: Müdafaasında Dir NGİLİZ ZABİTİ Çeviren: Narettin ARTAM Yazan: Yüzbaşı F. W. von Herbert Bir topçu düe neler Eskimiş transatlantikler otel olarak kullanılıyor Ilosu iki tarafa da hiç tesir yapmadan 8 saat deyam etti Bizim ikinci fırkanın tf pa dört topu rk her fırkaya veri nahımızda on üç i kendine : “Ben hâlâ ay- Polislik edecek kadın aranıyor — Sonu var — Fikir âleminde 20 inci asır beğ o : BİR SÜRGÜN | mem nm Suud Kemal YETKİN dünle yarn bir meyille yukarılara doğru an demir sütuna ilişti. Bu, glam kaidesini andırıyordu. Doktor acaib nesnenin isti aya kaldırdı ve e Tour Eiffel'in yüzlerce dev büyüklü ünde bir mamut is- başını hava; rı üstünde ed doğru uzandığını gördü. Çocuk" Sağman eri, resimli gazetelerde kim bilir kaç bin t dı ? ia yürüyen bu adam bulundu- noktada bırakıb kaybolu" yata- cağım yatağı bulmakta zorluk çekeceğim. Şu ya- ürüyen adam, benimle meşgul olmaktan geçse veya kalkıb memlekete gitse, ie YAKUB a bu engin şehrin i bir deniz üstünde bir tahta lamak isterdim ama, haydi ne ise, şeytana uyma- dedi.Şu herifin mısırlı ili k parçası gibi kali u Şu yi yürü; pr yy, dedim. mu? dam ? Lâkin, işte, o benim bugünkü lalamdır. Aman Ragıp bey, kalaylayacağınız yerde, (Ve kıs kıs gülmeğe başladı. Bulvarımar. kısa, loş A e benim bütün kapri. ifi aydınlık bir mey- me boyun eğerdi. Bu ise, şimdi, beni kendi kapris- 1 Bah mi verdim? Vallahi farkında deği ii çıkmışlardı. Bu saha, göz alabildiğine, uza- erine bağlayıb sürüklüyor. lim. Be yp iytiyat, iytiyat be birader.. Bu ep serilen çimenli tarkları irili ufaklı na Doktor Hilmet, böyle düşünerük; Ragıp boyu bi“ k türke Miniş vi raz kızar KD e adam olma; leriyle basbayağı bir park ö bir nevi isyan dı Kaç bey bi kaş saniye durdu, düm lüzumundan fazla keskin ve hendesi hat- “— Kuzum Ragıp bey, dedi. Sorması ayıp ama, Oo “— bilir lak Hnneğa, > dediz. şu bahşişi ları, herhangi bir kuytuluktan ve gölgelikten mah- böyle dolu dizgin nereye emre) Sizin muay- gir rum in iz Jimg yen Ep izm varsa ben mani olmuyayım. v bir kışla avlusunu da lu. Hattâ bazı ço- canım; hiç bir ilim. B Doktor Hi cok lerindeki bebek (arabaları ite- sm tamamiyle serbestim. kahkahayla güldü Şöyle biraz (Champs de Mars)” a doğru gidip hava alırız, diye düşünü: yord. ilmete geri burundan yine bana anlatti ve âti için de doğrusu ik Doktor Hikmet'in bu kadarcık sözü, Ragıb Beye, “— Canım, orası doğru : Orasıdoğru.. Fakat; şaştı. Doktor his ancak bir uzvi rahatsızlıktan ibaretti, Kendini tutamayıp : “— Aman ne kaba, ne biçimsiz şey... diye mırıl- Di “2 ? Biçimsiz mi? Amma da yaptın ii Yahu, dünyada bunun bir misli daha yok, Her dervişler. gibiydiler. Hele gece olup da ya manzaranın bu sertliğini yumuşatamıyordu. Dok. tor Hikmet, burayı ilk defa görmekle beraber : “e. Mantl de Mu b dedi. hey, akla, hayale sığmaz... Ragıb Bey, Tour Eiffel'i, o sanki kendi eseri imi$ “— A, bilmiyor mıydınız? Hiç gelmediniz mi? riç ki Ç iffel)' i i görüyo ? Doktor Hikmet, bu sonuncu sualin manâsını bir - çok defa olduğu gibi bu sefer de, onun bir acemi asmıyor ve kendini kendi intıbalarma bırakıyordu. Çelik kulenin tam altına geldikleri vakit, tekrar başını kaldırıp Gök yüzü bir demirden kafes içine hapsedilmiş gibiydi. Ragıb Bey : (Sonu var) di digi ei