Pazar 28 SONTEŞRİN KA * 18 inci yıl « No. 5869 İdasre 5 KURUŞ Başmuharrir Yazı iş. Müdürü Uluş basımevi Çankırı Gpddesi: Ankara TELEFON 1063 1062 1061 Telgraf: Ulus - Ankara DIMIZ ANDIMIZDIR Yarın Sinema sayfası Pek yakında Fotograf amatörleri için gü- zel bir sayfa neşrediyoruz. Hatay rejimi yarın ilân ediliyor Balkan antantı Memleketlerinde bir Amerikan muharriri Bu satırların sahibi, geçen yıl so- Tunda ve 1937 ilkbaharında, birkaç yıl Süren bir ayrılıktan sonra, Balkanlara tekrar dönmek ve oralarda birkaç ay daha geçirmek zevkini duydu. Bu cenubu şarki mintakast muhak- kak ki Avrupanın en çok alfika uyan - dıran bir köşesidir. Üç kıtanın birleş- me noktalarında yerleşen ve adına balkanlı denilen bu devletlerin uzun Ve eski bir tarihi vardır. Balkan mil- letlerinin hepsinde Bizans orta çağı- Dın ve vaktile bütün Akdeniz havzası- a hükmetmiş olan eski osmanlı impa- Tatorluğunun izleri görünür. Bilhassa $iftçi olan bu eski milletler, son asır- Ga istiklâllerini kazanmışlar, bugün modernleşme — ve garblılaşma,, nın birbirini takib eden safhalarını geçir- Mekte bulunmuşlardır. Son yıllara kadar Balkanlar kadar az — tanımmış Memleket yoktu. Türk - “korkunç a- dam”, sırb “dağlı ve zalim bir köylü”, Yunanlı “maceracı” olarak tanınmıştı. Bulgarların yalnız isimleri bilinirdi. Romanyalı hususiyet sahibi idi, fakat Giddi surette hesaba katrlmaadı. Umumi heyetleri itibarile Balkan- » Avrupanın hattâ bütün dünyanın ::wıklıımm ezeli bir kaynağı i, Türkiyeye ve Balkanlara yapılacak kısa bir ziyaret, görmek ve öğrenmek istidadında olanlar için bütün bu ha- talı intıbaları düzeltmeğe kâfidir. Sükterimle börelr ölarll üi delerim arasındaki tezad hakikaten şaşılacak derecede idi. Tanınmış fran- #ız muharriri M. Jacgues Aucel, Bal- kanlara tahsis ettiği bir eserinde bir kaç sene evel şu mütaleada bulunu- yordu: “Balkanlar ,orta çağla modern Zamanlar, eski nizamla yeni nizamlar Arasında bir istihale devresi içinde- dir.,, Bu müşahedenin bugün için da- hi, pek doğru tarafları vardır. Bu isti- ale bugün artık tamamlanmıştır. Bu tihet, bazı Balkan şehirleri için bil- doğrudur. Köy şüphetiz ki he- hüz geridir, fakat dünyanın birçok Memleketlerinde de, köy şehirlerdeki Büratli değişikliklere ayak uydura- Madığı için geri kalmaktadır. Olup bitenleri daha yakından göre- : Yugoslavyada, meselâ Belgradı tle alalım. M. Jacges Aucel'e göre elgrad, az bir değişiklik geçirdiği İN dünyanın en enteresan — şehri idi. Tada eaki ile yeni arasındaki tezad- tanlı olarak sezilebilirdi. Önce es- İ Roma, sonra Bizans, daha sonra türk ve nihayet sırb şehri olan Bel- &rad, şarktan garba doğru yol alan bir topluluğun bütün bariz vasıflarını Rösteriyordu. M. Aucel'in eserini o- Uduğu sıralarda, yani on sene — evel, Satırların muhazriri de Belgradda Mlunuyordu. gibi değildi. Şark- Barba geçiş işi artık tamamlan- buğt İlk intıbazm bu oldu. Sokakları, Bonları, nakil vasıtaları itibariyle 'tİgrad tamamile modern bir şehir ol- ;'ı'*u. Şehir yeniden inşa edilmişti. e lAn caki binalârın ve - kaldırılan Bne kaldırımların yerinde şimdi kiş *N devrin rüzgârr geçiyordu. Ha- öylemek lâzımsa önüne geçil- Teti imkânı olmayan bu değişiklik &rsız olmuş değildi. Fakat zaman, m::m hayatın bütün konforunu ge- deki 'Sİne rağmen, eski şeyler üzerin - i hakkmdan vaz geçmiyor. Nite- iköylüler, oduncular hâlâ orada- but ar. Birçok kahvelerde eski havayı Mak kabildir. Belgradı 'misal olarak aldım. Ro- _.;V'n:n enfes hükümet merkezi teş de ikinci bir misal teşkil eder. zmi"_l Belgraddan çok daha büyük, Pazilı viT şehirdir. Ona Balkanların , &İ demek âdet olmuştur. Bükreş, *li ve gürültülü hareket ve haya - a ';J)'uk binalrı ve modenr dükkân- W _z î( bulvarlariyle küçük bir Nev- n e Üçük bir Şikagodur. Fakat şeh- :]"ljşıı.ıı. kırlara çıkarsak, mese- bamba p de Mondo köyüne gidersek ka bir âleme girmiş oluruz. ğrad ve Bükreşteki değişiklik- dirl, Sürar tile, Yazan: Harry N. HOWARD Ankara, Türkiye Cumhuriyetini - sa- nayileşme, layiklik ve milli- yetçilik yollarına sevkeden yeni rühun timsali. darin süÜretine naszaran ağır beraber Sofya da çok değişmiştir. Garb ütemile uzun zamân temas ha - Bnde bulunan ve değişiklikleri tedrict olmakla beraber esaslı ve manllı sayı- lan Atina da aynı vaziyettedir. Ancak, bütün bu değişikliklere rağimen Akro- pol hâlâ şehrin bekçiliğini yapmakta- dır. O, Yunanistanın en parlak dev- rindeki derla manasından, bugünkü modern yunan hayatında sembol'den (Sonu 8 inci sayfada) Cumhuriyet bayramında Hatayda yapılan xSstxriler Hatay'da bayram hazırlığı Her yerde taklar kuruldu bayraklar asıldı Londra, 27 (A.A.) — Havas lerde söylenmektedir. Diğer mahfillerde söylendiği- ne göre, ingiliz - fransız görüş- melerinin hedefi daha ziyade Adana 27 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Suriyeden alı- sömürgelerin geri verilmesi hak. nan haberlere göre, yeni Hatay rejimi, pazartesi sabahı ilân edi-| Ktada Almanya - tarafından ya- lecektir. Bütün Hatay, büyük bayramını kutlamak için hazırlan- | ptlan talebin nazarı itibare alı- mıştır. Her tarafta taklar kurulmuş bayraklar asılmıştır. (Somu 8. inci sayfada) Fransadaki komplo Ğ Dük Pozzo di y Borgo da tevkif edildi Paris, 27 ÇAA.) — Dük Porzzo di Borgo, isticvabından sonra Sante ha- pishanesine sevkedilmiştir. Dük, is-. ticvabı esnâğinda 1936 denesinde şimdi mevkuf buluman general Duüscigne- ur'ün teklifi Üzerine “müdafaa komi - teleri birliği,, nin ikinci reisliğini ka- bul etmiş olduğunu itiraf etmiştir. Dük bununla beraber vazifesinin birliğin kiralarını vermekten ibaret kaldığını ilâve etmiştir. Yeni araştırmalar Paris, 27 (AA)Y —C S A Ru meselesi tahkikatının neticesi olarak Hatay mektubu Fransız delegesi unsurları birbiri aleyhine tnhrik___edilmr Cenevre anlaşmalarının tatbikini güçleştirmek için uğraşıyor Antakya, (Hususi) — 6.9.937 de Ha- tayda vazifeye başlıyan fransız delege- si Jero Garo ilk vazife günlerinde ana- sıra karşı zahiren bitaraf bir manzara göstermeğe çalışmış ise de hakikatte anasırı yekdiğeri aleyhine tahrikten fariğ olmamıştır. Roje Garo'nun telkin ve tahriklerin- de başlıca hedef, Hataydaki unsurların türkten gayrisini toplu bir halde türk- lere karşı cephe aldırmak ve Hatayda anasır arasındaki ihtilâfı yaşatmak ve bu ihtilâftan istifade ederek Cenevre anlaşmasının tatbiklerini güçleştir. mek süretiyle orada Fransa nüfuzunu idame etmektir. Roje Garo Antakyanın Bedirke kö- yü çerkes reislerinden Kara Ömeri ya- | nına çağırarak bundan sonra ekalliyet- lerin ve çerkeslerin himaye edileceği- ni söylemek ve köylerinde eli silah tu. tan kaç çerkes olduğunu sormak sure- tiyle, çerkesleri silahlandırmak yolun daki gizli maksadırıt ortaya atmıştır Hattâ Roje Garonün 15.10.1937 de Rey- haniyeye giderken Yenişehir köyüne uğramış ve oradaki çerkeslere “San- cak” tan bir çerkes bölüğü teşkil ede- ceğini söylemiş ve çerkesleri türkler aleyhine tahrike devam ettiği dekay aleybine tahrik etmiştir. Delegenin a- nâsırı tahrik yolundaki faaliyetlerini muntazaman yazacağım. — ** Paris ve banliyösü ile Pontuar civa- rında birçok yerlerde araştırmalar ya- pılmıştır. Doktor Şahtın istifası Alman ekonomisi bir elden idare edilecek General Göring Hamburgda bir nutuk söyliyerek sömürge isteklerini tekrar etti Berlin, 27 (A.A.) — Doktor Şaht'ın istifasını bildiren resmi bir tebliğde B. Hitler'in doktor Şaht'ın iktısad bakanlığından çe- kilmek hususundaki arzusunu is'af ettiği bildirilmektedir. Bununla beraber Şaht, Reichsbank kalâde liyakatlerine binaen devlet bakanlığına tayin edilmiştir. Propaganda müsteşarı Walter Funk 15-1-1938 tarihinden itiba- ren iktısad bakanlığına tayin e- dilmiştir. Funk vazifesine baş- layıncaya kadar dört senelik plânm tatbikine memur olan Göring iktısad bakanlığının iş- leriyle de meşgul olacaktır. Hitler'den doktor Şaht'a yazılmış bir mektubun metni de neşredilmiş- tir. Bu mektubun başlıca fıkrası şu- u “Dört senelik plân teşekkülünün inkişafr dolayısiyle bir zaruret hali- ne gelen, iktısad nezaretinin bu te- şekkülle birleşmesi keyfiyeti, bana iktısad bakanlığından çekilmek hu- susundaki arzunuzun sebeblerini tak- dir etmek fırsatını verdi.,, Dr. Şaht'ın vazifesinden afjfhi kar, Berlin, 27 (A.A.) — Fölkişer Beo- bahter alman kabinesinde yapılan son değişiklikleri bahis mevzuu ederek diyor ki: (Sonu 8. inci sayfada) B. Abidin Özmen'in istifa Türk kültür kurulunun kolleji Başbakanımız dün kollej binasının açüışnu yaptı WRşCe ğ T B. Celâl Bayar ve vekillerimiz talebeler arasında (Yazısı 8. inci sayfada) Türk ingiliz ticareti Ötey gün şehrimizden ayrılan İn- giltere hazmne müsteşarı Mister Valley şehrimizde bulunduğu birkaç gün içinde türk - ingiliz ticari münasebet- leri etrafında Türkofis Tcisi B, Bur- han Zihni ile de müteaddid ve uzun temaslarda bulunmuştur. Mister Valley, bilhassa Türkiye ile Tagiltere arasındaki — ticaret münase- | betlerinin bugün mevcud olan inkişaf temayülünü bir kat daha hızlandır- |mak ve bilhassa ingiliz kleringinin her #uretletam bir intizam ve mü- kemmeliyetle işlemesini temin etmek hususunda Türkofisle mutabık - kal- miştir. Bu görüşmeler sırasında İngiltere ile Türkiye arasında ticaret münase - betlerinin her iki tarafın lehine olarak genişlemesi için her türlü imkânlar mevcud olduğu ve hidiseğin bu yolda bariz inkişafında devam etmekte bu- lunduğu bir kere daha tebarüz ettiril - miştir, BB. Valley ve Nikson İstanbul'da İstanbul; 27 (Telefonla) — Mister Valley kredi departmanı müdürü Mis- ter Nikson bugün İstanbula geldiler. Ve İngiltere sefarethanesine misafir oldular. Pazar akşamı Londraya hare-| ket edeceklerdir. Misafirler Ankara ziyaretlerinden çok memnun oldukla - riyasetinde kalmış ve fev- Ekonomi Bakanlığına tayin edilen B. Funk haberi asılsızdır Birinci Umum? Müfettiş B. Abi- konferansın toplanması ihtimali bulunduğu bazı siyasi Alman sömürge istekleri Londra'da neler konuşulacak Versay anlaşmasının sömürgeler kaydı değiştirilecek mi? ajansının muhabiri bildiriyor: Hitler - Halifaks mülâkatı ile yakımnda cereyan edecek olan Ingiliz - Fransız görüşmeleri neticesinde Versay muahedesinin sömürgelere dair olan hükümlerini değiştirmek üzere hususi bir mahfil. Yarın dış işler bahanı ile bera- ber Londra'ya gidecek olan Fransız başbakanı B. Şotan Romen devlet bankası heyeti gitti İstanbul, 27 (Telefonla) — Tatan. bulda bulunan Balkan bankacıların » dan romen bheyeti bugün Köstence- ye hareket etti. Yugoslav beyeti de akşamki ekspresle Belgrada hareket ettiler, SANAT İL :’E Sİ Cumartesi çıkıyor Bekleyiniz Sabah çayı Bir atkadaşımız Ankara yakınım daki köylerden birini dolaşryor. İhti. yarlardan birinin şikâyeti ver; — Şimdiki kadınlar çay içmeden tarlaya gitmiyorlar! Fakat köy sabah çayı içtiği za- man, Türkiye şeker fabrikalarrnrn bir iki misline ihtiyaç olduğunu his- setmeye başlryoruz. Kasabalardan her gün gelen be- berleri işitiyorsunuz: — elektriğe ka- vuşmeak, akarsuya kavuşmak! İstanbulda Adalıra bile verilmesi mesele olan elektrik! Osmanİı payı- tahtının türk ve müslüman krsımrnrn sokak çeşmeleri ile geçindiği sene- lerden de uzak değiliz. Bir şehrin küçük mümtar sınıfının lüksü olan nimetleri, cumhuriyetin medeniyetçi hamlesi kasaba kasaba bütün memle- kete yaydı: yakında onları köylerin | istediğini göreceğiz. Davamurzın milli ve insan! yüksek tarafı, her işte, vatan ve halk ölçüsü kullanmaktadır. Kendimizde olanın zevki ile, başkasının mahrumiyetit- deki acılığı unutmayız. Dünkü ilâvemizdeki tarla kızları- nn fotoğrafını görenler: — Acaba bir macar gazetesinden mi aldımız? diyordu. Bunlar bugünlük ziraatçi talebe kızlardır, Fakat sabah çayından sonra, bozkır tarlalarında, tabil kadın grup- rımı Türkiyeden çok iyi intıbalarla din Özmen'in istifası hakkında çıkan ayrıldıklarını söylemişlerdir. haberler asılsırdır. Tarr manzarası böyle olmakta gecik. miyecek! - Fatay