” 3 m Ea em nkara'nın ikinci ve üçüncü garlarındayız. Gar tabit istasyon mode, hatırladınız. Bu deyince “Buraları da neresi mi?” diyorsu- ından Şiğedaki pi larda ö, kara'yı civar vilâ- Jet ve nizi bağlıyan otobüsle rin kalkış ve varış yerleridir. Birinci gar! eni ki Bankasının rafından e ve ık buraya An- a'nın ikinci ii Flmeie tered- düt eder mi: ? ai ii yer dık. Oradaki kahvenin önünde Pe on kişi o YERE - Ankara'nın İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ Garlarında! ks dedik. Bu otobüslere ( Cularla iz edilmişti. r kal- — Peki kaç saatte varırsınız. kac ük gi bekliyorlar. — Üzerime düşme beyi , beli İ Bal kahraman. Diye biri atıld olmaz... yendiler, n buranın müdürü gİ- ozan da saplanır Geli bi e omuzlu iri - bi ir imi Bizim gülene Gitme! kalisiz.. Prlr levent yesin er hangi kikaten kahraman bir şey! “Bizim yolcu ir el iza- hat vermeğe başladı: — Güzel havalarda, hele yaz gün- leri bara görseniz hakiki istas- agi me yan, gili kaynaşır. Yolenlar, pale” caki bilir... Onun için biz onunla iyi sma kahveyi gösterdi. Burada dört beş masa paketli heybeli yol- taağ e Sai i, şoförün Kahraman güldü ve laubali bir tavurla — Den de sizinle arayı bozamam ya, dedi. Siz de bana otel müşte- risi getirisini Onları ve bir tevcihti. Böyle hitap etti- zaman güld man beyim, dedi. Estağfu- rullahi,. —o ii sana münakalât mü- dürü demeli. — Bu Tarı hiç anlamadım doğru- Otobüslerde mevkiler! “erer m gibi islerde de mevki farkı iN oförün yanındaki iki ki- ki. düks mevki i sıra da birinci mev- i.. Lüks mevkide oturan yolcu ra- ndu demektir Ki hata kondu bol hava gelir.. kada tekerlek üstüne düşen üçün! halini de siz e a- a kaç paraya götürü yormunuz “a ç lira... Ama lüks mev dört, birinci mevki üç buçuk liri Iculuk nasil g caba yolculuk nasıl geçer? ler halde pek rahat olmasa gerek. Şoför anlatıyor: ok iyi. Meselâ Konya'ya gi- z diyelim. Ankara ile Konya edir. Yolda güzel k sekiz dokuz saatte Konya'yı rizl ava bozuk olursa. — Orasımı hiç sorma. — Meselâ on saatte mi gidersi- —Kest — © iki, or on n dört saat — Kestiremem dedim a... a reiki — rdr. Yole NELER yi em ne alın Yele an ne yapar? Yi rurlar.. Ut keman varsa çalıp şar Peki böyle ne kadar bekler si- rr bazan yakım bir köye bada gide, ii izim köy- çok misatizperverdir. Yolcuları sp yatırırlar. zla israrın mânası iy tu siyer lie Çamurun iie 1 beklemekten ee çare yok: tu vi ve — Eğe 1 Gin iel dön Saatte le ya varırız.. ya nn ular sekiz dokuz saat sar- BABE öle kokusuna nasıl da- © va cesur oluyor vallahi, a dolabımız vardır. İçinde dürdiyot , oksijen, pamuk limo; şey vardır. ei ılan ayılan slaian limon kokla u baları kinci gardaki arabaların ço- u yeni ve güzel. Üstlerin- de (22 kişilikti ir) Yİ Şoförler kendi renkl göre ii yi “Yok RE Ke İl e halde Hib na sığmıyan ve mütemadi yol istiyen Konya'ya işliyen otobüslerden biri Konya otobüslerinden birinin bir araba olaca! Bir diğeri “Bu da ge çer yahut” vts al Gani yok da birkaç kere çamura saplanmış 0- lacak!,, Arabalar inde yolcuların yüklerini ik bir yer var. Bu- raya — e sepet, denk, paketler bağlanıyor. Bu EE a ia ayrıca bagaj is Takiyokla ları ya eski An- kara nesi rryol Arabaların çoğ gü- zel... Fakat öyleleri de var ir” hal seyahattan menedilmeleri lâ - ım.. Meselâ bir kamyonet bozma- sı bir otobüsün önünde durduk. 1. çinde dört beş yolcuyla yorgan, heybe, sandık eşyalar i de bundan ulu kö; arabası vardır. Hepsi üzeldir. yrılık zamanı! tobüs tamamen dolmuştu, Es- ki bir büyük hanım ilk de- fa gurbete eN i kızma nasi- hat ediy: A ızım.. Gider gitmez mektup beklerim. Ha, beni dinle yolda filân e A iğ — Hu, dedi, e m “kalpli adam- in e İki çift lâfım var Ağzıma tıkadın. Bi iribirini takibedecek cümleleri ağzında tıkalı kaldı. Otobüs yol- lanıverdi... Gi o kalkışını, ina zaklaşışını bir düş iç Önüne gar! imdi üçüncü gardayız.. Kas- Şim Mi otelinin deki eydandı ık kakyelerden ge esleri, bur: bee İN bakin karışıyor. Otelin ön ir oto- büs alıyor. a r yeni in kalkan, otobüsler — beş saatte, Kastamonu'ya Oo: iki saatte eaiyezinEi Şoför diyor 1 karı ti kadar 2 2 iyi- iraz .. He- Yol bozulur bozulmaz derhal (Sonu 8. inci sayfada) N Garlardan birinin büfesi Bazı TE irin oturulma- cak halı