20 Kasım 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ü v ULUS 20 - 11 - 1937 — ? KÜLTÜR VE İNSAN ; | Balkan anfantı Kamutayda Balkanlarda turizm Dillerin baİıçeleri Dün, yabancı dil öğrenmek hakkında bir kaç mütaleada bulunduk. Bugün de yabancı dillerin sair türlü faydalarından bahsedelim. Eski grek yahud lâtince gibi ölü diller olsun, ingilizce, fransızca, al- manca gibi modern büyük diller olsun, tek başlarına mevcud değil- dirler. Ölü diri, büyük küçük, her dil, nesillerce insanın yüz ve bin yıllarca, içinde düşündüğü ve duyduğu ve bu düşünceleri ile duygu- İarmın hamurunu milyonlarca el marifetiyle işleyerek içini sayısız irili ufaklı âbidelerle süslediği bir bahçedir. Bir dili iyice öğrendikten sonra, onun içindeki ata sözlerini, remiz- lerini, hikâyelerini, nüktelerini ve imzalı imzasız şarkılarını, dualarını ve kitablarını sevmemeğe imkân yoktur. Bir müzeyi gezerken, eğer onun içindeki eşya hakkındaki malümatı- nız kuvvetli ise, o eşyanın ayaklanıp etrafınızda yaşadığını sanırsınız. Diller de böyledir. Hangi köşelerine ve yollarının hangi kıvrımlarına sokulsanız, bu bahçelerin; ağaçlarından bal damlar; korularında bu- hurdanlar tüter; göklerinde şarkılar çınlar. Diller, insanların en güzel ve en zeki eserleridir. Bütün yaratıcı hare- ketler söz'ün mermerine işlenmiş, estetik'in dantelalarına ilmiklenmiş, ethik'in tuncuna dökülmüştür. Sade yabancı diller için değil, kendi dilimiz için de, bu böyledir. Za- ten başkaları için, türkçe bir yabancı dil değil midir? Yabancı dilleri iyi bilmek, yabancı bahçeleri iyi gezmiş olmak de- mektir. Çok bahçe gezen kendi bahçesinin de kıymetini bilir. Mukaye- sesiz bilgi olmaz. Kendi dil bahçemizin hendesesini kavramak, ötekile- rine aid olanları iyi bilmekle kabildir. Bunun içindir ki, her millet kendi dilinin hususiyetlerini iyice idrak etmek üzere, her hangi bir klassik tahsilin dissiplinlerine meğe mecbür kalmıştır. Avrupada, lukta, arabça ve farsçanın; Çinde, et- merkez bankaları Direktörler Ankarada toplanıyor İstanbul, 19 (Telefonla) — 22 son- teşrinde Ankarada toplanacak olan Balkan antantı Merkez bankaları kon- feransına iştirâk edecek Romanya mil- lt Bankası heyeti bugün saat 14 .de fransız bandıralı Providence vapuriy- le limanımıza gelmiştir, Heyet Romanya milli bankası ge- nel direktörü Bay Konstantinesko'nun başkanlığında banka murahhas Âzası eski nazırlardan Bay Lapadato, iktı - sadi müşaviri B. Nicola Manisc, ti- cari itilâflar bürosu direktörü Bay Ba- Sraco'dün MüYakkebti Romen heyeti vapurda merkez ban- kası İstanbul direktör muavini Bay Nazif İnan ile Romanya general kon- solosu ve konsoloshane erkânı tara- fından karşılanmış ve doğruca Perapa- lâtince ve yunancanın; imparator- eski metinlerin; Rusya'da, ilk slav dillerinin (bilhassa bulgar edebiyatı). - B. . las oteline inmişti Bay Konstantinesko vapurda ken- disini karşılıyan gazetecilere Roman- ya - Türkiye dostluğunun sarsılmaz ve tük olduğunu söylemiştir. Türk tarih kurumunun zapacağı yeni tedkikler İstanbul, 19 (Telefonla) — Türk Tarih kurumu Anadoludaki bazı şe- hirlerin eserleri üzerinde tetkiklerde bulunmak ve türklükle alâkası ol- mıyan isimleri tetkik etmek üzere azalarını Ankarada bir toplantıya davet etmiştir. İstanbulda bulunan azâsı Ankaraya hareket etmektedirl Fikir âleminde : Yine antoloji münakaşası! Fransızca bir “Ankara” gazetemiz vardır. Haftada bir defa 8 sayfa çıkar ve bazı gündelik türkçe gazetelerden fazla da satış yapıyor. Yabancı hü- kümdarlı; da bile aboneleri var- dır. Hemen hergün yeni yeni abone- ler kaydolduğunu da idareden duya- rım, Bu gazeteye senede tam 416 büyük sayfalık edebi, içtimai, iktısadi, mali, siyasi tercümeler lâzımdır. Şimdi bir divan gazeli, sonra bir halk şiiri, daha sonra bir tarihi etüd, hulâsa ne üslüp- ça, ne dilce, ne zevkçe, biribiriyle hiç bir türlü münasebeti olmayan yazıları nakledeceksiniz. Evvelâ bütün lisanlar arasında tercüme güçtür. Türkçeyı gelince, üf henüz dilimizlı garb dilleri arasında kelime karşılaş- tırılması bile yapılmamıştır: lügatla- rın çoğu kelime değil, tarif verirler. Hulâsa anca bir devin karşı koyabi- deceği bu zorluğun altından, âdeta tek başına kalkan bir arkadaşımız vardıt: Reşad Nuri! Yanında bir yardımcı ar. kadaşından gayri kimsesi olmayan ve üstelik musahhihlik vazifesinin bü- yük bir kısmını da kendisi yapan ay- nı Reşad Nuri parti ve müesseseleri- mizin program veya nizamnamesini de tercüme edecek, bir de hazırlanmış an- tolojiyi fransızcaya nakledecektir. Sonra hoşumuza gitmiyen birkaç hatası oldu mu, onu sigaya çekip, “türkçe bilmiyen” veya “fransızca bil- miyen” adam olmakla itham edeceğiz Insaf, sevgili dostlar! Reşad Nurınir. yapmış olduğunu, şimdiye kadar, ya mış olan yoktur. Yapacak olanı yetiş- tirmek, onun yerini boş bırakmamak, fakat her şeyden evel böyle kıymetle- re hakiki değerlerini vermek lâzımdır. Biz adlı sanlı muharrirler onun düştü- ğü tercüme gafletlerinin birkaç mish fazla türkçe dil ve fikir gafletine dü- şüyoruz. “— Yahu, sen bu yanlışı ya- par mısın? diye soranlara, — Senin hergün bir sütun yazı yaz- dığın var mı? cevabını vet.i iyoruz. ——— Kendi mecburiyetlerimizin en iyi bildiğimiz bir işte bize yaptırdığı gıf.- letleri hoş görüyoruz da, Reşad Nuri- de mutlak bir yanılmazlık arıyoruz. Temps gazetesine yazı yazan muhar- ririn bizim edebiyattan fena tanıdık- larına haydi Reşad Nuri sebeb olsun, iyi tanımış olduklarını da onun fran- sızcasına borçlu değil miyiz? Esasen edebiyatımızı bu antoloji a- gağı yukarı aksettiriyor: şu eksik bu noksan tamamlanabilir ama, garb âle. minde bugünkü edebiyatımız daha iyi bir hüküm alamaz. Biz iyi sanat eser- leri vücuda getirmeğe bakalım: tanı- yan da bulunur, tanıtan da!! — Sonra Mercure de France ve Renais- sance d'Occident'da doğrudan doğru- ya imzası kabul olunan pek nadir türk- derden nin gene arkadaşımız oldu- * |Karaoğlan köyünde kazılar Ankaranın Gölbaşı nahiyesine bağlı Karaoğlan köyündeki höyükte, Türk tarih kurumu ve Ankara halkevi müze kolu adına arkeolog B. Remzi tarafın- dan sondajlar yapılmaktadır. Bu son- dajlar neticesinde burada Eti ve bakır devrine aid mühim eserler bulunması ümid edilmektedir. Şübheli bir ölüm İstanbul, 19 (Telefonla) — Demir- kapıda Leylâ adında bir genç kız, ansızın ve şüpheli bir şekilde ölmüş- tür, Cesed morğa kaldırılmıştır. Tah- kikata başlanmıştır. Tayyareci Vecihi Almanyaya hareket ediyor İstanbul, 19 (Telefonla) — Tay- yareci Vecihi doktorası yapmak ü- zere yarın Almanyaya hareket ede- cektir. Alman askeri heyetinin ziyaretleri İstanbul, 19 (Telefonla) — Şehri- mizde bulunmakta olan alman askeri heyeti bugün piyade atış mektebini Heyet yarın akşam Ankaraya gide- cektir . Yunan heyeti dün geldi Yunan milli bankası heyeti de bu- gün saat 17 de Romanya bandıralı Daçya vapuru ile şehrimize gelmiş ve Cumhuriyet Merkez bankası ve İstan- bul direktör muavini Bay Nazif İnan ile yunan general konsoölosu tarafın - dan karşılanmış ve Perapalasa inmiş - tir. k Bir lâyiha ecnebi kelimelerden ayıklanacak Kamutay dün Refet Canıtezin reis- liğinde toplanmış ve ihtiyat zabitleri ve ihtiyat askeri memurları kanunu- nun bazı hükümlerinin değiştirilmesi- ne dair kanun lâyihasının birinci maddesini müzakere ve lâyihanın ec- nebi keli: den ayıkl için Üü iad karar verilmişti Meclis pazartesi günü topl ktır. İhracatçılara kredi İstanbul, 19 (Telefonla) — Milli bankaların yaptıkları anlaş üzeri> ne ihracatçılara kredi verilmesine başlandı. İstanbul sandalcıları nizam altına alınacak İstanbul, 19 (Telefonla) — Sirke- ci yolcu salonunun önünden denize indirilen merdivenlerin uzatılması- na karar verildi. Liman idaresiyle belediye arasındaki görüşmeler ne- ticesinde rıhtımla vapurlar arasında irtibatı temin eden sandalcıların ha- mallar gibi nizama konulması karar- laştırıldı. Üsküdar adliyesi yangını hakkındaki tahkikat bitti İstanbul, 19 (Telefonla) — Üs- küdar adliye binasını yakmağa te- şebbüs eden Nureddin hakkındaki tahkikat tamamlanmış, bu işe aid ev- rak Üsküd üddei iliğince ağır ceza mahkemesine verilmiştir. Evraka nazaran, cürmü itiraf eden Nureddin, ifadesinde adliye binası- nı, hakkındaki dosyayı ortadan kay- Yunan heyeti, yunan milli b genel direktörü Bay Tsonderos'un baş kanlığında bulunmaktadır. Yunan heyeti de yarın akşam An- karaya hareket edecektir . * Heyet reisinin beyanatı Yunan heyeti reisi B. Tsonderos şu beyanatta bulunmuştur: “ — Balkan antantına dahil mem- leketlerin devlet bankaları müdürleri pl bu sene Ankarada yapıla - caktır. Geçen yılki toplantı Atina'da olmuştu. Gelecek toplantının nerede olacağı Ankarada kararlaşacaktır. Top- lantıda Balkan devletleri bankaları arasında çalışma birliği ve bu memle- ketlerin para ve klering sistemlerin - deki ahenk tetkik edilecektir. ,, Kamutay çağrıları * Divanı muhasebat encümeni: 22- x1-1937 pazartesi günü saat “10” da toplanacaktır. Sayın üyelerin teşrif- ve deniz lisesini ziyaret etmişlerdir. (U Şarkı ve Türkü Hindistanda doğup büyümüş olan Rudyard Kipling, ölünceye kadar ingiliz imparatorluğunun emperya- list şairi kaldı. “Cengel kitabları,, ve “Kim,, muharririnin şarkı tanıyan ve garbı bilen bir adam — sıfatiyle söylediği bir söz vardır: “Şark şark- tır, garb garbtır ve bu ikisi biribirle. rine kalb olamazlar.,, Bu vecizeyi biraz çözüp tefsir et- mek suretiyle haksız bulmamıza im- kân yoktur. Şark, kendini ayağına ve kafasına vurulmuş bir takım bağ ve kösteklerden kurtarmadıkça tam bir garb manzara ve hüviyetini gös- teremiyecektir. Fakat Kipling'in bu sözünü değişmez bir coğrafi zaruret gibi, bir doğma gibi telâkkiye mahal yok. O, gördüğü şark ile tanıdığı garbı biribiriyle cem olunamaz iki kantite olarak göstermiştir. Mil- letler ve medeniyetler fidanlar gibi değildirler ki yaşlandıktan sonra aşı kabul etmesinler. Türkiye, kısa bir müddet içinde kendini şark ananesinden koparıp Avrupa medeniyet ailesi arasında hatırı sayılır bir mevki edinince, bir çokları Kipling'in yukarıki sö- zünü yalanlamak istediler. Halbu ki... Dün öğleyin Ankara Radyosunun Spikerini dinlerken bunları düşünü- yordum, Ne münasebet diyeceksi- niz ? Spiker, bir plâğı anonse ederken şu sözleri söylüyordu. — Şimdi Hüseyini bir şarkı din- liyeceksiniz; plâğın arkası hüseyni türkü... “Şark,, ve “türk,, bakınız, bu iki kelime halk dilinde kaç yıldan beri biribirinden ayrılmış - bulunuyor ! leri rica olunur. bederek bir sabıkalr olmaktan kur- tulmak maksadiyle yaktığını söyle- miştir. Son günlerde Nureddinin babası, müddei umumiliğe müracaatla oğlu- nun küçük yaştan beri akıl hastalıği- le malül olduğunu ileri sürmüşse de, müddei umumilik bu iddiayı reddet- miştit. Üniversitede Türkkuşuna rağbet gittikçe artıyor. İstanbul, 19 (Telefonla) — Üni- versiteliler bu yıl türkkuşuna fazla alâka gösteriyorlar. Türkkuşuna yal- nız yüksek mekteblerin ve liselerin dokuzuncu sınıfından itibaren tale- belerin kabul edilecekleri hakındaki karar fakülteye bildirildi. Yazılan ta- lebelerin muayeneleri Eskişehirden gelecek hususi bir heyet tarafından Kocaeli saylavlığı Kocaeli saylavı Nedim Bozatık'ın ölümü üzerine boşalan Kocaeli saylav- lığına emekli orgeneral Ali Sait Ak- baytuğ Parti 'Genbaşkurunca parti namzedi olarak onaylanmıştır. Sayın seçicilere bildirir ve ilân ederim. (C.H.P. Genel başkan vekili C. Bayar Maarif tayinleri Musiki muallim mektebi baş yardi- rektörlüğüne ve tarih muallimliğine Gazi lisesi muallimlerinden B. Zuhu- ri, İstanbul kız lisesi tabiiye muallim- liğine Cibali orta mekteb tabiiye mu- allimi Hurisar Canok, Osmaniye orta mektb tabiiye muallimliğine açıktan B. Halil Atay, Cibali orta mekteb ta- biiye muallimliğine Düzce orta okulu tabiiye muallimi B. Arif tayin edil- mişlerdir. Muğlada tütün piyasası Muğla, 19 (A.A.) — Tütün piya- sası eski hararetini kaybetmekle be- raber inhisar idaresi ile bir çok tüc- car ve firmalar satın almağa de- vam ediyorlar. Şimdiye kadar 35 bin denk tütün satılmıştır. Geriye daha 20 bin balya tütün kalmıştır. Geçen yıla göre bu yıl fiatlar düşüktür. H A V A f' İ r ASN b Hava kapalı geçti Dün şehrimizde hava kapalı geçmiş, ısı gece 4, gündüz 12 derece olarak kaydedilmiştir. Dün yurdun Trakya, Kocaeli, Ege, 'Cenup Anadolusu ve Orta Anadolu- nun garb kısmında hava yağışlı, diğer mıntakalarda bulutlu geçmiştir. Dünkü yağışların karemetreye bı- raktıkları su mikdarları Çanakkalede 33, Geliboluda 24, Edirnede 23, Tekir- dağında 19, Çorlu ve Bandırmada 12, Kırklarelinde 9, İstanbul, Manisa, İz- mir, Nazilli, Muğla ve Bodrumda 1-3 kilogram arasındadır. Yurdda en dü- şük ısı sıfırın altında olmak üzere Karsta 4, en yüksek ısı da Adanada 24 yapılacaktır. Uournukarn Fikir içkisi: kahve! Dostumuz Dr. G. A. dünkü “ha- yat ve sıhat,, fıkrasında “fikir iç- kisi,, adını verdiği kahveyi gökle- re çıkarıyordu: Doktor Barthez, “kahve beni hayvanlıktan kurtarıyor,, dermiş. Eğer okuyup yazması, doktorun kıymetli satırlarını takibe müsaid ise bu makale, en ziyade bizim tb kahvecisini e- decektir. G. A. “kahve içen bir fikir ada- mı daha çok ve daha kolaylıkla çalışır.,, diyor, Desenize ki bundan sonra kahveciye : — Oğlum, ben bu ay bu kadar kahve içmedimdi; fazla y Ş sın! diyemiyeceğiz ve dersek on- dan t — Bu ay az mı çalıştınız? ceva- bını alacağız. “Resen mukabil” Geçen sene tanıdıklarımdan biri- sinin, orta mektebe giden çocuğu, bir akşam dersine çalışırken bana şu suali sormuştu: — Amca, affedersiniz, “resen mukabil” ne demektir? Çocukcağıza ibranice bir dua kadar yab gelen bu kelimel, anlıyabilmemiz için, bize, vakti- le, emsile, bina, arab nahvi okut- muş olduklarını, böylelikle körpe dimağlarımıza küfeler dolusu lü- zumsuz yükler yüklediklerini ha- tırlarsınız. Evvelki günkü Ulus'ta şöyle bir haber vardı : Öz türkçe olarak tesbit edilen riyaziye istilâhları mekteblere tebliğ edildi. Yarından itibaren muallim- ler, derslerde bu istilâhları kullana- caklardır.,, Bu haberi okuyunca ne kadar se- vindiğimi — tasavvur edemezsiniz. Kendi kendime söylendim: — Çocukl, “resen lerden kurtuldular! ——— İtalyan karikatürü Kabil? derecedir. Ateşten haç, yalancının mumu Eski fransız başvekillerinden » Andre Tardiyö, Fransadaki fa- şist “Croix de feu,, yani “ateşten haç,, teşkilâtının lideri olan Albay Dölarok'un mektebde okuduğ günlerden beri yalancı t dığ Turizm işleri için çok faydalı kararlar alındı Martta Atinada toplanan Balkan Antantı ekonomik konseyi- nin verdiği karar mucibince Balkan Antantı devletleri daimi tu- rizm komitesi 5 ikinciteşrinde toplanmış, toplantısı 7 gün sür- müştü. Haber aldığımıza göre daimi turizm komitesi hükümeti- miz namına bulunan Türkofis başkanı B. Burhan Zihninin de iş- tirâkiyle Balkan Antantı memleketlerini çok yakından alâkadar eden turist işleri üzerinde faydalı kararlar almıştır. Komite ileri memleketler eko- nomisinde mahdud gelirler te- min eden turizm işinin antanta dahil memleketlerde lâyık oldu- ğu ehemiyet verilmek suretiyle inkişafı çarelerini araştırmıştır. Ecnebi memleketlerden Balkan Antantına dahil memleketlere turist gelmesini temin için mühim enter- nasyonal turizm merkezlerinde müş«- terek bir “Balkan Antantı devletleri turizm propaganda bürosu,, açılması esası üzerinde anlaşılmıştır. Bunun dışında olarak Pariste bulunan enter- nasyonal turizm teşekkülleri merkez konseyi, Amsterdamda bulunan tu- rizm propagandası resmi organları enternasyonal birliği ve Brükselde bulunan enternasyonal turizm ittifa- kımmın ve bunun gibi turizm müessese- lerinin, turizm sahasındaki çalışma- larından istifade edilmesi etrafında da görüşülmüştür. Komite, Balkan Antantı devletlerinin bu gibi turizm teşekküllerine ayrı ayrı iştirâk etme- lerine karar vermiştir. Muhtelif ecnebi memleketlerde tu- rizm işleriyle uğraşan seyahat acan- taları ve kulübler gibi teşekküllerin Balkan Antantına dahil devletler hakkında aranacak malümatı verebil- meleri işi üzerinde de görüşülmüş- tür. Komite, bu hususun temini için bir bülten neşredilmesi esası üzerin- de mutabık kalmıştır. Bülten 1937 yılında Yugoslavya, 1938 yılında Yu- nanistan, 1939 yılında Romanya, 1940 yflmda da Türkiye tarafındari neşre- dilecektir. Bültende turizm, ve turiz« me aid mevzular bulunacak, Balkan Antantı devletlerinin turistlere gös« terecekleri kolaylıklar izah oluna« cak, antant memleketlerinde yapı- lan ve yapılacak işlerle, tabit man4s * resimler de neşrolunacaktır. Bülten- de Balkan Antantı memleketlerinde- ki turizm harekteleri hakkında da malümat bulunacaktır. Balkan An- tantı milletlerini biribirine tanıtmak, biribirlerinin memleketleri hakkında malümat sahibi olmak ve dış memle- ketlere giden turistlerin Antant memleketlerine gitmelerini temin et- mek için her memleket diğer üç Bal- kan memleketi hakkında uzun malü- matı ihtiva eden kendi lisaniyle birer broşür neşredecektir. Bu broşürler en geç mart ayına kadar basılmış bu- lunacaktır. Turizm propagandası tekniğinde ileri bir mevki almış olan radyo neş- riyatı da komitede bahis mevzuu ol- muştur. Komite her Antant devleti- nin diğer devletlere aid malümatı radyoda neşretmesini kararlaştırmış- tır. Dört devlet radyoda neşroluna- cak malümata aid metinleri en kısa bir zamanda teati etmiş bulunacak- lardır . Komite, Balkan Antantı millet ve memleketlerini ecnebilere tanıtmak nı mahkemede isbata uğraşmış. Dölarok, yalancı ise, acaba, e- için müşterek propaganda filimleri yapılmasına karar vermiştir. Bu fi- limlerde bir turistin görebileceği yer- lindeki “ateşten haç,, “yal mumu,, gibi midir ve yatsıya ka- dar mı yanacaktır? Kapanma, açılma Dünkü Ulus'u okuyan iki ama- tör politika meraklısı aralarında . konuşuyorlardı. Bir tanesi dedi ki: — Almanya, Sovyetler Birliğin- de bul beş alman k losl ğunu kapatacakmış! * Öteki cevab verdi « — Kim neyi kapatırlarsa kapat- sınlar ,tek harb açmasınlar da.... Talih ! sıcak havalarda en fazla ara- Kadın mantığı — Her zamanki gi- bi egoistlik ! Benim hayatımı sigor- ta ettireceğine kendini sigorta ettir- mişsin, buz olduğund. şübhe var mı? Ortalık cayır cayır yyanarken bir parça buz arayıpta bulamıyan bir kimse ,kendini, mu- hakka, bedbaht sayar. Fakat talih yar olmayınca tem- muz sıcağında buza kavuşan bir adam da bedbaht olabilirmiş, ba- kım : Geçen temmuzun en sıcak gün- lerinden birisinde Amerikada Gre- en Bay hastahanesine ağır yaralı bir adam getirilmiştir. Bu adam, çalıştığı bir soğuk” hava deposu- nun raflarından birinden düşen büyük bir buz parçasile yaralan- mıştı. Ne dersiniz, talih! ler, alar, tarihft ve bedil eser- ler ve diğer turistin hususiyetleri bir kül halinde gösterilmiş olacaktır. Bu filimler dünyanın dört köşesine gönderilecek ve bu suretle bilhassa oralardan yakın memleketlere gelen turistlerin Balkan Antantı memle- ketlerine de gelmeleri temin edilmiş olacaktır. Diğer taraftan komite, yal- nız bir antant devletine gelen turist- lerin diğer antant devletlerine de gelmeleri hususunda Jlüzumlu olan bütün kolaylıkların karşılıklı temin edilmesini de kararlaştırmıştır. Ko- mite, Balkan Antantı devletleri ara- sında ucuz, rahat turistin geziler ya- pabilmesini temin için muayyen za- manlarda turist trenleri, turist va- purları teşkilini de kararlaştırmıştır. Haber verildiğine göre Balkan An- tantı memleketleri arasında turizm işlerinin teshili maksadiyle bir turi- zm anlaşması yapılması da komitece karar altına alınmıştır. Göz hastalıkları kongresine gidecek delegeler İstanbul, 19 (Telefonla) — Birin- ci kânunun başlangıcında Mısırda toplanacak olan enternasyonal göz hastalıkları kongresine İstanbul üni- versitesi de temsil edilecektir. Tıb fakültesi göz hastalıkları ordinasyon profesörü İngesheimer — ve doçent Naci koöngrede bulunmak üzere ya- kında Mısıra gideceklerdir. eli Kai ağlaş 4 $ İ bi — YOCARANAAŞ i L v HünrdÜ n

Bu sayıdan diğer sayfalar: