22 Şubat 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 -2 - 1939 ULUS —— Askerlik bahisleri — KARA ZIRHLILARI TANKLAR Muhtelif devletlerin bugünkü » Tank kuvetleri vaziyeti nedir! H arp meydanımın müdafaa hat- larını yararak piyadeye yol açmak vazifesiyle mükelef, makine- li tüfek ve toplarla mücehhez zırh- l1 otomobiller ve tanklar vücuda ge- tirmek fikri ingiliz ordusunda 1916 da doğmuştur. Derhal fransız yük - sek kumanda heyetince kabul edi - len bu vasıta 16 nisan 1917 de tec- Tübe edilmiştir. Bu tecrübenin ver- diği oldukça kötü neticeye rağmen bu vasıtaların kullanış şekli hakkın- da bir fikir edinilmiş oldu. Aynı senenin son teşrin ayında, ingiliz - ler, Kambre'de tanklar sayesinde çok tam bir muvaffakiyet elde et- tiler. Maalesef, ihtiyat kuvetlerin ki- fayetsizliği bu muvaffakiyetten lâ- yiki veçhile istifade imkânını ver- medi, 1918 de, ingiliz - fransız orduları ehemiyetli mikdarda zırhlı araha - lara maliktiler. Ve bundan kıymetli neticeler almasını bildiler. Bilhas- sa 18 temmuz muüukabil taarruzu, muvaffakiyetini düşman mevzileri- ne baskın veren büyük mikdarda tanklara borçludur. Hindenburg'la Ludendorf, hatı- ralarında, müttefiklerin zırhlı va - sıtalarını alman kuvetlerinin geri- lemesinin başlıca sebeplerinden bi- ri olarak göstermişlerdir. Harpten sonra tanklar başlıca Av- rupa devletlerinin ordularında git gide daha mühim bir mevki almış - s.tır. Al: ord şirca orga- nizatörü ve baş kumandanı general Siekt, hattâ, çok kuvetli zırhlı üni- telere malik meslekten küçük bit ordunun, seferber edilmesi güç ve teçhizatı kifayetsiz büyük yığınla- rın kolayca hakkından gelebileceği- ni iddia etmiştir. Bu hayal, bilhas- sa Fransa'da, askeri hizmet müdde- tini asgari hadde indirmek ve milli orduyu mülis kuvetleri haline koy- mak imkânlarını ispat için bir çok defalar ileri sürülmüştür. İsabet ki yüksek kumanda maka- mı büu tehlikeli paradoksla zamanın- da mücadele etmiş, ve bu tez hiç bir zaman ciddi bir surette münakaşa mevzuu olmamıştır. Zırhlı arabaya lüzumlu vasıflar hususunda iki ayrı temayül tezahür etmiştir : Biri bilhassa koruma ciha- zınm kıymeti ve silâhların kalibre- siyle meşgul olmakta ve çok ağır ünitelerin vücuda getirilmesini in- taç etmektedir; öteki temayül mü- Bir Sovyet tankı kış Almanya'nın hücum tanklarından mürekkep parça yürüyüş halinde dafaanın,ve silâhların aleyhine ola- rak münhasıran sürate ehemiyet vermektedir. Tecrübe edilmiş bir kaide bize öğretir ki silâhlar harp zamanında asla kâfi derecede kudretli ve sulh zamanında asla kâfi derecede zayıf değildir. 1918 den uzaklaştığımız nisbette tankların, silâhlarını ve koruma ka- biliyetlerini hiç arttırmadan, sü - ratleri arttığını gördük. İspanya hâdiseleri her halde bu yersiz tema- yülü ortadan kaldıracaktır, çünkü İspanya'da harbe sokulan zirhlı va- sıtalardan ekserisinin ciddi bir ka- biliyet gösteremediklerini biliyo - ruz. Tânklar için harp meydanında sürat esaslı bir vasıf olamaz. Deniz harplerinde olduğu gibi kara harp- lerinde de en ağır silâhlar en kuvet- li olanlardır. Kullanış hususunda da , iki ayrı nazariye tezahür etti. 1917 mucidlerinin tasavvuruna Sovyet tanklarından ikisi bir yürüyüş esnasında sadık kalan birinci nazariye tankla- rı münhasıran piyadeye yol açmak ve sahayı işgal etmek vazifesiyle mükellef telâkki eder. Bu nazariye- ye göre tek başına zırhlı vasıtalarla yapılacak taarruzlar, başlangıçta muvaffakiyet kazansalar bile, bir Avrupa harbında, asla kati neticeyi alamazlar. İkinci nazariye, bunun tersine, fırka ve hattâ kolordu halinde bü- yük tank üniteleri kurmayı tasar - lar. Ona göre bu üniteler, taarruz kapasiteleri sayesinde, kurulmuş cepheleri yarmak, büyük ölçüde ku- şatma hareketleri ve düşman arazi - sine süratle ve geniş mikyasta gir- mek ve böylece kati neticeler elde etmek kabiliyetini haizdir. Bu neviden hareketler karadan gelecek tehlikelerden mada, Guada- lajara taarruzu da göstermiştir ki, büyük münferit tank üniteleri üze- rinde düşman hava kuvetlerinin yı- ğın halinde müdahalesinden doğa - cak tehlikelere de maruzdur. Fransa'nın benimsemiş olduğu bi- rinci tez, bizce yegâne kabule şa - yan olanıdır. Almanya'nın kuvetleri A lmanya, daha silâhlanması- nın başlangıcında, büyük bir gayretle çok miktarda tank ima- line girişti. Piyadenin himayesine matuf üni- teler vücuda getirirken, bir mikdar büyük üniteler de teşkil etti. Bu - gün üç zırhlı ünite vardır ki bun- lar şu suretle teşekkül eder: Takriben 500 tanklık bir liva; Bir motörlü topçu fırkası; Bu üç zırhlı ünite, bir hafif mo- törlü liva ile takviye edilmek sure- tiyle, merkezi Berlin olan bir zırhlı kolordu teşkil edef, Bu teşekküllerin haricinde, ku - manda makamı, umümi ihtiyatlar a- rasına konulan ve vazife ve ihtiyaç- larına göre kolorduların hizmetine konulmıya matuf yedi tank alayıyla iki tank taburuna maliktir. Üç zırhlı ünite mevcudunu 1500 tank olarak hesaplarsak umum al - man kuvetlerini 1.500--1.700 — 3.200 tank olarak takdir edebiliriz. Bu tankların kıymetini sıhatle öğrenmek müşkül olmakla beraber, çok hafif telâkki edilen bu materi - yelin, daha ağır ve daha iyi silâhlı tanklarla değiştirilmek yolunda ol- duğu sanılmaktadır. Kullanış metdduna gelince, kabul edilen organizasyon bu hususta bir fikir verecek mahiyettedir. İtalya'nın kuvetleri talya, zırhlı kuvetlerinin or - ganizasyonu hususunda Al- manya'nın prensiplerini kabul et - miştir. Bununla beraber, mevcudu kifayetsiz olduğundan büyük üni- teler kuramamış ve muhtelit liva - larla iktifa etmek mecburiyetinde kalmıştır. İtalya iki muhtelit livaya malik - tir ki bunların her biri şu suretle müteşekkildir: İki taburluk bir tank alayı, ya - ni 150 tank; Beş taburluk bir bindirilmiş pi- yade alayı, 20 tanklık bir bölükle birlikte, aları Topçudan mahrum olan bu liva- lar, münferiden harbe sokulacakla- rı zaman hususi surette himayeye muhtaçtırlar. Bu livaların haricinde, iki veya üç taburlu beş tank alayı vardır ki, bunlar piyadenin korunması için - dir. Bu üniteler, daha hazar zama- nında her kolorduya bir tabur ol - mak üzere ordü arasında taksim e- dilmiştir. Yekün olarak İtalya ordusu 1.200 tanka maliktir. Şimdi tadil halinde olması muhtemel bulunan italyan zırhlı materiyelleri İspanya harbın- da iyi netice vermemiştir. İngiltere'nin kuvetleri Ingi]tere'nin zırhlı. kuvetleri iki ayrı teşkilâta bağlıdır: Suvari kuvetleri ve Royal Tank Corps. Royal Tank Corps şunlardan mü- rekkeptir: Sekiz tank taburu ve Hindistan'- da bulunan sekiz mustakil bölük. Yedi taburdan dördü bir arada toplanarak bir muhtelit liva teşkil eder. Bu liva şunlardan mürekkep- tir: Bir hafif tabur ve üç muhtelit ta- bur. Hafif tabur üç bölükten ve 58 ha- fif tanktan mürekkeptir; muhtelit tabur, üç bölükten ve 49 tanktan mürekkeptir. Bu tankların 22 si ha. fif, 19 u orta, ve 8 i maiyet tankıdır. Orta tanklar hafif tanklardan ge- rek ağırlık, gerek zırh, gerek silâh itibariyle üstündürler. Maiyet tankları tanka karşı mü- dafaa silâhlarını taşırlar ve düşma- nın müdafaa silâhlarını körletmek için sis yayma tertibatına maliktir- ler, Piyadeyi korumıya matuf olan ta- burlar, muhtelit taburlarla aynıdır- lar, fakat bir 4 üncü bölükleri de vardır, yani 15 tank fazladırlar. İngiliz suvari kuvetleri, 22 alay üzerinden 18 motörlü alaya sahiptir veya olacaktır. Tadil programının tatbikinden sonra bu.kıtalar şöyle taksim oluna- caktır: Her biri iki hafif süvari alayın - dan mürekkep üç liva. Alaylar, üç dört hafif tank taburundan mürek- keptir; Teşekkülü henüz tespit edilme - miş olan dört keşif alayı; Mısır ordusunun motörlü livası ki bir hafif tank alayı ile zırhlı o- tomobil ve motörlü avcı kıtaların - dan mürekkep diğer iki alaydan mürekkeptir; Hindistan'ın beş alayı, Metropo- lün hafif livaları modelindedir. İngiliz kumanda makamı yeni bir zırhlı ünite kurmıya karar vermiş - tir. Bu ünite şöyle teşekkül ede - cektir: İki hafif liva; Bir muhtelit liva; Bir motosikletli avcılar taburu; Bir zırhlı otomobil alayı; Bir motörlü muhabere taburu; Bir veya iki grup motörlü topçu; Bu program tahakkuk ettirildiği zaman ingiliz ordusu 15 zırhlı üni- teye ve takriben 1.000 tanka malik olacaktır. Bunlara Hindistan'daki kuvetler- le keşif ünitelerini ilâve edince zırhlı arabaların mikdarı 1.500 e çı- kacaktır. Fransa'nın kuvetleri Fransa. on beş senedenberi, zırhlı kıtalarını kuvetlen - dirmek için muntazaman ve tedri- ci surette büyük bir gayret sarfet - miştir. | Bugün, Fransa, Metropolde on bir alay ve şimali Afrika'yla şarkta dört tabura maliktir. 1.500 ilâ 1.800 tanktan mürekkep bu kuvetler bir kolordu teşkil eder. Bundan başka, bir mikdar süvari fırkaları hafif nda motörlü fırkalar haline ifrağ edik miştir. Bunlar zırhlı hücum ve ke- şif elemanlarına maliktir. Hepsi i- yi zırhlı ve kuvetle silâhlıdır. Fransız zırhlı vasıtaları bütün benzeri yabancı vasıtalardan taar- ruzi kapasiteleriyle üstünlük arze- der. Bu vasıtaların kullanış doktrini değişmemiştir: Bu doktrin, tank - larla piyadeye yol açmak ve onun faaliyetine müzaharet etmekten i - barettir; zırhlı vasıtaların tek başı- na ve müstakilen hareket etmeleri mevzuu bahis değildir. Amerika'da P « e arazıtsız e radyo âletleri - * . icat edildi Son senelerin terakkilerinden en çok istifade eden bir tek şey varsa, o da radyodur. Fakat, bu kadar iler- lemesi ve tekemmül,.etmesine rağmen radyo, parazit denen zırıltılardan bit türlü yakasını kurtaramamıştır. Her fırtınada, radyonun sesi bozu- lacak, cırlıyacak, patır kütür edecek, fakat mutlaka dinliyenlerin sinirle - rini ayağa kaldıracak. Yalnız böyle fırtınalı gecelerde değil, apaçık ha- valarda dahi böyle elektrik deşarjla- rından mütevvellit parazitler radyo- nun berraklığını bozar durur. Bunun sebebi ise, radyoların alıcı tertibatı, verici istasyonların âdi dal- gaları için yapıldığından, buna ben- ziyen her elektrik dalgalarını, mutlaka radyoların almasındadır. Çünkü, rad- yolar, böyle âdi dalgalar için hassas bir şekilde yapılmıştır. Geçenlerde, Nevyork'ta bir tezahü- rat yapılmıştır. Buna sebep de, rad- yoların, icat edildi edileli başımna dert olan parazit dalgaların külliyen or « tadan kalkmasıdır. Armstrang isminde bir amerikalr binbaşı, parazit olmiyan bir radyo tertibatı bulmuştur. Bu radyolar o suretle tanzim edilmiştir ki, 40,000 vatlık son derece kısa dalgaları kabul ediyor. Armstrong, radyonun ilerlemesine en çok çalışanlardan birisidir. 1914 de, diğer mühendisler gibi, o da rad- yo ve telsizler hakkında uzun uza - dıya hararetli tecrübeler yapmıştır. Bu tecrübeleri bilhassa, sabit deşarj- ları radyolardan ve telsizlerden kal- dırmak gayesinde toplanır. Bu mühendis tam sekiz sene bu iş üzerinde çalışmıştır. 1935 de, parazit- lerin külliyen önüne geçmek için ya- terk etmiş, esasından yeni olmak üzere nihayet mükemmel bir verici ve alıcı makine pılan bütün denemeleri vücuda getirmiştir. Diğer makineler bütün elektrik de- şarjlarından motör gürültülerinden fi lan müteessir olduğu halde, yeni ma- kine bu dalgaların hiç birinden müte- essir olmamaktadır. Armstrong'un yeni aleti bugün Nev Jersez'de bulunmaktadır. Bu a- let, muntazaman fevkalâde kısa dal- ga verecek katiyen parazit yapmiya- caktır. Önümüzdeki ilkbaharda işle- miye başlıyacaktır. Nafia Vekâleti Hukuk müşavirliği Devlet Demiryolları işletme umum müdürlüğü müşavir avukatı B. Reşat Çelebioğlu terfian Nafia Vekâleti Hu- kuk müşavirliğine, Devlet hava yolla- Ti umum müdür muavini B, Arif De. mirer naklen nafia müfettişliğine ta- yin edilmişlerdir. e ee İ -

Bu sayıdan diğer sayfalar: