralarda esrarengiz birer şehvet ve sefahat tanrısı gi- bi yaşarlardı. dir Bir kaç gündenberi, Dolmabah- da askatçı nameleri ile Marşı sultani değil, halkın' dilek ve şikâyetini anlatan sesleri du- yuluyor. Vatan hizmetinde ağarmış bir baş, vatan güneşinin parıltısını i- çine sindirmiş bir Çift göz, en bü- Yük halk çocuğunun, Milli Şef'in başı ve gözleri bir baba alâk; a a dikkati ile “Sımttsız vııındı;'"eı dinliyor. Bu levhaları fotoğraf adeseleri tesbit ediyorlar. Fakat önün Üülvi- yetini cam, adese ve kâğıt anlat- maktan âciz kalır gibi gelir bana. Tei Dostluk mu. düşmanlık mı? Almanya'da bir yahudi deli- kanlısı, bir alman kıziyle sevişmiş, dermiş, âyan meclisi ordu encü. meni reisi de bu miktarı bir kalem- de 7500 tayyareye çıkarmıştır. İn. sanın hatırına eski bir beyit geli- yor: Tab'ım o bâgbanı kerem - bişedir benim riyle p sını filen kontrol edecek bir vaziye- te gelmiş bulunacaktır. Kü Vaziyeti ve istikbali— hususunda bize haklı olarak verdiği ümitler, devletin endüstri sahasındaki ve ku- Tucu elinin memleketin ekonomik bünyesinde ne kadar hayırlı tesirler 'yaptığını ve yapabileceğini ve bu müesseselerin tesis ve işletilmesi i- çin memleketin ihtiyaçlarına en uy- 'gün ve en muvaffak esaslarm vaze- dilmiş olduğunu parlak bir şekilde HA YA NÇ Xxxî Havalar birdenbire soğudu Dün şehrimizde hava umumiyetle çok bulutlu geçmiş. Rüzgâr şimal şar- kiden saniyede en çok 7 metre kadar hızla esmiştir. En yüksek suhunet sı- fırm üstünde 3, en düşük suhunet de sıfırın altında 3 derece olarak kayde- dilmiştir. Trakya, Kocaeli ve Eğe bölgelerin- de hava bulutlu, diğer bölgelerde çok bulütlu ve yağışlı geçmiştir. 24 saat içindeki yağışların metremurabbama bıraktıkları su miktarı Bursa ve Ko- caelide 2, Balıkesirde 1, Niğde ve U- lukışlada 14, Kangalda 9, Kayseride 5, Sivasta 3, Mersinde 34, Adanada 19, Islahiye ve Dörtyolda 13, Cizrede 81, Siirtte 48, Mardin ve Adıyamanda 36, Ben bir gül isterim, bana bir güli; verir Yaş ve kuru İstanbul belediyesi şehrin kala - balık yerzlerine ve vapurlara astığı camekânlı afişlerde halka temiz . lik öğütleri vermek lü his. bir müddet sonra bir çocukları da dünyaya gelmiş. Şimdi bu yahudi, “ırka düşman- lık,, süçu ile sekiz sene hapis ve beş senede âmme haklarından mahrumiyete mahküm edilmiştir. Acaba, suçlu mahkemede: — Ben alman ırkına düşmanlık değil, bir alman kızına dostluk gösterdim! diye kendisini müda- faa etmemiş midir? 7500 tayvare Amerika nıcbusanı orduya ye- niden bin beş yüz tayyare al etmiş: “ Medeni seviyemiz oturdu. ğumuz şehrin temizliği ile ölçülür,, * Şehir tuttuğunuz kadar temiz ka. hr! ,, gibi. Şehirlerimiz halkı için. de bu medeniyet dersine ihtiyacı olanların sayısı maalesef az değil. Fakat temizlik bahsinde pek titiz oldukları halde — ayni tavsiyelere muhatap olan şehirliler de yok mu. dur, diyeceksiniz ? Hakl var, fakat ne yapalım, meşhur mesel - dir: Kurunun yanında yaş da ya.- nar. Yalnız korkarız ki bu öğüt - leri okuyup da üzerinde düşünmek lü hissedenler esasen bu ih sı hakkındaki tahsisatı kabul et. tikten sonro 15-ihavyt âyana gön- eli tarlardan müstağni bulunanlardan ibaret olmasın.. -i ada ae SŞ Gazi. p'te 22, Diyarbakırda 19, Ma- latya ve Besnide 15, Kızıltepe 13, El- azığ ve Siverekte 10, Sarıkamışta 36, Erzincanda 20, Erzurumda 17, Kara- köprü ve Ardahanda 12, Karsta 12, Trabzonda 9, Sinopta 5, Zonguldakta 3, diğer yağışlı birçok yerlerde de 1-11 kilogram arasındadır. Karla örtülü bulunan yerlerdeki 'karın toprak üstündeki kalınlığı Çe- mişgezekte 15, Malatyada 16, Karsta 18, Bayburtta 20, Malazgirtte 22, Er- zincanda 24, Kangalda 28, Erzurum- da 34, Ardahanda 39, Sarıkamışta 68, Nazımiyede 81 santimetredir. Diğer bazı yerlende de 1-14 santimetre ara- sındadır, Rüzgârlar bütün bölgelerde şimal- den saniyede en çok 14 metre kadar hızla esmiştir. En düşük suhunetler sıfırın altın- da Ulukışlada 6, Kars ve Yozgatta 7. Beyşehirde 12 derecedir. En yüksek suhunetler de İzmirde 10, Bodrumda ve Adanada 11, Antal- yada 12 derecedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: